sabun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sabun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2023 Perşembe

Orto Parisi – Megamare (2019)

Versace, Fendi, Helmut Lang gibi önemli markalar için parfümler tasarlayan başarılı burun Alessandro Gualtieri'nin niş markası Nasomatto'nun dünya çapındaki başarısının ardından Bay Gualtieri yeni projesiyle karşımızda. İkinci niş markası Orto Parisi'yi kuran Alessandro Gualtieri'nin ilhamını büyükbabası Vincenzo Parisi'den aldığını öğreniyoruz. Her ne kadar büyükbabasının biyografisini yazmak istese de bu yazım aşamasından sıkıldığını da itiraf etmiş. Kim bu zamanda biyografi okumak ister ki?

Orto Parisi'nin kısa sürede ünü yayılan parfümü Megamare'yi epeydir merak ediyordum. Havaların bir parça ısınmasını bekledim ve Megamare ile sonunda tanıştım. Parfümün resmi basın bülteninde kokusunda deniz notalarının zenginliği ve özgünlüğü vurgulanmış. Ayrıca deniz temasının yatıştırıcı etkiye sahip olduğundan bahsedilmiş. Ek olarak suyu andıran kokuların romantizmi çağrıştırdığından ve bizi mutlu ettiğinden dem vurmuş.

Megamare'nin başlangıcı sabunlu, temiz deniz temasına yakın duruyor. Geri planda hafiften çürümeye yüz tutmuş deniz yosununu andıran yapısıyla orta kısımda biraz burnu zorluyor. Sonlarda miskli yeni yıkanmış çamaşırlar gibi davranan Megamare, baştan sona garip ve tanımlanması zor profil çiziyor.

Megamare şüphesiz ki sucul tarafa yakın duruyor. Onun kokusu Givenchy - Insense Ultramarine ile Bulgari - Aqua Pour Homme'nin tuhaf birleşimini çağrıştırıyor. Parfümün geri planındaki tanımlayamadığım zorlayıcı temayı otellerin bol kloraklı havuzlarına benzetiyorum. Hatta bana göre genel yapısı klorlu havuza atılmış çürümeye başlamış deniz yosunu gibi kokuyor. En azından zihnimde böyle canlandırabiliyorum.

Megamare bir taraftan benzersiz ve enteresan, diğer taraftan sevmesi ve giymesi kolay sayılamayacak bir eser. Sucul parfümleri hepimiz sıcak yaz günlerinde kullanmayı severiz. Basit ve ferahlatıcıdırlar. Megamare ise garip şekilde itici tarafa yakın bir yaz parfümü. Onu severek kullandığımı söyleyemem. Evet kalite anlamında iyi yerde duruyor ama bir şişesini almaya değer mi emin değilim. Oysa ki Alessandro Gualtieri'nin yarattığı parfümleri severim fakat Megamare ile yıldızım pek barışmadı.

Uniseks olarak pazarlandığını düşündüğüm Megamare'nin erkek kullanımına bir parça yakın durduğunu düşünüyorum. Evin ablasının Megamare'yi koklayıp beğendiğini söyleyebilirim. Muhtemelen içerisindeki temizliği andıran sabunsu yapı, kadınların ilgisi çekiyor.

Orto Parisi'nin internet sitesinde Parfum olarak sınıflandırılmış. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı ilk anlarda yüksek, sonrasında normale dönüyor. İlkbahar-yaz günlerinde daha iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

15 Aralık 2021 Çarşamba

Christian Dior – Pure Poison (2004)

Christian Dior’un 1985 yılı çıkışlı kadın parfümü Poison’un yıllar içinde klasiğe dönüşmesinin ardından bir çok devam kokusu hayata geçti. Poison isimli devam parfümlerinin sayısını takip etmek bile zor. Poison ismini taşıyan devam parfümlerinin şüphesiz en şöhretlisi Hypnotic Poison idi. Bu çılgın ve şehvetli Hypnotic kadınından sonra 2004 yılında daha sakin ve evcil Pure Poison raflara çıktı.

Pure Poison her ne kadar Hypnotic Poison’un gölgesinde kalsa da kendisini seven küçük bir cemaat oluşturdu. Christian Dior’a göre Pure Poison baştan çıkarmanın en saf biçimini kutlayan bir koku. Yine Dior’a göre Pure Poison’da portakal çiçeği, yasemin, gardenya, amber ve sandal ağacı ağırlıklı olarak kullanılmış.

Pure Poison’un başlangıcı ferah sayılabilecek portakal çiçeği ve bir parça beyaz çiçeklerle gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki portakal çiçeği-gardenya işbirliğinden sonra sabunsu beyaz çiçekler yoluna devam ediyor. Sabunlu yasemin, gardenyanın yerini alıyor. Sonlarda sandal ağacı ve amberle kapanış gerçekleşiyor. Alt kısımda sabunlu beyaz çiçekler görünmüyor.

Pure Poison, isminde temizliği çağrıştırması ve şişesinin beyaz ağırlıklı rengiyle nasıl kompozisyona sahip olduğunu belli ediyor. Karşımızda sabunsu beyaz çiçeklerin ağırlıkta olduğu bir eser var. Portakal çiçeği başlarda harika iş çıkarıyor fakat ilerleyen saatlerde pek ortada görünmüyor. Yasemin-gardenya çiçekleri genele fazlasıyla hakim. Buradaki çiçekler düz çizgideler ve çok sıradışı davranmıyorlar. Oldukça kadınsı mesajlar veren Pure Poison’un ana yapısı, ne çok iddialı ne de silik veya karaktersiz. Hoş ve yüksek kaliteli temiz beyaz çiçeklere ilginiz varsa Pure Poison sizi bekliyor.

