
Bu öykü, 1683 yılına kadar uzanıyor. Kendilerine Anadolu topraklarını yurt edinen Osmanlılar, gelişmelerini ve sınırlarını Balkanların yukarılarına taşımaya karar verdikten sonra, artık Avrupa üzerine yürüyorlar. Zamanın Avrupa’sında yaşanan büyük korku, kıta Avrupa’sını ve Hıristiyanlık dünyasını derinden etkiliyor. Çünkü Osmanlı yeniçerileri artık Avrupa’nın giriş kapısı olarak görülen Viyana kapılarına kadar dayanıyorlar. Sert geçen ilk kuşatmada Viyana şehri teslim olmuyor ve direniyor. Geri çekilen Osmanlı orduları ikinci defa 1683 yılında tekrardan Viyana’ya yükleniyorlar ve şehri kuşatıyorlar.
Avrupa’nın dört yanından gelen askerler, savaşçılar, şövalyeler birleşip, Avusturya ordusuna destek oluyorlar. Yine sert bir savaş yaşanıyor Osmanlı ordusu ile Avusturya İmparatorluk askerleri arasında. O zamanın en önemli savaş öğesi ise atlar. Çünkü savaşların kaderini atlar belirliyor. İyi, sağlam, güçlü ve hızlı atları olan ordular, her zaman avantajlı oluyorlar savaşta. İşte rivayet odur ki 2. Viyana Kuşatması sırasında, bir Osmanlı akıncısının atı, savaş alanında öylesine kendisini gösteriyor ki, herkes hayran kalıyor. Buna Avusturya ordusu askerleri de dahil.
Kaderin bir oyunu mudur bilinmez ama Avusturya Ordusu tarafından pusuya düşürülen Osmanlı akıncı birliği, esir olarak düşman kuvvetlerin (Avusturya ordusunun) eline geçiyor. Tabii bahsi geçen at da bu esirliğe dahil oluyor ve böylece yeni hayatına merhaba diyor. Bu güçlü ve Avrupa’da daha önce eşine rastlanmamış at, İrlanda’lı Yüzbaşı Byerley Turk tarafından sahipleniyor ve İngiltere’ye götürülüyor. İngiltere’de yarışlara sokulan ve büyük başarılar elde eden ata isim olarak, kendisini ele geçiren yüzbaşıya ithafen Byerley Turk deniyor. Ve İngiltere’de başka cins atlarla çiftleştirilerek, dünyaca ünlü İngiliz atlarının atalarından birisi oluyor. Bugün hala Byerley Turk atları en iyi cins at ailelerinden birisi olarak kabul ediliyor.
İşte hikayenin bundan sonrası bizim ilgi alanımıza girmeye başlıyor. Bu ünlü at ırkı Byerley Turk’un torunlarından birisinin adı bilin bakalım ne: “Herod”. Evet genellikle soyluların, burjuvaların ve “cemiyet hayatının” spor dalı olarak bilinen atçılığın tarihindeki bu önemli atın yani Herod’un, 1758 yılında dünyaya geldiğini, Byerley Turk at ailesinin bir üyesi olduğunu öğreniyoruz. Ve Fransa merkezli yeni sayılabilecek niş parfümevi Parfums de Marly, atlara ve onların tarihine özel önem verdiğini açıkça belirtiyor. E bu durumda 2012 yılı çıkışlı parfümlerine Herod ismini vermeleri pek de şaşırtıcı olmamalı. İşte Herod parfümünün isminin kısaca öyküsü böyle.
İlhamını bir at isminden alan Herod parfümünün, nasıl koktuğuna geçeyim artık. Kendi sitelerinde vanilya notasına vurgu yapılan Herod’u üzerime sıktığımda beni lezzetli kırmızı meyveler (vişne olabilir), tarçın ve vanilya karşılıyor. Başlangıcı hafif ekşimsi hissiyat veren baharatlarla vanilyanın harika dengesi üzerine oturmuş. Açılışı mükemmel Herod’un. İlerleyen dakikalarda baharatlar ve vanilyaya tatlımsı tütün de ekleniyor. Bu andan itibaren biraz dumansı hale gelen Herod, orta bölümde de müthiş kokuyor. Son kısımlarda vanilyanın ağırlığı iyice artıyor. Artık tütün ve baharatlar geride kalıyor. Vanilyaya biraz da yumuşacık odunsu notalar ekleniyor. Başlangıcı ve orta bölümü kadar aklımı başımdan almadıysa da gayet güzel kapanışa sahip Herod.
