27 Mart 2019 Çarşamba

Moresque – Emiro (2015)

2015 yılında Cindy Guillemant, parfümör Andrea Casotti ile tanışıp, yepyeni bir niş parfüm markası oluşturmaya karar vermişti. En başından beri, İtalyan beğenisi ve Arap cazibesini bir araya getirme arzusuyla yola çıkıldı. Yolculuk, İtalyan beğenisinin ve Arap cazibesinin tekil karışımını içeren değerli bir şişeye hayat vermeye karar verildiğinde başladı. Modern sanata ve parfüm dünyasına olan ortak tutkuları, özveri, azim ve yaratıcılıkla çalışıp Moresque markası ortaya çıktı.

İlk parfümünü 2015 yılında piyasaya süren Moresque, 2019 yılının Mart ayı itibariyle 25 parfümlük seriye ulaşmış durumda. Emiro, markanın ilk çıkan parfümlerinden birisi. Çiçeksi deri olarak sınıflandırılan Emiro, ismindeki Emir kelimesiyle Arap-Ortadoğu’yu hedefleyen bir parfüm olduğu izlenimi veriyor. Zaten açıklanan notalarında bulunan son yılların popüler içeriği öd ve gül onu Doğu coğrafyasına yaklaştırıyor.

Emiro’nun açılışı bergamotlu gülle gerçekleşiyor. Ferah sayılamayacak canlı turunçgil ve meyveli güllü üst notaları çok kaliteli ve nefis. Orta kısımda gül ve öd temaları ağırlıklarını iyice arttırıyor. Turunçgillerin geride kaldığı orta bölümde tozlu ve hafiften sabunsu gül-öd ikilisi merkeze güçlü şekilde yerleşiyor. Sonlarda gül ortadan kayboluyor. Kuru ve silik deriyle kapanışı yapıyor Emiro.

Parfümün açılışı harika, orta kısmı fena değil, sonları eh işte olarak özetlenebilir. Başlangıçtaki lezzetli meyvelerle tatlı gülün nefis birlikteliğiyle umutlanmıştım. Ne var ki orta bölümde tozlu-pudralı gülün kadınsı tarafa yakın durduğunu hissettim. Alt notalardaki deriyi çok basit ve sıradan buldum.

Emiro için meyveli-güllü deri parfümü denebilir. Onun Black serisine ait olduğunu biliyoruz ve simsiyah şişesine bakarak karanlık koku formu bekleyebiliriz fakat tam olarak öyle değil. Emiro, tam da amacına uygun olarak Arap-Orta doğu pazarına layık kokuya sahip. Güllü ödlü ana yapıya eşlik eden safran ve pudramsılık, onu Doğu coğrafyasına yaklaştırıyor. Arabik tarafa yakın duran tarzıyla egzotik sayılabilecek bir parfüm.

İyi de kokusunu sevdim mi? Başlangıcı dışında harika olmadığını söyleyebilirim. Eğer tozlu-pudralı sayılabilecek gül-öd temalı ve yüksek kaliteli parfüm arıyorsanız Emiro iyi seçim olabilir. Yapaylığın rastlanmadığı Emiro, deneme listenizde olmalı mı siz karar verin.

EDP formundaki Emiro’nun performansı ilginç denebilir. Başlangıcı oldukça yoğun ve ağır. Az kullanmak gerekiyor fakat birkaç saat sonra tene yakın kalıyor. Kalıcılığı ise tenimde çok olmadı. Sanırım tenimle Emiro pek uyuşamadı. Tam bir sonbahar-kış parfümüne benziyor.

Koku Güzelliği:10/6

21 Mart 2019 Perşembe

Ermenegildo Zegna – Peruvian Ambrette (2014)

Ünlü İtalyan moda ve hazır giyim markası Ermenegildo Zegna’nın 2000’li yıllardan itibaren yoğunlaştığı parfümeri sektöründe ilerlemeye devam ettiğini görüyoruz. 2019 yılının Mart ayı itibariyle kırktan fazla parfüme imza atmış bulunan Ermenegildo Zegna, 2012 yılında “Essenze” isimli seriyi başlattı. Essenze serisi parfümlerin ilgi görmesiyle yeni eserler de eklemeye başladı Ermenegildo Zegna. 2014 yılındaysa Peruvian Ambrette piyasaya sürüldü.

