Clinique etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Clinique etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2021 Cumartesi

Clinique – Aromatics Elixir (1971)

Estee Lauder markasının altında bulunan ve 1960’lı yılların sonlarında kurulan Clinique’in kadınlar tarafından gayet iyi bilindiğini tahmin etmek zor değil. Kozmetik ve kişisel bakım alanlarında onlarca başarılı ürüne sahip Clinique’nin, parfümlere el atmaması düşünülemezdi.

1971 yılında Clinique’nin ilk parfümü çıktı ve tabii ki kadınlar içindi. Aromatics Elixir ismi verilen bu eser, yıllar içinde çok satılanlar arasına girdi ve parfümler dünyasının mihenk taşlarından oldu. Klasik parfümler arasına adını yazdıran Aromatics Elixir’in tanıtımı markanın internet sitesinde şöyle yapılmış: “Şaşırtıcı, sıra dışı ve kışkırtıcı aromasıyla bir parfümden çok daha fazlasını ifade eder. Benzersiz notalarıyla duyulara dokunur. Bunu gül, yasemin,ylang ylang ve vetiver bitkisinin özleriyle yapar. Her kadının içindeki dişiliği ortaya çıkarır.”

Aromatics Elixir’in başlangıcı sabunsu papatya, aldehit ve eski tarz bergamotla gerçekleşiyor. Ferah olmayan çiçeksi, kuru ve koyu üst notalardan sonra orta kısımda çiçeklerin etkisi artıyor. Sabunsuluk daha fazla kendisini gösteriyor. Yasemin ve ylang ylang sabunsu çiçekleri oluşturuyor. Gül hafiften tatlı verilmiş. Orta kısımda biraz meşe yosunu da oyuna katılıyor. Sonlarda meşe yosunu, paçuli ve miskle kapanış yapılıyor.

Aromatics Elixir, oldukça kadınsı, neredeyse pudralı, çiçekli bir arkadaşa benziyor. Tatlılık var ama fazla değil. Genel olarak eski-nostaljik kokan çiçeksi kadın parfümü atmosferi yayıyor. Evet, eskilerden kalma kokuyor ama şunu da unutmamalıyız ki bu parfüm 50 yaşında!

Bu eseri yıllar önce de kullanmıştım. O zaman ki aroması daha kuru, karanlık ve şipreye yakınken, bu sefer karşıma sabunsu çiçek kokusunun çıkması oldukça şaşırtıcıydı. Kimi kullanıcılar Aromatics Elixir’in reformulasyon geçirdiğini ve eski tadının kalmadığını söylemiş ki şu haliyle sanırım haklılar. Eski şişedeki o nefis, kuru otsu şipre yerine tek düze pudralı yasemin-gül ikilisinin karşıma çıkması hayal kırıklığı yarattı. Bu haliyle gayet sıradan nostaljik kadın parfümüne dönmüş ve eski şahane karakteri kaybolmuş.

Parfüm yazarı Chandler Burr bu parfüme beş üzerinden beş yıldız vererek oldukça beğenmiş ve şu anısını anlatmış:

“Normal denememde hiç beğenmedim Aromatics Elixir’i. Bir gün parkta yürürken 50 yaşlarındaki bir kadından harika bir parfüm kokusu geldi burnuma. Hemen yanına gidip hangi parfümünü kullandığını sordum. “Aromatics Elixir” dedi. “Onu ne zaman sıktınız peki” diye sordum. Kadın “bir saatten biraz fazla” dedi. Ve o gün parfüme hayran kaldım. O harikaydı.”

Bir başka yazar Luca Turin parfüme beş üzerinden beş yıldız vermiş. Odunsu çiçeksi olarak sınıflandırmış. Ayrıca şunları söylemiş:

“Modern birkaç kokunun ardından, kağıt üzerinde ya da havada uçuşan molekülleriyle Aromatics Elixir’i koklamak, Cheers’in on iki bölümünden sonra Lauren Bacall’ın ‘The Big Sleep’teki performansını izlemeye benzer. Bu parfüm etrafını öylesine bir güç ve özgüvenle dolduruyor ki yaratıcısı Bernard Chant’ın da diğer herkesle aynı malzemeleri kullandığına inanmak çok zor. Sağlık ve şifa fışkıran ışıltıyla muhteşem günbatımını birleştiren bu parfüm, bana göre başyapıt.”

