5 Temmuz 2014 Cumartesi

S-Perfume – S-ex (2004)




S-Perfume – S-ex (2004)

1958 yılında New York'ta doğmuş bir Japon'dan bahsedeceğim bugün. Babası, Japonya'dan New York'a misafir öğrenci olarak gelip, plastik cerrahi okuyan Nobi Shioya'nın hayatı Japonya-Amerika arasında geçmiş denebilir. Henüz altı yaşında ilk sanat deneyimini yaşadı. New York'ta yapılan bir sanat fuarında Michelangelo'nun dünyaca ünlü heykeli Pieta'yı gördüğünde ne hissetmişti bilemiyoruz. Ama bu sahnenin onun hayatının geri kalanını etkilediğini ve mesleğinin seçiminde büyük rol oynadığı sır değil.

İlerleyen zamanlarda ailesi ile birlikte memleketi Japonya'ya döndü Nobi Shioya. Burada geleneksel Japon tapınaklarını ve oralarda kullanılan sanat eserlerini gözlemledi. 1980 yılına gelindiğinde ise o bir heykeltıraştı artık. Tokyo Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar okudu. Sonrasında doğduğu topraklara yani Amerika'ya döndü. 1996 yılında ilk heykel sergisini New York'da açtı.

2000 yılında ise çok farklı bir işe daha imza attı. S-Perfume isimli bir parfüm evinin oluşumuna ön ayak oldu. "Bir heykeltıraşın niş parfüm evi açmak nereden aklına geldi" sorusu şüphesiz ki önemli. Anladığım kadarıyla tasarladığı bazı heykellerine koku ekleyerek değişik bir tarz uyguladı eserlerinde. Kokulu heykel konsepti kuşkusuz ki yaratıcı ve ilginç. Fakat bu işi niş parfüm evi kurmaya kadar götürmesi ise daha da ilginç.

Her ne kadar Luca Turin, S-Perfume markasının ismini aptalca bulsa da, Frederic Malle'e benzer bir yol izliyor Nobi Shioya. Kendisi parfüm tasarlamıyor. Onun yerine dünyaca ünlü parfümörlere tasarlatıyor kokuları. Kendisi de sanatsal olarak onay veriyor parfümlere.

S-Perfume, çok az tanınıyor ve gerçek bir niş marka denebilir. Hatta bir çok parfüm sever bile muhtemelen ismini duymamıştır S-Perfume'ün. Zaten çok az yerde satılıyor parfümleri. Ben de Luca Turin sayesinde tanıdım markayı. Turin'in S-Perfume'ün iki kokusuna kitabında beş yıldız vermesi, herkes gibi benim de ilgimi çekmişti. Uzun zamandır merak ettiğim S-Perfume'ün S-ex'i, nihayet elime geçti ve ben de onu deneyen az sayıda kişiden birisi olmanın ayrıcalığını yaşıyorum.

                                                                          Resim: cafleurebon

Parfümün ismi anlaşılacağı üzere seks kavramına gönderme yapıyor. Zaten S-Perfume markasının resmi logosundaki sperm, bize yeterince şey anlatıyor. Zor rastlanan ve futuristik kokulara imza atmasıyla biliniyor marka. On dört yılda sadece yedi parfüm piyasaya sürdüler. Yani çok aktif çalışan bir marka değil. S-ex, markanın 100% Love ile birlikte en çok ses getiren iki kokusundan birisi.

S-ex'in açıklanan notalarına bakar mısınız: "Tuz, oksijen, hayatın ruhu, kamelya çiçeği, söğüt, beyaz deri, ten miski, malt, barok misk, siyah deri." Tuhaf notalara sahip S-ex'in, başlangıcı çok ilginç değil. Ferah meyveler ve biraz tuz ilk saniyelerde etkili. Neredeyse akuatik denebilecek üst notalar Acqua di Gio tarzındaki meyveleri ve Bulgari - Aqua benzeri deniz tuzunu akla getiriyor. Tabii onlardan daha az ekşi ve kaliteli. Başlangıcı çok farklı yada yaratıcı değil. Tatlımsı, ferah, modern, tuzlu meyvelerden oluşuyor. Muhtemelen kavun vurgulanmış. İlerleyen dakikalarda kavun benzeri meyveler geri çekiliyor. Onun yerine bu sefer lezzetli bir çilek ortaya çıkıyor. Çileğe plastiğimsi sayılabilecek deri eşlik ediyor. Çilekli deri, aynı başlangıcı gibi ferah. Deri ağır ve baskın kullanılmamış. Orta bölümde deriden gelen gelen bilinçli bir yapaylık hissediliyor. Belki de parfümün konseptine uygun olması için böyle yapılmıştır. Son kısımda yine değişim var. Alt notalarda miskin ağırlığı artıyor. Misk, çok dolgun yada güçlü değil. Ferah ve seyreltilmiş gibi. Kapanışta tuzlu Calone ortaya çıkıyor şaşırtıcı şekilde. Yani kokusu bir anlamda başlangıcına dönüyor alt notalarda. Son kısmını çok sevemedim açıkçası.

