
Tarihi 5000 yıl öncesine gittiği söylenen çayın ilk içildiği yer olarak Çin karşımıza çıkıyor. Hatta çay isminin Çinceden türetildiğine dair tartışmalarda var. Çayın ilk olarak nasıl ortaya çıktığına dair ilginç efsaneler var. Okuduğum bazı ilginç hikayelerden kısaca bir derleme yapayım konu buraya gelmişken.
Çin İmparatoru Shen Nung, sıcak su içmenin sağlığa olan olumlu etkilerini gözlemlemiş. Bir gün kendi sıcak suyunu hazırlarken, demliğine birkaç yaprak düşmüş. Kaynayan suyun buharından mistik ve rahatlatıcı bir aroma yükseldiğini görmüş ve bu sıcak içecekten bir bardak içerek onun harika lezzeti ve aroması karşısında hayret etmiş. Demliğine düşen bu yapraklar bir çeşit yaban çay ağacına aitmiş.
Dünyada sudan sonra en fazla içilen şey çaymış. Dünya çapında bu kadar çok içildiğini öğrendiğimde açıkçası şaşırdım. Diğer bir ilginç durum ise ülkemizde çayın kullanılmaya başlaması. Türkiye’nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya’dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlamış. Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 1924 tarihinde Rize’de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış. Yani diyebiliriz ki çok geç bir tanışma olmuş bizim için bu tarihi bitki ile. Ama neredeyse milli içeceğimiz olmuş durumda.
Markanın Les Insolites serisine mensup Tea for Two, aromatik baharatlı olarak sınıflandırılmış. Genel olarak doğru diyebilirim. Başlangıcı plastiğimsi bir çay ile gerçekleşiyor. Açıkçası hiç böyle bir açılış beklemiyordum. Neredeyse kimyasal kokan, tuhaf ve sinir bozucu. İlk izlenim büyük bir hayal kırıklığı. Başlangıcını hiç sevmedim Tea for Two’nun. Bazı yorumcular “kül tablasına” benzetmişler bu kısmı. Çok haksız da değiller.
Orta notalara doğru bu plastiğimsi çay biraz geri çekiliyor. Ortaya tatlı aromatik baharatlar çıkıyor. Muhtemelen tarçın ve zencefil. Fakat o başlangıçtaki koku hala baskın. Keşke biraz daha kendisini gösterebilseymiş baharatlı kısım. Orta notalar çok büyük değişim göstermiyor. Hala ısınamadım kokusuna.
Ah alt notalar ah. Neyseki burnumu kurtarıyor son kısım. Çok güzel bir vanilya ve bal işbirliği ile tenden ayrılıyor. Sanki biraz da amber var. Parfümün en güzel yeri en sona saklanmış anlaşılan. Fakat alt notalarda parfüm o kadar zayıflıyor ki adeta burnunuzu dayamanız lazım kokuyu alabilmeniz için.
Artık hiçbir parfüme büyük umutlar besleyerek yaklaşmıyorum. Çünkü böylesine olumlu yorumlar alan parfümler bende genellikle ters etki yapıyor. Ya da bende gariplik var. Tea for Two, genel olarak deneyen bir çok kişinin beğendiği, hakkında çok olumlu şeylerin yazıldığı bir parfüm. Ben bu olumlu yorumlara ancak alt notaları dahil edebilirim. Başlangıcı ve orta notaları neredeyse hiç değişmiyor ve plastiğimsi bir yapaylık barındırıyor. Eğer mis gibi bir çay kokusu duymak isterseniz Penhaligon’s – Malabah’ın üst notalarındaki o harika kokuyu test etmenizi tavsiye ederim.
Tea for Two’yu hiçbir zaman büyük boy şişesini almayacağım bir parfüm olarak hafızama kazıyorum. Sırf bir niş marka diye denemeden almak hayal kırıklığı yaratabilir. Bu parfüme bir türlü ısınamadım ve sevemedim. Sanırım çay kokusunu bir parfüme koymak o kadar da iyi bir fikir değil. Parfümün tasarımcısı ise L’Artisan ve başka niş markalar için çalışmış olan Olivia Giacobetti.
Tea for Two uniseks olarak düşünülmüş. Bence erkek kullanımına daha yakın. Bir çok niche markanın aksine EDT olarak piyasaya sunulmuş. Sonbahar-kış kullanımı için daha uygun olacağını düşünüyorum.
Koku Güzelliği:10/6
Sevgili parfüm merakı çok merak ediyorum bu kokuyu. Yurt dışında oldukça övgü alan bir parfüm 🙂
Tea for Two'dan elimde biraz var. Göndereyim istersen 🙂
sayın parfum meraki artık su platinum egoiste yi de paylassanız bızlerle cok merak edıyorum tepkınızı ama ole sanıyorum kı favorılerınıze gırecek kadar begenıceksınız 🙂
Chanel – Platinum Egoiste elimde olsa keşke ama yok. Onun bir şeyler yazmam mümkün değil.
başlıktaki kokuyla alakasız olacak ancak:
Bildiğim kadarıyla "Gucci Pour Homme" üretimden kalkmıştı, yada buralarda bulunamadığı için (avrupada bazı ülkelerde dahil) öyle bir efsane vardı. aynı şey Envy içinde geçerliydi gene yanlış bilmiyorsam.
ancak Gucci'nin sitesinde Gucci Pour Homme hala satışta gözüküyor ve internetten okuduğum ve anlayabildiğim kadarıyla koku reformülüzasyon geçirmiş durumda. Sizin net bir bilginiz var mı bununla ilgili?
onur bende bir iki yerde Gucci Pour Homme'un üretimden kalktığını okudum ama teyit edemedim bu bilgiyi. Fakat Envy'nin büyük ihtimalle üretimi bitti.
