fujer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fujer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2023 Salı

Orlov Paris - Sea of Light (2015)

 Fransa merkezli niş parfüm evi Orlov Paris'in kullandığım ilk parfümü Sea of Light ve izlenimlerim genel olarak karmaşık diyebilirim. İsmi pek öne çıkmayan parfüm evlerinden Orlov'un haziran 2023 tarihinde girmeye çalıştığım internet sitesinin çalışmamasının, markanın geneli hakkında iyi izlenim vermediğini söyleyebilirim.

Sea of Light, isminden de anlaşılacağı üzere ferah yazlık, deniz temalı esere benziyor. Parfümün açılışı buruk turunçgiller ve acımtrak anasonu andıran yapıyla gerçekleşiyor. Orta kısımda 1980'li yılların fujerlerini andıran yeşil menekşeli öğeler devreye giriyor. Sonlarda kompozisyona eklenen misk sonucu değiştirmiyor.

Sea of Light, ferah olmaya çalışan ama menekşeli yeşil koyu ve acımsı anasonu çağrıştıran tarzıyla bana oldukça uzak. Buradaki tek düze yapının parfüme ismini veren denizle ilgisi bulunmuyor. Belki bir parça tuzlu deniz yosunlarını çağrıştırıyor olabilir. Hafiften ambroksan bombası Sauvage'yi de çağrıştırıyor.

Kimi kullanıcıların traş köpüğüne benzettiği Sea of Light'ın ciddi reformülasyon geçirdiği söyleniyor. İlk versiyonun başarılı bir yazlık turunçgil koku olduğu vurgulanırken, yeni halinin böylesine değişmesi genel olarak eleştiri almış. Bu haliyle erkeksi ilkbahar fujeri gibi davranıyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Erkek kullanımına yakın duruyor. Serin ilkbahar günlerinde onu kullanmak iyi fikir.

Koku Güzelliği:10/5

12 Kasım 2020 Perşembe

Calvin Klein – Eternity For Men Eau de Parfum (2019)

“Calvin Klein’ın en meşhur erkek parfümlerinin adlarını herkes bilir. Tüm zamanların en çok satan erkek parfümlerinden bazılarının üreticisi Calvin Klein, yenilikçi ve heyecan verici kokularıyla tanınır ve 1990’larda devrim niteliğindeki uniseks parfüm fikrine öncülük etmiştir.”

Calvin Klein’ın internet sitesinde bulunan yukarıdaki cümlelerin doğru olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Ağırlıklı olarak 1990’lı yıllarda popüler olmaya başlayan Calvin Klein’in parfümleri, 1980’lerde de nadide ürünler verdi. 1988 çıkışlı Eternity For Men, erkekler için piyasaya sürülmüştü ve büyük başarı yakaladı. Bugün için parfüm klasikleri arasında yerini alan Eternity For Men, aromatik fujer akımının önemli isimleri arasında yer alıyor.

Her başarılı parfümden sonra gelen devam serileri Eternity’e de uygulandı. Kadın-erkek birçok Eternity isimli devam parfümü raflardaki yerini aldı. Eternity’nin erkek versiyonu ilk üretildiğinden itibaren Eau de Toilette formundaydı. 2019 yılına gelindiğinde ilginç bir fikir karşımıza çıktı: Eternity’nin Eau de Parfum versiyonu.

Calvin Klein’in internet sitesinde Eternity For Men Eau de Parfum şöyle tanıtılmış: “Şehvetli. Rafine. Erkeksi. Sofistike Eternity Eau de Parfum, modern, çok yönlü erkeklik kavramlarını kutluyor. Sofistike koku, yeni bir odunsu nota ekleyerek orijinal fougère kokusunu yeniden yorumluyor.”

Eternity’nin başlangıcında elma benzeri ferah yapı ve bir parça aromatik Akdeniz otlarının yer aldığını söyleyebilirim. Akdeniz otlarından en belirgini tabii ki adaçayı. Başlangıcı hoş denebilir. Orta bölüme geçildiğinde sardunya ve tatlı lavantanın hakimiyetini görüyoruz. Eski kafa aromatik fujerleri andıran buruk ve neredeyse nostaljik orta kısmı pek kendime yakın bulamıyorum. Sonlarda büyük değişim yok. Lavanta-sardunya ikilisine biraz misk biraz da odunsuluk ekleniyor. Zayıf son bölüm kalite anlamında fena değil.

2019 yılı çıkışlı Eternity For Men Eau de Parfum’u tabii ki 1988 çıkışlı meşhur klasik Eternity For Men Eau de Toilette ile kıyaslamak gerekiyor. İlk çıkan Eternity’i defalarca denemiş ve bir türlü sevememiştim. O garip, buruk, nanemsi lavanta temasını hiç kullanasım gelmez. Çoğu eski kafa parfümü severim ama Eternity tarzı aromatik fujerler her zaman için iticidir bence. 2019 model Eternity Eau de Parfum de benzer duyguları uyandırıyor zihnimde. İki parfüm muhakkak ki birbirlerine çok benziyor. Eau de Parfum versiyonu daha kaliteli, daha giyilebilir gibi geldi bana. Sanırım eski Eternity’nin hafiften güncellenmiş hali diyebilim Eau de Parfum versiyonuna.

Yeni şişenin daha yeşil göründüğü açık. Koku rengi de yeşile yakın gibi. Açıkçası çok severek kullanmadım Eternity Eau de Parfum’u. Bu tarz aromatik fujerler bana hep soğuk, cansız, ukala, bıktırıcı gelir. Genel yapısı Paco Rabanne – XS Pour Homme ve Chanel – Platinum Egoiste’yi anımsatıyor. Bu iki ünlü parfümü de bir türlü sevememiştim.

Sonuç olarak şöhretli Eternity For Men’in, 2019 yılındaki halini merak ediyorsanız denemenizde fayda var. Performans anlamında harikalar yaratamıyor. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı güçlü değil. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine uyum sağlayabilir.

10/6

17 Aralık 2017 Pazar

Chanel – Pour Monsieur Concentree (1989)

1955 yılında Chanel’in ilk erkek parfümü olarak piyasaya sürülen Pour Monsieur’un kısa sürede büyük başarı sağlaması şaşırtıcı değildi. O müthiş turunçgilli şipre, 2017 yılında hala ulaşılması zor tahtında oturmakta. Bir dönemin nirengi noktası olarak kabul edilen Pour Monsieur’un üretimini Chanel neyseki hiç bitirmedi ve bizim gibi yeni sayılabilecek nesiller onu koklama şerefine nail oldu. Bu anlamda muhakkak ki şanslıyız.

Chanel’in, efsanevi klasiği Pour Monsieur’un zaman içinde yeni devam parfümleri çıkarmasını beklerdik fakat olmadı. Chanel’in bu tarihi parfüme saygısından dolayı mı hiç devam parfümü piyasaya sürmedi bilemiyorum. Ta ki 1989 yılına kadar. Pour Monsieur’un tek devam parfümü olarak kendisini gösteren Concentree, koku bağımlıları için önemini koruyor hala. Klasik Pour Monsieur’un küçük kardeşi olarak düşünülebilecek Concentree, Chanel’in internet sitesinden kaldırılmış. Büyük ihtimalle üretimi bitirilen Concentree, epeydir ilgimi çekiyordu. Ve tanıştık kendisiyle.

Pour Monsieur Concentree’nin açılışı eski limon ve aromatik otların eşliğinde gerçekleşiyor. Tozlu ve buruk eski limon kolonyalarına benzeyen Concentree, abisi Pour Monsieur’u oldukça andırıyor. Başlangıcını sevdim. Orta bölümde turunçgillere lavanta ve ekşi baharatlar ekleniyor. Kakule ve küçük hindistan cevizinin verdiği hissiyatı pek sevemedim. Orta bölüm bana yakın gelmedi. Kapanışta güzel sürprizler var. Yumuşak ve şekerli olmayan vanilyaya eşlik eden meşe yosunu alt notaları güzelleştiriyor. Son bölüm nefis.

Pour Monsieur Concentree, limonlu, kremsi, ekşi baharatlı meşe yosunu kokusuna benziyor. Abisi gibi eski-tozlu davranan Concentree, başlangıçta ferahken, orta bölümde hüzünlü baharat kokusuna dönüşüyor. Baharat derken keskin ve burnu yoran baharatlar aklınıza gelmesin. Kremsi ve turunçgillerle kombinlenmiş baharatlar adeta baharat gibi kokmuyor.

Klasik olan abisine başlarda benzeyen orta bölümde bir parça farklılaşan Concentree, aynı geri planı kullanıyor fakat küçük dokunuşlarla ondan ayrılıyor. Benzer hüzünlü hissiyatı veren iki parfümün arasında seçimim tabii ki 1955 çıkışlı Pour Monsieur olur. Concentree’de o eski-nostaljik havayı alıyorsunuz ama hep bir şeyler eksik gibi geliyor. Özellikle orta bölümünü bir türlü sevemediğim Concentree’yi hararetle öneremeyeceğim. Abisi varken küçük kardeşi pek ilgi çekici değil bence.

Sonuç olarak kesinlikle kötü ve kalitesiz değil Concentree. Günümüzün yeni nesil parfümlerine benzemeyen yapısıyla, orta yaşın üzerindeki erkekleri hedefliyor. Daha resmi ve takım elbise kokusuna benzeyen Concetree, günlük kullanıma uyacaktır.

Concentree, 1955 çıkışlı abisine benziyor ama bir parfüme daha yakın buldum. Eski Eau Sauvage’yi hatırlatan Concentree, onun kadar aromatik otsu ve ferah değil. Eau Sauvage’nin biraz daha baharatlı ve kremsi hali gibi düşünülebilir Concentree. Hatta kullanım döneminde bir parça Old Spice’ı anımsattı. Gördüğüm kadarıyla Pour Monsieur aromatik şipreye yakınken Concentree aromatik fujer tarzına yakın.

Ünlü burun Jacques Polge’nin elinden çıkmış Pour Monsieur Concentree. Kıyafet üzerindeki kalıcılığı fena değil ama fark edilirliği ne yazık ki kötü. Performans arayanların hoşuna gitmeyecektir. Soğuk kış günleri dışında her zaman kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/6

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Donna Karan – DKNY Men (2000)

Ahhh anılar… Hayatımın Ankara yıllarında, bir açık parfümcü hatırlıyorum. Kızılay meydanının biraz ilerisindeki bir yeraltı çarşısına indiğimizde, şişelere parfüm dolduran bir yer vardı. Sınıf arkadaşımızın sevgilisi için oraya gidip, bir parfüm doldurtmuştuk. Arkadaşımız çantasından uzun, şeffaf bir şişe çıkarıp mağazaya girmişti. Bense diğer arkadaşımla dışarıda beklemiştim. O mağaza hangi çarşısının içindeydi kesinlikle hatırlamıyorum ama o sahnede aklıma kazınan o ince, uzun şişe olmuştu.

İlerleyen yıllarda parfüm merakım sayesinde o şişenin Donna Karan’ın erkek parfümü olduğunu öğrendim. 2000 yılında, yeni milenyumda piyasaya sürülen DKNY Men’in şişesini, Amerika’daki gökdelenlere benzetirdim. Pek yanılmış sayılmam çünkü Donna Karan’ın resmi tanıtımında bu parfümün modern şehir hayatının ritminden, iş merkezlerinin hareketliliğinden ilham aldığını gördüm. Şehir hayatının enerjisini ve elektriğini yakaladığı iddia edilen bir parfüm olarak karşımıza çıkıyor DKNY Men.

Tabii aradan geçen on yedi yılın ardından ilk çıktığı zamanki popülerliği kalmayan DKNY Men’i birazda nostalji olması bakımından kullanmaya karar verdim. Parfümün açılışı tatlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Mayhoş mandalina ya da portakaldan bahsedebilirim. Orta kısımda bu leziz meyvelere yumuşak ve tatlı baharatlar ekleniyor. En öne çıkan baharat zencefil bence. Kapanışta meyveli baharatlar devam ederken bir parça sandal ağacı ve ağaçlar eşlik ediyor.

DKNY Men, anladığım kadarıyla mayhoş meyveler (ardıç, erik, mandalina), şekerli baharatlar (zencefil) ve odunsuların birleşiminden oluşuyor. Genel tarzını aromatik fujerlere benzetiyorum. Çok az da olsa Burberry For Men’i andırıyor.

Düz çizgide ilerleyen, derinliği olmayan, yumuşak, kullanması ve sevmesi kolay bir arkadaş. Özellikle genç erkeklere hitap eden, garip bir ferahlık barındıran, kadınların seveceği, modern bir yapaylığa sahip DKNY Men, kullanım döneminde beni rahatsız etmedi. Aşık olamasam da fena bulmadım. “Hoş meyveli fujerler” diye bir kategori olsa, rahatlıkla yerini hazırlardım onun. Dünyanın en pahalı niş parfümlerini beğenmeyip, burun kıvıran evin ablasıysa çok sevdi DKNY Men’i ve “Aaaa ne kadar güzelmiş bu parfüm, adı ne” diyerek beni bir kere daha şaşırtmayı başardı.

Sonuç olarak beğendim DKNY Men’i. Aslına bakılırsa kokusundan umudum yoktu ama beklediğim kadar başarısız çıkmadı. Tabii uzun süreli kullanımlarda sıkılacağımı biliyorum. Elimdeki koca şişe muhtemelen pek kullanılmadan sihirli dolabımın derinliklerinde duracak. Yine de pişman değilim onu deneyimlediğim için.

EDT formunda. Kötü haber şu ki performansı çok kötü DKNY Men’in. Kalıcılığı ortalama seviyede ama fark edilirliği oldukça düşük. Etrafa yayılımı neredeyse yok. Bu anlamda hayal kırıklığı yaratıyor. Ilık ilkbahar-sonbahar ve yaz akşamlarında kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/7