15 Aralık 2012 Cumartesi

Gucci – Nobile (1988)



Gucci – Nobile (1988)  Markanın klasikler arasında yer alan erkek parfümü.

İster küçümseyin ister burun kıvırın. Fakat bir yorumcunun dediği gibi Brut parfümü, belki de farkında olmadan çığır açmıştı. Aromatik fujer kavramının en önemli temsilcilerinden olan Brut, kendisinden sonra gelecek parfümlere ışık tutmuş, yol göstermişti. Parfüm üreticilerinin çoğu ise bu yola karşı çıkmadılar. Oradan yürüdüler.

İyi de bu nasıl oldu. Aslında çok da şaşılacak bir şey değil. Çünkü 1960’lı yıllarda kaç tane parfüm üreticisi marka vardı ki? Şimdiki gibi her önüne gelenin parfüm çıkarttığı yıllar değildi 1960’lar. O zaman küçük bir hatırlatma yapayım dönemin popüler parfümlerini:

Guerlain – Habit Rouge
Guerlain – Chamade
Chanel – No.19
Christian Dior – Eau Sauvage
Christian Dior – Diorling
Yves Saint Laurent – Rive Gauche (Woman)
Yves Saint Laurent – Y
Guy Laroche – Fidji
Lancome – O de Lancome
Hermes – Caleche
Aramis Classic
Estee Lauder – Estee
Diptyque – L’Eau
Rochas – Monsieur
Creed – Irisia
Creed - Epicea
Paco Rabanne – Calandre
Nina Ricca – Capricci

Yukarıdaki arkadaşlar 1960’ların popüler parfümleri arasında gösterilebilir. Hadi bu markalara 9-10 tane daha ekleyelim. İşte koca on yılda piyasaya çıkan parfüm sayısı. Oysaki 2012 yılında sadece niche markalar bile daha fazla parfüm piyasaya sürmüştür. Çok satan ana akım markaları (Calvin Klein, Hugo Boss vb.) saymıyorum bile.


Diyeceğim o ki bugün marketlerde ve eczanelerde bile satılan Brut, aslında aromatik fujerların atalarından birisi sayılabilir. Brut’ün etkileri Azzaro Pour Homme, Chanel – Antaeus, Paco Rabanne Pour Homme, Pierre Cardin Pour Monsiuer, Guy Laroche – Drakkar Noir gibi klasiklerde görülebilir. Hatta hafiften de olsa 1980’li yılların sonuna doğru uzanmış olabilir etkisi. Belki de Gucci’ye bile ilham kaynağı olmuştur.

Oysaki 1980’ler Gucci ailesi için çok da iyi geçmiyordu. O yıllarda vergi kaçırma ve cinayet davaları ile zor günler geçiriyordu aile fertleri. Sanki rüzgar tersine dönmüştü. Zaten çok geçmeden Gucci markası ailenin elinden tamamen çıkacak ve Ortadoğu merkezli bir yatırım şirketine geçecekti.

Zor geçen 1980’li yıllarda Gucci’nin saat ve el çantası alanında önemli atılımlar yaptığı görülüyordu. 1988 yılında piyasa sürdüğü kırmızı renkli tenis ayakkabıları ise kimsenin dikkatinden kaçmamıştı. Sanırım Gucci o yıllarda elitlerin sporu olarak kabul edilen tenise “bende buradayım” diyerek göz kırpıyordu. Tam da aynı yıl Gucci’nin parfüm birimi yeni bir eserin tanıtımını yaptılar. Parfümün ismi İtalyanca’da “asil, soylu” anlamına gelen Nobile olarak belirlenmişti.


Aromatik fujer olarak sınıflandırabileceğimiz Nobile’ın açılışı eskilerden gelen lavantamsı bergamot ile gerçekleşiyor. Yine bir dejavu hissi. 1980’li yılların keskin ve erkeksi parfümlerinin tıpkısı, aynısı. Ralph Lauren – Safari, Guy Laroche – Drakkar Noir ve Loewe Esencia’yı andırıyor üst notalar. Biraz tozlu, buruk ve nostaljik. Nobile’ın açılışı pek bana göre değil.

Daha sonrasında hafiften bir dönüşüm geçiriyor kokumuz. Lavantamsı bergamotun yerine limon, aromatik otlar ve çam ağacı geliyor. Aslında limon, yeşil erkeksi çiçekler ve çam kombinasyonu diyebilirim. Erkeksi, çok doğal ve harika. Nobile’ın orta notaları oldukça etkileyici. Rahatlıkla söyleyebilirim ki parfümün en güzel yeri burası. Bana biraz Penhaligon’s’un Blenheim Bouquet’ini hatırlattı. Parfümün ismi neden asil anlamına gelen bir kelimden seçilmiş şimdi anlıyorum.

