25 Şubat 2019 Pazartesi

Aeon – Aeon001 (2015)

Aeon projesi, Almanya merkezli Strictly Selective isimli bir niş parfüm ana dağıtıcısının işi gibi görünüyor. 2015 yılında sadece 333 şişe Aeon001 isimli parfümü piyasaya sürdüler ve üretimini devam ettirmediler. Kendi internet sitelerinde söylediklerine göre Aeon001 isimli ilk ve tek parfümün şişesi el yapımıydı. Güzel bir haberse Aeon002’nin üzerinde çalışıldığıydı. Ne zaman piyasaya sürüleceği ise belli değil henüz Aeon002’nin.

Artık satışı yapılmayan Aeon001’in kokusunu, son zamanların ilgi çeken parfümörlerinden Antonio Gardoni yapmış. Niş parfüm meraklıların yakından tanıyacağı Bogue’nin Maai’sine de imza atan Antonio Gardoni, zaten bu parfümden sonra ismini dünyaya duyurmuştu. Aslen mimar olan Antonio Gardoni, kendi deyimiyle “süper sıkıcı aroma-kimya kitapları okuyarak” kendisini yetiştirmiş birisi. İlk mesleğinin her zaman için mimarlık olduğunu ve parfümörlüğü ikinci iş olarak gördüğünü saklamıyor.

Aeon001’in tasarımcısı Antonio Gardoni, parfümü için şunları söylemiş: “Aeon001 fantastik bir projeydi. Bu parfümü kimin tasarladığının gizlenmesi benim fikrimdi. Çünkü parfümün kendisinin, yaratıcısından daha önde olması gerektiğine inanıyorum. Bence bu küçük dünyada herşeyin arkasındaki kişileri takıntılı bir şekilde öğrenmek istiyoruz. Bu da parfüme odaklanmamıza engel oluyor.”

Aeon001’in açılışı tuzlu nostaljik turunçgillerle gerçekleşiyor. Eski bergamot kolonyalarını anımsatan şipremsi turunçgiller bizi 1970-1980’li yılların erkek parfümlerinin üst notalarına ışınlıyor. Ferah olmayan hüzünlü turunçgillere bir süre sonra aromatik otlar da ekleniyor. Başlangıcını sevdim. Orta kısımda turunçgil hissiyatı devam ederken hayvansı/kirli sayılabilecek misk kendisini gösteriyor. Parfümün yönü bu andan itibaren hayvansı turunçgilli şipreye doğru dönüş yapıyor. Genel yapıya yüksek kaliteli ve köksü vetiver de eşlik ediyor. Kapanışta egzotik ve karanlık sayılabilecek amber yine parfümün başka kulvara geçmesine sebep oluyor. Amber alt notaların tek hakimi diyebilirim.

Aeon001 üst-orta kısımda tuzlu-terli-turunçgilli gibi kokan bir arkadaş. İlk kısımda eskinin şöhretli erkek şiprelerine gönderme yapılıyor sanki. Tuzlu, aromatik otsu turunçgillere eklenen kirli yapı, kimi kullanıcıların hoşuna gitmeyecek gibi görünüyor. Tam da bu noktada parfümün tasarımcısı Antonio Gardoni’nin şu sözlerine kulak verelim: “Bir parfüm kompozisyonunda turunçgillerin en büyük düşmanı derin bir hayvansal nota olabilir. Aynı zamanda ‘çok cömert bir çiçek’ olabilir, o kadar cömert ki, çiçeğin dışarı çıkması zorlaşır ve narenciye başlangıçta onun üstüne çıkmaya çalışır, ancak turunçgil notaları hızlıca ölür ve çiçek kazanır.”

Aeon001’de buna benzer durum gerçekleşiyor. Hayvansılık, başlangıçtaki turunçgilleri baskılıyor. Parfümün genelindeki ‘terli vücut’ teması ve nötr çiçeksi yapı da belki bu duruma destek oluyor. Fazlaca karanlık sayılamayacak ana yapıda hayvansılık benim için konforlu değildi ama tahammül edilebilir sınırdaydı. Sonlarda sakinleşen ve güzelleşen kokusu, saatler sonra genel kullanıma uygun hale gelebiliyor.

Aeon001’in hayvansı kısmını Kouros-Antaeus’a, turunçgilli şipremsi tarafınıysa Chanel Pour Monsieur/Eau Sauvage’ye benzettim. Başlangıcında İtalyan tarzı aromatik otsu turunçgil parfümlerini anımsatırken, orta bölümde kirli Fransız koku estetiğini çağrıştırıyor. İlk kullanımda pek beğenmediğim Aeon001’i bir süre sonra daha kullanılabilir buldum. Bu anlamda hemen karar verilmemesi ve zaman tanınması gereken bir parfüme benziyor. Yine de günümüzün modern koku profiline uymayan, herkesin sevemeyeceği hatta günlük kullanımda bile garip kaçabilecek tarzı var.

EDP formundaki Aeon001’in performansı fena değil. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk yarım saat fazla. Uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın duruyor. Sonbahar-kış mevsimlerine uyacak gibi duruyor.

Koku Güzelliği:10/7

20 Şubat 2019 Çarşamba

Estee Lauder – Amber Mystique (2013)

Amerika merkezli kozmetik devi Estee Lauder’in geçmişi harika klasiklerle dolu olsa da böylesine küresel firmanın durmadan yoluna devam etmesi gerekiyor. Zaten markanın son yıllarda piyasaya sürdüğü parfümlerin fazlalığına bakarak sıkı çalıştıklarını söyleyebiliriz. Özellikle 2010 yılından sonra güçlü rakipleriyle baş edebilmek için daha çok parfüm ürettiğini görüyoruz Estee Lauder’in.

2011 yılında, Estee Lauder’in, son yılların yükselen pazarı Ortadoğu temasına yönelik parfümü Wood Mystique piyasaya sürüldükten iki yıl sonra ikinci Mystique isimli parfüm de raflardaydı. Amber Mystique ile iki parfümlük seri haline gelen Mystique’lere aradan geçen yılların ardından başka üye katılmadı. 2019 yılının başları itibariyle iki parfümden oluşan Mystique’lerin Amber’i ile bir süredir birlikteydim. Bakalım bana neler hissettirmiş Amber Mystique.

Parfümün açılışı tatlı kırmızı meyveler ve öd-gül ikilisiyle gerçekleşiyor. Başlangıçtaki meyveler ahududuyu andırıyor. Gül ise kırmızı ve lezzetli kokuyor. Meyveli gül olarak tanımlanabilecek üst notaları çok güzel. Orta kısımda gül ağırlığını devam ettirirken geri planda baharatlar beliriyor. Tabii öd ağacı ve kuru deri de orta bölümde kendisine yer buluyor. Orta bölüm de fena değil. Kapanışta parfüme ismini veren amberi görüyoruz. Parfümün genel gidişatına uygun verilmiş amber, egzotik ve neredeyse tütsümsü. Gül ve tütsü son kısımda iyi iş görüyor diyebilirim.

Amber Mystique tenimde tatlı, kremsi, dumansı lezzetli, neredeyse mayhoş meyveli kırmızı gül-öd-baharat kokularını öne çıkardı. Tuzlu sayılabilecek ama ferah denemeyecek harika güle eşlik eden ahududu gayet kaliteli verilmiş ki parfümlerde pek sık göremiyoruz bu durumu. Öd ağacının o kendine has ilacımsı kuru havası sınırlı şekilde vurgulanmış bu parfümde. Baharatlar öne çıkıp, rol çalmaya kalkmıyorlar. Kullanmaya başlamadan önce ismindeki ambere takılmıştım. Kullanım sürecinde gördüm ki Amber Mystique’de amber var ama gül teması daha öne çıkmış. Bu anlamda koyu-yoğun amber parfümü değil.

