8 Aralık 2012 Cumartesi

Van Cleef & Arpels – Midnight in Paris (2010)



Van Cleef & Arpels – Midnight in Paris (2010)  Markanın yeni erkek parfümü.

İsmi "Aşıklar Şehri" olarak geçen Paris sizin için ne çağrıştırıyor? Ya da daha doğru bir soru olarak Paris ile ilişkiniz var mı? Herhangi bir bağ kurabiliyor musunuz? Sizin için ne ifade ediyor? Yoksa hiç bir anlamı yok mu Paris'in sizin zihninizde? Acaba Paris gece mi yoksa gündüz mü daha güzel? Paris'in her sokağının ya da caddesinin özel sanatsal bir formu var mı?  

Bu sorulara cevap olarak, edebiyatla arası iyi olanların aklına ünlü yazar Ernest Hemingway'in en başarılı yazılarının yer aldığı kitap olarak değerlendirilen "A Moveable Feast" geliyor mudur? Resim sanatı ile içli dışlı olanların zihnine izlenimcilik akımının en önemli ressamlarından Claude Monet'in tablolarına ilham veren Paris olarak yer etmiş midir? Sinema severler, Audrey Tautou'nun Paris sokaklarında geçen ve dünya çapında tanınmasını sağlayan o harika "Amelie" filmini unutmazlar kesinlikle. Müzik severler ise büyüleyici sesiyle Edith Piaf'ı hatırlatan ve bu aralar Je Veux isimli şarkısı ile herkesi kendisine hayran bırakan ZAZ isimli gencecik bir kızı hatırlatmamı isteyeceklerdir. Heykel sanatının meraklıları ise dünyanın en ünlü heykellerinden olan Rodin'in "Düşünen Adam"'ına hayran olduklarını söyleyeceklerdir. İşine aşık bir mimar ise Versailles Sarayı'nın mimari öğelerini ve müthiş bahçe düzenlemesini atlamamıza kızacaklardır.


“Ve biliriz ki bu soğuk, vahşi ve anlamsız evrende Paris diye bir yer var.” (Woody Allen’ın Midnight in Paris filminden bir replik)

İnsanların yaşadıkları ya da yaşama hayali kurdukları şehirleri yüceltme isteği sanırım yüzyıllardır süren bir gelenek. Paris için yazılmış şiirler. Paris için yazılmış kitaplar. Paris için çekilmiş filmler. Paris için yapılmış tablolar. Paris için söylenmiş şarkılar. Paris’te yaşanmış aşklar. Ve Paris için yapılmış bir parfüm.

Gerçi çok ilgisi yok ama Midnight in Paris ismini duyduğumda 2011 yılı yapımı Woody Allen'ın filmi aklıma geldi. Ve uzun zamandır ertelediğim bu filmi sonunda seyredebildim. İşin ilginç tarafı Woody Allen'ın filminin ismi de Midnight in Paris. Her zamanki gibi garip sayılabilecek bir Woody Allen filmiydi. Hatta fantastik bile diyebilirim. Ama bahsedeceğim parfüm 2010 yılında piyasaya sürülmüş. Yani bu filmden bir esinlenme olabilmesi mümkün gözükmüyor. Demek ki sadece isim benzerliği.


Çünkü parfümümüz Woody Allen’ın filminden değil, Van Cleef & Arpels’in saat koleksiyonu olan Midnight in Paris serisinden esinlenmiş. Bilindiği üzere Van Cleef & Arpels bir mücevher markası. Aynı Cartier gibi. Zaten parfümlerine isim verme anlamında aynı yolu seçmişler. Yani bir saat serisinin ismini parfüme vermek. Bu durum bence çok anlaşılabilir. Çünkü bu markalar parfüm değil mücevher veya lüks tüketim markaları. Ve çıkardıkları parfümleri de bu anlamda kullanmaları onların açısından mantıklı. Dikkat edilirse Midnight in Paris isimli saatin renkleri ile parfümünün şişesi aynı. Sadece bu durum bile etkileşimden söz etmemizi olanaklı kılıyor.

Midnight in Paris parfümü ilk çıktığında oldukça heyecan yarattı diyebiliriz ana akım markaların arasında. İddialı konsepti, çok güzel şişesi ve bolca reklam kampanyaları ile rakiplerine göz dağı vermişti adeta. Bakalım kokusu nasıl bu arkadaşın. Kendisine verilen paraları hak edebilecek gibi mi? Yoksa beklentilerimi karşılamaktan uzak mı?


Markanın resmi açıklaması şöyle:

Van Cleef & Arpels’in saat koleksiyonundan esinlenilerek yaratılmıştır. Şişenin yüzeyi gece karanlığını anlatan koyu mavi renktedir. Paris’te sihirli bir akşamı anlatır… Modernizm ve gücün sembolü niteliğindedir. Modern ve benzersiz. Güçlü ve yoğun, ışıltılı ve göz alıcı. Midnight in Paris, ferah, aydınlık bir deri ile çiçeksi notalara sahip modern bir parfümdür.”

