24 Ocak 2015 Cumartesi

Chanel – Cuir de Russie (1927)


Chanel – Cuir de Russie (1927)

Bu hikayeye nereden başlayayım bilemiyorum. Anlatacak çok fazla şey var fakat yazının uzun olmasını istemediğim için özet geçeceğim. Yine de şunu söylemeliyim ki Cuir de Russie parfümünün öyküsü, ismini aldığı Rusya'nın tarihi kadar karmaşık, tutkulu, romantik ve ilginç.

1900'lü yılların başında 1. Dünya Savaşı'nın da etkisiyle ekonomik ve siyasi olarak büyük çalkantılar yaşıyordu Rusya. 1. Dünya Savaşı’na bütün gücüyle katılan Rusya İmparatorluğu, savaşın sonlarına doğru halk ihtilali yaşadı kendi içinde. Savaşın büyük zararlarından bıkan halk ve Bolşevikler, Çarlık Rusya'sını yıkarak, yerine halk cumhuriyetini kurdular. Rusya'yı uzun süre yöneten Çar ve ailesi, ülkeden ayrılmak zorunda kalmıştı. Devrimden sonra ülkeden kaçamayan Çar ailesinin fertleri, devrimi yapan Bolşeviklerce yakalanıp, öldürüldüler. Kaçabilenler ise genellikle Avrupa ülkelerine sığındılar. İhtilal zamanlarında, artık orada yaşamasının çok riskli olduğunu anlayan Çar II. Nikolay'un akrabası Grand Duke Dimitri Pavlovich, soluğu Fransa'da aldı. Çarlık Rusyası’nda Dük olan ve soylu-yönetici sınıfına mensup Dimitri Pavlovich, canını kurtarmıştı ama koca Fransa'da yapayalnızdı. İşi ve geliri yoktu. Bir süre, Rusya'dan kaçarken yanında getirdiği altın ve mücevherleri satarak yaşadı. Sonrasında elindekiler tükenmeye başlayınca zor günler onu bekleyecekti. Bu arada belki de hayatının en büyük şansını yakaladı ve bir kadınla tanıştı. Bu kadın, onun hayatına giren en önemli kişi olacaktı.

Gabriel Coco Chanel, 1. Dünya Savaşı öncesinde ilk butiğini açmış ve Paris'te moda alanında ismini duyurmaya başlamıştı. Bayan Chanel'in hareketli ve lüks hayatı, baş döndürücüydü. Fransa ve Avrupa sosyetesinin o zamanki buluşma adresi olan Paris şehri bir yıldız gibi parlıyordu. Coco Chanel, şehrin en güzel restoranlarında dostlarıyla yemekler yiyor, eğlencelere katılıyor ve herkese kendisinden söz ettirmeyi başarıyordu. Ve günlerden birgün, Coco Chanel, ülkesinden kaçıp, Paris'e yerleşmiş Rus soylusu Dimitri Pavlovich ile tanıştı. Kısa süre sonra ilişkileri tutkulu bir aşka dönüştü. İlişkilerini herkesten saklamaya çalıştılar. Fakat Paris'in gece hayatında çabucak kulaktan kulağa yayıldı bu aşk.


Derler ki Coco'nun sevgilileri arasında en çok bağlandığı kişilerdendi Dimitri Pavlovich. Aslında ikisi de birbirine muhtaçtı tam o sıralarda. Dimitri Pavlovich, eski şaşalı ve zengin hayatının özlemini çekerken Coco ile yakınlaşmıştı. Bayan Chanel ise aradığı aşkı bu Rus asilzadesinde bulmayı umuyordu. Hatta Coco Chanel'in ünlü parfümü No.5'i, sevgilisi Dimitri Pavlovich'in kendisini beğenmesi için yaptırttığı ve onunla buluşmalarında bol bol No.5 kullandığı rivayet ediliyor.

Tarih, 1927'yi gösterdiğinde, Coco Chanel, büyük aşkına karşılık bir parfüm sipariş edecekti efsane parfümör Ernest Beaux'a. Tabii tahmin edebileceğiniz gibi bayan Chanel'in Cuir de Russie isimli parfümünün ilham kaynağı Dimitri Pavlovich'ti. Parfümün ismindeki Rus vurgusu, açıkça Dimitri Pavlovich'in Rus kökenli olmasına yönelikti. Belki de Coco Chanel, bu büyük aşkını, Cuir de Russie isimli parfümüyle ölümsüzleştirmek istemişti. Tam da bir kadının yapacağı gibi. O, her ne kadar moda endüstrisinin en önemli yıldızı olsa da hayatının sonuna kadar aşkı aramıştı ve aşkı arzulamıştı.

İşte sevgili dostlar, bugünkü inceleme konum olan Cuir de Russie, köklerini tarihten alan önemli bir parfüm. Aynı Jicky gibi, No.5 gibi L'Heure Bleue gibi Shalimar gibi çok farklı bir yere sahip kokuların dünyasında. Cuir de Russie, 1927 yılında Ernest Beaux tarafından yaratıldıktan sonra, formülünde ufak değişiklikler yapılarak 1980'li yıllara kadar geldi. 1983 yılında, Cuir de Russie'in Jacques Polge tarafından kapsamlı şekilde yeniden formüle edildiği bilgileri mevcut. Sonrasında, 2007 yılında Chanel'in özel parfüm serisi olan "Les Exclusifs" üyesi olarak koleksiyona eklendi.


Kendi sitelerinde sıcak oryantal olarak sınıflandırılmış Cuir de Russie. Parfümü üzerime sıktığımda oldukça tanıdık bir kokuyla karşılaşıyorum. Bu aldehitler, yoksa... Evet kendisinden altı yıl önce piyasaya sürülen No.5'ın başlangıcına oldukça benziyor Cuir de Russie. Neredeyse aynı aldehitler, pudralı beyaz çiçekler ve sabunsuluk. Çiçek olarak sümbül, yasemin ve ylang ylang olabilir. Başlangıcı, kimilerinin yaşlı teyze kokusu diyebileceği eski tarz pudralı çiçekler ile gerçekleşiyor. Çok rafine, pürüzsüz ve dişi. Bu tarz kokuları kendime yakın bulmasam da saygı duyulası açılışı var Cuir de Russie'in. Orta kısımda pudramsı his azalıyor. Kadınsı-sabunsu beyaz çiçeklerin yerini bu sefer müthiş uniseks çiçekler alıyor. İris (süsen) orta notaların yıldızı. Hiç Dior Homme'a aklınız gitmesin çünkü buradaki iris, portakal çiçeği ile harmanlanmış. Ve ortaya nefis, lezzetli çiçeksilik çıkmış. Orta bölümde biraz hayvansallık hissediliyor fakat neyse ki abartılı değil. Sanırım hayvansallık, beyaz misk ile verilmiş. Orta bölümü hafiften kadınsı bulsam da açılışına göre çok daha fazla sevdim. Son kısım belki de en iyi yeri. Lezzetli misk alt notalarda yine önemli rol oynuyor. Biraz yumuşak tütün, odunsu notalar ve hafiften de vanilyanın dokunuşu ile harika bir kapanış yapıyor Cuir de Russie.

Şimdi diyeceksiniz ki "Parfüm Merakı, parfümün adı Cuir (deri), sen bir kere deri demedin." Çok haklısınız. Parfümle ilgili yorumları okuduğunuzda çoğu kişinin deriden bahsettiğini görürsünüz. Deriden bahsetmedim çünkü bence Cuir de Russie, deri üzerine değil, çiçekler üzerine kurgulanmış. Tabii parfümün 88 yaşında olduğunu düşünürsek, belki ilk formülasyonu deri bakımından daha güçlüydü. Fakat benim denediğim son formülasyon Cuir de Russie, aldehit destekli beyaz çiçeklerin etkisinde. Deri ise çiçeklerle ustaca harmanlanmış olarak sunuluyor bizlere. Yani Cuir de Russie'i deneyip, safkan bir deri ceket kokusu beklemeyin. Daha ziyade kadın tarafına kayan beyaz çiçeklerin egemenliğinde olduğunu söyleyebilirim.

Cuir de Russie, zaman zaman kontrollü hayvansı yanını gösteren zaman zaman miskli-odunsu gibi davranan zaman zaman ferah sayılabilecek portakal çiçeği-iris-yasemin-sümbülteber ekseninde dolaşan, çiçeksi deri parfümü. Çoğu yerde kadın parfümü olarak geçmesi gayet normal. O, hissedilir oranda kadınsı kokuyor. Erkek kullanımı için biraz zorlamak gerekebilir. Cuir de Russie için yorum yazmış bir parfümseverin onu "No.5'in erkeksi haline" benzetmesi gayet yerinde. Bende de iki parfümün ciddi anlamda birbirini andırdığı izlenimi oluştu. Acaba No.5'i seven fakat fazla kadınsı bulan erkekler, Cuir de Russie'i kullanabilirler mi? Neden olmasın.


Şahane kullanılmış portakal çiçeği olabileceğin en iyisi. Hem ferah hem rafine hem de müthiş gerçekçi. Orta kısımdaki iris ile portakal çiçeğinin işbirliği anlatılmaz, yaşanır. Başlangıçtaki sabunsu beyaz çiçek cümbüşünden kurtulan orta notalar, parfümün tamamı gibi yüksek kaliteli. Yapaylığın hissedilmediği parfüm, eski Chanel klasiklerinden bir esinti olarak burnunuzu okşuyor. Evet benim kullanabileceğim yapıda değil fakat bu tarz kokuları seviyorsanız, hayatınızın aşkıyla tanışabilirsiniz.

Benim kullandığım güncel EDT versiyonuydu. Şu an hala Les Exclusifs serisine ait. Onun içindir çok az yerde bulunabilen, niş parfümlerle fiyat ve kalite anlamında başa çıkabilecek, Carnal Flower ve Fracas'a meydan okuyabilecek, Apom'a yaklaşabilecek az sayıdaki parfümden birisi Cuir de Russie. Sevgili kadınlar, ona dikkat edin.

Parfüm eleştirmeni Luca Turin'in kitabında lüks deri olarak sınıflandırılan Cuir de Russie, beş üzerinden beş puan alarak, en iyi parfümler listesine girmiş.


EDT olmasına rağmen kalıcılığı çok iyi. Ertesi gün bile hem kıyafette hem de tende hissediliyor. Farkedilirliği çok yüksek değil. Yaş olarak ise en az otuz ve üzerindeki kadınları hedeflediği sır değil. Sıcak yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7.5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder