Şeytanın Prada giydiğini popüler kültürden öğrenmiştik ama gerçek erkeğin pembe giyeceğini ilk defa duyuyorum. Oysa hiç de şaşırtıcı değilmiş meğer erkeklerin pembe kıyafetler giymesi. 20. yüzyılın başlarında (1910’lu yıllar), erkek çocuklarına pembe kıyafetlerin, kızlara ise mavi elbiseler giydirmenin gayet normal olduğunu belirten dergi yazılarına bile rastladım. Yani modern zamanların “erkekler pembe kıyafet giymez” klişesi fena halde yanlışmış.
Parfüm Merakı, aklına nereden geldi “gerçek erkeğin pembe giyme” mevzusu diyorsanız, hemen açıklayayım. Almanların ünlü moda markası Joop’un, ikonik parfümü Joop Homme’un tanıtımında rast geldim bu cümleye. Joop’un erkeklerin pembe giyebileceği tezini, Joop Homme’un pembe renkli şişesine istinaden ortaya attığını düşünebiliriz.
Pembe şişesi ve kutusuyla, modern zamanların en büyük başarı öyküsüne sahip parfümlerinden birisi Joop Homme. 1989 yılında piyasaya sürüldüğünden beri erkeklerin en sevdiği kokulardan olduğu söylenebilir. Hatta İngiltere’de satılan her beş erkek parfümünden birisinin Joop Homme olduğu bilgisi mevcut. Bu oranın Almanya’da onda bir olduğu yazıyor, umarım doğrudur. Tabii sadece Avrupa kıtasında değil, dünya çapında büyük hayran kitlesi var Joop Homme’un.
Bu popüler yaramaz çocuğu bir kez daha inceleme fırsatı buldum. En son 2011 yılında kullandığım ve pek sevemediğim Joop Homme bakalım bu sefer neler düşündürtecek bana. Parfümün açılışı ekşi kırmızı meyvelerle gerçekleşiyor. Kiraz veya vişneye benzeyen üst notalar, lezzetli, mayhoş, canlı ve eğlenceli. Orta kısımda meyvelere sıcak baharatlar ekleniyor. Bence ana eleman tarçın. Baharatların verdiği sıcaklıkla harmanlanan meyvelere, sandal ağacı da ekleniyor. Orta bölümde yapaylık, dikkat çekici şekilde karşımıza çıkıyor. Son kısımda sandal ağacına fazlaca tatlı ve kremsi olmayan vanilya ekleniyor. Orta kısımda başlayan yapaylık, sonlarda da hissediliyor.
Joop Homme, benim için kırmızı meyveler, baharatlar, sandal ağacı ve plastiğimsi yapaylığın kışkırtıcı ve cazibeli karışımı. Çoğu yorumcunun onu, çocukken hasta olduğumuzda içtiğimiz öksürük şuruplarına benzettiklerini okuyorum ve katılıyorum. Şüphesiz ki o fazlaca yapay ve düşük kalite hissiyatı veriyor. Oldukça yüksek oranda tatlılık barındırdığı zaten çok açık. Zaman zaman baş ağrısı yapan o plastiğimsi yapı, kimilerince kimyasal atıklara, kimilerince hastane-eczanelere benzetilmiş ki hiç de haksız sayılmazlar. Gerçekten tuhaf kokuyor ama aynı zamanda şeytan tüyü de var. Bir tarafınız nefret ederken diğer tarafınız o kadar da kötü değilmiş demek istiyor. Ama günün sonunda benim için kullanılamayacak tarafta.
Eğer onun kokusunu bir renkle tanımlamaya çalışsaydım önce kırmızı sonra kesinlikle pembeyi söylerdim. Çoğu kişinin Joop Homme’u kadınsı bulmasını ise kısmen anlayabiliyorum. Evet o bir yönüyle kadınsı izlenim verse de aslında erkeksi. Sıcak baharatların ağırlığı, erkeksi dengeyi başarıyla vermesini sağlıyor. Sandal ağacının ise kremsi verilmesi kadın tarafına yaklaşmasına sebep oluyor. Sonuçta o bir erkek parfümü.
Onu uzun uzun anlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü parfümlere ucundan azıcık meraklı kişilerin bile yolu Joop Homme ile kesişmiştir. Oldukça uygun fiyatlara satılması, ona ulaşılmasını kolaylaştırıyor. Uzun süreli kullanımda sıkıcı ve bıktırıcı olacağını düşünsem de, bu efsaneyi denemenizi öneririm. Sonuçta o, parfüm endüstrisinin dönüm noktalarından birisi.
Joop Homme’un kokusunu ünlü isimlerden Michel Almairac yapmış. EDT formunda. Eski haline göre bu son kullandığım Joop Homme’un performansı azalmış. Eski saldırgan hali yok. Kalıcılığı çok iyi. Fark edilirliği ortalama seviyelerde. Sonbahar-kış kullanımına uygun. Sıcak hatta ılık günlerde fazla gelebilir.
Luca Turin’in kitabında beş üzerinden iki puan verilmiş. Menekşe sabunsu olarak sınıflandırılmış.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder