30 Mayıs 2021 Pazar

Lalique – Encre Noire Sport (2013)

Ünlü mücevher markası Lalique’in ürettiği parfümler oldukça ilgi çekmeye devam ediyor. Başarılı erkek parfümü Encre Noire’den sonra kokular dünyasındaki varlığını artırıyor. Encre Noire’in devam parfümlerinden Sport, bir süredir tenimi süslüyor.

Lalique’in internet sitesinde Encre Noire Sport’un “Lalique erkeğinin çekici inceliğini ve duygusal canlandırıcılığını desteklemek için tasarlandığı” vurgulanmış. Kokunun zarif ve dinamik yönünden bahsedilmiş. Kendisine özgü odunsu karakteri ve ferah/taze tarafından bahsedilmiş. Parfümün ilk saniyelerinde ferah turunçgiller ve sucul notalar karşımıza çıkıyor. Bergamot ve greyfurda eşlik eden sucul calone benzeri kavunsu yapı, hafiften yapaylık hissettirse de dinamik ve canlı davranıyor. İlerleyen dakikalarda turunçgiller geride kalırken, nemli vetiver öne çıkıyor. Yüksek kaliteli dumansı sayılabilecek vetivere, odunsu notalar ekleniyor. Sonlarda hoş ve yumuşak odunsularla kapanış yapılıyor.

Encre Noire Sport, yazlık, serin, taze, ferah, temiz, kullanması ve sevmesi kolay işlevsel sucul vetiver kombinasyonuna benziyor. Islak vetiver tabii ki parfümün ana oyuncusu. Özellikle orta kısımdan itibaren rutubetli vetiver ağırlığını koyuyor. Parfümü iki kısma ayırabiliriz. İlk yarım saat tuzlu bergamot-calone-sucul-greyfurt ve ikinci bölümde vetiver ağırlıklı odunsuluk ana yapıyı oluşturuyor. Bu anlamda Sport ismiyle uyumlu şekilde basit, pek derinliği olmayan, sıcak günlerin kurtarıcısı olabilecek hoş bir arkadaş.

İsminin Encre Noire olmasının muhakkak ki kokuya yansıması olacaktı. Sport versiyonu, orta bölümden itibaren ilk Encre Noire’ye benziyor. 2006 çıkışlı Encre Noire’den aşina olduğumuz dumansı vetiver, Sport’ta daha günlük kullanıma uygun verilmiş. Sport’un vetiveri daha az dumansı. Encre Noire karanlık sayılabilecek ve çoğu kişinin mürekkebimsi dediği tarza yakın fakat Sport’ta karanlık taraf bulunmuyor. Bu anlamda Encre Noire’nin turunçgil eklenmiş basit versiyonu denebilir.

Sport versiyonu, ilk yarım saatteki calone benzeri sucul kısmın hafiften yapaylık hissettirmesini saymazsak, Encre Noire kalitesine yakın denebilir. Orta ve alt bölümdeki miskli vetiveri koklamak büyük zevk. Benim gibi vetiver temasıyla pek arası olmayan birisinin bile takdirini alabilmeyi beceriyor. Tabii vetiver notasının genel olarak tekdüze ve donuk tavrı, Encre Noire Sport’ta da bulunuyor.

Kimi kullanıcılar Encre Noire Sport’u Tom Ford’un sevilen parfümü Grey Vetiver’e benzetiyor. Bence hafiften Chanel – Sycomore esintisi var Encre Noire Sport’ta.

Encre Noire sevenlerin denemesi gereken bu küçük kardeş, Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı ne yazık ki zayıf. Sıcak ilkbahar-yaz günlerinde kullanmanızı öneririm. Kokusunu Nahtalie Lorson tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

25 Mayıs 2021 Salı

Chanel – Bois des Iles (1926)

“Kükreyen Yirmiler (Roaring Twenties), batı toplumunda ve batı kültüründe 1920’li yıllara işaret eder. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da, özellikle de Berlin, Chicago, Londra, Los Angeles, New York, Paris ve Sidney gibi büyük şehirlerde belirgin kültürel üstünlüğe sahip ekonomik refah dönemidir. 1922’de Paris’te “Bœuf sur le Toit” kabaresi açıldı ve hemen gece hayatının merkez üssü oldu. Dumanlı, bohem atmosferinde Flappers, Charleston ve Black Bottom’da doğaçlama caz müzikleriyle dans edildi. Kükreyen Yirmili yılların geceleri, caz ve java müziğinin ritmine göre hareket ediyordu. Bu egzotik enerji dalgasından ilham alan Coco Chanel, sizi egzotik çiçekler ve afyonlu kokularla dolu uzak adaların sakin, bilinmeyen sularına götüren duyusal ve baharatlı Bois des Iles’i piyasaya sürdü.”

Chanel’e göre kadınlar için tasarlanan ilk odunsu parfüm Bois des Iles, kokular evreninin önemli klasiklerinden birisi olarak tarihteki yerini aldı. Chanel’in bu ünlü kadın parfümü, ilerleyen yıllarda tabii ki reformülasyonlar geçirdi. Chanel’in internet sitesinde Bois des Iles için sandal ağacı, ylang ylang ve tonka fasulyesi notaları öne çıkarılmış.

Bois des Iles’in açılışı tatlı ve eski meyvelerle gerçekleşiyor. Tozlu şeftali ve neroliyi andıran meyvelere tabii ki aldehitler eşlik ediyor. Orta kısımda meyvemsilik devam ederken, çiçekler karşımıza çıkıyor. İris çiçeği ve gülü andıran çiçeklere sanki menekşe de destek veriyor. Sonlarda harika sandal ağacı, vanilya ve meşe yosunu sizi mest ediyor.

Bu parfümün 1920’li yıllardan günümüze geldiğini biliyoruz. Kokusal anlamda kullandığım çok eski ve tarihi parfümleri hem andırıyor hem de günümüzde kullanıma yakın duruyor. Parfümün üzerinde baştan sona dolaşan sabunsu-pudralı aldehitler onu, 1920’lere geri götürüyor. Oysa neredeyse baharatlı ve hatta şaşırtıcı şekilde dumansı tütünsü (umarım yanılmıyorumdur) tarafı 1980’li yılların erkek kokularını bile hatırlatıyor. Hatta çoğu kullanıcının Bois des Iles’i, Chanel’in ünlü erkek parfümü Egoiste’ye benzetmesi yeterince enteresan. Kullanım döneminde ben de azıcık benzerlik hissettim Egoiste ile Bois des Iles arasında. Hatta bazı parfüm severlerin Bois des Iles’i, Guerlain’in Samsara’sına benzetmesi daha da ilginç. Evet, Bois des Iles’de sandal ağacı var ama Samsara’daki kadar yoğun ve burun yakıcı olarak kullanılmamış.

Bois des Iles, çok güzel bir Chanel parfümü. Tabii ki kadın kullanımına yakın. Yüksek kaliteli ve nostaljik kokuyor. Bu haliyle yirmili yaşlarındaki hanımefendilerden ziyade, kırk yaş ve üzeri kadınlara uyum sağlayacağını düşünüyorum. Derin ve retro kokusu, denemeye değer.

Efsanevi parfümör Ernest Beaux’un tasarladığı Bois des Iles’i sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak iyi fikir. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı ilk saniyeleri saymazsak biraz düşük kalıyor.

Koku Güzelliği:10/7.5

20 Mayıs 2021 Perşembe

Hugo Boss – Boss Bottled Intense (2016)

Hugo Boss’un yıllardır en çok satan parfümler listesinden inmeyen erkek kokusu Boss Bottled, ilerleyen zamanlarda devam eserlerine imza atıyor. Bottled serisi büyürken, beklenen oldu ve Intense versiyonu raflara çıkıverdi. 2015 yılında ilk Intense kendisini gösterdi. 2015 çıkışlı Intense, Eau de Toilette konsantrasyonundaydı. Pek görülmedik şekilde bir yıl sonra Intense’nin Eau de Parfum versiyonu doğdu.

