Davidoff etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Davidoff etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2016 Pazar

Davidoff - Leather Blend (2014)

Zino Davidoff isminin ortalama dünya insanının zihninde çağrıştırdığı imge purodur bana göre. Zino Davidoff’un ilk işi olan tütün ticareti, onun isminin dünya çapında marka haline gelmesini sağlamıştı. Zamanla işlerin büyümesi, Zino Davidoff’un farklı sektörlere girmesine sebep olmuştu. Bu alanlardan birisi de lüks deri ürün imalatıydı.

Zino Davidoff isminin gücüyle üretilen aksesuvarlardan olan deri ürünleri, markanın 2014 yılında piyasa sürdüğü parfüme ilham kaynağı oldu. Güçlü bir parfüm geçmişi olan Davidoff’un 2014 yılında hayata geçirdiği “Blend Collection” serisi, 2016 yılının sonları itibariyle üç üyeye ulaştı. Serinin ilk çıkan üyesi Leather Blend, 2014 çıkışlı. 2015 yılında Agar Blend, 2016 yılındaysa Amber Blend görücüye çıktı. Davidoff’un özel serisi denebilecek Blend Collection’ın ilk üyesi Leather Blend’i kullanıyorum bir süredir.

İsminden de anlaşılacağı üzere deriyi merkeze alıyor Leather Blend. Parfümün başlangıcı kuru sayılabilecek çiçeksilikle gerçekleşiyor. Nötr ve soyut çiçeklere kısa süre içinde belli belirsiz kuru meyveler eşlik etmeye başlıyor. Açılıştaki deri, tatlı değil, neredeyse acımsı. Orta kısımda çiçeksi deri devam ederken sıcak baharatlar ekleniyor kompozisyona. Orta bölümden itibaren tozlu havaya bürünüyor Leather Blend. Koku daha sıcak hale geliyor orta notalarda. Son bölümde büyük değişim yok. Aynı çiçeksi deri yapısı devam ediyor. Egzotik sayılabilecek amber kapanışta ve sıradan vanilya deriye eşlik ediyor. Çok çarpıcı değil alt notalar.

Leather Blend, isminin hakkını verircesine deriyi merkeze alıyor. Geneline bakarsak derinin çok tatlı kullanılmadığını görürüz. Yeni nesil bol şekerli deri parfümlerinden ziyade kuru, tozlu, eski ve olgun havası var. Deriden sonraki önemli öğe çiçekler. Kimi yorumcular gülden bahsediyor ki haksız sayılmazlar. Fakat gülden daha baskın verilmiş safranı atlamamak gerekiyor. Bence bu parfüm safranlı deri düzleminde ilerliyor.

deri leather yen

Kimi kaynaklarda uniseks olarak verilmesine rağmen, erkeksi nüanslar baskın. Çiçeklerin verdiği kadınsılık, sert ve sağlam duran derinin verdiği erkeksilikten daha az. Ayrıca baharatların sıcak verilişini de es geçmemeliyim. Onun içindir ki ibre erkek kullanımından yana.

Şimdi geleyim benzerlik kısmına. Kimi yorumcuların onu Tuscan Leather’a benzetmesi gayet anlaşılabilir. Aslında Tuscan Leather’ın piyasaya çıkmasıyla, benzer tarzda kokular gelmeye başladı. Bu tür eskiyi çağrıştıran kuru ve safkan deri parfümleri nedense Tuscan Leather’la bağdaştırılıyor. Oysaki parfüm tarihi harika deri parfümleriyle dolu ama son yıllarda erkeksi kuru deri tarzının en dikkat çeken üyesi Tuscan Leather olduğu için ilk akla o geliyor. Leather Blend, biraz Tuscan Leather’ı andırıyor. Kuru ve yeni alınmış deri ceket etkisi sınırlı olsa da Leather Blend’de var fakat farklı olarak daha çiçeksi ve tozlu Tuscan Leather’a göre. Tuscan Leather daha sert ve acımsı deriye sahip. Ayrıca daha meyvemsiydi.

