17 Ağustos 2015 Pazartesi

Maurer & Wirtz – 4711 (1792)


Maurer & Wirtz – 4711 (1792)

Bu hikaye 1708 yılına kadar uzanıyor. Johann Maria Farina isimli İtalyan, kardeşi Jean Baptiste'e yazdığı mektupta şöyle diyordu: "Yağmur yağdıktan sonra portakal çiçeklerinden, dağ nergislerinden gelen kokuya ve İtalya'nın ilkbahar sabahlarına benzeyen bir koku buldum." Bu müjde, dünya parfüm tarihini de değiştiren olaylar silsilesini başlatmıştı. Bir yıl sonra Johann Maria Farina, ilk Eau de Cologne üretimine başlamıştı.

Kimi kaynaklar Farina'nın genç yaşında İtalya'dan ayrılmak zorunda kaldığını ve Almanya'nın o zamanki adı Cologne olan bugünkü Köln şehrine yerleştiğini yazıyor. Farina, turunçgil yağlarından yaptığı koku karışımına Eau de Cologne ismini vermişti. Yani parfümün ismi "Cologne'nin Suyu" anlamına geliyordu. Bugünkü haliyle “Köln'ün Suyu”.

Almanya çapında ünlenen Farina'nın Eau de Cologne'si, 1790'lı yıllarda bir Alman'ın ilgisi çekmişti. Tabii o yıllarda Farina ölmüştü. Efsane tam da 1792 yılında biraz daha gizem kazandı. Genç bir tüccar olan Wilhelm Mülhens, 1792 yılında bir Katolik keşişinden mütevazı evlilik hediyesi almıştı. Bu gizemli keşiş ona "Mucize Suyu" isimli bir karışım vermişti. Aslında bu karışım insana canlılık veren ve güç katan bir tür yaşam iksiriydi. Onu içenlerin uzun ve sağlıklı yaşayacağına inanılırdı. Genç tüccar Wilhelm Mülhens, bu fırsatı değerlendirdi ve küçük bir fabrika açarak formülü gizli olan iksirin üretimine geçti. Bu sihirli suyu şarapla karıştırarak satmaya başladı. İşte bizzat markanın kendisine göre, 4711 parfümünün başlangıç hikayesi böyleydi. Oysa tahminimce, Wilhelm Mülhens'in sihirli formül olarak ürettiği şey, Farina'nın Eau de Cologne'sinin devamıydı. Çünkü bay Mülhens, Eau de Cologne'nin marka haklarını Farina ailesinden almak için epey uğraşmıştı. Hepimiz biliriz ki efsaneler ve gerçeküstü hikayeler halk kitlelerinin her zaman daha çok ilgisini çeker.


1794 yılında Cologne (Köln) şehri Fransızlar tarafından bir savaş sonucu işgal edilir. Fransız işgal güçlerinin komutanı General Charles Daurier, Cologne şehrinin düzensiz ve gelişi güzel sokaklarına bir çözüm bulmak için her eve numara verilmesini ister. Wilhelm Mülhens'in üretim yaptığı binaya 4711 numarası denk gelir. Ve böylece dünyanın en eski ve en bilinen kolonyasının ismi ortaya çıkar.

1810 yılında Napolyon, ülke çapında ilaç olarak kullanılan her şeyin içeriklerinin halka açıklanmasını emreder. Wilhelm Mülhens, ticari sırrının ortaya çıkacağını düşünerek 4711'i ilaç ya da iksir olarak değil de koku olarak pazarlamaya başlar ve çok başarılı olur. Dönemin yüksek sosyetesine mensup kişiler 4711'i hem ferahlatıcı bir parfüm hem de kişisel temizlikleri için kullanır. 1875 yılında, Ferdinand Mülhens, 4711'i ticari marka olarak tescil ettirir. O tarihten günümüze kadar da gerek şişesi gerek logosu büyük değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelir.

Dünyanın en eski kolonyası 4711'in kimi zaman mucizelerle örülü tarihi aşağı yukarı böyle. Ülkemizde pek bilinmeyen 4711, Avrupa kıtasında ve tabii ki ana vatanı Almanya'da çok bilinen bir marka. Yurt dışı merkezli parfüm platformlarında adından sık sık bahsedilen 4711'i epeydir merak etmekteydim. Gerçi onun için parfüm mü yoksa koku mu demeli emin değilim. Çünkü Jicky ile başlayan modern parfümlerin tarihinden daha eskiye gidiyor onun geçmişi. Kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış:


"220 yıldan fazla süredir, dünya çapındaki insanlara heyecan ve ilham verir 4711. Peki ne ile? Fragrance, Duft, Perfume, Profumo, ?? ve Parfum farklı dillerde cevap olabilir fakat asıl olan şudur: Eau de Cologne.

Değerli içerikler özenle harmanlandı. Bergamot, limon ve portakal, benzersiz şekilde canlandırıcı bir etkiyle yeniden donatıldı. Lavanta ve biberiye sakin ve dinlendirici efekt verir. Neroli, acı portakal çiçeğinin özü rahatlatıcı etki sağlar, olumlu bir ruh durumu meydana getirir."

