Diesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Diesel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2013 Cumartesi

Diesel – Fuel For Life Homme (2007)


Diesel – Fuel For Life Homme (2007)

"Tüm yaşamım boyunca hiç para için çalışmadım. Hala bu işin (modanın) tutkusu için çalışıyorum. Bu tutku bende olduğu sürece şirketimi yönetip, çalışanlarımla iş yapacağım. Sanırım başarılı yaşamımın sırrı bu" diyor Enzo Rosso Milliyet gazetesindeki söyleşisinde.

1955 yılında kuzeydoğu İtalya'da doğan Rosso, endüstriyel tekstil üretimi üzerine eğitim görmüş. 1975 yılında mezun olduktan sonra ilk işi kendi kıyafetlerini tasarlamak oluyor. Diesel ismini verdikleri markalarını 1978 yılında İtalya'da kuruyorlar. Moda ve tasarım alanlarında faaliyet gösteren şirketin dönüm noktalarından birisi 1985 yılında gerçekleşiyor. Enzo Rosso, o tarihte şirketteki diğer ortaklarının hisselerini satın alarak markanın tek sahibi haline geliyor. Ve asıl atılımını 1996 yılında yapıyor.

Diesel, New York'ta ilk mağazasını açmasıyla, artık uluslararası bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor. Ülkemizde de çok seviliyor Diesel markasının ürünleri. Özellikle kot pantolonlarının oldukça ilgi gördüğünü fark etmek zor değil. Aslına bakılırsa Diesel'in bu kadar başarılı olmasının bir sebebi de dikkat çekici reklam kampanyaları. Bu konuda bir Amerikan şirketi kadar iddialı ve agresifler. Zaten Enzo Rosso bu durumu şöyle açıklıyor:

                                                                  Şanslı adam Enzo Rosso :) 

"Diesel'in gerçekten vahşi ve cesur bir reklam ekibi var. Etkili çünkü markamı ironiyle oluşturdum. Reklamlarım, işe yaklaşımım ve birlikte çalıştığım insanlar bunu yansıtıyor. Mizah, yapmam gereken çoğu şeyi gerçekleştirmenin pozitif yolunu temsil ediyor."

Diesel'in bizi ilgilendiren yanı tabiki ağırlıklı olarak piyasaya sürdüğü parfümler. İlk parfümünü 1996 yılında çıkaran Diesel'in 2013 yılı sonu itibariyle otuzdan fazla parfümü var. Fuel For Life Homme ise 2007 yılında oldukça ilgi çeken bir ürün olarak kokular dünyasına adım atmıştı. Başarılı reklam kampanyalarıyla önemli satış rakamlarına ulaştığı söyleniyor. Hele ki ülkemizde büyük bir seven ve kullanan kitlesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü hala bir çok yerde bu parfümü kullanmış birilerine rastlıyorum. Bakalım bana neler hissettirecek bu popüler arkadaş.

Fuel For Life Homme, Fragrantica'da aromatik fujer olarak sınıflandırılmış. Üzerime ilk sıktığımda karşıma ortalama metalik turunçgiller ve anason çıkıyor. Turunçgillerden kastım greyfurt. Şimdiye kadar pek karşıma çıkmamış bu ikili, yapaylık seviyesinde üst notalarda burnuma hücum ediyor. Evet canlı ve enerjik ama çok sevdiğimi söyleyemem. Nefret de etmedim. Başlangıcı için nötrüm. Orta kısımda büyük değişim göstermiyor kokusu. Sadece turunçgilller ortadan kayboluyor. Onun yerine tatlımsı kırmızı meyveler geliyor. Burada ahududu/böğürtlen notası etkili. Anason hala oralarda bir yerde ve destek veriyor kırmızı meyvelere. Biraz da erkeksi sayılabilecek lavanta var tabiki. Başlangıçtaki yapaylık hala hissediliyor. Geçeyim sonlarına. Alt notalarda odunsu notalar oldukça hissedilir hale geliyor. Fakat yapaylık artık üst düzeyde. Kapanışında tuhaf ve hoşuma gitmeyen bir sabunsuluk da algılıyorum. Son kısım ne yazık ki büyük bir hayal kırıklığı.


Fuel For Life'ın ana eksenini anason, kırmızı meyveler (böğürtlen/ahududu), lavanta ve odunsu notalar oluşturuyor diyebilirim. Onun dışında başlangıçtaki turunçgiller ve sonlardaki sabunsuluk her daim baskın değil. Bu anlamda genel olarak anasonlu-meyveli denebilir tarzı için.

