
Daha önce hiç yapmadığım bir şeyi yapayım. Çünkü ilk defa bir parfümün iki (eski ve yeni) versiyonunu yazıyorum. Daha doğrusu yeni versiyonunu yazmıştım geçtiğimiz aylarda. Şimdi de eski versiyonunu yazacağım. Çünkü karşımızdaki sıradan bir parfüm değil “Feminite du Bois” var.
Geçtiğimiz aylarda bu parfümün Serge Lutens tarafından çıkarılan yeni versiyonunu detaylı şekilde yazmıştım. Ama aklımda her zaman eski ve çok övgüler alan orijinal versiyonunu demek vardı. Fakat sorun şuydu. Shiseido markası orijinal formülünün üretimi bitirilmişti. Ve bu kadın vücudunu andıran yuvarlak şişeyi bir yerlerde bulmak ne yazık ki çok zordu. Fakat Koray yine yardımıma yetişti ve işte karşımda parfüm dünyasının en ilginç ve başarılı oyuncularından birisi duruyor. Yani 1992 yılında piyasaya sunulan Shiseido – Feminite du Bois.
Bu parfümün neden bu kadar önemli olduğunu ilerleyen bölümlerde anlatacağım. Ama önce nasıl bir parfümle karşı karşıyayız ona bakalım. Kimi yerde odunsu oryantal olarak sınıflandırılıyor. Bazısı ona meyveli şipre diyor. Ben ise meyveli odunsu olarak değerlendiriyorum.
Feminite du Bois‘in başlangıcı reçinemsi, yumuşak, sıcak baharatlar ve karanlık sayılabilecek meyveler ile gerçekleşiyor. Baharat derken ağırlık tarçın ve zencefil olabilir. Meyveler ise kuru erik, şeftali ve kayısı diyebilirim. Üst notalardaki önemli öğe ise reçinemsi his. Hepsinin karışımı harika olmuş. Hiç yapaylık veya uyumsuzluk rastlanmayan, doğal, ilginç, şık, modern ve lüks. Başlangıcı çok iyi. Hatta bence parfümün en iyi yeri. Bu kısmı koklaması adeta bir ziyafet.
Orta notalarına doğru reçinemsi aromatik baharatlar biraz geri çekiliyor. Fakat o meyvemsi his hala var. Baharatların yerini aromatik ve yumuşak odunsu notalar alıyor. Muhtemelen sedir ağacı. Ve böylece de çok büyük değişim göstermeden devam ediyor kokusu.
Şimdi Feminite du Bois’i iki kısma ayırabilirim. İlk kısım başlangıcındaki yumuşak baharatlar ile çok iyi kombine edilmiş karanlık meyveler. Bu kısım bazı kullanıcılarda “sisli ve ıssız bir ormanda yürüyormuş” hissi veriyor anlaşılan. İlk başlarda neden böyle söylendiğine anlam verememiştim. Fakat bir süre kullandıktan sonra gerçekten de parfümün odunsu kısmının ağır bastığını söyleyebilirim. Çok şık ve modern bir kokusu var. Baharatlar burun büken tarzda değil. Reçinemsi koku gizemli bir hava vermiş. Meyveler ise asla uyduruk yaz parfümlerindeki gibi savruk ve yapay değil. Biraz Serge Lutens’in meyve kullanımına benzettim.
Yukarıda da bahsettiğim gibi bence en etkileyici ve ilginç yanı başlangıcı. Üst notalar nefis. Sonrasındaki bölümde daha basit bir odunsu nota kullanımı tercih edilmiş. Kötü mü? Değil. Ama çok daha iyi olabilirmiş. Biraz sıradan sayılabilecek bir kokuya doğru evriliyor sonlara doğru. Sanırım eleştirebileceğim tek yanı sonlara doğru burnunuza gelen kısmı.