Parfümü Aramis (Classic), Aramis – 900, Aramis – Devin, Estee Lauder – Estee, Gres – Cabochard gibi önemli eserlere imza atmış Bernard Chant tasarlamış.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk on dakika dışında güçlü sayılmaz. Genel itibariyle sonbahar-kış mevsimine uygun gibi duruyor. Kırk yaşın üzerindeki hanımefendilere tavsiye edebilirim, genç kız parfümüne pek benzemiyor.

Koku Güzelliği:10/6

8 Ağustos 2021 Pazar

Clinique – Happy For Men (1999)

Clinique’nin 1998 yılı çıkışlı kadın parfümü Happy’den bir yıl sonra erkek versiyonu raflardaki yerini aldı. Clinique’nin Aromatics Elixir’den daha başarılı parfümü bir türlü gelemese de Happy’ler kısa süre parlayıp, sonrasında unutulmaya yüz tuttular.

Happy For Men, turuncu ve basit şişesiyle tıpkı ismi gibi insana mutluluk veren bir parfüm olarak zihnimde kalmış. Parfümün resmi tanıtımında şu cümleler yer almış: “Clinique Happy For Men, taze, canlı, enerjik… Turunçgillerden bir demetin odunsu notalarla baştan çıkarıcı flörtü. Sadece spreyle ve mutlu ol. Çünkü tüm eğlenceyi ve mutluluğu sadece kadınlar yaşamamalı.”

Happy For Men’in ilk saniyeleri dinamik ve ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Açılıştaki leziz ve mayhoş turunçgillerin portakal ile mandalinanın karışımı olduğunu düşünebiliriz. Orta bölümde turunçgiller tek düze hale gelirken bir parça yapay deniz-su esintisi kokuya tazelik katıyor. Sonlarda büyük değişim gözlenmiyor. Turunçgillere misk ve odunsu notalar eşlik ediyor.

Happy For Men, harika turunçgilli başlangıcını mandalina, misket limonu ve taze yeşil temaya borçlu diyebilirim. Orta bölümdeki yapay çiçeksi havanın ise frezya benzeri beyaz çiçeklerden geldiğini düşünebiliriz. Zayıflayan sonlardaysa odunsu notaların çok ilginç olmadığını görüyoruz.

Güzel başlayan, ilerleyen saatlerde yapay nane-çiçek-deniz (calone) bölümüyle parfümden soğumama sebep olan bütüne bakarsak, basit, tek düze, gerçekçi kokamayan Happy For Men, eski anılarımı canlandırmama yardımcı oldu fakat kalite anlamında iyi yerde duramadığını hissettirdi.

Turuncu şişeye bakarak parfümün narenciye merkezli olduğunu görüyoruz. Bu anlamda genel pazarlamada tutarlılık sağlanmış. Oysa ki son yılların en iyi turunçgil parfümlerinden Terre d’Hermes’in ortaya çıkmasıyla, narenciye temalı kokular ciddi kan kaybı yaşamaya başladı. Terre d’Hermes, müthiş kalitesi ve doğallığıyla turunçgil parfümlerinin yeni nirengi noktası oldu adeta. Terre d’Hermes’e bakarsak, Happy For Men fazlasıyla basit, çocuksu ve şık olmaktan uzak ana başlıklarında değerlendirilebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı az sayılır. Etrafa yayılımı zayıf ne yazık ki. İlkbahar-yaz dönemine uygun denebilir.

Koku Güzelliği:10/6

20 Eylül 2012 Perşembe

Clinique – Aromatics Elixir (1971)



Clinique – Aromatics Elixir (1971)  Markanın klasikler arasında yerini almış kadın parfümü.

Bir parfüm için ne kadar güzel isim Aromatics Elixir. Parfümlerin tabiki kokusu çok çok önemli. Güzel bir isim ve güzel bir şişe genel konseptin tamamlayıcısıdır her zaman. İyi de ne demek Elixir kelimesi kısaca bakalım o zaman.

 

Türkçemize “iksir” olarak geçen Elixir, Arapça “el-iksir” kelimesinin Latinceleşmiş bir şekliymiş ve Grekçe'de tıp ve simya dönüşümü için kullanılan kuru bir toz olan “xerion” kelimesine akrabaymış. İksirler yenileyici ve şifa verici olduğu inanılan içkilerdenmiş. Bu terim ilk önceden simyagerler tarafından (aynı zamanda felsefe taşı olarak bilinen) basit metalleri altına dönüştüren, hastalıkları tedavi eden ve yaşamı uzatan maddeyi tanımlamak için kullanılırmış. Simyagerler her ne kadar bu kelimeyi türetmişlerse de, böyle bir madde konusundaki inanç simyadan önce de varmış ve sürekli olarak mitoloji ve din tarihinde rastlanıyormuş. İksir biz parfüm severler için farklı bir anlam taşıyor bugün. Çünkü Clinique’in Aromatics Elixir parfümüne isim babalığı yapıyor.

 

Evet biliyorum. Benim hatam. Ve özür diliyorum. Daha önce Aromatics Elixir’in farkına varamadığım için. Belki de hakkında yazılanları pek ciddiye almadım. Şöyle bir göz gezdirip geçip gittim. Ama şu anda pişmanım. Çünkü bu parfüm hiç de yabana atılacak ve hafife alınacak bir arkadaş değilmiş. “Parfüm Merakı biraz abartıyor” diye düşünenleri yazının devamı için şöyle alayım o zaman.

Erkek milletinin bir üyesi olmamdan dolayı kadın parfümlerine doğal olarak pek ilgi göstermiyorum. Aslında bir ön yargım yok. Hatta elime gelseler her birini seve seve inceler, yazarım. Ama belki de algıda seçicilik olayı devreye giriyor. Ve kendi cinsiyetime uygun parfümler beni kendisine çekiyor. Sanıyorum bu da normal olan.


Blogumun değerli okuyucularından ve sıkı bir parfüm sever olarak, bana Clinique’in Aromatics Elixir parfümünün (daha başka parfümlerinde) numunesini gönderen Koray, belki de farkında olmadan kafamda bazı ışıkların yanmasını sağladı. Açıkçası (kusura bakma Koray) Clinique’in bu ismini duymadığım parfümünün hele ki 1971 yılında piyasaya sürüldüğünü okuduğumda pek ciddiye almayıp, dolabın bir kenarına koymuştum. Çünkü “koca koca markaların boy gösterdiği parfüm sektöründe kozmetikçi Clinique’de neymiş” diyerek denemeyi hep ertelemiştim. Ve Eylül ayının ortalarına geldiğimiz şu günlerde artık bir çiçeksi ve sonbahara uygun parfüm yazayım diye düşünürken buldum kendimi. Vee Aromatics Elixir ile tanışma şerefine nail oldum.

Meğer ki bu arkadaş parfüm dünyasının en ünlü ve kült sayılabilecek kadın parfümlerinden birisiymiş. Başka bir yerde bu benzetme yapılmış mı bilmiyorum ama şöyle özetleyeyim. Nasıl ki Yves Saint Laurent – Kouros erkek parfümleri içinde çok tuhaf ve yüksek bir yerde duruyorsa (kokusunu sevmesem de hakkını vermeliyim), Aromatics Elixir ona benzer bir yerde anladığım kadarıyla. Bu düşüncemi biraz daha detaylandıracağım birazdan.

Kendi sitelerindeki tanıtımı şöyle: “Şaşırtıcı, sıra dışı ve kışkırtıcı aromasıyla bir parfümden çok daha fazlasını ifade eder. Benzersiz notalarıyla duyulara dokunur. Bunu gül, yasemin, ylang ylang ve vetiver bitkisinin özleriyle yapar. Her kadının içindeki dişiliği ortaya çıkarır.”


