misket limonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
misket limonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2024 Pazar

Creed – Virgin Island Water (2007)

Creed’in sessiz sedasız 2007 yılında piyasaya sürdüğü Virgin Island Water isimli uniseks parfümü ilk başlarda pek ciddiye alınmazken, ilerleyen zamanlar kendisine özgü seven kitlesi yaratmayı başardı. Atlas Okyanusu’nda bulunan popüler tatil yöresi Virgin adalarından ismini alan Virgin Island Water, uzun yıllardır aradığım Hindistan cevizi kokan parfüm özlemimi bir şekilde giderdi ama hiçbir zaman tam anlamıyla içime sinmedi.

Creed’in internet sitesinde Virgin Island Water, “şişenin içindeki cennet” olarak tanıtılmış. Onun egzotik meyveli koktuğu, Karayip adalarının berrak mavi sularından ve deniz melteminden ilham aldığından bahsedilmiş. Ayrıca parfümün tasarımcısı Creed ailesinin üyesi Olivier Creed’den bahsedilen tanıtımda şu ifadelere yer verilmiş: “Yelkenli ile doğanın en muhteşem yerlerinden bazılarına seyahat eden Olivier Creed, bu taze, berrak ve egzotik kokuda göz kamaştırıcı tropikal, berrak mavi denizi ve taze sıcak Karayip havasını yakalıyor.”

Virgin Island Water’ın ilk saniyelerinde kremsi ve hafiften tatlı yeşil misket limonu ve bir parça bergamot bizi karşılıyor. Taze, ferah ve leziz ilk dakikalardan sonra orta bölümde vanilyamsı Hindistan cevizi ortaya çıkıyor. Hindistan cevizine geri planda içki teması eşlik ediyor. Sonlarda bu kombinasyona misk ekleniyor ve tenden ayrılıyor.

Virgin Island Water’ın neden bu kadar ilgi çektiği kolayca anlaşılıyor. Hindistan cevizi, misket limonu ve rom içkisinden oluştuğu söylenen ana yapı, gayet modern, leziz, tatlı, mütevazi, sakin kokuyor. Onu kullanan çoğu kişinin iddia ettiği gibi tropikal bir kokteyle gerçekten benziyor. Onun benzersiz yapısı ve birçok ferah parfümün aksine portakal temasını sınırlı kullanması Virgin Island Water’ı daha da ilginç hale getiriyor.

Bu arkadaşımız çok yumuşak başlı, barışçıl, biraz züppe, yüksek kaliteli tropikal ada temalı esere benziyor. Kimi kullanıcılar onun kokusunu güneş kremlerine benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Asla etrafa fazlaca yayılmıyor, usulca üzerinizden sadece size kendisini hissettirecek kadar kokuyor. Oysa kalıcılığı fena değil.

Virgin Island Water, lüks yatıyla koyları dolaşan, beyaz şort ve Ralph Lauren polo yaka tişört giyen, İspanya’nın tatil cenneti adalarında takılan otuz beş yaş üzeri şanslı azınlığa mensup kişilerin kullanacağı parfüm izlenimi veriyor.

Diğer Creed’ler gibi Virgin Island Water’ın da çok yüksek fiyatlara satıldığını düşünürsek, denemeden almanın iyi fikir olduğunu söyleyemem.

Koku Güzelliği:10/7.5

13 Temmuz 2020 Pazartesi

Perris Monte Carlo – Cedro di Diamante (2018)

Perris Monte Carlo’nun 2018 yılında meydana getirdiği İtalya koleksiyonunda 2020 yılı itibariyle dört parfüm bulunuyor. Bu seri sanılanın aksine kolonya değil, yüzde 15 konsantrasyona sahip Eau de Parfum’lerden oluşuyor. İtalya koleksiyonu, markanın yaratıcı yöneticisi GianLuca’nın İtalyan kökenine de göndermeler yapıyor. İtalya’nın güneybatı sahilinde bulunan Kalabriya’ya bağlı kasaba Diamante’den ilhamını almış Cedro di Diamante parfümü.