Feminite du Bois önemli bir parfüm. Bu önemi nereden geliyor derseniz kısaca bahsedeyim. İlk olarak iki büyük burun Pierre Bourdon ve Christopher Shaldrake tasarlamışlar. İkinci olarak içeriğindeki odunsu notaların kullanım şekli. Sedir ağacı genellikle erkek parfümlerinde kullanılıyor. Tabii ki kadın parfümlerinde de rastlanabilir. Erkek parfümlerinde bolca kullanılan sedir ağacının bir kadın parfümünde böylesine yüksek oranda görülmesi gerçekten ilginç. Evet Feminite du Bois bir kadın parfümü olarak piyasaya sürülmesine rağmen, erkekler de rahatlıkla kullanabilirler bu güçlü odunsu yanı nedeniyle. Üçüncü olarak ise parfümün 1992 yılı gibi 90’ların başında piyasaya sürülmesine rağmen hala günümüzün modern parfümleri ile yarışabilecek seviyede. Yani bu anlamda geriye doğru değil de ileriye doğru bir atılım yapılmış kokusu tasarlanırken. Oysaki o yıllardaki bir çok parfüm gibi 1980’lere gönderme yapabilirmiş. Fakat bu parfüm sanki birkaç yıl önce çıkmış gibi modern ve güncel. Yirmi yıl öncesinden bu kadar ileriyi görüp, böylesine bir parfüme imza atmak herkesin yapabileceği iş değil bence. Son olarak da içeriğinde kullanılan Iso E Super. Her ne kadar doğruluğunu teyit edemesem de içeriğinde yüzde kırk civarında bir Iso E Super kullanıldığını okudum. Ama bu oran farklılık gösterilebilir değişik kaynaklarda.
Feminite du Bois, güzel bir parfüm. Şık, kaliteli, sakin ve olgun. Eğer başarılı bir meyveli-odunsu parfüm arıyorsanız iyi bir seçenek olacaktır. Fakat aklımı başımdan aldı mı diye soracak olursanız evet diyemeyeceğim. Yine de zamansız bir klasik olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Diğer bir konu da iki farklı Feminite du Bois karşılaştırması olmalı. Ben şanslı bir dünya vatandaşı olarak parfümün iki versiyonunu da denedim. Hem Serge Lutens’in 2009’daki yeni versiyonunu. Hem de 1992 yılı eski versiyonunu. Hangisi daha başarılı derseniz yanıtım rahatlıkla eski yani Shiseido formülü. İki parfümün de kokuları birbirine çok benziyor. Anlaşılan Serge Lutens eski versiyonuna bağlı kalarak geliştirmiş yeni formülünü. Ama Serge Lutens versiyonunda daha hafif, sanki sulandırılmış gibi bir his vardı. Fakat eski versiyonu gerçek bir parfüm gibi. Yoğun, keskin, dolgun, derin ve gizemli. Serge Lutens versiyonu çok daha basit bir meyveli-odunsu kokuya sahipti. Burada ise baharatlar ve reçinemsi his daha fazla vurgulanmış. Bu durum kokuya derinlik ve ilginçlik katmış. Daha kompleks ve üzerinde çalışılmış gibi bir hali var. Sanırım her zaman ki kural geçerli parfümler dünyasında. “En iyi versiyonu eski olandır”. Yeni formüller hiçbir zaman eskisine yaklaşamıyor. Serge Lutens yapsa bile!
Başka bir konu ise çok ilginç şişesi. Gerek rengi gerekse asimetrik şişesini Serge Lutens tasarlamış. Yani eğer parfüm şişesi koleksiyonu yapmak istiyorsanız sanırım bu parfüm eksik olmamalı.
Feminite du Bois EDP konsantrasyonunda. Bu durum kalıcılığına da yansımış. Gayet iyi tenimde. Sanki 25 yaş üstü kişilere daha uyacak gibi. Kadın parfümü olarak sunulsa da bence erkekler de rahatlıkla kullanabilir. Yalnız can sıkıcı bir tarafını da söyleyeyim. Muhtemelen üretimi sonlandırılmış durumda. Yani artık bulmak çok zor. Belki yurt dışındaki internet sitelerinde. Bu sıcak sonbahar günlerinde kullandım. Pek rahatsız etmedi. Ama yine de çok sıcak yaz günlerinde baharatlar marifetiyle biraz keskin kaçabilir. Onun dışında her mevsim kullanılabilir.
Koku Güzelliği:10/7.5
Shiseido Zen for men ' i yorumlar mısınız bir de 😀
Ne yazık ki henüz kullanmadım.