Amber Mystique, son zamanlarda kullandığım en güzel gül-öd temalı parfümlerden birisi. Gül merkezli parfüm çoğu markada var ama öylesine kötü veriliyor ki gül esansı kullanmak eziyete dönüşüyor. Burada oldukça kaliteli ve meyveli verilmiş gül, gayet naif, yumuşak, hafiften kadınsı ama kullanım döneminde erkeklerin rahatlıkla kullanabileceğini hissettirdi bana.

Açıkçası çok umudumun olmadığı bu parfüm sürpriz şekilde güzel çıktı. Biraz niş markaların gül-öd merkezli parfümlerini andırıyor Amber Mystique. Tabii ilk aklıma gelen Montale’nin parfümlerine benzediği oldu. Biraz Black Aoud’u andırıyor ama ondan daha kullanılabilir ve kompleks. Azıcık da Dior’un Oud Ispahan’ını hatırlatıyor. Çok koyu, ağır ya da bıktırıcı Arap esansları gibi değil Amber Mystique. Evet, gizemli ve karanlık tarafı var ama genel olarak çoğu kişinin benimseyebileceğini düşünüyorum.

Sonuç olarak bu EDP çok hoş, sıcak, modern, yumuşak, abartısız, yüksek kaliteli, kalıcı ve etrafa yayılımı iyi bir arkadaş. Parfümün tek kötü tarafı, üretiminin çok büyük ihtimalle bitirilmiş olması. Tam bir kış parfümü olduğu söyleyebilirim.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Karmaşa’ya teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/8

15 Şubat 2019 Cuma

Hugo Boss – Boss Bottled Oud (2015)

1998 yılında piyasaya çıkan Hugo Boss’un ünlü erkek parfümü Boss Bottled, dünyada büyük beğeni topladı ve tabii ki en çok satanlar listelerinde uzun zaman kendisine yer buldu. Muhtemelen Hugo Boss’un en karlı yatırımıydı 1998 çıkışlı yuvarlak şişeli Boss Bottled. Zaman içinde bu popüler delikanlının devam parfümleri arka arkaya gelmeye başladı. Özellikle 2010 yılından sonra piyasaya sürülen Boss Bottled’ın devam parfümlerinin sayısı 10’u geçti.

2015 yılındaysa Hugo Boss, muhtemelen ana akım rakiplerine baktı ve çoğunun öd temalı parfümleri olduğunu gördü. Bu akımdan geri kalmak istemeyen Hugo Boss böylece öd temalı erkek parfümünü raflara yerleştirdi. İsmi Boss Bottled Oud olan yeni parfümün tanıtımında “zengin içeriklerle hazırlanan kompleks bir parfüm olduğu” vurgusu yapılmış. Ayrıca ilginç şekilde içeriğindeki öd ağacı esansının tamamen doğal olduğu iddia edilmiş. Parfümün “erkeksi, lüks, rafine ve yoğun” tarafı öne çıkarılmaya çalışılmış. Bakalım Hugo Boss’un öd temalı parfümü bize neler vaat ediyor.

Parfümün açılışı ferah sayılamayacak turunçgil-yeşil elma temasıyla gerçekleşiyor. Bu başlangıcın, abi Boss Bottled’ı anımsattığını düşünebiliriz. Benim için çok çarpıcı değil üst notalar. Orta kısımda elma benzeri meyvemsiliğin etkisi azalırken kuru safranın merkeze geçtiğini görüyoruz. Safrana bir parça öd ağacı ve tatlı satılabilecek karanlık baharatlar eşlik ediyor. Tarçın ve karanfilin ağırlıkta olduğu baharatlar, safranın baskın havasını kırmaya çalışıyor orta kısımda. Geleyim kapanışa. Yumuşak sandal ağacına eşlik eden odunsularla fena bir kapanış yapmıyor Boss Bottled Oud.

Tenimde öd ağacından ziyade safranı öne çıkarttı Boss Bottled Oud. Başlangıçtaki alkolümsü-meyvemsi yapı, parfümün en sıradan kısmı bence. Zaten klasik Boss Bottled’da da sevmemiştim üst notaları. Orta kısım abisine göre daha farklı Oud versiyonunda. Kimi kullanıcılar vanilyadan bahsetmiş ama bence büyük yer kaplamıyor Oud’da vanilya. Daha çok tatlılığı sağlamak ve baharatları yumuşatmak için kullanılmış sanki vanilya. Kuru sayılabilecek, tatlılığı dengeli, rafine sayılamayacak, kendisine aşık edemeyecek bir öd çalışması diyebilirim.

Ne yazık ki safranı sevemiyorum parfümlerde ve buradaki verilişini de beğenmedim. Ödün verilişi de kuru ve bana göre değil. Yumuşak baharatları ve odunsu kısmı güzel ama o da bu parfümü alıp kullanmak için yeterli mi emin değilim.

Son olarak 1998 çıkışlı Boss Bottled’ın öd eklenmiş hali demiş bazı yorumcular. İlk Boss Bottled’ı pek sevmediğim sır değil. Oud versiyonu da kendime yakın bulamadım. Bence klasik Boss Bottled ile Oud versiyonu arasında büyük benzerlik yok. Evet, zaman zaman gerilerden Boss Bottled izlenimi uyandıracak kokular geliyor ama çok benzedikleri şüpheli. Oud versiyonu oldukça karanlık, koyu ve birçok öd temalı parfüm gibi kullanması/sevmesi zor bir arkadaş. Klasik Boss Bottled ise daha ferah, açık, aromatik ve günlük kullanıma uygun. Bu anlamda iki parfümün karakterleri oldukça farklı.

EDT formundaki Boss Bottled Oud’un kalıcılığı iyi ama etrafa yayılımı sınırlı. Tam bir kış parfümü. Erkeksi tarafı ağır basıyor.

Koku Güzelliği:10/6

11 Şubat 2019 Pazartesi

PRYN Parfum – Turkish Leather (2016)

Yeni parfümler denemek bir anlamda dünyanın farklı yerlerini keşfetmeye benziyor bence. Meraklı ve sürekli yeni/farklı kokular peşinde koşan parfümseverler, bir anlamda günümüzün modern seyyahlarına benzetilebilir. Nereden mi çıktı şimdi bu benzetme?

O zaman sizi Tayland’a götüreyim. Prin Lomros adında bir Tayland’lı, kendi tasarladığı parfümleri PRYN Parfum markasıyla dünya niş sektöründe görücüye çıkardı 2016 yılında. Prin Lomros’un tutkusu olan parfümlere sanat eseri olarak baktığı ve her kokusunun geri planında hatıralar ve hikayeler olduğunu belirtmesi şüphesiz ki anlamlı. Bu yepyeni niş markayla bende ilk defa tanışıyorum. PRYN’nin en popüler ve dünyada en çok ilgi gören aynı zamanda en çok satan parfümü ise Türkler için bir sürprizi barındırıyor.

Turkish Leather, 2016 yılında piyasaya sürüldü ve kısa sürede niş parfüm meraklılarının ilgisini çekti. PRYN, bu popüler parfümün ismini Türk Derisi olarak seçmiş ve açıklamasında da özetle şunları söylemiş: “Türkiye, batı ve doğu kültürlerinin kesiştiği egzotik bir ülke. Rakı, baharatlar ve anasondan imal edilen geleneksel bir Türk içkisidir. Lokum ise badem pudrasından yapılır ve tatlıların kraliçesi olarak adlandırılır. Çölün kralı da denen meyveyse hurmadır. Geleneksel tütsü ve öd ağacı kokusu heryerde bulunabilir.”

