Ulric de Varens etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ulric de Varens etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Şubat 2018 Perşembe

Ulric de Varens – UDV Divine Issime (2013)

Fransa merkezli uygun fiyatlı kozmetik ve parfümeri markası Ulric de Varens, parfüm koleksiyonunu genişletmeye devam ediyor. Genel konseptlerini “Fransız lüksünün makul fiyatlara sunularak herkes tarafından ulaşılabilir olmasını sağlamak” şeklinde belirlemişler. En büyük farklılıklarını parfümlerinin kalitesi ve fiyatlarının ulaşılabilir olmasına bağlayan Ulric de Varens’in bazı parfümlerinin ünlü burun Jean Claude-Ellena’nın elinden çıktığını biliyoruz.

Genellikle erkek parfümlerini kullandığım Ulric de Varens’in başarılı kadın kokularının olduğunu keşfetmeye başlıyorum. Bir süredir kullandığım UDV Divine Issime’yi başarılı bulduğumu söylemeliyim. İsminden de anlaşılacağı üzere UDV serisine ait Divine Issime kendi sitelerinde “çiçeksi, iştahlandırıcı” olarak tanımlanmış ve çiçeksi gourmand tarzına yakın olduğu belirtilmiş. Tanıtımı şöyle yapılmış: “Vanilyanın sıcak notaları, silhat ve tonka taneleri ile sümbülteber güneşin kokusuna karışır. Portakal çiçeği ve tonka tanelerinin orta notalarını oluşturduğu koku, yasemin ve silhat etkisiyle çekiciliğini arttırır.”

Parfümün başlangıcı lezzetli vanilya ve koyu/yarı karanlık meyvelerle gerçekleşiyor. Açılıştaki vanilya gayet kaliteli ve tam da sevdiğim gibi kremsi kokuyor ve neyse ki çok tatlı değil. Meyvelerse kırmızı tatlı erik hatta siyah üzüme benziyor. Belki şeftali bile vardır. Üst notaları sevdim. Orta bölüme geçildiğinde aynı iştah açıcı vanilya etkisini arttırarak devam ettiriyor. Orta notalardaki kadınsı çiçekler giderek ağırlığını ortaya kokuyor ve vanilyanın yanında boy gösteriyor. Orta kısımdaki beyaz çiçeklerin en bariz olanı sümbülteber. Yasemin de var sanki çiçeklerin arasında. Fena değil orta notalar. Kapanışta büyük değişim olmuyor. Çiçeksi vanilyaya eklenen karanlık sayılamayacak ve köksü olmayan paçuliyle noktayı kokuyor Divine Issime.

Karşımızda olgun kuru meyvelerin eşlik ettiği çiçeksi bir vanilya parfümü var. Vanilya, ilk saniyelerden kapanışa kadar etkisini kaybetmiyor. Çiçekler orta bölümden itibaren gücünü arttırıyor. Paçuli ise kokunun genelinde büyük yer kaplamıyor sanki.

Buradaki çiçeklerden tabii ki üzerinde durulması gereken asıl unsur sümbülteber. Benim için her zaman zordur sümbülteber merkezli parfümleri sevmek ve kullanmak. Çünkü çok çiçeksi, çok kadınsı ve çok baskın bir kokusu var sümbülteberin. Tabii sümbülteber parfümü deyince aklıma hemen ünlü Fracas gelir. Çok şükür ki Divine Issime’de sümbülteber baskın şekilde verilmemiş. Evet, orta bölümde sümbülteber önemli yer tutuyor ama vanilyanın baskısı altında kalıyor diyebilirim. Aslında orta kısımdaki sümbülteber-vanilya dengesi iyi sağlanmış. Ne çok baygın vanilyaya ne de abartılı çiçeksi kokuya sahip. Bu anlamda sümbülteberin verilişini beğendim ki nadir olan bir şeydir benim için.

Vanilya gayet yumuşak ve leziz verilmiş genel itibariyle. Baştaki meyveleri de sevdim. Oldukça modern kokan Divine Issime, diğer taraftan da yeni nesil şeker bombası, iç bayan tatlılıktaki piyasaya kokularının dışında tutmaya çalışmış kendisini. Tatlılık tabii ki var ama rahatsız etmedi beni.

Sonuç olarak kaliteli, yapaylığa ya da rahatsız edici uyumsuzluğa rastlanmayan, çoğu hanımefendinin sevebileceği hoş bir eser çıkmış ortaya. Tabii çok katmanlı ve derin koktuğunu söyleyemem. Büyük değişimler yok, genelde tek düze ilerliyor. Yine de bu kadar uygun fiyatlara satılan bir parfüm için gayet başarılı buldum onu.

Biliyoruz ki parfümler ülkemizde yüksek vergiler yüzünden oldukça pahalı fiyatlara satılıyor. Birçok insan hem güzel kokmak isteyip hem de parfümlere yüksek ücretler ödemek istemeyebilir. Onun için Ulric de Varens gibi markalar bu boşluğu dolduruyor. Bu anlamda gayet makul fiyata satılan Divine Issime’yi çiçeksi vanilya kokusunu seven kadınlara rahatlıkla önerebilirim.

EDP konsantrasyonuna sahip Divine Issime’nin kalıcılığı yeterli, fark edilirliği ortalamanın biraz altında. Her yaş grubuna uyabilecek yapısı memnuniyet verici. Sonbahar-kış aylarına yakışacaktır. Kadın çantası şeklindeki şişesi de gayet şık.

Koku Güzelliği:10/7

30 Nisan 2015 Perşembe

Ulric de Varens – UDV Black (2005)


Ulric de Varens – UDV Black (2005)

"Ulric de Varens Türkiye şubesi 2013 Ocak ayında doğdu. Birkaç ay içerisinde parfümler drugstore zincirleri ve bazı mağazalarda yerlerini aldı.

Ulric de Varens markası, kokulara, özellikle de Fransız kokularına oldukça düşkün olan Türk toplumuyla birlikte olmalıydı. Ulric de Varens parfümleri, bulunduğu konuma göre en cazip fiyatları sunuyor. Tüketiciler de markanın “Fransızların konusunda en gelişmiş maharetini, uygun fiyata sunmak” felsefesini anlamış olacak ki, Ulric de Varens dünyada büyük başarı elde etti.

Yegane ve demode olmayan parfümlerin doğuşunun özünde, en büyük koku kreatörleri yer aldı. Ulric de Varens, parfüm tutkusuyla Türklerin kalbini fethetmeyi umuyor."

Fransız parfüm üreticisi Ulric de Varens'in Türkiye serüvenleri yukarıdaki satırlarda özetlenebilir. Ultra lüks niş markalar, uygun fiyatlı niş markalar, üst düzey ana akım üreticiler ve uygun fiyatlı ana akım markaların hakimiyetindeki parfüm sektörüne Ulric de Varens gibi oyuncular renk katıyorlar hiç şüphesiz. Parfümlere yüksek bedeller ödemek istemeyen ama güzel kokmayı da ihmal etmeyen parfümseverler için seçeneklerden birisi Ulric de Varens.


Özellikle Avrupa pazarında tanınan bir marka olan Ulric de Varens, geçtiğimiz yıllarda ülkemizde de faaliyet göstermeye başladı. Tabii bunun sonucunda koleksiyonlarındaki parfümleri görücüye çıkardılar. Ulric de Varens'in baş harflerinden oluşan "UDV Serisi", benim de ilgimi çekmekteydi. Bu serinin bütün parfümlerini denemiş birisi olarak, genel olarak uygun fiyatlarla güzel işler çıkartıldığını söyleyebilirim.

Bugün bir süredir kullandığım UDV Black'e göz atacağım. Kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış:

" Eğreltiotu, Meyvemsi, Modern

Biberiye ve çam kokusunun aromasal zenginliklerinden önce, yeşil elma bu parfümün tüm tazeliğini gözler önüne seriyor. Misk ve tütünün sofistike etkisi sardunya çiçeğinin narin dokunuşundan sonra hissedilir. Ünlü koku tasarımcısı Jean Jacques ve şişe tasarımcısı Thierry de Baschmakoff Ulric de Varens için hazırladılar."


UDV Black'in açılışı turunçgillerle gerçekleşiyor. Meyveli üst notalarda bergamot, greyfurt ve elma var sanki. Yumuşak ve ferah başlangıcı fena değil. Orta kısımda koku karakteri büyük değişim göstermiyor. Bu bölümde meyvelere sardunya eşlik ediyor. Aromatik orta notalara misk de ekleniyor bir süre sonra. Son kısımda bu sefer yumuşak odunsu notalar dikkat çekiyor. Sedir ağacı vetiver ve misk kapanışı yapıyor. İşte UDV Black'in algılayabildiğim notaları bunlar.

Karşımızda genç, enerjik, modern, herkesin sevebileceği, güvenli sayılabilecek aromatik fujer var. Tabii UDV Black'in aromatik yönü, meyvemsiliğe kayıyor. Tatlı ve lezzetli meyveler, akuatik değil de daha yumuşak ve buruk meyveleri çağrıştırıyor. Üst notalardaki ferah turunçgillere az da olsa aromatik otların eşlik etmesi iyi fikir. Biberiye muhtemelen buradaki ana aktör. Orta kısımdaki rayiha bana Emporio Armani'nin ünlü He'sini çağrıştırdı. UDV Black'de deri yok ama He'nin orta kısmıyla benzerlik hissediliyor. Aynı yumuşak yapı iki parfümde de var. Sonlardaki misk ve yumuşak odunsular pek şaşırtıcı olmasa da kötü değil.

Siz ismindeki "siyah" vurgusuna bakmayın. UDV Black, karanlık ve kasvetli kokmuyor. Yumuşak, ferah, canlı ve açık. Bu haliyle doğru dozajlama ile dört mevsimde de kullanılabileceğini düşünüyorum. Kullanması ve üzerinizde taşıması kolay bu meyveli fujer, günlük kullanım için de uygun.

Değerli koku severler. Karşımızda diğer çok yüksek fiyatlı markaları düşündüğümüzde oldukça uygun fiyatlara satılan markanın ürünü var. UDV Black'ten Amouage ya da Guerlain kalitesi beklemek anlamsız olabilir. Fakat yine de gayet uygun fiyatlara, büyük zincir mağazalarda (Watsons, T-Shop, Rossmann ve kendi siteleri) satılan Ulric de Varens'ler ve UDV Black belki de sizin tam aradığınız parfümdür. Denemeden bilemezsiniz.


UDV Black'in kokusuna, Angel Schlesser, Christian Lacroix, Davidoff, Pierre Balmain, Ted Lapidus gibi markalar için de çalışmış olan Jean Jacques imza atmış. Şişesinin tasarımını ise ünlü isim Thierry de Baschmakoff yapmış.

EDT konsantrasyonuna sahip UDV Black. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği ortalamanın biraz altında. 15-35 yaş arası erkekler için düşünülebilir.

Koku Güzelliği:10/6

26 Haziran 2013 Çarşamba

Ulric de Varens – UDV Action (2009)



Ulric de Varens – UDV Action (2009)  Markanın erkek parfümlerinden.

Uygun fiyatlarla yaratıcılık ve seçicilik. Geleneksel ve selektif parfümlere genç ve yenilikçi alternatif. Parfüm ve güzellik sektöründe geniş ve cazip ürün yelpazesi olarak açıklıyor Ulric de Varens markası stratejisini. Hatta markanın kurucusu Varens amaçlarını şöyle özetlemiş: "Her tüketicinin seçici bir dünyaya ulaşmasını sağlamak için uygun fiyatlı parfümler yaratmak."

Dünyanın doksandan fazla ülkesinde parfümleri satılan Ulric de Varens'in, ulaşılabilir fiyatlara ünlü tasarımcılara yaptırdıkları parfümleri şüphesiz ki önemli bir eksikliği gidermeye çalışıyor. Özellikle ülkemizde yüksek vergi oranları sebebiyle oldukça pahalı fiyatlara satılan parfümlere (Örnek: Calvin Klein, Hugo Boss, Giorgio Armani veya Versace) çoğu kişinin ulaşması zor görünüyor. Ulric de Varens gibi markalar da tam burada devreye giriyor.

Markanın parfümlerini ünlü burunlar tasarlamış çoğu zaman. Jean Claude Ellena, Jean Jacques veya Henri Bergia aklıma gelen isimler. Bugün yazacağım UDV Action'ı Henri Bergia tasarlamış ve dünyasal odunsu-baharatlı olarak sınıflandırılmış. Parfümün resmi tanıtımı şöyle: "UDV Action erkeksi ve kışkırtıcı bir parfümdür. Gösterişli başlangıçtan sonra, baskın ve göz alıcı olan UDV Action, güçlü kişiliğe sahip odunsu dokunuşlarla vahşi karakterini vurgular. Turunç ve bergamot özleri önderliğinde olan bu etkileyici koku, kalbinde yasemin çiçeğinin, aynı zamanda sedir ağacının ve silhatın dokularını taşır. Aynı zamanda amber ve kabe samanının erkeksi etkisini hissettirir. Bu parfüm, etraftakilerin kayıtsız kalamayacağı imza gibidir. Gücünü sizde keşfedin."
   

Parfümün açılışı ferah, lezzetli ve tuzlu turunçgiller ile gerçekleşiyor. Bu güzel portakala limon da eşlik ediyor. Başlangıcı gayet güzel. Orta kısma gelindiğinde limon geri plana geçiyor. Lezzetli ve tatlımsı portakal öne çıkıyor. Tuzlu portakala ferah baharatlar da katılıyor. Fakat baharatlar çok hafif ve yumuşak kullanılmış. Bu andan itibaren son yılların popüler parfümlerinden Terre d'Hermes'e epey benziyor. Hatta Parfum versiyonunu andırıyor. Son kısıma gelindiğinde koku karakteri değişmiyor. Tuzlu portakal ve baharatlara yumuşak odunsu notalar ekleniyor. Sedir ağacı olma ihtimali yüksek. Böylece tenden ayrılıyor.

UDV Action, ferah, hafif, pozitif ve insanı mutlu eden yapıya sahip. Özellikle sıcak yaz günlerinde kullanım için ideal. Zaten bende bir süredir kullanıyorum. Öyle olumsuz bir yanına rastlamadım. Fakat aklıma takılan bir kaç şeyden bahsedeyim madem yeri geldi.

Parfümün en dikkat çeken tarafı başlangıcından itibaren yapaylığa rastlanmaması. Özellikle başlangıcındaki tuzlu ve lezzetli portakal-limon işbirliğini başarılı buldum. Sanırım önümüzdeki yıllarda bu tarz portakal kullanımına daha fazla rastlayacağız. Hatta akuatik bile diyebilirim yer yer. Bu hissi bana başlardaki o tuzlu kısım vermiş de olabilir.

UDV Action, çok basit bir kokuya sahip. Tatlı portakal, biraz ferah baharatlar ve odunsu notalar. Ama portakal her zaman ana oyuncu. Diğer unsurlar yan rollerde. Diğeceğim şu ki çok düz çizgide ilerliyor kokusu. İlk sıktığınızdan teninizden gidene kadar hiç değişmiyor. Bu anlamda tekdüze diyebilirim. Ayrıca test süresince bol miktarlarda kullanmama rağmen fark edilirliği zayıf oldu. Kalıcılığı ise bir EDT'ye göre normal.


Geleyim benzerlik olayına. Şu bir gerçek ki UDV Action, bu haliyle Terre d'Hermes Parfum'un neredeyse aynısı. Terre d'hermes Parfum'un başlangıcındaki o yeşil çiçekleri saymazsak, orta kısımdan itibaren çok benzeşiyor UDV Action ile. Terre d'Hermes'in oldukça yüksek fiyatını düşünürsek, neredeyse beşte biri fiyatına benzerine sahip olmanız mümkün görünüyor.

