29 Haziran 2014 Pazar

Creed – Green Irish Tweed (1985)



Creed – Green Irish Tweed (1985)

"Biz, Creed'in 1760 yılında bulduğu parfüm yapım tekniklerinin hala en iyisi olduğunu düşünüyoruz. Bugün de parfümlerimizi o şekilde üretiyoruz. Bütün Creed parfümleri tek bir merkezde üretilir. Benim tarafımdan Fransa'nın Fontainebleau bölgesindeki merkezimizde üretilen parfümlerimiz, otuz kişilik şişeleme ekibi yardımıyla tek tek elle hazırlanır. Parfüm fabrikamız yoktur. Laboratuvarlarımız yoktur. Pazar araştırmaları yapmayız. Tabii ki hayvanlar üzerinde denemeyiz kokularımızı.

Baş parfümörler karar verici konumundadır. Onun içindir ki kararları ben veririm. Baş parfümör yaratıcı ve cesur bir şekilde kararlı olmalıdır. Green Irish Tweed'i yaratıp, ilk şişesini pazara sürdüğümde bazı kişiler bana "O fazlasıyla çimen gibi kokuyor. Hiç kimse onu almaz" demişti. Bugün Green Irish Tweed'in ne kadar popüler olduğu ortada. O, sıradışı şekilde başarılı olmuştur. Ve tabii ki sanatsal olarak da başarılıdır."

Creed parfüm evinin altıncı nesil baş parfümörü Olivier Creed, bir söyleşisinde yukarıda açıklamaları yapmış. Kimi kaynaklara göre Green Irish Tweed parfümünün hikayesi 1984 yılına gidiyor. 1984’ün Haziran ayında parfümör Olivier Creed, İrlanda'ya av gezisi için gidiyor. Buralarda dolaşırken yeşile ve doğaya hayran kalan Olivier Creed, basit bir formülün çerçevesini çiziyor. Her zaman yanında taşıdığı not defterine tam olarak ne yazdı bilmiyoruz ama Green İrish Tweed'in yeşil kokan bir parfüm olacağının notlarını tutmuştu belki de.


Kimileri ise Green Irish Tweed'in ünlü İngiliz aktör Cary Grant için tasarlandığını söylüyor. Ortaya çıkış sebebi ne olursa olsun, bu ilginç isme sahip parfüm, 1985 yılında Creed tarafından piyasaya sunulduğundan beri yıllardır Creed'in en çok satan eseri olarak karşımızda duruyor. Uzun ismi sebebiyle GIT olarak kısaltılan bu parfüm, tarihi parfüm evi Creed'in, en önemli klasiklerinden birisi olmuş durumda. Hatta onu "kült parfümler" listelerinde bile görebilirsiniz. İyi de GIT, neden bu kadar başarılı oldu ve büyük bir hayran kitlesi oluşturdu kendisine? Sorunun cevabı bir bilinmeyenli denklem kolaylığında olmayabilir.

Yemyeşil kokan bir parfüm olan GIT'in başarısı, ilginç çekiciliğine, karizmatik kokusuna ve aristokrat ruhuna dayanıyor olabilir. O zamana kadar yapılmamış şekilde yeşil çiçeksi kokması ve doğallığı da etkenlerden olabilir. Neredeyse otuz yıldır Creed'in en çok satan ve sevilen parfümü olmasını, herkesin onda bir parçasını bulması olarak da açıklayabiliriz. Ya da hiç bu açıklamalara girmeyeyim ve onu size bütün çıplaklığıyla anlatayım.

Bu önemli parfümün resmi tanıtımı şöyle yapılmış: "Oscar ödül töreni gecesinde giymek için hazırlanmış mükemmel bir smokin gibi, Green Irish Tweed'i, Hollywood sinemasının önde gelen erkekleri kullanılır. Canlandırıcı ferahlığı ve saf erkeksiliği içinde barındıran Green Irish Tweed, Olivier Creed'in yarattığı en sanatsal ve en başarılı kokulardan birisidir. İrlanda kırlarında yürüyormuş gibi ferahlatıcı hissettiren Green Irish Tweed, Creed'in imza kokularından birisidir. Zengin, ferah, yeşil, sportif, orijinal ve unutulmaz."


