Azzaro etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Azzaro etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Aralık 2018 Çarşamba

Azzaro – Wanted by Night (2018)

Azzaro’nun 2016 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Wanted’ın kısa süre sonra devam kokuları gelmeye başladı. 2017 yılında Wanted Freeride çıktı. 2018’de ise Wanted by Night karşımızdaydı. Serinin ilk parfümü Wanted’ı yakın zamanda kullanmış ve pek başarılı bulmamıştım. Bakalım Night versiyonu nasıl olmuş.

Azzaro’nun internet sitesinde Wanted by Night odunsu-oryantal-baharatlı koku ailesine dahil edilmiş. Parfümün açılışı ekşi ve buruk turunçgillere eşlik eden vasat meyvelerle gerçekleşiyor. Sulandırılmış hissi veren mandalina-portakal ve mahiyetini çıkartamadığım şekerli ve modern meyveleri tabii ki sevemedim. Orta kısma geçildiğinde neyse ki meyveler, baharatlara eşlik ediyor. Dinamik ve canlı baharatlar bir parça metalik ve bolca tatlılık içeriyor. Baharatlara tütün ve sedir ağacı da eşlik ediyor. Sedir ağacı tahmin edeceğiniz üzere yapay ve neredeyse Iso E Super tarzında. Kapanışta yapay sedir ağacı, kuru vetiver ve ambroxan benzeri yapıyla sonlanıyor.

Wanted by Night, son yıllarda örneğine çokça rastladığımız yapay-modern-metalik, aromatik-meyveli-baharatlı-odunsu bir vasatlık örneği diyebilirim kısaca. Evet, bu yazının tamamı bir önceki cümlede özetlenebilir sanırım. Marketlerde satılan ucuz, genç erkekleri (15-21) hedefleyen, hiçbir amacı ve çekiciliği olmayan bir deneme daha gelmiş Azzaro’dan. Ah be Azzaro, bari geçmişindeki ünlü erkek parfüm klasiklerinden biraz utansan da şöyle ucubeleri karşımıza parfüm diye çıkartmasan keşke.

Başlangıçtaki ekşi ve kötü meyveler ne yazık ki orta kısmın sonlarına kadar hissediliyor. Bir tek sıcak baharatlı orta kısım sevilesi, onun dışında direkt cinayet sebebi Wanted by Night. Absürt ve çocukça şişesinden bahsetmeme bile gerek yok sanırım.

Daha da bir şey yazasım gelmiyor Parfüm Meraklıları siz anladınız durumu. Ultra jenerik bu arkadaşın tasarımcıları Michel Girard ve Quentin Bisch. EDP formundaki Wanted by Night’ın performansı iyi değil. Etrafa yayılımı düşük, kalıcılık eh işte. Serin ilkbahar-sonbahar kullanımına uygun. Günlük kullanıma, spor kıyafetlere uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/4

25 Temmuz 2018 Çarşamba

Azzaro – Chrome (1996)

Azzaro markasının, klasikler arasında yerini almış Azzaro Pour Homme ile özdeşleştiğini düşünürdüm. Zamanın önemli parfümlerinden birisi olan Azzaro Pour Homme’den sonra bir süre sessizliğe bürünmüşler anladığım kadarıyla. Ta ki 1996’da Chrome’u çıkarıncaya kadar. Bu zamandan itibaren ülkemizde olmasa da yurtdışında büyük bir seven kitlesi var Chrome’un. Onun tek şanssızlığı bence Acqua di Gio gibi güçlü rakiple aynı senede piyasaya sürülmesi. Ferah, ilkbahar-yaz mevsimine uygun kokusu ve iyi ayarlanmış harmanıyla Acqua di Gio kadar olmasa da ilgi gören parfümlerden Chrome. Güçlü rakipleri Calvin Klein – CK One, Kenzo Pour Homme, Acqua di Gio, Davidoff – Cool Water karşısında her zaman için iyi direndi. 1990’lı yılların popüler ve çok satan erkek parfümleri arasında yer alan Chrome’nin koku profiline bakalım artık.

