ananas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ananas etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2023 Salı

Mancera – Cedrat Boise (2011)

Montale’nin kardeş niş markası Mancera’nın, 2011 yılında çıkardığı Boise Cedrat, en popüler parfümleri arasında sayılabilir. Her ne kadar yeni bazı Mancera parfümleri niş sektöründe dikkat çekse de benim için Mancera denilince ilk akla gelen parfüm Cedrat Boise’dir.

Mancera’nın internet sitesinde Cedrat Boise şu cümlelerle tanıtılmış: “Canlı ve ışıltılı Cedrat Boise, narenciye, frenk üzümü ve baharat notalarıyla açılır. Yasemin ve paçuli yapraklarının şehvetli kalbinde dinlenir. Uzun süre kalıcı odunsu, vanilya, deri ve misk notalarıyla sizi büyüler.”

Cedrat Boise’nin ilk dakikaları ekşi, tatlı, kremsi meyvelerle gerçekleşiyor. Modern sayılabilecek bergamota ananas benzeri mayhoş meyveler eşlik ediyor. Orta kısımda meyvemsi hissiyat biraz geri çekilirken deri ve kadınsı sayılamayacak yasemin geri planda kendisini hissettiriyor. Sonlarda odunsu, miskli temayla kapanış yapılıyor.

Cedrat Boise’nin ilk çıktığı yıllarda oldukça popüler hale gelmesinin sebebi Creed’in şöhretli eseri Aventus’a benzetilmesiydi. Gerçekten de ilk dakikaları Aventus’a fazlasıyla benziyor. Kimi kullanıcılar Cedrat Boise’nin Aventus’a benzemediğini iddia etse de durum pek öyle değil. İlk iki saat Cedrat Boise Aventus’un klonu gibi davranırken orta kısmın sonlarında deri Cedrat Boise de ana öğe hale geliyor. Sedir ağacı ve misk de sonlarda Aventus’tan ayrılan yönleri denebilir.

Cedrat Boise’nin ilk dakikaları oldukça canlı, dinamik ve leziz ama biraz tatlılığı fazla geldi bana. Hafiften çiçeksi hissettiren başlangıcının soğuk havalarda fazlaca ekşi koktuğunu algıladım. Ilık ve sıcak havalarda daha güzel davrandığını düşünüyorum. Bu anlamda sonbahar-kış mevsiminden ziyade ılık ilkbahar ve serin yaz akşamları için daha iyi seçenek denebilir.

Gelelim can alıcı soruya. Aventus gibi kült eser dururken Cedrat Boise’yi almaya gerek var mı? Aventus’un daha dolgun ve güçlü hali gibi hissettiren Cedrat Boise, Aventus severlere daha fazla deri vaat ediyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı yeterli. Kokusunu Pierre Montale tasarlamış. Uniseks olarak sınıflandırılmış. Hem kadınlara hem de erkeklere uyacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

25 Eylül 2022 Pazar

Paco Rabanne - Black XS (2005)

Siyah ve zippo çakmakları andıran şişesiyle Black XS’in ilk çıktığı zamanları hatırlıyorum. 2005 yılında bu kadar fazla sayıda parfüm piyasaya sürülmezdi ve her ana akımın yarattığı koku gözlerin ona çevrilmesine sebep olurdu. Paco Rabanne’nin erkekler için çıkarttığı Black XS, 2000’li yıllar için sıradışıydı çünkü kokusu şaşırtıcı derecede meyvemsi ve çileksiydi. Çilek teması genellikle kadın parfümlerinde kullanılır ve erkekler için çilek kokan eser sayısı oldukça azdır. Her ne kadar açıklanan notasında çilek olmasa da bana her zaman böyle izlenim verir.

Black XS, Paco Rabanne’nin internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “İçgüdülerini yoğun şekilde takip et. Anı yakala. Black XS parfümü, sınır tanımayan tazeliği bünyesinde barındırır. Radikal, şehvetli ve tahmin edilemez çekiciliğe sahiptir. Kalabria ve kalamanzi limonlarının odunsu amber kokusuyla kaynaşmasının radikal çekiciliğine sahiptir. Black XS parfümü odaya bol miktarda taze enerjiyle girer. Pralin ve tarçından oluşan kalbi dolgun, cazibeli ve gizemlidir.”

Black XS’in ilk dakikalarında limon ve diğer turunçgillerin varlığından bahsedebiliriz. Ferah ve canlı şekilde açılış yapılıyor. Orta kısma doğru meyvemsi yönü ağır basıyor. Açıklanan orta notalarında praline var ama pratikte kokuyu alamıyorsunuz. Orta kısım daha çok miskli meyveler hattına yakın duruyor. Sonlarda gri ambere benzeyen yapı var. Gül ağacı da muhtemelen kapanışta bulunuyor.

Bu arkadaşı yıllar önce kullanmıştım. O zamanlar çok popülerdi ve kadınlar onu severdi. İlerleyen yılların ardından eski popülaritesi kalmamışa benziyor. Yine de onu kullanmak anılarımı tazeledi. Black XS, ismi ve şişesindeki siyah vurguyu kokusuna yansıtmıyor. Karanlık, koyu ya da ağır bir parfüm değil. Enerjik, meyveli (ananas-çilek), odunsu bir eser. Herkesin sevebileceği ve her ortamda rahatlıkla kullanılabilecek yapısıyla, güvenli tabir edilebilecek parfümlerden olduğu söylenebilir.

Oysa kalite anlamında pek göz doldurmuyor. Eski haline göre biraz seyreltilmiş hissi veriyor. Performansı zayıf ve çok tekdüze ilerliyor. Baştan sona neredeyse hiç değişmiyor. Evet kokusal anlamda erkek parfümleri için öncü olabilir ama 2022’li yıllar için biraz basit ve çocuksu koktuğu iddia edilebilir.

Dolabınızda bir şişe Black XS olmasa da olur diye düşünüyorum. Yine de benim gibi nostalji sevenlerdenseniz, anıları ve eski arkadaşları hatırlatabilecek yapısıyla küçük boyunu almanızda sakınca olmayabilir.

Onu kullanan kimi yorumcular içeriğindeki meyvemsiliği ananasa benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Ananas ve çileğin benzersiz birleşimine benziyor. Aventus’a ise birebir benzediğini söyleyemem.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal seviyede, etrafa yayılımı ilk on dakika dışında zayıfa yakın duruyor. Erkekler için pazarlansa da kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Bazı yorumcular onun sonbahar-kış parfümü olduğunu söylese de bence ılık ilkbahar hatta yaz akşamları için daha uygun olacağını sanıyorum. Kokusunu Christian Dussoulier, Olivier Cresp, Rosendo Mateu birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

5 Ağustos 2022 Cuma

Rochas – L’Homme (2020)

Tarihi başarılı ve şöhretli eserlerle dolu Rochas markasını çoğumuz 1999 yılı çıkışlı silindir şişeli parfümü Rochas Man ile tanıdık. Çikolatalı koku formu modern parfümlerin en sevilen örneklerinden oldu. Sonrasında pek ses getiren işlere imza atamadı.

2020 yılında ilgi çeken bir parfüm bizi bekliyordu. Rochas’ın yeni erkek parfümü L’Homme, markanın internet sitesine göre erkeksiliği vurguluyor. Üç ana tema öne çıkarılmış: portakal, sardunya ve tonka fasulyesi.

Rochas L’Homme’nin başlangıcı buruk turunçgiller ve ananas benzeri meyvemsilikle gerçekleşiyor. Açılışı tatlı, enerjik, modern ve ferah sayılabilir. Orta kısma geçildiğinde turunçgiller yine hissediliyor. Orta bölümde yeni nesil erkek parfümlerinde görmeye alıştığımız ambroksan benzeri ekşi ve tuhaf yapaylık dikkat çekiyor. Biraz sardunya ve ferah baharatlar orta kısımda yerini almış. Sonlarda odunsu, paçulili tonka fasulyesinden bahsedebilirim.

L’Homme, 2010’lu yıllardan sonra fenomen haline gelen ambroksan merkezli erkek parfümlerini andırıyor. Dior – Sauvage, Versace Pour Homme Dylan Blue, Bleu de Chanel gibi mavi temalı fakat deniz kokusuyla ilgisi olmayan aromatik, dinamik, ferah baharatlı, sardunyalı parfümlere benziyor. Bu anlamda yenilikçi veya ilginç değil. Onun amacı modern rakiplerine benzemek ve büyük kitlelerin gönlünü kazanmak. Muhtemelen amacını gerçekleştirecek fakat kokusal anlamda kalite hissi vermiyor, hafiften burun tırmalıyor ve üst düzey parfüm severleri bıktıracak vasatlığa sahip diyebilirim.

Geçmişi şöhretli klasiklerle dolu Rochas’ın yeni nesil kokusu L’Homme tabii ki hafiften hayal kırıklığı yaratıyor ama artık hangi ünlü marka bu duyguyu bize yaşatmıyor ki. Genç erkeklere hitap edeceğini sandığım bu kokuyu Bruno Jovanovic tasarlamış.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal seviyede, etrafa yayılımı ilk beş dakika iyi, sonrasında ortalamanın altına geriliyor. Kimi kullanıcılar yaz parfümü olduğunu belirtse de bence ılık-serin havalara daha uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/5

30 Mart 2022 Çarşamba

Blend Oud - Hour (2015)

İtalya merkezli niş parfüm evi Blend Oud’un Original serisine ait parfümlerden Hour, markanın internet sitesinde oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış. Parfümün resmi açıklaması şu cümlelerle yapılmış: “Hour baştan çıkarmanın özüdür. Aşık olan iki kişiden esinlenen çiçeklerin hoş bir kombinasyonu. Bu kokudaki tüm elementler mükemmel bir denge içinde olduğunda, bu kıvılcım ve kimya anının bir göstergesidir.”

Hour’un açıklanan notalarında ananas, iris ve pembe biber gibi sevdiğim öğeler bulunuyor. Parfümün ilk saniyelerinde saydam meyveler karşımıza çıkıyor. Açıklanan üst notalarda ananas var ki burada Aventus benzeri ananas bulunmuyor. Hour’un meyvemsiliği çiçeksi, olgun meyveliliğe yakın duruyor. İlerleyen saatlerde meyveli çiçekli yapı devam ediyor. Bir parça iris ve yaseminle hafiften sabunlu hale geliyor. Sonlarda ana yapı fazlaca değişmiyor.

Hour, duru, sade, dingin, temiz, düz çizgide ilerleyen bir parfüm. Sevmesi ve kullanması kolay denebilir. Ferah sayılabilecek meyveler ve kaliteli çiçeklerle süslenen ana aks, yapaylık barındırmıyor. Uniseks olarak sunulsa da kadın kullanımına yakın duruyor.

Hour’un en ilginç tarafı Chanel’in sevilen parfümü Chance’ye benzetilmesi. Kullanım döneminde ben de Chance’ye benzettim. Hour daha nötre yakın dururken, Chance daha kadınsı ve ekşi kokuyordu. Hour için Chance’nin niş benzeri denebilir.

Sonuç olarak hoş ve duru bir eser. Dünyayı sarsmayacağı bir gerçek. Benzersiz ya da sıra dışı değil. Performans anlamında sınıfı geçemiyor. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı eh işte, etrafa yayılımı düşük sayılabilir. Ilık ilkbahar-yaz günleri için fena olmaz.

Koku Güzelliği:10/6.5

1 Eylül 2021 Çarşamba

Montblanc – Explorer (2019)

Montblanc, parfümler alanında büyük başarı sağlayan eserler verememiş marka profili çiziyor. Oysaki kadın-erkek olarak otuz civarında parfüme imza attılar. Safkan parfüm üreticisi olmasa da ara ara kısa süreliğine parlayan kokulara sahipler. Explorer, Montblanc’ın 2019 yılı çıkışlı yeni erkek parfümlerinden birisi. 2021 yılında Explorer Ultra Blue isimli devam parfümü çıktığına göre bu serinin üye sayısının artması bizi şaşırtmamalı.

Explorer, Montblanc’ın internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Explorer’ın kokusu, dünya çapında bir yolculuğu anlatarak rafine erkekliği, varlığı ve karizmayı ortaya çıkaran macera ve özgürlükle doludur.”

Parfümün ilk saniyeleri ferah, canlı ve dinamik meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalarda bergamot ve ananas benzeri ekşi meyvelerin işbirliğinden söz edebilirim. Orta bölüme geçildiğinde ananası andıran miskli meyvelere odunsu notalar ekleniyor. Sonlarda tablo fazla değişmiyor. Odunsu miskli ekşi meyveler tenden ayrılana kadar devam ediyor.

Explorer, mayhoş ferah meyvelerin hakimiyetinde. Her ne kadar açıklanan notalarında bulunmasa da ananas benzeri koku baştan sona kadar etkili denebilir. Resmi olarak açıklanan notalarında ambroxan görünüyor ki parfüme dinamizmi bu öğenin kattığı düşünülebilir. Son yıllarda ferah erkek parfümlerinin vazgeçilmez notası ambroxan, Dior’un Sauvage’ı gibi bıktırıcı oranda verilmemiş. Rahatsız edici olmayan ambroxanın meyvelerle uyumu iyi. Odunsu miskli yapıysa dengeyi sağlamayı görev edinmiş.

Explorer, oldukça basit kokan, sıra dışı davranmayan, Aventus’a fazlasıyla benzeyen bir parfüm. Evet, sihirli kelime Aventus çünkü Explorer, son yıllarda oldukça fazla benzeri yapılan Aventus’un kopyası gibi davranıyor. Kokusal anlamda Aventus’un verdiği ananas suyu efektini yerine getiriyor. Gerçi Explorer, orta kısımdan itibaren cansız ve performans olarak sorunlu görüntü çiziyor. İlk saniyelerdeki canlılık kısa süre içinde kayboluyor. Orta bölümden itibaren vasat şekilde hoş kokan ana akım parfüme dönüşüyor.

Eğer Aventus’un kokusunu çok seviyorsanız fakat bütçeniz o anormal fiyat etiketine yetmiyorsa Armaf’ın Club de Nuit Intense’sine yönelmenizde fayda var. Explorer, en iyi Aventus benzeri parfümlerden değil ve Armaf’ın kokusal anlamda oldukça gerisinde kalıyor. Yine de yeni başlayanlar için leziz ve hoş bir yazlık denebilir.

Eau de Parfum formunda fakat performansı oldukça zayıf. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı yeterli değil. Kokusunu  Antoine Maisondieu, Jordi Fernández, Olivier Pescheux birlikte tasarlamış. İlkbahar-yaz günlerinde kullanmak için uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

29 Temmuz 2021 Perşembe

Armaf – Club de Nuit Intense Man (2015)

Kendilerini Birleşik Arap Emirlikleri’nin en iyi parfüm şirketi olarak gören Armaf markasının eserleri dünyada ilgi çekmeye başladı. Özellikle kimi popüler parfümlerin kaliteli benzerlerini yapmaları, yüksek satış rakamlarına ulaşmalarını sağladı. Tabii Armaf markasının tanınma oranını da arttırdı.

Armaf’ın Club de Nuit serisi epey ses getirdi. Club de Nuit Intense’nin kadın versiyonunun Tom Ford’un sevilen parfümü Noir de Noir’e benzemesinin ardından Club de Nuit Intense isimli erkek parfümünün de Aventus’u andırması şaşırtıcı olmadı. Club de Nuit Intense Man’ın resmi tanıtımında parfümün odunsu baharatlı erkeksi yönü vurgulanmış. Açıklanan orta notalarında gül ve yasemin gibi daha çok kadın parfümlerinde rastladığımız öğelerin bulunması ilgi çekici görünüyor.

Club de Nuit Intense’nin açılışı dumansı ekşi meyvelerle gerçekleşiyor. Limon kabuğu ve ananasa eşlik eden neredeyse tütsü gibi davranan odunsular, ilk saniyeleri rahatlıkla sevmeme sebep oluyor. Orta bölüme geçildiğinde dumansı yapı azalarak devam ederken ananas benzeri mayhoş meyveler yola devam ediyor. Sonlarda odunsu karakter kendisini gösteriyor. Misk ve huş ağacı ağırlıkta diyebilirim.

Açıklanan üst notalarında elma, bergamot, siyah üzüm, ananas ve limon var. Ananasın, parfümün başından sonuna kadar etkisi azalarak devam ediyor. Leziz ve hafiften tropikal kokteylleri andıran ilk dakikalardan sonra Aventus’a benzerlik ciddi şekilde algılanıyor. Aventus’a ilginçlik katan huş ağacı notası, Club de Nuit Intense’de var. İlk saniyelerde oldukça yoğun hissedilen dumansı koyu meyveler orta kısımda basitleşerek devam ediyor. Huş ağacı teması Club de Nuit Intense’de de aynı Aventus’ta olduğu gibi zaman zaman kilit rol oynuyor.

Hepimiz biliyoruz ki Club de Nuit Intense, bir Aventus kopyası ve orijinali varken neden benzeri tercih edilsin? Cevap basit çünkü Aventus’un bir niş parfüm olarak fazlasıyla abartılı fiyatı genelde eleştirilir ve o etiketi hak etmediği söylenir. Aventus’un farklı seri numaralı örneklerini denemiş birisi olarak bence de o basit ananaslı meyve suyu kokusuna, o çılgın fiyat etiketi bol geliyor. O zaman çözüm uygun fiyatlı benzerlerine yönelmek. Aventus’un dünya çapındaki büyük başarısının ardından birçok marka onun küçük değişikliklerle benzerlerini üretti. Club de Nuit Intense, onun kokusuna muhtemelen en yakalaşanı ve en kalitelisi gibi görünüyor. Size garip gelebilir ama Aventus’tan daha çok beğendim Club de Nuit Intense’yi. Bu tür kopya kokular genellikle küçümsenir kibirli niş parfüm severler tarafından fakat Club de Nuit Intense hiç de kötü iş çıkarmamış. Kalite anlamında sizi üzmüyor.

Hafiften tuzlu ekşi meyveli odunsu ambergris teması üzerinde yükselen Club de Nuit Intense, modern parfümlerin başarılı örneklerinden birisi denebilir. Basit, ferah ve canlandırıcı meyve suları gibi kokmak isterseniz imdadınıza yetişecektir. Kendinizi deniz kenarında ananas suyu içerken hayal edebilirsiniz.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. İlkbahar-yaz dönemine uyum sağlayabilir. Erkek parfümü olarak üretilse de kadınlar rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/7.5

30 Ağustos 2020 Pazar

Creed – Aventus (2010)

Aventus’u anlama ve tanımlama çabalarımda artık sona gelmek istiyorum. Yıllar içerisinde iki defa hakkında yazı yazmamı sağlayan Aventus’un artık final yazısını kaleme almanın zamanı geldi. 2011 yılında Creed tarafından tanıtılan ve kısa sürede dünya çapında büyük yankı uyandıran Aventus isimli erkek parfümü, marka tarihinin en çok satan kokusu haline geldi. Birçok benzeri üretildi ve niş parfüm dünyasının popüler yıldızı denebilir. Creed’in bile Aventus’un böylesine büyük başarı yakalayacağını beklemediğini varsaymak yerinde olabilir.

Creed’in internet sitesinde Aventus’un gücü ve başarıyı kutlayan tarihi bir imparatorun dramatik yaşamından ilham aldığı belirtiliyor. Her ne kadar isim vermese de açık kaynaklardan Aventus’un Napolyon Bonapart’tan esinlendiğini biliyoruz. Aventus isminin “rüzgardan” kelimesinden türetilerek bulunduğu ve Aventus erkeğini her zaman sırtını başarı rüzgarlarına dayayarak dört nala koşan bir adam olarak tanımladığını görüyoruz. Ayrıca iyi yaşanmış bir hayatın tadını çıkaran bireyler için sofistike karışım olduğu da öne sürülmüş.

Aventus’un ilk saniyeleri ananas, elma ve tozlu yapraksılıkla gerçekleşiyor. Hafiften metalik ve ekşi meyvelerin (ananas ve elma) lezzetli, ferah, dumansı ve pürüzsüz olduğu söylenebilir. Bir parça bergamotun eşlik ettiği ilk saniyeler lezzetli ananasın önderliğinde geçiliyor. Orta bölümde mayhoş ananasın izleri devam ediyor. Orta notalarda parfümü böylesine ilginç ve sevilen yapan huş ağacı bizi karşılıyor. Dumansı ve ağaçsı davranan huş ağacıyla ananasın karışımı orta kısmı domine ediyor.  Orta notalarda gerilerden azıcık tütsü de algılıyorum. Açıklanan resmi orta notalarında pembe meyveler, paçuli ve yasemin görünüyor fakat hafiften plastiğimsi ağaçsılık daha etkili. Sonlarda görünüm pek değişmiyor. Odunsu ananas kapanışta da devam ediyor. Deriyi andıran odunsuluk sonlarda öne çıkıyor.

Aventus’un kokusal çözümlemesi uzun uzadıya yapılmayacak kadar basit. Ana yapı ekşi meyveler ve odunsulardan oluşuyor. Başlangıçtaki canlı ve dinamik ananas-elma ikilisinin orta kısımda huş ağacıyla dengelenmesiyle Aventus’un anlatması zor ilginç kokusu ortaya çıkıyor. Ağaçsılık kimi zaman dumansı hissiyat veriyor fakat asla karanlık ya da koyu kokmuyor. Aventus gayet açık, basit, düz, derinliğe sahip olmayan bir parfüm. Diğer taraftan da büyük kitlelerin sevmesi için tasarlanmış, kimi zaman ucuz hissettiren, temiz, canlı, genele hitap eden, kadınların çok sevdiği forma sahip bir eser. Hem bu kadar basit ve mütevazi olup, hem de nasıl böylesine büyük fenomen haline geldi, anlaması zor.

Hayatın çoğu anında olduğu gibi nedenlerin peşinde koşmaktansa Aventus gibi popüler parfümü olduğu gibi kabul etmeliyiz sanırım. Creed markasının oldukça yüksek fiyatlara satılan parfümlerini düşününce, Aventus’un 100 ml.’sinin 435 dolar gibi akıl almaz rakama satılması normal gelebilir fakat bu parfümün böylesine uçuk rakamları hak edip, etmediği daha uzun yıllar tartışılacaktır.

Sonuç olarak 2010’lu yılların bol şekerli ve baharatlı erkek parfümlerinden ayrılan, yapaylığa rastlanmayan fakat doğal/gerçekçi de olmayan, kimilerinin marketlerde satılan ananas sularına benzettiği metalik meyvemsi kokusuyla Aventus’a eskisi kadar sinir olmuyorum ama ona aşık olanları da anlayamıyorum. Evet, herkesin istediği parfüme aşık olma özgürlüğü var ama vasatizmin sınırlarında dolaşan Aventus’un kolay kullanılabilir, konforlu ve güvenli koktuğunun da hakkını vermek istiyorum. Onu koklayıp nefret edecek çok fazla kişi çıkmayacaktır. Hele ki kadınların Aventus’a bayılmalarını nasıl açıklayabiliriz hiçbir fikrim yok.

Aventus ve daha genel olarak Creed’in parfümlerindeki batch kodu olayını çoğumuz biliyoruz. Aventus’un bir sürü batch kodlu versiyonu var ve benim denediğim efsane Aventus batch’lerinden Z01 idi. Bu ünlü batch’te ananasla deriyi andıran dumansı ağaçsılık hoş dengede vermiş. Özellikle sonları oldukça deri-odunsu davranıyor.

Kokusu altıncı nesil Creed baş parfümörü Olivier Creed ve oğlu Erwin tarafından tasarlanmış. Erkek parfümü olsa da uniseks olarak rahatlıkla kullanılabilir. Günlük kıyafetlere, spor sonrasına, deniz kenarına ve yaz akşamlarının uzun partilerinde kullanmak için doğru seçim olabilir. Çok soğuk kış günleri dışında her mevsime uyum sağlayabilir.

Eau de Parfum formundaki Aventus’un kalıcılığı idare eder, etrafa yayılımı yüksek sayılmaz.

