Kenzo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kenzo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Haziran 2021 Perşembe

Kenzo Homme Eau de Parfum (2016)

1991 yılında sadece erkek parfümleri alanında değil, kokular aleminde sıradışı bir klasik eser yaratıldı. Japon modacı Kenzo Takada’nın 1990’lı yılların başında piyasaya sürdüğü Kenzo Pour Homme, ferah ve deniz-okyanus kokan parfümler klasmanında büyük başarı sağladı. Kendisine ait önemli kullanıcı kitlesi oluşturan Kenzo Pour Homme’nin etkileri, ferah parfümler gemisinin rotasını bambaşka yöne çekti.

1990’lı yıllara kadar görülmemiş ve şaşırtıcı kokusuyla Kenzo Pour Homme’nin devam parfümleri gelmeye başladı. 2016 yılında beklenen oldu ve Eau de Toilette formundaki Kenzo Pour Homme’nin Eau de parfum versiyonu raflara çıktı. Parfüm severleri heyecanlandıran bu hareket Kenzo’nun internet sitesinde şöyle tanıtılmış: “Okyanus. Güçlü, büyüleyici, sürükleyici. Okyanus, Kenzo’nun bu özgürlük kokusuyla kutladığı sonsuzluğa yolculuktur. Tazeliği ve karşı konulamaz şehveti birleştiren, kaynaştıran odunsu bir deniz. Özgür adamın kokusu. Deniz yolculuğunun kokusu. Nane ve kakulenin canlı, canlandırıcı notaları, nefis odunsu akorlara yol açan patlayıcı deniz kalbini ortaya çıkarır. Müthiş derecede bağımlılık yapar.”

Kenzo Homme Eau de Parfum’un ilk saniyeleri ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Nanenin eşlik ettiği modern turunçgiller yaz havasını çağrıştırıyor. İlerleyen dakikalarda turunçgillere deniz teması ekleniyor. Tuzlu deniz suyunu andıran orta bölümdeki yapıya eklenen nanemsi (muhtemelen calone) turunçgiller kalite anlamında harikalar yaratmıyor. Sonlarda tuzlu deniz kokusu devam ederken vetiver ve sedir ağacıyla kapanış yapılıyor.

Kenzo Homme Eau de Parfum, anlaşılacağı üzere, yeni nesil modern sucul-deniz kokan parfümlerin tipik örneği denebilir. Onun yapısı turunçgil ve nanemsi tuzlu deniz havasından oluşuyor. Kokusal bağlamda gayet tanıdık kokuyor ve abisi Kenzo Pour Homme’ye hiç benzemiyor. Bu anlamda tamamen farklı parfüm diyebiliriz.

Kenzo Homme Eau de Parfum, kalite anlamında vasatı aşamıyor. Çoğu kullanıcının Paco Rabanne – Invictus’a benzettiğini görüyoruz. Bence Bulgari Aqua Pour Homme’ye de benziyor. Kenzo Homme Eau de Parfum, denizden çıktıktan sonra plaj havlunuza sarılıp, üzerinizi kuruladıktan sonra, havlunuzdan gelen kokuyu andırıyor. Sıradışı ve yaratıcı davranmayan Kenzo Homme Eau de Parfum, herkesin sevebileceği sıradanlıkta, parfümlere derinden bağlı koku bağımlıları için ise pek anlam ifade etmeyebilir.

İsmindeki Eau de Parfum’e aldanmayın çünkü performansı iyi değil. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı ortalamanın altında. İlkbahar-yaz dönemine yakın duruyor. Kokusunu Nathalie Gracia-Cetto ve Olivier Pescheux birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

31 Ocak 2021 Pazar

Kenzo – World Intense (2017)

Kenzo’nun 2016 yılı çıkışlı kadın parfümü World, 2021 yılı itibariyle seri haline geldi. On parfüme ulaşan World isimli parfümlerin dünya çapında büyük yankı uyandırdığı söylenemez. İlk World’den bir yıl sonra beklendiği üzere Intense versiyonu geldi.

Kenzo’nun internet sitesinde World Intense, çiçeksi gurme olarak sınıflandırılmış. Güçlü ve kararlı kadınlar için tasarlandığı vurgulanmış. Parfümün ilk saniyelerinde tatlı, leziz meyveler bizi karşılıyor. Açılıştaki meyve muhtemelen mayhoş kırmızı erik. Kenzo’nun internet sitesinde de erikten bahsedilmiş. İlk dakikaları eh işte diyebilirim. Orta kısımda güçlü meyvemsi tat devam ediyor. Orta bölümde eriğe çiçekler ekleniyor. Şakayık ve yasemin parfümün meyvemsi karakterini az da olsa meyveli-çiçeksi tarafa çekiyor. Kapanışta büyük değişim yok. Sonlarda pudramsı sayılabilecek vanilya partiye katılıyor.

World Intense, ferah olmayan olgun ve neredeyse mayhoş eriğin ve kadınsı çiçeklerin birleşiminden oluşuyor. Parfümdeki vanilya, alıştığımız anlamda büyük yer kaplamıyor. Yeni nesil modern parfümlerin paralelinde ilerliyor. Tatlılık hafiften şekerlilik sınırında dolaşıyor. Genel olarak leziz denebilir. Kokusal anlamda eriğin yanında duran yasemin ana yapıyı oluşturuyor. Tende, orta kısımdan itibaren neredeyse yasemin parfümüne dönüşüyor.

World Intense’yi çok sevemedim çünkü ilginç bir şekilde üst ve orta kısmı bana Black Orchid’i hatırlattı. Black Orchid’in o abartılı, saldırgan ve güçlü çiçeksi-şekerli meyvelerin daha sakin ve rafine hali gibi World Intense.

World Intense’nin olumlu taraflarından birisi de performansı. Eau de Parfum formunda, kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı hiç fena değil. Saatler sonra bile ara ara kıyafetlerin üzerinden size kendisini hatırlatıyor. Bu anlamda dirençli bir parfüm.

Geleyim önemli sayılabilecek bir duruma. Bazı kaynaklara göre World Intense’yi Francis Kurkdjian ve Maïa Lernout birlikte tasarlamış. Francis Kurdjian gibi ustanın ismini görünce tabii ki ilginizi çekiyor. Kurkdjian’ın tasarımlarındaki o pürüzsüz ve kalite hissi World Intense’de var fakat kokusal olarak pek bana hitap etmedi.

World Intense, serin günlerin parfümü olabilir. Serin ilkbahar-sonbahar da daha hoş durabilir üzerinizde. Kimi kullanıcıların World Intense’yi hafiften erkeksi bulmasının ise biraz abartılı olduğunu düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6

12 Mart 2019 Salı

Kenzo – World EDT (2018)

Kenzo modaevinin sanat yöneticileri Carol Lim ve Humberto Leon’un vizyonunu yansıtan World isimli kadın parfümü 2016 yılında Eau de Parfum olarak piyasaya sürülmüştü. Carol Lim ve Humberto Leon, World isimli kadın parfümünün, Kenzo markasının kimi özelliklerini taşıması gerektiğini düşünmüşlerdi. Mesela cesur, kendiliğinden, şaşırtıcı, eğlenceli ve renkli…

2016 yılı çıkışlı World EDP’nin dikkat çekici bir özelliğiyse kokusunu ünlü burun Francis Kurkdjian’ın tasarlamasıydı. Kendi markasıyla ismini güçlü şekilde duyuran Francis Kurkdjian’ın dışarıya pek iş yapmadığı biliniyor. Kenzo ile Francis Kurkdjian’ın işbirliğiyle ortaya çıkan ilk World’den bir yıl sonra World Intense raflardaki yerini aldı. 2018 yılındaysa World’un Eau de Toilette versiyonu karşımızdaydı. World EDT’nin kokusunaysa Francis Kurkdjian ve Maia Lernout imza attı.

Kenzo’nun internet sitesine göre “markanın ruhuna sadık, eğlenceli ve dinamik” bir parfüm olan World’un açılışı tatlı ve modern meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalarda armut benzeri oldukça tatlı meyvemsilik sizi karşılıyor. Çok ilgi çekici olmayan başlangıcından sonra tatlılık bir parça azalıyor orta bölümde. İlerleyen dakikalarda çiçekler bizi karşılıyor. Sabunsu sayılabilecek pürüzsüz, sakin ve huzurlu çiçekler şakayık ve gül olsa gerek. Parfümün açıklanan notalarında badem çiçeği var ki parfümlerde pek karşımıza çıkmıyor bu nota. Dikkatli koklandığında orta bölümde bademsi-çiçeksi yapı hissediliyor. Orta bölüm hoş olmuş. Son kısımda tatlılığın biraz daha azaldığını sevinerek izledim. Alt notalarda kuru ve tozlu sayılabilecek orris ile kapanış yapılmış. Sabunsu hissiyat tenden ayrılana kadar devam ediyor. Son bölümü en sevdiğim yeri oldu.

World EDT, meyveli-çiçeksi bir arkadaş. Başlangıcı meyveli, orta kısmı çiçeksi olsa da ağırlıklı olarak beyaz bahar çiçekleri her daim ön planda. Piyasadaki birçok bu tarz parfümü andırıyor World. Çok farklı, sıradışı ve yaratıcı tarafı yok. Temiz, sakin, naif, duru, sabunsu, barışçıl, saf bir tarzı var. Asla saldırgan ya da rahatsız edici değil. Genel olarak dengeli ve yumuşak kokuyor.

Kimi kullanıcıların eleştirdiği sabunsu-pudralı tarafı bence el kremlerine benzemiyor. Burada yağlı hissiyat yok tam tersi kuru/tozlu bir parfüm sonlara doğru. Hani ipeksi dokunuş diye tabir vardır, hemen hemen öyle orta kısımdan itibaren World. Onun anaç karakteri olduğunu düşünüyorum ya da bu tarz kokular bende öyle izlenim uyandırıyor.

Sonuç olarak dünyayı yerinden oynatmayacak bir parfüm olsa da kullanımı rahat ve konforlu. Kullanan çoğu kadının ondan nefret etmeyeceğini düşünüyorum. Başlangıcı ucuz deodorantları ya da kolonyalı mendilleri andırsa da orta kısımdan itibaren güzel ve sakin çiçeksiliğe doğru evriliyor.