Eğer satışı sürüyorsa üretimi bitmemiş olabilir. Belki de ellerindeki stokları bitiriyorlar. Tam bir netlik yok bu konuda.
Reformulasyon geçirmişse hiç şaşırmam. Artık neredeyse reformulasyon geçirmeyen parfüm yok ne yazık ki.
Son örneği Dior Homme işte, ilk versiyonu var elimde, sıkmaya kıyamıyorum (mesela The One değişecek,yada kalkacak diye tırsıyorum fena halde). Odunsuları sevdiğimden, Gucci Pour Homme en merak ettiğim kokulardan idi, fiyasko oldu bekleyiş. kokuların kalkması-reformulasyonu bir yana, İstanbulda dahi istediğiniz her kokuyu bulamıyorsunuz, o da başka bir işkence. bi süredir girdiğim her yerde Ralph Lauren Safari ve Paul Smith Story soruyorum örneğin, hak getire 😛 böyle giderse limon kolonyasına döneceğim, hiç uğraşmadan. eczaneden doldur doldur kullan valla 😐
Safari artık koleksiyon ürünü olacak bir parfüm neredeyse bence bulmakta zorlanmanız normal. Ben kokudankokuya.com adlı sitede görmüştüm. Bir kaç defa alışveriş yaptım güvenilir olduklarını düşünüyorum. Yalnız işte parfüm çok az bulunduğu için pahalı tabi. Paul Smith Story'nin üretimden kalktığı ile ilgili bir habere rastlamadım hiç bir yerde belki kalkmıştır ama parfümerilerde bulunmaması enteresan.
Fiyasko derken Gucci Pour Homme'u mu kastediyorsun? Eğer onu kasediyorsan sana katılamayacağım. Bence gayet başarılı bir parfüm Gucci Pour Homme.
Parfüm üreticileri olaya parfüm severler gibi değil, ticari olarak bakıyorlar. Eski parfümleri yavaş yavaş üretimden kaldırıp yeni parfümleri öne çıkarıyorlar. Yani kendilerini yenilemeye çalışıyorlar. Bu çabalarını anlıyor ve hak veriyorum. Ama yeni çıkardıkları parfümleri eskilerini mumla aratıyor. Son 5-6 yıldır şöyle adam akıllı yeni bir parfüm çıkarabilmiş değil markalar. Gittikçe vasatlaşıyor bütün parfümler. Keşke eski parfümleri kadar başarılı olsa yeniler.
Safari'nin de üretimi bitmiş olabilir. Türkiyedeki sitelerde rastlamadım. Tabi bunun sorumlusu Türkiye distribütörü olabilir. Muhtemelen çok satılmaz diye getirmiyordur. Daha yeni ve popüler parfümleri getiriyordur. Bu sistem tam olarak nasıl çalışıyor bilemiyorum.
Story'i bir de Sevil mağazasına sor. Orada vardı 2-3 sene önce. Tekin Acar'da yok diye hatırlıyorum. Geçenlerde Story'nin de üretiminin bittiğini okudum. Hatta diğer bloguma yazdım listeyi. Oradan da bakabilirsiniz.
Fiyaskodan kastim, gucci yi bu kadar merak ederken parfumun uretiminin sonlandirilmis olmasi-reformulasyonu. Eger story de piyasan kalktiysa,safarinin de turkiyedeki magazalarda kolay bulunamadigini dusunecek olursak, elimi neye atsam kurutuyorum demektir 🙂
Eski veya yeni parfüm ve eski kolonya şişeleri kolleksiyonu yapıyorum.Sevgili ustam; kullanmadığın, kullanıpta bitmiş ya da ne bileyim kullanmaktan bıkıpta atmak istediğin parfüm şişeleri artı olarak yerli veya yabancı eski kolonya şişeleri varsa, bana göndermek ister misin?Eğer istersen kargo ücretini tabii ki ben ödeyeceğim.Ayrıca yorumları okuyan tüm arkadaşlar için geçerlidir bu çağrım.
kirsova sanırım bende şişe koleksiyonu yapmaya başlayacağım. Onun için elimde 15-20 civarı şişe var. Belki bende koleksiyoner olabilirim.
Ama blogu okuyan arkadaşlar bitmiş şişelerini sana verebilirler. Buradan böyle bir çağrı yapayım.
Evet iyi olur..Teşekkürler..Yollamak isteyen varsa beklerim.
Bu aralar hızlandın biraz sanki:)) Desene parfümler baya birikti elimde:))
Evet epey parfüm var bu aralar. Çok olması bir parfüm sever olarak gayet hoşuma gidiyor. Ama diğerlerine sıranın gelmesini de uzatıyor.