Koku Güzelliği:10/7

10 Ekim 2018 Çarşamba

Calvin Klein – Obsessed For Men (2017)

1980’li yılların ortalarında parfüm dünyası Calvin Klein’in Obsession isimli eserleriyle tanıştı. Obsession’un hem erkeği hem de kadın versiyonları çoğu kişiye göre hala Calvin Klein’in en iyi parfümleri ki ben de bu görüşe yakın duruyorum. Tabii 1980’li yılların koku karakterine sahip Obsession’lar, aradan geçen uzun yılların ardından değişen koku trendlerine yenik düştüler ne yazık ki. Yeni nesil genç arkadaşlara uzak kalan kokusu yüzünden Obsession’lar eski popülerliklerini kaybetme aşamasına geldiler. Tam da bu noktada Calvin Klein küresel marka olma refleksiyle, rekabetten geri kalmamak adına, klasik Obsession parfümlerinin isimlerinde küçük harf oyunları yaparak Obsessed’leri piyasaya sürdü.

Calvin Klein yeni Obsessed’leri, klasik Obsession’ların devamı olarak pazarlamaya çalışsa da Obsessed For Men, tamamen farklı deneme olarak karşımıza çıkmış. Kendi sitelerinde Obsessed For Men’i erkeksi fujer olarak sınıflandırmışlar ve karanlık vanilyanın varlığından bahsetmişler. Bakalım durum Calvin Klein’in anlattığı gibi mi?

Obsessed For Men’in açılışı ferah sayılamayacak buruk ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Greyfurt, şekerli limon ve ananas benzeri meyvemsi açılışı günümüzün onlarca modern erkek parfümündeki gibi. Orta bölümde meyvelere yumuşak ve tatlı baharatlar ekleniyor. Kakule ve biber olduğunu tahmin ettiğim baharatlar keskin ve erkeksi değil. Kapanışta buruk vanilya etkili. Vanilyaya eşlik eden sedir ağacı ve ambroksan kokunun yönünü farklı tarafa çeviriyor.

Obsessed For Men, aromatik, buruk baharatlı fujerlerin tipik örneği. Başlangıçtaki meyvelere eklenen baharatlar, şekerli ve ne kadar da tanıdık. Tatlılığın sebebinin tonka fasulyesi olduğu aşikar. Her ne kadar açıklanan notalarında vanilya olsa da tatlılık tipik-bayık tonka fasulyesi şekerliliği. Alt notaları benim gibi vanilyaseveri bile tavlayamadıysa düşünün artık durumu.

Kokunun genelini düşündüğümde Calvin Klein’in risk almadan 15-25 yaş arası Z kuşağını hedeflediğini anlayabiliyoruz. Yaratıcılıktan uzak, bolca şekerli, parfüm trendlerine tam anlamıyla uyan, sıradan, sıkıcı ve benim için soğuk-itici tarzda. İyi de bu durum sizin için önemli mi? Tabii ki değil.

Kendime yakın bulamadığım koku karakterine sahip olan Obsessed For Men’i siz belki de çok beğeneceksiniz. Bu parfümle ilgili takıldığım noktaysa isminin neden Obsession’lara benzetilerek eski muhteşem klasiklere gönderme yapıldığı. Yeni Obsessed For Men, gerek kalite anlamında gerekse koku karakteri anlamında 1986 çıkışlı Obsession For Men’in tırnağı bile olamaz. Koku benzerliği anlamında da benzerlik bulunmuyor. Bu durumdan anlıyoruz ki Calvin Klein şöhretli klasiklerinin ismini kullanarak yeni parfümlerini satmaya çalışıyor. Böyle bir yol izleneceğine neden farklı isimle bağımsız parfüm olarak piyasaya sürülmedi ki Obsessed For Men?

Genel beğeniye uygun, kullanması kolay, karşı cinsten övgüler alabileceğiniz bu delikanlı size büyük şeyler değil sadece temiz ve bol şekerli kokmayı vaat ediyor. Bu koku tarzıyla ve genel olarak uygun sayılabilecek fiyatıyla rakiplerine korku salabilir Obsessed For Men. Parfüm dünyası içinse pek kayda değer bir eser olarak geçmeyecek gibi görünüyor. Eğer Versace – Eros, Bleu de Chanel, Dior – Sauvage, Spicebomb, Burberry For Men gibi parfümleri seviyorsanız yeni bir alternatif Obsessed For Men.

Kokusunun tasarımını Ilias Ermenidis ve Christophe Raynaud birlikte yapmış. EDT formundaki parfümün kalıcılığı vasat, etrafa yayılımı ilk patlama dışında kötü. İlkbahar-sonbahar mevsimlerinde kullanmak daha iyi sonuç verebilir. Eğer arkadaşınıza hediye parfüm almak istiyorsanız iyi seçeneklerden birisi. Hem kokusunu çoğu kişi beğenir hem de diğer markaların parfümlerine iki katı ücret ödemek zorunda kalmazsınız.

Koku Güzelliği:10/5

21 Mayıs 2018 Pazartesi

Nishane – Karagoz (2017)

İstanbul merkezli niş parfümevi Nishane’nin yeni parfümleri sadece ülkemizde değil, yurtdışında da epey ilgi görüyor. Parfüm platformlarında kendisine yer bulmaya başlayan Nishane’nin eserleri, zaman zaman ödüller de alıyor yurtdışından. İlerleyen yıllarda daha da başarılı olacağını düşündüğüm Nishane’nin 2017 çıkışlı gölge oyunu serisini sanırım biliyorsunuz.

Üç parfümden oluşan gölge oyunu serisinin Hacivat ve Zenne’sini kullanmıştım. Şimdi sıra geldi Karagoz’e. Nishane’nin internet sitesinde hala bu üç parfümden oluşan gölge oyunu serisine dair hiç bir bilgi bulunmaması kafamı karıştırsa da gayri resmi kanallardan karşımıza çıkan notaları ilginç bir koku formuna sahip olduğunu müjdeliyor Karagoz’ün.

Üzüm, ananas, neroli, öd ağacı, amber, yasemin ve paçuli, nota diziliminin ağırlığını oluşturuyor anlaşılan. Karagoz’ün başlangıcındaki lezzetli ve kaliteli turunçgilleri tabii ki sevdim. İlk saniyelerdeki meyvemsi hissiyatta portakal-neroli-bergamot benzeri narenciyelerin etkili olduğunu sanıyorum. Orta bölümde meyveli yapı devam ediyor. Bu sefer turunçgiller değil de üzüm-ananas ikilisi devreye giriyor. Buradaki ananas Creed’in ünlü eseri Aventus’taki gibi parlak, canlı ve ferah verilmemiş. Hafiften koyu tarafı olan meyvelerden bence üzüm daha ön planda Karagoz’de. Orta bölüm fena değil. Kapanışta büyük hayal kırıklığı var ne yazık ki. Son bölümde ortada ne meyveler kalıyor ne de kalite hissiyatı. Yapaylık sınırındaki neredeyse metalik ambere eşlik eden ruhsuz paçuliyle kapanışı yapıyor.