World EDT’nin ne yazık ki performansı zayıf. İlk dakikalarda etrafa yayılsa da kısa süre sonra tene yaklaşıyor. Bu kadınsı, basit ve temiz koku formu her yaştan hanımefendiye yakın duruyor. İlkbahar, en iyi sonucu verecek dönem gibi görünüyor. Yaz mevsiminde de kullanılabilir. Şanslıydım ki kullanım döneminde hava Mart ayına göre gayet ılıktı ve tam mevsimiydi. Günlük kullanıma da uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Kenzo - Power (2008)

İlhamını hayali çiçeklerden alan çiçek parfümü kulağa tuhaf mı geliyor? Soyut çiçekleri anlamada duyularımız bize ne kadar yardım edebilir? Bir çiçeğin gücünü kullanmak ne kadar yaratıcı olabilir? Cevaplarını bulamadıktan sonra, soru sormanın ne anlamı vardır?

2008 yılında Olivier Polge’un giriştiği işin zorluğunu kabul etmemiz gerekiyor. Kenzo’nun yeni parfümü için kendisinden “erkekler için çiçek parfümü” yapması mı istendi bilemiyorum fakat Power isimli parfümlerinin sonucu aşağı yukarı böyle oldu. Çoğumuzun zihnindeki algı şöyledir: “Çiçek parfümleri kadınlar içindir”. Ama durun bir dakika, belki de bu durum değişmek üzere!

Her ne kadar kendi sitelerinde odunsu amber vurgusu yapılsa da, Power, çiçeksi kokuları seven erkeklerin en güvendiği seçeneklerden birisiydi. Di-li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü çoğu yerde Power’ın üretiminin bitirildiği söyleniyor ki muhtemelen doğru. Gerçi bu aralar çoğu yerde bulunsa da, ilerleyen yıllarda ulaşılması çok zorlaşacak bu ilginç parfümün.

Power’ın açılışı tatlı, modern meyvelerle gerçekleşiyor. Kimileri turunçgillerden bahsediyor ki haklılar fakat bence açılışta ekşi meyveler de var. Belki de kiraz vardır azıcık. Üst notaları çok güzel. Orta kısımda meyvemsiliğin yerini sabunsu çiçekler alıyor. Gül mü, leylak mı ne olduğunu ayırt edemiyorum fakat parfümün çiçeksi-sabunsu yana doğru kaydığı aşikar. Portakal çiçeğini de andırıyor sanki. Orta kısım hala doğal ama pek bana göre değil. Kapanışta çiçekler hala var ama sabunsuluk azalmış durumda. İris (süsen) çiçeğini alt notalarda algıladığıma yemin edebilirim. Son bölüm çok yumuşak, kremsi ve neredeyse vanilya tadında miskle gerçekleşiyor ki, nefis.

afis power yen

Power, rahatlıkla meyveli-çiçeksi olarak sınıflandırılabilir fakat buradaki meyveler de çiçekler de vasat ve piyasa işi değil. Bir ana akım markanın parfümünde az görülecek kadar kaliteli, leziz ve sevilesi. Burnu tırmalayan yapaylığın hissedilmemesi mutluluk verici. Belki tabir yanlış olacak ama bazı niş parfümlerle rahatlıkla yarışacak kalitede. Notalar çok temiz ve net. Meyvelerin verilişi tam sevdiğim gibi. Orta bölümdeki çiçekler benim için fazla sabunsu-pudralı olsa da başarılı. Son bölümse çok hoş ve yumuşacık.

Yok, yok haksızlık etmeyeyim, parfümün tamamı yumuşacık. Sakin, basit, barışçıl ve azıcık kadınsı. Onun erkek parfümü olarak tasarlandığını ve pazarlandığını düşünürsek kadınsı hissiyat, ilk başta irkiltici geliyor ama kullandıkça kendisini sevimli kedi yavruları gibi sevdiriyor. APOM Pour Homme, Dior Homme, Dior Homme Intense, ne kadar kadınsıysa, Power’da o kadar kadınsı.

Kimilerinin Cuir Amethyste’e, kimilerinin Gucci Pour Homme II’ye, kimilerinin Feminite du Bois’e, kimilerinin Magnetism’e benzettiği Power, bana daha çok Feminite du Bois ile Apom Pour Homme’un arasında bir yerlerde gibi geldi, yanılıyor da olabilirim.

Sonuç olarak Power’ı sevdim. Tek kusuru biraz fazla tatlı olması. Keşke tatlılık azaltılsaymış. Ayrıca fark edilirliği de ilk dakikalar dışında zayıf. Kalıcılığı yeterli. EDT olması ve parfümün genel karakterinin yumuşaklık barındırması onu tene yakın bırakıyor.

soyut power

Çoğu kişi onu yaz parfümü olarak değerlendirse de bence, çok sıcak yaz günlerinde biraz fazla tatlı kaçabilir. Bence serin ilkbahar-sonbahar ya da hafif esintili yaz akşamları için daha uygun. Çok sıcak yaz günlerinde kullandığım Power’ı, serin sonbaharda denemek için sabırsızlanıyorum.