Parfümün ismindeki Ambrette, amber çiçeği olarak geçen bir bitki. Farklı sözlüklerde farklı anlamları da karşımıza çıkabilir. Ermenegildo Zegna’nın internet sitesinde Peruvian Ambrette’nin tanıtımı şöyle yapılmış: “Hayvanlardan elde edilmeyen tek doğal misk olan misk amberi, Peru’da Ermenegildo Zegna için özel olarak seçilmiş amberçiçeği tohumlarından elde ediliyor. Essences Koleksiyonu’na yeni katılan bu ürün, gücü ve sıcaklığı ile erkeksi lüksün en iyi örneğini sunuyor.”

Parfümün açılışı tatlı, yumuşak misk ve baharatlarla gerçekleşiyor. Keskin ve yoğun değil ilk dakikalar, aksine yumuşak ve kolay sevilebilecek tarzda başlangıcı. Orta kısımda büyük değişim yok. Aynı beyaz miskli, yumuşak baharatlı yapı devam ediyor. Orta kısımda ek olarak deriyi andıran plastiğimsi bir nota ekleniyor. Açıklanan notalarında kaşmir ağacı var, belki de oradan geliyor bu koku. Sonlarda da büyük değişim yaşanmadan devam ediyor aynı koku formu.

Peruvian Ambrette, düz çizgide ilerleyen yumuşacık bir miskli, odunsu, çiçeksi parfüm. Misk parfümün hemen her alanını kaplıyor. Buradaki misk, pamuk gibi, modern, tatlı ve adeta sütsü hissiyata sahip. Çiçeksi dediğime bakmayın, kadınsı çiçeksilikten bahsetmiyorum. Açıklanan notalarındaki iris, muhtemelen o yumuşak hissiyatı veriyor. Kremsi odunsularsa keskin ağaçsı değil, plastiğimsi tarza yakın.

Peruvian Ambrette, sakin, yufka yürekli, süper star olmak istemeyen, hoş, kaliteli, basit bir parfüm. Saldırgan değil, rahatsız edici tarafı yok, yeni nesil piyasa parfümlerine benzemiyor ama sıradışı, çok çarpıcı veya akılda kalabilecek tarza da sahip değil. Bu parfüm bende sütsü, kremsi miskle plastiğimsi derinin karışımını çağrıştırdı. Hafiften pudramsı tarafını da unutmamak gerekiyor.

Peruvian Ambrette’nin resmi olarak açıklanan notalarında orris, gaiac ağacı ve ambrette var. İlginç şekilde Dior Homme Intense’nin de notaları arasında iris çiçeği, ambrette ve gaiac ağacı var fakat iki parfüm birbirlerine pek benzemiyor. Peruvian Ambrette’yi biraz Divine – L’Homme Sage’nin orta kısmına benzettim. Peruvian Ambrette, Olivier & Co’nun açılışını da andırıyor. Ayrıca Comme des Garçons’un Odeur’larının daha kullanılabilir hali gibi de davranıyor. Benzetme işini abartırsak Emporio Armani Si’ye hatta Helmut Lang – Cuiron’a yakın denebilir.

Bu haliyle bir şişesini almaya gerek var mı çok emin değilim. Bu basit koku formu, konforlu ve size kendinizi dingin hissettirecektir. Onun kokusunu bir renge benzetmek istesem bu kesinlikle beyaz olurdu.

EDT formundaki parfümün kalıcılığı harika değil, etrafa yayılımı ortalamanın altında. İlkbahar-sonbahar kullanımı için daha uygun gibi. Erkek parfümü olarak lanse edilse de kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Günlük kıyafetlere uyabilecek kolay kullanıma sahip yapısıyla sizi memnun edecektir.

