
Popüler niş parfüm evi Creed’in yakın zamanda piyasaya sürülen Aventus, Millesime Imperial, Himalaya, Silver Mountain Water gibi ünlü ferah kokularının büyüsüne kapılanlar Creed’in çok sağlam eski klasiklere sahip olduğunu bilmeyebilir. Bois du Portugal, muhtemelen Creed’in en sevilen erkeksi ve eski tarz parfümlerinden birisi olarak tarihteki yerini çoktan aldı.
Creed’in internet sitesine göre Bois du Portugal, gizemli, iddialı bir odunsu-baharatlı parfüm. Yine Creed’e göre parfümün yaratım sürecinde Olivier Creed’in ormanlık İber Yarımadası’na yaptığı seyahatlerden ilham alınmış. Portekiz’in yaylalarındaki gezintiyi hatırlatan kokusuyla, lavantanın gizemli yanını sergilediği vurgulanmış. Ayrıca zarif ama aynı zamanda güçlü erkeksi kokusunun, aromatik kişilik ve dünyevi canlılıkla dolup taşan ormanın davetkar ruhunu ustaca yakaladığı belirtilmiş.
Bois du Portugal’ın ilk dakikalarında eski tarz tozlu turunçgiller karşımıza çıkıyor. Aromatik otların desteklediği nostaljik bergamot ile limon yüksek kaliteli ve müthiş diyebilirim. Orta bölüme geçildiğinde aromatik otsu kısım, lavantaya dönüşüyor. Kuru baharatlar güçlü şekilde kendisini gösteriyor. Baharatlardan karanfil buradayım diyor ve adeta parfümü domine ediyor. Sonlarda hafiften gizemli ve dumansı paçuli ve meşe yosunuyla kapanış yapılıyor.
Creed’e göre bu parfüm bir beyefendi kokusu ki bence de durum tam olarak böyle. 2000’li yılların modern, şekerli, vanilyalı parfümleriyle hiç ilgisi olmayan ana yapı bizi 1980 hatta 1970’li yılların tipik erkeksi şaheserlerine götürüyor. Onun tozlu ve eski kokusu hem nostaljik hem de dumansı, bir taraftan da lavantalı ve sabunlu. Müthiş bir eskiye dönüş ve nefis bir klasik demek abartılı olmayacaktır.
Bois du Portugal, şöhretli erkeksi baba parfümlerine benziyor. Chanel Pour Monsieur ve Nicolai – New York gibi efsane parfümleri andırıyor. Kalite anlamında çok iyi yerde duruyor. Kapsayıcılık anlamındaysa herkese hitap etmiyor. Eğer erkeksi, şık, aristokrat, olgun bir parfüm arıyorsanız, olabilecek en iyi seçimlerden birisi denebilir. Resmi kıyafetlere ve kırklı yaşlarındaki erkeklerin toplantı salonlarında giyebileceği bu sağlam karakterli parfüm size bol bol övgüler sağlamayabilir ama maskülen evrenin yıldız geçidini size açacaktır. Z kuşağı erkeklerinin bu parfüme pek yaklaşmaması, Eros-Invictus ile zaman geçirmesi çok daha mantıklı olabilir.
Eau de Parfum formunda ve şükür ki performansı gayet iyi. Kalıcılığı yüksek, etrafa yayılımı iyi. Dirençli ve gün içinde ara ara üzerinizden yayılan dumansı karanfil kokusunu içinize çekmek mutluluk verici. Sonbahar-kış döneminde kullanmanın iyi fikir olduğunu düşünüyorum.
Koku Güzelliği:10/8.5
Creed’in en beğenilecek , güzel kokumusu mu? Değil , ancak kesinlikle en kaliteli kokusu. Alt notalarını bilekten koklamak harika
Raşit Bey ,bu koku, Pino İntense gibi bir şey.Buram buram çam kokuyor.Eski kafa yorumunuza katılmakla beraber lavanta kokusu alamadım.Bu konuda en iyisi sanırım eskilerden kokladığım (yenisi bulunduğu kadarıyla epey tuhaf)”Cacharel pour Homme”
Pino kadar yoğun ve yeşil çam kokusu gelmedi bana. Belki de farklı tenlerde farklı tepki veriyor olabilir. Bende baharat ve amber öne çıktı.
Bu tarz efsane parfümlerin hakkını vermeniz beni sevindiriyor Raşit bey.Bından 10 sene önce neydiniz öle hatırlamak bile istemiyorum.Mesela YSL JAZZ a 10 üzerinden 5-6 puan verdiğiniz o 2011-12 dönemleri…demek istediğimi anlamışsınızdır:).JAZZ I tekrardan yorumlamanızı çok isterim ona tekrar bir şans vermenizi.saygılar
Bois du Portugal’ı ve bu tarz parfümleri eskiden de çok severdim hala seviyorum 🙂 Eski Bois du Portugal yazımda da yüksek puan vermiştim. Fakat Jazz tarzı fujerleri hiç sevemiyorum ki bu konuda fikrim değişmedi ne yazık ki. Ne Safari ne Pasha de Cartier’i sevemiyorum bir türlü. Ön yargılı olmak istemem ama Jazz’ı da bunca deneyimden sonra kendime yakın bulacağımı sanmıyorum.
Yazılarımı 2011 yılından beri okuyor olmanız gerçekten müthiş. Mutlu oldum bu yorumunuza.
2011 yılından beridir okumasalar da sonradan katılıp geçmişte kaçırdıklarını telafi eden takipçileriniz de var 🙂 Diğer taraftan sanatın, kalitenin, mutluluk veren hobilerin her zamankinden daha fazla ön plana çıkarılması gereken, insanların güzel şeylere hasret kaldığı böyle bir dönemde yazılarınızın sadece bir parfüm değerlendirmesi olarak görülmemesi gerektiğini de düşünüyorum.
Yılların getirdiği deneyimler, fikirlerimizi değiştiriyor. 2011 ve 2012 yılındaki yazılarıma bakıyorum, şimdi olsam öyle yazmazdım. Hatta çoğu eski yazımı kaldırıyorum siteden. Aynı parfümleri tekrar kullanıp, yazıyorum. Bu da hoş bir deneyim oluyor.
“Diğer taraftan sanatın, kalitenin, mutluluk veren hobilerin her zamankinden daha fazla ön plana çıkarılması gereken, insanların güzel şeylere hasret kaldığı böyle bir dönemde” ülkemizin ve hatta dünyanın bu durumunu gayet güzel açıklamışsınız.
Kouros u test edebilirseniz sevinirim
yeni çıkan parfümler ilgimi çekmiyor
hepsi aynı ya duş jeli veya Şekerli koku oluyorlar.
2016 yılında Kouros’un incelemesi yapmışım. Şu linkten okuyabilirsiniz:
https://www.parfummeraki.com/2016/03/yves-saint-laurent-kouros-1981/