selvi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
selvi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Temmuz 2022 Pazartesi

Tom Ford – Costa Azzura (2021)

Müthiş başarı hikayesine dönüşen Tom Ford’un moda yolculuğu, parfümleriyle de taçlanmaya devam ediyor. Dünya çapında ses getiren ve sevilen parfümleriyle Tom Ford markası onlarca yeni kokusuyla rakiplerini ürkütürken, bizleri de merak içinde bırakıyor. Her yeni Tom Ford parfümü neredeyse arzu nesnesi haline dönüşüyor.

İlk olarak özel seride karşımıza çıkan Costa Azzura, bir süre sonra Tom Ford’un normal koleksiyonunda aynı isimle yerini aldı. Bu garip durumu Tom Ford ara ara yapsa da Costa Azzura yine de ilgi çekmeyi başardı. Tom Ford’un internet sitesinde Costa Azzura şöyle tanıtılmış: “Deniz havası, taze aromatik notalar, yeşil ağaçlar, narenciyenin güçlendirici havası sahneyi belirler ve derin odunsu kokuları karıştırır.” Narenciye olarak sınıflandırılmış. Üç öğe öne çıkarılmış: selvi, limon ve meşe ağacı.

Costa Azzura’yı ilk sıktığınızda yeşil lavantayı andıran keskin turunçgillerle karşılaşıyoruz. Aromatik otların eşlik ettiği ilk dakikalar ferah ve neredeyse eski kafa bergamotlu fujerleri andırıyor. Orta kısımda ferah sucul baharatlar ve odunsular merkeze geçiyor. Hafiften tuzlu davranan orta bölümün ardından sonlarda sakin odunsu tema öne çıkıyor.

Costa Azzura’yı kimileri St. Tropez adasında tatil yapan zengin iş adamı kokusuna benzetmiş, kimisi de paranın kokusuna yakın bulmuş. Parfümün genelindeki lüks hava algılanabiliyor. Tom Ford çoğu eserinde bu kalite hissini vermeyi başarıyor. Bana göre Costa Azzura, lavantamsı eski tarzı andıran aromatik odunsu bir arkadaş. Genel yapısını kendime yakın bulmasam da bu tip kokulardan hoşlanan erkeklerin seveceğini düşünüyorum.

Tatlılık ve şekerlilik az. Modern parfümlerin tekrar ettiği şekerli narenciyeyi gündemine almamış. Bu anlamda çok genç işi koktuğu söylenemez. Deniz kenarındaki tatil yöresinden ilham almış ve ara ara tuzlu yosun temasını size veriyor.

Costa Azzura erkek kullanımına yakın duruyor. Performansı ne yazık ki iyi değil. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı ilk patlama dışında zayıf denebilir. İlkbahar-yaz döneminde kullanmak iyi fikre benziyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

31 Aralık 2020 Perşembe

Lalique – Encre Noire A L’Extreme (2015)

Lalique’nin 2006 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Encre Noire’nin oldukça başarı kazandığını söyleyebiliriz. Yeni nesil modern parfümlerin koku trendleriyle ilgisi olmayan, özgün ve kaliteli Encre Noire, çoğu parfümseverin dolaplarını süslüyor. Encre Noire’nin başarısının ardından devam parfümleri gelmeye başladı. 2015 yılında parfümcülük sektöründe alıştığımız olay gerçekleşti. Asıl parfümün Extreme (çoğu zaman Intense ismi veriliyor) versiyonu Encre Noire A L’Extreme raflardaki yerini aldı.

Lalique’nin internet sitesinde A L’Extreme için şunlar söylenmiş: “Encre Noire A L’Extreme, 2006 çıkışlı ilk Encre Noire’nin koku ifadesini sınırlarına kadar zorlar. Daha güçlü, daha zengin ve daha da şehvetli olan bu kokunun odunsu yoğunluğu, Encre Noire erkeğinin kişiliğinin büyüleyici yeni yanını ortaya koyuyor. Erkeksi ve şehvetli. Zarif ve sofistike. Eşsiz ve baştan çıkarıcı.”

A L’Extreme’in açılışı yüksek kaliteli odunsular ve geri planda bir parça bergamotla gerçekleşiyor. Koyu ve derin sayılabilecek üst notalar kuru ve vetiver kıvamında denebilir. Başlangıcı harika A L’Extreme’in. Orta kısımda ağaçsılığa köksü vetiver ve ıslak-nemli tütsü ekleniyor. Başlangıcıyla benzer gerçekleşen orta bölümü de çok güzel. Sonlarda derin odunsu yapı, tenden ayrılana kadar size eşlik ediyor.

