
Amerika merkezli modaevi Geoffrey Beene’nin ilk parfümü 1975 yılında çıkmıştı ve kısa sürede büyük başarı yakalamıştı. Grey Flannel, beyefendi tarzıyla bugün de önemli erkek parfüm klasiklerinden birisi olarak saygın yerini koruyor. Her ne kadar kokusunu kendime yakın bulmasam da kalitesine ve pürüzsüzlüğüne şaşırmıştım Grey Flannel’in.
Sadece beş adet parfüm piyasaya süren Geoffrey Beene markasının yıldızı anlaşılacağı üzere Grey Flannel. Onun çıkışından on bir yıl sonra 1986’da Geoffrey Beene’nin ikinci parfümü yine erkeklere yönelikti. Bowling Green isimli parfüm, hiçbir zaman abisi kadar şöhrete ulaşamadı ve bir süre sonra üretimi bitirildi. Genellikle meraklı koku severlerin ve koleksiyoncu parfüm delilerinin bildiği Bowling Green’in ismini zaman zaman duyuyordum fakat kullanma şansım olmamıştı. Neyse ki değerli bir parfümseverin yardımıyla Bowling Green’e ulaştım ve bir süredir onunla takılmaktayız.
Parfümün başlangıcı nostaljik ve kaliteli yeşil bergamotla gerçekleşiyor. Parfümün çıkış yılının 1986 olduğunu düşünürsek nostaljik bergamot kolonyalarını andıran üst notaları yadırgamamak gerekiyor. Buradan başarısız bulduğum düşünülmesin üst notaları. Hatta çok beğendim ferah açılışını. Orta kısma geçildiğinde yeşil yapı devam ediyor. Orta notalarda yeşil lavanta ve çamsı yapı karşımıza çıkıyor ki hiç fena değil. Kalite anlamında başlangıcı gibi gayet iyi orta bölüm. Sonlarda yeşil odunsuluk devam ederken harika meşe yosunu diplerden hissediliyor. Alt notalar parfümün genel karakteriyle gayet uyumlu ve rafine.
Bowling Green, ismindeki yeşil kelimesinin hakkını veriyor. Baştan sona ferah sayılabilecek yeşil tema parfümün üzerinde dolaşıyor. Başlangıçta limon-bergamot, orta bölümde çam-ardıç-lavanta ve kapanıştaki meşe yosunu, genel olarak o yeşil ve ferah üst yapının altında görevlerini yerine getiriyor. Çok derin ve sizi farklı duygulara sürükleyecek gibi olmasa da nefis bir iş çıkmış ortaya.
Asla yapaylık ve zorlama hissedilmeyen Bowling Green, 1980’li yılların ortalarından gelen beyefendi ve şık ilkbahar-yaz kokusu olarak tanımlanabilir. Tatlılığın az olduğu, hafiften eskitilmiş çam ağacından yapılmış mobilyaların üzerine dökülmüş bergamot-limon kolonyalarını andıran Bowling Green’i sevdim. Gerek karakteri gerek kokusu gerekse yüksek kalitesi memnun edici. Bilemiyorum belki de bu tür yeşil kokuları seviyorum ve onun için Bowling Green’e hemencecik alıştım ve onu üzerimde taşımaktan zevk aldım.
Kimi yorumcuların Polo Classic’e benzettiği Bowling Green, bir parça onu andırıyor. Gerçi Polo Classic’te paçuli ve deri varken Bowling Green’de lavanta-ardıç ikilisi dikkat çekiyor. Aramis Devin’i de andıran tarzıyla günümüzün popüler erkek parfümlerinden uzak yerde duruyor. Bu durum şüphesiz bizim gibi modern ve bol şekerli parfümlerden bıkan koku severler için harika haber.
Eğer yaşınız otuz beşin üzerindeyse ve ofis kullanımı hatta dış mekan için ferah ve farklı parfüm arıyorsanız Bowling Green size eşlik etmekten memnun olacaktır. EDT formundaki Bowling Green’in kalıcılığı gayet iyi fakat ilk patlama dışında etrafa yayılımı düşük. En kötü tarafı şu ki parfümün üretimi bitirilmiş durumda ve bulunması biraz zor olabilir. Çoğu güzel klasiğin üretiminin bitirilmesi sorunu burada da acı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Gerçekten çok yazık.
Koku Güzelliği:10/8
Hayret, karanfilden bahsetmemissiniz. Ben bu parfümü her kullanisimda karanfil kokusu alıyorum.
Yıllardan beri diğer klasiklerle birlikte severek kullandığım bir parfüm.
Yazıya yorum yapan bir arkadaş Niş parfümlerle karşılaştırma yaparak
aslında ilginç bir konuya parmak basmış.
Bir parfümün “Niş” kategorisinde olması ve üzerine 1000-1500 tl etiket olması onun
iyi bir parfüm olduğu anlamına gelmez. Bugün dünyada birçok parfüm uzmanı
ve koleksiyoneri yeri geldiğinde bir niş parfümü yerden yere vurabiliyor.
Gerçekten bu işi hakkını vererek yapan firmalara bir sözümüz yok zaten burada
herkes o firmaları biliyor, yazarımız da onların hakkını vererek yorum yapıyor zaten.
Diğer yandan Luca Turin gibi bu alanda çok önde gelen bir uzman
“Chanel Pour Monsieur”u, “Third Man”i, “Grey Flannel”i parfüm başyapıtı
olarak nitelendiriyor, öyleler de. Uygun fiyatlı olmaları veya “Designer” kategorisinde
olmaları bir şey değiştirmiyor çünkü onları dehalar tasarlamış. Ortaya çıkan sonuca bakmak
gerekiyor.
Bowling Green de çok değerli bir klasik. Bence bu parfümü çok iyi anlatan bir yazı olmuş,
üstadın eline sağlık.
Bayağı bonkör puan vermişsiniz. 8 puan çok iyi. Niş parfümler bile 6-7 alırken ilginç.