Fuel For Life, büyük oranda yapaylık barındıran, düşük kalite hissiyatı veren, zaman zaman baş ağrısı yapan bir kardeşimiz. Parfüm kullanmaya yeni başlayan, yapaylığı ve kaliteyi fazla takmayan, yeter ki karşı cins kokumu beğensin gerisinin önemi yok diyen genç erkek arkadaşlarımız için hoş bir seçenek olabilir. Fakat bir parfümden çok daha fazla beklentileriniz varsa başka kokulara acilen yönelmenizi tavsiye ederim.

Evet, yapay kokuyor, genelinde tuhaf bir karmaşa hakim. Sanki acelesi var ve hemen çıkıp gidecekmiş gibi davranıyor. Aynı ismi gibi canlı, heyecanlı, aktif, genç, enerjik ve atak. Fakat hayatında denge arayan, caz müziği dinleyen, golf oynayan ve yaşı otuzu aşmış bir erkek için bir o kadar da itici olabileceğini düşünüyorum.


Nedenini bilmiyorum ama karşı cinsin (kadınların) oldukça beğendiği ve ilgi gösterdiği bir parfüm olduğunu okuyorum. Belki yüksek enerjiye sahip olmasından, belki basit ve meyveli yapısından, belki tatlılığından... Sebebi ne olursa olsun Fuel For Life mahallenin popüler çocuğu gibi.

Fakaaat. Buraya kadar yazdıklarım Fuel For Life'ı beğendiğim gibi bir izlenim bıraktıysa sizde, fena halde yanılıyorsunuz. İlk kullandığım günlerde sever gibi olduğum Fuel For Life'ı, ilerleyen zamanlarda hiç sevemediğimi fark ettim. Bendeki etkisi Joop Homme gibi oldu. Kokuları çok benzemese de buradaki yapaylığı Joop Homme'a benzettim. Aynı bıktırıcı tatlılığı ve sinir bozucu kalitesizlik hissi, bana dejavu yaşattı ne yazık ki. Hele ki sonları...

Şu bir gerçek ki çok satılması için tasarlanmış vasat piyasa parfümü Fuel For Life. Gece kulüplerinde, akşam dışarı çıkmalarda, “tiki” çiftler alış veriş merkezlerini gezerken falan gayet uygun olabilir. Yada pazar günü herkesin birbirine somurtarak trip yaptığı kalbur üstü kafelerde. Egsoz dumanlarının hemen yanında, yayaların yürümesi için tasarlanmış kaldırımlara konulmuş masalarda yapılan bir kahvaltı esnasında, yan masadaki gri eşofmanlı erkekten burnunuza bu parfüm gelirse hiç şaşımayın. Bu koku, maruz kaldığınız aşırı karbonmonoksit gazı değil, Fuel For Life’dır muhtemelen.


O, çok satıyor mu? Muhtemelen evet. Peki başarılı mı? Bence kesinlikle hayır. Giymekten zevk almadığım, üzerimden çıkıp gitse diye umut ettiğim, ama inadına günlerce kıyafetlerimden çıkmamasıyla daha da gıcık olduğum bir parfüm olarak hatırlayacağım. Mümkünse bir daha görüşmeyelim güzel kardeşim.

En çok şaşırdığım durumsa parfümün tasarımcıları. Annick Menardo ve Jacques Cavallier gibi şöhretli iki ismin bir araya gelip, bu kadar sıradan bir parfüme nasıl imza attıklarını hala anlayabilmiş değilim. Belki de iki ünlü burun, çok sarhoş oldukları bir gece, bu parfümün böylesine kokmasına karar verdiler. Kim bilir.

Parfüm yazarı Luca Turin, beni şaşırtmaya devam ediyor. Kitabında Fuel For Life'ı modern fujer olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden dört yıldız vermiş. Sanırım Annick Menardo ve Jacques Cavallier'in sarhoş oldukları gecede Luca Turin'de bulunuyordu.


EDT olmasına rağmen parfümün kalıcılığı müthiş. 3-4 gün boyunca kıyafetlerimden çıkmadı ve hala buram buram kokuyor. Fark edilirliği başlarda yüksek. Fazla sıkmanızı tavsiye etmem. Yirmi beş yaş ve altındaki genç arkadaşlarımız için gayet uygun diyebilirim. Kimi yorumcular yaz mevsiminde de kullanılabileceğinden bahsetmiş. Bence sıcak günlerde oldukça boğucu ve bıktırıcı olacaktır kokusu. Serin havalarda kullanmanızı öneririm. Ve muhakkak denemeden almayın.

Koku Güzelliği:10/4.5