Parfüm merakı zen for men merak etmiyonmu poff nezaman yazcan:))
Volkan, Zen'i senden başka merak eden yok sanırım :))
Sanırım iş başa düşecek anladım
BEn yanlış görmediysen tekin acar da bu parfümü gördüm evet evet gördüm,araştırıp tekrar yazıcam yanlış bir şey söylemiş olmayım
merhabalar
shisieido feminite du bois yorumunuz okudum,tam anlamıyla harika tarif etmissiniz.7-8 yıl once almıstım,hala bitirmedim,azıcık azıcık kullanıyorum,ama bitecek artık maalesef,siz nereden bulmustunuz.su aralar satıldığı biryer biliyor musunuz,link filan verirseniz cok sevinirim.Ne olur yahu bir bilgi 🙂 Bu arada biliyo musunuz benim aldığım zaman sezen aksu da bu parfümü kullanıyordu 🙂
Merhabalar,
Shiseido versiyonu üretimden kalktı zaten. Bulmanız pek mümkün değil.
Geçtiğimiz haftalarda bir hanım bana e-posta ile ulaşarak elinde fazladan bir şişe Feminite olduğunu söylemişti. Eğer ilgilenirseniz o hanımın e-posta adresini verebilirim size.
Sezen Aksu'nun bu parfümü kullandığını bilmiyordum. Bilgi için teşekkür ederim :))
cevap icin cok tesekkurler,valla o emaili bana verebilirseniz cok iyi olur 🙂 bir sorarım kendisine.
İsterseniz o hanımın e-posta adresini buradan vermeyeyim. Bana e-posta ile ulaşırsanız oradan verebilirim.
TF Noir'in haberlerini internetten takip ediyordum çıktığı gün edindim,başka beni şaşırttı ve aldığıma pişman olmak üzereyken koku bambaşka bişey oldu.Her parfüm severin edinmesi gereken bir yapıt Noir
Parfüm Merakı, Tom Ford'un yeni parfümü çıkmış. Tom Ford Noir. Şişesi çok gizemli duruyor. Umarım deneme şansın olur.
selam
parfüm merakı rıve gouche ve arpege(erkek tabii) benzeri kokular varmı bildiğin? teşekkürler…
Rive Gauche ve Arpege birbirlerine hiç benzemeyen kokulara sahip.
Rive Gauche daha çok eski dönem fujerlara bir gönderme. Belki benzer olarak Azzaro Pour Homme olabilir.
Arpege daha modern ve pudralı bir odunsu vanilya. Ama yüksek kaliteli değil. Daha iyi bir seçenek olarak Jean Paul Gaultier – Le Male olabilir.
Geçmiş olsun biz parfüm severlerin en kötü hastalığı sanırım:))Burnum tıkalı olunca çok gıcık oluyorum bende:))
Parfüm merakı bu aralar yavaşladın biraz:((
Sorma Volkan.
Bir türlü geçmek bilmeyen bir grip-soğuk algınlığı ve öksürük ile boğuşmaktayım. Burnum fena halde tıkalı ayrıca :))
Onun içindir ki bu aralar biraz yavaşlayacağım anlaşılan. Önümüzdeki hafta biraz düzelirsem yazarım muhtemelen.
Ayrıca beni yarış atı gibi hissettirdin yahu :))
gecenlerde jazzın altında gerceklesen tartısmanın sonucu bu parfumun gırısgahı yazılmıs sanırım 😀 zevkler renkler tartısılmaz haklısın bu konuda.bu arada boyle bulunması zor kokuları nerden buldugunu bızlerle paylasabılırsın.zıra buyuk ıhtımal yabancı bır sıteden alınacagından reklama gırmıycektır.Gercı bos ver soyleme sımdı bır sorun olur kargo kaybolur senı sorumlu tutarlar sen onerdın bu sıteyı dıye 😀
Koray demiş ama herkese parfüm vermez/satmaz sanırım o arkadaş 😀
Parfüm Merakı bütün güncel olayları, siyaseti, sporu ve bilimum tartışmaları takip eder. Gerekirse de cevabını verir :))
Parfümleri genellikle farklı kaynaklardan temin ediyorum. Bazıları yurtdışından, bazıları da yurt içindeki parfüm severlerden.