1 Ağustos 2013 Perşembe

Dolce & Gabbana – Light Blue (2001)



Dolce & Gabbana – Light Blue (2001)  Markanın popüler kadın parfümü.

Bu konsept için bir aşk hikayesi diyebiliriz. Her şeyi ile Akdenizli bir aşk hikayesi hemde.

İlhamını Domenico Dolce'nin memleketi Sicilya'dan alan bir parfüm. Aslında sadece Sicilya ile kısıtlamamak lazım. Çünkü Light Blue parfüm serisi, Akdeniz'in o güzelim mavi suları düşünülürek meydana getirilmiş bir konsept. Gerek kokusu, gerekse pazarlama faaliyetlerinde hep Akdeniz vurgusu var.

2001 yılında ilk Light Blue, kadın parfümü olarak piyasaya sürüldü. Kısa sürede öylesine büyük başarı yakaladı ki, en çok satanlar listesine girmesi hiç zor olmadı. Kadınlar onu sevmişlerdi. Ve ona sahip çıktıklarını ispat ediyorlardı. Çünkü hepimiz biliyoruz ki erkek yada kadın modası olsun, eğer kadınlar tarafından sevilmiyor ve ilgi görmüyorsa başarısız olmaya mahkumdur. İster kıyafet, ister ayakkabı, isterse de parfüm. Moda dünyasını kadınların arzularının şekillendirdiğini artık hepimiz biliyoruz. İyiki de öyle.

Kadın parfümleri içinde büyük hayran kitlesi olan arkadaşlardan birisi de Light Blue gibi görünüyor. Bunu 12 yıldır pek azalmayan popülaritesinden anlıyoruz. Hatta o kadar başarılı oldu ki Light Blue, ilerleyen yıllarda erkek versiyonu da piyasaya sürüldü. Fakat hiç bir zaman kadın versiyonu kadar başarılı olamadı Pour Homme.

                                     Light Blue parfümlerinin tanıtım yüzleri: Bianca Balti ve David Gandy. 

İsmi bize önemli ipuçları veriyor Light Blue'nun. Öncelikle onun hafif ve yumuşak yapıda olduğu vurgulanmış. Blue ile deniz arasında bağ kurulmuş. Yani akuatik merkezli kokusunun olduğu ilk anda akla geliyor. Aynı şeklide şişesi de benzer vurgulara sahip. Şişenin cam kısmı şeffaf olarak tasarlanmış ki suya gönderme olduğu düşünülebilir. Mavi kapağı da denizden ilhamını almış sanki. Resmi tanıtımı ise şöyle: "Şehvetli Akdeniz stilinin yeniden keşfi: Dolce&Gabbana Light Blue Pour Femme. Akdeniz yaşam tarzının seksiliğini yansıtan renkli, ferah, çiçeksi-meyveli kokusuyla, güneşli yaz günleri ve göz kamaştırıcı geceleri yakalayın."

Parfümün başlangıcı ekşimsi turunçgiller, azıcık limon ve meyveler ile gerçekleşiyor. Meyve derken ağırlık elmada diyebilirim. Hani yeşil ekşimsi elmalar vardır aynen öyle. Yapaylık hissedilmeyen elma kokusuna hayran kaldığımı söyleyemem. Orta kısma geçildiğinde büyük değişiklikler yaşanmıyor. Turunçgiller ortadan kaybolurken meyvelerin hakimiyeti daha da artıyor. Çilek-elma benzeri koku artık merkeze yerleşiyor. Biraz da egzotik çiçekler. Hatta gerilerden gül ve misk de geliyor. Bu kısımda hafiften yapaylık emareleri başlıyor. Son kısımda ise yine aynı meyvemsilik var. Fakat onu desteklemek için odunsu notalarda eklenmiş. Muhtemelen sedir ağacı. Miski de unutmayalım alt notalarda. Böylece de tenden ayrılıyor.

Light Blue, tenimde ağırlık olarak hafif, tatlı, meyveli-çiçeksi-odunsu şeklinde kendisini gösterdi. Tabiki meyveler her zaman ön planda ve baskın. Çilek-elma ikilisi neredeyse ana yapıyı oluşturuyor. Ferah, yumuşak ve sakin diyebilirim genel haline. Çok rahatsız edecek kadar yapaylığa rastlamadım. Fakat yüksek kaliteli parfüm izlenimi vermiyor.