Ulric de Varens markası çok uygun fiyatlara parfümlerini sunuyor. Fiyat ve kalite anlamında şimdiye kadar denediğim en iyi örneklerden birisi UDV Action. Markanın diğer erkek parfümleri de elimde olduğundan ara sıra onları da kullanıyorum. Fakat en sevdiğim Ulric de Varens parfümü olarak yerini alıyor UDV Action.   

Parfümümüzü Henri Bergia tasarlamış. Bergia, çok bilinen parfümörlerden değil. Referans işleri olarak Salvador Dali - Laguna For Men, Gres - Caline Blooming Moments, Comptoir Sud Pacifique - Oudh Intense, Jacomo - Aura for Men sayılabilir.

Ferah ve hafif yapısından dolayı tam bir yaz parfümü. Soğuk kış günleri dışında her zaman kullanılabilir. Genel olarak düşündüğümde genç erkekleri hedeflediğini sanıyorum. 17-30 yaş arasındaki erkeklere uyar gibime geliyor.


Ulric de Varens'in şişelerine ünlü tasarımcı Thierry Baschmakoff imza atmış. Küçük bir bilgi olarak vereyim unutmadan. Ayrıca Türkiye pazarına henüz yeni girdiler. Parfümleri Watsons, Gratis ve Evkur gibi mağazalarda satışa sunulmuş. İlgilenenlere duyurulur.

Artıları:
+ Başlangıcını sevdim.
+ Genel olarak yapaylık barındırmaması memnun edici.
+ Terre d'hermes Parfum'e fiyatı bakımından ulaşamayanlar için güzel bir seçenek.

Eksileri:
- Çok düz çizgide ilerliyor. Neredeyse hiç değişmiyor kokusu.
- Fark edilirliği zayıf oldu tenimde.

Koku Güzelliği:10/7

25 Nisan 2013 Perşembe

Ulric de Varens – UDV Night (2011)



Ulric de Varens – UDV Night (2011)  Markanın yeni erkek parfümlerinden.

Bu şehir insana tuzak kuruyor.
Bu şehir insanı uzak kılıyor.
Bu şehir insanı hayli yoruyor.
Bu şehir insanı hep kandırıyor.

Candan Erçetin ile Ceza'nın güzel düeti "Bu Şehir" şarkısı vardı zihnimde. Bu şehire gelirken...

2600 yıllık dünyanın uygarlık merkezlerinden birisinin topraklarına ayak basıyorum. Ve 2600 yıldır dünya jeopolitiğinin tam ortasında "Bu Şehir". Uğruna onlarca savaş yapılmış. Üzerinde farklı imparatorluklar yaşamış. Değişik dinleri topraklarında barındırmış. Sayısız şair bu şehir için şiirler yazmış. Onlarca yazar ve seyyah bu şehri kitaplarında yaşatmış. Bir çok besteci şarkılar bestelemiş. Kimisine göre nazlı bir kız, kimisine göre hüzünlü bir gelin, kimisine göre ise hayat dolu bir anne. Ne derseniz deyin muhtemelen İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden birisi. Belki de en güzeli...

Benim için ise Orhan Veli'nin o unutulmaz şiiri "İstanbulu Dinliyorum" demek bu büyülü şehir. Belki de şairin dediği gibi gözlerimiz kapalı dinlemeliyiz İstanbul'u. Bende bırakıyorum kendimi bu anaç şehire. Nasıl olsa beni bağrına basacak. İstiklal Caddesindeki tarihi binalardan birisi olan Mısır Apartmanı'nın önünde dururken buluyorum kendimi. Sebebini bilmiyorum. Muhtemelen sanat tarihi içgüdülerim bu mimari harikası binaya çekiyor beni. Küçük Fransız balkonları, kemerle vurgulanmış ön cephesi ve süslemeleri ile hayranlık uyandıracak kadar güzel. Mısır apartmanını, televizyonlara çıkıp, birbirinden çirkin binaları pazarlamaya çalışan antipatik müteahhitlerin yaptığı apartmanlar ile kıyaslıyorum. Doksan yılda mimari ve estetik anlayışımızın nasıl geriye doğru gittiği acı bir şekilde yüreğime dokunuyor. Nasıl izin verilir bu yamuk yumuk yeni binalara. Üzülüyorum. Ama elden ne gelir? Aklıma James F. Clarke'ın güzel sözü geliyor: "Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı ise gelecek kuşağı düşünür." Sanırım bize de gerçek devlet adamları lazım.

                                                                Parfüm Merakı'nın kendi çekimidir. 
           
Galata Kulesi'ne gitmem gerektiğini hatırlıyorum birden. Kısa sayılabilecek yoldan sonra o harika kule karşımda işte. Galata kulesi bende ona sarılma hissi uyandırıyor her seferinde. Başka hiç bir yapıdan bu kadar sıcak mesajlar alabildiğimi söyleyemem. Ama ne yazık ki kollarım yeterince uzun değil ona sımsıkı sarılmak için. Bu kulenin kendine özgü bir neşesi, parıltısı, çekiciliği var sanki. Onu her zaman uzun boylu ve yaşlı bir amcaya benzetiyorum. Omuzuna çıkıp şehr-i İstanbul'u seyreden insanlardan ise hiç şikayeti yok. Çok anlayışlı bir amca adeta. Her zaman gülümsüyor misafirlerine. İnsanların onu ziyarete gelmelerini istiyor. Belki de her yaşlı gibi o da yanlızlığı sevmiyor. Ondan korkuyor, ürküyor...

Bu yaşlı ama mutlu amcayı geride bırakıp, İstanbul'a gelme amacıma odaklanıyorum. Çünkü her zaman dediğim gibi ben şanslı bir insanım. Çok hoş bir hanımla randevum var. İsmi ise çoğunuza yabancı gelebilir. İlk duyduğumda bende tereddüt yaşadım. Fakat karşımda parfümleri 90'dan fazla ülkede satılan, Fransa merkezli Ulric de Varens parfümlerinin kurucu ortağı ve bay Varens'in kızı Jade hanım var. Tabiki bizim anlaşmamız konusunda ortak dilimiz olan Melis hanımı unutmamam lazım. Ve Charles Prunel'i.

Uzun sayılabilecek söyleşiden çıkarttığım sonuçları, yazacağım diğer Ulric de Varens parfümlerinde de sizlerle paylaşacağım yeri geldikçe. Hele ki bazı parfümlerinin Jean Claude-Ellena tarafından tasarlandığını, şişelerinde ise Thierry de Baschmakoff'un imzası olduğunu duyduğum anda kulaklarım daha da dikkatli dinler oldu Jade hanım ile Charles beyi.

                                                             İstanbul kadar alımlı Jade hanım.

1981 yılında aile şirketi olarak kurulmuş Ulric de Varens. Mass-market/drugstore denilen, nispeten düşük fiyata satılan parfüm sektörünün önemli oyuncularından birisiymiş. Hatta Almanya'da bu pazardan en büyük payı alan şirket olduğunu öğreniyorum biraz da şaşkınlıkla. Dünyanın bir çok ülkesinde satılan parfümleri nihayet Türkiye pazarına da girecek önümüzdeki haftalarda. Yani bir çok mağazada bulunabilecek Ulric de Varens'in parfümleri.

Bugün ise Ulric de Varens'in UDV serisinin Night isimli parfümünden bahsedeceğim. 2011 çıkışlı yeni sayılabilecek bir parfüm UDV Night. Oryantal fujer olarak sınıflandırmışlar parfümlerini. Resmi tanıtımı şöyle:

"Çapkın erkeklerin ilgisini çekecek aşk festivali atmosferinde bir parfüm… Gerçek bir cazibe niteliğinde, meyveli ve uçarı baskın notaları (ananas ve elma), odunsu kokularla vurgulanıyor (sedir ağacı, odun, tarçın). Buna bir de odun, amber ve tonka tanelerinin esansları eşlik ederek hafızalarda kalıcı iz bırakıyor. Böylece, UDV Night, Casanova’ların duyarlı kalplerinin parfümü oluyor.”