Parfümün resmi açıklamasında “ferah, sucul ve odunsu” yönü vurgulanmış. Zaten açık mavi, deniz rengini andıran şişesi bize kokusu hakkında ipucu veriyor. Parfümün başlangıcında metalik turunçgile eşlik eden sabunsuluğun hakimiyeti var diyebiliriz. Üst notaları biraz yoğun ve keskin geldi bana. İlerleyen dakikalarda metalik turunçgil geri çekilirken sabunsu his daha da artıyor. Parfümün ana karakteri de ortaya çıkmış oluyor: Neredeyse pudramsı sabunsuluk ve turunçgiller. Bu kısımda yapaylık kendisini hissettiriyor. Çok rahatsız edici olmasa da dikkat çekici kadar yapay. Son bölümü bence en güzel kısım. Aromatik odunsularla miskin birlikteliği çok hoş. Neyse ki sabunsu his burada daha az. Alt notalar gayet başarılı.

Bütününe baktığımızda Chrome ilkbahar-yaz ayları için tasarlanmış, sucul olmaya çalışan, pudramsı seviyede sabunsuluk barındıran, metalik turunçgille zenginleştirilmiş yarı-sentetik kokan bir parfüm. Genel olarak herkesin sevebileceği, olumlu geri dönüşler alabileceğiniz, burnu ve algıları zorlamayan, basit ve işini iyi yapmaya çalışan bir arkadaş. Başlangıcı ve orta notaları çok etkileyici değil ama alt notaları gayet güzel. Kokusu büyük değişim göstermiyor. Biraz tekdüze. Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağa benziyor. Çok özel bir tarafının olduğunu söyleyemem. Hatta bazen çamaşır deterjanlarına veya kimilerine göre yeni yıkanmış çarşaflara benziyor kokusu.

Peki, Chrome neden bu kadar ilgi görüyor. Bu duruma sebep olarak “temizlik hissi veren sabunsu yanı ve iyi ayarlanmış harmanı” diyebilirim. Sabunsu ve kaliteli bir parfüm arıyorsanız Prada – Amber Pour Homme çok daha iyi bir seçenek olacaktır diye düşünüyorum. Yine de doğru düzgün bir yaz parfümüne hasret kaldığımız şu zaman diliminde belki de tam aradığınız kokudur.

Chrome’un kalıcılığı yaz parfümünden beklenemeyecek gayet başarılı. Kıyafet üzerinde bir gün civarı hissediliyor. Tende daha kısa kalıyor. Etrafa yayılımı ilk dakikalarda iyi. Daha sonra ortalama seviyeye iniyor. Yine de gün içinde ara ara kendisini hissettiriyor. Her yaş grubundan kişiye uyacaktır. İlkbahar-yaz mevsimi için daha uygun olacaktır. Hem ofiste hem de deniz kenarında kullanılabilecek bir tarzı var. Yani günlük kullanıma uygun.

Chrome’nin kokusunu Gerard Haury isimli parfümörün tasarladığı bilgisine rastladım ki umarım doğrudur.

Koku Güzelliği:10/6

26 Ekim 2017 Perşembe

Azzaro – Wanted (2016)

“Azzaro Wanted, tutkuyla yapılmıştır. Bu parfümün içine sürdürülebilir kalkınma kavramını entegre ettim. Bunu yapmak için önem verdiğim üç hammadde kullandım. Bunlar Guatemala’nın yeşil kakulesi, Haiti’nin vetiveri ve Brezilya’nın tonka fasulyesiydi. İlk olarak kakuleden bahsetmem gerekirse Wanted’deki kullanımı ferah, leziz ve çekicidir. Bence kakule parfüme enerji veriyor. Wanted’de kullandığım diğer baharat zencefildi. Zencefil, kakulenin enerjisini alıp manyetik, sıcak hava katıyor. Tonka fasulyesi ve vetiver Wanted’e hem parfümlerden beklenen erkeksiliği ve zamansızlığı veriyor hem de şehvet ekliyor. Genç erkekleri baştan çıkaracak olan şey baharatlı, patlayacı yanı ve odunsu notalarla harmanlanmış modern ve tensel yönüdür. Bence bu parfüm cazibeli bir silahtır. Wanted’in cazibe silahını herkes kullanmak isteyecektir.”

Azzaro’nun yeni erkek parfümü Wanted’in tasarımcısı Fabrice Pellegrin’in  yukarıdaki sözleri genel olarak kokunun özeti sayılabilir. Bay Pellegrin, kokunun tasarımı aşamasında üç ana notadan bahsetmiş: kakule, vetiver ve tonka fasulyesi. Gerçi Azzaro’nun sitesinde tonka fasulyesi yerine limonun vurgulandığını görüyoruz. Bunu neden özellikle söylüyorum çünkü Wanted’de limon önemli sayılabilecek yer tutuyor. Artık lafı uzatmadan geçeyim parfüme.

Wanted’in açılışı tatlı, buruk limonla gerçekleşiyor. Ferah sayılamayacak ve parlak olmayan limona kısa süre içinde yumuşak baharatlar eşlik etmeye başlıyor. Zencefil ve kakulenin limonla uyumu idare eder. Son bölümde limon ortadan kaybolurken baharatların da etkisi oldukça azalıyor. Sıradan vetiver ile yumuşak odunsu notalar kapanışı gerçekleştiriyor.

Wanted anladığım kadarıyla limonlu zencefil üzerine kurgulanmış. Son bölümde de vetiver ağırlığını hissettiriyor. Sakin, yumuşak, iddiasız, benzersiz olmayan, son kısmı dışında kaliteli denebilecek ve çok ilginç kokmayan ortalama bir ana akım parfümü. Genel olarak herkesin sevebileceği hatta hanımefendilerden övgüler bile alabileceğiniz sevilesi aroma fazlasıyla tekdüze. Çarpıcı olmayan bu basit rayiha günlük kullanıma gayet uygun.

Bir parça Dior Homme Sport’a benzettim Wanted’i. Dior Homme Sport’un performansı daha iyiyken Wanted oldukça çekingen kalıyor. Temiz ve rahatsız edici yapaylığa rastlanmayan Wanted’in kalıcılığı normal, fark edilirliği zayıf kaldı tenimde. EDT formundaki Wanted’i tanınmış parfümörlerden Fabrice Pellegrin tasarlamış.

Ilık ilkbahar-sonbahar dönemine uyacağını sanıyorum. Genç erkek arkadaşlar ve başlangıç seviyesindeki parfümseverler deneyebilir. Diğer markalara göre uygun sayılabilecek fiyatı artı olarak düşünülebilir.

Ahh o şişe. Silaha benzeyen şişesi bana fazlasıyla zorlama ve çocukça geldi. Evet, markalar ilginç şişe tasarımlarıyla raflarda rakiplerinin önüne geçmeye çalışıyorlar fakat bu kadar kötü şişe tasarımı da yapmasınlar artık.

Koku Güzelliği:10/6

6 Ekim 2017 Cuma

Azzaro – Mademoiselle (2015)

Şöhretli erkek parfümleriyle tanınan Azzaro’nun, kadın parfümleri alanında biraz geride kaldığını söylemek yanlış mı olur acaba? Azzaro’nun erkek parfümleriyle anılır olmasını Chanel’in kadın parfümleriyle anılır olmasına benzetiyorum. Tabii markaların böyle tercihleri olacağını sanmıyorum fakat gerçekler değil algılar çağındayız artık.

Açıkçası Azzaro’nun Mademoiselle isimli yeni bir kadın parfümü olduğunu gördüğümde şaşırdım. 2015 yılında piyasaya sürülmesine rağmen hiç haberim olmamış meğer. Gerçi o kadar çok yeni parfüm piyasaya sürülüyor ki artık takip etmek mümkün değil. Azzaro’nun Mademoiselle’ini merak ettim ve denemeye karar verdim. Tabii bu ismin Chanel’in ünlü Mademoiselle serisine benzediği dikkatlerden kaçmamıştır. Burada Azzaro, Chanel’i taklit etmiştir yargısına ulaşmak doğru olmayabilir. Sonuçta Mademoiselle, hangi marka için olursa olsun kadın parfümü anlamında harika bir isim.

Azzaro’nun sitesinde Mademoiselle’in Parisli ruhu vurgulanmış. Ferah, şık ve cazibeli tarafı unutulmamış. Kokusunda üç notaya özel önem verilmiş: Şeftali, leylak ve iris ağacı. Parfümün açılışı meyvelerle gerçekleşiyor. Bahsedilen şeftali ilk saniyelerde karşımıza çıkıyor. Leziz, canlı ve modern şeftali oldukça kadınsı verilmiş. Orta bölümde şeftalinin etkisi devam ederken çiçekler yavaş yavaş nüfuz etmeye başlıyorlar. Yasemin benzeri feminen çiçekler artık başrolde orta kısımda. Tabii orta notalar için meyveli-çiçeksi diyebiliriz rahatlıkla. Kapanışta büyük değişim yok. Yumuşak odunsular çok ilginç değil. Orta bölümle paralel ilerliyor alt notalar.

Azzaro’nun Mademoiselle’si, ismi gibi tam bir genç hanımefendi parfümü. Tanıdık meyveli-çiçeksi hissiyat benzersiz ya da farklı değil. Bir kadın parfümü nasıl kokarsa Mademoiselle aynen öyle. Turunçgillerden ziyade çiçeksi meyveli yapının önde olduğu Mademoiselle, genç hanımefendiler ve başlangıç seviyesindeki parfümseverler için fena seçenek değil.