Kendi sitelerinde ferah odunsu olarak sınıflandırılmış. Parfümü üzerime sıktığımda beni yeşil bir koku karşılıyor. Yeşil çiçekler mi desem yeşil turunçgiller mi desem karar veremedim. Açıklanan üst notalarında mine çiçeği var. Belki de ondan geliyor bu ferah yeşil koku. Üst notalarda aromatik otlarda olabilir. Muhtemelen biberiye var. Başlangıcı gayet kaliteli ve başarılı. Orta kısma geçildiğinde büyük değişim görülmüyor. Yeşil yoğun karakter devam ediyor. Bu kısımda biraz lavanta ve menekşe hissediyorum. Lavanta biraz daha baskın gibi. Menekşe daha geride. Başlangıcı kadar sevemesem de fena değil orta bölüm. Son kısımda yeşil yapı devam ediyor. Kapanışta Creed parfümlerinin imza alt nota elemanı ambergris hissediliyor. Biraz da misk var. Son bölümde odunsuluk daha ön planda. Alt notalarını da sevdim diyebilirim.

GIT, baştan sona yeşil kokan bir parfüm. Canlı, parlak ve pozitif. Yeşil çiçekler, yeşil çimenler, yeşil ağaçlar, yeşil deniz, yeşil gökyüzü ve aklınıza gelebilen yeşil her doğa unsuru. Tabii kokunun temelini yeşil çiçekler oluşturuyor. Menekşe, lavanta, belki ardıç meyvesi ve süsen (iris). Hepsinin yeşil bir ormanda yürüyormuşçasına karıştırılıp şişelendiğini düşünün. Çiçekler derken kadınsı çiçekler akla gelmesin. Gayet erkeksi çiçekler, ona rahatlıkla fujer etiketi yapıştırmamıza sebep oluyor. Yeşil erkeksi çiçeklere aromatik otlar başlangıçta büyük destek veriyor. Başlangıcının ferah olmasında bu aromatik otların rolü varsa hiç şaşırmam.

Orta bölümdeki menekşe, Fahrenheit ve türevlerindeki gibi sinir bozucu ve maço değil. Daha karizmatik, yeşil ve yüksek kaliteli. Fakat lavanta ile birlikteliği biraz tek düze. Orta bölüm kötü değil ama bana göre de değil. Sonları ise gayet güzel fakat kokusunun etkisi alt notalarda oldukça azalıyor. Neredeyse hissedilmiyor.


GIT, genel olarak ferah bir parfüm. Sıcak sayılabilecek bu günlerde kullandığımda boğucu yada ağır gelmedi. Bence soğuk kış günleri dışında her zaman kullanılabilir. Uzun zaman önce kullandığım ve pek beğenmediğim GIT, bu seferki denemelerimde çok hoşuma gitti. Evet belki hayatımın kokusu olmayacak ama yine de eski günlerin verdiği tecrübesizlikle onu biraz hafife almışım. Güzel, şık, kaliteli ve biraz züppe kokuyor. Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacak gibiyse de ara ara kullanacağım parfümlerden birisi olacak muhtemelen.

Günümüz parfümlerinde fazlaca kullanılan tatlılık, GIT’te neredeyse yok. Bu anlamda yeni nesil zıpır şekerli parfümlerden bıkanlar için güvenli bir liman olarak düşünülebilir. Otuza dayanan yaşına rağmen eski yada nostaljik kokmuyor. Hala modern ve zamanın ötesinde. Bu anlamda klasikler arasında olmayı rahatlıkla hak ediyor.

GIT, aristokrat yapısını size hissettiriyor. Günlük kullanım için uygun olsa da sanki biraz yaş ve olgunluk istiyor. 30'lu yaşların üzerinde, iyi bir iş ve gelir sahibi, iyi eğitimli, kültürlü erkekleri hedefliyor bence. Ofis kullanımları için de gayet uygun. Hatta yazın açık havadaki özel davetlerde bile kullanılabilir.

Geleyim Cool Water ve GIT'in kokularının fazlasıyla benzerliği meselesine. GIT'in 1985 yılında Olivier Creed tarafından oluşturulduğu resmi olarak söylense de, bazı kaynaklarda Pierre Bourdon tarafından yaratıldığı bilgisi kafa karıştırıcı gibi görünüyor. Davidoff'un klasikler arasında yerini alan parfümü Cool Water'ın arkasındaki isim olan Pierre Bourdon'un, GIT'i yarattığı iddia edilse de Creed tarafından gelen açıklamalarda parfümörün Olivier Creed olduğu vurgusu yapılıyor. Cool Water ile GIT'in kokularının benzer olması ve üretim tarihleri arasında sadece üç yıl olması bu iddiayı destekliyor. Tabii burada GIT'in Cool Water'dan daha önce üretilip, piyasaya sürüldüğünü düşünürsek, hangi parfümün hangi parfümden esinlendiğini daha iyi görebiliriz. İkisi arasında güzel kokma anlamında kıyaslama yapacak olursam oyumu rahatlıkla GIT'e veririm.


Luca Turin, kitabında GIT'i ferah yeşil olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden dört puan vererek oldukça başarılı bulmuş. Parfümü kullanan ünlüler arasında Cary Grant, Fraces Bacon, Prens Charles, Richard Gere, Pierce Brosnan, Russell Crowe, Tom Hanks, Robbie Williams, Robert Redford, Clint Eastwood, George Clooney, Naomi Campbell, Ozzy Osborne (şaka olmalı) gibi isimler varmış. Ne kadar doğrudur bilemiyorum.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/8

25 Haziran 2014 Çarşamba

Calvin Klein – Ck One (1994)




Calvin Klein – Ck One (1994)

Hatırladığım kadarıyla 2001 yılıydı. Bir yakınımın "Amerika'ya gidiyorum, gelirken ne istersin" sorusuna belki de bilinçdışı olarak "Calvin Klein - CK One" cevabını verdiğimi hatırlıyorum. O yıllarda şimdiki kadar parfümler ve kokular dünyasının içinde değildim. Yine de her gittiğim alışveriş merkezinde ilk olarak ayaklarımın beni götürdüğü yer parfüm mağazalarıydı. CK One'ı istememin sebebi ise büyük ihtimalle çok popüler olmasıydı.

İlk CK One parfümümü elime aldığımda şeffaf ve basit sayılabilecek şişesini beğenmiştim. Kokusunu ise bol bol ve severek kullanmıştım. Bu ferah ve serinletici aromayı, o yıllardan sonra nedense bir türlü kullanma fırsatım olmamıştı. 2014 yılına geldiğimizde ise CK One'ın kokusu yine bir süredir benimle birlikte. Tenimde ve kıyafetlerimin üzerinde...

Hiç abartmadan söylüyorum ki CK One'ı kullandığım şu günlerde adeta nostalji yaşıyorum. Yıllar önce ayrılmış ve bir daha hiç görüşememiş arkadaşıyla karşılaşmış gibi hissediyorum kendimi. Eski bir dost beni ziyarete gelmiş ve onunla özlem giderir gibiyiz. O zamanlar sevdiğim bu dostumla, bakalım ilerleyen yıllardan sonra aynı yakınlığı yaşayabilecek miyim?


Calvin Klein parfüm biriminin çıkardığı en başarılı işlerden birisi hiç şüphesiz CK One'dı. Markanın Obsession ve Eternity gibi önemli kokularından sonra duraklama döneminde ortaya çıkmıştı CK One. Adeta Calvin Klein'i parfüm dünyasında yeniden zirveye taşımıştı kısa süre içinde. Hem erkek hem de kadın kullanımı için uygun olan CK One, yıllarca en çok satanlar listesinin üst sıralarında kendisine yer buldu. Tabii dünya çapındaki bu ticari başarı, markaya milyon dolarlık kazançlar olarak geri dönüyordu.

1990'lı yılların ortalarında doksan milyon dolarlık satış rakamına ulaşmıştı CK One. 2000'li yılların sonlarında ise sadece Amerika'da otuz milyon dolarlık satışı tek başına gerçekleştirmiş bir parfümden bahsediyoruz. Ve bence henüz yirmi yaşında olmasına rağmen, aynı Cool Water, L'Eau d'İssey Pour Homme, Habit Rouge, Dolce & Gabbana Pour Homme gibi modern dönemin klasiklerinden olmuş durumda. Aradan geçen yirmi yılın ardından kokusu hala canlı, modern ve sanki geçen yıl piyasaya sürülmüş gibi koku trendlerine uygun. Bu da bize onun zamanının ötesinde tınılar taşıdığını gösteriyor.

Kendi sitelerinde CK One şöyle tanıtılmış: "Serin. Temiz. Ferahlatıcı CK One, kendine güvenir şekilde başkalarıyla iletişime geçmek için sizi teşvik etmek amacıyla özellikle uniseks olarak tasarlanmıştır. Marka herkese aittir. CK One erişilebilir, evrensel ve basit bir kokudur."