Parfümün açılışı tatlı turunçgil ve tatlı meyveler ile gerçekleşiyor. Turunçgil derken ağırlık portakal-mandalina ikilisinde sanki. Ayrıca hafiften de elma var. Aromatik meyveli diyebilirim üst notalar için. Modern ve hafiften metalik UDV Night'ın başlangıcı. Geçelim diğer bölüme. İlerleyen dakikalarda tatlımsı turuçgil hissi veren meyvelere yumuşak ve tatlı baharatlar ekleniyor. Muhtemelen tarçın ve kakule. Orta kısım aromatik baharatlar ve meyvelerin bir karşımı. Alt notalarında ise bir parça odunsu notalar ekleniyor. Amber ve vanilya güçlü şekilde hissediliyor. Böylece de tenden ayrılıyor.


Şunu önceden belirtmek gerekekir ki Ulric de Varens, diğer ana akım markalardan çok daha uygun fiyatlara satılıyor. Pierre Cardin, Antonio Puig, Faberge, Coty, Salvador Dali gibi rakipleri var. Onun için acaba çok yüksek fiyata satılan niş parfümlerle aynı kefeye koymalı mıyım kararsızım. Ama madem Türkiye piyasası için oldukça iddialılar o zaman objektif olarak inceleyelim UDV Night'ı.

Parfümün başlangıcı günümüzün modern parfümlerinde sıkça rastladığımız yapıda. Tatlımsı turunçgiller ve meyveler harikalar yaratmıyorsa da bence kabul edilebilir güzellikte. Bana biraz Paco Rabanne - 1 Million'ın metalik turunçgilimsi açılışını hatırlattı. Evet iki parfümün başlangıcında paralellik var. Orta kısımda ise eklenen tatlımsı baharatlar çok tanıdık. Yine bir çok parfümde duymaya alıştığımız modern/metalik baharat-turunçgil hissiyatı var. Orta kısmı da hala hafiften 1 Million'u hatırlatıyor bana. Son kısımda ise vanilya ve amber baş rolde. Alt notalarını Giorgio Armani - Code For Men'in biraz yapay haline benzettim.

UDV Night, modern baharatlı parfümlerin bir örneği. Bu çok açık. Başlangıçtan itibaren hafiften kendisini gösteren metalik his, yapaylığa yakın. Ama çok rahatsız edici değil. Sonlara doğru bu yapaylık biraz daha artıyor. Başından sonuna kadar çok büyük değişimler göstermiyor kokusu. Belli bir çizgide ilerliyor. Genel olarak herkesin sevebileceği güvenli kokulardan birisi. Yeni nesil parfümlerin çoğunda olduğu gibi bu parfümde başından sonuna kadar oldukça tatlı kokuyor. Zaman zaman şekerli his veren tatlılık, genç arkadaşların ilgisini çekecektir.


UDV Night'ı Paco Rabanne'in popüler parfümü 1 Million'a ile Code For Men'e benzetmiştim yukarıda. Genel olarak düşündüğümde 1 Million'un o yapay deri kısmının çıkarılıp, yerine alt notalarda amber eklenmiş hali gibi UDV Night. 1 Million'un ikiz kardeşi gibi kokmasa da bence andırıyor. Bu anlamda genç arkadaşları hedefliyor anlaşılan. Muhtemelen 18-30 yaş arası genç arkadaşlar için fena bir alternatif değil. Fakat harikalar yaratmadığını söylemem lazım. Fiyat-kalite anlamında bence yeterince tatmin edici. Böylesine uygun fiyatla satılan bir markayı, Serge Lutens yada Le Labo ile kıyaslamak zaten abes olacaktır.

UDV Night'a, Pierre Balmain, Masaki Matsushima, Kenzo, Davidoff, Christian Lacroix gibi ünlü markalara parfümler tasarlamış Jean Jacques imza atmış. Sıcak yaz günleri dışında her mevsimde kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/6