Markanın Haute Perfumerie serisinin bir üyesi olan Midnight in Paris’in, deri, tütsü, amber, müge ve tonka fasulyesi ağılıklı olduğu vurgulanmış. İlk sıktığımda karşıma oldukça tatlı bir koku çıkıyor. Açıkçası hiç şaşırtmadı beni bu durum. Çünkü 2010 yılında piyasaya çıkıpta tatlı kokmayan kaç tane parfüm var ki?

Başlangıcında tatlı limon, biraz turunçgiller ve tatlı baharatlar sizi karşılıyor. Muhtemelen kakule baharatlı kısmı oluşturuyor. Açılışı fena değil. İlerleyen dakikalarda tatlı baharatlara yine tatlı deri ekleniyor. Biraz plastiğimsi bir his veriyor. Zaten bu parfümü bir çok kişinin Bulgari – Black’e benzetmesi bu yüzden. Orta notaları çok ilginç değil açıkçası. Bu kısımda biraz da tatlı badem hissediyorum alttan alta. Uzun zamandır badem kokusuna rastlamamıştım bir parfümde. Sürpriz oldu benim için. Son kısım olan alt notalara gelindiğinde aynı koku karakteri devam ediyor. Bu sefer yapay sayılabilecek bir amber baş role geçiyor. Tatlı baharatlar ve deri hala hissediliyor. Bence en başarısız yanı son kısmı. Yani özetle: Tatlı kremsi turunçgiller, tatlı baharatlar, deri ve amber.


Midnight in Paris’i daha ilk denememde çok yakın bir arkadaşım ile yolda yürürken karşılaşmış gibi oldum. Son yıllarda artık mecburiyete dönüşmüş olan tatlı baharatlı, vanilyamsı deri parfümlerine Van Cleef & Arpels’de kayıtsız kalamamış. Bence bu parfüm YSL – La Nuit de L’Homme ile Paco Rabanne – One Million’un karışımı gibi. Kendisini konumlandırdığı yer burası anlaşılan. Yeni nesil, bol tatlı sıradan parfümlerden birisi.

Midnight in Paris, parfüm sektörüne hiçbir yenilik katmayan, tamamen çok satılma ve popüler olma hedeflerini güden, vasat kalitede, onlarca örneğine rastlanabilecek bir arkadaş. Yaratıcılık yok. İlginç bir tarafı yok. Risk almak yok. Bol bol 15-25 arası genç erkeklere satılma amacı var. O kadar.


Evet ilk başlarda bu tür tatlı baharatlı-deri kokuları ilginçti. Ama artık neredeyse her marka birbirinin benzeri bu tür kokular piyasaya sürmeye başladılar. Ve artık işin tadı kaçmaya başladı. Biliyorum bu bir trend. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda bol bol bü tür parfümler önümüze gelecek. Ama bari biraz ilginçlik falan katın. Yahu bu kadar da birbirinin aynı parfümler üretilmez ki.

Midnight in Paris çok kötü bir parfüm değil. Ama hiçbir farklı tarafı da yok rakiplerinden. Onu bir adım öne çıkarabilecek yanı bulunmuyor. Alıp kullanmak için de bir sebep göremiyorum.

Bir çok yorumcu kokusunu Bulgari – Black’e benzetmişler. Yahu siz Black’in o nefis kokusuna kurban olun. Bence ne kalite olarak ne de koku güzelliği olarak birbirine yakın değiller. Black bu parfümü öyle bir tokatlar ki ne olduğunu bile anlayamaz. Başka yorumcular da Giorgio Armani – Code For Men’e benzetmişler. Tatlımsı baharat kısmı biraz benzese de Code çok daha derin ve gizemli. Hele ki Dior Homme Intense’e benzetenlere ise bir şey söylemeye bile gerek duymuyorum. Dior Homme Intense nerede, Midnight in Paris nerede…


Midnight in Paris’i denemeden önce hakkında epey şey okumuştum. Hatta onun için biraz da merak etmekteydim. Ama benim için hayal kırıklığı oldu. Bence almadan önce mutlaka deneyin. Bir kere deneme yanıltıcı olabilir. Çünkü başlangıcı fena değil. Üst notaların büyüsüne kapılıp yanlış bir seçim yapmanızı istemem. Fakat kabul etmeliyim ki harika görünen bir şişesi var.

Midnight in Paris’i iki versiyonu var. EDT ve EDP. Benim denediğim EDT olanıydı. Fakat bir çok yorumcu EDP olanının daha güzel olduğunu belirtmiş. Belki ileri de elime geçerse onu da yazarım.

Parfümü ünlü burunlardan Olivier Polge ve ismi pek duyulmamış Domitille Berthier tasarlamış. Erkek parfümü olarak piyasaya sunulmuş olsa da bir kadın rahatlıkla kullanabilir. Yani uniseks kullanıma daha yakın duruyor. Tam bir sonbahar-kış parfümü. 15-25 yaş arası genç arkadaşlara uyacaktır. Üst yaş gruplarına tavsiye etmem.

Artıları:
+ Başlangıcı fena değil.
+ Bir çok kişinin sevebileceği, modern parfüm trendlerine uygun kokusu.

Eksileri:
- Sonları başarısız.
- Kalite anlamında vasat.
- Hiçbir yenilik vaat etmeyen, tam bir “piyasa” kokusu.

Koku Güzelliği:10/6

11 yorum:

  1. merak ediyordum bu koku hakkındaki yorumunuzu. Şu dior homme'a benzetme durumuna bir yorumda ben yapayım, kokusu değilde, parfümün verdiği his dior homme'u andırıyor. bilirsiniz Dior'un verdiği müthiş güzel bir "ruj" hissiyatı vardır insana, midnight in paristede bu ruj hissini yakalıyorsunuz bana kalırsa, kokunun çarpıcı yanıda bu. ben edt versiyonunu edp den daha çok sevdim. zaten ikisi arasında yoğun bir fark hissedemedim, hatta edp versiyonu bana kalırsa pek "edp" olduğunu da belli edemiyor. belki biraz daha sık denesem fikirlerim değişir bilemiyorum. koku güzeeliği olarak yeterli bana kalırsa, hatta ben oldukça beğendim, ancak alıpda kullanırmıyım, ne kadar istesemde bu yaştan sonra zor gibi duruyor :) dediğiniz gibi biraz fazla "genç işi" bir karakteri var :)

    YanıtlaSil
  2. Bu koku dior homme intense'e benzemiyorsa ben de hiçbir şey söylemeye gerek duymuyorum.İkisi de şu an elimde kaç defa karşılaştırdım.Daha yazmaya gerek var mı?

    YanıtlaSil
  3. Bence de kesinlikle Dior Homme Intense ile büyük bir benzerliği yok. Bir kere onur'un dediği gibi Dior Homme Intense tam bir lüks kokusu ve yoğun şekilde makyaj çantası veya ruj kokusu hissediyorsunuz. Ama bunu çok doğal olarak veriyor.

    Midnight in Paris'de yapay ve ucuz pudralı vanilya ve deri daha ön planda. Evet hafiften benzeşme olsada Dior Homme'un kalitesi ve koku güzelliği karşısında hiç şansı yok.

    Unutulmamalı ki bu tür parfümler insanlarda birbirine benziyor hissi verebilir. Parfümlere daha meraklı ve ilgili insanlar kolaylıkla aradaki farkları anlayabilir. Midnight in Paris'i bir çok kişi Bulgari - Black'e de benzetmiş. Bence yine hiç alakası yok. Sadece birbirine yakın parfümler, insanlarda benzer hissetme durumu yaratıyorlar.

    YanıtlaSil
  4. kotu bır parfum vasat.

    YanıtlaSil
  5. ferre yi denedinizmi hic..? yada elinizde mevcutmu sayin parfummeraki..?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elimde Ferre'nin hiç bir parfümü yok ne yazık ki.

      Sil
  6. Sayın parfüm merakı, dsquared2 potion!Sağlam bir kokudur, tavsiye ederim bir dene bence.Youtube sitesinde Marc denen bir arkadaş var robes08 nickli.İyi bir yorumcudur.Onun ilk on hatta ilk beşinin içinde yanılmıyorsam iki numaraydı bu koku.İkinci söyleyeceğim İzmir Agora AVM'de Arifoğlu baharatçısının dükkanında şirketin kendi yaptığı parfümler var.Açık satıyor ve kendi şişelerine dolduruyor alan müşterilerine.Bir-iki tane kokladım gayet hoş kokular.20ml. 40tl. demişti galiba.Bir yerlerde bulursan bu Arifoğlunu denemeni tavsiye ederim.Ayrıca benim gibi bu sitenin müptelası olan İzmirli kardeşlerimde bir denesinler bence.Saygılar, başarılar kardeşim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dsquared2 potıon kotu ve vasat bır parfum bence ben sevmedım

      Sil
  7. şu ana kadar kullandığım en iyi koku diyebilirim dsquared2 potion için! özellikle 2-3 saat sonra harika oluyor.

    YanıtlaSil
  8. Bence de dior homme ile hiç bir alakası yok açılışı güzel ama sonrasına basit biraz tatlımsı ama kalite olarak vasatı aşmayan bir parfüm

    YanıtlaSil
  9. Bir parfümü aldığıma hiç bu kadar pişman olmamıştım. parfüm hastası biriyim sıktığım parfümün kokusunu almak isterim. Van Cleef & Arpels – Midnight tam bir fiyasko. kokuyu sıktığım anda bile alamıyorum. Keşke deneyip alsaydım ve şişeye verdikleri önemi kokuya verselerdi

    YanıtlaSil