
İlhamını antik Mısır heykel sanatından alan genç erkek formlu heykellerin, tam olarak neyi simgelediği kuşkulu. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Yunan heykel sanatında da karşımıza çıkan ayakta duran genç erkek formu, frontal duruşu merkeze alıyor. Bu çıplak erkek heykellerinin, bir ayağı hafifçe önde, kolları yanda ve düz olarak ileriye bakan duruşu, sanat tarihçilerinin sık sık karşısına çıkar.
Ağırlıklı olarak antik Yunan sanatında karşımıza çıkan bu erkek heykellerinin isminin Kouros olduğunu açıklayayım. Eski Yunancada Kouros kelimesinin genç ve sakalsız erkek anlamına geldiği söyleniyor. Kouros heykellerinin, arkaik Yunanistan aristokrat kültürü ideallerini somutlaştırması söz konusu olabilir fakat biz böylesine derin konulara girmeyelim.
Ünlü modacı Yves Saint Laurent’in bir Yunanistan seyahatinde, ihtişamlı Kouros heykellerini gördüğü ve onlardan çok etkilendiği söylenir. Bunun üzerine Yves Saint Laurent’in piyasaya süreceği parfümün ismi belirlenmiş olur: Kouros.
Dünya parfüm sektörünün en önemli eserlerinden olan Kouros’un, neden böylesine büyük efsaneye dönüştüğünü başlarda anlayamamıştım. Bundan 3-4 yıl önce kullandığım ve hiç sevemediğim Kouros’un, kült parfümler kategorisinde bulunmasını biraz da hayretle izliyordum. Bu sert, hayvansal erkeksi koca oğlan, aklıma takılıp duruyordu uzun zamandır. Ve ona tekrardan şans vermem gerektiğini biliyordum.
Kendi sitelerinde “dinamik ve baharatlı karakteri, güçlü-sıcak-tensel yapısı vurgulanmış. Üzerime ilk sıktığımda keskin hayvansallık burnumu yokluyor. Civet ve miskten oluşan bu hayvansallık daha ilk saniyelerde nasıl bir arkadaşla karşılaşacağımızın sinyallerini veriyor. Başlangıcı benim için zor. Orta kısımda hayvansallık azalarak varlığını devam ettiriyor. Orta bölümde en dikkatimi çeken şey tuzlu tere benzeyen yapı. Kouros’un orta kısmı gerçekten de terlemiş beden efektini başarıyla veriyor. Orta notalarda parfümün sıcaklık derecesi artıyor. Kuru ve tozlu baharatlarda tatlılık pek yok. Son kısımda burnuma inanamıyorum. Bu kadar karmaşanın arkasından dingin meşe yosunu, fırtınanın ardından gelen sessizlik gibi ortaya çıkıveriyor. Ne garip!
Kouros’u nasıl tanımlayabiliriz? Civet, misk, baharat, meşe yosunu, artemisya, bergamot ve daha neler neler. Hayvansallık her daim ve derece derece kendisini gösteriyor. Benim çok sevemediğim tarzdaki civet, zorlayıcı ve sert. Onu konforlu olmaktan men ediyor civet. Evet, o günlük hayatın bir parçası olmaktan uzak. Barındırdığı yüksek hayvansallık, sizin için eğlenceli olacaksa da, etrafınızdaki kişilerin, üzerinize kedinin işediğini düşünmeleri ve halinize acımaları gayet mümkün.
Şaka mı yoksa gerçek mi? Çoğu kişi Kouros’u, idrara benzetiyor, kimisi keçi ağılına gönderme yapıyor, bazıları da “ne hayvansallığı, abartmayın canım” diyor. Bu anlamda Kouros’un çok yüzlü ve bol karakterli olduğunu düşünmek olası. Havanın biraz ılık olduğu günlerde hayvansal tarafını öne çıkarıp, bıktırıyor. Oldukça soğuk günlerde hayvansallık geri çekiliyor ve terli-tuzlu kokuyor ki, bu halini sevdim. Bazı zamanlarda da artemisya-bergamot yüzünü gösteriyor ve yine şaşırtıyor. Bu adamı anlamak zor, sevmek zor, kullanmak zor, bağlanmak zor. Fakat bir sevdiniz mi de bağımlılık yapıyor anladığım kadarıyla. Uzun yıllardır Kouros’un hala en çok satan parfümler listelerine girmesinin sırrını sanırım modern bilim bile çözemez. Bu kadar uç, zorlayıcı ve tuhaf bir parfümün, bu kadar sevilmesi ve efsaneye dönüşmesi çok görülen şey değil. Ama sonuçta o Kouros ve onun için sınırların çok anlamı yok.
İnsanlığın en temel ve ilkel içgüdülerinden olan üreme ve neslini devam ettirmeyi karşılayan bir parfüm ismi söyleyin deseniz, cevabım rahatlıkla Kouros olacaktır. Kimilerinin inanılmaz seksi bulduğu Kouros, benim için geçen yılların ve epey koku deneyiminin ardından hala kullanması zor bir arkadaş. Sanırım hiç bir zaman Kouros erkeği olamayacağım fakat ona saygı duymayı sürdüreceğim. Aman ha onu denemeden almayın ve beyaz masum şişesine bakıp, akıllı, uslu, efendi çocuk parfümü sanmayın. O beyaz şişenin içinde, çok sağlam bir karakter, erkeksi bir manifesto, maço bir çığlık ama aynı zamanda babacan bir tavır var. Eğer Kouros’u kullanacak yaşa gelmediyseniz, bence fazla şansınızı zorlamayın.
İyi de Kouros’un doğru yaşı nedir? Ben nereden bileyim. Onu size Kouros’un bizzat kendisi söyleyecektir. Yani sizi o seçecektir. Sizin Kouros’u seçmeniz pek mümkün görünmüyor. Bırakın bu işi o yapsın. Kouros’un ikonik mi yoksa iconoclast mı olduğuna ise karar veremiyorum. Seçimi siz yapın.
Parfümün tasarımını günümüzün en önemli burunlarından Pierre Bourdon yapmış. Muhtemelen bay Bourdon’u dünyaya tanıtan en önemli eseri Kouros’tu 1980’li yılların başında. Şişesinin tasarımını Alain de Mourgues’in yaptığına dair rivayetler mevcut.
EDT formunda. Kalıcılığı kıyafette iyi, tende normal. Çoğu kişinin dediğinin aksine bence Kouros çok saldırgan değil. Ara ara kendisini gösteriyor ve yine saklanıyor. Bu anlamda çok ilginç bir parfüm. Soğuk havaların parfümü o.
Luca Turin’in kitabında miskli fujer olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden beş verilerek, en iyi parfümler listesine alınmış. Bay Turin, Kouros için şunları yazmış:
“Piyasaya sürülüşünden yirmi yedi sene sonra bile, Kouros’un yapısı o kadar kendine özgün ve o kadar fark edilir ki, hiçbir parfümerin onu taklit etmeye yanaşmaması bize garip gelmiyor. Bronz teniyle duştan yeni çıkmış bir erkek, elinde eski bir gemi zinciri tutar ve İngiliz dandy’lerini hatırlatan miskli, çiçekli ve limonlu bir parfüm sürerse, tüm bu manzaranın kokusu Kouros’a eşitlenir. Beyaz çarşafların asla toplanmayacağının, dağınık ve seksi bir yatağın sözünü verir Kouros. İtici mi yoksa çekici mi olduğuna bir türlü karar verilemeyen banyo kokusudur, ancak banyonun temiz olduğuna dair bir garanti alamazsınız. Temiz bir kokunun, bu kadar seksi ve pis olabilmesi ise elbette ki tesadüf değildir, yaratıcısının (Pierre Bourdon) dehasını gösterir.”
Koku Güzelliği:10/6
(Yaş 23)Kendisini üzerime sıkmaya çok cesaret edemesemde evde yalnızken bileğime sıkıp tüm gün kendisini kokluyorum.Gerçekten her sıktığımda çok farklı hisler yaşatıyor kendisi koleksiyonumda 80den fazla parfüm var Kourosun yeri bende başka.
Denemeden almayın. Herkese hitab etmeyen bir kokusu var.
Herkese selamlar; ben parfüm kullanmaya kahverengi şişe siyah kapaklı azzaro ile başlayıp, ralph lauren polo yeşil şişe sarı kapaklısıyla devam eden, haftanın 5 günü takım elbise giyen klasik tarzda 40 yaşında bir arkadaşınızım. mevcutta envanterimde; guerlian homme, dior sauvage, lalique encre noire, davidoff champion bulunmakta. Kouros’la ilk kez çocukluğumda dedemin kullanmasıyla tanıştım. Hatta bir seferinde arkadaşıma yurt dışından verdiğim siparişte yanlışlıkla “body kouros” almasıyla tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Kararsızım açık ofis ortamına bu azgın boğayı (kouros) sokmalımıyım?
Eğer bu boğayı, kararında kullanarak dizginleyebilirseniz tabii ki kullanabilirsiniz ofis ortamında. Fazla kullanmak etraftaki insanları rahatsız edebilir.
en son satın aldığım parfümde bir şeyler olmuş. Koku aynı koku ama içinizi delip geçen o eski hayvan gitmiş yerine miskin yaşlı içi geçmiş bir herif gelmiş. İlla bozacaklar oynamayın kardeşim o parfümleri..
bu parfümün son versiyonunda civet azaltılmış çok daha kullanılır olmuş ama eşim nefret ediyor hala ayrı fakat sitede göremedim TED LAPIDUS POUR HOMMEu da tavsiye ederim bu parfüme çok benziyor ama fiyatı 1/3ü kdr, notino siteisnde türk online sitelerinde fiyatı uçmakla beraber 18eya avrupadan bulabilirsiniz şiddetle tavsiye ederim, sitede de incelemesi vardır belki diye girdim ama yok sanırım ilerde olursa zevkle yorumlarınızı da okurum 🙂
Nisan 1990 yaş 25 Moskova ya çalışmaya gidiyoruz ilk kez uçağa bineceğim biraz endişe var .birisi free shoptan küçük şişe içkilerden alıp içersek endişemiz azalır fikrini atıyor.