Koku Güzelliği:10/7

17 Mart 2019 Pazar

Vertus – Paradox (2017)

“Cömertliği ve zarafeti ifade eden bir paradoks. Mükemmel uyumdaki zıtlıklar. Niş baharatların en karşıt anlarda ortaya çıkan gücü. Sertliğin gül ile yumuşatılan özel yorumuyla tanışın. Klasik vanilyanın, beyaz çiçeklerle kuşatılmış etkisine karşı koymak imkansız. Zirvedeki şıklığın paradoksunda yeriniz hazır. Gücü tek bir nefeste içinize çekerken, yeni bir öykü yaratacaksınız.”

Vertus’un genişleyen koleksiyonundaki en yeni üyelerden Paradox’un tanıtım yazısı, parfüm hakkında az çok fikir veriyor. Markanın 2017 çıkışlı yeni parfümleri arasında yer alan Paradox, çiçeksi oryantal tarafa ve yeşil temaya yakın görülmüş. Yeşil kokan parfümlere meraklı birisi olarak önceliği Paradox’a vermek istedim ve bir süredir birlikteyiz kendisiyle.

Paradox’un başlangıcı şekerli, lezzetli ve sulu meyvelerle gerçekleşiyor. Eriğe benzettiğim üst notalardaki meyvemsilik ferah sayılamayacak kadar olgun ve koyu. Orta kısımda meyvelere tatlı baharatlar ekleniyor. Biber, orta bölümde kendisini en çok gösteren baharat diyebilirim. Hoş bir sürpriz olarak gül yağlarına benzemeyen tarzda verilmiş gül temasıyla karşılaşıyoruz orta notalarda. Bu kısım için biberli, meyveli gül kokuyor diyebilirim. Sonlarda kuru sayılabilecek yasemin devreye giriyor. Sandal ağacıyla desteklenen yasemine bir parça misk de ekleniyor. Kapanışta vetiver de dikkat çekici şekilde yer alıyor. İşte size Paradox’un özeti.

Paradox’un açıklanan notalarına bakalım. Meyveler, baharatlar, yasemin, gül, müge, biber, sandal ağacı, vetiver, labdanum ve vanilya. Dikkatinizi çektiyse genellikle kadın parfümlerinde rastladığımız üç çiçek mevcut Paradox’ta: Müge, yasemin ve gül. Bu çiçekleri görünce Paradox’un çok kadınsı olduğunu düşünebilirsiniz. Başlangıçtaki meyveler hafiften kadınsı hissettirse de sandal ağacı, biber ve erkeksi verilmiş yasemin, parfümün kadın tarafına kaymasına izin vermiyor. Bu anlamda uniseks kullanıma yakın duruyor.

Paradox, bolca tatlı, modern, meyveli, baharatlı, çiçeksi kompozisyona benziyor. Başlangıçtaki leziz miskli meyveler pek bana göre olmasa da orta kısımdaki baharatlı güllü bölümü sevdim. Baharat ve gül kompozisyonları özenli verildiği zaman koklanmaya doyulmuyor. Vertus, orta kısımdaki başarılı işçiliği sonlara pek taşıyamasa da maskülen yaseminli kapanış ilginç olmuş. Meyveli başlayan, baharatlı devam eden, sandal ağacı sayesinde odunsu vetiverle kapanan bir parfüm Paradox.

Gelin biraz da dedikodu yapalım. Kullanım döneminde Paradox’un başlangıcını, modern zamanların en kült parfümlerinden birisi haline gelmiş Tom Ford’un Black Orchid’ine benzettim. İki parfümün açılışındaki tanımlanması zor meyveler benzeşiyor. Gerçi Black Orchid’in meyveleri karanlık sayılabilecekken, Paradox’un meyveleri daha genel beğeniye uygun denebilir. Tabii orta kısımdan itibaren iki parfüm farklı yönlere doğru yol alsa da Paradox’un meyvemsiliğini ve kalite hissiyatını Black Orchid’e göre biraz daha başarılı buldum. Yine de Black Orchid hakkındaki düşüncelerim belli. Paradox’un, asla sevemediğim bir arkadaş olan Black Orchid’e benzeyen kısmına yine ısınamadım.

Sonuç olarak rahatsız edici yapaylığa rastlanmayan Paradox’un kokusunu hep başka bir parfüme benzettim ama bulamadım. Hüzünlü ve buruk kokan Paradox’u bir parfümseverin Rose 31’e benzettiğini gördüm. Uzun zaman önce kullandığım Rose 31’in kokusunun hafızamdan büyük oranda silindiğini de bu benzetmeyle fark ettim. Evet, belki de Le Labo’nun ünlü Rose 31’ini andırıyor Paradox, ahh benim yaşlanan koku hafızam 🙂

EDP formundaki Paradox’un kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk on beş dakika idare eder, sonrasında normale dönüyor. Sonbahar-kış dönemine uygun koku profili çiziyor. Kadın-erkek herkesin kullanabileceği, arabik kokmayan bu postmodern Fransız’ı yüksek fiyatına istinaden denemeden almayın, ne olur ne olmaz.

Koku Güzelliği:10/6

12 Mart 2019 Salı

Kenzo – World EDT (2018)

Kenzo modaevinin sanat yöneticileri Carol Lim ve Humberto Leon’un vizyonunu yansıtan World isimli kadın parfümü 2016 yılında Eau de Parfum olarak piyasaya sürülmüştü. Carol Lim ve Humberto Leon, World isimli kadın parfümünün, Kenzo markasının kimi özelliklerini taşıması gerektiğini düşünmüşlerdi. Mesela cesur, kendiliğinden, şaşırtıcı, eğlenceli ve renkli…

2016 yılı çıkışlı World EDP’nin dikkat çekici bir özelliğiyse kokusunu ünlü burun Francis Kurkdjian’ın tasarlamasıydı. Kendi markasıyla ismini güçlü şekilde duyuran Francis Kurkdjian’ın dışarıya pek iş yapmadığı biliniyor. Kenzo ile Francis Kurkdjian’ın işbirliğiyle ortaya çıkan ilk World’den bir yıl sonra World Intense raflardaki yerini aldı. 2018 yılındaysa World’un Eau de Toilette versiyonu karşımızdaydı. World EDT’nin kokusunaysa Francis Kurkdjian ve Maia Lernout imza attı.

Kenzo’nun internet sitesine göre “markanın ruhuna sadık, eğlenceli ve dinamik” bir parfüm olan World’un açılışı tatlı ve modern meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalarda armut benzeri oldukça tatlı meyvemsilik sizi karşılıyor. Çok ilgi çekici olmayan başlangıcından sonra tatlılık bir parça azalıyor orta bölümde. İlerleyen dakikalarda çiçekler bizi karşılıyor. Sabunsu sayılabilecek pürüzsüz, sakin ve huzurlu çiçekler şakayık ve gül olsa gerek. Parfümün açıklanan notalarında badem çiçeği var ki parfümlerde pek karşımıza çıkmıyor bu nota. Dikkatli koklandığında orta bölümde bademsi-çiçeksi yapı hissediliyor. Orta bölüm hoş olmuş. Son kısımda tatlılığın biraz daha azaldığını sevinerek izledim. Alt notalarda kuru ve tozlu sayılabilecek orris ile kapanış yapılmış. Sabunsu hissiyat tenden ayrılana kadar devam ediyor. Son bölümü en sevdiğim yeri oldu.