Light Blue, şaşırtıcı derecede Paco Rabanne'in popüler erkek parfümü Black XS'e benziyor. Denemelerim sırasında iki parfümün neredeyse aynı kokuya sahip olduğunu farkettim. Black XS'in Light Blue'dan daha sonra çıkarıldığını düşünürsek bariz bir esinlenme hatta taklit söz konusu gibi görünüyor Paco Rabanne tarafından. Fakat iki parfümün tasarımcısının (Olivier Cresp) aynı kişi olduğunu öğrendiğimde zihnimde netleşti küçük masum sorular.


Light Blue, kadınların çok sevdiği ve kullandığı parfümlerden birisi. Acaba sebebi ne? Bu tür onlarca meyveli-çiçeksi temada kokuya rastlanabilir. Onu diğer rakiplerinden hangi özelliği ayırıyor acaba? Bu sorunun yanıtına bir erkek olarak nasıl cevap verebileceğimi bilemiyorum. Fakat yukarıda bahsettiğim Black XS'in bu kadar sevilmesinin sebebiyle, Light Blue'nun da böylesine ilgi görmesi arasında bağ olduğunu düşünüyorum. Sanırım insanlar bu tür çilek-elma (taze, ekşimsi meyve) konseptini kendilerine yakın buluyorlar.

Parfümün sıkıntılı yönlerinden kısaca bahsedeyim. İlk olarak başından sonuna kadar neredeyse aynı kalıyor. Hiç değişmeden tekdüze devam ediyor. E bu da bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Yani çok basit kokusu var. Karmaşık yada ilginç değil. Belki de yaz parfümü olması sebebiyle böyle basit yapıya sahip. İkinci olarak tene yakın kalıyor. Yani fark edilirliği düşük oldu bende. Üçüncü olarak da orta kısmın sonlarından itibaren yapaylık kendisini gösteriyor. Çok rafine bir parfüm olmadığı aşikar.

Evet Light Blue, kadın parfümü. Fakat şu haliyle erkeklerin rahatlıkla kullanabileceği gibi. Hatta bu parfümü erkeklere sunsalardı hiç sorun olmazdı muhtemelen. Çünkü meyveler kadınsı ve pudralı kullanılmamış.


Değineceğim başka konu ise parfümün akutik yönüne yapılan vurgu. Gerek isminde gerekse pazarlama kampanyasındaki deniz teması kokusuna neredeyse yansımamış. Yani Light Blue için akuatik demek doğru olmayacaktır. Yukarıda da bahsettiğim gibi o tam bir meyveli-çiçeksi. Bu anlamda kokusu ile konspeti arasında uyumsuzluk sezinledim.

Parfüm yazarı Luca Turin, Light Blue'yu turunçgil-amber olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden bir yıldız vererek en kötü parfümler listesine koymuş. Başka bir parfüm yazarı Chandler Burr ise oldukça beğenmiş Light Blue'yu. Birbirlerine nispet mi yapmışlar karar veremedim. 

Farklı kozmetik ve güzellik organizasyonlarından ona yakın ödül aldığını küçük bir not olarak vereyim. Kokusunun tasarımını ünlü isimlerden Olivier Cresp yapmış. İlkbahar-yaz mevsimi için daha uygun. 15-35 yaş arasındaki arkadaşlar deneyebilir. Daha üst yaş gurupları için fazla "genç işi" kalabilir. Bir çok kadın parfümünün aksine EDT konsantrasyonuna sahip.


Artıları:
+ Genel beğeniye hitap eden kokusu.

Eksileri:
- Yüksek kaliteli değil.
- Düz çizgide ilerliyor ve bu da onu sıkıcı yapıyor.
- Sıradan bir ana akım parfümden farkı yok.
- Fark edilirliği düşük.

Koku Güzelliği:10/6

2 yorum:

  1. Benzerlık konusunda aynı fikirdeyim. Aşırı hemde. Bu arada elime christian dior prive leather oud geçti. Onu yorumlamasını yapıcam. İnceleme emri verip burnuma :-)

    YanıtlaSil
  2. Yarım saat sonra midemi bulandırmaya başlamıştı. Basit, sıradan...

    YanıtlaSil