15 Ağustos 2016 Pazartesi

Ralph Lauren – Polo Blue (2003)

Ahh Polo Blue… Üniversite yıllarımın parfümü. 2003 yılında çıktığında neredeyse her on erkekten beşinin kullandığı modern klasik. Yolu parfüm sevgisiyle çakışan ve Polo Blue kullanmayan veya denemeyen kaç erkek vardır ki? O mavi şişenin içindeki sıvı bir süredir benimle birlikte.

İsmindeki ve şişesindeki mavi vurgusu, 2000’li yılların başlarındaki sucul parfüm modasına bir gönderme olarak düşünülebilir. Gerçi Polo Blue, sucul temayı farklı şekilde yorumluyor. Kimilerinin 1978 çıkışlı yeşil şişeli Polo Classic’in güncelleştirilmiş hali olduğunu söylemelerini pek zihnimde oturtamadım. Şişe tasarımı dışında pek benzer taraflarına rastlayamadım.

Polo Blue’nun açılışı ferah bir patlamayla gerçekleşiyor. Salatalık, kavun ve tuzlu deniz esintisiyle üst notalar sizi karşılıyor. Meyveli açılış oldukça güçlü, karakteristik ve erkeksi. Normalde bu tür salatalık kokusunu sevmem parfümlerde. Buradaki kullanım bir şekilde hoşunuza gidiveriyor. Orta bölüme geçildiğinde meyvemsiliğin yerini artan yeşil tema alıyor. Aromatik otların (fesleğen, kekik), nanenin, yeşil çimensi yapının ve lavantanın olduğunu düşünüyorum orta notalarda. Ne yazık ki bu bölümde şikayet edilen yapaylık kendisini gösteriyor. Son bölümde misk, odunsu notalar ve kendi sitelerinde bahsettikleri süet etkili oluyor. Yeşil karakter, son bölümde azalıyor.

Evet, gerçekten farklı bir sucul yapı var karşımızda. Yeşil temanın öne çıktığı (isminin ve şişesinin renginin aksine), aromatik otların ve lavantanın desteklediği, erkeksi bir kompozisyona sahip. Meyvelerin başlangıç dışında pek etkisi yok. Turunçgiller neredeyse ortada görünmüyor. Tuzlu, sucul koku başlangıçta kendisini gösteriyor ama sonrasında yeşil çimensiliğe doğru evriliyor.

resmi polo blue yen

Buradaki yeşillik, çamsı-ağaçsıdan ziyade otsu olduğu için, tarz olarak Cool Water, Bulgari – Aqua tarzına daha yakın. Azıcık da Bond No.9 – Wall Street’e benzettim kokusunu. Orta kısımdaki yapaylık can sıkıcı. Derin bir kokusu olmasa da, çarpıcı ve erkeksi karakteri onu diğerleri arasında farklı kılıyor.

Benim için durum pek parlak değil. Başlangıcını sevsem de, orta bölümden itibaren bıktırıcı yeşil aroma, yapaylık ve köşeli tarzı, benim için sevilesi değil. Biraz dik kafalı yazlık diyebilirim onun için. Serin yaz akşamları için ideal gibi görünüyor.

Hatırladığım kadarıyla ilk çıktığı zamanlarda etrafa buram buram yayılan kokusu sanki biraz zayıflamış gibi. Kimilerinin reformülasyondan bahsettiği Polo Blue’nun performansı yüksek değil. Kalıcılığı ortalama. Fark edilirliği ilk başlarda güçlü. Sonrasında normale dönüyor.

Sonuç olarak şişesini alıp, severek kullanacağım bir arkadaşa benzemiyor ama önemli erkek klasiklerinden olmaya aday Polo Blue’yu en azından denemenizi öneririm. İlkbahar-yaz kullanımına uygun gibi.

islak polo blue

Parfümün tasarımını Carlos Benaim ve Christophe Laudamiel yapmış. Luca Turin, odunsu turunçgil olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden bir puan vererek en kötü parfümler listesine koymuş Polo Blue’yu. Benim kullandığım EDT versiyonuydu. Bir de EDP olanı çıkmış ki henüz onu denemedim.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder