tatlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tatlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2022 Perşembe

Guerlain – L’Instant de Guerlain (2003)

Guerlain’in 2000’li yılların başında piyasaya sürdüğü kadın parfümü L’Instant, markanın tarihi geri planına küçük bir baş kaldırı olarak düşünülebilir. 2000’li yıllar dünyada birçok şeyi değiştirirken, parfümlerin bundan etkilenmemesi düşünülemezdi. Guerlain’in efsanevi ve nostaljik parfümleri yerini L’Instant gibi modern tatlı kokulara bırakıyor denebilir.

L’Instant’ın kadın versiyonu Guerlain’in internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Büyük bir final. Her şeyin değişebileceği bir an. İki ruh ve iki beden bir araya geldiğinde, zaman aniden durmuş gibi hissettiğinde… Yeni koku ailesini başlatan samimi, güneşli, şehvetli bir koku olan L’Instant de Guerlain’in arkasındaki hikaye: Kristal amber ailesi. L’Instant, Guerlain’in ünlü Guerlinade’si narenciye balı, manolya akorları ve yoğun, şehvetli amberle kaplıdır. Kadifemsi ve gurme, yeni kadınlığın sembolü olan L’Instant de Guerlain, sonsuza kadar parıldamak için yalvaran ışıkla dolu cilt kokusudur.”

L’Instant de Guerlain’in açılışı pudralı ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk dakikalarda fazlaca tatlı mandalina-portakal-limon üçlüsü kısa süre içinde yerini pudralı kadınsı çiçeklere bırakıyor. Orta kısımda manolya, yasemin ve iris çiçeğini andıran şekerli çiçekler, onu günümüzün modern kadınsı parfümlerine yaklaştırıyor. Sonlarda lezzetli çikolatamsı vanilyayla kapanış yapılıyor.

Karşımızda 2000’li yıllardan itibaren bolca rastladığımız meyveli-çiçekli-şekerli-vanilyalı yapı bulunuyor. Burada meyveler az yer kaplarken pudralı çiçekler daha baskın diyebilirim. Birçok ana akım markanın fazlaca derinliğe sahip olmayan bu koku formunu tekrarladığını biliyoruz. Şekerli turunçgilli çiçekler pek yaratıcı değiller ve benim için aşırı dozda pudralılık içeriyor. Kullanım döneminde kendime yakın bulamadığım L’Instant de Guerlain, birçok hanımefendinin ilgisini çekebilir.

Bu popüler koku formunu çoğu parfüm sever Guerlain’in tarihi köklerine yakıştıramasalar da ana akım trendlerle rekabet etmeye çalışan bir markadan beklenebilecek hamle gibi görünüyor. İlginç ya da sıradışı davranmıyor. Açıkçası çok yapay ve bıktırıcı da değil. Bana biraz ağır ve orta yaş kadın kokusu gibi geldi. Onu koklattığım kimi hanımefendiler de bu yönde düşündüler.

Yüksek olan beklentimi karşılayamayan L’Instant de Guerlain, Maurice Roucel tarafından tasarlanmış. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı normal seviyenin biraz altında.

Koku Güzelliği:10/6

13 Ağustos 2021 Cuma

Tiziana Terenzi – Casanova (2014)

İtalyan aile niş parfüm evi Tiziana Terenzi’nin büyümesi hız kesmeden devam ediyor. 2021 yılı ortası itibariyle seksenden fazla parfüme sahip olan Terenzi, 2014 yılında ilhamını Venedik ve Kazanova’dan alan kokusu Casanova’yı piyasaya sürdü.

Venedik’in romantik sokaklarının anlatıldığı resmi tanıtımına bakarak Casanova’nın aşktan esinlendiğini bile düşünebiliriz. Parfümün ilk saniyeleri çiçeksi pudralı yapıyla gerçekleşiyor. Oldukça tatlı pudramsı koku, kadınsı ve temiz denebilir. Orta bölümde pudralı kısım devam ederken çiçeklerin yerini bir parça baharat ve deri alıyor. Sonlarda pudralı taraf geride kalıyor. Alt notalarda amber, odunsular ve miskin hakimiyetinden bahsedebiliriz.

Casanova, ilk anlardan itibaren fazlaca baskın ve oldukça şekerli pudralı çiçeklerin başat rol oynadığı sabunsu oryantale benziyor. Parfümün genelinde baharatlar baskın olmasa da orta bölümde pudranın etkisini kırması açısından olumlu denebilir. Geri planda hissedilen şekerli deri kadınsı hissiyatı azaltmıyor.

Casanova ismi, çapkın bir erkeği çağrıştırıyor ve iddialı adına binaen karşımıza cazibeli erkek parfümü çıkacağı algısı yaratıyor. Oysa daha ilk saniyelerde erkeksi tavırla ilgisi olmadığını anlıyoruz. Casanova, uniseks olarak konumlandırılmasına rağmen şaşırtıcı derecede kadınsı davranıyor. Parfüme kadınsılığı tabii ki temiz sabunsu yapı sağlıyor. Pudranın yanında beliren çiçeklerin de erkeksi olduğunu söyleyemem. Vanilyayı andıran son bölümün, parfümün en sevdiğim yeri olduğunu düşünüyorum.

Pudralı parfümlere hiç alışamıyorum ve Casanova’yı da pek severek kullanmadım. Rahatsız edici derecede baskın sabunsuluk ve şekerli çiçeklerin oldukça yüksek kaliteli verildiğini anlıyoruz. Evet, yapaylık hissedilmiyor fakat kokusal anlamda herkesin sevemeyeceği feminen hissiyat orta yaşlı kadınlarda iyi durabilir.

Onun sanatsallık ve uç yaratıcılık barındırdığını söyleyemeyiz. Niş parfüm sıra dışılığını size yansıtmıyor. Büyük potansiyeli bulunmuyor. Sadece temiz ve pürüzsüz kokuyor.

Extrait formunda ve performansı fena değil. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı iyi. Sonbahar-kış dönemine uyum sağlayacaktır. Kokusunu Paolo Terenzi tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

22 Ocak 2019 Salı

Paco Rabanne – Pure XS (2017)

Bir kadını baştan çıkarmanın kuralları:

Ders1: Kadınlara gizemli tarafınla ilgili ipucu ver.
Ders2: Onlara istedikleri herşeyi verme.
Ders3: Kendine fazla güvenme.
Ders4: Beklenmedik şekilde davran.

Paco Rabanne, moda markası olmanın dışında sanırım ilişki danışmanlığı işine de girdi. Markanın internet sitesinde Pure XS erkek parfümü için böylesine bir tanıtım kaleme almışlar. Tabii bu durum, Pure XS’in pazarlama cümleleri olarak düşünülebilir. Yine internet sitesinde Pure XS, seks sembolü olarak tanıtılmış. Ayrıca Pure XS, yabani bir oryantal olarak sınıflandırılmış. Ağız sulandıran zencefil ve sıcak vanilya öne çıkarılmış kokusunda.

Pure XS’in açılışı tatlı turunçgil meyveleriyle gerçekleşiyor. Ferah olmayan turunçgiller, birçok yeni nesil erkek parfümünde olduğu gibi şekerli ve lezzetli. Orta kısımda vanilya öne çıkmaya başlıyor. Mumsu ve yapay vanilyaya baharatlar ve tonka fasulyesi eşlik etmeye başlıyor. Baharatlarda öne zencefil-tarçın çıkıyor ama vanilya o kadar baskın ki orta notalarda, baharatlar keskin ve güçlü şekilde kendilerini gösteremiyor. Kapanışta mumsu vanilya devam ediyor. Vanilyaya sedir ağacı ve misk eşlik ediyor ve farklı olmayan şekilde tenden ayrılıyor.

Pure XS, modern erkek parfümlerinin her türlü özelliğini içinde barındırıyor. Öncelikle kokusu çok tanıdık ve fazlaca piyasa işi. Bu koku tarzını onlarca yeni erkek parfümünde bulabilirsiniz. İkinci olarak oldukça tatlı kokuyor. Hatta baştan sona şekerli diyebilirim. Üçüncü kafama takılan tarafı yapaylık barındırması. Düşük kaliteli vanilya, kokulu mumları andırıyor ve baharatlar bile bu banalliğe engel olamıyor.

Pure XS, tabii ki popüler rakiplerinden pazar payı kapmaya çalışan bir arkadaş gibi davranıyor. Onun rakipleri kimler mi: Versace Pour Homme Dylan Blue/Eros, Ch Men Prive, Prada L’Homme, The One For Men, YSL – L’Homme ve tabii ki Bleu de Chanel.

Daha ne diyebilirim ki. Bu tür parfümler söz konusu olunca dönüp dolaşıp aynı şeyleri söylemekten bıkıyorum ama yapacak da başka birşeyim yok. Yine bol tatlı, vanilyalı, baharatlı, meyveli tema ve yine herkesin sevebileceği vasata yönelik, çok satması hedeflenen, ileriye dönük birşey vaat etmeyen, anı yaşatan, kısa süre sonra unutulup gidecek, ileri düzey parfümseverlerin kaale almayacağı, kadınların sevebileceği bir zaman kaybı. Oysaki hayat müthiş ve baş döndürücü hızıyla akıyor çevremizde ve biz daha iyilerini hak ediyoruz.

EDT formundaki Pure XS’in tahmin edeceğiniz gibi kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı sınırlı. Sonbahar-kış döneminde kullanmaya daha uygun. 15-30 yaş arası erkekler deneyebilir.

Kokusunun tasarımını Anne Flipo, Caroline Dumur ve Bruno Jovanovic birlikte yapmış.

Koku Güzelliği:10/5

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Giorgio Armani – Code Ultimate (2012)

“Gizemli, tehlikeli, bulaşıcı… Baştan çıkarıcı güç… Armani Code’nin sofistike ve yoğun yorumu.”

Giorgio Armani’nin ünlü ve popüler parfümü Code For Men’in 2012 çıkışlı küçük kardeşi Ultimate için az bile söylenmiş yukarıdaki tanıtım ifadeleri. Oysaki onun üstündeki baskı oldukça fazla. Code For Men gibi, dünya çapında büyük başarı hikayesinin arkasından gelen ve aynı ismi taşıyan parfüm olması altından kalkılacak kolay bir durum değil.

Code For Men’in yüksek satış grafiği, Giorgio Armani tarafından değerlendirilmeye devam ediliyor. 2017 yılının Mayıs ayı itibariyle Code For Men’in 10 taneden fazla devam parfümü çıkarılmış durumda. Code’un kadın versiyonunun devamlarını saymıyorum bile. Gerçi birçok devam kokusu genellikle büyük başarı beklenerek çıkarılmaz fakat Ultimate için ünlü yıldızların rol aldığı reklam kampanyası yapılması bize bazı ipuçları veriyor. Ultimate için yapılan bu yatırımın, geri dönüşü muhakkak bekleniyor. Bakalım Armani Code Ultimate, bana neler hissettirecek.

Parfümün açılışı şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Tatlı ilk patlama, modern, tanıdık, leziz hafiften metalik ama çekici ve sevilesi. Orta kısma geçildiğinde turunçgillerin yerini tonka fasulyesi, vanilya ve baharatlar alıyor. Koyu ve hatta karanlık sayılabilecek baharatlara eşlik eden tonka, tatlılığı fazlasıyla yukarıya taşıyor. Pudramsı vanilya ise bu ikiliye seve seve eşlik ediyor. Son bölümde büyük değişim yok. Karanlık, tatlı baharatlara, sedir ağacı ekleniyor ve böylece kapanış gerçekleşiyor.

Armani Code Ultimate, kendi sitelerinde keskin bir EDT olarak değerlendirilmiş ve oryantal kategorisine konmuş. Koku anlamında oryantal olduğu bir gerçek. Tarzı büyük oranda ünlü abisi Code’a benziyor. Aynı şekerli, karanlık, baharatlı, tonka fasulyesi kombini, Ultimate’de tekrarlanmış. Code’un o kendine özgü ilginç ve çekici yapısından ne farkı var pek anlayamadım Ultimate’nin.