Son kısım ise tipik bir ferah fujer. Artık klasik haline gelmiş deri, meşe yosunu, silhat (paçuli) imzasını atıyor. Deri ön planda diyebilirim. Bana çok uymasa da diğer eski tip rakiplerinden daha rafine ve başarılı.


Nobile bence oldukça ferah sayılabilecek bir arkadaş. Fakat günümüzün akuatik, ferah kokuları ile karıştırılmasın. Ağırlık yeşil erkeksi çiçekler, limon, bergamot, lavanta ve deri de. Zengin, kaliteli ve erkeksi. Akdenizli ve İtalyan erkeği havasını taşıyor adeta. Geneli itibariyle eski koktuğunu kabul etmek gerek. Zaten onun da çok modern ya da sıra dışı olayım diye bir gayreti yok. Döneminin koku karakteri ve trendini yansıtıyor. Modern parfümler gibi bolca tatlılık barındırmıyor. Ciddi ve aristokratik.

Bence Nobile diğer eski tip aromatik fujerlardan kullanması ve sevmesi daha kolay yapıda. Tam bir erkek parfümü. Saf ve katıksız. Safari, Jazz ya da Drakkar Noir’i düşündüğümüzde Nobile hepsinden birkaç adım önde. Gerek koku güzelliği gerekse sevilebilirlik anlamında. Ama benim için hala fazla eski, fazla fujer ve fazla nostaljik.


Nobile’ı geçtiğimiz haftalarda yazdığım Loewe Esencia ile Drakkar Noir’in karışımına benzetiyorum. Esencia’nın yeşil çiçeksi tarafını almış. Drakkar Noir’in ise çam, silhat ve deri kısmını almış gibi.

Ne yazık ki Nobile’in üretimi sonlandırılmış durumda. Yani artık bulmak çok zor. Bulunsa bile çok yüksek fiyatlara satılıyor. Neyseki böyle bir klasiğin son zamanlarına olsa da yetişebilmiş durumdayım. Bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum. Bir devir daha kapanmış gibi görünüyor artık. Yazık…

Parfümümüz dört mevsimde de kullanılabilecek gibi. 30 yaş ve üzerindeki arkadaşlara tavsiye ederim.

Artıları:
+ Orta notaları çok iyi.
+ Kalıcılığı yüksek.
+ Erkeksi ve rafine bir parfüm arayanlara hitap ediyor.

Eksileri:
- Başlangıcını çok sevmedim.
- Eski tarzı herkesin hoşuna gitmeyecektir.
- Sonlanan üretimi nedeniyle ulaşmak zor. Fiyatı yüksek.

Koku Güzelliği:10/7

8 yorum:

  1. Mükemmel bir yorum.Gucci bunu hep yapıyor.Baş yapıtları olan (Envy ve Pour Homme 1)parfümleri artık üretmiyor.

    YanıtlaSil
  2. Arkadaşlar boynerde hemen hemen bütün parfümlerde yüzde 25 ind var kaçırmayın tom ford extreme bile 276 tl düşmüş:)) 369 dan bu fırsatı değerlendirmeye gidiyorum:))

    YanıtlaSil
  3. Histoires parfümlerini deneme imkanın oldumu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Histoires de Parfums'un başka parfümleri de elimde mevcut. Önümüzdeki haftalarda yazacağım.

      Şimdilik sadece Ambre 114'ü denedim.

      Sil
  4. Sevgili PARFÜM MERAKI!Yeni incelemen hayırlı olsun..bu analizleri yapmak hiç kolay değil zor iş tahmin ediyorum..parfümseverlere iyilik yapıyorsun,emek veriyorsun minnettarım sana bilgisiz bir parfüm sever olarak..Bu çalışmaları da Parfüm sevginden yapıyorsun,maddi karşılıkta almıyorsun bu işten..Parfüm sever ne verebilir gönülden sana? parfümden başa bir şeyde abesle iştigal olur:) Bende sana garip bir parfümsever olarak bunca emeğin için birşey değil tabili ama çamsakızı çoban armağanı,bu incelemenin başında ki 1960 çıkışlı Parfümler Listesinde olan ysl Y den hediye olarak göndereceğim kabul edersen!beklediğim emaneti biliyorsun gelince birlikte göndereceğim..Sevgiler iyi Dostuma!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler zett.

      Y gibi YSL klasiğine nasıl hayır derim ki :)) İkisini birden gönderirsin artık.

      Sil
  5. arkadaş turist..yolda..hele bir sağsağlim gelsinde onunla göndereceğim..Bu turist arkadaşla zaten siz tanışıyormuşssunuz,hem gelir sanada hasret gideririsiniz inşallah.:)

    YanıtlaSil
  6. ben su brut hic denemedim nedir ya sizin fikriniz alabilirmiyim guzelmi cok kisiden ve cogu yerde hep karsima cikiyor ama bilemiorum

    YanıtlaSil