Kullandığım Intense Eau de Parfum’ün, Hugo Boss’un internet sitesinde yer almaması dikkat çekici. Kimi kullanıcılar Bottled Intense’nin üretiminin bitirildiğini bildiriyor ki haklı olabilirler. Odunsu baharatlı olarak sınıflandırılabilecek Bottled Intense Eau de Parfum’ün açılışı yeşil ekşi elma temasıyla gerçekleşiyor. Leziz elma sularını hatırlatan başlangıcı tatlılık barındırıyor. Orta kısımda tatlı meyvemsiliğe baharatlar ekleniyor. Tarçına eklenen yeşil pudralı meyveler tatlı davranmaya devam ediyor. Sonlarda meyveler geride kalırken, vanilyanın öne çıktığını görüyoruz.

Bottled Intense, abisi klasik Boss Bottled’ın hemen hemen aynısı gibi denebilir. Mayhoş ve aromatik yeşil elmanın devamındaki tek düze tarçın ve vanilya parfümün özeti. Sadece özet değil, kokusal anlamda pek derinliği olmayan parfümün tamamı bundan ibaret. İlk Boss Bottled’in genel yapısı, Intense’de tekrar edilmiş. İki parfümün arasındaki küçük farkları ayırt etmek zor gibi. Her ne kadar Intense versiyonların daha güçlü olduklarını bilsek de Boss Bottled ile performans anlamında çok fark bulunmuyor.

Klasik Boss Bottled varken, neden Intense versiyonu alınsın dersek, cevap belirsiz. İlk Bottled, garip şekilde çok seviliyor ve bir türlü anlamadığım ilgiyi görüyor. Kadınların da beğendiğini bildiğim Boss Bottled’ın, Intense olarak da risk alınmadan benzer koku profiline imza atılması anlaşılabilir. Bu anlamda Intense versiyonu modern parfüm tredlerine yakın duruyor ve çoğu kişinin sevebileceğini düşünmek yanlış olmaz.

Kullandığım Eau de Parfum’un kalıcılığı iyi fakat yayılımı beklediğim kadar yüksek değil. Serin ilkbahar-sonbahar dönemine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6

15 Mayıs 2021 Cumartesi

Carolina Herrera – 212 Sexy Men (2006)

“Çekici, taze, baştan çıkarıcı. 212 SEXY, mandalina ve bergamotun manyetik enerjisiyle açılan canlı 212 koleksiyonuna daha baştan çıkarıcı koku profili getiriyor. Amber ve ahşabın temel notaları klasik erkeksi duyarlılığı yansıtırken, vanilya dokunuşu kokuya çekici görünüm kazandırır.”

Carolina Herrera’nın başarılı erkek parfümü 212 Men’in ardından 2006 yılında devam kokusu Sexy Men versiyonu karşımıza çıktı. Yukarıdaki tanıtım cümleleriyle pazarlanan 212 Sexy Men, Carolina Herrera tarafından oryantal vanilyalı olarak sınıflandırılmış. Parfümün açılışı kremsi vanilyayla gerçekleşiyor. Bir parça naneyi andıran vanilya, orta kısımda çikolatamsı hissiyatını artırıyor. Geri planda kakule benzeri serin baharatları zar zor algılıyoruz. Sonlarda vanilya ve sandal ağacıyla tenden ayrılıyor.

212 Sexy Men, lezzetli, tatlı vanilya kokusuna sahip. Baştan sona, çikolatamsı sütsü vanilya hissiyatı değişmiyor. Bu anlamda tek düze ilerlediğini ve pek değişmediğini söyleyebilirim. Kokusal anlamda günümüzün modern vanilyalı erkek parfümlerinin tipik örneği denebilir. Kalite anlamında idare eden, fazlaca tatlı, yanık vanilyalı gibi davranan 212 Sexy Men, çoğu kadın-erkek için rahatlıkla sevilebilecek arkadaşa benziyor. Büyük kitlelere hitap eden 212 Sexy Men, klişe derecesinde başarılı ticari girişim olarak görülebilir. Onun fazlasıyla basit kökleri, harika parfümü bize vaat etmiyor. Ortalama lezzetteki vanilyalı çikolataları andırıyor.

Bazı parfümler vardır, hakkında söylenecekler sınırlıdır. 212 Sexy Men, sanırım bu tür bir eser. Eğer ortalama vanilyalı parfüm arıyorsanız, denemekten zarar gelmez. Çoğu kullanıcının 212 Sexy Men’i, Le Male’ye benzetmesini anlayabiliyorum. 2006 yılında raflardaki yerini alan 212 Sexy Men, Le Male’nin aromasını fazlasıyla andırıyor. Basit bir Le Male benzeri diyebiliriz sanırım 212 Sexy Men için.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı yumuşak seyrediyor. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. Kokusunu sektörün ünlü iki ismi Alberto Morillas ve Rosendo Mateu tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

10 Mayıs 2021 Pazartesi

Givenchy – L’Interdit (2018)

Givenchy moda evinin en önemli ilham perisi olarak görülen aktris Audrey Hepburn’e adanmış bir parfümün modern sürümüne yolculuk edeceğiz. İlk olarak 1957 yılında yaratılan L’Interdit isimli kadın parfümü, ikonik kokular arasındaki yerini aldı. Yıllar içinde üretimi bitirilen 1957 çıkışlı L’Interdit’in, 2018 yılında yeni yüzüyle raflardaki yerini aldığına şahit olduk.

2018 çıkışlı yeni L’Interdit, Dominique Ropion, Anne Flipo ve Fanny Bal tarafından çiçeksi odunsu kompozisyon olarak geliştirildi. Givenchy’nin internet sitesinde, parfümün resmi tanıtımında cesur kadınlığa övgüden bahsedilmiş. L’Interdit’in unutulmaz, yoğun ve cesurca korkusuz karakterine vurgu yapılmış. Ayrıca geleneklere meydan okuyan ve bireyselliğinizi kucaklamak için davet olduğundan bahsedilmiş.

Parfümün açılışı şekerli meyvelerle gerçekleşiyor. Ferah olmayan üst notalarda baskın armut notası gözden kaçmıyor. İlerleyen dakikalarda armuda tatlı ve kadınsı sümbülteber ekleniyor. İlk saniyelerdeki meyveli yapının yerini feminen çiçekler alıyor. Vurucu ve saldırgan sümbültebere geri planda beyaz çiçekler eşlik ediyor. Sonlarda ilginç şekilde odunsu vetiver temasına dönüşüyor. Yapaylık sınırındaki sedir ağacı ve vetiver, neredeyse bir erkek parfümü kapanışını andırıyor.

L’Interdit, meyveli-çiçeksi-odunsu kokmakta. Parfümün ana yapısını genelde beyaz çiçekler, özelde sümbülteber oluşturuyor. Oldukça kadınsı ve çekici çiçekler gayet çarpıcı ve dikkat çekici. Sümbülteber bolca tatlı verilmiş ve bu durum onu modern koku trendlerine yaklaştırıyor. Orta kısımda zaman zaman karmaşık yapaylığa sahip ve kalite anlamında problemli ne yazık ki. Sonları hiç fena değil L’Interdit’in.

Parfümün katmanlı ve değişken davrandığını söyleyebilirim. Bu anlamda Givenchy’nin kimi parfümlerindeki zenginliği burada görebiliyoruz. Kokusal anlamda devrim yaratmasa da ana akım rakipleri arasında böylesine seksi sümbülteberi kullanan fazla örnek hatırlamıyorum.

