Atelier Cologne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Atelier Cologne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2015 Cuma

Atelier Cologne – Ambre Nue (2012)


Atelier Cologne – Ambre Nue (2012)

İtalya'nın kuzeydoğusunda yüksek sıradağlarla çevrili bir bölge olan Dolomites'e gitmeye ne dersiniz? İsviçre Alplerinin benzeri olduğu söylenen Dolomites'in, kış ve doğa turizmi için biçilmiş kaftan olduğu söylenir. Tertemiz havası, ormanları ve endemik çeşitliliği ile İtalya'nın Dolomites bölgesi, ziyaretçilerine az rastlanır bir deneyim sunuyor.

Ve günlerden bir gün, bazı turistler, Dolomites bölgesindeki tepelerde dolaşırlarken, ilginç bir olay yaşarlar. Bölgeyi tanıyan kişiler, orada yetişen farklı bir çiçekten bahsederler. Hatta o çiçek ile ilgili gizemli bir hikaye bile anlatırlar. Merakları iyice artan turistler, ertesi sabah oradaki tepeleri dolaşırken, burunlarına harika bir çiçek kokusu gelir. İşte sonunda o bahsedilen çiçeği bulmuşlardır.

Nigritela Rubra da denilen bir çeşit kırmızı orkide çiçeği, bölgede gezen turistler tarafından keşfedilmiş ve koklanmıştı. Kokusu ambere benzetilen bu çiçek, ilerleyen zamanlarda bir parfüme ilham kaynağı olacaktı. Fransa merkezli niş parfümevi Atelier Cologne'nin Ambre Nue'si, İtalya seyahatinde rastlanan Nigritela Rubra çiçeğinin kokusundan etkilenilerek oluşturulmuş ilk parfüm olarak düşünülebilir. En azından benim bildiğim başka örnek yok.


Kendi sitelerinde Ambre Nue, Floriental olarak sınıflandırılmış. Yüzde on sekiz konsantrasyona sahip olduğu belirtilen Ambre Nue'nin, Pure Perfume yapısı ilgimi çekmedi değil. Atelier Cologne markasının, parfümlerini Cologne Absolue olarak nitelemesi, kokunun konsantrasyonuna dair sınıflandırmayı düşündürtüyor. Zaten markanın kurucuları ile yapılan söyleşilerde sık sık bu durumu tekrarlıyorlar. Yani bakmayın isimlerinde Cologne olmasına. Atelier Cologne'nin parfümleri çok yüksek konsantrasyona sahip. Onları geleneksel Eau de Cologne sanmak hata olur.

Ambre Nue'i ilk sıktığımda buruk turunçgiller ile karşılaştım. Temiz ve duru turunçgillerin ağırlığı mandalinada denebilir. Mis gibi parlak portakal gibi değil üst notalar. Olgun ve sakin mandalina, asidik olmaktan uzak. Çok ferahlatıcı olduğunu da söylemek zor. Bu tarz turunçgil kullanımını kendime yakın bulmasam da fena değil başlangıcı. İlerleyen dakikalarda garip bir baharatlılık ortaya çıkıyor. Mandalina hala çok etkili. Tarçın olduğunu tahmin ettiğim yumuşak baharatlara azıcık da olsa kadınsı sayılabilecek çiçekler ekleniyor. Şekerli baharatlara bir taraftan da erkeksi turunçgiller baskı yapıyor. Parfüme ismini veren amber de artık olaya dahil oluyor. Poff. Pek sevmedim orta kısmı. Sonlarda burnu daha da zorlayıcı yapı ortaya çıkıyor. Açıklanan notalarındaki benzoin, her seferinde başımı ağrıttı ve parfümden soğuttu beni. Tuhaf ve neredeyse ilacımsı alt notalarını sevmedim.

Ambre Nue, ismindeki amberin hakkını veriyor ama benim için negatif anlamda. Yapaylık sınırındaki garip amber, tozlu benzoin, reçinemsi baharatlar, uniseks ama hafiften kadınsı çiçeksilik ve tabii ki mandalina. Hepsini bir şişenin içine doldurun ve üç vakit çalkalayın. Karşınıza sihirli bir iksir değil yapay bir kabus çıkıyor. En azından Ambre Nue'nin bende çağrıştırdığı aşağı yukarı bu.


