
“Zevk bencildir. Lüks, paylaştığınız bir şeydir. Tüm sanat dalları gibi parfümerinin amacı, duyusal haz uyandıran ürünler yaratmaktır. Bir erkek ve bir parfüm bestecisi olarak, bunu vermek için yaptığım işten zevk almalıyım: Şaşırtmanın, çağrıştırmanın, ima etmenin zevki… Parfüm, kokuların içindeki bir hikaye, bazen hafızadaki şiirdir.
2003 yılında Hermes için hazırladığım Un Jardin en Mediterranee’nın ilhamı, Leila Menchari’nin Tunus’ta Akdeniz kıyısındaki bahçesinden geldi. Hikaye basitçe başladı: Gülümseyen genç bir kadının incir yaprağını yırtıp koklaması… O anı yakalarken bir seçim yaptım, incir yaprağının kokusu Akdeniz’in simgesi oldu.
Birkaç gün sonra laboratuvarıma döndüğümde, paylaşılan bir duygunun deneyiminden yola çıkarak ve notlarımı hafızamı canlandırmak için kullanarak bu parfümün ana hatlarını oluşturdum.
Tabii ki, bahçenin ortam kokusunu örneklemek için sofistike headspace tekniğini kullanabilirdim. Bununla birlikte işleri bu şekilde yapmak, bir anlık görüntü, bir yerin duygusal tonu hakkında hiçbir şey göstermeyen ruhsuz bir fotoğraf çekmek gibidir. Bu alet, doğanın taklidi, algının ve yaşanmış duygunun soluk taklidinden başka şeyi temsil etmeyen köhne yapaylıktır. Figüratif parfümleri yeniden yaratmaya çalışmak için bu analitik yöntemi kullanmak, kompozisyonları, zihnin yaratımlarını değil gül, yonca, menekşe gibi karışımların kokularıyla on dokuzuncu yüzyılın parfüm tariflerini hatırlatıyor.”
Hermes’in 2003 yılında başlattığı “Jardin” isimli parfüm serisi 2022 yılına gelindiğinde altı üyeye ulaştı. Parfüm severlerin oldukça ilgi gösterdiği Jardin serisi parfümlerin ilk üyesi Un Jardin En Mediterranee idi. Müthiş parfümör Jean Claude Ellena’nın tasarladığı Un Jardin En Mediterranee’in oluşturulma aşamasını, kendi yazdığı kitabı “Kokuların Simyası”nda yukarıdaki cümlelerle anlatıyor. Un Jardin En Mediterranee, Hermes’in internet sitesinde ferah, narin olarak tanımlanmış. Parfümün kısa tanıtım cümlesinde incir ağacı, bahçe, Akdeniz lezzetleri ve su temasından bahsedilmiş.
Parfümün ilk dakikalarında kuru incir yaprağını andıran tozlu odunsu yapı size merhaba diyor. Örneğine pek rastlanmayacak başlangıcından sonra orta bölümde taze, sade, yüksek kaliteli tuzlu meyveler ve çiçekler karşımıza çıkıyor. Orta kısımda ferah, mayhoş turunçgil meyveleri (bergamot, limon ve portakal) bir parça önde gibi. Çiçekler ağır ya da kadınsı değil, soyut ve sucul denebilir. Sonlarda miskli odunsular yine kalite anlamında iyi iş çıkarıyor.
Un Jardin En Mediterranee, aromatik, ferah, canlı, pozitif, yeşil turunçgilli bir eser. İncir teması parfüme ilham verse de yoğun kullanım yok. Parfümün ağırlığını tuzlu, yüksek kaliteli mayhoş Jean Claude Ellena turunçgilleri oluşturuyor. Üstat Jean Claude Ellena, bu tür muhteşem turunçgil parfümlerinin uzmanıdır ve Un Jardin En Mediterranee de onun erken dönem eserlerinden birisi denebilir. İşin ilginç ve hoş tarafı Un Jardin En Mediterranee, kokusal anlamda Jardin serisinin ünlü eseri Un Jardin Sur Le Nil’e benziyor. Onun içinde Terre d’hermes’in erken ipuçlarını bile yakalayabiliyorsunuz.