Fragrantica’da çiçeksi-şipre olarak sınıflandırılmış. Ve tam isabet derim bu tanıma. Çünkü daha ilk saniyelerinde hem şipre hem de çiçeklerin etkisi görülüyor. Açılış kuru otlar, belki biraz lavanta ve hafiften burnumu yalayıp geçen hayvansal deri ile gerçekleşiyor. Üst notalar burnunuza adeta saldırıyor. Çok keskin, güçlü ve yoğun. Yahu bu kokuyu bir yerden hatırlıyorum derken hemen aklıma geliyor. Nasıl unuturum ki Salvador Dali Pour Homme’u. Kimse bahsetmemiş ama bana oldukça benzer geldi kokuları. Çok eskilerden gelen bir kokusu var. Hatta demode veya nostaljik diyebilirim. Ama çok farklı, sert ve algıları zorluyor. Sizi adeta kendinize getiriyor başlangıcı. Sanırım üst notalarını pek beğenmedim. Çok tuhaf…

Bir süre sonra orta notalara geçiliyor. Aynı başlangıcı gibi zengin ve karmaşık yapısı devam ediyor. İnsan ne söyleyeceğini şaşırıyor. Neyseki başlangıcındaki o yoğun ve haşin koku biraz sakinleşiyor. Bu arada daha stabil hale geliyor. Yine kuru baharatlar, otlar, eski kokan erkeksi çiçekler, biraz hayvansallık (muhtemelen deri) ve daha neler neler. Yahu ne söyleyeceğimi bilemiyorum bu parfümü anlatırken. Çünkü bir şeyleri mutlaka eksik söyleyeceğim. Buna eminim. Orta notalar da keskin ve yoğun. Karmaşık, zengin ve hala eski kokan çiçekler hakim genele. Hala tuhaf…

Son kısımda artık sakinleşiyor kokusu. Fakat öyle uslu uslu oturup uyuklayan bir kedi gibi değil. Tırnaklarını çıkarmış her an tırmalamak için bekleyen bir kedi adeta. Alt notalarında silhat (paçuli) önemli bir rol üstlenmiş. Yine kuru bir kullanımda. Tütsü de hatırı sayılır derecede hissediliyor. Biraz odunsu notalar, e biraz da misk. Kapanışında hala alttan alta hayvansallık hissediliyor. Ama asla öne çıkmıyor. Kesinlikle her şeyiyle tuhaf…


Hani bazı parfümler vardır. İlk sıkıldığında size şöyle okkalı bir tokat atar. Sonrasında ise ilginç bir hale gelir alt notalara doğru. Genellikle eskilere ait parfümlerde rastlıyorum bu duruma. Sert, acımasız, haşin ve ödünsüz. Mesela Givenchy – Gentleman veya Yves Saint Laurent – Kouros. İşte Aromatics Elixir’de aynen böyle sert bir şekilde açılışını gerçekleştiriyor. Bu durumu aynı ve daha eski dönemdeki parfümlerin genel karakteri olarak düşünebiliriz. Onun için çok şaşıracak bir durum yok. Fakat uzun zamandır böyle eski/güçlü ve saldırgan bir parfüm denemediğim için açıkçası suratıma (daha doğrusu burnuma) küçük bir yumruk yemiş gibi oldum desem yeridir ilk denediğimde.

Böyle üst notaları hiç beklemiyordum. Belki de gayet ilginç ismi ve kadın parfümü olarak sunulması bende daha yumuşak ve çiçeksi bir şipre beklentisi yaratmıştı. Ama kafamdaki klişeleri daha ilk saniyelerde yıktı bu parfüm. Şaşkınım ve mutluyum. Çünkü karşımda gerçektende çok sağlam bir parfüm var. Her anlamda.

Aromatics Elixir anlat anlat bitmez sanırım. Ansiklopedi gibi parfüm. Çok zengin, karmaşık, garip, seksi, vahşi, vurucu, ödün vermez, şok edici, mihenk taşı, gaddar ve acımasız. Yok hayır orta çağdan kalma bir katili anlatmıyorum. Karın deşen Jack’de konumuz değil. İlginç tarafı bu parfümün kadınlar için tasarlanmış olması!


Aromatics Elixir benim pek sevmediğim 1970-1980’lerin eski kokan, kuru, fazla tatlılık barındırmayan, sert şiprelerinden birisi. Yani normalde bu parfümü hiç sevmemem lazım. Ama olmuyor. Tuhaf bir çekiciliği var. Geneline baktığımda neredeyse tam bir erkek parfümü gibi davranıyor. Bu parfümün kadınlar için nasıl tasarlandığını hala anlayabilmiş değilim. Çünkü bize sunulan kadın imajı evlenip çocuk doğuran, sevgi dolu, ailesine bağlı, hanım hanımcık, güzel pasta-börek yapan, uysal, tatlı dilli vb. Ama bu parfüm anladığım kadarıyla bu tür kadınlar için tasarlanmamış. Ya da bana öyle geldi.