Bence mutlaka bir şeylere benzetmek gereksiz. Leather Blend, yeni nesil deri parfümlerine örnek olarak gösterilebilir. Zaten bu aralar ana akım markalar özel seri çılgınlığı yaşamaya başladı. Birçok marka piyasaya sürdüğü özel seri koleksiyonlarda deri kokusuna yer veriyor. Yakın zamanda Yves Saint Laurent’in özel serisine mensup Noble Leather’i kullanmıştım. Ayrıca Giorgio Armani’nin Prive serisindeki Cuir Amethyste’i de uzun zaman önce denemiştim. Yani ana akım markaların bu tür özel serilerinde deriye yer vermeleri devam edecek gibi görünüyor. Davidoff, Leather Blend ile bu kervana katılmış gibi görünüyor.

Sonuç olarak çok sevdiğimi söyleyemem Leather Blend’i ama nefret de etmedim. Biraz araftayım sanki. Kendime yakın bulamasam da, bu taz kokuları sevenler deneyebilir. Kalite anlamında yeni nesil vasat Davidoff’lardan daha iyi yerde olduğunu söyleyebilirim ama orta kısmın sonlarından itibaren biraz sıkıcı hale geliyor.

parfumo.net sitesinden alınmıştır.
parfumo.net sitesinden alınmıştır.

Parfümün tasarımını Christophe Raynaud yapmış. Soğuk ayların kokusu Leather Blend. EDP formunda. Kıyafette kalıcılığı çok iyi. Tende idare eder. Biraz yaş istiyor kokusu. Genç arkadaşları hedeflemediğini düşünüyorum. Resmi ve ciddi karakteri var. Takım elbise kokusu olarak rahatlıkla düşünülebilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

21 Eylül 2013 Cumartesi

Davidoff – Cool Water (1988)


Davidoff – Cool Water (1988)  Davidoff’un referans parfümü.

Şöhret nedir sorusunun cevabı en basitinden şöyle olabilir: Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ünlü olma. Sosyal üstünlük dürtüsü de deniliyor bu duruma. Acaba insanlar güç sahibi olmak için mi ünlü olmak isterler? Gücün çekiciliğine kavuşmanın kısa yolu mu şöhretli olmak? Sen benim kim olduğumu biliyor musun! sorusu bu anlamda enteresan ve üzerinde durulmaya muhtaç. Fakat konuyu dağıtmadan gidelim.

Bazı insanlar doğarken şanslı ve şöhretliyken, kimileri her şeyini tırnaklarıyla kazıyarak elde ederler. Bazı parfümlerse büyük pazarlama kampanyalarıyla doğar ve şöhretli olurken, bazı parfümler sessizce piyasaya çıkarlar. Sonradan büyük şöhret kazanırlar. Belki de parfümlerle insanlar arasında bağ kurulabilir bu anlamda.

1998 yılında, muhtemelen kimsenin böylesine büyük başarılar yakalayacağını düşünmediği bir parfüm piyasaya sürdü ünlü puro üreticisi Davidoff. Yazar Chandler Burr, Cool Water'ın oluşturulma aşamasına daha teknik olarak bakmış ve parfümde kullanılan Dihydromercenol'e büyütecini tutmuş. Özetle şunları söylemiş:

“Kokuları özgün moleküllerle tanımlayan kimyagerlere gıpta ediyorum. Mesela Ethyl Maltol, pamuk helva gibi kokar. Calone, istiriyde bıçağı gibi kokar.  Phenylethyl Glycidate, çilek ve bibere benzer. Cis-3-hexenol kesilmiş çimen gibidir. Butyric Acid, ayak gibi kokar. Ve parfümler: Chanel No.5'in sırrı Aldehitlerdir; Davidoff - Cool Water'ın ise Dihydromyrcenol.


Dihydromyrcenol, bazı deterjanlarda kullanılan özel bir kimyasaldır. Bu kimyasal, ilk olarak 1973 yılında Paco Rabanne Pour Homme'da kullanıldı. Daha sonra 1982 yılında Drakkar Noir'de yüzde on oranında kullanıldı. Parfümör Pierre Bourdon ise Cool Water'da yüzde yirmi oranında kullanmıştı.