A L’Extreme, dumansı ağaç-vetiver temasını merkeze almış. Bana göre parfümün ana oyuncusu köksü ve nemli vetiver. Hem kullanması ve sevmesi kolay hem kadınlar onu seviyorlar hem ağaçsı tütsü sayesinde erkeksi hem de koyu dumansı tarafıyla oldukça gizemli kokuyor.

Encre Noire’e tabii ki çok benziyor A L’Extreme versiyonu. Klasiğin daha kaliteli ve daha derin hali gibi denebilir A L’Extreme. Encre Noire’deki dumansı koyu-karanlık hava Extreme’de de mevcut. İki parfüm de aristokratik derecede lüks, mesafeli ve soğuk kokuyor. Diğer taraftan dumansılığın etkisiyle mistik ve meditatif de hissettiriyor. Encre Noire serisinde gerçekten iyi iş çıkartıldığı açık. Eğer Encre Noire ile A L’Extreme arasında seçim yapacak olsaydım tercihim tabii ki A L’Extreme olurdu.

Bu nefis parfüm, uygun fiyatlara alınabilecek, piyasadaki en iyi eserlerden birisi. Günümüzün birbirinin benzeri şekerli baharatlı, tonka fasulyeli erkek parfümlerinden tarz-tavır anlamında keskin şekilde ayrılıyor ve kendisine tamamen farklı, erkeksi yol seçiyor.

Eau de Parfum formundaki A L’Extreme’nin kalıcılığı yeterli olsa da etrafa yayılımı ilk patlama dışında güçlü değil. Abisi Encre Noire, EDT olmasına rağmen çok daha güçlü ve saldırgandı. Extreme versiyonu biraz daha yumuşak başlı denebilir. Sonbahar-kış dönemi için daha uygun olacaktır. Kokusunu başarılı parfümör Nathalie Lorson tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8

5 Ekim 2020 Pazartesi

Roberto Cavalli – Paradiso (2015)

İtalya merkezli moda markası Roberto Cavalli ile Coty arasındaki işbirliği devam ediyor. 2015 yılının şubat ayında dünyaya tanıtılan Paradiso isimli kadın parfümü bu işbirliğinin meyvesi denebilir. Paradiso gibi yaz dönemine uygun parfümün şubat ayının soğuk günlerinde dünya lansmanı yapılması kulağa ilginç gelse de kısa süre içinde sevilen eserlerden oldu.

Paradiso’nun resmi tanıtımında şu ifadelere yer verilmiş: “Paradiso, Akdeniz kıyısında yer alan muhteşem villada gizli bahçeyle kucaklanan paralel dünyanın anahtarıdır. Taze narenciye notalarının kışkırtıcı başlangıcı, sıcak egzotik bergamot ve tatlı mandalinayla harmanlanıyor. Taze ve ışıltılı üst notaları, yabani yaseminlerin zarif kalbine yol verir. Kokunun temel notasında zengin selvi, zakkum ve Akdeniz çam ağaçları bulunur. İtalyan aromalarından oluşan rafine uyum, yaseminin hipnotik etkisini genişletir ve yoğunlaştırarak kalıcı odunsu baz notasını oluşturur.”

Paradiso’nun başlangıcı canlı ve ferah çiçeksi turunçgillerle gerçekleşiyor. Mandalinayı andıran buruk ve lezzetli meyveler fena değil. İlerleyen dakikalarda turunçgillere aromatik baharatlar ve çiçekler ekleniyor. Orta kısımdan itibaren meyveli-çiçeksi tarafa doğru tamamen dümeni kırıyor. Lezzetli modern, mayhoş tropikal meyvelere eşlik eden yasemin benzeri beyaz çiçekler Paradiso’nun kokusunun omurgasını oluşturuyor. Sonlarda miskli odunsuluk mevcut ki bu tür parfümlerin hemen hemen vazgeçilmezi denebilir.

Karşımızda lezzetli tatlımsı meyvelerle beyaz çiçeklerin kombinasyonu var. Paradiso, ismindeki cenneti bize ağız sulandıran meyveler sayesinde yaşatmaya çalışıyor. İlk anlardan itibaren canlı, neşeli, dinamik koku formuna sahip. Yaz mevsiminin ve bol güneşli yerlerin kendilerine özgü renkliliği adeta Paradiso’ya yansımış. Muhteşem kalitede olmasa da buradaki meyveler, deneyecek çoğu kadının rahatlıkla sevebileceği gibi verilmiş. Aslına bakılırsa kadın parfümeri dünyasında sıkça tekrar edilen tarza sahip. Paradiso’nun farkı ekşimsi leziz tropikal meyvelerin bir adım önde olması. Çiçekler daha geri planda.