Mademoiselle’nin sıradışı olmadığını ve piyasadaki diğer orta kalite kadın parfümlerine benzediğini söylemek gerekiyor. Her ne kadar kullanmadan önce Azzaro ismi biraz heyecan yaratsa da vasat bir deneme benim için. Bu tür baskın kadınsı parfümlerde yanılabilirim. Çünkü hem bu tarz kokuları pek benimseyemiyorum hem de bir erkeğin üzerinde böylesi feminen çiçekler iyi durmayabiliyor. Onun için bu tür genç kız kokusu meyveli-çiçeksi parfümleri bir de siz deneyin, belki hoşunuza gider. Bu tarz birbirine benzeyen yüz tane parfüm denesem muhtemelen yine aynı uyumsuzluğu yaşayacağım.

Mademoiselle ismini ilk gördüğümde hemen aklıma Chanel’in Coco Mademoiselle’si geldi. Chanel’in Coco Mademoiselle’sine benziyor mu diye hafızamı yokladım. Coco Mademoiselle orta kısımdan itibaren öne çıkan parlak ve yapay paçulisiyle Azzaro’nun Mademoiselle’sinden epey farklı bir yolda ilerliyor. Aralarında sadece isim benzerliği olsa da iki parfümün yoğun kadınsı-çiçeksi yönü bir parça benzetilebilir. Zaten mutlaka benzerlik bulma çabasını fazla zorlamamak gerekiyor.

Mademoiselle birçok kadın parfümünün aksine EDT formunda. Kalıcılığı ve fark edilirliği normal seviyelerde. Sıcak yaz günlerinde biraz içinizi bayabilir. Ilık ilkbahar onu kullanmak için en güzel dönem diyebilirim. Otuz yaş altı genç hanımefendi kokusu gibi duruyor. Günlük kullanıma gayet uygun.

Koku Güzelliği:10/5

30 Aralık 2014 Salı

Azzaro – Azzaro Pour Homme (1978)


Azzaro – Azzaro Pour Homme (1978)

Sicilya doğumlu bir Tunus'lu olan Loris Azzaro, kendi ismiyle moda dünyasına giriş yaptığında, kökeninin esintilerini de markası ile harmanlamak istemişti: Güneş, bronz bir cilt ve Akdeniz insanlarının kanı kaynayan şehveti. Akıcı hissi veren kumaşlar, canayakın renkler, Akdeniz mavisi, yeşil ve beyaz, Azzaro koleksiyonlarının vazgeçilmez unsurlarıdır. Kendilerini "Gerçek duygusallıktan kaynağını alan güneşli ve hedonist bir marka" olarak tanımlamaları kayda değer. Dünya jet sosyetesinin havuz kenarı akşam partilerinde giymeleri için kıyafetler tasarlaması da bu anlamda gayet anlaşılabilir. Modanın da ötesinde Azzaro markası, kuruluşundan itibaren bugüne kadar, lüks ile eşanlamlı bir şıklığa ve yüksek hayat tarzına yönelik ürünler verdi. Sadece hazır giyim kreasyonları olarak değil, piyasaya sürdüğü parfümleri ile de evrensel ve iddialı bir erkeksi tavır ortaya koydular. Diğer yandan şaşalı kadın kıyafetlerine de yer verdiler ürün gamında. Ve tabii ki kokular...

Aslında her şey, modacı Loris Azzaro ve temizlik ürünleri konusunda uzmanlaşmış bir Alman girişimci olan Richard Wirtz'in 1977 yılında tesadüfen karşılaşmaları ve tanışmalarıyla başladı. Loris Azzaro ve Richard Wirtz, tamamen farklı karakterde kişilerdi. Loris Azzaro, o yılların en büyük yıldızlarına kıyafetler tasarlayan bir modacıydı. Richard Wirtz ise sanayi işkolunda deneyimli, sağlam zekaya sahip bir kişiydi. Onların farklı kişilikleri birbirini tamamlamış ve kimyaları tutmuştu. İkisi birlikte, erkekler için parfüm oluşturmak adına beklenmedik yol seçtiler ve bir koku formu geliştirmek adına önemli yatırımlar yaptılar. Bu parfümün adı Azzaro Pour Homme olacaktı. Bu parfüm Loris Azzaro'dan beklenmeyecek bir hamleydi çünkü o moda dünyasında çok kadınsı tasarımları ile tanınıyordu. Fakat bu cesur kararın ödülünü kısa zamanda alacaklardı. Azzaro Pour Homme, dünya çapında çok büyük bir başarı yakalayacaktı. Aradan geçen otuz beş yılın ardından hala en çok satan erkek parfümlerinden birisi olarak şöhretini sürdürüyor. Rahatlıkla onun, klasikler arasında yer aldığını söyleyebiliriz.

1970'li yılların sonlarında (1978) piyasaya sunulan Azzaro Pour Homme, erkek parfümlerinin dönüm noktalarından birisi olarak kabul ediliyor. Hala erkeksi bir parfüm klasiği önerilerinin en güçlü ve akla ilk gelen ismi. Eski kafa fujerlerin en sağlam örneklerinden birisi. Tabii belki de şanssızlığı güçlü rakiplere sahip olmasıydı. Brut, Ralph Lauren - Polo, Paco Rabanne Pour Homme, Van Cleef&Arpels Pour Homme gibi rakiplerinin arasından sıyrılması zor olmadı.


Yıllar önce denediğim ve kendime yakın bulamadığım bu ünlü klasiğe acaba haksızlık mı etmiştim? İşte uzun süre sonra Azzaro Pour Homme'a yeniden şans vermeyi istedim ve onu anlamaya karar verdim bu sefer. Bu kadar büyük bir hite dönüşen Azzaro Pour Homme neden bana uzak kalmıştı? Aromatik fujer tarzının referans parfümlerinden olan Azzaro Pour Homme yolculuğu başlıyor benim için bir kere daha. Yine şanslıyım ki eski yani Vintage formülasyonu üzerinden incelememi yaptım.

Azzaro Pour Homme'u üzerime sıktığımda beni erkeksi çiçekler, eski bergamot, limon ve aromatik otlar karşıladı. Artemisyayı andıran parlak ve buruk çiçeksilik, ne yazık ki en beğenmedim tarzdır. Bergamot, limon ve aromatik otlar ise gayet güzel verilmiş. Üst notaları sevmek ile sevmemek arasında gidip geliyorum. Orta kısma geçildiğinde baharatların hakimiyeti başlıyor. Karanlık ve bohem baharatlar zaman zaman sıcak, genelde tozlu hissiyata sahip. Karanfil, kimyon, kakule ve diğer baharatlara eşlik eden meşe yosunu yine harikalar yaratıyor. Tatlılık barındırmayan baharatlar parfümün en sevdiğim yeri oluyor uzak ara. Orta notalar çok güzel. Sonlara gelindiğinde biraz lavanta ortaya çıkıyor. Plastiğimsi karanlık deri, pek sevmediğim tarzdaki paçuli ve misk. Sonları en sevmediğim yeri oldu diyebilirim.

Azzaro Pour Homme, gotik sayılabilecek, tarihi, eski, tozlu, erkeksi ve maço bir parfüm. Günümüzün parfüm trendlerinden çok uzak, 1970'li yıllara selam sarkıtan bir eser. Erkeksi kokuları sevenlerin Nirvana'sı olmaya aday, turunçgilli (bergamot ve limon), anasonlu (fakat içki efekti vermeyen), lavantalı, derili, baharatlı, vetiverli garip bir karışım. Parfüm bazen limonsu aromatik otsu gibi davranırken bazen de sıcacık baharatlar ortaya çıkıyor. Anason çok bariz bir elemanken, lavantaya da evriliyor. Ne acayip bir deneyim Azzaro Pour Homme!


İnsan çok çeşitli tarzlarda parfümler kullanınca, kendi beğenilerini daha iyi analiz edebiliyor. Kendimle ilgili tespitim şu ki, Azzaro Pour Homme tarzı karanlık, anasonlu, lavantalı, derili erkeksi fujerleri sevemiyorum. Mesela Aramis Tuscany mesela Rive Gauche Pour Homme. Her ne kadar deri temalı parfümleri eski-yeni farketmeden sevsem de, buradaki kullanıma bir türlü alışamıyorum. Yıllar önce kullandığım Azzaro Pour Homme'un güncel versiyonunu beğenmemiştim. Bu aralar yeniden şans verdiğim eski formülasyonunu da beğenmedim. Üzerimde Azzaro Pour Homme'u taşımaya bir türlü alışamadım. Sanırım bu önemli erkek parfüm klasiği ile yıldızımız bir türlü barışamayacak.

Yine de siz Azzaro Pour Homme'a şans vermelisiniz. Eğer yaşınız 40 ve üzerindeyse, delikanlı işi bol tatlı kokuları kullanmak kulağınıza hoş gelmiyorsa, sürekli takım elbise giyiyorsanız, gerçek bir beyefendi gibi kokmak niyetindeyseniz, "kadınlar parfümüme bayılsınlar" düşüncesi içinde değilseniz o, sizi bekliyor. Onu kullandığınızda bir çok kişi kokusunu biraz eski ve modası geçmiş bulabilir. Fakat eski zamanların geleneklerini anımsatması açısından, dolabınızda bir şişesinin bulunması sizin için iyi olabilir. Kendi adıma ise bu parfümü uzun süreli kullanabileceğimi hiç sanmıyorum.

Özellikle yurtdışında büyük saygı duyulan Azzaro Pour Homme, ülkemiz insanının koku algısı üzerinde "hacı yağı ya da lavanta kolonyası" izlenimi yaratmaya müsait gibi görünüyor. Tozlu, nostaljik ve retro tarzı, kolay sevilip, benimsenebilecek gibi değil. Bu anlamda denemeden alınması oldukça riskli kokulardan birisi gibi görünüyor. İşin iyi tarafı ise Azzaro Pour Homme, ülkemizde bir çok yerde uygun fiyatlara bulunabiliyor.

Parfüm yazarı Luca Turin, Azzaro Pour Homme'u anasonlu lavanta olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş puan vererek, en iyi parfümler listesine almış.


Parfümün gerek kalıcılığı gerekse farkedilirliği zayıf oldu bende. Ten üzerinde çok hoşuma gitmeyen kokusu, kıyafet üzerinde çok daha ilgimi çekti. Bu anlamda soğuk kış günlerinde montunuzun üzerine kullanıp, burnunuza gelen Gotik-karanlık koku ile mutlu olabilirsiniz. Sıcak yaz mevsiminde kullanmanızı pek tavsiye etmem.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6.5

19 Aralık 2013 Perşembe

Azzaro – Visit (2003)


Azzaro – Visit (2003)

"Azzaro için, parfüm başlı başına cazibe unsurudur. Yeni duygu arayışlarına yelken açmaktır. Bunu sağlamak için en yetenekli parfümörlere kokuları formüle ettirir. Ek olarak, geleneğe sadık kalır. Fakat yenilikçi kokuları ve alışılmışın dışındaki karışımları da destekler. Kalitenin izini sürerken takıntılıdır. En asil ve kusursuz içerikleri kullanır parfümlerinde.

Azzaro parfümleri, güzel, doğal elementlerin bolca kullanıldığı öğeleri içerir. Turunçgil, yıldız anason, gül, yasemin, paçuli, sedir ağacı, vanilya, tonka fasulyesi ve diğerleri. Birçok başarılı kreasyonumuz, Akdeniz yaşam tarzı ve otantik değerlerden esinlenerek hayata geçirilmiştir."

Azzaro markasının ve onun kurucusu Loris Azzaro'un parfümlere nasıl baktıklarını açıklıyor sanırım bu ifadeler. Uzmanlık alanı moda tasarımı ve aksesuvarlar olan Azzaro'un, güzel kokular evrenine girişi hepimizin bildiği gibi kült olmuş bir klasikle gerçekleşti. 1978 yılında, erkekler için piyasa sürülen Azzaro Pour Homme'un dünya çapındaki büyük başarısının sırrı, tabiki onu kendisi için kullanan ve sahip çıkan erkeklerdi. Oysaki üç yıl önce çıkan ilk parfümleri Azzaro Women, büyük ses getirmemişti. Fakat küçük kardeş Azzaro Pour Homme, bugün bile en çok satan erkek parfümlerinden birisiyse, burada başarı öyküsünden söz etmek mümkün.

Parfüm işini sevmiş gibi görünen Azzaro'un, bugün elli civarı parfüme sahip olması gayet anlaşılabilir. Her ne kadar,  ilerleyen yıllarda Azzaro Pour Homme kadar büyük bir hit meydana getiremeselerde, sektördeki varlıklarını sürdürüyorlar. 2003 yılında parfümler dünyasına Visit isimli üyeyi sundular. Çok büyük reklam kampanyalarıyla sunulmayan, kendi halinde bir parfüm olarak düşünüyorum Visit'i.


Üretimi bitirildiğine dair iddialar olan Visit'in hakkında kendi sitelerinde hiç bilgi olmamasını manidar buldum. Belki de doğrudur artık üretilmediği. Fakat bir çok yerde ve internet sitesinde 2013 yılı sonu itibariyle hala uygun fiyatlara ulaşabilirsiniz.