Koku Güzelliği:10/8

30 Temmuz 2015 Perşembe

Kenzo Pour Homme (1991)


Kenzo Pour Homme (1991)

"Sahte bergamot kokusu için linalyl acetate, sahte limon kokusu için dihydrogeraniol, çamaşır deterjanı kokusu için dihydromercenol ve ucuz misk kokusu için galaxolide kullanılır genellikle parfümcülükte. Pazarlamacılar sever çok satan klişe parfümleri. Sentetiklerle yapılmış parfümleri, şirketlerin muhasebe birimleri de sever çünkü ucuza mal edilirler. Koku tasarımcıları da sever çünkü yapması kolaydır. Kenzo Pour Homme'daki sahte deniz esintisi hissini veren bol miktarda methylbenzodioxepinone'dur. O, uzun süre Fransa'nın en çok satan parfümleri listesinin üst sıralarındaydı."

Chandler Burr'un yukarıdaki anekdotu, parfüm sektörünün fazlaca teknik konusu olarak görülebilir. Evet bir parfümör kadar kimyasal geri planını bilemeyiz koku tasarım kısmının. Fakat Kenzo moda evi, 1991 yılında öyle bir parfüm piyasaya sürdü ki, her şeyi kökünden sarstı adeta.

Kenzo'nun kendi sitesinde "devrim, ikonik ve klasik" kelimelerini görünce küçük çaplı heyecan yaşamadım değil. Kastedilenin Fransız Devrimi ya da Bolşevik Devrimi olmadığı çok açık. Kenzo, bu ilk erkek parfümü için "Parfümler dünyasında küçük bir devrim. Deniz notasını Kenzo Pour Homme'da kullanmaya cüret ederek, mavi bambu şeklindeki ikonik şişesiyle, bir klasik haline geldi." demiş. Hatta deniz notasının bir parfümde ilk defa bu kadar başarıyla kullanıldığı belirtiliyor. Ve onun okyanus mavisi bir yolculuk olduğundan bahsediliyor.


Parfüm sektörünün muhtemelen en bilinen ve en sıra dışı sucul ferah parfümlerinden birisi olarak düşünülebilir Kenzo Pour Homme. Parfümlere çok az ilginiz bile olsa onu iyi kötü tanıyorsunuzdur. Yirmi dört yıl önce piyasa sürülen Kenzo Pour Homme'un sanki birkaç yıl önce çıkarılmış gibi günümüze yakın kokması, şüphesiz onun zamanın ötesindeki ufkunu kanıtlıyor bize. İşte karşımızda sucul ve deniz gibi kokan parfümlerin ilk ve en esaslı örneklerinden birisi var. Bir çok marka onu örnek aldı yeni parfümlerinde ama öylesine kendisine özgü bir kokusu var ki Kenzo Pour Homme'un, taklitleri her zaman başarısızlığa uğramaya mahkum oldu. Çünkü biliriz ki aslı varken hiç kimse sahtesini kullanmak istemez.

Kendi sitelerinde Kenzo Pour Homme için deniz, okyanus ve su temasına vurguyu da dikkate alarak başlıyorum onu kullanmaya. İlk sıktığımda yosunlu deniz tuzu patlamasıyla karşılaşıyorum. Ferah üst notalarda alıştığımız üzere turunçgillere rastlamadım. Şaşırtıcı ve benzersiz başlangıcı temiz ve geçmiş yıllardan tanıdık. Üst notalarını sevdim. Orta kısımdan itibaren tuzlu-yosunsu kısım biraz geri plana geçerken, yapaylık sınırındaki sucul tema öne çıkıyor. Ona ferah baharatlar da eşlik ediyor. Ayrıca garip erkeksi çiçeklerden de bahsedilebilir. Orta kısmını başlangıcı kadar zengin ve etkileyici bulmasam da kötü değil. Son kısımda misk öne çıkmaya çalışıyor. Ferah yumuşak odunsu notalar da artık daha görünür hale geliyor. Orta bölümdeki sucul yapı hala devam ediyor alt notalarda. Son kısmı fena değil.

Kenzo Pour Homme, görüp görebileceğiniz, koklayıp koklayabileceğiniz en tuhaf, en anlatması zor parfümlerden birisi bence. Bu duyguyu Kouros'u anlatırken de yaşamıştım. Öncelikle kelimeler yetersiz kalıyor onu tanımlamak için. Ne tam turunçgilli ne çiçeksi ne baharatlı ne de odunsu. O bambaşka bir galaksiden gelmiş ve dünyamıza düşmüş gök taşı gibi.


Benim anladığım bu parfüm, tuzlu deniz yosunları, misk ve odunsu notaların birleşiminden oluşuyor. Sizin bu tanıma katkınız muhakkak olacaktır. Chandler Burr'un gayet yerinde deyimiyle "sahte deniz esintisi" hissini bu kadar baskın ve gerçekçi verebilen parfüm, bugün bile azdır. Sahil kenarlarında denizden esen hafif bir meltemin burnunuza taşıdığı tuzlu deniz suyu kokusunu çağrıştırıyor bana genellikle.

Kabul etmek gerekir ki çok doğal kokmuyor. Nasıl koksun ki? Yapay deniz kokusunu bir şekilde Kenzo Pour Homme'a enjekte etmeliydi Christian Mathieu. Ve bunu da 1990'lı yılların başlarındaki koku teknolojisiyle yapmak zorundaydı. Doğadan doğal yollarla elde edemeyeceği bu deniz esintisi kokusunu, olabilecek en iyi ve çarpıcı şekilde vermişti parfümün tasarımcısı Christian Mathieu. Bundan daha iyisi muhtemelen yapılamazdı.