Un Jardin En Mediterranee şüphesiz harika bir parfüm. Yıllar önce onu kullanmış ve beğenmiştim. Bu seferki kullanımda çok sevdim. Saf, temiz, duru, sucul ana yapı, Jean Claude Ellena estetiğinin yüksek kaliteli örneği Un Jardin En Mediterranee’de vücut buluyor. Kullanması ve sevmesi kolay bu eser, günümüzün yeni nesil ferah parfümlerinden farklı yerde duruyor. Onun minimal sanatsal yapısı, birçok birbirine benzeyen piyasa parfümünden farklı denebilir.
Jean Claude Ellena, bir söyleşisinde kendi eseri hakkında şunları söylemiş:
“ Koku kelime ise parfüm edebiyattır. Problem kelimelerin seçimidir, onları bir araya getirip düzene sokmak ve çoklukla yazmak istediğiniz ifadeye varmaktır. Fikir mevcuttur fakat onu tamamlamak zaman alabilir. Bazen sadece kısacık bir sürede üç günde de olabilir. İşte, bu tam da Leila Menchari’nin Tunus Hammamet’teki bahçesinde gerçekleşmiş olandır. Un Jardin en Mediterranee adlı bir parfümü yaratmak durumundaydım. Kurtulmak zorunda olduğum klişeler vardı – yasemin ve portakal çiçeği- ve kendimi uykusuz gecelerde ve tereddütler içinde, boş beyaz sayfalara bakarken buldum. Bir tek Giono’nun yazısı vardı, aşina olduğum bir arkadaş, huzursuzluğa karşı bir tılsım ve yaptığım herşeyde kullandığım bir örneklem, o yardımsever bir baba gibiydi. O süreç çok rahatsız edicidir ancak birşeyler bulmak için de gerekli, bir anlam ifade eden kokuya özgü işaret, Akdeniz’i akla getiren birşey. O gün, genç bir kız bir bardak şampanyanın içinde, gülümseyerek incir yaprağı kopartır ve aniden işte işaret oradadır. Bu koku güçlü sembolik işarettir ve bir anlamı vardır. İncir ağaçları bütün Akdeniz’de bulunur ve onun kokusu tüm erkekleri bir araya getirir. Gidecek bir yön bulunca, sadece anlatacak bir hikayeye ihtiyacım kalmıştı. Bir kompozitör veya bir ressamla mukayese edildiğinde kendimi bir nevi parfüm yazarı gibi hissettim ve bu bana daha doğru gibi geldi. Koku sözlüğünde on bin molekül vardır; müzik sadece yedi nota ister, ressam üç ana üç ara renge ihtiyaç duyar.”
Un Jardin En Mediterranee, Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ederken, etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. İlkbahar-yaz dönemi için iyi seçeneklerden birisi. Uniseks olarak piyasaya sürülmüş. Hafiften kadın tarafına yakın dursa da böyle şeyleri umursamayan erkekler rahatlıkla kullanabilir.
Koku Güzelliği:10/8
Performans olarak un jardin sur le nilmi mediterraneemi ?
Nil daha iyi diyebilirim.
Jardin serisi içinde kullanmaktan en çok keyif aldığım parfüm Un Jardin En Méditerranée oldu. Sıradan değil. Kendine özgülüğü yakalayabilmiş, pozitif duygular uyandıran ama bir başyapıt olmaktan da uzak mütevazı hatta sevimli bir parfüm. Tatlı, ferah bir esintinin olduğu bir yaz günü, denizden çıkıp duş almadan, tuzlu su henüz üzerinizdeyken ve akşamüstü güneşi tatlı tatlı teninizi yakıyorken bahçeye dalıp değişik ot baharatlar topladıktan sonra elinizde kalan koku gibi. Bu açıdan, domates sapı benzetmesi çok da alakasız sayılmaz 🙂 Ben yazıda belirtildiği gibi rahatsız edici bir yapaylık hissetmedim. İlkbahar-yaz aylarında, sıradan ve birbirinin kopyası bıktırıcı, kişiliksiz sucul / meyveli parfümler yerine tercih edilebilecek alternatiflerden biri ancak bir saat gibi kısa bir süre sonra adeta aniden kayboluyor. Farkedilirliği devam ettiği sürece etraftan hep güzel tepkiler alıyorum. Geçen yaz, aceleyle metro girişindeki merdivenlerden aşağı inerken, hiç tanımadığım ve çocuğum yaşındaki üç kız, yanlarından hızlıca geçtikten sonra arkamdan "çok güzel kokuyorsun" diye seslenmişlerdi. Bende yarattığı pozitif duyguları uzun sürdürebilmek için sıkça tazelemem gerekiyor, o yüzden de ne yazık ki çabuk tükeniyor.
