kırmızı meyve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kırmızı meyve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Şubat 2020 Cuma

Givenchy – Xeryus Rouge (1995)

Kırmızı şişesi ve kutusuyla 1990’lı yıllara damga vuran parfümlerdendi Xeryus Rouge. İsmini Givenchy’nin 1986 yılı çıkışlı erkek parfüm klasiği Xeryus’tan aldı. Xeryus Rouge’yi, Xeryus’un kokusal anlamda devamı olarak görmek mümkün değil çünkü birbirlerinden farklı karakterdeler. Xeryus 1980’li yılların başlarının nostaljik kokusal dünyasını yansıtırken, Xeryus Rouge 2000’li yıllara hazırlanan modern parfüm endüstrisinin işaret fişeklerindendi.

Şişesi kırmızı parfümler genellikle iddialı, çarpıcı, cesur, saldırgan ve sıcak koku formu sunar diye bir ön kabul var. Joop’un sıradışı eseri Joop Homme (her ne kadar şişesi ve kutusu pembeye benzese de), Gucci’nin ikonik çılgın kızı Rush, Davidoff’un istediği popülerliği bir türlü yakalayamayan delikanlısı Hot Water ve aklıma gelmeyen başka örnekler… Xeryus Rouge’yi bu gizli cemiyetin parçası olarak düşünebiliriz.

Givenchy’nin internet sitesinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılan Xeryus Rouge kısaca şöyle tanıtılmış: “İlgi çekici, şehvetli karşılaşmaların kokusu. Sıcak ve yoğun Xeryus Rouge, özgürlüğü ve risk almayı benimseyen erkek için tasarlanmıştır. Ateşli, sezgisel duygusallığı karşı konulamaz biçimde büyüleyicidir.” Givenchy’nin açıkladığı üst notalarındaysa parfümlerde az rastlanan kaktüs notası var. Yine üst notaların diğer öğesi kumkat olarak verilmiş ki sıradışı üst notaları, ilk saniyelerde fark ediyorsunuz. Başlangıcını nasıl tarif edeyim karar veremedim. Bir taraftan turunçgilimsi meyvemsilik varken diğer taraftan da ucuz içki-alkol aroması var sanki. Kimi kullanıcılar açılışta kaktüsten bahsediyor. Evinde çeşit çeşit kaktüs olan birisiyim ve hiçbirisinin Xeryus Rouge’nin ilk saniyeleri gibi kokmadığına eminim. Tatlı ve yapay kırmızı meyvemsiliğin kumkattan geldiği varsayılabilir. Tuhaf üst notaları pek benlik değil. Orta bölüme geçildiğinde kokunun ısındığını hissediyorsunuz. Orta notalarda kırmızı biber var ki evet, biberimsi baharatlar ve kırmızı garip meyvelerin yarı uyumsuz birleşimi diyebiliriz. Sonlarda neyse ki sakinleşiyor ve normal, koklanabilir forma eviriliyor. Odunsu kapanış yapılsa da orta bölümdeki baharatlı meyvemsi yapı, sonlarda da geri planda algılanıyor. Kapanışta sandal ağacı da var ki eklenmekle doğru yapılmış.

Givenchy’nin bir zamanlar yıldızı ve erkek parfüm dünyasının yaramaz çocuğuydu Xeryus Rouge. Bugün bile çok fazla seveni var. Aslına bakılırsa kullanması kolay olmayan, uyumsuz ve çok uygulandığında keskin baş ağrısı yapan Xeryus Rouge, büyük kitlelerin sevebileceği gibi güvenli kokmuyor. İlginç şekilde bütün bu olumsuzluklarına rağmen, büyük satış rakamlarına ulaştı. Bu durumun farklı sebepleri olabilir fakat benim için kesinlikle kullanılası tarafı yok.

İlk saniyelerden itibaren kalite anlamında problemli olduğu anlaşılıyor. Tek tek notalar hem vasat verilmiş hem de burun tırmalayan/yoran tarza sahip. Ne koktuğu belli değil ve karmaşık bir parfüm. Tam olarak meyveli mi, odunsu mu, baharatlı mı, aromatik mi, sandal ağacını mı merkeze almış anlamak zor. Hepsinden bir parça var. Bu da kakofoniye yol açıyor. Ayakları yere basmıyor, pürüzsüz nota geçişleri yok, uzun süreli kullanımda bıktırıcı olacağa benziyor. Bu anlamda Joop Homme’yle benzer tavra sahip diyebilirim.

Tabii ki kokusal anlamda aynı değil Joop Homme ve Xeryus Rouge. İki parfümün de benzer plastiğimsi yapaylığı, her kullanışımda başımı fena ağrıtması, saldırganlığı, kalitesizliği onların aynı lige ait olduklarını düşündürtüyor. Xeryus Rouge’nin, Joop Homme’ye modern rakip olarak çıkarıldığını bile düşünmeye başlıyorum. Xeryus Rouge 1995 yılında piyasaya sürülmesine rağmen hala modern karakterini koruyor. Bu durum, onun zamanın ötesini hedeflediğini gösteriyor. Yine de almadan önce muhakkak denenmeli ve herkese uymayabileceği göz ardı edilmemeli.

EDT formundaki Xeryus Rouge’un performansı fena değil. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk yarım saat yüksek. Tam bir kış parfümü. Günlük kullanıma uygun, canlı ve dinamik kokuyor. Bazı Xeryus Rouge severlerin onun çarpıcı karakterinden dolayı akşam, gece kulübü, bar kokusu ilan etmesini anlayabiliyorum. Eğer bu tür mekanlarda tanıştığınız kız arkadaşınızın migreni varsa şansınıza küsün çünkü Xeryus Rouge ona pek de iyi gelmeyecektir 🙂 Kokusunu ünlü parfümör Annick Menardo tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/4