Prada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Prada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Eylül 2022 Salı

Prada - La Femme (2016)

Prada’nın 2016 yılı çıkışlı yeni nesil kadın parfümlerinden La Femme büyük çıkış yapamasa da ilgi çekmeyi başardı. Tabii bu duruma Prada’nın marka değerinin yüksekliği rol oynamışa benziyor. Prada’nın internet sitesinde parfümün tanıtım yazısında frangipan çiçeğine özellikle vurgu yapılmış.

Parfümün tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Prada La Femme, frangipan çiçeğine saygılarını sunar. Balmumu ve vanilya ile yumuşatılmış , sümbülteber ve şaşırtıcı derecede kadınsı vetiverle zenginleştirilmiş, pozitif enerji veren aşırı şehvetli bir çiçeksi parfüm.”

Üzerime sıktığımda beni armut benzeri şekerli meyveli-çiçekli yapı karşılıyor. İlk dakikalarda modern ve tatlı beyaz çiçeklerin varlığından söz edebilirim. İlerleyen saatlerde kadınsı beyaz çiçeklerin arttığını görüyorum. Orta kısımdan itibaren tatlılık azalıyor. Yasemin benzeri kuru çiçekler iyice öne çıkıyor. Sonlarda yumuşak vanilyaya tabii ki beyaz çiçekler eşlik ediyor.

La Femme, gayet kadınsı, temiz, sabunsu, yapaylık barındırmayan bir arkadaş. Kalite anlamında ana akım markaların arasında iyi yerde durduğu söylenebilir. Bir kadın için sevmesi ve kullanması kolay sabunlu beyaz çiçek teması daha önce yüzlerce defa kullanılmıştır. Bu anlamda çok ilginç ya da sıradışı kokmuyor. Basit, değişim göstermeyen, stabil bir parfüm. Sürprizlere sahip olduğu söylenemez.

Diğer taraftan işini iyi yapan, hoş ve kadınsı davranan, burun tırmalamayan eser gibi değerlendirilebilir. La Femme dünyayı sarsmayacaktır fakat çoğu kadının sevdiği çiçeksi parfüm duruşuyla burunlarda güzel anılar bırakacaktır.

Eau de Parfum formundaki La Femme’nin kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Serin ilkbahar günlerine yakışacağını sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/7

16 Ekim 2021 Cumartesi

Prada – Infusion d’Iris (2015)

Prada’nın 2007 yılında çıkan kadın parfümü Infusion d’Iris, ilk çıktığı dönemde parlamış, sonrasında yıldızı sönmeye başlamıştı. Prada, 2015 yılında Infusion d’Iris’i reformüle edip tekrardan piyasaya sürdü.

2015 yılı çıkışlı Infusion d’Iris, Prada’nın internet sitesinde turunçgil çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Resmi tanıtımında “Değerli ve bulunması zor Les Infusion De Iris, İtalyan mandalinası, tunus nerolisi, galbanum, orris, sedir ağacı, benzoin ve tütsü temel notalarının karışımıyla irisin şehvetli yorumudur” cümlesiyle lansmana çıkmış. Açıklanan notalarında en ilgi çekici öğe sakız ağacı teması denebilir.

Parfümün ilk saniyelerinde sabunsu ve damla sakızını andıran tozlu turunçgiller bizi karşılıyor. Açıklanan notalarında mandalina ve neroli var ki ilk saniyelerdeki ferah sayılamayacak turunçgillerin kaynağı muhtemelen bu notalar. Orta kısımda sabunsuluk devam ederken bu sefer tozlu iris çiçeği partiye katılıyor. Geri planda yüksek ihtimalle vetiver bulunuyor ama açıklanan notalarında yer verilmemiş. Sonlarda odunsu yapıyla kapanış yapılıyor.

Infusion d’Iris, basit, sakin, yumuşak ve barışçıl bir parfüm. Derin değil, karmaşık davranmıyor, rahatsız etmiyor. Fazlasıyla durgun, iddiasız, uysal ve hatta huzurlu denebilir. Onun hareketsiz ve pasif kokusu bir süre sonra konforlu hale de gelebilir uyuşuk da hissettirebilir. Bu anlamda düz çizgide devam eden sabunsu-çiçeksi kadın parfümü arıyorsanız şık ve kaliteli seçim olacaktır.

Kimi kullanıcıların yeni yıkanmış kıyafet kokusuna benzettiği Infusion d’Iris, temizlik hissi veren genel yapısıyla beyaz gömlek üzerine sıkılabilecek en hoş eserlerden birisi.

Eau de Parfum olmasına rağmen performansı kötü ne yazık ki. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı zayıf. Ilık ilkbahar günlerine daha çok yakışacağını sanıyorum. Kokusunu Daniela Andrier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

27 Kasım 2020 Cuma

Prada – L’Homme Intense (2017)

Prada’nın 2016 yılı çıkışlı Prada L’Homme ve Prada La Femme parfümleri, markanın oldukça önem verdiği eserlere benziyor. Etkili kampanyalarla tanıtılan yeni Prada’ların devam parfümleri gelmeye devam ediyor. Henüz 2016 yılı çıkışlı olmalarına rağmen onu geçmiş durumda yeni Prada L’Homme ve La Femme serisi. Yakın zamanda denediğim ve pek sevemediğim serinin ilk erkek parfümü L’Homme’den sonra şimdi de 2017 yılı çıkışlı L’Homme Intense ile tanıştım bir süre önce.

Prada’nın internet sitesinde L’Homme Intense’nin tanıtımının şu cümlelerle yapıldığını görüyoruz: “Prada L’Homme Intense, erkek kimliğinin çok yönlülüğünü ifade eder:  Kokunun kalbinde bulunan amber, paçuli, iris ve tonka fasulyesi notaları, Prada erkeğinin sonsuz yönlerini vurgular.” Resmi olarak açıklanan notalarıysa şunlar: Amber, paçuli, sadal ağacı, tonka fasulyesi.

L’Homme Intense’nin başlangıcı çikolatamsı, tatlı, lezzetli iris çiçeğiyle gerçekleşiyor. Modern ve gayet başarılı açılışından sonra ilerleyen saatlerde tonka fasulyesinin eşlik ettiği koyu sayılabilecek paçuli karşımıza çıkıyor. İris çiçeğinin geri planda destek verdiği orta kısımda deriyi de algılayabiliyoruz. Orta bölüm çok hoş. Sonlarda modern tatlılık devam ediyor. Sandal ağacı ve amberli kapanışı hiç fena değil.

Karşımızda yeni nesil erkek parfümlerinin tipik örneği var. Ayarında verilmiş tatlılık, çikolatamsı tonka fasulyesi, vanilya, deri, iris çiçeği ve sıcak baharatların karışımından oluşuyor. Görüleceği üzere 2020’li yılların ana akım erkek koku trendleri haline gelen notaların çoğu L’Homme Intense’nin içerisinde var. İşin güzel tarafı yapaylığa yer verilmeden ve bıktırıcı şekilde şekerli olmadan bu öğelerin hepsini başarılı şekilde harmanlamış parfümör Daniela Andrier. Ne iticilik var ne aşırıya kaçma var ne de kalitesizlik hissiyatı mevcut.

Leziz mi leziz L’Homme Intense, herkesin sevebileceği, orta yolu takip eden, kadınlardan övgüler alacağınız, günlük kullanıma ve iş-ofis-resmi ortamlara uyabilecek çok yönlü kokuya sahip. Onu koklayıp da nefret edecek kişi sayısı az olacaktır. Kimi kullanıcıların bu parfümü Dior Homme’ye benzetmesini anlıyorum çünkü ikisinin içeriğinde iris var. Oysa Dior Homme, pudramsı makyaj malzemesi-ruj-deri gibi kokarken, L’Homme Intense daha karanlık, çikolatamsı sıcak davranıyor. Dior Homme Intense’ye daha yakın L’Homme Intense’nin genel yapısı.

2016 çıkışlı ilk L’Homme’yi hiç sevememiştim fakat Intense versiyonu çok hoş olmuş. İki parfümün benzer yönleri olsa da Intense kesinlikle birkaç gömlek üstün koku güzelliği, yaratıcılık ve kalite anlamında. Biraz Roberto Cavalli Uomo’ya benzettiğim L’Homme Intense, ilk dakikalarda azıcık Thierry Mugler – A Men’e de benziyor.

Eau de Parfum formundaki L’Homme Intense’nin kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Performans anlamında bence yeterli. Tam bir kış parfümü olduğunu düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7.5

26 Ocak 2020 Pazar

Prada – La Femme Intense (2017)

Prada’nın 2016 yılında piyasaya sürdüğü kadın parfümü La Femme’den bir yıl sonra La Femme Intense raflardaki yerini aldı. Artık alıştığımız ana parfümden kısa süre sonra Intense versiyonun çıkarılması furyasına Prada’da katılmış oluyor yavaş yavaş. 2016 çıkışlı ilk La Femme ilgi görmüştü kadınlardan. Intense ile şansını arttırmak istiyor anlaşılan Prada.

Kendi internet sitesinde La Femme Intense için “çiçeğin kapsamlı keşfi” cümlesi vurgulanmış. Sümbülteber, ylang ylang ve paçuli notaları tanıtımda öne çıkarılmış. Bir de frangipani teması ön sırada yer bulmuş kendisine.

La Femme Intense’in açılışı tatlı modern çiçekler ve meyvelerle gerçekleşiyor. Muhtemelen frangipani ilk saniyelere ferah olmayan tropikal tat veriyor. Başlangıcı yüksek kaliteli ve pürüzsüz değilse de kötü demek haksızlık olur. Orta bölümde lezzetli mayhoş meyveler kendisini daha çok gösteriyor. Sütsü ve vanilyamsı verilmeyen ylang ylang çiçeği orta notalarda kompozisyona ekleniyor. Orta kısım ferah olmayan, sıcak meyveli-çiçeksi tarzda ilerliyor. Sonlarda aynı yapı devam ediyor. Kapanışta kadifemsi feminen paçuliyle teninize veda ediyor.

La Femme Intense hiç şüphesiz modern, meyveli-çiçeksi kadın parfümü. Genel tarzı genç kız kokusu gibi olmayabilir. İçeriğindeki ekşimsi meyveler (erik olabilir) ve kadınsı çiçekler (sümbülteber, ylang ylang ve frangipani) onu standart feminen tarafa çekiyor. Kokusal anlamda çok yaratıcı ya da sıradışı değil. Bu tür parfümlerin tipik örneklerinden birisi denebilir. Herkesin sevebileceği, etrafa dişil mesajlar veren, yapaylık sınırındaki yapısı rafine bir deneyim vaat etmiyor. Onun amacı, pazardaki olgun meyveli-çiçeksi rakipleriyle boy ölçüşebilmek. Bu anlamda benim açımdan çok ilgi çekici değil.

Intense furyasında bir başka ilginç durumsa parfümlerin kokularının ismi gibi keskin veya yoğun olmaması. Birçok ünlü marka ana parfümlerin ardından Intense versiyonu piyasaya sürüyor fakat kokuları çoğu zaman güçlü veya keskin değil. La Femme Intense’de de bu durum görülüyor. EDP olmasına rağmen etrafa yayılımı güçlü değil. Kalıcılığı ise yeterli.

La Femme Intense, soğuk-serin mevsimlerin kokusu gibi duruyor. Özellikle orta kısımdan sonra sıcak hale gelen kokusunu yaz sıcaklarında iyi tepkiler vermeyebilir. Serin sonbahar ve soğuk kış mevsiminde denemenizi öneririm. Bazı kullanıcıların Black Orchid’e benzetmelerini ise pek anlayamadım. Ayrıca Coco Mademoiselle’ye benzetilen La Femme Intense’de o kadar ağır ve bıktırıcı kuru çiçeksilik hissetmedim neyse ki.

Kokusunu son yılların parlayan burunlarından Daniela Andrier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

8 Eylül 2017 Cuma

Prada L’Homme (2016)

Prada’nın iki yeni gözbebeği parfümü La Femme Prada ve L’Homme Prada’nın, dünya lansmanı 2016 yılının Haziran ayında yapıldı. Hem erkekler hem de kadınlar için piyasaya sürülen bu iki parfüme görkemli bir basın tanıtımı yapıldığı söylenebilir. Elle, Vogue, Harper’s Bazaar gibi önemli dergilerin temsilcilerinin katıldığı gecede, Miucca Prada’nın da sunum yaptığını öğreniyoruz.

La Femme Prada ve L’Homme Prada’nın reklam yüzü olarak üç genç Hollywood yeteneğinin seçildiğini söylemek gerekiyor. Basın açıklamasının, Milano’nun dünyaca ünlü alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele’deki efsanevi Prada mağazasında yapılması da markanın bu iki parfüme verdiği önemi gösteriyor. Bu iki parfümden erkek olanı yani Prada L’Homme’u bir süredir kullanıyorum. Bakalım kokusu, parfümün pazarlaması kadar başarılı mı?

Prada L’Homme’nin açılışı şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Bir parça limon ve daha önemlisi aşırı tatlı neroliyle başlangıcı yapıyor. Fazlasıyla modern ve tanıdık üst notaları pek sevemedim. Orta kısımda sevdiğim bir öğe sevmediğim şekilde verilmiş. Leziz bir iris çiçeği hafiften Dior Homme esintisi yaratsa da yanındaki vetivere alışamadım. Orta bölümde şekerli yapı devam ederken, hafiften koyu hale geliyor L’Homme. Tabii bunda menekşenin ve karabiberin etkisi var. Orta notaları başlangıcına göre daha sevilebilir buldum. Sonlardaysa tatlılık yine aşırı dozda. Alt notalarda tonka fasulyesi muhtemelen tatlılığı arttırıyor. Bir parça vanilya ve sedir ağacıyla kapanışı yapan L’Homme’nin genelinde ambersi bir hava var.

Prada L’Homme, yeni yeni trend olmaya başlayan bir koku formuna sahip gibi görünüyor. Sanırım gourmand fırtınası artık bitti ve yeni koku modamız şekerli turunçgiller, tonka fasulyesi ve aşırı tatlı menekşe-iris birlikteliği. Garip, ucuz ve burnu zorlayan bu fujer tarzına her zaman için mesafeli duruyorum. Her ne kadar içeriğinde iris çiçeği olsa da Prada L’Homme, insanın içini ve ruhunu bayıyor. O güzelim iris bile kompozisyonu kurtaramıyor.

Bu tür parfümlerde beni rahatsız eden yapaylık veya düşük kalite hissiyatı değil. Market parfümlerini veya 5 TL’lik deodorantları anımsatan koku formuyla problemim var. Fujerin en sevmediğim versiyonu olan tonkalı, menekşeli, sedir ağaçlı, bol şekerli karışım, ilginç bir şekilde daha kısa süre önce yine karşıma çıkmıştı, hem de niş bir markada.

Zaman zaman böyle tesadüfler oluyor. Bir parfümü kullanırım ve 2-3 hafta sonra o parfüme çok benzeyen bir koku profiliyle tekrar karşılaşırım. 1-2 hafta önce kullandığım Francis Kurkdjian’ın Amyris Homme’sine yeniden ışınlandım, Prada L’Homme’yle birlikte. Benzer kokuları olmasının dışında aralarında pek yaş farkı da olmaması gerçekten ilginç. Sanırım yeni nesil erkek parfümleri bu türde gelecek önümüzdeki yıllarda. Eyvah ki ne eyvah.

Prada’nın genel tarzına benzeyen L’Homme, temiz, steril, iyi aile çocuğu rolünü iyi oynuyor. Kimi yorumcuların Prada Amber Pour Homme’a benzettiği L’Homme, bence hafiften Yves Saint Laurent – L’Homme’ye de hem isim olarak hem de koku olarak benziyor. Ne sabunsu ne pudralı kokuyor ama iris çiçeğinin kadifemsi, rahatlatıcı etkisiyle temiz hissiyat veriyor. Koku formu olarak hiçbir özel ve benzersiz yanı bulunmuyor. Bu anlamda bir hayal kırıklığı da Prada’dan gelmiş gibi görünüyor.

Sonuç olarak almadan önce denemenizi öneririm. Tarzı bana hitap etmese de genel beğeniye uyacağını sanıyorum. EDT formundaki Prada L’Homme’nin performansı zayıf. Kalıcılığı iyi fakat fark edilirliği yüksek değil. Sıcak havalardan ziyade serin ilkbahar-sonbahar dönemine yakışacağını düşünüyorum.

Parfümün kokusunu, birçok esere imza atmış çalışkan isim Daniela Andrier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

29 Temmuz 2016 Cuma

Prada – Luna Rossa (2012)

Bir gece Milan civarında, Patrizio Bertelli ve Arjantinli yat tasarımcısı German Frers bir seyahat botu tasarlıyordu. Aniden, German Frers’in aklına bir fikir geldi ve Patrizio Bertelli’ye şöyle sordu: “Neden Amerika Kupası’na (yatçılık) katılmıyoruz? Hadi yapalım!

On beş gün içinde Luna Rossa takımı hazırdı. Birkaç ay sonra takım tamamlandı ve hazırlıklara bile başlandı. Böylece arkasında Prada’nın desteğiyle Luna Rossa yatçılık takımı, önemli başarılar elde etti. Bu başarılar ve Luna Rossa teknesi, Prada’nın en yeni erkek parfümlerinden birisine ilham kaynağı oldu.

2012 yılında Prada’nın erkek parfümü olarak piyasaya sürdüğü Luna Rossa, kendi sitelerinde aromatik ferahlıktan ve lavantadan bahsetmiş. Luna Rossa’nın açılışı kremsi, tatlı ve modern turunçgillerle gerçekleşiyor. Çok fazla ferahlık hissi vermeyen tatlı portakal fena değil. Orta kısımda, kremsi ve tatlı yapı devam ediyor. Aromatik otlar ve lavanta da eğlenceye katılıyor. Orta bölümde naneden gelen burukluk mevcut. Kapanışta klasik, yumuşak, vasat odunsular etkili. Misk ve amber de destek veriyor kompozisyona. Amber, egzotik değil, kadifemsi kullanılmış ve bana hitap etmemiş.

Luna Rossa, çoğu kişinin iddia ettiği gibi ferah-sucul-ozonik değil bence. Gayet tatlı, naneye rağmen sıcak sayılabilecek (baharatlardan şüpheleniyorum), başlangıcı dışında yapaylık barındıran, azıcık yeşil-yapay çimensi hissiyata sahip, kremsi modern bir deneme. Lavanta bence büyük pay sahibi değil bütünde. Varsa bile daha çok yeşil temayı canlandırmış. Kafanızda canlandırdığınız gibi bir lavanta beklemeyin derim.

resmi luna

Peki ne bekleyin? Vasat kalite, steril yapaylık, bolca tatlılık, vanilyaya kaçmayan kremsilik, tanıdık hissiyat, özgünlükten yoksunluk, piyasa işi olmaya çalışma, genç erkek pazarından pay kapma hayalleri ama sonrasında sıradan bir eser.

Evet, tanıdık gelme mevzusunu açayım. İlk günler Luna Rossa’yı bir parfüme çok benzetiyorum ama adı aklıma gelmiyor. Hatta evin ablası bile “aaa bu kadın parfümü mü, güzelmiş ama daha önce bana verdiğin bir parfüme benziyor” deyince, haydaaa aldı bizi bir düşünce. Acaba hangi parfüme benziyor. Benim tahminim Ange ou Demon’du, evin ablasının tahminiyse La Vie Est Belle idi. Muhtemelen ilk saniyelerdeki kremsi modern portakallar bizi yanılttı ama haklı olunan bir konu vardı, gerçekten de kadın parfümlerini anımsatıyordu. Kimisinin Black Code’a benzetmesi anlaşılabilir.

Garip sabunsuluğun hakim olduğu Luna Rossa, kullanan çoğu genç arkadaşın ve kadınların sevebileceği gibi ama bizim gibi ukala burunlar için gayet yetersiz ve yapay. Büyük kitleler için güvenli ama küçük azınlıklar için kullanması sıkıcı.

Birçok popüler ve ünlü parfümü tasarlamış olan Daniela Andrier, Luna Rossa’nın arkasındaki isim. EDT formunda. Kalıcılığı ortalama. Fark edilirliği başlarda iyi, kısa süre sonra tene yaklaşıyor. Kimi kullanıcıların aksine, Luna Rossa’nın sonbahar-kış mevsimine uyacağını düşünüyorum. Her ne kadar bu çok sıcak yaz günlerinde kullandığımda rahatsız etmedi ama gerek barındırdığı tatlılık, gerekse lavanta ve baharatların verdiği sıcaklık, onu serin havaların kokusu haline getiriveriyor.

deniz luna

Parfümün resmi tanıtımındaki erkeksilik vurgusuna pek takılmayın. Evin ablasının çok beğendiği ve parfümü istediğini, “ben niye Luna Rossa’yı kullanmıyorum da sen kullanıyorsun” sitemlerine her zaman ki savunmamla “ama o erkek parfümü, sana uymaz” tarzı uyduruk savunmalarla cevap verdiğimi küçük not olarak ekleyeyim. Bence üst yaş guruplarından ziyade genç arkadaşları hedefliyor.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Prada – Amber Pour Homme (2006)


Prada – Amber Pour Homme (2006)

Sanırım bu hikayeye Miuccia Prada ile başlamak isabetli olur. Ailesi deri ürünleri imalatı yaptığı halde o kendisine başka bir yol seçip, üniversitede siyaset bilimi okumaya karar verdiğinde, önündeki hayatın ona neler getireceğini kuşkusuz bilmiyordu. Politik kimliğinin komünistlere yakın olduğu söylenen Miuccia Prada, gençlik yıllarında aktif bir kişiydi. Üniversitede siyaset bilimi okumakla kalmayıp, doktorasını da vermişti. Ne de olsa 1970'li yıllar Avrupa'da ve dünyada sol ve komünizm özleminin depreştiği yıllardı.

Ailesinin deri ürünleri şirketinin başına geçmesi gerektiğinde tereddüt etmeden görevi kabul etti. O artık bir aktivist değil, 1990'lı yılların yeni ideolojisi haline gelen piyasa ekonomisinin hizmetindeydi Prada markasıyla. Bayan Miuccia, Prada'nın başına geçtikten sonra büyük başarılara imza attı ve ürün çeşitliliğini arttırdı. Prada'nın bugünkü küresel başarısının arkasında Miuccia Prada'nın büyük katkısı olduğu herkes tarafından ifade edilir.

2004 yılına gelindiğinde bayan Miuccia, Prada markasının güçlü parfümlere sahip olmasını ister ve bu eksikliği gidermek için aynı yıl Prada Amber (kadın) parfümünü piyasaya sürer. Daha sonrasında erkek versiyonu için çalışmalar başlar. Böylece 2006 yılında Prada'nın ilk erkek parfümü piyasa sürülür.


Amber Pour Homme'un iki yıllık çalışmanın ürünü olduğu söyleniyor. Prada, bu erkek parfümünden ilk aşamada yirmi milyon dolar civarında gelir beklemişti. İstedikleri rakamı yakaladılar mı bilinmez ama bayan Miuccia Prada'nın bu parfümün oluşturulma aşamasına aktif olarak katıldığını biliyoruz. Miuccia Prada, bizzat ilgilendiği Amber Pour Homme için parfümör Daniela Andrier ile anlaşmıştı. Bayan Miuccia'nın Amber Pour Homme oluşturulmadan önce parfümör Andrier'e "Biz Prada olarak öyle bir parfüm yapmanı istiyoruz ki, daha önce hiç öyle bir koku oluşturulmamış olsun. Hatta o Mars'tan bile gelebilir!" demesi az çok fikir verebilir bize. Oysa o günkü görüşmelerinde parfümör Andrier'in elinde sadece bir evrak çantası vardı ve muhtemelen kafası karışıktı. Andrier, yaratacağı erkek parfümünün Prada'nın ünlü kıyafetlerinin şıklığından, markanın tarihinden ve vizyonundan bazı enstantaneler barındırmasını düşünüyordu.

Parfümör Daniela Andrier'in söylediğine göre Amber Pour Homme'un oluşturulması sırasında kırk civarında element kullanmıştı. Parfümün fujer tarzında olmasını düşünüyordu. Bunun için de doğal sardunya ve kabe samanı (vetiver) kullanmıştı. Ayrıca amyl salycilate denilen yapay element de eklenmişti karışıma. Ek olarak yine bir sentetik olan Nirvanolide kullanmıştı üretim aşamasında. C8 ve C10 aldehitlerinden de bahsediyor Daniela Andrier. Büyük resimde ise parfümün "berber dükkanlarında kullanılan sabunlar" gibi kokmasını planlamıştı.

Derimsi süet ve temiz kokan berber dükkanlarını çağrıştırması düşünülen Amber Pour Homme'un açılışı yumuşak ve ferah sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Turunçgil derken mis gibi lezzetli portakal aklınıza gelmesin. Neroli, bergamot ve azıcık da portakal çiçeğinden oluştuğunu sandığım Amber Pour Homme'un başlangıcı yumuşak, temiz, gösterişsiz ve minimal gerçekleşiyor. Doğal ve ferah sayılabilecek başlangıç şık, janti ve hafiften züppe. Üst notaları gayet güzel. Orta kısma geçildiğinde aynı yumuşak ve sakin yapı devam ediyor. Bu sefer parfüme sabunsu karakter hakim oluyor. Bayan Andrier'in dediği gibi lüks sabunları çağrıştıran orta bölümde misk ve tozlu baharatlar var muhtemelen fakat baharatların verilişi gayet ferah ve sabunsu. Orta kısım ilginç ama pek bana göre değil. Sonlarda deri ortaya çıkıyor. Buradaki deri plastiğimsi değil daha ziyade süet hissiyatına sahip. Bu tür süet kokularını nedense pek sevemiyorum. Süet de diğer öğeler gibi yumuşak ve sabunsu verilmiş. İşte size Amber Pour Homme.


Görüleceği ve koklanacağı üzere karşımızda beyaz sabun gibi davranan bir arkadaş var. Misk notasının, orta kısımdan itibaren güçlüce destek verdiği sabunsuluk, parfüme damgasını vuruyor. Tabii buradaki sabunsuluk, pudralı efektine neden olmuyor neyse ki. Sanırım onun için sabunsu fujer diyebiliriz.

Amber Pour Homme, şüphesiz ki şık, olgun, karizmatik, steril, barışçıl ve mesafeli kokuyor. Bana zaman zaman yeni yıkanmış çarşafları ya da kuru temizlemecilere girdiğinizde burnunuza gelen kokuyu hatırlattı. Gerçi onun amacı berber dükkanı temizliğini verecek bir izlenim. Berber dükkanı demişken evet o kenarından da olsa fujer ama Brut, Old Spice, Rive Gauche veya Sartorial tarzına yakın değil. O, çok daha yumuşak huylu, süet etkili ve neredeyse erkeksi çiçeksi.

Amber Pour Homme'u bir renge benzet deseniz sanırım cevabı basit olacaktır: beyaz. Genç erkek kokusu olmayan, fazlaca tatlılık barındırmayan, temiz, zaman zaman yapaylık hissedilen ama tahammül sınırını zorlamayan başarılı sayılabilecek bir deneme. Peki niye böyle kem küm ediyorum da çok beğendiğimi söyleyemiyorum. Sanırım bu tarz sabunsu kokular pek ilgimi çekmiyor. Ayrıca son kısımdaki deri-süet kullanımını da beğenmedim. Uzun süreli kullanımda da sıkıcı olacağını düşünüyorum. Tarzları farklı olsa da Chrome'u da pek beğenmemiştim o sabunsuluk yüzünden. Tabii Chrome'un Amber Pour Homme'dan daha ferah ve neredeyse akuatik dostlarının tarzına yakın olduğunu belirtmeliyim. Amber Pour Homme hiç bir zaman akuatik ve sıcak yaz kokusu dolaylarında gezmiyor. Zaten süet teması buna pek izin vermeyebilir.


Evet bana hitap etmiyor fakat piyasada onlarca birbirinin aynı şeker bombası meyveli zıpırlardan ve Calone bozuntusu akuatiklerden daha ilginç, farklı bir kokuya sahip. Onun gerçekten bir karakteri ve size vereceği mesajı var. Bu anlamda onu başarılı buluyorum. Keşke bu tür özgün tasarımlar artsa parfüm sektöründe. Anlatması zor şekilde kendisine erkeksilik de katmasını bilen Amber Pour Homme, yirmi beş yaş üzeri, resmi giyinen plaza hippilerinin seveceği bir parfüme benziyor. Levent'teki camdan kafeslere benzeyen gökdelenlerde çalışan, yüksek maaşlı, iyi eğitimli, en az bir yabancı dil bilen beyaz yakalı dostlar, Amber Pour Homme sizi bekliyor. O, size müdürünüzden terfi aldırmaz belki ama ofis çalışanı hanımların beğenisini kazanacağınıza bire beş bahse girerim!

Peki Amber Pour Homme'u kimler kullanır? Banka hortumcusu iş adamları, holding ortakları, fon yöneticileri, Paper Moon müdavimleri, yeni zenginler, internet sitesini yüksek fiyata satan nerd'ler, Cem Uzan, Kenan İmirzalıoğlu, Leonardo DiCaprio, Adnan Hoca'nın erkek müritleri, ciks bekar doktorlar, zz'ler, babadan zengin tikiler, kolej bebeleri, eşleri botokslu çapkın sosyetik tipler, sanat koleksiyoncuları, kumarhane sahipleri, Mercedes'e değil de özellikle Audi'ye binen burjuvaziye mensup kişiler kullansa şaşırmam.

EDT formundaki Amber Pour Homme şaşırtıcı derecede performanslı geldi bana. Kalıcılığı gayet iyi, fark edilirliği 3-4 fıs kullanımda bile yeterli. Ferah bir parfüm olmamasına rağmen soğuk kış mevsimine de uymayacaktır bence. Serin ilkbahar ayları için ideal. Belki ılık sonbahar için de düşünülebilir. Ama çok sıcaklarda biraz rahatsız edici olabilir. Farklı platformlarda kokusunun reformülasyon geçirdiğinden ve eski koku güzelliğinin kalmadığından bahsediliyor. Bunu da küçük bir dedikodu olarak vermiş olayım.


Luca Turin, kitabında Amber Pour Homme’u odunsu amber olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden iki puan vererek pek beğenmemiş.

Parfümün tasarımına yukarıda da belirttiğim üzere Daniela (Roche) Andrier imza atmış. Sektörde ses getiren parfümlere imza atan Andrier (Gucci Eau de Parfum, Rush For Men, Guerlain - Angelique Noire, Emporio Armani - He) Prada'nın neredeyse bütün parfümlerinin tasarımında bulunmuş.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Prada – Candy (2011)




Prada – Candy (2011)

Kabul etmek gerekir ki çoğu zaman önyargılarımızın kurbanı oluruz. Aslında olmayan şeyleri varmış gibi zihnimize yerleştiririz. Kafamızda hayali planlar kurarız. Olmadık şeylere inanırız. Hatta bu uğurda sevdiğimiz insanları bile incitiriz. Ah o önyargı kuyusu yok mu? Amma derin hatta dipsizdir.

Ünlü moda evi Prada'nın Candy isimli parfüm çıkardığını duyduğumda ne yalan söyleyeyim zihnimdeki önyargı kazanı kaynamaya başladı. Sorular birbiri ardına yağıyordu. Prada neden böylesine sıradan isim seçti? Kutusunun üzerindeki genç kız figürü, kokusunun karakteri hakkında ipucu veriyor mu? Günümüzün bol tatlı gurme parfümlerine vasat bir üye daha mı ekleniyor? Prada neden böyle fazlasıyla piyasa işi pazarlama kampanyası uyguluyor parfümü için? Aklıma gelen bazı önyargı içeren sorular olarak hatırladıklarım.

Özellikle Infusion serisi ile parfümler dünyasında yer edinen Prada'nın, fazla iştahlı olmadığı anlaşılıyor kokular dünyasında. Infusion ve özel serisini saymazsak, çok sayıda parfüme imza attıkları söylenemez. Belki de bu durumu eksiklik olarak gördükleri için 2011 yılında iddialı bir parfüm piyasaya sürdüler. Şişesinin üzerindeki genç kız figürüne istinaden, büyük şehirlerde yaşayan, gezmeyi ve eğlenmeyi seven, neşeli, canlı ve hareketli kızların parfümü olarak sunulmaya çalışılmış gibi görünüyor Candy.


Parfümün isminin, son yılların en popüler tarzı olan şekerli-karamelli-vanilyalı kokulara gönderme yaptığını düşünmek olası. Belki de tatlı ve şeker kızlara küçük bir taş atıldığı düşünülebilir. Parfümün tanıtımı şu cümleler ile yapılmış: "Candy, baştan çıkarıcı bir kokudur. Saf, teşvik edici cazibesiyle sizi sarar. Pembe ve altın renge sahip Candy, Prada kadınının yeni yüzünü test etmenizi sağlar. Candy'nin sırrı, hoşgörü ve sevinçtir."

Fragrantica'da oryantal vanilya olarak sınıflandırılmış Candy. Üzerime sıktığımda karşıma oldukça tatlı ve lezzetli bir koku çıkıyor. Yumuşak ve pudralı karamel ilk saniyelerde önce burnumda sonra zihnimde güzel duyguların uyanmasını sağlıyor. Candy'nin üst notaları çok güzel bir karamel ile size merhaba diyor. Biraz da tatlı baharatlar var. Muhtemelen kakule. Yapaylık neredeyse yok başlangıçta. İlerleyen dakikalarda bu tatlımsı kokuya pudralı çiçekler ekleniyor. Muhtemelen iris (süsen) baş rolde. Tenimde orta bölümü biraz Dior Homme/Dior Homme Intense'e benzettim. Kokusu hala pudralı ve yumuşacık. Son kısımda ise koku formu büyük değişiklik göstermiyor. Biraz benzoin ve hissedilir oranda misk de yerini alıyor kapanışta. Hala tatlı ve hala vanilyamsı. Böylece tenden ayrılıyor.

Candy, ismi gibi bol tatlı, şekerli, karamelli hatta çikolatamsı kokuyor. Bu tarz parfümleri sevmeyenler için biraz can sıkıcı olacağını düşünüyorum tatlılık oranının. Bence ikinci ana öge çiçekler. İristen geldiğini düşündüğüm çiçeksilik, fazla kadınsılık katmıyor genel kompozisyona. Süet yumuşaklığındaki karamel-çiçek işbirliği gayet kabul edilebilir sınırlarda diyebilirim. Parfümün sonu ise en sıradan yeri. Ortalama bir misk ile yapılan kapanış, dillere destan yada unutulmaz değil.


Candy, aslında basit bir parfüm. Karamel-şeker-vanilya-çiçekler ve miskten oluşuyor. Zaman zaman karamelize edilmiş portakal hissi yaşamanıza sebep oluyor. Özellikle son kısımda sanki biraz turunçgil esintileri var. Derin yada detaylı yapısı yok. Tek düze ilerliyor. Neredeyse hiç değişmiyor. Tabii ki Prada gibi ana akım işlere imza atan markadan çok daha fazlasını beklemek anlamsız olur. Yine de kendi kategorisinde bence güzel ve kullanılabilir bir gurme.

Onun kadın parfümü olarak piyasaya sürüldüğü sır değil. Kokusunu düşündüğümde bence çok kadınsı nüanslar taşımıyor. Hatta bazı erkek parfümleri, Candy'den çok daha kadınsı bulunabilir. Bu anlamda Candy, hem erkekler için hem de kadınlar için rahatlıkla kullanılabilecek bir seçenek.

Rahatsız edici yapaylığa rastlamadım. Direkt hedefe odaklanmış, ne amaçladığını bilen bir parfüm. Yeni nesil tatlımsı vanilyalı parfümlere rakip olabilecek ve genç kızlar için güvenli bir seçenek olarak tasarlandığını düşünüyorum. Bu haliyle rahatlıkla istediğini alabilir Candy. Tatlılık oranı daha az olsaymış, benim de ara ara kullanabileceğim bir gurme olabilirdi. Ama bu haliyle değil.

Candy, genç, neşeli, pozitif, modern, uçarı tiki kızları kalbinden vurabilir. House Cafe'ye takılan, yeni açılan lüks AVM'lerde çantasını koluna takıp dolaşan, bol bol alışveriş yapan, kıyafet kombinlerine önem veren, süslü,  arkadaşlarıyla gülüşüp Starbucks'ta Caramel Frappuccino içen, ailesinin maddi durumu iyi, kolejde okuyan kızlara göre bir parfüm bence.


Candy'nin en şikayet edilen yanı ise ne yazık ki kalıcılığı ve farkedilirliği. Kalıcılığı kıyafet üzerinde iyi olsa da, tende tatmin edici değil. Farkedilirliği ise düşük oldu. Eau de Parfum (EDP) olmasına rağmen çekingen ve tene yakın olduğunu söyleyebilirim. En azından benim tenimde böyle tepki verdi.

Bol şekerli ve vanilyalı kokusu, soğuk kış günleri için daha elverişli olduğunu hissettiriyor. Sıcak yaz günlerinde biraz can sıkıcı hale gelebilir. Kokusunun tasarımını Daniela (Roche) Andrier yapmış.

Koku Güzelliği:10/7
 

15 Şubat 2014 Cumartesi

Prada – Prada (Amber) (2004)


Prada – Prada (Amber) (2004) Markanın ilk kadın parfümü.

İtalyan moda evi Prada, yüz yıllık tarihinde moda dünyasında ezber bozan çizgisini korumaya çalışıyor. İtalya'nın bu anlamda medar-ı iftiharı olmayı çoktan başarmış ve küresel anlamda cazibe markası olmuş durumda. Böylesine eski tarihe sahip Prada'nın parfüm işine girmesi nedense 2000’li yılların başında gerçekleşmiş. İlk özel parfüm serisini 2003 yılında çıkartan Prada, 2004 yılında ana akım parfümlerini piyasaya sürmeye başladı.

2004 yılındaki parfümleri Prada Amber (Kadın versiyonu), çok büyük başarı yakalamış gibi görünmese de, markanın parfüm alanındaki boşluğunu doldurmak için atılmış önemli adımdı. Sonrasında daha hızlı davrandığını görüyoruz Prada'nın. İlerleyen yıllarda Amber'in erkek versiyonu da piyasaya sürüldü. 2014 yılının başlarında otuzdan fazla parfümle boy gösteriyorlar artık.

Bugünkü konuğum markanın ilk kadın parfümü. Kimi kaynaklarda sadece Prada kimilerindeyse Prada Amber olarak geçiyor. Kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış:

"Amber kokularının tarihindeki yeni akım. Hipnotize edici ve bağımlılık yapan. Prada'nın 2004 yılında ilk parfümünün lansmanı, en merak edilen parfüm tanıtımlarından biriydi. Bu amber evreni, Prada'nın daimi arayışı olan geçmişin yeniden keşfi ile geleceğin yaratılmasını ifade eder. Saf ve doğal özellikleriyle antik uçucu yağların modern şekli. Bu parfüm amber kokuları tarihinde yeni bir çağın geldiğinin haberini vermiş oldu."


Fragrantica'da odunsu oryantal olarak sınıflandırılan Prada Amber'i üzerime ilk sıktığımda karşıma neredeyse şekerli kremsi turunçgiller (ağırlık mandalinada) çıktı. Mandalinanın meyvemsi hatta çikolata gibi kullanıldığını söyleyebilirim. Fazlaca karşıma çıkan bir turunçgil kullanımı değil. Kötü değil ama sevdiğimi de söyleyemeyeceğim. İlerleyen dakikalarda turunçgiller geri çekilirken farklı, meyvemsi ve tatlı amber kendisini gösteriyor. İlk kullanımlarda fark edememiştim bu tatlımsı amberi. Evet biraz egzotik ve neredeyse ferah. Ambere benzoin ve paçuli de eşlik ediyor. Başlangıcıyla benzer hissiyatı veriyor orta kısım. Son bölüme geçildiğinde paçulinin ağırlığı artıyor. Angel'ı andıran kremsi paçuli bence parfümün en güzel kısmı. Paçuliye yumuşak odunsu notalar ve hafiften de sandal ağacı eşlik ediyor. Gayet güzel.

Prada Amber’in, üst ve orta notaları benzer yapıda. Sonlardaysa kokusu değişiyor. Genel olarak şekerli meyvemsi amber, paçuli, sandal ağacı, tatlı baharatlar, buruk-ekşi çiçekler ve miskten oluştuğu söylenebilir. Kadın parfümü olmasına rağmen yoğun feminenlik yok. Özellikle sonlardaki paçuli, neredeyse erkek kullanımına bile uyabilir. Hissedilir orandaki tatlılık muhtemelen bal ile sağlanmış.

Prada Amber'i çok sevdiğimi söyleyemem. Zaman zaman fazlaca kullanılmış tatlılık rahatsız edici oluyor. Zaman zaman da garip-buruk çikolatamsı-portakallı amber alışıldık gelmiyor. Rahatsız edici yapaylığa rastlanmasa da ortalama koku güzelliğine sahip, fazlaca ses getiremeyecek bir parfüm olarak düşünülebilir. Zaten genel olarak parfüm platformlarında ismi fazlaca geçmiyor. Prada'nın ilk kadın parfümü olması bakımından merak ettiğim bu arkadaş, fazlaca etkileyemedi beni. Tek güzel yanı, alt notalardaki paçuli kullanımı.


Farkındayım parfümün ismi Amber. Buradan amber kokusunun ön planda olmasını beklemeliyiz. Fakat Prada Amber'de paçuli her zaman daha baskın. Amber adeta yan rolde karşımıza çıkıyor. İlginç olan ise Prada Amber'in erkek versiyonunda da benzer uygulama var. O parfümün de ismi amber olmasına rağmen, amber fazlaca hissedilmiyordu. Sanırım Prada'nın isim-koku bağlamı üzerinde biraz daha çalışması lazım.

Prada Amber, Eau de Parfum (EDP) formunda. Genel olarak tene yakın kalıyor. Kalıcılığı iyi. Sonbahar-kış mevsiminde kullanmak uygun olacaktır. Sıcak yaz günlerinde fazlaca tatlımsı kaçabilir. Genç kadın arkadaşlarımıza tavsiye edebilirim. Modern, ortalama koku güzelliğine sahip, ortalama bir kadın parfümü olarak tarihteki yerini alacağını düşünüyorum.

Parfümün tasarımını Carlos Benaim, Max Gavarry ve Clement Gavarry yapmış. Parfüm yazarı Luca Turin'in kitabında amber paçuli olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden üç puan verilmiş. Tania hanım, Angel ile benzer DNA'ya sahip olduğunu ama onun başarısız bir meyveli çiçeksi versiyonu olduğunu belirtmiş. Bence de kesinlikle haklı bu konuda.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6