Kimi yorumcular onun zaman zaman plastiğimsi koktuğundan şikayetçiler. Kesinlikle haklılar! Bu hissiyata bende şahit oldum. Fakat berbat verilmiş deri anlamında düşünülmesin bu plastiğimsi tema. Gayet aromatik hale getirilerek beğenimize sunulmuş. Orta kısımda sabunsu deniz etkisinin, yeni nesil bir çok ferah sucul parfümde tekrar edildiğini gözlemleyebilirsiniz. Bilin bakalım hangi parfümü örnek aldılar!


Evet farkındayım, Kenzo Pour Homme, yaşı otuz ve üzerinde olan parfüm severler için hala enfes hatıraları, lise yıllarını, aileyle gidilen yaz tatillerini, yazlık bölgelerdeki diskolarda neredeyse her on erkekten sekizinin Kenzo Pour Homme koktuğunu, arkadaşlarla çakır keyif, tekila içme yarışmalarının yapıldığı sıcak, rutubetli sahil kasabalarını hatırlatıyor. Hiç merak etmeyin çünkü Kenzo Pour Homme bende de aynı hisleri uyandırıyor. Onu fazlaca popüler bulabilirsiniz. Hatta ayağa düştüğünü, avamlaştığını, modasının geçtiğini de iddia edebilirsiniz. Şüphesiz bu sözlere karşı çıkmayacağım. Fakat onun parfüm tarihinin şimdiden klasikleri arasına girdiğini de unutmamak lazım. Aynı Cool Water, Kouros, L'Eau d'Issey Pour Homme, Fahrenheit, Acqua di Gio gibi.

İyi de duygusallığı bırakıp, gerçeklere odaklanabilir miyiz? Mesela Kenzo Pour Homme'un başarılı kokup kokmadığını sorgulamak gerekir mi? Kabul etmek gerekir ki 1990'lı yılların başlarında bu tür kokuların neredeyse hiç olmadığını düşündüğümüzde şüphesiz müthiş bir eserdi. Geçtiği yerde iz bırakan bu delikanlının, son yıllarda biraz pabucunun dama atıldığı söylenebilir. Artık her yıl o kadar çok parfüm piyasaya çıkıyor ki Kenzo Pour Homme gibi klasiklere yeterince değer verilmediği söylenebilir. Sanırım bir şişesini alıp kullanmam fakat saygı duyulması gereken bir arkadaş olduğunu düşünüyorum onun. Günümüz dünyasında başarılı olmanın kıstasının yüksek sayılarla ve zenginlikle ölçüldüğü bu ucube modern hayatta, eskisi kadar hayranı olmasa da geçmişteki satış rakamlarını yakalayamasa da evet o gayet başarılı bir parfüm benim gözümde.

Kariyerinde az sayıda parfüme imza atmış Christian Mathieu'nun başyapıtı denebilir Kenzo Pour Homme. EDT konsatrasyonuna sahip. Kalıcılığı kıyafette gayet iyi. Tende normalin üzerinde. Fark edilirliği başlangıçta fazla. Zamanla normale dönüyor. Kimi günler fazlaca uyguladığımda, kapalı yerlerde boğucu olduğunu fark ettim. Onun için dozajlamayı iyi yapmanızı öneririm.


Luca Turin'in kitabında Kenzo Pour Homme ferah otsu olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden üç puan verilmiş.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6.5

9 Aralık 2014 Salı

Kenzo – Flower (2000)


Kenzo – Flower (2000)

Bir rivayete göre Japonlar, gelincik çiçeği için şöyle söylemişler: "Gelincik insan ömrü gibidir. Dünü vardır, yaşamıştır. Bugünü vardır, yaşıyordur. Ama yarını belli değildir."

2000 yılında Japon moda sektörünün en önemli isimlerinden Kenzo markası, çiçek temalı bir parfüm piyasaya sürmeye karar verdi. Ve parfümün ilhamının gelincikten alınması düşünüldü. İşin ilginç yanı doğada gelincik çiçeğinin herhangi bir kokusunun olmamasıydı. Yani gelincik "kokusuz bir çiçek" olarak biliniyor. Peki bir parfüm kokusu olmayan çiçekten nasıl ilham alabilir? Bu sorunun yanıtı belki de Alberto Morillas'tadır.

Kenzo - Flower'ın hikayesi söylenenlere göre 1999 yılında başlıyor. Gelincik çiçeklerini seven Kenzo, temasını bu çiçekten alan bir parfüm için ünlü burun Alberto Morillas'ın kapısını çalıyor. Kenzo, bay Morillas'tan klasik, sıkıcı ve sıradan bir çiçek parfümü olmamasını istedikleri yeni parfümleri için fikir istiyor. Morillas, üzerinde çalışıp hazırladığı koku örnekleri markaya sunuyor. İçlerinden bugünkü Flower parfümünün koku örneği beğeniliyor ve 2000 yılında, yeni milenyumda, hazırlıklar tamamlanıp, güçlü bir pazarlama kampanyasıyla piyasaya sürülüyor Kenzo - Flower.