Karagoz’un başlangıcında ve orta kısmında bulunan dinamik ve leziz meyvelerin, son kısımda birden tırpanlanarak garip bir ambere dönüşmesi hem şaşırtıcı hem de üzücü. Evet, Karagoz için bir meyve parfümü diyebilirim. Gerek üst notalarındaki gerekse orta kısımdaki gerçekçi ve ağız sulandıran meyveler Karagoz’e karakter verirken, kapanışı parfümün genel gidişatıyla uyumsuz olmuş bence.

Tabii meyveler derken çok ferah meyvemsilik akla gelebilir. Buradaki meyveler ozonik-meyvemsilikten ziyade biraz daha olgun, çocukça kokmayan ve azıcık koyu-karanlık verilmiş gibi. Karagoz’de aklımda kalan en belirleyici nota ise üzüm. Zaman zaman marketlerde satılan üzüm sularını aklıma getiren Karagoz, bu anlamda duruşunu ortaya koymaktan çekinmiyor.

Karagoz, turunçgiller-ananas ve üzüm kokularından oluşan bir deneme sanki. Onlara destek veren sınırlı sayıdaki beyaz çiçek onu asla abartılı şekilde kadınsı tarafa taşımıyor. Karagoz hem kadınların hem de erkeklerin kullanabileceği hoş bir dengede duruyor. Karagoz’un büyük resmine baktığımızda başka parfümlere benzemeyen farklı yapısı memnun edici. Birbirinin aynısı parfümlere boğulduğumuz 2010’lu yılların sonlarında farklı kokularla karşılaşmak hem ufuk açıcı hem de geleceğe dair umut verici.

Fotoğraf fragrantica sitesinden alınmıştır.

Söylemeden edemeyeceğim. Kısaca ananas mevzusundan bahsedeyim. Son yıllarda özellikle niş markaların üzerinde durduğu birkaç nota var. Öd ağacı ve amber merkezli birçok esere imza atılırken, şimdi de araya ananas teması girdi. Tabii ananas kokusunun birden popüler olmasının sebebi bilineceği üzere Creed’in Aventus’u. 2010 yılında piyasaya çıkan Aventus öyle büyük ses getirdi ki rakipleri mecburen ananas merkezli parfümlere yer vermeye başladılar. 2010 yılı öncesinde bu kadar ananas temalı parfüme rastlamak imkansız gibi bir şeydi. Aventus’un ardından Tiziana Terenzi’nin Orion’u, M. Micallef’in Royal Vintage’i, Bond No.9’nın The Scent of Peace ve BondNo.9.com’u , Histoires de Parfums – Prolixe’si ve Mancera’nın Cedrat Boise’si hayatımıza girdi. Acaba Nishane’nin böyle bir dalganın üzerinde sörf yapma isteğinin sonucu mudur Karagoz bilemiyorum, sadece aklıma geldi paylaşmak istedim sizlerle.

Sonuç olarak ılık ilkbahar ve yaz akşamlarında kullanmak için ideal Karagoz. Kalite anlamında sonları dışında iyi. Koku güzelliği ise beni kendisine aşık edemese de bu tarz meyvemsi parfümleri sevenleri memnun edecektir.

Karagoz’un kokusunu parfümör Jorge Lee tasarlamış fakat markanın sahipleri Murat Katran ve Mert Güzel’de katkıda bulunmuşlar. Extrait de Parfum formundaki Karagoz’un performansı iyi. Kalıcılığı yüksek, fark edilirliği ilk yarım saat fena değil.

Koku Güzelliği:10/6

2 Ekim 2017 Pazartesi

Nishane – Hacivat (2017)

İstanbul merkezli niş parfümevi Nishane’nin 2017 yılında tanıtımını yaptığı yeni parfümler ilgi çekmeye devam ediyor. Eski Türk ve Osmanlı kültüründe önemli yer tutan öğelerden gölge oyunundan ilhamını almış yeni kokular. Karagöz, Hacivat ve Zenne, markanın kurucuları Murat Katran ve Mert Güzel’in deyimiyle “bu parfümlerle bu toprağın hikayelerini anlatmaya başladık” demişler ki çok haklılar.

Birçok niş markanın kendi ülkelerinin kültürel öğelerini parfümlere yansıttıklarını düşünürsek, Nishane’nin Karagöz, Hacivat ve Zenne’yi konu alması tutarlı ve dışarıdan bakan gözler için gayet ilginç ve otantik.

Bir süredir kullandığım Hacivat’a odaklanmak istiyorum. Söylenceye göre Karagöz ve Hacivat’ın Bursa’da yaşadıkları ve cami inşasında çalışan iki işçi olduğu iddia ediliyor. Hacivat’ın asıl adının Hacı İvaz olduğu ve Karagöz’e göre daha nüktedan ve uyanık olduğu söylenir. Nishane’nin kendi sitesinde bu üç parfümün resmi tanıtımlarının henüz olmadığını farkettim veya ben bulamadım.

Hacivat’ın açılışı güçlü turunçgillerle gerçekleşiyor. Açılışta tropikal meyveleri andıran yapıya eşlik eden turunçgiller fena değil. Bence portakaldan ziyade mandalinaya yakın duruyor açılışı. İlerleyen dakikalarda mandalinamsı his geri çekilirken parfümün başrol oyuncusu metalik ananas ortaya çıkıyor. Buradaki ananas, turunçgillerle harmanlanmış. Kremsi ve yumuşak değil orta bölüm. Kapanışta büyük değişim yok. Tek fark yumuşak odunsular. Sedir ağacını andıran odunsulara yine ananas destek veriyor. Biraz da paçuli var alt notalarda.

Hacivat’ı kimi yorumcuların şipre olarak tanımlaması anlaşılabilir. Hacivat’ı ilk kullandığımdan itibaren içerisinde elma, portakal, kivi, nar ve ananas bulunan karışık meyve sularını hatırlıyorum. Tatlı (içinde fruktoz şurubu bulunan) endüstriyel meyve sularını andıran parfümün geneli, modern ve leziz denebilir. Bence meyveli-odunsu tarafa yakın Hacivat. Meyve derken kimi zaman leziz portakal-mandalina benzeri narenciyeleri kimi zaman enteresan tropikal meyveleri anımsatıyor. Buradaki meyveler gayet canlı, pozitif, tek düze, uyumlu fakat hafiften pürüzlü, özgün değil ama eğlenceli denebilir. Meyveler ne erkek ne de kadın kullanımına yakın. Parfümün unisekse yakın duran hoş bir dengesi var. Her ne kadar sonlardaki ağaçsılar ve bir parça paçuli hafiften erkek kullanımını çağrıştırsa da kadınların sevebileceğini düşünüyorum Hacivat’ı.

Şimdi ananas ilginç bir meyve. Hem o garip ve sevimli dış görünüşü hem kabuğunu soyup meyvesine ulaşmanın zorluğu hem de ekşimsi tadı pek Türk halkının alıştığı gibi bir meyve olmadığı izlenimi veriyor. Zaten tropik bir meyve olan ananasın parfümlerde verilen kokusu genellikle Hacivat’taki gibi metalik ve parlak karşımıza çıkıyor. Hacivat, bu anlamda klasik bir ananas kokusunu narenciyelerle karıştırıp sunuyor. Çok ilginç mi kokusu? Değil. Yaratıcı bir koku formu mu var karşımızda? Pek sanmıyorum. Yüksek kaliteli mi? Eh işte. Herkes sevip, kullanabilir mi? Şüphe yok.

Tabii önemli bir durumdan daha bahsedeyim. Biliyorsunuz Creed’in fenomene dönmüş durumdaki Aventus’u, ananas kokusunu merkeze alıyor ve dünya çapında büyük başarı sağladı. Bir türlü neden bu kadar popüler olduğunu hala anlayamadığım Aventus, ananas denildiği zaman akla gelen ilk parfüm artık. Ve doğal olarak ananas temalı parfümler özellikle niş segmentindeyse hemen Aventus’la kıyaslanıyor. Şimdi kimi yorumcuların Hacivat ile Aventus’u birbirlerine benzer bulmaları gayet doğal. Bence de başlangıçları ve orta kısımları benzerken, sonlarda epey ayrışıyor iki parfüm. Aventus birch denilen dumansı garip bir ağaçsılıkla son bulurken Hacivat, sedir ağacı benzeri odunsuları az kullanıyor ve kapanışta meyvemsiliğe daha çok yer veriyor. Yani birbirinin aynısı iki parfüm olmadığını dikkatli parfümseverler farkedeceklerdir.

Sonuç olarak basit, barışçıl, derinliği olmayan, dünyayı yerinden oynatma gibi iddiası bulunmayan, kullanan çoğu kişinin hoşuna gidecek, günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayabilecek, yaz sıcaklarında hatta plajlarda bile kullanılabilecek bir arkadaş.

Kokusunun tasarımını Jorge Lee yapmış. Hacivat’ın enteresan tarafı Extrait formunda olması. Kalıcılığı yeterli, farkedilirliği ortalama seviyelerde. Tabii bir Extrait’ten harikalar beklemek gibi eğilimimiz var ama hayatın her alanında olduğu gibi beklentiyi hiçbir konuda abartmamak gerekiyor. Yaş sınırı olmaksınız herkes kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6

24 Haziran 2017 Cumartesi

Parfums MDCI – Le Rivage des Syrtes (2009)

1900’lü yılların başlarında doğan ve Fransa’nın yirminci yüzyıldaki en büyük yazarı olarak kabul edilen Julien Gracq’ı, böylesine şöhretli hale getiren romanlarından birisiydi “Sirte Kıyısı”. 97 yaşında öldüğünde, ünlü Liberation gazetesi onun ardından, “medyatik her türlü girişimi hayat boyu reddetmiş bu olağanüstü alçakgönüllü ve ilke sahibi insanın Goncourt ödülünü nasıl anında ret ettiğini” hatırlatmış. Sirte Kıyısı romanına verilen Goncourt ödülünü kabul etmemesi, Avrupa edebiyat dünyasında hala hatırlanıyor anlaşılan.

Kaderin bir cilvesi olarak 2009 yılında Fransa merkezli bağımsız parfümevi MDCI, Julien Gracq’ın Sirte Kıyısı (Le Rivage des Syrtes) romanından esinlenen parfümünü piyasaya sürdü. Hayatı boyunca bu tür şeylere iyi gözle yaklaşmayan Julien Gracq’ın en bilinen romanının bir parfüme isim babalığı yapmasını acaba nasıl karşılardı bilemiyorum.

Bizi ilgilendiren kısım MDCI’ın Le Rivage des Syrtes’i. Parfümün resmi tanıtımında geçen “kayıp adalar, egzotik yolculuklar, sahil boyunca değerli bitkiler ve egzotik koku malzemeleri toplamak için evden çok uzakta seyahat eden yalnız bir denizcinin masalından” bahsedilmesi şüphesiz ki merak uyandırıyor. Gerçi Le Rivage des Syrtes, MDCI’nin biraz geri planda kalmış eserlerinden birisi. Bakalım kullanım döneminde bana neler hissettirmiş.

Parfümün açılışı tatlı ve leziz meyvelerle gerçekleşiyor. Modern ve biraz fazla tatlı-mayhoş meyveler hissedilir oranda feminen. Orta kısımda meyvelerin hakimiyeti devam ediyor fakat aktörler değişiyor. Şekerli portakal-mandalinaya metalik ananas eşlik ediyor. Biraz da şekerli çiçekler var orta bölümde. Açıklanan orta notalarında ylang ylang ve sümbülteber var. Bu iki çiçek olabilir orta kısımda meyvelere eşlik eden. Orta kısım hala kadınsı. Kapanışta mumsu ve karamelize edilmiş vanilya sazı ele alıyor. Meyvelerin yerini misk geçiyor. Çok etkileyici değil kapanışı. Standart bir vanilyayla sonlanıyor.

Le Rivage des Syrtes, açık ara meyveli-çiçeksi-vanilyalı bir eser. Çokça şekerli meyve (portakal, mandalina, ananas ve belki de erik) ile çiçeklerin (ylang ylang, sümbülteber ve yasemin) ortalama bir karışımı gibi duruyor uzaktan. Sonlarda eklenen yanık vanilya ise sıradan. Kokunun bana göre analizi bu kadar. Çok karmaşık ve derin bir parfüm değil. Birçok ortalama piyasaya kadın parfümüne benzeyen yapısıyla geri planda kalmasının sebebini açıklıyor.

Le Rivage des Syrtes, günümüzün yeni nesil bol şekerli kadın parfümlerini andıran canlı-dinamik genç kız kokusuna yatırım yapmış gibi görünüyor. Genel konsepti çoğu kişinin sevebileceği tarza yakın. Fakat parfümün problemi özgün ve yüksek kaliteli olamaması. Notaların kalitesi tek tek ele alındığında yüksek değil. Kimi zaman geri plandan gelen yapaylık kimi zaman şekerli yapının fazlalığı sıkıntı yaratabiliyor. Belki de benim erkek tenime uyum sağlayamadı. Doğru bir kadın teninde iyi iş çıkarabilir.

Patricia de Nicolai gibi önemli bir ismin tasarladığı Le Rivage des Syrtes, EDP formunda. Kalıcılığı tende normal. Fark edilirliği normalin altında. Kimi yorumcuların yaz mevsimine yakıştırdığı Le Rivage des Syrtes, bence sıcaklarda rahat olmayacaktır. Serin ilkbahar-sonbahara daha uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

26 Aralık 2016 Pazartesi

Parfums MDCI – Ambre Topkapi (2003)

Elimdeki MDCI parfümlerinden hangisini kullanayım diye bakınırken, içlerinden birisi ismiyle hemen dikkatimi çekti. Evet, parfümlerin isimlerinin alım kararında önemli etkisi olduğunu biliyoruz. Niş markalarda bu tür inceliklere özen gösteriyorlar. Sonuçta çarpıcı veya ilginç bir isim, rakiplerinin önüne geçebilir.

Ambre Topkapi, MDCI’ın 2003 çıkışlı ilk parfümü. On üç yıllık bir parfüm olduğunu ve kokusunu Pierre Bourdon gibi çok saygı gören ismin tasarladığını öğrendiğimde şaşkınlığım arttı. Hele bir de ismindeki Topkapi’nın, İstanbul’daki Topkapı sarayına öykündüğünü düşündüğümde ayrıca heyecan verici hale geldi Ambre Topkapi. Bakalım ismindeki amber temasını nasıl yansıtacak kokusuna.

Ambre Topkapi’nin başlangıcı ferah sayılabilecek turunçgil meyveleriyle gerçekleşiyor. Metalik greyfurt ve portakala benzettiğim açılışı yapay ve oldukça basit. İlk saniyelerdeki turunçgillere, ilerleyen dakikalarda yüksek kaliteli olmayan ferah lavanta ekleniyor. Orta bölümde parfümün turunçgil karakteri devam ederken metalik baharatlar ve yapay amber ekleniyor kompozisyona. Başlangıçtaki canlı ve dinamik turunçgillerin yerini alan ananas ve aromatik otlar, üst notalardaki kadar yapay ve ucuz kokmasa da harika değiller. Son bölümde kadifemsi yapay ambere, fazlaca tatlılık barındırmayan vanilya ekleniyor. Sanırım biraz da miskten söz edebiliriz alt kısımda.

Ambre Topkapi için kendi sitelerindeki ferah, odunsu ve baharatlı tanımı kesinlikle doğru. Başlangıcındaki burnu tırmalayan ferahlık yüksek kaliteli olmasa da başlangıç seviyesi arkadaşlar için sevilesi. Orta bölümdeki kadifemsi yapaylık, baharatları, odunsuları ve amberi kapsıyor ne yazık ki. Kapanış bir parça konforlu ve güvenli. Neyse ki vanilya şekerli ve pudralı verilmemiş. Alt notalar olgun ve sakin.

arkasi topkapi yen

MDCI’ın şöhretli parfümleri Invasion Barbare ve Chypre Palatin, oldukça ilgi görüyorken Ambre Topkapi’nin neden biraz geri planda kaldığını anlayabiliyorum. Yurtdışı merkezli platformlarda oldukça eleştirilen Ambre Topkapi’nin en büyük sorunu yüksek kaliteli kokmaması ve yapaylığı. Bu tür kadifemsi amber bende genellikle baş ağrısı yapar ki Ambre Topkapi tam bu sınırda. Başlangıcı oldukça sıradan bir ana akım markanın parfümü gibi. Sanırım yorumcuları hayal kırıklığına uğratan tarafı başlangıcı.

İsmindeki amber ve Topkapı göndermelerini düşündüğümde oryantal ve egzotik amber parfümü beklerken şaşırtıcı derecede ferah ve açık bir koku formu karşıma çıktı. Ağır ve ağdalı değil. Gayet net ve dinamik. Bu dinamizmi Dihydromyrcenol’un verdiğini söylüyor bazı yorumcular. Bu element daha çok sabunlarda ve deterjanlarda kullanıldığı için, kimileri kokusunu sabunlara benzetmiş Ambre Topkapi’nin. Aslında sabunsu değil ama ne demek istediklerini anlıyorum.

Sonuç olarak bana göre olmadığına karar verdim Ambre Topkapi’nin. Yine de buz gibi soğuk havalarda kullandığım Ambre Topkapi’nin çarpıcı ve canlandırıcı kokusu, bu aralar kendimi verdiğim gül ve öd parfümlerinin ardından kaçış gibi geldi. Muhteşem olmasa da siz bu erkeksi, modern, ferah fujer kıvamındaki Ambre Topkapi’yi deneme listenize alabilirsiniz.

flu topkapi yen
Fotoğraf osswald sitesinden alınmıştır.

EDP formunda. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği yüksek değil. Yaş sınırı olmaksızın kullanılabilir. Günlük kıyafetlerle de takım elbiseyle de uyumlu olacaktır. Serin ilkbahar-sonbahar kullanımı için ideal.

Koku Güzelliği:10/5