World EDT, meyveli-çiçeksi bir arkadaş. Başlangıcı meyveli, orta kısmı çiçeksi olsa da ağırlıklı olarak beyaz bahar çiçekleri her daim ön planda. Piyasadaki birçok bu tarz parfümü andırıyor World. Çok farklı, sıradışı ve yaratıcı tarafı yok. Temiz, sakin, naif, duru, sabunsu, barışçıl, saf bir tarzı var. Asla saldırgan ya da rahatsız edici değil. Genel olarak dengeli ve yumuşak kokuyor.

Kimi kullanıcıların eleştirdiği sabunsu-pudralı tarafı bence el kremlerine benzemiyor. Burada yağlı hissiyat yok tam tersi kuru/tozlu bir parfüm sonlara doğru. Hani ipeksi dokunuş diye tabir vardır, hemen hemen öyle orta kısımdan itibaren World. Onun anaç karakteri olduğunu düşünüyorum ya da bu tarz kokular bende öyle izlenim uyandırıyor.

Sonuç olarak dünyayı yerinden oynatmayacak bir parfüm olsa da kullanımı rahat ve konforlu. Kullanan çoğu kadının ondan nefret etmeyeceğini düşünüyorum. Başlangıcı ucuz deodorantları ya da kolonyalı mendilleri andırsa da orta kısımdan itibaren güzel ve sakin çiçeksiliğe doğru evriliyor.

World EDT’nin ne yazık ki performansı zayıf. İlk dakikalarda etrafa yayılsa da kısa süre sonra tene yaklaşıyor. Bu kadınsı, basit ve temiz koku formu her yaştan hanımefendiye yakın duruyor. İlkbahar, en iyi sonucu verecek dönem gibi görünüyor. Yaz mevsiminde de kullanılabilir. Şanslıydım ki kullanım döneminde hava Mart ayına göre gayet ılıktı ve tam mevsimiydi. Günlük kullanıma da uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

7 Mart 2019 Perşembe

Jovoy – Private Label (2011)

“Jovoy, 1923 doğumlu ve 80 yıldan fazla unutulmuş Parisli bir parfümevinin, büyüleyici Rönesans’ının hikayesidir. 2010 yılında, albenili hammaddelerin büyülediği François Henin, Jovoy parfümlerine yeni bir hayat vermeye karar verdi. Aynı zamanda girişimci ve maceracı da olan Henin, yeri geldi Vietnam ormanlarının derinliklerinde kokuların peşine düştü. Ardından Grasse’den gelip, yıllar içinde eşsiz bir parfüm uzmanı oldu. Artık Jovoy parfümevinin yaratıcı ve sanat yönetmeni.”

Paris merkezli niş parfümevi ve satış mağazası Jovoy’un kısa öyküsü kendi sitelerinde aşağı yukarı böyle anlatılmış. Paris’in en prestijli caddelerinden birisinde sadece niş parfümseverlere hizmet veren bir dünya markası olmayı başarmış Jovoy mağazası, 2007 yılında ilk parfümlerini piyasaya sürmeye başladı. 2019 yılının başları itibariyle otuza yakın parfümlük koleksiyona sahip Jovoy. Oldukça yüksek fiyatlara satılan ve niş kategorisinde faaliyet gösteren Jovoy’un en ünlü parfümü de muhtemelen 2011 çıkışlı Private Label.

Private Label, niş parfüm meraklıları tarafından oldukça ilgi gördü. Hakkında çokça şey yazıldı, çizildi. Bu kadar ünlü olunca ben de epeydir merak ediyordum Private Label’ı. Bir süredir kullanma şansına eriştim bu arkadaşı. Kendi sitelerinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış Private Label.

Parfümün açılışı koyu ve karanlık, deri benzeri paçuliyle gerçekleşiyor. Hafiften kimyasal davranan üst notalar dumansı ve birazcık ayakkabı boyası ile asetonun karışımını hatırlattı bana. Pek sevmedim başlangıcını. Orta kısma geçildiğinde parfümün ana oyuncusu vetiver ortaya çıkıyor. Koyu ve karanlık hava hala devam ediyor orta kısımda. Garip derimsi hissiyat azalıyor orta bölümde. Köksü, ağaçsı, kuru, gösterişsiz ve yüksek kaliteli düz bir vetiver orta notaları oluşturuyor. Orta kısım muhtemelen parfümün en sevdiğim yeri oluyor. Kapanışta vetiver geriye çekilirken bu sefer sahneye sandal ağacı çıkıyor. Buradaki sandal ağacı Samsara’daki gibi gösterişli ve baharatlı değil, yine genel konsepte uygun olarak karanlık, koyu ve neredeyse dumansı. Alt notalardaki sandal ağacının kalite hissiyatı gayet yüksek.

Private Label, olabilecek en koyu ve karanlık odunsu, derimsi, dumansı vetiver parfümlerinden birisi. Parfümün resmi olarak açıklanan üç notası var: Papirüs, vetiver ve sandal ağacı. Resmi tanıtımında ise derimsi ve dumansı hissiyattan bahsedilmiş. Toparlayacak olursam gizemli, gotik ve karanlık kokan bir arkadaş Private Label. İlk anda pek renk vermiyor, uzun süreli kullanımda parfümün içine girebiliyorsunuz.

Parfümün en sevmediğim yeri başlangıçtaki hastane gibi kokan derimsi paçuli kısmı oldu. Açılıştaki ayakkabı boyasını ya da parke cilasını anımsatan o garip koku olmasaymış bu parfüme karşı daha olumlu hisler besleyebilirdim. Üst ve orta kısımda eczane ya da asetona benzeyen o burun tırmalayan kokuya tahammül etmek benim için zor oldu. Oysa orta bölümde kullanılan vetiver gayet başarılı. Biraz Encre Noire’yi hatırlatıyor Private Label’deki vetiver kullanımı. Tabii Private Label çok daha sert, zor, kapalı, kaba, depresif, asosyal ama neyse ki hayvansı değil. Encre Noire genel beğeniye daha yakın, daha dumansı ve daha ağaçsı.

Sonuç olarak övgüler yağdırılan Private Label’ı kendim için kullanması zor olarak değerlendirebilirim. Her ortama uyum sağlayamayacak tarzıyla ve fazlaca övgüler alamayacağınız kokusuyla güvenli liman değil Private Label. Kokusu derin ama zengin değil. Notaları çok düz ilerliyor ve bütüne bakıldığında tekdüzelik hissiyatı yaratıyor. Bu kadar depresif bir koku formunu sürekli kullanmak pek mümkün görünmüyor.

Yine de bu tarz parfümleri sevenler için önemli eserlerden birisi Private Label. Sıradışı tarzıyla farklı olmayı seven niş koku bağımlılarının ilgisini muhakkak çekecektir. Denemeden almanın iyi fikir olmadığını söylememe gerek yok sanırım. EDP formunda. Kalıcılığı çok iyi, etrafa yayılımı harika. Oldukça güçlü bir parfüm Private Label. Uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın duruyor. Buz gibi kış aylarına uyum sağlayacaktır. Sıcak günlerde pek iyi sonuç vereceğini sanmıyorum. Kokusunun tasarımını son yılların parlayan burunlarından Cecile Zarokian yapmış.

Koku Güzelliği:10/6

1 Mart 2019 Cuma

Paco Rabanne – 1 Million Prive (2016)

Gerek şişesi gerek ismi gerekse kokusuyla 2000’li yılların pazarlama ve satış anlamında en başarılı parfümlerinden birisiydi Paco Rabanne’nin 1 Million’ı. Altın kalıbı şeklindeki klişe şişesiyle, çocukça ismiyle ve günümüzün yeni nesil erkek parfümü trendlerine yön verecek kokusuyla, muhtemelen dünyanın en çok satan parfümleri listesinin üst sıralarındadır 2008 yılı çıkışlı 1 Million.

Bu ana akım süper-yıldızın başarısının ardından aynı isimli devam parfümleri gelmemesi beklenemezdi. Nitekim 2019 yılı itibariyle kadın-erkek Million isimli Paco Rabanne parfümlerinin sayısı yirmiye yaklaştı. Markanın böylesine başarılı satış grafiği olan bir parfümden, devam kokuları çıkararak ticari anlamda kazanç sağlamaması zaten saflık olurdu ve biliyoruz ki hiç bir dünya markası gibi Paco Rabanne’de saf değil.

1 Million’un devam parfümleri içinde 2016 çıkışlı Prive versiyonu epey ilgi çekti koku bağımlıları arasında. Tabii hiç bir zaman abisi kadar popüler olamayacaksa da 1 Million Prive hakkında genellikle olumlu yazılar okudum. Ve tabii bu durum merakımı daha da arttırdı. Bir süredir kullandığım 1 Million Prive’ın bende uyandırdığı izlenimleri aktarayım.

1 Million Prive’ın açılışı tatlı, lezzetli, mayhoş meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalarında ferah olmayan fakat parlak, canlı ve dinamik turunçgil kullanımına rastlıyoruz. Turunçgillere bir parça elma-erik-üzüm benzeri meyveler de eşlik ediyor. Koklayan çoğu kişinin rahatlıkla sevebileceği açılışı fena değil. Orta kısımda aynı şekerli meyveler devam ederken bu sefer partiye baharatlar ekleniyor. Tatlı tarçın, baharatlı kısmın neredeyse tamamını oluşturuyor. Orta bölümde baharatların yanında tütün de kendisini öne çıkarmaya başlıyor. Son bölümde vanilyamsı tonka fasulyesi ve sedir ağacı kapanışı yapıyor.

1 Million Prive, tatlı meyveli (portakal-kırmızı erik-kiraz-üzüm), tarçınlı, tütünsü tonka fasulyesi gibi kokuyor dersem yanılmış olmam. Kimi zaman tarçınlı kurabiyeleri andırıyor bazen de vanilyalı nargileleri. Zaten açıklanan orta notalarında nargile tütünü notasından bahsedilmiş. Belki de 1 Million Prive için en doğru tanım meyveli, tarçınlı, vanilyalı nargile.

1 Million Prive’ın şekerli koktuğunu söylemem gerekiyor. Aynı abisi gibi fazlaca tatlılık barındıran 1 Million Prive’a bu şekerli hissiyatı muhtemelen tonka fasulyesi veriyor. Keşke tatlılık biraz daha az verilseymiş.

Ve geleyim 1 milyon dolarlık herkesin merak edeceği soruya. 1 Million Prive ile abisi klasik 1 Million birbirine benziyor mu? 1 Million Prive, abisi 2008 çıkışlı ilk 1 Million’u tabii ki andırıyor. Aynı ismi taşıyan bir devam parfümünün ilk parfüme benzememesi çok görülen durum değil zaten. İlk 1 Million’da orta kısımda deri ön plandayken 1 Million Prive’da deri gitmiş yerine tütün gelmiş. Onun dışında benzer koku formu kullanılmış iki parfümde de.

Sonuç olarak bir şaheserle karşı karşıya değilsek de en az 2008 çıkışlı abisi kadar hoş bir koku formuyla karşı karşıyayız. Genele hitap eden ve koklayan çoğu kişinin rahatlıkla sevip, benimseyebileceği yapısıyla 1 Million Prive, kendisine verilen görevi zorlanmadan yerine getirecek gibi görünüyor. Eğer uzun zamandır 1 Million kullanıyorsanız ve bir parça değişiklik arıyorsanız Prive versiyonu sizi bekliyor.

EDP formundaki 1 Million Prive’ın kalıcılığı yeterli. İlk on beş dakika etrafa yayılımı gayet iyi. Sonrasında normale dönüyor. Tam bir kış bombası diyebilirim onun için. Daha çok genç erkek arkadaşları hedefliyor sanki. Kokusunun tasarımını sektörün tanınan isimlerinden Christophe Raynaud yapmış.

Koku Güzelliği:10/6.5