Bence bu parfümü biraz “erkek gibi kadınlar”  için. Ya da seksi, fettan ve baştan çıkarmayı seven kadınlara daha uygun gibi. Belki ağına düşürdüğü erkekleri ustalıkla ve arkasında iz bırakmadan öldürüp, daha sonra hayatına hiçbir şey olmamış gibi davranmayı başaran kadınlar sevebilir. Belki de küçük yaşında geçirdiği travmalar sonucunda erkelerden nefret eden ve onlardan intikam almak isteyen kadınlar. Ya da ilişkilerinde baskın karakteri seven lezbiyenler. (Bu parfümü severek kullanan kadınlar lütfen “ne yani ben lezbiyen miyim” demesin. Benzetme yapıyorum sadece) Hatta 30’lu yaşlarının sonlarındaki üst düzey yönetici bir kadının, holdingin çok önemli bir toplantısına bu parfümü bolca sıkarak girdiğini düşünüyorum. Odanın içinde yapacağı etkiyi ve etrafında kelli felli, şeytanlık ve birbirinin kuyusunu kazma konusunda profesyonelleşmiş iyi eğitimli yöneticilerin ne düşüneceklerini hayal ediyorum da.. Aromatics Elixir tuhaf bir şekilde cazibeli kokuyor bence. Bu hissi de içindeki hayvansal aroma veriyor. Buna eminim.

Bir erkek rahatlıkla kullanabilir bu parfümü. Hele ki kendisini eski tip fujer ya da erkeksi şiprelere adamış arkadaşların en seveceği kokulardan birisi olacaktır muhtemelen. Çünkü kokusunu biraz Yves Saint Laurent – Kouros’a benzettim. Hatta Kouros’un kadın versiyonu gibi desem biraz abartmış olurum belki ama daha iyi anlaşılır sanırım. Özetle efsaneleşmiş kadın parfümlerinden birisi diyebiliriz rahatlıkla. Aromatics Elixir’i kimisi kedi idrarına kimisi de çok kompleks bir şahesere benzetebilir. Böyle uçlarda dolaşan bir hali var.


Kimi yorumcular kokusunu antibiyotiklere kimisi hastanelere benzetmiş. Çok öyle olmasa da andırmıyor değil hani. Fakat bence bu arkadaş tam bir otsu-deri-çiçeksi kombinasyonuna sahip. Evet eskilerden kalma kokuyor. Ama şunu da unutmamalıyız ki bu parfüm tam 41 yaşında! Nice yıllara…

Aromatics Elixir benim için yeni keşfedilmiş ve uzun zamandır kilitli kalmış gizli bir hazine adeta. Daha önce neden bu parfüm hiç dikkatimi çekmemiş hayret. Evet çok farklı bir kokusu var ama önemli bir uyarı yapmam gerek. Parfümün kokusu gerçekten sevmesi zor bir yapıda. Yani deneyen bir çok kişi büyük ihtimalle burun büküp oradan uzaklaşacak. Ya da değerini anlayamayacak. Siz bu parfümü mağazada bir kere deneyerek karar vermeyin. En az 3-4 defa kullanın. Eğer hala sevmediyseniz zorlamayın. Ama sizi bir içine alırsa da oldukça şaşırtacaktır. Tam da bu noktada şu soruyu sorabilirim. Bu arkadaş “Ya sev ya nefret et” tarzının bir temsilcisi mi? Bu soruya yanıtım “Kesinlikle evet” olacak. Aromatics Elixir’i ya seversiniz ya da onun şimdiye kadar denediğiniz en kötü kokan parfümlerden birisi olduğunu düşünürsünüz. Karar sizin.

Ünlü parfüm yazarı Chandler Burr bu parfüme beş üzerinden beş yıldız vererek oldukça beğenmiş ve bakın özetle şu ilginç anısını anlatmış:

“Normal denememde hiç beğenmedim Aromatics Elixir’i. Bir gün parkta yürürken 50 yaşlarındaki bir kadından harika bir parfüm kokusu geldi burnuma. Hemen yanına gidip hangi parfümünü kullandığını sordum. “Aromatics Elixir” dedi. “Onu ne zaman sıktınız peki” diye sordum. Kadın “bir saatten biraz fazla” dedi. Ve o gün parfüme hayran kaldım. O harikaydı. (Chandler Burr)


Bir başka yazar Luca Turin’de parfüme beş üzerinden beş yıldız vermiş. Odunsu çiçeksi olarak sınıflandırmış. Ve onu bir başka kitabı olan “100 klasik parfüm”ün listesine almış. Ayrıca şunları söylemiş:

Modern birkaç kokunun ardından, kağıt üzerinde ya da havada uçuşan molekülleriyle Aromatics Elixir’i koklamak, Cheers’in on iki bölümünden sonra Lauren Bacall’ın ‘The Big Sleep’teki performansını izlemeye benzer. Bu parfüm etrafını öylesine bir güç ve özgüvenle dolduruyor ki yaratıcısı Bernard Chant’ın da diğer herkesle aynı malzemeleri kullandığına inanmak çok zor. Sağlık ve şifa fışkıran bir ışıltıyla muhteşem bir günbatımını birleştiren bu parfüm, bana göre bir başyapıt. (Luca Turin)

Anlaşılan iki ünlü üstat gayet beğenmişler Aromatics Elixir’i.

Bir başka konu ise parfümün gücü. Bana sürekli fark edilirliği yüksek parfüm soran arkadaşlar aklıma geliyor da şimdi. Hafifçe gülümsemeden edemiyorum. İşte size öyle güçlü bir parfüm ki, koluma sadece birkaç damla sürmeme rağmen bir süre boyunca boğazımda yanma hissettim. Sonlara doğru normale dönse de başlangıcı çok yoğun ve keskin. Onun için kullanırken mutlaka az sıkın. Yoksa baygınlık geçirip gözünüzü bir hastanede açabilirsiniz.


Parfümü Aramis (Classic), Aramis – 900, Aramis – Devin, Estee Lauder – Estee, Gres – Cabochard gibi önemli eserlere imza atmış Bernard Chant tasarlamış. Zaten bir çok yorumcu kokusunu Aramis – 900’e benzetmiş. Bu arada parfümümüz bir ya da iki defa reformülasyon geçirmiş. Benim denediğim hangi formülü tabi ki bilemiyorum. Her zamanki gibi en değerli olanı ilk ve orijinal formülü. Her ne kadar çok zor bulunacak olsa da.

Genel itibariyle sonbahar-kış mevsimine daha uygun gibi duruyor. Serin ve hüzünlü bir sonbahar gününde harika olacaktır. Kadın parfümü olarak sunulsa da bence erkeklerde rahatlıkla kullanabilir. Ofis kullanımı için biraz fazla haşin olacaktır diye düşünüyorum. Günlük kullanımda geçtiği yerde iz bırakmak isteyenlerin tercih etmesi gerekir. Yaş olarak 30 hatta 35 yaş ve üzerindeki kişilerin kullanması daha uygun olacaktır. Yani genç arkadaşlara göre değil. Denemeden almak ciddi bir risk bence.

 Artıları:
+ Etkileyici ve çarpıcı orta notaları var. Harika da alt notaları.
+ Çok zengin bir harmana sahip. Zihniniz ile alay ediyor sanki.
+ Kalıcılığı ve fark edilirliği bende çok iyi oldu.
+ Bir çok internet sitesinde hala bulabilirsiniz.

Eksileri:
- Başlangıcını kendime yakın bulmadım.
- Biraz fazla eski ve tozlu kokuyor. Bu anlamda herkese hitap etmiyor.

Koku Güzelliği:10/8

13 Mayıs 2012 Pazar

Clinique – Happy For Men (1999)



Clinique – Happy For Men (1999)  Markanın başarılı erkek parfümü.

1967 yılında dünyanın en prestijli moda ve magazin dergilerinden Vogue’da bir yazı yayınlanır. Derginin güzellik editörü Carol Philips ve Dr. Norman Orentreich’in yazdıkları makalenin ismi “Nasıl harika bir tene sahip olunabilir?” idi. Bu yazıyı Lauder ailesinden Eveyln Lauder’in okuması ve Estee Lauder’e anlatması ile Clinique firmasının temelleri atılmış oldu.