Yeni nesil modern parfümlerin çoğunda bulunan tatlılık Paradiso’da mevcut fakat fazlaca abartılı verilmemiş. Kalite anlamında biraz düşük kalsa da ve kimi kullanıcılar tarafından saç spreyi/duş jeli-şampuana benzetilse de temiz ve ferah meyveli parfüm arayan kadınlara rahatlıkla hitap edecektir.

Paradiso, Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı idare ederken etrafa yayılımı ilk patlama dışında zayıf ne yazık ki. Havanın sıcak olduğu günlerde tuzlu, leziz meyveli tarafını öne çıkarırken, serin akşam saatlerinde donuk ve sıkıcı çiçeksi kokuyor sanki. Onun içindir ki sıcak yaz günlerinin parfümü olmalı bana göre. Kokusunu Louise Turner tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

14 Ekim 2018 Pazar

Vertus – Eau de Cyan (2017)

Türkiye merkezli niş parfümevi Vertus’un koleksiyonu genişlemeye devam ediyor. Başarılı markanın parfümlerine yer vermeye devam edeceğim Parfüm Merakı’nda. Bugün gerek içindeki mavi sıvısıyla gerekse ismiyle ilgimi çeken Vertus’lardan Eau de Cyan’a göz atacağım. Parfümün tanıtım cümleleri şöyle:

“Akıntıya kapılan tutkuların, eşsiz ferahlığını hissedin. Meltem rüzgarlarının adaçayı, selvi ve yeşil aromalarla süslü kokusu hayatı serinletiyor. Derin bir nefesin saf hissini, ilgi çekici yaseminin rafine tonlarıyla sarın. Mavinin içinden gelen, suyun kışkırtıcılığını yakalayın. Yoğun kehribarın özgün imzasını, kokunun derinliklerde arayın. Ilık formun, can alıcı ayrıntıları sizi bekliyor. Olgunluğun çarpıcı izlerine daha yakından bakmanın tam sırası.”

Hem mavi sıvısından hem de ismindeki Cyan kelimesinin camgöbeği rengini çağrıştırmasından ötürü parfümün deniz-okyanus-ozonsu tarza yakın olduğunu anlıyoruz. Kullanım döneminde de bu durumu rahatlıkla algıladım. O zaman geçeyim detaylara.

Eau de Cyan’ın açılışı aldehitleri çağrıştıran sabunsuluk ve serin-sucul temayla gerçekleşiyor. Geri planda ardıçın destek verdiği sabunsu mavi sucul koku karakteri oldukça kaliteli. Orta kısımda bu yapı devam ederken bir parça deniz yosununu andıran yeşillikler ve misk etkili oluyor. Son kısımda yine benzer şekilde mavi-sabunsu yapı devam ederken misk ve kuru amberle kapanış yapılıyor.

Eua de Cyan, tam bir sıcak hava parfümü. Yazlık parfümlerde kullanılan birçok tema verilmiş. Masmavi deniz kokusu, temizlik hissiyatı veren sabunsuluk, ozonsu aroma sizi sarıp sarmalıyor. Gerilerden gelen ardıç ve yasemin kokunun yönünü meyveli-çiçeksi tarafa çekiyor diyemem. Öyle olmaması da iyi olmuş.

Eau de Cyan için aromatik deniz kokusu denebilir. Çiçeklerin parfümdeki verilişi sınırlı ve onu uniseks kullanıma yaklaştırıyor bu durum. Hem erkeklerin hem de kadınların kullanabileceği Eau de Cyan, niş parfüm kalite standardını tutturuyor ve yapaylık barındırmıyor. Kokusuysa çok köşeli ve sevmesi zor değil. Hoş bir parfüm Eau de Cyan. Özellikle yüksek kaliteli yaz parfümlerine hasret kaldığımız düşünülürse, fena seçenek değil.

İlk kokladığım andan itibaren bir parfüme benzettiğim Eau de Cyan’ı Givenchy’nin ünlü parfümü Insense Ultramarine’ye bir parça benzettim. Tabii Insense Ultramarine’nin yıllar içinde geçirdiği reformülasyonlar sonucu eski çarpıcı tarafının kalmadığını biliyoruz. Eau de Cyan sanki uzun zaman önce kullandığım Insense Ultramarine’nin ilk haline benziyor.