Ama başka bir şey fark ettim. O da klasik Code’dan daha başarılı buldum Ultimate’yi. Nasıl olur derseniz söylemesi zor. Sanırım Ultimate versiyonu, klasik Code’den daha olgun, daha kaliteli, daha performanslı ve daha az yapay. Normal Code, epey yapay ve sıradanlaşırken, ilerleyen saatlerde Ultimate fena değil. Bence klasiğinden daha iyi Ultimate.

Şunu da belirtmem gerekiyor ki, Code For Men’i rakiplerinden ayıran bir nota var, o da zeytin çiçeği. Klasiğinde de Ultimate olanında da zeytin çiçeği notası mevcut. Belki de kokusundaki o hafif yağlımsı havayı zeytin çiçeği veriyordur. Ultimate’de daha rafine verilmiş bu yağlımsı hava.

Sonuç olarak Ultimate zaman zaman bıkkınlık verecek kadar şekerli, baharatlı, pudralı, tonka fasulyesi-vanilya kombinasyonu. Geri kalan öğeler (turunçgiller ve odunsular) yan rollerde yer alıyor. Resmi, takım elbise kokusu gibi gelir bana her zaman için Code For Men. Ultimate versiyonunda bu durum benzer şekilde devam ediyor. Koyu ve karanlık kokusu, onu sonbahar-kış parfümü haline getiriveriyor.

Ultimate’yi harika bulmadım. Uzun süreli kullanımda sıkılacağımı hissetsem de abisi klasik Code For Men’den daha iyi bir seçenek olacağını düşünüyorum. Tabii ki kadınlar onu sevecek ve övgüler alacaksınız. Kullanması ve sevmesi kolay bir parfüm. Etkisi kanıtlanmış bir aroma Code. Bu anlamda işe yaraması büyük ihtimal.

EDT formunda. Kalıcılığı yeterli. Fark edilirliği normalin biraz altında. Gün içinde ara ara kendisini size hissettirerek küçük sürprizler yapmasını biliyor. Yaş sınırı olmaksızın herkes kullanabilir. Kokusunun tasarımını, Code For Men’e de imzasını atan Antoine Maisondieu yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

23 Aralık 2016 Cuma

Givenchy – L’Ange Noir (2016)

Yine kafam karışık. Givenchy’nin yeni kadın parfümlerinden L’Ange Noir’in tanıtım cümlelerine bakıyorum. Bir yerde “her kadının muamma” olduğundan bahsediyorlar ki kesinlikle katılıyorum. Başka cümlede parfümün isminin anlamının “Kara Melek” (böyle bir dizi yok muydu?) olduğu vurgulanıyor. Öteki tanıtımda da parfümün “Kara Film” sinema akımından ilhamını aldığı söyleniyor. Artık hangisini kabul ederseniz.

Givenchy’nin henüz bir kaç ay önce piyasaya sürdüğü L’Ange Noir’in, başarılı parfümleri Ange ou Demon’un devamı olduğu yönündeki söylentiler ciddiye alınabilir. Kendi sitelerinde L’Ange Noir için beyaz süsen (iris) ve susam notasını öne çıkarması üzerinde durmak gerekebilir. Susam notası parfümlerde pek rastlamadığımız bir öğe. İris ise genel olarak hoşuma giden bir nota. Bakalım L’Ange Noir, öne çıkardığı notaları bana hissettirebilecek mi?

L’Ange Noir’in başlangıcı tatlı bademle gerçekleşiyor. Kimi kullanıcıların L’Ange Noir’i Hypnotic Poison’a benzetmesi muhtemelen bu acı badem sebebiyle. Çok uzun sürmeyen tatlı bademin yerini orta kısımda iris alıyor. Oldukça tatlı ve pudralı verilmiş iris, hafiften makyaj malzemesi efektine de sahip. Son kısımda pudralı irise bu sefer şekerli vanilya ve tonka fasulyesi eşlik ediyor. Kapanışta tatlılık iyice artıyor. Tatlılığın sebebi tonka fasulyesi gibime geliyor.