Fragrantica'da odunsu baharatlı olarak sınıflandırılmış Visit. Bence de doğru bu tanım. Parfümü üzerime ilk sıktığımda keskin ağaç-odun ve baharat (kakule, zencefil ve kara biber) kokusuyla karşılaşıyorum. Doğal ve şık üst notalar gayet güzel ve erkeksi. İlerleyen dakikalarda odunsu notaların ağırlığı artıyor. Sedir ağacı artık baş role geçiyor. Baharatlar hala geriden destek veriyor. Başlangıcıyla aynı diyebilirim orta notalar için. Son kısımda sulandırılmış hissi veren plastiğimsi miskle karşılaşmak büyük hayal kırıklığı oluyor. Bu miske başarılı bir tütsü eşlik ediyor fakat yapaylık ve düşük kalite hissi ne yazık ki daha baskın. Alt notalar en beğenmediğim ve parfümden soğumama neden olan kısmı.

Visit için tam bir odunsu-baharatlı-tütsü kokusu diyebilirim. Bu üç öğe her daim etkili ve güçlü. Günümüzün bol tatlılık içeren parfümlerinden daha az tatlı. Bu anlamda memnun edici. Zaten günümüzün modern tatlımsı baharatlı piyasa parfümlerine fazla benzemiyor. Barındırdığı farklı ağaç-tütsü kokusu onu, ana akım markaların arasında çok fazla rakibi olmayan bir kategoriye yerleştiriyor.

Visit aslına bakılırsa çok basit bir kokuya sahip. Tek düze ilerleyen, sürpriz yapmayan, ne koktuğu belli, fazla şey vaat etmeyen, ortalama bir ana akım odunsu parfüm. Başlangıcı gayet güzel, orta kısmı eh işte, sonları başarısız. Tam bir yeni nesil parfüm gibi davranıyor ne yazık ki. Başlarda güzel ve enteresan kokuyla müşteriyi/alıcıyı tavlayan, 3-4 gün boyunca kullanınca "O kadar da güzel değilmiş" dedirtebilecek bir arkadaş gibi. En azından eğer parfüm kullanmaya yeni başlayan birisi olsam ve sadece bir 1-2 defa deneyerek bu parfümü alsaydım, muhtemelen böyle tepki verirdim.


Onun için modern ve temiz kokuyor diyebilirim. Mahallenin saçlarını yandan ayırmış efendi çocuğu gibi. Biraz Kenzo - Tokyo'ya biraz da geçenlerde kullandığım Gainfranco Ferre - Pour Lui'ye benziyor. Hatta üretimi bitirilmiş Gucci Pour Homme'un 2-3 basamak altındaki benzeri diyebilirim.

Visit, erkek parfümü olarak piyasaya sürülmüş. Gerçekten de tam bir erkek parfümü. Bolca kullanılan odunsular ve erkeksi baharatlar, onu kadın kullanımı için uygun hale getirmiyor. Eğer fiyatı çok uygun, ortalama kalitede, ortalama koku güzelliğine sahip, odunsu baharat parfümü arıyorsanız, muhakkak deneyiniz. Harika değil ama kötü de değil. Bu kalite beni kesmez diyorsanız sadece denenip geçilecek bir arkadaş olarak bakabilirsiniz ona. Peki bir şişesini alınacak kadar başarılı mı? Hiç sanmıyorum.

Yurt dışındaki parfüm platformlarında övgüler alan Visit'i, eğer kendisi gibi ana akım markaların parfümleriyle kıyaslayacak olursam başarılı diyebilirim. Fakat "niş markalarla bir güreş tut bakalım Visit" dersem, kaybeden taraf olacağı çok açık. Onun için fazla beklentiye girmeden yaklaşmanızı tavsiye ederim ona.

Visit EDT olarak satılıyor. Tasarımcısı dünyaca ünlü burun Annick Menardo. Sonbahar-kış mevsimi için daha uygun bence.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği: 10/6.5

8 Eylül 2011 Perşembe

Azzaro – Chrome (1996)


Azzaro – Chrome (1996) Markanın popüler erkek parfümü.