L’Interdit, ilk anlarda etrafa saldırıyor fakat ilerleyen saatlerde sakinleşiyor. Başlangıcının benim için fazla şekerli koktuğunu anlıyorum. Orta kısımsa fazlaca kadınsı. Sonları en sevdiğim yeri oluyor. Orta kısımdaki problemi saymazsak ortalama bir ana akım parfüm hissiyatı veriyor. Bir şişesini almasanız büyük kaybınız olmaz diye tahmin ediyorum. Yine de modern şekerli sümbülteber parfümü arıyorsanız, sizi rahatlıkla kandırabilir.

Kullandığım Eau de Parfum versiyonuydu. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine yakışabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

5 Mayıs 2021 Çarşamba

Tom Ford – Ombre Leather (2018)

Tom Ford’un 2016 yılında piyasaya sürdüğü ve özel seriye ait Ombre Leather 16, ilginç şekilde isim değiştirerek tekrardan karşımıza çıktı. Ombre Leather 16’dan iki yıl sonra 2018 yılında bu sefer sadece Ombre Leather ismiyle raflardaki yerini aldı. Farklı olan şuydu ki 2018 yılı çıkışlı Ombre Leather, özel seride değil normal Tom Ford koleksiyonunda yer aldı.

Markanın internet sitesinde Ombre Leather’in sıcak ve baharatlı koku ailesine mensup olduğu yazılmış. Koku tipininse serin baharatlar tarzına yakın durduğu belirtilmiş. Üç ana nota vurgulanmış: siyah deri, menekşe çiçeği ve yasemin çiçeği.

Parfümün ilk saniyelerinde Tuscan Leather esintisi güçlü şekilde hissediliyor. Hafiften meyvemsi ve dumansı kuru deri ilk dakikalarda yüksek kalite vaat ediyor. Orta kısımda acımsı, buruk ve şekerli olmayan kuru deri, gayet pürüzsüz ilerleyişini sürdürüyor. Sonlarda büyük değişim olmuyor. Deri ceketleri andıran süet notası ve geride duran misk, kapanışa imzasını atıyor.

Ombre Leather, ismindeki derinin hakkını baştan sona veriyor. İlk saniyeden son anlara kadar deri her zaman ön planda ve hatta başrolde. Buradaki deri ne şekerli modern parfümlerdeki gibi bıktırıcı ne de fazlasıyla hayvansı hissettiriyor. Kimi niş parfümlerdeki ayakkabı boyasını andıran deri teması da yok Ombre Leather’da. Kimi kullanıcıların dediği gibi deri ürünleri satan mağazaya girdiğinizde etraftan algıladığınız süet kokusu, Ombre Leather’ın ana yapısını oluşturuyor. Hatta yeni alınmış lüks araba içi gibi veya kaliteli deri ayakkabı gibi de kokuyor.

Ombre Leather, safkan ve erkeksi tarafa yakın deri parfümü. Tatlılığa fazlaca yer verilmemesi isabetli olmuş. Kullanması ve sevmesi kolay yapıya sahip. Şık, gerçekçi, lüks, takım elbiseye uyabilecek, otuz yaş üzeri erkekleri mutlu edebilecek, sağlam ve iyi seçenek olarak düşünülebilir. Eğer deri parfümlerine ilginiz varsa Ombre Leather’ı deneme listenize almakta tereddüt etmeyin.

Parfümün tek olumsuz sayılabilecek tarafı fazlaca düz çizgide ilerlemesi. Hemen hemen hiç değişmiyor. Tom Ford gibi güçlü markadan biraz daha detay ve hareket beklerdim ama hiç şaşırtmıyor kokusu. Kullanım döneminde genel yapısını Tuscan Leather’a çok benzettim. Sanırım Tuscan Leather’in daha basit ve uygun fiyatlı versiyonu olarak görebiliriz Ombre Leather’ı.

Eau de Parfum formundaki Ombre Leather’in kalıcılığı çok iyi. Etrafa yayılımı ortalama seviyelerde. Tuscan Leather kadar güçlü değil Ombre Leather. Karanlık sayılabilecek koyu yapısıyla sonbahar-kış dönemine daha çok yakışacağını sanıyorum. Kokusunu Sonia Constant tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7