Bu açıklamaya bakarak PRYN markasının çoğu batılının düştüğü hatalara düştüğünü ve Türkiye’yi “rakı-lokum-hurma-tütsü/öd ağacı” olarak gördüğünü söyleyebiliriz. Oysa ki ne hurma ne de tütsü/öd ağacı Türk kültürüne ait değildir, ağırlıkla Arap kültürüne aittir. Demek ki Uzak Doğu ülkesi Tayland’da bile Türk ve Arap kültür temaları birbirine karıştırılabiliyormuş. Neyse konumuza dönelim.

Turkish Leather, kendi internet sitesinde baharatlı-tatlı-deri tarafına yakın görülmüş. Açıklanan notalarıysa oldukça ilginç: Rakı, lokum, yenibahar, karamelize hurma, Fransız ladeni, Laos ödü, tütsü.

Parfümün başlangıcı kuru ve keskin baharatlar ve tütsüyle gerçekleşiyor. Açıklanan notalarındaki yenibahar bu baharatlı yoğunluğun sebebi olabilir. Orta kısma geçildiğinde kuru baharatlar ve tütsüye tatlılık ekleniyor. Yine açıklanan notalara baktığımda hurma benzeri koku algılıyorum. Belki de karamelize edilmiş hurmayı andırması için bu yola başvurulmuş. Son kısımda baharatlar azalırken, tatlı deri tarafına yakın duruyor koku profili. İlginç bir şekilde gerilerden meşe yosunu geliyor sanki. Kapanışta epey zayıflıyor Turkish Leather.

Parfümün açılışında neredeyse metalik-yeşil odunsuluk, kuru tütsü ve karabiber-karanfil-tarçın benzeri baharatlar bulunuyor. Bütün bu notaları genellikle sevdiğim için güzel başlangıcı var diyebilirim. Orta kısımda tatlılığı artan parfüm, başlangıcındaki gibi neredeyse karanlık sayılabilecek tarzda ilerliyor. Orta bölümde tatlımsı hurma ve az da olsa plastiğimsi hissiyat veren derinin uyumu fena değil. Derinin genel verilişi süetimsi denebilir.

Bence bu arkadaş baharat-tütsü-deriyi merkeze almış. Keskin ve kuru baharatlar üst ve orta notaları adeta domine ediyor. Tütsü de başlangıçta ve orta-son kısımda etkisini hissettiriyor. Deri-hurma hissiyatı orta-alt kısımda görülüyor ya da bana öyle geliyor.

Sonuç olarak çok başarılı bir parfüm Turkish Leather. Harika baharatlar biraz Serge Lutensvari kullanımı hatırlatıyor. Hatta tatlı deri bile Serge Lutens parfümü kokluyormuş gibi izlenim verebiliyor. Kalite anlamında sorunsuz ve koku güzelliği olarak da gayet iyi. Eğer siz de benim gibi koyu/karanlık tütsü-baharat-deri tarzını seviyorsanız sağlam bir seçenekle tanıştınız şu andan itibaren.

Birşeyden daha bahsedeyim. PRYN’nin internet sitesinde Turkish Leather’ın içeriğinde rakı, öd, kakao, lokum olduğundan bahsedilmiş. Ben ne rakı kokusu ne öd ağacı ne de kakao algıladım. Yani rakı kokusu bekleyen arkadaşlar hayal kırıklığı yaşayabilir.

Yine bu markaya özgü bir durumdan bahsedeyim. İnternet sitesinde Turkish Leather’ın Eau de Parfum Intense diye bir konsantrasyona sahip olduğu belirtilmiş. EDP Intense çok kullanılan bir terim değil. Bu duruma bağlı mı bilemiyorum ama güçlü ve sağlam bir parfüm. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı fena değil. Gün içinde ara ara kendisini size hissettiriyor. Uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın bence. Tam bir kış parfümü olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Koku Güzelliği:10/8

7 Şubat 2019 Perşembe

Carolina Herrera – Good Girl (2016)

Carolina Herrera’nın 2016 çıkışlı kadın parfümü Good Girl, gerek şişesi gerekse konseptiyle oldukça ilgi çekmişe benziyor. Uzun zamandır iddialı ve çok satanlar listelerini alt üst edecek parfümler piyasaya süremeyen Carolina Herrera anlaşılan Good Girl’e oldukça önem veriyor. Güçlü bir pazarlama kampanyasıyla satışa sunulan Good Girl, kısa sürede hedefine ulaşmış gibi görünüyor.

Good Girl, modern kadının dualitesinden ilhamını alıyor anladığımız kadarıyla. Carolina Herrera bu parfümü “cüretkar ve seksi, şık ve esrarengiz, iyi ve kötü” olarak tanımlamış. Ayrıca “Good Girl’ün gizemli duygusallığı modern aynı zamanda sofistike bir koku yaratır” denmiş. Kokusunun içeriğindeyse beyaz çiçekler (yasemin ve sümbülteber) ve kahve-kakao öne çıkarılmış.

Good Girl’ün açılışı şekerli turunçgil meyveleri benzeri kokuyla gerçekleşiyor. Üst notaları ferah değil ve oldukça tatlı. Lezzetli başlangıcı farklı ya da ilginç olmasa da hoş denebilir. Orta kısımda tatlılık biraz azalsa da devam ediyor. Meyvelerin yerini orta kısımda beyaz çiçekler alıyor. Yasemin-sümbülteber kuru ve keskin değiller aksine çikolatamsı tatlılığın içine adeta yedirilmişler. Son bölümde tatlılık biraz daha azalıyor ve azıcık sabunsu çiçekler ve misk kapanışı yapıyor.

Good Girl, şekerli çiçeklerin, bir parça ekşimsi turunçgillerin, tonka fasulyesinin ve seyreltilmiş hissi veren sıkıcı miskin egemenliğinde denebilir. Günümüzün yeni nesil modern parfümlerinin tipik örneği aynı zamanda. Bolca tatlılık, ferah olmayan lezzetli turunçgiller, abartılı şekilde kadınsı olmayan çiçekler, misk ve tonka fasulyesiyle, koku profili anlamında şaşırtmıyor Good Girl.

Tabii parfümün kalitesinin harika olmadığını söylemek zorundayım. Genel kompozisyon biraz karmaşık ve karakterden yoksun. Evet, biliyoruz çok satılması için tasarlanan bir konsept Good Girl ve olabildiğince fazla kişiye ulaşması lazım ama başından sonuna kadar çarpıcılıktan ve etkileyicilikten uzak, kısa süre sonra unutulmaya yüz tutabilecek, sizi özel hissettirmeyecek bir arkadaş.

Sonuç olarak onu çok sevdiğimi söyleyemem ama berbatta bulmadım. Kadın parfümü olmasına rağmen şaşırtıcı derecede uniseks kullanıma yakın duruyor. Bir başka konu da içeriğinde kahvenin olduğundan bahsedilmiş resmi tanıtımında. Çok bariz ve yoğun kahve kokusu algılamadım Good Girl’de. Bu parfümü tanımlamak için kahve merkezli demek pek mümkün değil. Bu anlamda neyle karşılaşacağınızı bilmenizi isterim.

EDP formundaki Good Girl’ün kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk yarım saat fena değil, sonrasında normale dönüyor. Tam bir kış parfümü olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Kokusunu Louise Turner tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

3 Şubat 2019 Pazar

Giorgio Armani – Stronger With You (2017)

Giorgio Armani markasının Emporio Armani serisine ait parfümler genellikle oldukça hoşuma gider. Belli bir koku tarzını izlediğini düşündüğüm Emporio Armaniler, yumuşak ve cazibeli vanilyayı parfümlerinde sık sık kullanıyorlar. Kadın-erkek ayrımı olmaksızın birçok Emporio Armani’de bu vanilyalı dokunuşa şahit oldum ve çoğunlukla kendime yakın buldum.

