5 Ocak 2015 Pazartesi

Lancome – La Vie Est Belle (2012)


Lancome – La Vie Est Belle (2012)

Her yenilgi yeni bir başlangıç fırsatı verir aslında bize. "Hayat Güzeldir" iyimserliği, kötümserlikten baskın gelir çoğu zaman. İnsanın mutluluğu arama içgüdüsü, ona ulaşma yollarını arama tutkusu muhtemelen hiç bitmeyecek bir çaba. Merkezini mutluluktan alan bir hayat hepimizin amacıdır çoğu zaman. Dönemin "çağdaş yaşam evliyaları" tarafından verilen öğütler, bazen zihin dünyamızda başlar, fizik ötesi tarafa doğru gider. Belki de mutluluğun sırrı dünyevi arzulardan sıyrılmakla mümkün olacaktır.

Felsefeyle hiç ilgisi olmayan parfümcülük de ise işler hiç olmadığı kadar hızlı gelişiyor. Birbiri ardına çıkan onlarca parfüm artık başımızı döndürüyor. Bu sektörün en önemli ve iddialı markalarından Lancome'da yeni parfümleri ile " bu yolda bende varım" demeye çalışıyor. 2012 yılında yeni piyasaya sürdükleri kadın parfümü La Vie Est Belle, büyük bir tanıtım kampanyası ile satışa sunuldu. Bu iddialı parfümün resmi tanıtım yüzü olarak ünlü oyuncu Julia Roberts görev aldı. Parfümün isminin çevirisi olarak "Hayat Güzeldir" mottosu karşıma çıktığında pek şaşırmadım. Hatta daha da ilgimi çekti.

Parfümün tanıtımındaki "Hayatın ve mutluluğun felsefesi veya hayatın güzelliğine yönelik evrensel bir bildiri" cümlesi, La Vie Est Belle'in amacını bize açıklıyor. Tabii bir parfümden derin felsefi mesajlar beklemek çok doğru değil. Zaten La Vie Est Belle'in, bir hazır tüketim nesnesi olarak arkasında felsefi geri plan olduğunu düşünmüyorum. Fakat parfümün resmi tanıtımındaki "Hayatın ve mutluluğun felsefesi" cümlesi, bizi bu yönde düşünmeye sevk edebilir. Yine kendi tanıtımlarında şöyle diyorlar: "Doğal ve en asil içerikler ile Eau de Parfum (İris çiçeği konsantresi, yasemin ve zambak özü, portakal çiçeği özü, paçuli esansı) içinde hoş bir zarafet yatar. Fransa'nın önde gelen üç parfüm tasarımcısının eşsiz imzasıyla özel olarak Lancôme adına yaratılmıştır."


Kendi sitelerinde La Vie Est Belle'in gurme tarzına vurgu yapılmış. Hatta süsen (iris) çiçeği merkezli gurme olduğundan bahsedilmiş. Parfümü üzerime sıktığımda karşıma tatlımsı ve lezzetli meyveler çıkıyor. Karanlık ve koyu sayılabilecek meyveler, karamel ile müthiş birleştirilmiş. Ekşimsi kirazlı hissi veren şekerli üst notalar nefis olmuş. Başlangıcını sevdim. Orta bölümde meyvemsilik biraz geri plana geçerken ortaya çiçekler çıkıyor. Süsen, yasemin ve diğer çiçeklerin karışımıyla, kadınsı tarafa iyice kayıyor ana eksen. Başlangıçtaki kadar tatlı devam ediyor orta bölüm. Biraz da portakal çiçeği algılıyorum. Bu kadar çiçeksilik bana fazla geliyor ve orta kısmı "eh işte" olarak değerlendiriyorum. Geleyim son kısma. Parfümün alt notalarında parlak ve yapay paçuli ortaya çıkıyor ki aman benden uzak olsun. Vanilya ciddi anlamda destek veriyor paçuliye ama ne fayda. Son kısmı her seferinde baş ağrılarımı harekete geçirmeyi başarıyor. Benim için çok rahatsız edici olan kapanışını hiç sevmedim.