Kullanması ve sevmesi zor değil. Deneyen çoğu kadının ilgisini çekebilir. Tatlılık fazla değil neyse ki. Çiçekler benim için fazlasıyla feminen ve tenimde daha iyi durduğunu fark ettim. Kıyafet üzerinde daha sıradan kokuyor. Kimi kadınların onu ağır bulması da bir başka ilginç tarafı.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. Serin-soğuk günlerde fazlaca sabunlu yönünü gösteriyor. Ilık havalarda portakal çiçeği daha öne çıkıp, neşeli hale gelebiliyor. Bu anlamda ılık ilkbahar-serin yaz akşamı parfümü olduğunu düşünüyorum. Kokusunu Carlos Benaim, Dominique Ropion ve Olivier Polge gibi önemli isimlerin birlikte tasarladığını okuyoruz.

Koku Güzelliği:10/6.5

7 Eylül 2018 Cuma

Dolce & Gabbana Pour Homme (1994)

1980’li yılların ortalarında kurdukları Dolce & Gabbana modaevinin kısa sürede dünyanın en önemli markalarından olacağını tahmin etmiş miydi Domenico Dolce ve Stefano Gabbana bilemiyorum fakat geldikleri yer kesinlikle büyüleyici. Dev gibi bir holdinge dönüşen Dolce & Gabbana, dünya modasına yön veren isimlerden birisi artık. 1992 yılında ilk parfümleri Dolce & Gabbana For Women, kadınlar içindi. İkinci parfümleri Dolce & Gabbana Pour Homme ise gerçek bir İtalyan erkeği parfümüydü.

Dolce & Gabbana Pour Homme ilerleyen yıllarda büyük satış rakamlarına ulaştı ve en çok satan erkek parfümleri listelerinde yer aldı. Yaklaşık altı yıl önce kullandığım ve hafızamda güzel anılar bırakan Dolce & Gabbana Pour Homme’nin güncel incelemesinin olması gerektiğini düşündüm. Cesaret ve inceliğin karışımı olduğu vurgulanan Dolce & Gabbana Pour Homme, İtalyan erkeğinin zarafetine adanmış.

Pour Homme’nin açılışında turunçgil patlaması size merhaba diyor. Belki biraz da limon var ama ağırlıklı olarak ferah sayılamayacak buruk portakal denebilir. Portakala eşlik eden mandalina da gayet hoş. Bir süre sonra turunçgil geri çekilirken pudralı, hafif tatlı baharatlarla (ağırlık biberde) biraz tatlımsı çiçekler kendisini gösteriyor. Bildiğimiz anlamda bir tatlı baharatlı yapısı yok. Daha çok turunçgillerle desteklenmiş erkeksi çiçekler diyebilirim. Son kısımda neyse ki pudralı his azalıyor. En sevdiğim bölüm de buradan itibaren başlıyor. Tatlı tütün ve ona eşli eden odunsular erkeksi tarzını iyice ortaya çıkarıyor. Böylece de tenden ayrılıyor.

Pour Homme, 1990’lı yılların ortalarında üretimine başlanmış bir fujer. Güçlü, yoğun, erkeksi. Aynı zamanda biraz ferah bile denebilir. Parfümün genelinde rahatsız etmeyen tatlılık hakim. Tonka fasulyesi bu tatlılığı veriyor büyük ihtimalle. Tek düze ilerleyen, fazlaca derinliğe sahip olmayan fakat harika bir İtalyan kolonyası adeta. Akdeniz’in sonbahar hüznünü hatırlatan unutulmaz kokusuyla Pour Homme’yi her zaman seveceğimi sanıyorum.

Hiçbir parfüme benzemeyen Pour Homme aynı zamanda çok basit ve tanıdık kokuyor. Yıllara meydan okuyan bu delikanlının yirmi dört yaşında olduğuna inanmak zor. Sanki birkaç sene önce piyasaya sürülmüş gibi taze ve güncel davranıyor. Onun şimdiden erkek parfüm klasiklerinden birisi olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Pour Homme’nin en hoşuma gitmeyen yani orta bölümden itibaren karşımıza çıkan sabunsu-pudramsı yapı. Parfümlerde sabunsulukla aram pek iyi olmadığı için bu durum biraz kafama takıldı fakat yine de denge iyi ayarlanmış. Sabunsu-pudralı yapı bıktırıcı şekilde baskın değil.

Bu hüzünlü Akdeniz klasiğini parfümlere ilgi duyan her erkeğe öneririm. Başlangıç için sağlam ve kaliteli bir seçenek. Belki ona hiç bir zaman aşık olmayacaksınız ama onun farklı şekilde erkeksi karakterine şaşıracağınızı ve saygı duyacağınızı düşünüyorum.

EDT formundaki Pour Homme’nin kalıcılığı çok iyi. Etrafa yayılımı ilk yarım saat dışında normal. İlkbahar-sonbahar dönemine yakıştırıyorum onu.

Koku Güzelliği:10/7