CK One'ı üzerime ilk sıktığımda karşıma tatlımsı meyveler çıkıyor. Biraz tropikal meyvelere benziyor. Papaya ve ananas var açıklanan notalarında. Ananastan ziyade papaya olabilir. Tatlımsı meyvelere aynı zamanda turunçgiller eşlik ediyor. Limon ve portakal var sanki. Başlangıcı tanıdık ve ferah. İlerleyen dakikalarda koku karakterinde büyük değişim olmuyor. Aromatik tatlı meyvelerin hakimiyeti biraz daha artıyor. Tabii tatlımsı yumuşak baharatları unutmamak lazım. Kakuleyi andıran baharatlar, fazlaca baskın değil. Hafiften de çiçeksilik var sanki. Belki de zaman zaman ortaya çıkan sabunsu hissiyat, çiçeklerden geliyor. Orta kısım da fena değil. Alt notalarda bir parça değişim var. Misk iyice kendisini gösteriyor. Ona biraz da odunsu notalar eşlik ediyor. Sıradan sayılabilecek kapanış etkileyici değil. Böylece de tenden ayrılıyor.

CK One, bana göre tatlımsı meyveleri ve turunçgilleri merkeze almış bir kompozisyon. Turunçgiller genel olarak canlı, parlak ve doğal. Tatlımsı meyveler ise buruk yada ekşi değil. Turunçgiller ile güzel uyum sağlamış. Gerilerden gelen aromatik baharatlar ve kadınsı olmayan çiçekler ise ana yapıyı destekler nitelikte. Tabii parfümün orta kısmından itibaren adeta hayalet gibi dolaşan miski de unutmamak lazım.

CK One, parfümün tanıtımında vurgulandığı gibi gayet basit bir parfüm. Derin, kompleks yada gizemli değil. Bu anlamda yaz parfümlerinin bize vaat ettiği fazla kafa karıştırıcı olmayan ferah karakteri başarıyla sunuyor. Heyecanlı, parlak, enerjisi yüksek ama yaz aşkları gibi çabuk biten bir arkadaşımız. Size hayalinizdeki kokuyu vaat etmiyor. Evrensel bir deneyim sunuyor. Deneyen yada kullanan bir çok kişinin seveceği güvenli limanlardan birisi denebilir.


Herhangi köşeli yada sivri tarafı yok. Başları gayet doğal iken orta kısımdan itibaren biraz sıradan ve tek düze hale geliyor. Yapaylık fazla rahatsız edici değil ama yüksek kaliteli olduğunu iddia etmekte mümkün değil. Eğer sıcak yaz günleri için ortalama bir ofis yada sokak kokusu arıyorsanız CK One, verdiğiniz görevi yerine getirecektir. Daha fazlasını ise ondan istemenizin alemi yok.

Aklıma takılan bir konuyu paylaşayım sizlerle. Uzun yıllar önce denediğim CK One, daha ferah, turunçgilli ve serin-soğuk kokarken, bu seferkinde tatlılık oranı ve meyvemsiliğin arttığına şahit oldum. Acaba ben mi yanılıyorum yoksa parfümün geçirdiği formül değişiklikleri mi onu bu yöne çekmiş emin değilim. Ayrıca kalıcılık ve fark edilirlik değerlerinin de düşük olduğunu itiraf etmeliyim.

Güzel haberlerden birisi ise CK One bir çok internet sitesinde ve mağazalarda rahatlıkla bulunabiliyor. Hatta çok uygun fiyatlara 200 ml. şişesini bile alabiliyorsunuz. Bu anlamda parfümlere fazlaca para harcamak istemeyen kişilerin de sahip olmaları gayet kolay.

EDT konsantrasyonuna sahip CK One için parfüm eleştirmeni Luca Turin'den övgüler gelmiş. Işık saçan turunçgil olarak sınıflandırılmış CK One. Beş üzerinden dört puan verilerek oldukça beğenilmiş bay Turin tarafından.


CK One'ı,  daha çok piyasa işi parfümlere imza atan Alberto Morillas ve Harry Fremont birlikte tasarlamış. Hem kadın hem de erkek kullanımına uygun ferahlatıcı bir kolonya olarak kullanılabilir. Büyük beklentiler hayal kırıklığı yaratabilir.

