Jovoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jovoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mart 2019 Perşembe

Jovoy – Private Label (2011)

“Jovoy, 1923 doğumlu ve 80 yıldan fazla unutulmuş Parisli bir parfümevinin, büyüleyici Rönesans’ının hikayesidir. 2010 yılında, albenili hammaddelerin büyülediği François Henin, Jovoy parfümlerine yeni bir hayat vermeye karar verdi. Aynı zamanda girişimci ve maceracı da olan Henin, yeri geldi Vietnam ormanlarının derinliklerinde kokuların peşine düştü. Ardından Grasse’den gelip, yıllar içinde eşsiz bir parfüm uzmanı oldu. Artık Jovoy parfümevinin yaratıcı ve sanat yönetmeni.”

Paris merkezli niş parfümevi ve satış mağazası Jovoy’un kısa öyküsü kendi sitelerinde aşağı yukarı böyle anlatılmış. Paris’in en prestijli caddelerinden birisinde sadece niş parfümseverlere hizmet veren bir dünya markası olmayı başarmış Jovoy mağazası, 2007 yılında ilk parfümlerini piyasaya sürmeye başladı. 2019 yılının başları itibariyle otuza yakın parfümlük koleksiyona sahip Jovoy. Oldukça yüksek fiyatlara satılan ve niş kategorisinde faaliyet gösteren Jovoy’un en ünlü parfümü de muhtemelen 2011 çıkışlı Private Label.

Private Label, niş parfüm meraklıları tarafından oldukça ilgi gördü. Hakkında çokça şey yazıldı, çizildi. Bu kadar ünlü olunca ben de epeydir merak ediyordum Private Label’ı. Bir süredir kullanma şansına eriştim bu arkadaşı. Kendi sitelerinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış Private Label.

Parfümün açılışı koyu ve karanlık, deri benzeri paçuliyle gerçekleşiyor. Hafiften kimyasal davranan üst notalar dumansı ve birazcık ayakkabı boyası ile asetonun karışımını hatırlattı bana. Pek sevmedim başlangıcını. Orta kısma geçildiğinde parfümün ana oyuncusu vetiver ortaya çıkıyor. Koyu ve karanlık hava hala devam ediyor orta kısımda. Garip derimsi hissiyat azalıyor orta bölümde. Köksü, ağaçsı, kuru, gösterişsiz ve yüksek kaliteli düz bir vetiver orta notaları oluşturuyor. Orta kısım muhtemelen parfümün en sevdiğim yeri oluyor. Kapanışta vetiver geriye çekilirken bu sefer sahneye sandal ağacı çıkıyor. Buradaki sandal ağacı Samsara’daki gibi gösterişli ve baharatlı değil, yine genel konsepte uygun olarak karanlık, koyu ve neredeyse dumansı. Alt notalardaki sandal ağacının kalite hissiyatı gayet yüksek.

Private Label, olabilecek en koyu ve karanlık odunsu, derimsi, dumansı vetiver parfümlerinden birisi. Parfümün resmi olarak açıklanan üç notası var: Papirüs, vetiver ve sandal ağacı. Resmi tanıtımında ise derimsi ve dumansı hissiyattan bahsedilmiş. Toparlayacak olursam gizemli, gotik ve karanlık kokan bir arkadaş Private Label. İlk anda pek renk vermiyor, uzun süreli kullanımda parfümün içine girebiliyorsunuz.

Parfümün en sevmediğim yeri başlangıçtaki hastane gibi kokan derimsi paçuli kısmı oldu. Açılıştaki ayakkabı boyasını ya da parke cilasını anımsatan o garip koku olmasaymış bu parfüme karşı daha olumlu hisler besleyebilirdim. Üst ve orta kısımda eczane ya da asetona benzeyen o burun tırmalayan kokuya tahammül etmek benim için zor oldu. Oysa orta bölümde kullanılan vetiver gayet başarılı. Biraz Encre Noire’yi hatırlatıyor Private Label’deki vetiver kullanımı. Tabii Private Label çok daha sert, zor, kapalı, kaba, depresif, asosyal ama neyse ki hayvansı değil. Encre Noire genel beğeniye daha yakın, daha dumansı ve daha ağaçsı.

Sonuç olarak övgüler yağdırılan Private Label’ı kendim için kullanması zor olarak değerlendirebilirim. Her ortama uyum sağlayamayacak tarzıyla ve fazlaca övgüler alamayacağınız kokusuyla güvenli liman değil Private Label. Kokusu derin ama zengin değil. Notaları çok düz ilerliyor ve bütüne bakıldığında tekdüzelik hissiyatı yaratıyor. Bu kadar depresif bir koku formunu sürekli kullanmak pek mümkün görünmüyor.

Yine de bu tarz parfümleri sevenler için önemli eserlerden birisi Private Label. Sıradışı tarzıyla farklı olmayı seven niş koku bağımlılarının ilgisini muhakkak çekecektir. Denemeden almanın iyi fikir olmadığını söylememe gerek yok sanırım. EDP formunda. Kalıcılığı çok iyi, etrafa yayılımı harika. Oldukça güçlü bir parfüm Private Label. Uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın duruyor. Buz gibi kış aylarına uyum sağlayacaktır. Sıcak günlerde pek iyi sonuç vereceğini sanmıyorum. Kokusunun tasarımını son yılların parlayan burunlarından Cecile Zarokian yapmış.

Koku Güzelliği:10/6

20 Ekim 2014 Pazartesi

Jovoy – Ambre Premier (2011)




Jovoy – Ambre Premier (2011)

1920'li yılların başlarında Blanche Arvoy isimli kadın, Paris sosyetesinin o zamanlarda ihtiyaç duyduğu büyük bir eksikliği gidermeye karar vermişti. Dönemin elitlerinin ve yüksek gelirli ailelerin parfüm alabilecekleri özel parfüm satış butiği açmayı düşünüyordu. Bu alanda, 1920'li yılları düşünürsek seçenek fazla değildi Fransa'nın başkentinde. Çünkü yüksek sosyeteye mensup kişiler asla sokak sokak gezip alışveriş yapmazlardı. Onlar için özel hizmet veren, lüks mağazaları severdi üst gelir grubuna mensup Parisliler.

1923 yılında parfüm satış butiğini açmıştı bayan Arvoy. Dönemin lüks ve kaliteli sayılabilecek parfümlerini ve kokularını müşterilerinin beğenisine sunuyordu. İşte 1920'li yıllardan bu yana bir geleneğin devamı Jovoy parfüm butiği. Günümüzde burayı zor bulunan niş markaların satıldığı ve parfümseverlerin uğramadan edemediği bir yer olarak düşünmemiz gerekiyor. Gerçi parfümerinin merkezi sayılabilecek Fransa ve başkenti Paris, bu tür mağazalar konusunda cömert davranıyor konuklarına son yıllarda.

Jovoy lüks parfüm butiği, ilginç bir karar vererek, kendi ismiyle parfümler piyasaya sürmeye başladı. 2007 yılında çıkardıkları "Les 7 Parfums Capitaux" serisini diğer parfümleri takip etti. 2014 yılının Ekim ayı itibariyle kendilerine ait yirmi parfümleri var. Tabii bu parfümleri dışarıdan parfümörlere tasarlatıyorlar. Yurtdışı merkezli parfüm platformlarında ise Jovoy'un parfümleri ilgi çekiyor ve tartışılıyor. Ülkemizde ise fazla bilindiği söylenemez Jovoy'un koku tasarımları. Genel itibariyle fiyatları ve konsepti bakımından niş parfümlere yakın duruyor Jovoy'lar.


2011 yılında piyasaya sürdükleri Ambre Premier, isminden de anlaşılacağı üzere amber temasına sahip. Parfümün tasarımını fazla duyulmamış burunlardan Michelle Saramitot yapmış. Bakalım bay Saramitot nasıl bir iş çıkarmış.

Kendi sitelerinde oryantal olarak sınıflandırılmış Ambre Premier. Parfümün başlangıcı ortalama tatlılıktaki amber ile gerçekleşiyor. Yumuşak ve tozlu amber gayet güzel. İlerleyen dakikalarda orta bölüme geçiliyor. Başlangıçtaki koku formu değişiyor. Ambere ek olarak gül ekleniyor. Hatta tatlımsı baharatlar da var geri planda. Orta bölüm amber-gül ve baharatlar ekseninde devam ediyor. Son kısımda paçuli ortaya çıkıyor iyice ağırlığını hissettiriyor. Fazla tatlılık barındırmayan paçuli, neredeyse kakao acımsılığı taşıyor. Paçuliye biraz da vanilya eşlik ediyor. Kapanış böylece gerçekleşmiş oluyor.

Ambre Premier, ismindeki amberi başından sonuna kadar hissettiriyor. Başlangıçta tatlımsı amber mevcut. Üst notalar ilk kullandığımda itici geldiyse de sonraki kullanımlarda alıştım. Orta bölümde egzotik ve gizemli yapı devam ediyor. Orta notaların sürpriz oyuncusu gül. Kadınsı kullanılmamış gül karanlık ve biraz tozlu. Baharatlarla uyumu gayet iyi. Parfümün en sevdiğim yeri burası oldu zaten. Sonlardaki değişim dikkat çekici. Üst ve orta kısımdaki amber baskınlığı, alt notalarda yerini tozlu paçuliye bırakıyor. Angel'ın tatlı olmayan hali de diyebileceğim paçuli fena kullanılmamış fakat garip bir şey rahatsız ediyor sonlarda beni.


Başlangıcını ve orta kısmını beğendim fakat son kısımda bir şey dürtüklüyor burnumu ve beynimi. Kontrollü bir yapaylık hissediyorum. Muhtemelen parlak ve kadifemsi kullanılan amberden geliyor bu his. Bu tip amber genelde başımı ağrıtır. Ambre Premier'de bu kervana katılıyor.

Üst ve orta bölümdeki hafiften hacı yağımsı egzotik-arabik amber güzel verilmiş. Ona eşlik eden erkeksi tozlu gülle iyi bir ikili oluşturuyorlar. Fakat sonlarda yapaylık sınırındaki tatlı olmayan paçuli, pek hoşuma gitmedi. İtici kapanışı hayal kırıklığı yarattı ne yazık ki.

Ambre Premier, Ambre 114'teki kullanıma yakın olarak verilmeye çalışılmış derin amber ile daha iyi kompozisyonla, müthiş bir parfüm olabilirdi. Bu haliyle oldukça yüksek fiyat etiketini hak ettiğini düşünmüyorum. Hele ki Ambre Sultan gibi superstar varken, ikinci sınıf bir aktöre ilgi göstermek içimden gelmiyor.

Eğer amber temalı niş parfümlere meraklıysanız, tabii ki deneyin ve tadına varın Ambre Premier'in. Belki sizin tam da aradığınız koku olacaktır. Fakat benim için garip yapaylığa sahip son kısmıyla, hafif baş ağrısı olarak hafızamdaki yerini alacak.


Kalıcılığı gayet iyi oldu tenimde. Farkedilirliği biraz zayıflıyor ilerleyen dakikalarda. Sonbahar-kış mevsimi için uygun görünüyor. Kimi yerlerde kadın parfümü kimi yerlerdeyse uniseks olarak sınıflandırılmış. Bence kadın parfümü demek abartılı olur. Hatta erkeksi nüanslar taşıdığını bile düşünüyorum. Yaş olarak ise otuz ve üzerindeki arkadaşlara yakışacak gibi.

Koku Güzelliği:10/7