Azzaro markasının, artık klasikler arasındaki yerini almış Azzaro Pour Homme ile özdeşleştiğini düşünürdüm. Zamanın önemli parfümlerinden birisi olan APH’dan sonra bir süre sessizliğe bürünmüşler anladığım kadarıyla. Ta ki 1996’da Chrome’u çıkarıncaya kadar. Bu zamandan itibaren ülkemizde olmasa da yurtdışında büyük bir seven kitlesi var Chrome’un. Bunu yurtdışından yayın yapan parfüm forumlarından rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Fakat bence bir şanssızlığı Acqua di Gio gibi güçlü bir rakip ile aynı senede piyasaya sürülmesi. Ferah, ilkbahar-yaz mevsimine uygun kokusu ve iyi ayarlanmış harmanıyla Gio kadar olmasa da ilgi gören parfümlerden birisi. Rakipleri olarak Calvin Klein – One (Zaten biraz benziyorlar), Kenzo Pour Homme, Acqua di Gio, Davidoff – Cool Water gösterilebilir. 1990’lı yılların en popüler ve çok satan bu klasikler arasında Chrome bakalım kendisine nasıl bir yol çizmiş.

Parfümün resmi açıklamasında “ferah, akuatik ve odunsu” yönü vurgulanmış. Zaten açık mavi, deniz rengini andıran şişesi bize kokusu hakkında ipucu veriyor. Bu resmi açıklamalara çok takılmadan geçelim kokusuna. İlk sıkıldığında metalik bir turunçgile sabunsuluk hakim diyebilirim. Evet doğru kelimeler turunçgil ve sabunsu bir his. Başlangıç biraz yoğun ve keskin. Hatta bir yaz parfümüne göre biraz fazla. Biryerlerden tanıdık geliyor ama nereden?

Bir süre sonra metalik turunçgil geri çekilirken sabunsu his daha da artıyor. Parfümün ana karakteri de ortaya çıkmış oluyor. Neredeyse pudramsı bir sabunsuluk ve biraz da turunçgil. Bu kısımda yapaylık kendisini hissetiriyor. Çok rahatsız edici olmasa da dikkat çekici kadar yapay.

Son bölümü ise bence en güzel kısım. Aromatik odunsu bir koku ve misk. Neyse ki sabunsu his burada daha az. Alt notalar gayet başarılı. Yapaylık burada yok gibi.  

Bu detaylandırmadan sonra genel olarak birşeyler söyleyeyim. Bütününe baktığımızda Chrome ilkbahar-yaz ayları için tasarlanmış, akuatik olmaya çalışan, pudramsı seviyede sabunsuluk barındıran, metalik turunçgille zenginleştirilmiş yarı-sentetik kokan bir parfüm. İlk başlangıcı ve orta notaları çok etkileyici değil. Ama alt notalarında da gayet güzel. Kokusu çok büyük değişim göstermiyor. Biraz tekdüze. Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağa benziyor. Çok özel bir tarafının olduğunu söyleyemem. Hatta bazen çamaşır deterjanlarına da benziyor kokusu.

Peki Chrome neden bu kadar ilgi görüyor. Bu duruma sebep olarak “temizlik hissi veren sabunsu yanı ve iyi ayarlanmış harmanı” diyebilirim. Güçlü rakiplerinin karşısında çok fazla şansı olabilir mi şüpheliyim. Sabunsu ve kaliteli bir parfüm arıyorsanız Prada – Amber Pour Homme çok daha iyi bir seçenek olacaktır diye düşünüyorum. Yine de bir deneyin. Belki de tam aradığınız kokudur. Kim bilir.

Chrome’un kalıcılığı gayet başarılı. Kıyafet üzerinde bir gün civarı hissediliyor. Bu hafif yaz parfümleri klasmanı için oldukça iyi. Tende daha kısa kalıyor. Farkedilirlik başlarda iyi. Daha sonra ortalama hale geliyor. Yine de gün içinde ara ara kendisini size hissettiriyor. Bu açıdan da yeterli. Her yaş grubundan kişiye uyacaktır. İlkbahar-yaz mevsimi için daha uygun olacaktır. Hem ofiste hem de deniz kenarında kullanılabilecek bir tarzı var. Yani günlük kullanıma uygun.

Artıları:
+ Sonlarına doğru kokusu çok güzelleşiyor.
+ Kalıcılığı fena değil.
+ Eğer alabilirseniz yurtdışındaki internet sitelerinde çok uygun fiyatlara satılıyor.

Eksileri:
- İçinde barındırdığı yapaylık biraz rahatsız edici hale gelebiliyor.
- Benim için fazla sabunsu.
- Tekdüze ve sıkıcı olmaya aday kokusu.

Koku Güzelliği:10/6   Kalıcılık:10/7   Farkedilirlik:10/7