2017 yılında Emporio Armani serisi iki yeni parfümle tanıştırdı bizi. Erkek için olanı Stronger With You iken kadınlara yönelik parfümlerinin ismiyse Because It’s You oldu. Her ne kadar kimi parfümseverler bu yeni parfümlerin isimlerini saçma bulup eleştirseler de gördüğüm kadarıyla epey ilgi çekti bu iki yeni parfüm. Bir süredir kullandığım erkek için olan Stronger With You’nun tanıtımında Giorgio Armani “Büyüleyici, gizemli, kendine güvenen” ifadelerini kullanmış. Ayrıca bu parfümde “Vanilla Jungle Essence” isimli bir içerik kullanmışlar. Yine bu parfümde, kokular dünyasında pek alışık olmadığımız kestane akorunu kullanmış Giorgio Armani. Bakalım ortaya nasıl bir parfüm çıkmış.

Stronger With You’nun açılışı şekerli turunçgiller ve vanilyalı meyvelerle gerçekleşiyor. Kısa süre sonra ferah olmayan ve lezzetli üst notalar yerini orta bölüme bırakıyor. Orta notalarda kremsi vanilya yine ortama hakimken, yumuşak baharatlar kendisini gösteriyor. Kakule ve biberi andıran sıcak baharatlarla kremsi vanilya orta bölümü daha da güzelleştiriyor. Son bölümde vanilya daha az tatlı haliyle orada duruyor. Odunsu notalarla (sedir ağacı muhtemelen) yumuşak vanilya tende dururken, baharatlar artık kapanışta hissedilmiyor.

Karşımızda çok tanıdık bir aroma var: baharatlı vanilya. Giorgio Armani, günümüzün yeni nesil modern erkek parfümlerine yatırım yapmaya devam ediyor anlaşılan. Oldukça tatlı kokan ve kremsi/lezzetli davranan vanilyaya eşlik eden kakule-biber ve sonlardaki sedir ağacı, yeni nesil onlarca erkek parfümde uygulanan bir formül diyebiliriz. Çoğu marka bu içerikleri kullanırken gayet özensiz, baştan savma ve sıkıcı davranırken, Giorgio Armani, Stronger With You’da yapaylığa pek yer vermemiş ve belli kalitenin üzerinde içerikler kullanmış sanki. Benim gibi vanilya kokusu severe bile eziyet eden çoğu yeni nesil berbat ve kalitesiz vanilya kullanımı Stronger With You’da neyse ki yok. Yumuşacık hatta tropikal bir içki kıvamındaki vanilya sizinle flört ediyor. Bu anlamda başarılı buldum kokusunu.

Parfümün resmi tanıtımında dikkatimi çeken iki nota vardı: Adaçayı ve kestane. Genellikle yazlık ve ferah parfümlerde kullanılan adaçayını algılayamadım. Her kış bol bol kestane tüketen birisi olarak da baskın kestane tadı/kokusuyla karşılaşmadım Stronger With You’da.

Sonuç olarak hoş ve güzel bir vanilyalı baharat parfümü. Çok farklı veya yaratıcı değil. Müthiş bir derinliğe sahip olmadığı açık. Yine de sizi mutlu edecek, etraftan kadın-erkek güzel tepkiler alacağınız güvenli bir arkadaş diyebilirim. Tarz olarak Tom Ford – Noir Extreme ve Noir Pour Femme’ye benzettim. Zaman zaman çikolatamsı, karamelimsi kokusu belki de bu iki parfüme benzetmeme sebep oldu Stronger With You’yu.

EDT formundaki Stronger With You, kimi kullanıcıların iddia ettiği gibi performans anlamında harikalar yaratamadı bende. Kalıcılığı normal ve etrafa yayılımı ortalama düzeyde. Hoş bir ofis kokusu olarak da düşünülebilir.

Tabii ki kış mevsimine uyacaktır Stronger With You. Modern tarzıyla her ortama uyum sağlayacaktır. Kokusunu Cecile Matton tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7.5