Tabiki bazı kimyasallardan nefret ediyorum. Ne yazık ki listemin üst sırasında Dihydromyrcenol var. Kokusu bana alüminyum tezgahın üzerine dökülmüş çamaşır deterjanlarını hatırlatıyor. Drakkar Noir, Polo, CK One ve Cool Water'da güzel kullanılmıştı. Fakat artık bir çok parfümde kullanılıyor. O, sıkıcı bir klişe haline geldi. Gerçi ben doğal yada yapay farketmez, lavanta kokusundan nefret ederim. Sonuç olarak bir klişe, her zaman için klişedir."    

Chandler Burr’den bu alıntıyı Cool Water'ın baskın şekilde Dihydromyrcenol gibi koktuğunu açıklamak için verdim. Bugün Dihydromyrcenol kimya ve kozmetik sanayisinde kullanılıyor. Zaten Cool Water'ın kokusunun kimi zaman kolonyalı mendillere kimi zaman traş köpüklerine kimi zaman da çamaşır deterjanlarına benzetilmesinin sebebi işte tam da bu. Artık geçeyim kokunun bana hissettirdiklerine.

Aromatik akuatik olarak sınıflandırılmış Cool Water. Kimileri de aromatik/ferah fujer olarak anlandırıyor. Üzerime ilk sıktığımda lavanta, turunçgiller (limon ve bergamot) ve ozonik deniz esintisi karşıma çıkıyor. O kadar tanıdık ki kokusu. Üst notalarında ağırlık ozonumsu yeşil lavanta da sanki. Başlangıcını çok beğendim. Orta notalara geçildiğinde yeşil koku devam ediyor. Fakat kalite anlamında biraz düşüş var. Burada yeşil erkeksi çiçekler devreye giriyor. Ve herkesin bahsettiği o deterjan kokusu. Sabunsuluk artık ortaya çıkıyor. Hem de dikkati çekecek oranda. Sanırım o traş köpüklerine benzetilme sebebi de sabunsuluk. Orta kısmı başlangıcı kadar ilgimi çekmedi. Geçeyim alt notalara. Burada hala yeşil ozonik koku devam ediyor. Misk ve odunsu notalar hissediyorum ek olarak. Sonları fena değil. Böylece de tenden ayrılıyor.


Cool Water, başlangıcından sonuna kadar neredeyse hiç değişmiyor. Parfümün ana ekseni ferah, serin, sabunsu yeşil erkesi çiçekler ve tuzlu/yosunsu deniz teması. Enteresan bir birliktelik. Başlangıcı gayet güzelken, orta kısımdan itibaren sabunsu yapaylık hissediliyor. Sabunsu kokan yeşil çiçekler, hiç ilginç gelmedi bana. Son kısımsa orta notalarla paralel ilerliyor. Her ne kadar odunusluk ve misk eklense de alt notaları bana yakın gelmedi ne yazık ki. Şu haliyle en sevdiğim kısmı başlangıcı oldu.  

Şu bir gerçek ki Cool Water, tüm zamanların en şöhretli, kült parfümlerinden birisi olmuş durumda. Zaten satış rakamları da onun dünya çapında ne kadar büyük fenomen olduğunu kanıtlıyor. İlk çıktığı 1988 yılından 2003 yılına kadar en çok satan on beş parfümden birisiydi Cool Water. Yani onun etkileri, 2000'li yılların ortalarına kadar devam etti. Onlarca parfüm üreticisi ona benzeyen kokular piyasaya sürdü. Ama biliyoruz ki hiç birisi onun kadar şöhretli olamayacaktı. Çünkü emitasyon, gerçeğin yerini asla tutamaz.