Parfümün piyasaya çıkmasıyla birlikte en çok satan kadın parfümleri listesine girmesi zor olmuyor. Endüstriden çeşitli ödüller de kazanan Flower, Kenzo'nun kadın parfümleri anlamında en büyük başarısı olarak görülüyor aradan 14 yıl geçmesine rağmen. Ve halen Kenzo'nun en sevilen kadın parfümü olarak tahtını kimseye kaptırmaya niyeti yok. İşte karşımızda dünyanın en çok satılan çiçek kokularından birisi Kenzo - Flower.

Flower, kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: "Güçlü ve kırılgan, tekil bir şehirdeki çiçek. Gelincik çiçeği kokusuzdur. Kenzo onun kokusunu icat etti. Taklit edilemez bir imzayla pudralı çiçeksilik. Kenzo - Flower, gerçek bir uluslararası başarıdır."

Flower'ı tenime uyguladığımda ismiyle doğru orantılı olarak çiçeklerle karşılaşıyorum. Tatlımsı pudralı çiçekler diyebilirim. Fakat pudralılık fazla abartılmamış. Çiçeklerden menekşe ve gülü ayırt edebiliyorum. Ayrıca beyaz çiçekler de mevcut. Belki sümbül, yasemin ve diğerleri. Başlangıcı temiz ve hoş ama benim için kadınsı ve fazla tatlı. Orta kısımda pudra oranı azalıyor. Çiçekler biraz daha öne çıkıyor. Orta bölümde vanilya artık kendisini gösteriyor. Hatırı sayılır şekilde portakal çiçeği de alıyorum. Orta notalar vanilyalı beyaz çiçekler ve portakal çiçeği şeklinde denebilir. Tatlılık hala devam ediyor. Orta notaları çok güzel. Alt notalarda vanilyanın etkisi sürüyor. Farklı olarak misk ve odunsu notalar ortada dolaşmaya başlıyor. Tatlılık alt notalarda azalıyor. Böylece de tenden ayrılıyor.


Flower'da ana eleman pudra olarak öne çıkıyor. Başlangıçtan orta notaların sonlarına kadar baskın pudra kokusu adeta domine ediyor parfümü. Aldehitler kadar rahatsızlık vermeyen pudralı yapı, parfümü ciddi oranda kadınsı tarafa taşıyor. Ayrıca tatlılık da oldukça hissedilir durumda. Yani kimileri için tatlılık seviyesi fazla gelebilir alt notalara kadar.

Flower, pudralı ana yapının kanatları altına sığınmış beyaz çiçekler ve portakal çiçeği ile kadınsı karakterini pekiştiriyor. Orta kısımdaki vanilya, ana yapıyı yumuşatıyor, sakinleştiriyor ve anaçlaştırıyor. İsmindeki çiçeksilik pudranın gerisinde kalsa da kadınların bu parfümü neden bu kadar sevdiklerini şimdi anlıyorum. Buradaki çiçekler ve vanilyanın birleşimi, parfümü bembeyaz temizlik hissi veren bir masumluğa eviriyor. Evet sanırım doğru kelime "masumiyet" Flower için.

Sakin, sağduyulu, fırtınalar koparmayan, koridorlarda iz bırakmayı önemsemeyen, hırslarını törpülemiş, hayatında denge arayan, tevazu sahibi, uysal kadınların parfümü olmalı bence Flower. Ailesi ile birlikte mutlu ve huzurlu bir ömür sürmek isteyen, kendisini çocuğuna adayan, kavgayı değil uzlaşmayı önemseyen, kürk giymeyi sevmeyen, vicdanlı ve hayvan dostu kadınların tenlerinde hayal ediyorum Flower'ı.


Eğer Flower parfümünü bir renge benzetin deseniz kesinlikle beyaza benzetirdim. Yumuşacık kokusu dostluğu, arkadaşlığı, kader ortaklığını, samimiyeti çağrıştırıyor. Hani gece bir arkadaşınızda kaldığınızda sizin için mis gibi kokan yeni bir çarşaf serer yatağa. Uykuya dalarken o kokuyu koklayarak uyuyakalırsınız. Sabah kalktığınızda ise hüzünlü bir kış güneşi odanının içine girer ve sizi sarmalar. İşte Flower'ın bende çağrıştırdığı aynen böyle bir duygu dünyası.

Peki Flower'ı sevdim mi? Yine geldik subjektifliğin acımasız sınırlarına. Flower sadece benim için değil muhtemelen çoğu erkek için fazlasıyla kadınsı nüanslar taşıyacaktır. O gerçek bir kadın parfümü ve benim için de kullanılabilir olma çizgisinden uzak. Kokusu ise yapaylık barındırmasa da pudralı yapısı nedeniyle kendime yakın bulduğumu söyleyemem. Zaman zaman ucuz kadın deodorantlarını zaman zaman da içinde farklı çiçekler olan kocaman bir buketi anımsattı bana. Çok derin, kompleks bir parfüm olmadığı söylenebilir. Genel olarak aynı düzlemde ilerliyor ve sizi şaşırtmıyor.