S-ex, ismi ve vermek istediği mesaj anlamında başarılı. Gerçi seks temasını çağrıştıran yada seksi olma iddiasında bir parfüm değil bence. Çünkü bir akuatik nasıl seksi olabilir ki? Tuzlu ferah meyveler, plastiğimsi çilekli deri ve sıradan bir misk. İşte size S-ex'in bende çağrıştırdıkları.

Koku piramidinde deri olduğuna aldanıp onun ağır ve ağdalı bir deri kokusu olduğunu düşünmeyin. Kimileri hayvansal deriden bahsetmişler. Ama benim tenimde deri kısmı fazla öne çıkmadı. Meyve ve misk notaları daha ön plandaydı. Yani S-ex benim için baskın deri parfümü değil.


S-ex, yüksek kaliteli bir niş parfüm havasında değil. Biraz savruk ve ayakları yere sağlam basmayan, ne koktuğu çok anlaşılmayan, garip sayılabilecek konsepte sahip. Bir yorumcunun dediği gibi sanki Comme des Garçons'un o uçukluğun sınırlarında gezen parfümlerine benziyor. S-ex, Comme des Garçons etiketi altında satılsa muhtemelen çoğu kimse farkı anlayamaz.

Bu sıcak günlerde kullandığım S-ex, tam da ilkbahar-yaz mevsimine uygun olduğunu düşündürtüyor. Soğuk veya serin günlere uymayacak gibi. Farklı bir deneyim olması bakımından düşünülebilir. Onun dışında bence bir şişesi alınacak kadar peşinden koşulmasına gerek yok. Denemeden almak iyi fikir değil çünkü hayal kırıklığı yaşanabilir.

Geleyim Luca Turin mevzusuna. S-Perfume markasını belki de dünyaya tanıtan kişi Luca Turin'di. S-Perfume'ün iki parfümüne birden beş üzerinden beş puan vererek en iyiler listesine alması, gözlerin S-Perfume'e çevrilmesine sebep oldu. Çok zor bulunan bir marka olması da onun değerini biraz daha arttırdı. Tuhaf ve konseptsel olarak tanımlanabilecek S-ex, benim için "Iconoclast" yada "Dadaist" değil. En iyi parfümler listeme de alacağımı sanmıyorum. Luca Turin'in verdiği nota da saygı duyuyorum.

Markanın kurucusu ve sanatçı Nobi Shioya, parfümü S-ex için şunları söylemiş: "Parfümcülüğün sanat olduğu konusunda emin değilim. Fakat yine de benim sanat işlerim ile aynı ilkeleri uyguluyorum parfümlerin oluşum aşamasında. İlerlemek ve yeni hedeflere ulaşmak için bize gereken provokasyon ve halkın şok olmasıdır. Aynı S-ex isimli parfümümüz gibi. S-ex, Tokyo'da çekilmiş bazı film sahnelerini hatırlatıyor bana. S-ex, fazla ağır olduğu ve cinsel çağrışımlar yaptığı için Japonya'da satılmıyor. Parfümün S-ex olan ismi aslında Sex anlamına gelmiyor. "S-perfume Extreme" ifadesinin kısaltması anlamına geliyor S-ex. Onun kokusu benim için bile fazla uç ve dayanılmaz."


Çok tanınmayan parfümörlerden Christophe Laudamiel tasarlamış kokusunu. Kalıcılığı çok iyi, fark edilirliği zayıf oldu tenimde. Sonuç olarak büyük ümitlerle denediğim S-ex, küçük çaplı hayal kırıklığı yaşattı. Sıradaki lütfen...

Koku Güzelliği:10/6

4 yorum:

  1. Merhabalar size ulaşmak istiyorum. Bir türlü e-mail adresinizi bulamadım. Bana yardımcı olursanız çok memnun olurum. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. şöyle yazlık kalıcı kızların beğeneceği bir parfüm önerebilirmisiniz. şaka yapıyorum tabi :)))
    Farklı parfüm incelemeleri için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili PM. Yaz icin denemeden riskli bir siparis verdim, Diptyque L' Eau De Neroli. Hic deneme firsatiniz oldu mu. Hakkinda cok guzel seyler okudum. Incelemediyseniz incelemenizi isterim. Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. L' Eau De Neroli'yi henüz denemedim. Onun için hakkında bir şey söyleyemeyeceğim. Elimde de yok ne yazık ki. Aklımın bir köşesine yazdım bu parfümü. Umarım ulaşabilirim.

      Güzel günlerde kullanmanız dileğimle.

      Sil