La Vie Est Belle, kendi tanıtımlarında bahsettikleri gibi gurme karakterine yakın. Başlangıcından tenden ayrılana kadar fazlaca tatlı hatta şekerli. Parfümün ana aksını tatlımsı meyveler, şekerli çiçekler ve paçuli-vanilya ikilisi oluşturuyor. Başlangıcındaki harika aroma Thierry Mugler'in müthiş parfümü Angel'a (kadın versiyonu) oldukça benziyor. Zaten parfümü ilk kullandığımda büyük heyecan yaşadım ama sonrasındaki dönüşüm hayal kırıklığı yaşattı. Nerede Angel'ın o etkileyici ve doğal hali nerede La Vie Est Belle'in orta kısımdan itibaren sıradanlaşmaya başlayan kokusu.

Günümüzün modern tatlımsı kadın parfümlerine rakip yaratmayı düşleyen Lancome, La Vie Est Belle ile bence iyi iş çıkaramamış. Tabii şunu da söylemek lazım. Bu parfümü kadınlar muhtemelen oldukça sevecekler. Hatta çok satanlar listelerine girmesi de zor değil. Çünkü gerçekten cazibeli, çarpıcı, kadınsı, etkileyici kokuyor. Ama aynı zamanda başlarını saymazsak, gayet yapay, diğer kadın parfümlerini andıran, yenilik taşımayan yanları mevcut. Bu parfüm, kalabalık ortamlarda dikkat çekmek isteyen kadınların başvurabilecekleri bir silah olabilir. Aynı Hypnotic Poison gibi. Çünkü La Vie Est Belle, iddialı, saldırgan, oda dolduran, tam bir koridor kokusu. Bu parfümü kullanıp, etrafta salınan bir kadının ilgi çekmemesi zor gibi. Eğer amaç buysa rahatlıkla işinizi görecektir. Fakat yüksek kaliteli olmayan, biraz piyasa işi tarafını kabullenecekseniz siz bilirsiniz. Elçiye zeval olmaz.

İlk kullanmamdan itibaren La Vie Est Belle'in, Angel ile olan benzerliği dikkatimi çekti. Özellikle başlangıçları yakın olan iki parfüm, orta notalardan itibaren ayrılıyorlar. Angel daha karanlık devam ederken, La Vie Est Belle, çiçeklerin etkisiyle feminen yanını gösteriyor. Paçuli kullanımı Angel'da müthiş iken, La Vie Est Belle'de ise başarısız. Çikolatamsı-karamelli yapı Angel'da gayet lezzetli verilmişken La Vie Est Belle'de vanilya merkezli verilmiş ama çok ilgi çekici değil. Evet iki parfümün kokuları tıpatıp aynı olmasa da, La Vie Est Belle'i, Angel'in açtığı yoldan gitmeye çalışan bir parfüm olarak görüyorum.
 

La Vie Est Belle, yeni nesil bol tatlı, karamelli, vanilyalı, kadın parfümü örneklerinden birisi. Her özel günde, kız arkadaşlarına ya da eşlerine hediye alma zulmü yaşayan erkeklerin, bu sorununa La Vie Est Belle çözüm olabilir. Parfümün ismi "Hayat Güzeldir" anlamına gelse de onun bana sunmayı vaat ettiği hayatı pek güzel bulmadığımı belirtmeliyim.

Parfümün tasarımcısı olarak Olivier Polge, Dominique Ropion ve Anne Flipo gibi üç şöhretli isim karşımıza çıkıyor. Eau de Parfum (EDP) formundaki kokusu gerek kalıcılık gerekse fark edilirlik anlamında gayet yeterli. Soğuk kış günlerinde kullanmak isabetli olacaktır. Yaş olarak ise genç kız işi gibi görünmüyor. Daha 30'lu yaşların kadınlarına yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6

2 yorum:

  1. "Onun bana sunmayı vadettiği hayatı pek güzel bulmadım" yorumunuz beni benden aldı. Ben de size katılıyorum,otuz yaşında bir kadın olarak, bu denli şekerli pembiş "cici kız" konularındansa Hermes Eau De merveilles gibi tuzlu bambaşka kokan parfümlerin bana sunduğu hayatı tercih ederim. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Pembiş cici kız" ifadenize de ben bayıldım :) Daha iyi anlatılamazdı.

      Sil