Orda gözüme çarpıyor parfümler ilk kez bir kouros ve jazz prestige aldım ve vuruldum kokuya yol boyunca kendimden gelen kokuyu çektim içime . 2017 deyiz kouros hiçbir zaman eksilmedi yanımdan .
jazz prestiji bulamıyorum.
İlk çıktığı ay Brussel de genç bir bayan”bu koku ancak sizdeyse beni turn on eder” demişti. Eh o zaman yaş 29, hayli kabarmıştı kollarım. İyi pazarlamacıymış Chantal… O gündür hala en favorimdir.
İlk sıktığım gün bu ne dedim bu muymuş bu kadar tapılacak king of fragrance vs vs bildiğin keçi kokusu bu dedim çıktık, 1 ay sonra dalga geçmek için bi daha sıktıralım dedik kış mevsimi yine evt bildiğin hayvan kokuyosun dedi eşim ben de evet spordan sonra hepimiz böyle kokarız dedim çıktık, yine 3. Deneme en ufak bir yok feminenmiş yok şekermiş hiç biri yok eve gidiyorum sıkalı 12 saat o da bir fıs hala kolum kokuyor iyi de 1 saat önce yıkanmamış mıydım? Eşim git bi daha yıkan yoksa koltukta uyu dedi o derece:) ve dün eşimin haberi yok ben kokuyu aldım tek bir fıs sabahtan beri gömleğimi kokluyorum başkası falan da hiç umrumda değil açıkçası beğenirler beyenmezler acaba sakal mı bıraksam bi de arabayı satıp acaba bir tank mı alsam? Buna dönüştürdü koku beni bu kadar parfüm kullandım böyle parfüm görmedim:)
sigara,viski,vahsi kadinlar ve kouros
bayramda hayvan pazarına gidin aynı koku boşuna 250tl vermeyin. bu koku zevk meselesi sanırım bundan sonra turin hangi kokuya 1 vermişse ben o kokuyu alıcam şaka gibi:)
Efsanenin efsanesi,sabahları ilk sıktığınızda insanlardan uzak durun,çok rahatsız edicidir,sıktıktan bir saat sonrasına kadar sakın asansöre binmeyin,aracınıza kimseyi alırsanız,parfüm şişesine düşmüş derler ama 2 saat sonra yaklaştığınız her kadının suyu akacaktır,abartı değil.Not: her şişede aynı performans aynı koku olmuyor bilin,özelliklede son zamanlarda,sebebini çözemedim. 20 yıldır kullanmaktayım,şişe dolduran çakmacılar eline geçmemesi için şişeleri bitince kırın.
1984 yilindan beri araliklarla kullandim bu parfumu. Son 15-16. Yildir koklamamistim bile. Taa ki bu sabah Havaalaninda tekrar sikana kadar. Hani sabah ucuslarinda evde parfum sikilmaz da duty free de kombo yapilir. Iste oyle bir gun. Ilk onumde onu gordum. 3-4 fis fistan sonra vay be unutmusum dedim. Ucaga bindim 3 saatlik yolculuk bitti. 8 saat olmus Kourosla karsilasali ve az evvel bir hanim efendi parfumunuz cok hos adi ne diye sordu. Yasim 46. Ayni iltifati 23 yasindayken de bir amerikali da soylemisti.
Kouros surprizlerle doludur.
Nerede nasil karsiniza cikacagi ve sizi nerelere tasiyacagi hic belli olmaz.
39 yaşındayım ama katlanamadım diyebilirim, yani daha doğrusu karar veremedim, gidip geldim, hani bazı elementler olmasa daha iyi olurmuş diyorsun ama acaip bir koku olmuş ama kullanacağım bir koku değil.
Karşı taraftaki insanların üzerinize kedi işediğini düşünmesi ihtimali bile insanı parfümden soğutur bence. 🙂
belki o yaşa gelmedim.. bu kokuyu çok seven bir parfümsever abime de söylediğim gibi, kourosu 8 sene sonra tekrar deneyeceğim..
luca turin’in de enteresan seçimleri var 5yıldız konusunda..
Her sıktığınızda farklı kokar kouros, ruh hali, mevsim, sıcaklık, günün saatlerine göre bile farklı hallere bürünen eşsiz bir parfüm Kouros. Kimi zaman hayvansı, kimi zaman misk, kimi zaman çok temiz, kimi zaman sanki damla sakızı gibi kokar, bir alışırsanız, her gün en azından yatarken şişesini şöyle bir alıp elinize, koklamadan bırakamazsınız.