Koku Güzelliği:10/7

23 Haziran 2014 Pazartesi

Gucci - Oud (2014 - Yeni Parfüm)


Niş parfüm evlerinin son yıllarda sevdikleri ve bolca kullandıkları öd teması, adeta çılgınlık haline gelmek üzere. Bir çok niş marka öd merkezli parfümlere imza atıyor. Hatta bu akım, tasarım markalarına kadar sıçramış durumda. Yves Saint Laurent ve Versace'in öd parfümü denemelerinden sonra, yeni bir çalışma da Gucci'den geldi.

Gucci'nin son yıllardaki yeni nesil parfümleri hayal kırıklığı yaratsa da öd kokusunu sevenlerin oldukça ilgisini çekebilecek bir arkadaş Gucci Oud. 2014 çıkışlı parfüm, uniseks olarak piyasaya sürüldü. Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Oryantal olarak sınıflandırılmış. Parfümün detaylı tanıtım bilgilerine de ulaştım. Buradan sizlerle paylaşmayı uygun gördüm:

Gucci Oud: Gizemli Duygusallık

Gucci’nin kreatif direktörü Frida Giannini, Oud'un tasarım sürecinde yoğun seyahatlerinden esinlenmiştir. Değişik yerlere seyahat tutkusu ve egzotik kültürlerden etkilenme deneyimiyle, yeni bir parfümün hayalini kurdu: büyüleyici, zengin ve gizemli, bilinmeyeni keşfetme seyahati gibi. Sonuç olarak Gucci Oud, doğunun yoğun ve duyusallığını kutlayan bir parfümdür.

Gucci Oud, parfüm uzmanları açısından yeni deneyimler arayan, güçlü, baştan çıkarıcı, Gucci’nin ruhuna uyan, Doğu’nun tarihsel içerikleriyle donanmış, modern ve ikonik olarak yorumlanan bir kokudur.


Parfümün zengin yoğunluğu Gucci için özel olarak seçilmiş, kültürü yapılmış doğal ve eşsiz Oud'dan kaynaklanmaktadır. Bu özel kalitede Oud, Laos’un orta bölgesinden gelmekte ve özel olarak itina ile yetiştirilmektedir. Oud ağacının damıtılmasından sonra özel ek bir süreç ile % 100 doğal olarak sertifikalandırılan yüksek saflıkta özütü elde edilir. Parfüm için üretilen esansın yüksek kalite standardında sürekliliği sağlanmıştır.

Gucci Oud kullanıldığında, zengin Bulgar gülü ve portakal çiçekleri kokularından önce armut, ahududu notalarıyla ve safranın canlılığı ile açılır. Oud’un yoğun duyusallığı amber, misk notaları ve özellikle Gucci kokularının gerçek ikonu paçuli ile artırılmıştır.

Şişe ve ambalaj Gucci by Gucci'nin yeni serisi olan mükemmel Gucci Oud kokusunu kapsar. Markaya özgü tasarım motifli şişe ve karton ambalajı, yarı şeffaf siyah şişe, Gucci biniciliğe ait ağ şeridinin kum püskürtülmüş versiyonu ile dekore edilmiştir. İç kısmında parlak altın yaldız GG arma, mat arka planda yine altın yaldızla kontrast yaparken, şerit karton ambalaj üzerinde mat siyah arka plan üzerinde parlak siyah olarak yinelenmiştir. Siyah ve altının renk uyumu ve yontmalı şişenin geometrik kapağı parfümün karakterine mükemmel uyan, oryantal ve sanatsal dekor kazandırır.


Seçkin doğal özün, amber notası ve safran nüanslarla harmanlanması ile Gucci Oud, geleneksel parfümlerden farklı olarak yoğunluk ve duyusallık kazanır. Bu muhteşem, zengin ve egzotik koku, lüksün ruhuyla karışarak erkekler ve kadınlar için aynı şekilde uyumlu hale gelir.

Frida Giannini şöyle söyler: “Bazı şeyler vardır cinsiyetle değil ruh haliyle belirlenir. Gucci Oud'da bunlardan biridir. Gizemli, büyüleyici ve alışık olunmadık bir yerde duyuları çağrıştıran parfüm oluşturmak istedim. Baştan çıkarıcı ve sonrasında hayaliyle süregiden.”