L’Ange Noir’in özeti şu: Pudralı iris, tonka fasulyesi ve vanilya. Karşımızda oldukça tatlı, modern, hafiften karanlık, kadınsı ve pudralı bir yapı var. Başlangıçtaki badem benim için çok konforlu olmasa da orta kısımdaki iris bölümünü sevdim. Sonlardaki tonka fasulyesi ve vanilyayı fazla şekerli buldum. Yine de ilginç şekilde yapaylık veya uyumsuzluk hissetmedim. Tabii müthiş bir kaliteden bahsedemesem de başarısız değil L’Ange Noir.

afis ange noir yen

Amaca yönelik bir parfüm olmuş gibi. Cazibeli ve çarpıcı bir kadın parfümü düşünülmüş ve hayata geçirilme kısmında tutarlı davranılmış. Başlangıçtaki badem ilk saniyelerde vurucu etki yaparken orta kısmındaki iris çiçeği, kadınsılığı ve pudralı hissiyatı bariz şekilde arttırmış. Üst notalarda femme fatale iken orta bölümde orta yaşlı, anaç hale evriliyor. Sonlardaysa ortalama bir kadın parfümü gibi davranıyor.

Parfümü başarısız bulmadım. Eğer tatlılık ve pudra oranı biraz daha az olsaydı çok daha seveceğime eminim. Bu hali bile piyasadaki yapay ve birbirinin aynı kadın parfümünden iyi. Zaten Givenchy’nin kadın parfümleri fena çıkmıyor. Günlük kullanımdan ziyade akşam parfümü gibi düşünülebilir. Özel anların ya da romantik buluşmaların kokusu olmaya çalışıyor.

cicek ange noir yen

EDP formundaki L’Ange Noir, performans anlamında orta seviyelerde. Kalıcılığı iyi, fark edilirlik ortalamanın biraz altında. Yaş olarak biraz üst grubu hedeflediğini düşünüyorum. Genç hanımefendilere fazla gelebilir. Tam bir kış kokusu.

Koku Güzelliği:10/6

13 Ekim 2016 Perşembe

Yves Saint Laurent – Noble Leather (2013)

Yves Saint Laurent’nin, “Doğu” temasını kullanmasını bekliyordum parfümlerinde. Ünlü tasarımcının doğu coğrafyasına ve doğu kültürüne olan ilgisi biliniyor. Tasarladığı kıyafetlerinde doğu temasını kullanıyor mu bilemiyorum ama 2013 yılında başlattıkları Oriental Collection serisi büyümeye devam ediyor. 2013 yılında üç parfümle başlayan Oriental Collection, 2016 itibariyle altı parfüme ulaşmış durumda. Bu serinin oldukça yüksek fiyatlara satıldığını düşünürsek, Yves Saint Laurent’nin niş markalara küçük bir cevabı olarak görebiliriz Oriental Collection’ı.

Noble Leather, serinin ilk üç parfümünden birisi. İsminden de anlaşılacağı üzere deriyi merkeze almış. Parfümün açılışı kuru sayılabilecek deriyle gerçekleşiyor. Yeni alınmış deri ceketleri andıran başlangıcı erkeksi ve yüksek kaliteli. Orta kısımda deriye tatlımsı kuru meyveler eşlik ediyor. Hafif ekşimsi bu meyveler, deri kokusunun lezzetli hale gelmesini sağlıyor. Orta bölümde sıcak baharatlar ve reçine de algılıyorum. Gayet güzel. Son bölümde yumuşak odunsulara sıcak baharatlı kuru meyveler destek veriyor. Kremsi vanilyayı unutmamak gerekiyor alt notalarda. Zayıf kapanışı fena değil.

İsminin hakkını verircesine deriyi ön plana çıkarıyor Noble Leather. Erkeksi deriye eşlik eden kuru meyveler hoş bir kombinasyon olmuş. Ama bir dakika! Size de tanıdık gelmedi mi bu durum? Evet, Noble Leather, bir parça Tuscan Leather’ı andırıyor. Derinin ve meyvelerin verilişi benzer şekilde. Noble Leather’de deriden çok meyveler hissediliyor. Tuscan Leather’da ise o acımsı deri hep etkili. Noble Leather için sıcak, reçineli, meyveli deri diyebilirim rahatlıkla.

Yüksek kaliteli, leziz, kullanması ve sevmesi kolay Noble Leather, benden rahatlıkla geçer notu alıyor. Tuscan Leather ya da diğer sert deri parfümleri gibi itici değil. Kimi deri parfümlerindeki benim ayakkabı boyasına benzettiğim yapı, Noble Leather’da neredeyse yok. Tabii burada mayhoş kuru meyvelerin rolü büyük. Parfümü sevimli hale getiren meyvelere eşlik eden sıcak baharatlar da işini iyi yapıyor.

yatik noble yen

Sonuç olarak severek kullandım Noble Leather’ı. Erkeksi, şık, modern, tatlı ve kremsi kokuyor. Üst-orta-alt bölüm ayrımları algılanabiliyor. Bu anlamda derin ve detaylı koktuğunu söyleyebilirim.

Aşık oldum mu? Hayır. Ama gayet başarılı buldum genel yapısını. Özellikle soğuk kış mevsiminde içinizi ısıtacaktır Noble Leather. Bir yorumcunun “Tuscan Leather’ın daha kullanılabilir hali” tespitine katılıyorum.

Tabii parfümün oldukça yüksek fiyatından bahsetmem gerekiyor. Kendi sitelerindeki 250 dolarlık fiyat etiketi, Yves Saint Laurent gibi ana akım bir marka için çok gibi görünebilir. Niş parfümlerle yarışan fiyatını göze alırsanız, denemenizde fayda var.

tasli noble yen

EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi, fark edilirliği normal. Performans canavarı olduğu söylenemez. Uniseks olarak piyasaya sürülse de erkek kullanımına yakın.

Koku Güzelliği:10/8

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Kenzo - Power (2008)

İlhamını hayali çiçeklerden alan çiçek parfümü kulağa tuhaf mı geliyor? Soyut çiçekleri anlamada duyularımız bize ne kadar yardım edebilir? Bir çiçeğin gücünü kullanmak ne kadar yaratıcı olabilir? Cevaplarını bulamadıktan sonra, soru sormanın ne anlamı vardır?

2008 yılında Olivier Polge’un giriştiği işin zorluğunu kabul etmemiz gerekiyor. Kenzo’nun yeni parfümü için kendisinden “erkekler için çiçek parfümü” yapması mı istendi bilemiyorum fakat Power isimli parfümlerinin sonucu aşağı yukarı böyle oldu. Çoğumuzun zihnindeki algı şöyledir: “Çiçek parfümleri kadınlar içindir”. Ama durun bir dakika, belki de bu durum değişmek üzere!

Her ne kadar kendi sitelerinde odunsu amber vurgusu yapılsa da, Power, çiçeksi kokuları seven erkeklerin en güvendiği seçeneklerden birisiydi. Di-li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü çoğu yerde Power’ın üretiminin bitirildiği söyleniyor ki muhtemelen doğru. Gerçi bu aralar çoğu yerde bulunsa da, ilerleyen yıllarda ulaşılması çok zorlaşacak bu ilginç parfümün.

Power’ın açılışı tatlı, modern meyvelerle gerçekleşiyor. Kimileri turunçgillerden bahsediyor ki haklılar fakat bence açılışta ekşi meyveler de var. Belki de kiraz vardır azıcık. Üst notaları çok güzel. Orta kısımda meyvemsiliğin yerini sabunsu çiçekler alıyor. Gül mü, leylak mı ne olduğunu ayırt edemiyorum fakat parfümün çiçeksi-sabunsu yana doğru kaydığı aşikar. Portakal çiçeğini de andırıyor sanki. Orta kısım hala doğal ama pek bana göre değil. Kapanışta çiçekler hala var ama sabunsuluk azalmış durumda. İris (süsen) çiçeğini alt notalarda algıladığıma yemin edebilirim. Son bölüm çok yumuşak, kremsi ve neredeyse vanilya tadında miskle gerçekleşiyor ki, nefis.

afis power yen

Power, rahatlıkla meyveli-çiçeksi olarak sınıflandırılabilir fakat buradaki meyveler de çiçekler de vasat ve piyasa işi değil. Bir ana akım markanın parfümünde az görülecek kadar kaliteli, leziz ve sevilesi. Burnu tırmalayan yapaylığın hissedilmemesi mutluluk verici. Belki tabir yanlış olacak ama bazı niş parfümlerle rahatlıkla yarışacak kalitede. Notalar çok temiz ve net. Meyvelerin verilişi tam sevdiğim gibi. Orta bölümdeki çiçekler benim için fazla sabunsu-pudralı olsa da başarılı. Son bölümse çok hoş ve yumuşacık.

Yok, yok haksızlık etmeyeyim, parfümün tamamı yumuşacık. Sakin, basit, barışçıl ve azıcık kadınsı. Onun erkek parfümü olarak tasarlandığını ve pazarlandığını düşünürsek kadınsı hissiyat, ilk başta irkiltici geliyor ama kullandıkça kendisini sevimli kedi yavruları gibi sevdiriyor. APOM Pour Homme, Dior Homme, Dior Homme Intense, ne kadar kadınsıysa, Power’da o kadar kadınsı.

Kimilerinin Cuir Amethyste’e, kimilerinin Gucci Pour Homme II’ye, kimilerinin Feminite du Bois’e, kimilerinin Magnetism’e benzettiği Power, bana daha çok Feminite du Bois ile Apom Pour Homme’un arasında bir yerlerde gibi geldi, yanılıyor da olabilirim.

Sonuç olarak Power’ı sevdim. Tek kusuru biraz fazla tatlı olması. Keşke tatlılık azaltılsaymış. Ayrıca fark edilirliği de ilk dakikalar dışında zayıf. Kalıcılığı yeterli. EDT olması ve parfümün genel karakterinin yumuşaklık barındırması onu tene yakın bırakıyor.

soyut power

Çoğu kişi onu yaz parfümü olarak değerlendirse de bence, çok sıcak yaz günlerinde biraz fazla tatlı kaçabilir. Bence serin ilkbahar-sonbahar ya da hafif esintili yaz akşamları için daha uygun. Çok sıcak yaz günlerinde kullandığım Power’ı, serin sonbaharda denemek için sabırsızlanıyorum.

Koku Güzelliği:10/8

12 Mayıs 2016 Perşembe

Jean Paul Gaultier - Classique (1993)

Sevecen, anlayışlı ve egzotik bir büyükanne düşünün. Tonton ve hoşgörülü büyükannenin evine küçük çaplı da olsa yaramazlık yapan bir torun yakışmaz mı? Evdeki odaları keşfe çıkan ve büyükannesinin çekmecelerini karıştıran küçük torunun ilginç sorularına, kim bilir büyükanne nasıl bir tatlılıkla cevaplar vermişti.

Bu Fransız ailenin haşarı ve geleceği parlak çocuğu Jean Paul, büyükannesinin evine gittiğinde, onun odadaki korselerinden birisi görmüş ve şu soruyu sormuştu: “Şuradaki enstrüman da ne?” Büyükannesinin “o bir korse” cevabı, küçük Jean Paul’u ne kadar tatmin etmişti bilinmez ama bu çocukluk anıları, bir parfümün doğuşuna ilham verecekti.

Jean Paul Gaultier’in kült erkek parfümü Le Male’den bir yıl önce 1993 yılında piyasaya sürdüğü Classique, aynı erkek kardeşi Le Male gibi önemli klasikler arasındaki yerini alacaktı. Zaten iki parfümün benzer şişe tasarımına sahip olması ve bir yıl arayla piyasaya sürülmesi, bu iki parfümün kader birlikteliği yaptığını da bana düşündürtüyor. İşte ilhamını Jean Paul Gaultier’in büyükannesinden alan ve hatta şişesinin de büyükannesinin bedeninden esinlendiği iddia edilen Classique, nihayet Parfüm Merakı’nda yerini alıyor.

Kendi sitelerinde üç nota merkeze alınmış: Portakal çiçeği, zencefil ve vanilya. Parfümün başlangıcı pudra patlamasıyla gerçekleşiyor. Eski ve tozlu pudraya, kadınsı çiçekler eşlik ediyor. Başlangıcı benim için fazlaca pudralı. Orta kısımda pudra etkisi azalırken, eski-tozlu yapı devam ediyor. Çiçekler biraz geri çekilirken, baharatlar ve tatlı meyveler devreye giriyor. Orta notalarda kadınsı yapı biraz azalıyor daha doğrusu dişil taraf törpüleniyor. Başlangıcından daha fazla ilgimi çekti orta bölüm. Son kısımda tartışmasız bir vanilya hakimiyeti söz konusu. Buradaki vanilya eski-tozlu ve biraz pudralı. Azıcık da amber destekliyor kapanışı. Mumsu kullanılmış vanilya tam istediğim gibi olmasa da kötü değil.

yeni kam

Classique, ilk sıkıldığı andan itibaren etrafa kadınsı sinyaller yayıyor. Pudranın çokça verilmiş olması, onu rahatlıkla feminen tarafa doğru çekiyor. Baştan sona kadar bitmeyen tatlılık, zaman zaman bıktırıcı olabiliyor. Evet, o fazlasıyla tatlı kokuyor. Çiçekler, baharatlar, vanilya, pudra ve misk bulunan kompozisyon yeterince iddialı ve zengin. Sanırım onun anlatmak için anahtar kelime iddialı olmalı.

Bir tarafıyla piyasadaki birçok kadınsı parfüme benziyor Classique. Tabii bunda onu taklit eden rakiplerinin de suçu var şüphesiz. E az değil, yirmi üç yaşında bir parfümden bahsediyoruz. 1990’lı yılların başlarındaki koku eğilimlerine göre şekillendirilmiş bir parfümün 2016 yılına çok hitap etmemesi anlaşılabilir bir durum. Bana göre, biraz fazla eski, tozlu, kadınsı ve pudralı kokuyor. Ama Retro meraklıları ona muhakkak şans vermeli, çünkü o önemli bir klasik. İster beğenin, ister beğenmeyin.

Epey kullandım Classique’i. Havaların serin sayıldığı bu geç bahar dönemine uyum sağladığını söyleyebilirim. Fakat onun gösterişli ve detaylı yapısı, günlük kullanım için fazla olacak gibi görünüyor. Daha akşam gezmesi parfümünü andırıyor Classique. Unutmadan söyleyeyim ki o tam bir soğuk hava parfümü. Sıcak yaz mevsiminde fazlasıyla ağır ve bunaltıcı olabilir.

Sonuç olarak çok sevdiğim söylenemez Classique’i. Daha doğrusu kendi için kullanılabilir ya da konforlu bulmadım. Ama yaşı kırkın üzerindeki kadınların, doğru yerde ve zamanda kullanmasıyla efsaneye dönüşeceğine eminim. Sanırım problemi buldum. Doğru yerde ve zamanda karşılaşamadık Classique ile. Bir sonraki buluşmamızın daha iyi geçeceğine eminim.

Benim kullandığım EDP olanıydı. Bir de EDT versiyonu varmış ki deneme fırsatım olmadı. Classique’in tasarımını ünlü burunlardan Jacques Cavallier yapmış. Kimilerinin ya aşık ol ya da nefret et tarzında olduğunu söylemesine aldırış etmeden önce deneyin ve alım kararını öyle verin derim. Kokusu genele hitap etmeyebilir.

reklam classic

Kalıcılığı gayet iyi. Hem kıyafette hem de tende bir sonraki güne kadar dayanıyor. Fark edilirliği ilk bir saat yüksek. Hatta ilk sıkıldığında biraz saldırgan ama ilerleyen saatlerde sakinleşiyor. Üst yaş guruplarını hedeflediği söylenebilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6