Bugün dünyanın en büyük cilt bakım ürünleri satıcılarından olan Clinique, ilk parfümünü 1971 yılında Aromatic Elixir ismi ile çıkarmış. 20’den fazla parfüme imza atmışlar. Kadınlara yönelik ürünleri ağırlıklı olarak sattıkları için parfümlerinin neredeyse tamamı da kadınlara hitap ediyor. Sadece iki tane erkek parfümlerine rastladım. Happy For Men markanın oldukça bilinen bir parfümü.


Küçük bir not daha ekleyeyim Clinique ile ilgili. Ten kimyasalları ve kozmetik ürünleri üreten bir marka olarak hayvanları denek olarak kullanmıyorlarmış. Ayrıca kalitesiz kimyasal maddelerde bulunmuyormuş ürünlerinde. Hatta bir çok farklı testten geçiyormuş ürünleri. Clinique’in parfümleri ile ilgili olarak da kullandıkları bazı elementler sayesinde her cilt tipine uygun kokular olarak üretiliyormuş. Artık onların yalancısıyım.

Happy For Men aromatik turunçgilli olarak sınıflandırılmış. Tamamen katılıyorum bu görüşe. Zaten ilk sıktığınızda adeta turunçgil patlaması sizi karşılıyor. Taze mis gibi bir portakal burnunuzu okşuyor adeta. Çok doğal ve güzel bir başlangıcı var. Açıklanan üst notalarına baktığımda yeşil limon, turunçgiller ve mandalina var. Sanki bu üç kokunun karışımı gibi. Bence gayet başarılı.


Happy For Men sonrasında çok büyük değişikliğe uğramadan devam ediyor. İlerleyen saatlerde turunçgillere biraz yeşil notalar ekleniyor. Fakat portakal aroması hep baskın. Orta notalar başlangıcı kadar doğal olmasa da bence yine de başarılı. Koklamaktan zevk alıyorum. Ne yazık ki parfümün en vasat kısmı sonları. Alt notalarında yine büyük bir portakal etkisi var. Fakat yapaylık hissedilen odunsu notalar biraz kaliteyi düşürüyor. Keşke daha güzel ve doğal olabilseymiş.

Happy For Men, şişesinin turuncu rengi ile adeta bütünlük gösteriyor. Tam bir portakal-turunçgil kokusu. Başından sonuna portakal hep başrolde. Eğer bu kokuyu bir renge benzet deseniz kesinlikle turuncu olurdu.


Happy’nin başlangıcındaki o nefis portakal aromasını biraz Hermes – Terre d’Hermes’in açılışındaki portakala benzettim. Tabiki sonrasında iki parfümde tamamen farklı karakterlere bürünüyorlar.

Happy For Men aynı ismi gibi mutlu bir parfüm. Canlı, enerjik, genç, pozitif ve mutluluk veren. İnsanı rahatlatan, ferah bir portakal parfümü arıyorsanız tavsiye ederim. Zaten parfümün resmi tanıtımında şöyle bahsedilmiş: “Turunçgillerin serin ve canlandırıcı etkisi. Erkekler için ferahlatıcı bir koku. Kullandıkça mutlu olun.” Fakat dediğim gibi sonlara doğru biraz sıradanlaşıyor.


Birde eleştirdiğim yanını yazayım. Happy For Men çok basit bir kokuya sahip. Turunçgil, yeşil notalar ve biraz da odunsular. Başından sonuna kadar da çok fazla değişmiyor. Biraz daha ilginç olabilirmiş kokusu. Luca Turin kitabında bu parfüme beş üzerinden üç yıldız vermiş.

İçeriğinden de anlaşılacağı üzere tam bir yaz parfümü. Sıcak ilkbahar aylarında da kullanılabilir. 30 yaş ve altındaki genç arkadaşların oldukça hoşuna gideceğini düşünüyorum. Daha üst yaşlar için çok uygun değil sanki. Bence deneyen bir çok kişinin sevebileceği parfümlerden.

Artıları:
+ Başlangıcındaki portakal kokusu çok güzel.
+ İnsanı mutlu eden, pozitif bir tarzı var.
+ Genel beğeniye uyacaktır diye düşünüyorum.

Eksileri:
- Sonlara doğru hafiften beliren yapaylık hoş olmamış.
- Farkedilirliği biraz düşük.
 - Çok basit bir kokusu var.

Koku Güzelliği:10/7.5