4711'i üzerime sıktığımda karşıma çok ferah turunçgiller çıkıyor. Üst notalarda gayet doğal neroli bana merhaba diyor. Başlangıcını beğendim. Orta kısımda turunçgilli ana yapı devam ediyor. Bu kısımda neroli geri çekilirken eski tarz limon, aromatik otlar, lavanta ve meşe yosunu algılıyorum. Orta notalar da başlangıcı kadar ferah. Son kısımda meşe yosunu az da olsa var. Biraz misk ve yumuşak odunsu notalarla kapanışı yapıyor.


Başlangıçtaki neroli, şaşırtıcı derecede doğal ve ferah. Günümüzün yeni nesil neroli parfümlerini andırıyor. Çoğu kişinin 4711'i Neroli Portofino’ya benzetmesi büyük ihtimalle başlangıçtaki neroli notası yüzünden olmuş. Çünkü orta kısımdan itibaren Neroli Portofino ile yolları ayrılıyor koku karakteri anlamında. Orta notalarda başlangıcın aksine modern değil de eski tarz turunçgil şiprelerine yakın. Limon sevdiğim gibi verilmiş. Aromatik otların limonla uyumu çok iyi. Lavanta zaman zaman ferah şekilde kendisini hissettiriyor. Ve en büyük sürpriz meşe yosunu. Turunçgillerin gerisinde kalsa da meşe yosunu orta kısımdan itibaren var. Son bölümde koku o kadar zayıflıyor ki notaları algılamak neredeyse imkansız. Zaten pek de ilgi çekici değil kapanışı.

4711’in kokusunda çoğu kişinin belirttiğinin aksine nerolinin çok baskın olmadığını düşünüyorum. Evet başlangıçta neroli önemli rol oynuyor. İlerleyen dakikalardaysa limon ve aromatik otların hakimiyetine giriyor koku. 4711’i sadece neroli kolonyası olarak nitelemek bu anlamda çok doğru olmayabilir. Evet çok kompleks ya da detaylı değil harmanı. Ama neroliye limonun hatta lavantanın desteği görmezden gelinemez. Aromatik otları saymıyorum bile.

232 yıllık bir parfümü kullanıyorum. Aslında ne düşüneceğimi çok bilmiyorum. 4711'i, 2015 yılının koku trendlerine göre değerlendirmem çok anlamsız olacaktır. Onu ancak kendisi gibi tarihi parfümlerle kıyaslamak gerekiyor belki de. Mesela Eau Sauvage'la, Eau de Guerlain'le, Blenheim Bouquet’le, Vintage Tabarome’la, Chanel Pour Monsieur'la, Hermes Eau de Cologne'yle. Bu saydığım klasiklerden en çok Eau de Guerlain'e benzettim 4711'i. Tabii Guerlain kadar yüksek kaliteli ve kalıcı değil. Yine de hiç fena değil kokusu. Ona kötü demek haksızlık olur.


4711, inanılmaz derecede ucuz fiyatlara kocaman şişeleri satılan bir kolonya. Bu tarihi eseri alıp, günlük olarak kullanmasanız bile o güzel şişesini evinizin büfesine koyup, misafirlerinize ikram etmeniz bile bence hoş olacaktır. Marketlerden alacağınız ve nerede yapıldığı belli olmayan, yarısı su limon kolonyalarını alacağınıza, 500 ml.lik dev gibi şişesi bile ortalama parfüm fiyatına satılan 4711'i alıp, zaman zaman "tarihi koklamanızı" öneririm. Hatta basit ve güzel bir ev hediyesi olarak bile düşünülebilir. Maddi değeri büyük bir hediye olmasa da manevi ve tarihi değeri sebebiyle farklı bir hediye olacağını sanıyorum.

4711, çok ferah ve çok hafif bir kolonya. Zaten konsantrasyonu da Eau de Cologne (EDC). Bu düşük formdan harikalar beklemek abes olabilir ama yine de fark edilirliği çok kötü. İlk sıkıldıktan 10-15 dakika sonra neredeyse kayboluyor. Kalıcılığı tişörtlerimde ortalama EDC seviyesinde oldu ama tende kalıcılığı ve fark edilirliği çok az. Kolunuzu çok dikkatli koklamadıkça algılamanız mümkün değil. Gerçekten de tam bir kolonya bu anlamda. Zaten parfüme yapılan en büyük eleştiri genelde bu zayıflığı ve çekingenliği konusunda oluyor ki gayet haklılar. Ne kadar çok üzerime sıksam da değişen bir şey olmadı ve performansı ne yazık ki berbat.

Tam bir ilkbahar-yaz kokusu. Sanki bir parça erkek kullanımına yakın. Gerçi 1920'li yıllarda 4711'in tanıtımlarında onun "kadınlar için özel bir koku" olduğu vurgulanıyor. Hatta bu reklamın posteri küçük çaplı bir skandala bile sebep olmuş. Kadınlar için özel olduğu vurgulanan postere yanlışlıkla Köln Başpiskoposu'nun resmi basılmışsa da sonradan bu hata düzeltilmiş. Bence o hem kadınlara hem de erkeklere rahatlıkla uyacaktır. Yaş olarak biraz daha yukarılara hitap ediyor gibi. Mesela yirmi beş ve üzerindeki arkadaşlar deneyebilir. Çok genç arkadaşlar onun limon kolonyası gibi koktuğunu söyleyip, burun kıvırabilir.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6.5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder