Viktor Rolf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Viktor Rolf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Nisan 2013 Cuma

Viktor&Rolf – Spicebomb (2012)



Viktor&Rolf – Spicebomb (2012)  Markanın erkek parfümü.

Viktor Horsting ve Rolf Snoeren isimli iki gencin yolu, Hollanda'daki Arnhem Sanat ve Tasarım Akademisi'nde kesişmiş. Hayat da zaten çoğu zaman rastlantılarla şekillenmez mi? 1969 doğumlu bu iki genç tanışıp, arkadaş oluverirler. Arkadaşlıkları okulun bitimine kadar sürer. Ve okul bitince iş hayatına atılmaya karar verirler. Henüz yirmili yaşların başındaki iki arkadaş beraber kıyafet tasarımları yaparlar. Bakarlar ki memleketleri olan Hollanda, meslekleri için uygun yer değildir. Onlar modanın kalbi sayılan Paris'e gitmeye karar verirler. Ve ilk kreasyonlarını 1992-1993 yıllarında görücüye çıkarırlar. Bu tarihler onların markalarının da temellerinin atıldığı yıllar olur.

Viktor&Rolf, moda sektörüne hizmet veren hazır giyim markası. Hatta Hollanda'nın bu alanda gururu bile denilebilir. İki genç adam, 2005 yılında markalarına parfüm koleksiyonu da eklemeye karar verirler. İlk parfümleri kadınlara yönelik olarak çıkan Flowerbomb olur. Şimdiye kadar on sekiz kadar parfüme imza atmışlar. Anlaşılan parfüm işini fazlasıyla sevmişler. Viktor&Rolf, 2012 yılında oldukça ilgi çeken bir erkek parfümüne imza attı. Güçlü bir pazarlama kampanyasıyla satışa sunulan Spicebomb, hem ismi hem de farklı şişesiyle amaçladığı ilgiyi yakaladı. Bir süredir yurt dışındaki parfüm platformlarında en çok ismi geçen arkadaşlardan olan Spicebomb, bugünkü konuğum.

                                                              Viktor Horsting ve Rolf Snoeren.

Fragrantica'da odunsu baharatlı olarak sınıflandırılmış Spicebomb. Parfümü ilk sıktığımda modern tatlı turunçgiller (portakal yada mandalina olabilir), tatlımsı yumuşak baharatlar (tarçın, biber veya küçük hindistan cevizi) ve tatlımsı modern meyveler (kiraz, vişne veya erik) ile size merhaba diyor. Başlangıcı çok modern ve sevilesi. Fena değil üst notalar. Bir süre sonra orta kısma geçiliyor. Burada tatlımsı baharatlar daha da kendisini gösteriyor. Baharatlara yapay-yeşil tütün ve kabe samanı (vetiver) ekleniyor. Orta kısım hayal kırıklığı. Geçelim sonlara. Alt notalarda büyük değişikliğe uğramıyor kokusu. Aynı yapay-yeşil tütün ve kabe samanına bir parça deri ve odunsu notalar ekleniyor. Böylece de tenden ayrılıyor.

Spicebomb'ı uzun zamandır kullanıyorum. Gerek soğuk günlerde gerek dışarıda gerekse ten üzerinde defalarca deneme şansım oldu. Bu parfümü iki kısma ayırıyorum kendimce. İlk kısım başlangıcı. Günümüzün modern tatlı baharatlı parfümlerine çok benziyor üst notalar. Tatlı turunçgiller çok ilginç değil. Aynı şekilde tatlı baharatlar da ayrıcalıklı kokmuyor. Fakat yine de güzel bir başlangıç. Canlı, enerjik, neşeli ve pozitif. Açılışını sevdim.

Geleyim ikinci kısma. Başlangıçtaki tatlı turunçgiller burada kayboluyor. Bir tek tatlımsı modern baharatlar kalıyor. Ona çok yapay yeşil tütün-kabe samanı benzeri koku ekleniyor. Evet Spicebomb orta notalarından itibaren güçlü yeşil tonlar barındırıyor. Ama yeşil çiçekler gibi değil. Yapay kabe samanı yeşilliği gibi. Açıklanan notalarında safran görünüyor. Belki ondan geliyor bu tuhaf his. Zaten parfümden soğumamın, tahammül edilmez bulmamın sebebi de burası. Spicebomb orta kısımdan itibaren çok vasat ve yapay kokuyor. Hatta L'Artisan Parfumeur'un Tea for Two'suna biraz benziyor orta kısmı. Ama ondan daha kötü. Açıkçası şaşkınım. Bu mu böylesine hakkında konuşulan ve övgüler alan parfüm? Bu bir şaka mı? Bu kadar yapaylığa ve sinir bozucu kokuya nasıl dayanılır bilemiyorum. Belki de doktara gidip antidepresan alarak mümkün olur. Çünkü Spicebomb gerçekten de başarısız genel anlamda.


Spicebomb, ismi ile çelişkiye düşmüyor. Ciddi oranda baharatlı bir koku. Modern baharatlar kimi zaman öyle tatlanıyor ki neredeye şekerli hale geliyor. Can sıkıcı taraflarından birisi de bu şekerlilik. Benim gibi parfümlerde tatlılığı seven birisine bile aşırı geldi. Ayarı kaçırmış Olivier Polge ne yazık ki. Yeşil tütün yaprakları-çay-odunsu notalar karışımı, benim hiç de beklediğim gibi sonuçlar vermiyor anlaşılan.

Bu parfümün neden piyasaya sürüldüğü çok açık. Herkesin sevebileceği ve popüler olma ihtimali yüksek tarzda. Ortalama parfüm kullanıcısı için olabilir ama Parfüm Merakı'nın karşısına böyle bir parfümle çıkmak hiç de iyi fikir değil. Bir parça Paco Rabanne - 1 Million, bir parça Yves Saint Laurent - La Nuit de L'Homme, azıcık Gucci Pour Homme II, hatta Van Cleef&Arpels - Midnight in Paris ve diğer modern-yapay baharatlı popüler parfümlere öykünmüş. Hiç bir yaratıcı ve yenilikçi yönü yok. Bol bol satılıp, yüksek karlar sağlanması amaçlanmış. Tamamen ticari, derinlikten yoksun ve kötü bir taklitten öteye gidebilmesi zor.

Yine aynı oyun. Parfümün başlangıcını modern ve güzel baharatlar-turunçgiller ile süsle. İnsanlar mağazalarda kollarına bir kere sıkıp, başlangıcına mest olsunlar. Ve hemen parfümü alsınlar. Fakat 3-4 gün kullandıktan sonra "bu ne biçim koku yahu" diyerek ellerindeki şişeye bakakalsınlar. Ve dolaplarının ücra köşesine atsınlar. Olacak olan budur sevgili parfüm severler.


Sizlere tavsiyem bu parfümün başlangıcındaki güzelliğe aldanıp, satın alma kararı vermeyin. Yoksa pişman olabilirsiniz. Çünkü bu pazarlama oyunu can sıkıcı olmaya başladı. Bir çok marka bu işlere merak sardı. Hatta Yves Saint Laurent ve Gucci bile yeni parfümlerinde bu uyanıklığı sıkça yapar oldular. Ne yazık ki parfüm sektörünün gittiği yer kocaman bir uçurum. Umarım markalar bu yaptıkları yanlışlardan dönüp, doğru düzgün kokular tasarlama başlarlar. Çünkü artık yeni çıkan çoğu parfüm banyolarda yada odalarda havaya sıkmak için bile yeterli güzellikte değil. Mutlaka 2-3 defa farklı zamanlarda deneyin almadan önce. Sadece başlangıcındaki kokuyu değil, 1-2 saat sonra ortaya çıkan kokuyu da dikkatlice değerlendirin. Paranıza yazık etmeyin.

Spicebomb'un hedef kitlesi belli. 15-25 yaş arası fazla parfüm deneyimi olmayan gençler, ilginç şişesine ve ismine bakıp alacaklardır muhtemelen. Fakat Parfüm Merakı okuyucularının bu hataya düşmeyeceğine adım gibi eminim.

Bir başka konu ise bu parfümün Tom Ford'un nefis parfümü Tobacco Vanille ile karşılaştırılması. Yurt dışındaki bazı parfüm platformlarında Spicebomb ile Tobacco Vanille birbirine çok benzetilmiş. Hatta Tobacco Vanille'ye alternatif olarak gösterilmiş. Aslında biraz ağır konuşacaktım ama yine kendimi tutayım. Spicebomb ile Tobacco Vanille'yi karşılaştırmak en hafif tabiriyle ayıptır. Tobacco Vanille'nin o müthiş kalitesini, rafineliğini ve cazibeli yapısını, böylesine vasat, sıradan ve yapay parfümle kıyaslamak abesle iştigal değil de ne. Herkesin anlayabileceği şu örneği vererek konuyu uzatmayayım: Eğer Tobacco Vanille BMW M5 ise Spicebomb Toyota Corolla'dır. Benim açımdan durum bu kadar net ve berrak. Spicebomb için benim alternatif isim önerim şudur "Syntheticbomb".

İşin acı tarafı bu kadar sıradan bir parfümü Dior Homme gibi şahesere imza atmış Olivier Polge'nin tasarlamış olması. Sonbahar-kış mevsiminde kullanmak daha uygun. Yaz mevsiminde boğucu ve bıktırıcı olacaktır. Denemeden almayın alana da mani olun.


Spicebomb'un belki de en başarılı tarafı şişesi. El bombasına benzeyen bu ilginç şişe tam koleksiyonluk. Bu farklı şişeyi Fabien Baron tasarlamış.

Artıları:
+ Başlangıcı güzel.

Eksileri:
- Orta notalarını sevmedim.
- Son kısmı da başarısız.
- Yapaylık can sıkıcı ve sinir bozucu.
- Hiç bir yeni tarafı olmayan, piyasadaki rakiplerini taklit etmekten öte gidemeyen kokusu.

Koku Güzelliği:10/4.5