Flower, kadın gibi kadınlara hediye etmek için, güvenilir sayılabilecek parfümlerden birisi olabilir. Yaş sınırını biraz yüksek tutmak istiyorum çünkü o, genç kız kokusu değil. 30 yaş ve üzerindeki kadınlar şans verebilirler. Benim kullandığım EDP versiyonuydu. Kalıcılığı bir güne yakın oldu ve yeterince iyi bu konuda. Farkedilirliği başlarda biraz yoğun. Sonrasında yumuşak karakterinin de etkisiyle tene yakın duruyor. Sonbahar-kış kullanımı için uygun olacağın düşünüyorum. Sıcak yaz günlerinde kullanmak fazlasıyla ağır gelebilir.

Parfüm kritikçisi Luca Turin'in kitabında Flower, odunsu kavun olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört yıldız verilerek oldukça beğenilmiş. Flower hakkındaki değerlendirmeyi ise Luca Turin değil Tania Sanchez yapmış. Bir başka parfüm yazarı Chandler Burr'de Flower'ı incelemiş. O da Tania hanım gibi beş üzerinden dört puan vermiş.


Flower'ın şişesini ünlü tasarımcı Serge Mansau yaratmış. Şişenin içerisine yerleştirilmiş gelincik çiçeğiyle benzersiz, uyumlu ve minimal bir tasarım diline sahip. Ayrıca şöyle de bir bilgi var Tekin Acar'ın sitesinde şişe ile ilgili: "Ambalajının içerisinde, 16 dilde yazılmış, özel bir mesaj taşımaktadır. Bu mesaj: "saf özel duyarlı bir çiçeğin gücü" cümlesiyle gelinciği anlatmaktadır. Parfümün 100 ml lik boyu, büyük binaları ve gelincik boyunu temsil ediyor. 30 ml, 50 ml, ve 100 ml lik boylarında büyüyen bir gelincik ve kadın, bir arada betimlenmiştir."

Koku Güzelliği:10/6

8 Mayıs 2012 Salı

Kenzo – L’eau Par Pour Homme (1999)



Kenzo – L’eau Par Pour Homme (1999) Kenzo’nun yaz mevsimine uygun erkek parfümü.

Sanırım artık yaz mevsimi geliyor. Sert sayılabilecek kışın ardından havaların birden ısınması ve güneşin o sıcacık yüzünü göstermesi hepimizin içinin kıpır kıpır olmasına sebep oluyor muhtemelen. Hatta bazı parfüm severler şimdiden tatil planları yapmaya başlamışlardır muhtemelen. Gazeteler bol bol tatil sayfaları yayınlamaya başladılar bile. Çeşit çeşit organizasyonlar. Yurtdışındaki uygun tatil seçenekleri ve güney sahillerimizdeki otellerin reklamları.

Nedenini bilmiyorum ama tatil deyince aklıma hep deniz kenarına gidip şezlonglarda yatıp yuvarlanmak geliyor. İyide böyle bir tatilde mis gibi kokarak daha da mutlu olmamızı sağlayacak parfümler neler olmalı?

Genel olarak yaz mevsimine uygun parfümler turunçgil kokuları üzerine inşa ediliyor. Fakat özellikle son yıllarda yaz mevsimine uygun kokular trendine “Akuatik (Aquatic)” parfümler egemen olmaya başladı. Bugün ise çok fazla akuatik özellikler barındırmayan bir kokuya yer vereceğim.


L’eau Par Pour Homme bana sorulan ve incelemesini istediğiniz parfümlerdendi. Artık L’eau Par’ı merak edenleri daha fazla bekletmemek istedim. Bakalım Kenzo’nun bu parfümü bende neler çağrıştıracak.

L’eau Par Pour Homme aromatik akuatik olarak sınıflandırılmış. Zaten kendi sitelerinde de su teması bolca vurgulanmış. Parfümün açılışı tam bir limon patlaması ile gerçekleşiyor. Daha ilk kokladığımda “limonataya” benzettim başlangıcı. Evet lezzetli mis gibi kokan bir limon/limonata karşımda. Çok güzel diyebilirim rahatlıkla. Hatta bence parfümün en etkileyici kısmı açılışı. Çok doğal ve parlak. Başlangıcına benden on puan.


Kısa bir süre sonra orta notalara geçiliyor. Limon geri çekilirken hafif bir turunçgil ekleniyor. Doğal ve sakin. Biraz da misk. Bu bölüm için portakal ve misk egemenliğinde diyebilirim. Başlangıcı kadar güzel olmasa da hala sevilebilir. Hatta bir çok genç parfüm severin rahatlıkla hoşuna gidecek tarzda. Alt notalarda ise portakal biraz geride kalırken misk öne çıkıyor. Buradaki misk biraz sabunsu diyebilirim. Son kısmı pek hoşuma gitti diyemeyeceğim. Biraz sıkıcı hale geliyor. Böylece de tenden ayrılıyor. Yani özetle: Limon, turunçgil ve sabunsu bir misk.