Herod, bu karanlık, soğuk, kapalı, kasvetli, yağmurlu geç-sonbahar günlerinde içimi ısıtan şahane bir parfüm olarak karşıma çıktı. Başlangıcındaki ekşimsi, lezzetli, yüksek kaliteli baharatlar ve tatlılığı abartılmamış vanilya etkileyici güzellikte. Orta kısımdaki baharat-vanilya üzerine eklenen, vişneli pipo tütünü efekti veren koku ise enfes. Son kısımdaki durağanlık ve vanilyanın tek düzeliği ve hafiften “mumsu” verilmesi küçük çaplı hayal kırıklığı yaşatsa da hiç önemli değil. Herod, bu haliyle bile şaheser.
Değerli dostlar biliyorsunuz ki, www.parfummeraki.com sitesinde, dünyanın en önemli, en lüks, en pahalı, en ortalama, en vasat, en itici parfümlerini yazıyorum. Kimisi benim için hiçbir şey ifade etmeden unutulma çöplüğüne giderken, kimi parfümlerin aklıma takılan yönleri oluyor ve zaman zaman hatırlıyorum. Fakat bazı parfümler, beni benden alıyor, mutlu ediyor, hayata bağlıyor. İşte Herod, son kategoriye girmekte zorlanmıyor benim için. Çünkü o, tam da istediğim gibi kokuyor. Rafine baharatlar, kremsi/cazibeli vanilya ve kararında tütün, Herod’a hayran kalmam için yeterli sebepler gibi görünüyor.
Bu tür tatlı, modern, ekşimsi, vişnemsi, baharatlı, vanilyalı tütün parfümleri her zaman için favorim ve Herod, bu konuda denediğim en iyi örneklerden birisi. Kibar, lüks, kaliteli, yapaylık barındırmayan, asil ve karakterli bir parfüm. Kokusunu üzerimde her hissettiğimde keyif aldığım ender parfümlerden birisi oldu. Keşke son bölümü biraz daha özenli olsaymış. İşte o zaman belki de on üzerinden on verebileceğim parfümle tanışmanın mutluluğunu yaşayacaktım.
Herod, günümüzün tatlı/kremsi vanilya-baharat-tütün parfümlerinin başarılı bir temsilcisi. Gerek kokusunun gerçekçiliği gerekse asaletinden taviz vermemesiyle bir şekilde sizi yakalıyor ve bırakmıyor. Tabii ben bu tarz parfümleri sevdiğim için belki de bana öyle geliyor. Siz yine de muhakkak deneyin Herod’u ve öyle alın. Ben dahil hiç kimsenin ipiyle kuyuya inmeyin.
Herod, Tom Ford’un şimdiden fenomen hale gelen Tobacco Vanille’ine benzetiliyor çoğu kişi tarafından. Genelini düşündüğümde haksız sayılmazlar. Tabii Herod’da baharat oranı çok daha fazla. Tütün oranı ise biraz düşük. Onun dışında kokularının oldukça yakın olduğu söylenebilir. Herod, Tobacco Vanille’den biraz daha erkeksi izlenim bırakıyor. Herod daha çok mis gibi kokan ve fırından yeni çıkmış tarçınlı-vanilyalı pastalara benzerken, Tobacco Vanille, vanilya kokulu oda mumlarına andırıyor.
2012 yılında piyasa sürülen Herod, çok yeni bir parfüm olmasının handikabını yaşıyor belki de. Ya da Parfums de Marly’in fazlasıyla niş marka olması ve dünyada bile az yerde satılması onun popüler olmasını engelliyor. Yoksa şöhretli rakibi Tobacco Vanille’den hiçbir eksiği yok belki de fazlası var. Bu anlamda Parfums de Marly, harika bir iş çıkartmış.
Geçeyim ten-kumaş karşılaştırmasına. Kıyafetlerime sıktığımda Herod basit bir baharatlı koku olarak kendisini gösterdi. Kremsi vanilya geri planda kaldı. Ve çok ilgi çekici olmadı. Ten üzerindeyse Herod çok daha sevimli, tatlımsı, neredeyse hindistan cevizli vanilya gibi koktu. Bu anlamda Herod’un tam bir ten parfümü olduğunu düşünüyorum.
Eau de Parfum (EDP) formundaki Herod’un tenimde kalıcılığı bir gün civarında oldu ve benim için fazlasıyla yeterli. Fark edilirliği ilk saniyelerde iyiyken, ilerleyen saatlerde düşüyor. Zaten Herod’un eleştirilen yanlarından birisi fark edilirliğinin sınırlı olması. O kadar kusur kadı kızında da olur artık.