Böylesine büyük ticari başarıyı, kokusunun yeterince rafine olmaması sebebiyle eleştirebiliriz. Yada büyük şöhretine hürmeten, onu övgülere boğabiliriz. Ben yine de aklıma takılan kısımları eleştirirken, ona saygı duymaya devam edeceğim. Çünkü karşımızda sıradan bir market kokusu yok. Beğenin yada beğenmeyin döneminin en önemli parfümü Cool Water. Çığır açan, referans olarak gösterilen bir arkadaş. Parfüm endüstrisinde yeni bir akımın oluşmasını sağladığı söylenebilir. Anlaşılacağı üzere ona gereken saygıyı göstermemiz gerekiyor. Fakat saygı duymamız onu seveceğimiz anlamına da gelmiyor.

Cool Water'ın eleştirebileceğim iki tarafı var. Birincisi orta kısımdan itibaren beliren sabunsu çiçeksilik. İkinci olarak da tek düze kokması. Derinliğe sahip olmayan yapısı, biraz hayal kırıklığına uğrattı beni. Bu duruma parfümün geçirdiği reformülasyonların sebep olduğu düşünülebilir. 1988 yılında üretilmiş bir parfümün günümüze kadar orjinal formülüyle gelmiş olması olası görünmüyor.


Görünen o ki ilerleyen yıllar ve karşısına çıkan rakipler, Cool Water'ın biraz geri plana çekilmesine neden olmuş. Bugün daha çok "baba kokusu" olarak nitelenen Cool Water'ı genç kesimin tercih etmediğini görüyoruz. Yılların verdiği "modası geçme" sendromuna yakalanmış olabilir. Yine de parfümlerle ilgili herkesin almasa da mutlaka denemesi gereken klasiklerden birisi olduğu aşikar.

Parfüm platformlarının en çok tartışılan konularından birisine daha dahil olayım hemen. Cool Water, bir çok yerde Creed’in ünlü parfümü Green Irish Tweed’e benzetiliyor. Hatta birbirinin kopyası diyenler bile var. Şimdi benim edindiğim izlenime göre iki parfümün benzer yanları var ama çok büyük benzerliğe rastlamadım. Green Irish Tweed, ekşimsi yeşil çiçekler gibi kokarken, Cool Water akutik-yeşil-sabunsu kokuyor. İki parfümün de yeşil kokan taraflarını birbirine yakın bulabiliriz. Fakat genel olarak ikiz kardeş gibi değiller.

Şişesinin tasarımını Peter Schmidt yapmış. Kokusunun tasarımını ise Pierre Bourdon gerçekleştirmiş. Bourdon parfüm dünyasının önemli burunlarından birisi. Kouros gibi ikonik bir parfüme imza atmış olan Bourdon, Dior'un Dolce Vita'sının, Frederic Malle'in French Lover'ının, Shiseido'nun Feminite du Bois'i gibi başarılı eserlerin arkasındaki isim olarak da biliyoruz.

Parfüm yazarı Luca Turin, Cool Water'ı aromatik fujer olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş yıldız vererek en iyi parfümler listesine almış. Ek olarak "Kadınlar için en iyi erkeksi parfümler" listesinde de ona yer vermiş.


Tam bir ilkbahar-yaz parfümü bence. Çoğu kimse kalıcılık ve fark edilirliğinin düşük olduğundan şikayet etmiş. Benim denemelerimde tam tersi durum ile karşılaştım. Kalıcılığı bir EDT'ye göre gayet iyiydi. Hatta kıyafetlerimde iki güne yakın kokusu hala hissediliyor. Fark edilirliği ise ilk 2-3 saat yüksek oldu. Bu iki konuda hiç şikayetim olmadı neyse ki. Her ne kadar çok bilinen bir parfüm olsa da siz yine de denemeden almayın.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Artıları:
+ Başlangıcını sevdim.
+ Her parfüm severin denemesi gereken bir klasik.
+ Oldukça uygun fiyatlara hemen her yerde satılıyor.

Eksileri:
- Orta kısmını kendime yakın bulamadım.
- Yüksek kalite hissiyatı vermiyor.
- Tek düze kokusunun, uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağını düşünüyorum.


Koku Güzelliği:10/6.5