L’eau Par Pour Homme görüleceği üzere çok basit bir parfüm aslında. Hatta kimi yorumcuların dediği gibi “minimal” bile denebilir. Limon ve miskten oluşan bu kokuyu giymesi çok kolay olarak nitelendirebilirim. Yani çok fazla sivri yanı olmayan, güvenli sayılabilecek, kendi halinde bir parfüm. Çok büyük şeyler vaat etmeyen, aşık olunmayacak kadar ortalama, genel olarak yapaylığa rastlamadığım bir arkadaş L’eau Par Pour Homme. Onun için parfümlere yeni yeni ilgi duyan genç arkadaşların sevebileceği bir seçenek olarak görünüyor. Ama bir parfümden daha fazlasını arıyorsanız tabiki bu çok basit kompozisyon sizi tatmin etmeyecektir.


Parfüm uzmanı Luca Turin kitabında L’eau Par Pour Homme’a beş üzerinden sadece iki yıldız vermiş. Yani çok beğenmemiş anlaşılan. Parfümün tasarımını ise ünlü burunlardan Olivier Cresp yapmış.

Çok hafif, sakin ve turunçgil temasından dolayı yaz mevsiminde kullanmak daha iyi sonuçlar verebilir. 30 yaş altındaki genç arkadaşlara uygun olacaktır.

Artıları:
+ Başlangıcındaki limon kokusu çok başarılı.
+ Yapaylık barındırmayan temiz kokusu.

Eksileri:
- Alt notalarını çok başarılı bulmadım.
- Zayıf ve çekingen bir hali var.
- Çok basit ve düz bir kokuya sahip.

Koku Güzelliği:10/6.5

24 Nisan 2011 Pazar

Kenzo – Power (2008)


Kenzo – Power (2008) Markanın yeni erkek parfümlerinden.

Kenzo markasının özellikle 1991 yılında piyasaya sürdüğü Kenzo Pour Homme parfümünü bilmeyen azdır diye düşünüyorum. Ünlü moda evi aradan geçen yıllar içinde bir çok parfüme imza attı. Bugün dünyanın en büyük lüks moda markalarından LVMH ((Louis Vuitton, Moët&Chandon, Hennessy) çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor.

Parfümümüz Power, çiçeksi kokusuyla dikkat çekiyor. Çünkü bu tarz çiçeksi kokular genellikle kadın parfümlerinde karşımıza çıkıyor. Erkek parfümlerinde ise hafif kadınsı çiçek kullanımı anlaşılan yaygınlaşacak. Minimal şişe tasarımı ise gerçekten ilginç.

Lafı uzatmadan bakalım kokusuna. İlk sıkıldığında oldukça tatlımsı bir turunçgil, hafif kadınsı çiçekler ve birazcık meyve aromaları size merhaba diyor. Günümüzün modern parfüm trendlerine uyan başarılı bir açılış. Oldukça hoşuma gitti ilk izlenim. Zengin, biraz kadınsı ve temiz. Bir süre sonra kaçınılmaz olarak parfümün yapısı değişmeye başlıyor. Meyveler ortadan kaybolurken tatlılık oranı da düşüyor. Başlangıçtaki neredeyse şekerli yapı azalıyor. Onun yerine hafif turunçgiller ile desteklenmiş biraz tatlımsı çiçekler baş role geçiyor. Böylece de devam ediyor. Yani özetle: Tatlımsı turunçgil, çiçekler ve odunsu notalar.

Power ismiyle dalga geçer gibi adeta. İsmine bakıp sert, erkeksi, güçlü bir parfüm beklemeyin. Hatta tam tersi nazik, çiçeksi, sakin, hafiften kadınsı, bağırmayan bir tarzı var. Sanki bu ismi ironi olsun diye koymuşlar. Genel olarak başarılı sayılabilecek kokusu var. Aslında basit bir kompozisyona sahip. Başlangıcı dışında çok zengin ve derin bir kokusu yok. Rahatsız etmeyen ve biraz kendi halinde. Tam bir ofis parfümü bence. Koku güzelliği olarak harikalar yaratmıyor. Fakat bu tarz çiçeksi erkek parfümü arayanların denemesi gereken bir seçenek. Yapaylık hissedilmiyor. Bu anlamda başarılı diyebilirim. Bu arada kokusunu Vera Wang For Men’e benzettim. Fakat onun kadar sabunsu değil. Power’ın tasarımcısının başarılı parfümlere imza atan (özellikle Dior Homme) Olivier Polge olduğunu önemle belirtmeliyim. Zaten kokusu hafiften Dior Homme’u andırıyor.

Kalıcılık olarak ortalama. Farkedilirlik yüksek değil. Tene yakın kalmayı seviyor. Unutmadan söyleyeyim bir erkek parfümü olarak lanse edilse de kadınlar da rahatlıkla kullanabilir. Yani unisex diyebilirim. 30 yaş altı kadın-erkek herkese uyacaktır. Özellikle belirtmeliyim ki sert, erkeksi, maço parfümleri sevenler Power’dan uzak dursalar fena olmaz. Kullanım dönemi olarak ilkbahar ve sonbahar harika olacaktır.

Artıları:
+ Özellikle ilk sıkıldığındaki kokusu çok başarılı.
+ Temiz, yumuşak, kibar bir çiçeksi parfüm arıyorsanız Power size göre olabilir.

Eksileri:
- Açılışı çok güzelken daha sonra biraz tek düze bir kokuya dönüşüyor.
- Farkedilirliği daha iyi olabilirmiş.

Koku Güzelliği:10/7   Kalıcılık:10/6   Farkedilirlik:10/5