Parfüm platformlarında erkek kullanımı ağırlıklı olduğu belirtiliyor. Gerçi tatlı/kremsi/lezzetli vanilyanın varlığı erkeksiliği azaltıyorsa da yine de tütün ve baharatlar onun erkek kullanımı için daha uygun olacağını düşündürtüyor. Yine de Herod’u kadınlar rahatlıkla kullanabilir ve muhtemelen de çok severler. Tam bir sonbahar hatta kış parfümü. Soğuk havalarda kendisini size daha çok sevdirebileceğini düşünüyorum.
Parfümün tasarımcı olarak Olivier Pescheux görülüyor. Olivier Pescheux’un ilginç bir isim. Bir çok Diptyque parfümünü tasarlamış. Higher, 1 Million gibi vasat ama çok satan hitlere imza atmış. Fakat epey başarısız ve sıradan markalar için de çalışmış. Herod ise Pescheux’un en ilgimi çeken parfümü olarak şimdiden yerini almış durumda.
Koku Güzelliği:10/8.5
Merhabalar kokuya bayılıyorum ama sanki birazda bana tom ford black orchid kokusuna benzer gibi geldi sizcede öylemi acaba ? cevaplarsanız sevinirim.
Herod ile Black Orchid arasında büyük benzerlik yok diyebilirim.
Üstad merhaba,
Layton için de yorumlarınızı merakla bekliyoruz.
Teşekkürler.
Selamlar, Layton’u henüz deneyemedim ne yazık ki.
son zamanlarda ilgimi çeken bir kokuydu. yazınızı okuduktan sonra dekant olarak alıp denedim gerçekten de harika bir koku. kaleminize sağlık hocam. PDM Layton incelemenizi de merakla bekliyorum hocam 🙂
Teşekkür ederim 🙂 Layton’a eğer ulaşabilirsem tabii ki yazarım.
Lady-killer ifadesinden pek haz etmem fakat bu parfüm için öyle diyorlar. Katılır mısınız?
İçeriğindeki baskın vanilya sayesinde hanımefendilerin sevebileceği bir parfüm denebilir Herod için. Ama her kadının da seveceği anlamına gelmez tabii ki.
Bu durum unisex’e olan yatkınlıktan mı kaynaklı peki?
Şöyle anlatayım,
DHI unisex’e yatkın bir parfüm mesela, beğenen kadınlar kendileri için mi beğeniyor yoksa erkek üstünde mi beğeniyor bilemiyoruz. Hatta “kadın parfümü mü sıktın :s” diyenleri görünce satıp birkaç yüz tane 3 gün kalıcı One Million alıp millete fırlatmak istemiştim.
Evet, unisekse yatkınlıktan olabilir. Tatlı ve vanilya merkezli parfümler kadın kokularında sıkça karşımıza çıkıyor. Herod’daki vanilya da kadınların ilgisini çekecektir diye tahmin ediyorum. Ama bazı kadınlar da tatlı ve vanilyalı parfümleri sevmezler. Yani genelleme yapmak çok doğru olmaz.
DHI gibi harika bir parfüme bile söyleyecek sözü olan yurdum insanına ne diyeyim bilmem ki 🙂
İnsanda bir beklenti oluyor her ne kadar parfüme kendimiz için baksak da. Devlet herkese düzenli olarak Brut dağıtıp haricindeki parfümleri yasaklasın bence, kafa karışıklığından iyidir. Zaten marketten Caldion – Blade vs alanlar dahil kaç kişiyiz toplasak, millet duş bile almıyor. Sinirlendim. 🙂
Devletin patates, soğan sattığı şu günlerde herkese Brut dağıtması hiç şaşırtıcı olmaz 🙂
Hocam Herod kisin ofiste kullanılır mi?
Çok sıkmamak kaydıyla kullanılabilir.
🙂
Dhi, söz söylenemeyecek harika bir parfümse neden 10 puan vermediniz?
Herod da iki üç saat sonra cami esansı gibi kokmaya başlıyor. Ben dekant olarak aldım çakma da olabilir bilmiyorum.
raşit bey merhaba rica etsem laytonu da yorumlarmısınız
Selamlar, eğer ulaşabilirsem tabii ki yazarım.
Bence sonbahar kış için güzel bir parfüm ama mükemmel değil hatta 3 gün üstüste sıkınca muhtemelen sıkılabilirsiniz de ama arada bir kullanmak için hoş bir tat
Hocam merhabalar. Pure Havane kullaniyorum bir tane daha kislik parfum almak istiyorum Herod ile Pure Havane arasinda cok benzerlik varmi sizce.