21 Haziran 2014 Cumartesi

Le Cherche Midi – No.23 (2012)




Le Cherche Midi – No.23 (2012)

Gün geçmiyor ki yeni insanlarla, yeni hayatlarla, yeni duygularla tanışmayalım. Dünya üzerine yaşayan yedi milyardan fazla insanın her birinin hayatı ayrı bir hikaye ve belki de kitap konusu. Hani bazı insanlar vardır. Hayatlarının roman gibi dolu dolu geçmesiyle övünürler. Başlarından geçen onlarca aykırı olayı biraz da ballandıra ballandıra anlatırlar. Adeta onay bekler ve karşısındakini yeterince etkilemek ister gibi. Oysa her insanın hayatı basit görünse de, derin, karmaşık, zaman zaman bunalımlı zaman zaman huzurludur belli ölçüde. Aslında herkesin yaşanmışlıkları kendi içinde değerlidir. Ayrım yapmaksızın.

İstediğiniz kadar hayatınızın değişik kesitlerini anlatın ve "ne kadar da ilginç hayatın varmış" övgüsünü almaya çalışın bence nafile. Çünkü internet denilen sihirli bağlantı şekli bütün duvarları yıkmış durumda. Artık herkes, dünyanın diğer yerlerindeki başkalarının hayatından ve yaşadıklarından haberdar. Hindistan'daki bir çiftçi İsviçre'deki kayak merkezinden haberdar. Sibirya'daki bir banka memuru, Lady Gaga'nın son aşkını takip edebiliyor. Artvin'deki bir esnaf, Uruguay milli takımının kalecisini biliyor. Sanırım klişe gerçek oldu, dünya küçük bir köye döndü.

Parfüm endüstrisi de hiç durmuyor ve sürekli kendisini yeniliyor. Parfümlerin formülleri değişiyor,  satışı az olan modellerin üretimleri bitiriliyor, farklı pazarlama yöntemleri bulunmaya çalışılıyor ve yeni markalar piyasa çıkıyor. İşte benimde yeni tanıştığım bir niş parfüm evi Le Cherche Midi. Kurucusunun Nathan Motylinski olduğunu öğrendiğimiz Le Cherche Midi, yeni sayılabilecek bir marka. Misyonlarını "en iyi ve kaliteli parfüm yağlarını kullanarak, lüks ve benzersiz parfümler meydana getirmek" olarak belirlemişler. Yani bir çok niş markanın bize sunmak istediği ayrıcalıklardan bahsetmişler. Bakalım Le Cherche Midi'nin kullandığım ilk parfümü nasıl bir izlenim bırakmış bende.


Parfümlerine isim vermeyen bir marka Le Cherche Midi. Sadece numaralar veriyorlar. Bu aralar kullandığım No.23, ilhamını deniz ve okyanus temasından almış. Parfümü üzerime ilk sıktığımda turunçgiller beni karşılıyor. Biraz pudramsı ve kadın deodorantlarını andıran turunçgiller ferah fakat farklı değil. Ortalama başlangıcı var No.23'ün. İlerleyen dakikalarda turunçgillere biraz ferah baharatlar ekleniyor. Hafiften de sandal ağacı var gibi. Gerilerden ferah iris de hissediliyor. Başlangıcı ile aynı karakteri taşıyor orta bölüm. Sonlarda ise değişim gözleniyor. Serinlik hissi veren calone, onu akuatik tarafa doğru kaydırıyor. Sıradan soğuk-serin kapanış, benzersiz değil.

No.23, genel itibariyle ferah ve sucul olmaya çalışan bir arkadaş. Başlangıcını, sürekli kadınlardan duyduğum fakat ismini bilmediğim bir deodoranta çok benzettim. Üst notalar kadın kullanımına daha yakın. Oysa parfüm uniseks olarak sınıflandırılmış. Orta kısımda devreye giren ferah baharatlar biraz daha erkeksilik katıyor kokuya. Son bölüm ise klasik bir calone bombası. Yapaylık sınırında dolaşan alt notalar için parlak şeyler söylemem mümkün görünmüyor.

No.23, tuhaf kullandığı turunçgillere, akuatik nüanslar ekleyerek ilerliyor. Genel olarak büyük değişim görünmüyor sonları dışında. Üst ve orta notalar aynı gibi. Zaman zaman beyaz çiçekler de kendisini gösteriyor. Bu anlamda onun için çiçeksi-akuatik diyebilirim.

Yüksek kaliteli yada çok farklı bir konsepte sahip olmadığını söyleyebilirim No.23'ün. Basit, ortalama ve ferah. Hakkında çok fazla şey söylenebilecek derinlikte ve özgünlükte bir kokusu yok. Ya da bana öyle geldi. Sanırım Le Cherche Midi markası ile ilk tanışmamız pek de iyi geçmedi. Umarım diğer parfümlerini kendime çok daha yakın bulabilirim.


Eau de Toilette (EDT) formundaki No.23'ün kalıcılığı ve fark edilirliği ortalama seviyelerde. Genel olarak kadın kullanımına biraz daha yakın. Parfümün tasarımını markanın bütün kokularına imza atmış ve pek bilinmeyen parfümörlerden Cecile Hua yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5.5

18 Haziran 2014 Çarşamba

Bentley – Bentley For Men Intense (2013)




Bentley – Bentley For Men Intense (2013)

Bir adam düşünün. Henüz yirmi iki yaşında olsun. Hıza ve otomobil teknolojisine tutkuyla bağlı olan. Yirminci yüzyılın hemen başlarında daha otomobiller yeni yeni ortaya çıkarken, bu işe gönül veren. Az bulunan mühendislik dehasına sahip olan. Müthiş vizyonuyla çağının ötesini görebilen genç adamdı W.O. Bentley.

Asıl mesleğinin tren mühendisliği olduğu rivayet edilen Bentley, Birinci Dünya Savaşı sırasında uçak motorları için alüminyum supaplar geliştirmiş. Ayrıca uçaklar için basit sayılabilecek motorlar tasarlamış. Savaş bittikten sonra tamamen sivil üretime geçmiş ve 1921 yılında ilk otomobilini piyasaya sürmüş. Üç litre hacmindeki bu araba, Bentley efsanesinin de başlangıcını temsil ediyor aynı zamanda.

Mühendislik anlamında İngilizlerin en önemli başarılarından birisi hiç şüphesiz ki Bentley. İlerleyen yıllarda Rolls-Royce Motors'un hakimiyetine giren Bentley, kendisini ultra lüks bir marka olarak konumlandırdı pazarda. Bugün için hala dünyanın en prestijli otomobil markalarından birisi diyebiliriz Bentley için. Ürettiği devasa boyutlu otomobillerin fiyat etiketleri de aynı cüssesi gibi inanılmaz. İngiliz lüksünün, asaletenin, konforunun emperyal bir sonucu sanki Bentley.


Siz bakmayın bazı reklam meraklısı müteahhitlerin Bentley arabasıyla magazin sayfalarına konu olmasına. Bentley, sonradan zengin olmuş müteahhitlerin değil, klas, aristokrat, burjuva, rafine zevklere sahip olan, kökeni kraliyet ailesine dayanan "ruhen asil" kişilerin markasıdır bana göre.

Bu statü sembolü araba markası, 2013 yılında parfüm işine de girmeye karar verdi. 2014 yılı Haziran ayı itibariyle beş parfüme sahipler. Farklı kulvardaki rakipleri Porsche, Ferrari ve Lamborghini'nin gerisinde kalmak istememiş olabilir kozmetik sektöründe. Bakalım rakipleri ile yollarda yarışırken, parfüm sektöründe de iddiasını ortaya koyabilecek mi Bentley.

Bentley'in ilk çıkardığı parfümlerden birisi, bugün inceleyeceğim Intense. Bu parfümü seçmemin ana nedeni, ilk çıktığından itibaren yurt dışı merkezli parfüm platformlarında çokça övgüler almış olması. Hatta kimileri tarafından 2013 yılında piyasaya sürülmüş en iyi parfümlerden olduğu dillendiriliyor. Bu kadar ismi geçen ve konuşulan Bentley Intense, Parfüm Merakı'nın da kıskacına girmiş durumdaydı bir süredir. Bentley Intense, kendi sitelerinde odunsu baharatlı deri olarak sınıflandırılmış. Tanıtımı şöyle yapılmış:

"Bentley Intense, %15 konsantrasyona sahip bir Eau de Parfum'dür. O, mükemmel dayanma gücüne sahip ve kalıcı, gerçekten yoğun ve cesur bir koku deneyimi sunar.


Parfümör Nathalie Lorson, Bentley For Men parfümünün aynı kalitesinde ve mükemmelliğinde, daha yoğun versiyonunu yarattı. Bentley For Men Intense, modern ve fazlasıyla çekici erkekler için tasarlanmıştır. Bentley markasının orijinal imzasını vurgulamak ve daha dokusal, karizmatik hale getirmek için parfümde lüks içerikler seçilmiştir. Bentley’in ikonik materyallerinden ilhamını alan parfüm, markanın benzersiz özü ve manyetik aurası üzerinde yoğunlaşır.

