Nesnelere veya olgulara verdiğimiz isimler, kimi zaman zihnimizde farklı çağrışımlar yapar. Geçmişin yaşanmışlıkları, eskiden okunmuş kitap, seyredilmiş film yada seyahat edilen yer, beynimizin derin kıvrımlarında bir çentik olarak saklanır bence. Hala sırları tam olarak çözülememiş dünyanın en karmaşık fenomeni olan beynimizden ise bu yaşanmışlıklar, zamanı veya yeri geldiğinde gün yüzüne çıkar. Çoğu zaman algılarımızı bile yönlendirir. Sanırım benim durumum da bu.

Bir zamanlar oldukça merak saldığım komplo teorileri ve dünyayı yöneten gizli örgütlere ait merakım, bu alanda bir çok kitap okumam ile sonuçlandı. Her ne kadar dünyayı yöneten karanlık adamlara bir türlü ulaşamasam da Opus Dei ismi, aklımda her zaman olumsuz anlamlar taşımaya devam edecek.

1928 yılında İspanyol bir papaz olan Jose Maria Escriva tarafından kurulduğu iddia edilen Opus Dei, katolik bir gizli cemaat olarak değerlendiriliyor. Üyelerinin kimler olduğu gizli tutulan bu gizemli tarikatın, dünya siyasetinde etkin olduğu bile iddia ediliyor. Hatta Dan Brown’un dünya çapında büyük ses getiren romanı Da Vinci’nin Şifresi’nde bile bahsediliyor Opus Dei’den. Belki de o romandan etkilenip Opus Dei hakkında nedenini bilemediğim bir ön yargım vardı.

Arap parfüm sanatının en önemli markası olan Amouage’ın Opus isimli parfümler piyasaya çıkardığını gördüğümde biraz şaşırmıştım. Zihnimde oluşturduğum Opus kelimesi bir anda yerini meraka bıraktı. Acaba Orta Doğu merkezli bir marka ne için Hristiyan tarikatlerini çağrıştıran Opus ismini veriyordu parfümlerine. Oysaki Opus kelimesinin aynı zamanda müzik yapıtları içinde kullanıldığını henüz öğreniyorum.

Amouage’ın Opus isimli parfümleri birden başlıyor ve en son yedinciye kadar devam ediyor. Muhtemelen daha da artacak Opus’lar. Marka, Opus parfümlerini “Library Collection” üst başlığı ile sunuyor. Yani Opus serisinin aslında kitaplarla ve kütüphanelerle bağı var. Daha doğrusu bu bağı Amouage kendi içinde kurmuş. En azından kendileri öyle olduğunu söylüyorlar.

Geçtiğimiz haftalarda denediğim ilk Opus olan ikinci parfüm, çok çarpıcı gelmemişti bana. Şimdi serinin üçüncü parfümü karşımızda. Opsu III’ün tanıtımı bize şunları söylüyor:

“Opus III ışık saçan bir çiçeksi oryantal olarak ilhamını, sanat ve bilimin yaratıcı süreci, en karanlık anların hüsranından, keşif ve aydınlanmanın parlaklığından almıştır.”

Parfümü üzerime ilk sıktığımda karşıma oldukça tatlı pudramsı çiçekler çıkıyor. İşte tam Amouage tarzı. Arap-Orta Doğu teması daha ilk saniyelerde kendisini gösteriyor. Çok yoğun çiçekler biraz kadınsı diyebilirim. Eski kadın parfümlerini yada hacı yağlarını hatırlatıyor. Hatta makyaj çantalarından gelen o yağlı kokuyu andırıyor üst notalar. Çok sevdiğimi söyleyemem. Orta kısma geçildiğinde yoğun çiçekler biraz sakinleşiyor. Artık portakal çiçeği hissedilir oluyor. Kadınsı çiçeksilik azalıyor ve daha nötr hale geliyor. Yasemin, menekşe ve ylang ylang daha öne çıkıyor. Bu andan itibaren pudralılık, sabunsuluğa dönüyor. Fakat çok baskın değil. Orta kısımda yasemin ve portakal çiçeği gayet başarılı kullanılmış. Hatta baharatlar bile hissediliyor. Beğendim orta notalarını. Son kısımlarda ise yumuşak odunsu notalar, vanilya, misk ve sandal ağacı var. Alt notalar diğer Amouage parfümlerine benziyor. Yani markanın klasik kapanışı ile sonlandırılmış adeta. Bence nefis alt notaları. Hatta en sevdiğim kısım açık ara. Böylece de tenden ayrılıyor.

Opus III, başlangıcında oldukça tatlı ve pudralı iken, ilerleyen saatlerde bu iki özelliğinden kurtuluyor. Daha sakin, rafine ve şık hale geliyor. Anlaşılacağı üzere başlangıcı ile pek barışamadık. Orta kısımdan itibaren ise çok lüks hale doğru evriliyor. Sonlarda ise harika bir vanilya ile sonlanıyor.

Opus III, büyük oranda beyaz çiçeklerden oluşuyor. Başlangıcı dışında öyle yoğun kadınsılık yok bence. Pudralı ve sabunsu beyaz çiçekler ana gövdeyi meydana getiriyor. Sonrasında çok hoş kullanılmış portakal çiçeği etkili. Aram pek olmasa da burada nefis kullanılmış portakal çiçeği. Yumuşak baharatlar, vanilya ve odunsu notaları da unutmamak lazım.

Açıkçası üst notalar hacı yağlarını çağrıştırıyor. Özellikle o yağlı-makyaj çantası benzeri kokuya daha önce başka Amouage parfümlerinde de karşılaşmıştım. Bu Arap kokularına öykenme durumu bir çok Amouage’da adeta imza haline gelmiş anlaşılan. Parfümün Orta Doğu karakterine gönderme yapıldığı çok açık üst notalardaki pudralı-hacı yağı efekti ile. E gayet anlaşılır tabiki markanın imajı ve hitap ettiği kesim anlamında. Yani herkesin sevebileceği güvenli bir koksu yok. Bu tarz parfümlere ilginiz yoksa hoşunuza gitmeyebilir.

Opus III, yüksek kaliteli ve zengin aromaya sahip. Yapaylık hissedilmiyor. Derin ve lüks kokusu, niş parfüm standartlarını rahatlıkla yakalıyor. Size farklı bir deneyim yaşatacağı aşikar. Bende orta kısımdan itibaren oldukça beğendim kokusunu. Eğer yüksek kaliteli bir uniseks çiçek parfümü arıyorsanız tavsiye edebilirim. Tabii ki 300 dolardan fazla fiyat etiketini gözden çıkarabilirseniz.

Parfümü, çok bilinmeyen burunlardan Karine Vinchon Spehner tasarlamış. Uniseks olarak satışa sunulmuş. Bence de doğru karar. Fakat çiçeksiliğin genel olarak hakim olması, kadın kullanımını akla getirebilir. Onun için erkeklerin bu parfümü denemeden almamalarını tavsiye ederim.

Amouage’ın diğer bir çok parfümü gibi Opus III’de Eau de Parfum (EDP) olarak satışa sunulmuş. Dört mevsimde de kullanılabilecek yapıda. Fakat sıcak yaz günlerinde çok sıkmamak gerekiyor. Yoksa boğucu olabilir. Yaş olarak sanki 25 hatta 30 yaşın üzerindeki kişilerin giyebileceği gibi olduğunu düşünüyorum. Genç arkadaşlar için biraz “eski veya olgun” kaçabilir.

Koku Güzelliği:10/8