Selamlar, aralarında büyük benzerlik yok ama sounçta ikisinde de vanilya ve tütün mevcut. Yine de Herod çok iyi bir seçim olacaktır.
Merhabalar… uzun zamandır bana parfüm konusunda yardımcı olacak birini arıyorumdum. Bugün tanıtımlarınızı okuduktan sonra bu kişinin siz olduğunu anladım. Yardımcı olmanızı istediğim konu; alkolsüz parfüm önerisi. Şimdiden tşk ederim. Ayrıca o değerli tavsiyelerinizi benim e-Mail’imede atmanızı rica ediyorum. Çok teşekkür ederim
Selamlar, alkolsüz parfümler konusunda çok bilgim yok. Bu konu üzerinde ya yerel üretim yapan firmalar çalışıyor ya da Abdul Samad Al Qurashi gibi niş ve yurtdışı merkezli markalar faaliyet gösteriyor. Alkolsüz parfümler konusunda internetten biraz araştırma yaparsanız, epey sonuç çıkacağını düşünüyorum.
Ben epeyce bir araştırma yaptım.. var olanların çoğu çok vasat. Önerdiğiniz markaya bakacam. Çok teşekkür ederim.
Evet, haklısınız. Yerel üretim yapan ya da kalitesiz ithal alkolsüz parfümler ne yazık ki koku anlamında vasat. Abdul Samad Al Qurashi gibi markalar çok daha iyisini vaat edebilir size.
Merhaba Raşit bey ilk önce yorumlarınız için teşekkür ediyorum herod u kullandım gerçekten bahsettiğiniz gibi harika bir parfüm Raşit bey ferrari leather Esence denedinizmi
Selamlar, ne yazık ki Ferrari Leather Essence’i henüz denemedim.
Param olsa alacağım ilk kokudur, kime koklattıysam hastası oldu, böyle çikolatalı vişneli pasta kokusu, tatlı ısırmalık yemelik bir koku yok.
Nihayet Prag'da denedim, evet Tobacco Vanille'e benzese de, çok daha efendi ve derinden gelen konyak benzeri koku ile çok, çok daha rafine ve güzel.
Meraklısı kaçırmasın, son zamanlardaki Ultra Zest ile birlikte en güzel süpriz..
Bugun Dubai'de bu kokuyu Paris Gallery magazasinda denedim. Koku muhtesem, beni benden aldi.. Dediginiz gibi tutun kendini hissettiriyor ama cok yogun degil, tam kararinda.. 855 aed ile satista 125ml'lik sisesinde. . Tobacco Vanille ile kiyaslarsam kesinlikle Herod derim, sahsi fikrimdir.
Eğer Thierry Mugler Pure Havane ile benzerlik taşıyorsa (ki okuduğum kadarıyla evet) baya güzel bir parfüme benziyor.
Kendi çapında bir safkan yarış atı yetiştiricisi olarak benim ve bu işle uğraşanların aşina olduğu ama kitlelerin pek bilmediği konulara değindiğiniz için teşekkürler. Gerçekten de safkan İngiliz yarış atlarının atası üç arap atıdır (Byerley Turk, Darley Arabian ve Godolphin Arabian). Herod'un soy kütüğünü incelerken benim kısrağımda da Herod kanı olduğunu görünce şaşırmıştım. O kısraktan doğan tayımın babası da Byerley Turk hattının temsilcilerinden. Atlardan parfüme dönecek olursak, benim de oldukça beğendiğim bu parfümü çok iyi yansıtan bir inceleme yazısı olmuş. Keşke biraz daha farkedilir olabilseymiş Herod, gene de tadına doyum olmuyor.
Raşit ustadım yorumunuza sağlık zevkle okuyorum… Yalnız Herodu ben decant temin ettim ama hiç kendini göstermedi bana yani o kadar 5-10 fıs sıktım ama kokuyu bir türlü alamıyordum çevremdekılerde alamadı acaba decanttamı sorun vardı… TV sevmemden dolayı çok güzel hayallerle almıştım ama şaşırttı beni.. 🙁
Ayrıca Parfums de Marly nin parfümleri bir aya kadar zorlu beymene gelecekmiş…
M-rah
Teşekkür ederim Emrah. Senin decantta sıkıntı olabilir. Benim tenimde ilk 1 saat farkedilirlik sorunu olmadı. Sonrasında performansı düşüyor.
Kıyafet üzerindeyse belli belirsiz kendisini gösterdi. Ara ara kokusunu 2-3 saat alabildim montumun üzerinden.