Derinin kendine özgü duygusallığı, ağacın sofistike zenginliği, heyecanlı baharatlarla ifade edilen gümüşün gücü."

Bentley Intese'i üzerime sıktığımda alkol kokusuyla karşılıyor. Tatlımsı kuru meyvelerin eşlik ettiği içki teması çok kaliteli, çarpıcı ve sıcak. Başlangıcı gayet başarılı Bentley Intense'in. Orta kısma geçildiğinde içki kokusu kayboluyor. Onun yerine tatlı-reçineli baharatlar ve sandal ağacı geliyor. Öd ağacına (Oud) benzeyen kremsi sandal ağacı neredeyse baş rolde orta bölümde. Sanki kuru meyveler de biraz var. Başlangıcı kadar etkileyici olmasa da hoş olmuş orta notalar. Son kısımda bir parça değişim görünüyor. Tatlımsı ve canlı sandal ağacı etkisini devam ettiriyor. Alt notalarda zaman zaman plastiğimsilik hissi veren deri mevcut. Tütsü kapanışta etkili oldu tenimde. Azıcık da odunsu notalar. Parfümün en sıradan yeri olmuş sonları.

Bentley Intense bence sandal ağacını temel almış. İkinci ana oyuncu tatlımsı baharatlar. Üçüncü olarak deri sıralamaya konabilir. Başlangıcındaki yüksek kaliteli içki aroması müthiş. Baş döndürücü üst notalar gibi devam etmeyen orta kısımda sandal ağacı neredeyse tek yetkili. Sıcak baharatlar gayet güzel verilmiş sandal ağacı ile beraber. Fakat orta kısımdan itibaren başlardaki derinliği ve zenginliği kaybediyor. Sonları ise biraz sıkıcı. Eğer alt notaları daha özenli ve ilginç olsaymış sanırım favori parfümlerimden olabilirdi.


Bana mı öyle geldi bilemiyorum ama başlangıcını biraz Ambre Russe'ye benzettim. Hafiften Jubilation XXV'den de esintiler var. Orta bölümde ise Costum National Homme'u andırıyor sanki. Bahsettiğim üç parfümü de sevdiğim için Bentley Intense hakkındaki genel düşüncem olumlu yönde. Tabii sonları dışında.

Bentley'in parfümleri henüz çok yeni. Fakat Intense, kısa zamanda yurt dışında büyük sükse yaptı ve ismini duyurmayı başardı. Açık ara markanın en popüler parfümü olarak yerini almış durumda. Onun neden sevildiğini anlayabiliyorum. Benim de sevdiğim tarza sahip Bentley Intense, harika olmasa da, ana akım markaların bir adım üstündeki kalitesiyle parasını hak eder görüntü çiziyor.

Eau de Parfum (EDP) olmasından mıdır nedir başlangıcı gayet keskin ve güçlü. Saldırgan üst notalar neyse ki kısa süre sonra sakinleşiyor. Orta bölümde daha konfor kokusu haline geliyor. Aynı bir Bentley gibi. Çarpıcı, modern ve kalıcı. Başından sonuna kadar tatlılık hissediliyor. Sonlara doğru sanki biraz daha artıyor tatlılık.

Ten-kıyafet karşılaştırmasından da bahsedeyim. Ten üzerine uyguladığımda daha kompleks olduğunu gördüm. Üst-orta-alt nota değişimleri fark edilebiliyordu. Sonlarındaki tütsü ise gayet sıradandı. Kıyafet üzerine sıktığımda tek düze oldu. Sonlardaki sulandırılmış hissi veren tatlı tütsü ortaya çıkmadı. Kumaşta kremsi sandal ağacı-öd benzeri yapı etkili oldu.

                                                                                   Resim: Parfumo

Sıcak sayılabilecek ilkbahar günlerinde kullandığım Bentley Intense, tam bir sonbahar-kış kokusu olduğunu kanıtladı. Muhtemelen soğuk kış günlerinde çok daha iyi tepkiler verecek. Onun içindir ki, şişesini, serin mevsimler gelene kadar dolabıma kaldıracağım. Sanırım özleyeceğim havalar soğuyana kadar onun kokusunu. Fena iş çıkarmamış Bentley.

Parfümün tasarımcısı Nathalie Lorson olarak görünüyor. Genellikle vasat ana akım markalar için parfümlere imza atmış Lorson. Kariyerindeki en başarılı işlerden birisi ise hepimizin yakından tanıdığı Encre Noir.

Koku Güzelliği:10/7