Diamante yöresinde yetişen farklı bir tür turunçgil meyvesinin, ünlü şairler Byron ve D’Annunzio tarafından şiirlerinde bahsedildiği biliniyor. Daha çok yemeklere hoş tat vermesi için kullanılan ve asidik yönü ağır basmayan Diamante narenciyesi, Perris Monte Carlo’nun parfümüne isim babalığı yapıyor. Açıklanan notalarında misket limonu, gül, limon, zencefil, biber, iris ve meşe yosunu gibi parfümlerde koklamaktan zevk aldığım notalar var.

Cedro di Diamante’nin açılışı tozlu-tuzlu limonla gerçekleşiyor. Gerçekçi, ekşi ve asidik limon yüksek kaliteli ve bir parça eski kafa şiprelerdeki nostaljiyi çağrıştırıyor. Başlangıcını sevdim. Orta kısımda turunçgilli ana yapı devam ediyor. Leziz limon-portakala orta notalarda ferah baharatlar ekleniyor. Biber ve kakuleyi andıran baharatlar çok baskın ya da keskin değil. Orta kısımda gülden bahsedilmiş Perris Monte Carlo’nun sitesinde fakat yoğun güle rastlayamadım. Sonlarda misk bulunuyor. Bir parça sedir ağacına eşlik eden narenciyeler kapanışa kadar devam ediyor.

Cedro di Diamante, parlak, ferah, taze, gerçekçi ve yüksek kaliteli turunçgil parfümü denebilir. Meyveli-baharatlı tarafa yakın duruyor. Perris’in internet sitesinde çiçeklerden de bahsediliyorsa da hoş ve ferah narenciye kokusuna sahip. Çiçeksilik büyük yer kaplamıyor genel kompozisyonda.

Yazlık ve ferah parfümler genellikle ya yapay kokar ya fazlaca tatlıdır ya sabunsudur ya da çamaşır yumuşatıcısına benzer. Son yıllardaki sucul parfümlerin çoğuysa nanemsi sahte deniz kokusunu vermeye çalışır. Cedro di Diamante daha kolay bir yolu seçmiş. Ekşi ve asitli limon-portakal ikilisini başrole koymuş. Yeni nesil parfümlerden azıcık da olsa Terre d’Hermes’i andıran tarzıyla, çok güzel bir parfüme imza atmış Perris Monte Carlo.

Oldukça basit bu formül, eski tarz aromatik şipreleri hatırlatıyor. Cedro di Diamante’de hafiften Chanel Pour Monsieur ve Yves Saint Laurent Pour Homme havası alıyorum. Tatlılığın az verilmesi ve tozlu-tuzlu-ekşi narenciyelerin büyük yer tutması, onu adeta 1980’li yılların ferah yaz parfümlerine yaklaştırıyor.

Sonuç olarak çok derin, katmanlı, sıradışı ve dünyayı sallayacak bir parfüm değil. Yine de yapaylık barındırmayan doğal kokusuyla gayet kullanılabilir buldum. Bu tür limon kolonyalarını andıran turunçgil parfümlerini hep sevmişimdir ve Cedro di Diamante de bu kuralı bozmuyor.

Eau de Parfum formunda fakat performansı zayıf. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı az ne yazık ki. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayabilecek, giymesi kolay bu arkadaşa, niş parfümseverler şans verebilir. Kokusunu Luca Maffei tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

20 Aralık 2019 Cuma

Ormonde Jayne – Rose Gold (2016)

İngiltere merkezli niş parfümevi Ormonde Jayne, son yıllarda büyük atak yaparak, arka arkaya yeni parfümlerini dünya kokuseverlerine sunuyor. Gösterişli ve provakatif kampanyalar yapmayan Ormonde Jayne’nin 2014 yılında Gold Collection isimli serisi hayata geçmişti. 2014 çıkışlı ilk parfüm Black Gold’du. Serinin ikinci parfümü 2016 yılı çıkışlı Rose Gold oldu. 2017 yılında da White Gold görücüye çıktı.

Ormonde Jayne’nin internet sitesinde Rose Gold’un iddialı ve canlandırıcı gül parfümü olduğu vurgulanmış. Doğru yerde kullanmaya bağlı olarak bir fıs uygulamanın yeterli olabileceği söylenmiş. Ayrıca sizi sıradışı hale getirebilecek büyüleyici ve görkemli olduğu da belirtilmiş.

Rose Gold’un açılışı serin-soğuk turunçgiller ve gülle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yeşil limon, bergamot ve portakal çiçeği özütü varmış. Üst notaları ferah olmayan turunçgilli gül temasına yakın denebilir. Başlangıcı gayet güzel. Orta bölümde ilginç şekilde serin tarafını kenara bırakıp, sıcak, neredeyse baharatlı, sabunsu, kremsi, vazelinsi karanlık gül kokusuna yerini bırakıyor. Yine resmi orta notalarında taif gülü, karanfil, yasemin, orkide ve nilüfer var. Orta kısımda artan gülün sebebi belli ki taif özütü. Taif gülüne eşlik eden karanfil-karabiber ve en gerideki sabunsu, yağlımsı yasemin, parfümün orta kısmına imzayı atıyor. Sonlarda gül yine etkili. Baharatlar kapanışta algılanabiliyor. Alt notalarda gülle birlikte verilen öd ağacı ve sandal ağacı, onun harika şekilde sonlanmasını sağlıyor.

Rose Gold, isminden de anlaşılacağı üzere gül ağırlıklı denebilir. Rose Gold’un farklı yanları şöyle sıralanabilir:

1) Başlangıçtaki serin turunçgilli gül
2) Parfümlerde çok sık görmediğimiz taif gülü
3) Hem kırmızı hem de şeffaf şişeye sahip olması
4) Schinus Molle (Türkçeye yalancı karabiber olarak çevrilmiş) notası.

Rose Gold, Türkiye’deki birçok kişinin koklaması halinde hacı yağlarını andıran güle benzetebileceği temaya sahip gibi. Bu durum çok anlaşılmaz değil çünkü koyu, ağır ve yağlımsı gül gibi kokan bir arkadaş. Başlangıçtaki soğuk turunçgillerin gayet farklı yöne çektiği Rose Gold, orta bölümde ödünsüz gül parfümüne dönüşüyor. Bu andan itibaren kullanması ve sevmesi zorlaşıyor. Aynı zamanda genele hitap etme olasılığı düşüyor fakat sanatsal fonksiyonlarını da göstermekten geri kalmıyor.

Rose Gold, Ormonde Jayne’nin internet sitesinde bahsettiği gibi yüzde otuz saf yağı içinde barındırdığını hissettiriyor. Bunu da baskın ve dolgun yapısıyla gerçekleştiriyor. Onun artistik gül parfümü olduğu belli. Ana akıma hitap etmeyen, niş parfümlere aşina olmayan kişilerin pek ilgisini çekmeyecek fakat düşünce olarak anlamlı bir deneme. Sonuç ise orta kısımda garip şekilde sabunsu hissettiren, başlangıcında ve sonlarında başarılı kokan bir eser.

Rose Gold’a aşık olmasam da bazı niş parfümlerin aksine giyilebilir buldum. İçeriğindeki gül ve çiçekler sayesinde kadın kullanımına yakın durduğunu söyleyebilirim. Çarpıcı ve farklı kokusuyla, gül merkezli parfümlerin içinde kendisine yer edinebilecek mi ilerleyen yıllar bize gösterecek.

Farklı kaynaklarda Rose Gold’un kokusunu Geza Schoen’in yaptığı yazılmış. Pure Parfum formundaki Rose Gold’un kalıcılığı gayet iyi. Etrafa yayılımı ortalama seviyede. Sonbahar-kış dönemine uyacaktır. 435 dolarlık inanılmaz yüksek fiyatına istinaden denemeden almanın hiç de iyi fikir olmadığını söylemeliyim. Tematik ve ağır yapısı, günlük kullanımdan ziyade akşam saatlerine uygun hale getiriyor onu.