Parfümdeki turunçgiller, ferahlıkla ilgisi olmayan hüzünlü burukluğa sahip. Başlangıçtaki mandalinayı çok sevemesem de kabul edilebilir kalitede ve güzellikte buldum. Sanırım parfümlerde mandalina kullanımına alışamıyorum. Mis gibi ferah portakal varken, greyfurt veya mandalinanın o acımsı buruk aroması, kafamda canlandırdığım turunçgil kalıbına uymuyor bir türlü. Onun içindir ki mandalinayı çok heyecanlanarak koklamadım Ambre Nue'de.

İsmindeki amber göndermesi, orta kısımdan itibaren karşınıza dikiliyor. Egzotik, derin ve karanlık olmayan amber, mandalina ile harmanlanmış ama ortaya iyi sonuç çıkmamış. Bir taraftan sıcak baharatların, diğer taraftan derinden gelen çiçeksiliğin baskısı altındaki turunçgilli amber, ne saldırgan ve sert ne de uyumlu ve gizemli. Hissedilir oranda tatlılık mevcut. Muhtemelen tonka fasulyesinin işi buradaki tatlılık.

Ağdalı, reçinemsi, tatlı, sıcak kokusu oldukça yumuşak ve sakin. Fakat aynı zamanda sürekli bir şeyler rahatsız ediyor beni alttan alta. Benzoin midir, amberin yapay verilişi midir çözemedim. Fakat çözdüğüm bir şey var ki Ambre Nue'yi bir türlü sevemedim. Evet sanırım işin özeti bu kendi adıma. Atelier Cologne'in vetiverden sonra amber teması da bana uymadı. Umarım markanın diğer parfümleri ile aramız iyi olur.

Turunçgillerin parfümde önemli rol oynadığına bakmayın. O sıcak yaz mevsimi parfümü değil. Zaten sıcak zamanlarda kullandığım Ambre Nue, oldukça rahatsız etmişti beni orta notalardan itibaren. Yaz mevsimi dışında her zaman kullanabilirsiniz. Uniseks olarak geçiyor kimi kaynaklarda. Bende katılıyorum. Hatta azıcık da olsa kadın kullanımına yakın görüyorum.


Parfümün tasarımcısı, Atelier Cologne'nin başka parfümlerine de el atmış olan Ralf Schwieger'miş. Bay Schwieger, 2004 yılında Hermes için Eau de Merveilles’i tasarlamıştı. Orada harika kullandığı portakallı amber formunu, 2012 yılında nasıl böylesine başarısız kullanmış anlamak güç.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5

22 Temmuz 2014 Salı

Atelier Cologne – Vetiver Fatal (2012)




Atelier Cologne – Vetiver Fatal (2012)

Sylvie Ganter ve Christopher Cervasel isimli iki parfümseverin karşılaşmasıyla ortaya çıkan bir proje Atelier Cologne. Aslen ikisi de İtalyan kökenliymiş. Sylvie Ganter, Marsilyalı olup, New York'ta yaşıyormuş. Christopher Cervasel ise Toulouse'lu olup, Paris'te yaşıyormuş. Bu iki insanı aynı tutku ve profesyonellik bir araya getirdi. Tahmin edebileceğiniz gibi kokular ve parfümler.

İkisi de aynı aşka tutulmuştu adeta: "Eskinin efsanevi eau de cologne'leri". Onların yeni kokular tasarlamaya olan özlemleri ve arzuları, kolonya üreten ilk parfüm evi olmaya karar vermeleri ile sonuçlandı. Hayalleri şuydu: "Yarattıkları karakterli kolonyaların Eau de Parfum yada Extract formunda ve övgüler alan karakteristik ve büyülü ferahlığa sahip kolonyalar olmasıydı."

Birkaç yıl sonra hayalleri gerçek oldu ve Atelier Cologne markası ortaya çıktı. Bakmayın siz markanın isminde "Kolonya" olduğuna. Hiç bir parfümü Eau de Cologne konsantrasyonuna sahip değil. Mesela Vetiver Fatal, %18 konsantrasyona sahip "Pure Parfum" olarak tasarlanmış. Sadece markanın ismi kolonya. Yani konsept olarak eskinin klasik Eau de Cologne’lerine gönderme var. Onun dışında niş parfümevi diyebiliriz Atelier Cologne için.


Bugün inceleyeceğim Vetiver Fatal, 2012 yılında piyasa sürülen yeni sayılabilecek bir parfüm. Fatal kelimesi Fransızca sözlüğünde karşıma "ölümcül, kaçınılmaz, uğursuz" olarak çıktı. Anladığım kadarıyla olumsuza yakın ve biraz karamsar bir anlamı var. Gerçi kullanım sürecinde hiç de öyle ölümcül yada uğursuz bir parfüm hissi vermedi. Neyse artık geçeyim detaylara.

Kendi sitelerinde vetiver, portakal çiçeği, menekşe yaprakları, sedir ağacı ve öd notaları özellikle vurgulanmış. Parfümün açılışı çok güzel kremsi turunçgiller ile gerçekleşiyor. Abartılı olmayan tatlı turunçgiller modern ve etkileyici. Üst notaları gayet başarılı. Fakat çok kısa süre içinde üst notalar ortadan kayboluyor. Onun yerine tatlımsı meyveler geliyor. Bu kısımdaki meyveler yüksek kaliteli hissiyat vermiyor ne yazık ki. Parfüme ismini veren vetiver de eşlik ediyor meyvelere. Fakat hiç de ilgi çekici değil. Orta bölüm bana göre değil diyebilirim. En büyük hayal kırıklığı sonlarda yaşanıyor. Alt notalarda meyvemsi his devam ediyor. Ona yapay/seyreltilmiş sedir ağacı eşlik ediyor. Alt notalarda sedir ağacının yanında vetiver de var. Fakat aynı orta kısımdaki sıradan ve sıkıcı. Kapanışı en sevmediğim yeri oluyor. Ne acı!

Vetiver Fatal, birçok yorumcunun dediği gibi meyveli vetiver kokusuna sahip. Evet teoride iyi fikir meyveli vetiver. Fakat uygulamada hiç de iyi sonuçlar vermemiş ne yazık ki. Güzel ve gösterişli üst notalarını ayırırsak, orta ve alt kısım fazla değişim göstermiyor ve aynı düzlemde ilerliyor. Genel olarak tatlımsı sulandırılmış meyveler, yumuşak kremsi vetiver ve sedir ağacından oluşuyor ana kompozisyon.


Sıradan kullanılmış meyveler lezzetli olmaktan çok, farklı tarafı olmayan ve yetersiz benim için. Normalde meyveli parfümleri severim. Fakat buradaki meyveleri sevmek bir yana bıktırıcı ve kalitesiz. Vetiver, dumansı kullanılmamış. Genel olarak meyvelere eklenmiş. Zaten fazlaca göstermiyor kendisini. Çoğu zaman geri planda kalmayı tercih ediyor. İsmine binaen, vetiver baskın bir koku beklemeyin. Vasat sedir ağacı kullanımı için ise fazla şey söylemeye gerek yok. Herşey ortada.

Vetiver Fatal hem meyveleri hem vetiveri hem de sedir ağacını en sevmediğim şekliyle kullanmış. Onun içindir ki benim için hayal kırıklığından öteye geçemiyor. Belki de tenime hiç uymadı. Sebebi ne olursa olsun Vetiver Fatal ile ben ayrı dünyalara aitiz. Zorlamaya gerek yok. Eğer ferah, tatlı, kremsi, yumuşak, temiz, modern, yazlık ve meyveli bir vetiver parfümü arıyorsanız denemenizde fayda var. Belki sizin teninizde daha farklı tepkiler verir.

Vetiver Fatal hem erkeklerin hem de kadınların kullanımına uygun gibi görünüyor ilk başta. Fakat kullanım döneminde erkeklere daha çok yakışacağı izlenimi uyandırdı. Onda hiç "Femme Fatale" duruşu yok. Özellikle sedir ağacı ve vetiver, onu hissedilir oranda erkeksi yapıyor. Ama başlangıcı ve meyvemsi kısım kadınsı nüanslar taşıyor. En iyisi uniseks diyelim ve noktayı koyalım.


Genellikle niş markalar için parfümler tasarlamış Jerome Epinette imza atmış kokusuna. Ferah ve meyveli karakteri sebebiyle ilkbahar-yaz mevsimleri için uygun olduğunu düşünüyorum. Farkedilirliği ilk yarım saat yüksek. Sonrasında tene yakın kalıyor. Kalıcılığı ortalama seviyelerde. Bir Pure Parfum'den çok daha iyi performans beklenebilirdi.

Koku Güzelliği:10/5