EDP formundaki Eau de Cyan’ın performansı iyi. Ferah-sabunsu parfümden beklenmeyecek kadar ısrarcı ve tende kalıyor. Etrafa yayılımı ilk 1 saat fena değil. Günlük kullanıma, sahil kenarına, gündüz gezmelerine, sıcak yaz akşamlarına rahatlıkla uyum sağlayacaktır. Uniseks kullanıma uygun. Yaş sınırı olmaksızın kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/7

17 Haziran 2017 Cumartesi

Vertus – 24 Carat Gold (2015)

Bir parfüm şişesinin içinde gerçek 24 ayar altın pulları olduğunu düşünün. Böylesi bir konsept açıkçası benim aklıma gelmezdi. Tabii söz konusu niş markalar olduğunda, hiçbir şeye kolay kolay şaşıramıyorsunuz. Çünkü bu segmentte artık “piyasa işi kokuyu biraz cafcaflı şişeye koyup satayım” mantığı işlemiyor. Niş segmenti, hem kokuyla hem parfümün geri planındaki hikayeyle hem de sizi öne çıkaracak yeniliklerle ilerliyor. Bu alanda var olmak istiyorsanız hep rakiplerinizden daha iyi olmanız ve yapılmayanı yapmanız gerek.

Vertus’un sürekli büyüyen koleksiyonundaki bir parça bana göre her zaman diğerlerinden ayrı yerde olacak. Şişesinin içinde gerçek 24 ayar altın pullara sahip 24 Carat Gold parfümü, şimdiye kadar rastlamadığım bir durum. Bir şişe parfüm alıyorsunuz ve içerisinde 24 ayar altın parçacıkları var! İnanması zor gelse de Vertus, bildiğim kadarıyla bu konsepti dünyada uygulayan ender markalardan birisi. Bu anlamda 24 Carat Gold parfümünü uzun süredir yazmak istiyordum. Ve artık zamanı geldi.

Kendi sitelerinde 24 Carat Gold’un tanıtımı şöyle yapılmış: “Gerçek altın parçaları ile buluşan lüks vetiver, eşsiz sandal ağacı ve selvinin zengin ve asil yorumu… Bu güçlü ve zarif kokunun teninizde bırakacağı ılık esintisinin tadını çıkarın…” Parfümün açılışı tertemiz, duru, yeşil, ferah vetiverle gerçekleşiyor. Köksü ve ıslak verilmiş vetiver harika. Orta kısımda parfümün en sevdiğim yönü kendisini gösteriyor: Dumansılık. Bu gizemli dumansılık yeşil vetiverle birleşiyor ve parfümün en güzel yerini oluşturuyor. Kapanışta dumansılık kaybolurken tatlı vetivere ağaçlar eşlik ediyor. Miski de unutmamak lazım alt notalarda.

24 Carat Gold, bence yeşil bir vetiver kokusu. Diğer öğeler temiz ve yeşil vetivere destek vermek için kurgulanmış. Orta kısımdaki dumansı yapının gerisinde sanki az da olsa ferah baharatlar var fakat asla baskın değil. Parfümün çizgisi gayet net.

24 Carat Gold, dingin ve duru kokusuyla sizi ele geçiriveriyor. Normalde vetiver temalı parfümlerle pek aramın olmadığı sır değil fakat buradaki yüksek kalite gayet başarılı. Harmanı çok katmanlı ve zengin olmasa da özellikle orta bölümden itibaren ortaya çıkan dumansılık onu çekici hale getiriyor. Aslında parfümün en sevdiğim tarafı ferah, ıslak, köksü vetiveri.

24 Carat Gold, saatler ilerledikçe büyük değişimler göstermese de kullanmaktan zevk aldığım parfümler listesinde yer alıyor. Tabii 24 Carat Gold’u sevmemde, dumansı ve yeşil temalı parfümlere ilgimin olması büyük etken. Eğer bu tür kokulara meraklıysanız ve yüksek kaliteli ilkbahar-yaz parfümü arıyorsanız denemenizde fayda var.

Şimdi geleyim önemli bir noktaya. 24 Carat Gold’u kullanan çoğu kişi onu Chanel’in özel serisinin yıldızlarından Sycomore’ye benzetmiş. Bence de epey benziyor iki parfüm. Sycomore çok sevdiğim bir parfüm olmuştu. Her ne kadar Chanel onu kadın parfümü olarak sunsa da bence erkeklere rahatlıkla uyacaktır Sycomore. Vertus’un 24 Carat Gold’u da hem kadınların hem de erkeklerin kullanabileceği gibi. Yine de erkek kullanımına yakın duruyor.

Performans anlamında idare eder. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ortalama seviyelerde. EDP formundaki koku formu gayet dolgun ve dirençli. Yaş sınırı olmaksızın kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/8