Koku Güzelliği:10/7

15 Temmuz 2018 Pazar

Guerlain Homme (2008)

Gerek parfümlerinin kalitesiyle gerekse aristokratik tavrıyla oldukça saygı duyulan Guerlain markasında 2000’li yıllardan itibaren değişim çabaları görülüyordu. Bu durumun oluşmasında günümüzün popüler parfümleriyle rekabet etmek istemeleri önemli etkenlerden birisiydi. 2005 yılında çıkardıkları L’Instant de Guerlain Pour Homme bu değişimin belki de ilk örneklerindendi. Guerlain Homme 2008 yılında günümüzün sevilen modern yaz parfümlerine rakip olarak kurgulanmıştı. Bunun içindir ki bazı Guerlain severler tarafından eleştirildiğini söylemem gerekiyor. Bir o kadar da seveni bulunan Guerlain Homme’yi yakın plana alalım.

Parfümün açılışında ferah misket limonu ve taze nane bize merhaba diyor. İlk dakikalar turunçgilli ve kaliteli yapısıyla memnun ediyor. Bir süre sonra orta bölüme geçiliyor. Orta notalarından itibaren hafif çiçeksi ve tatlı içki kokusu bizi karşılıyor. Guerlain’ın internet sitesinde mojito ve roma vurgu yapılmış. Biraz misket limonu, azıcık naneyle harmanlanmış tropikal içki gibi davranıyor orta kısım. Son olarak alt notalar sıradan hafif tatlı odunsular var. Parfümün en vasat kısmı ne yazık ki kapanışı diyebilirim.

Misket limonunun buruk ve ekşimsi kokusunu yaz mevsimine uygun parfümlere çok yakıştırıyorum. Genel kompozisyona canlılık katıyor genelde fakat üst notalarda kullanıldığı için ömrü uzun olmuyor. Onun dışında Guerlain Homme’un kokusu deniz kenarında güneşlenirken içilen oldukça tatlı tropikal kokteyle benziyor. Orta notalardan itibaren tatlılık iyice artıyor. Son bölümünü ise pek beğenmedim.

Genel olarak sıcak yaz mevsimi için güzel seçenek. Değişik tarzı ve ferah tropikal kokusuyla diğer yaz parfümlerinden ayrılmayı başarıyor. Biraz Tommy Bahama – Set Sail St.Barts For Men’e benzettim. Orada hindistan cevizi daha baskınken burada tropikal içki var. St. Barts’dan çok daha kaliteli ve kompleks olduğunu belirtmem gerek.

Peki Guerlain Homme, markanın sevenleri tarafından neden eleştiriliyor? Burada Guerlain’ın aristokratik tavrından uzaklaşma sinyalleri vermesi etkili sanki. Daha popüler olabilecek ve çok satabilecek parfümler üretmek istemesi Guerlain severleri kızdırsa da yapacak bir şey yok çünkü rakipleriyle mücadele etmesi gerekiyor. Guerlain isminden çok daha iyisini beklemek sanırım hayal kırıklığının sebebi. Yine de genel olarak herkesin sevebileceği, kullanması kolay hoş bir yazlık olarak düşünülebilir.

Kokusunun tasarımını Thierry Wasser ve Sylvaine Delacourte birlikte gerçekleştirmiş. 2008 çıkışlı ilk şişesinin tasarımını ünlü İtalyan marka Pininfarina yapmış. Kalıcılığı fena değil, fark edilirliği ortalamanın altında. Performans anlamında iyi iş çıkaramıyor ne yazık ki. İlkbahar-yaz günleri için çok uygun. Özellikle deniz kenarı gibi yerlerde kullanmak kendinizi daha iyi hissettirecektir.

Önemli bir bilgi vereyim son olarak. 2008 çıkışlı ilk Guerlain Homme EDT formundaydı. İlerleyen yıllarda EDT versiyonun üretimi bitirildi ve EDP formuna geçildi. Tabii Guerlain Homme, EDP olunca şişesi de değişti. Benim kullandığım EDT versiyonuydu. Genel olarak EDT ile EDP arasında büyük farklar olmadığı söyleniyor.

Koku Güzelliği:10/7