slm parfüm merakı..hermes terre hermes refil i denediniz mi
Refil diye ayrı bir parfüm bulunmuyor. Refill dedikleri aynı parfümün yedek şişesi. Yani ikisi de aynı parfüm.
raşitcim merhabalar ,
boucheron jaipur u test ettim, edp homme olanını huzur veren bir kokusu var edt olanı nasıl dahamı agresif, bi aydınlat beni bakıyım
Merhabalar spritual,
Jaipur Homme'un EDT'sini denedim sadece. EDP olanını denemedim. Ama herkes EDP olanını öneriyor. EDT hiç saldırgan değil. Çok yumuşak ve biraz pudramsı vanilya hakimiyetinde.
Nerden buldun yahu Jaipur'un EDP'sini de denedin?
Koku iyi,hafif ,güzel ,kalıcılık sıfır, farkedilirlik birinin burnuna kendinizi sokmassanız eğer farkedilme ihtimali yok .
sevgili parfümmerakı jazz yorumunuzu halen bekliyoruz :))
Önümüzdeki hafta Jazz yazısı geliyor. Azzz sonraaa :))
Ne olursa olsun bekarlık sultanlıktır 🙂 Hem gömlek ütülemeye bayılırım.
Gucci – Envy For Men çok güzeldir bu arada. Gucci neden üretimini sonlandırmak gibi saçma sapan bir iş yaptı anlamak güç.
Cacharel biraz keskin ve bu mevsimin parfümü olmadığını düşündürtüyor bana. Yoksa hazırda duruyor karşımda :)) Havaların biraz serinlemesini bekliyorum. Burada havalar hala 30 derecenin üzerinde.
Ayrıca evde ütüleri senin yaptığını da öğrenmiş olduk. Ama üzülme durumumuz aynı :))
Ancak kapağı ile dengelenmiş Adsız 🙂 Üstelik şişesi de böyle basit değil. Daha ilgi çekici.
Parfüm Merakı, sık sık girdiğim için denk gelmiş demek ki… Cacharel Pour Homme inceler misin? Eskilerin sağlam kokularından. Üstelik zamk gibi mübarek. Şuna inan, gömleğim yıkandı, kurudu. Ütü yaparken burnuma Cacharel geliyordu. Yani o derece kalıcı 🙂 Fark edilirliği çok güçlü. İziniz kalıyor resmen. Ancak biraz eski bir koku işte. Kışın koyu renk takım elbise giymişsem tıraş sonrası kullanıyorum. 10 dakika sonra harika bir koku sizlerle.
modern talking bilmiyorum gucci envy kullandın mı ama oda açık yeşil renk 🙂 ki envy süper demek isterim kendimce
Parfüm şişesinde yeşil renk bende uçucu, hafif, sıradan koku hissi uyandırıyor nedense. Mesela bu parfümü rafta görsem elime bile almam. Koyu renk şişeler her zaman daha ilginç gelir bana.
Modern bu ne hız böyle. Daha 5 dakika önce yükledim konuyu :))
Sen söyleyince aklıma geldi. Kalıcılığı ortalama oldu. Farkedilirliği zayıf diyebilirim.
Koyu renk şişeleri seviyorsan Salvador Dali Pour Homme tam sana göre. Simsiyah bir şişesi var. Kokusu da çok karanlık ve tuhaf.
selamlar,
salvador dali karanlık derken arpage yada rive gouche tarzındamı??parfüm merakı ben arpage ve rıve gouche gibi karanlık gizemli kokuları seviyorum varmı tavsiyen??
Lanvin – Arpege bence hiç de karanlık bir kokuya sahip değil. Rive Gauche'ye ise lavanta kullanımı dışında hiç benzemiyor.
Salvador Dali Pour Homme daha çok karanlık ve ıssız bir sokakta yürürken üzerinize giydiğiniz deri ceketin sizi hafiften ürperten kokusuna benziyor.
Eski kafa bir deri kullanımı söz konusu. Oldukça riskli bir kokusu var. Denemeden almanızı tavsiye etmem.