tonka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tonka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Eylül 2017 Cuma

Prada L’Homme (2016)

Prada’nın iki yeni gözbebeği parfümü La Femme Prada ve L’Homme Prada’nın, dünya lansmanı 2016 yılının Haziran ayında yapıldı. Hem erkekler hem de kadınlar için piyasaya sürülen bu iki parfüme görkemli bir basın tanıtımı yapıldığı söylenebilir. Elle, Vogue, Harper’s Bazaar gibi önemli dergilerin temsilcilerinin katıldığı gecede, Miucca Prada’nın da sunum yaptığını öğreniyoruz.

La Femme Prada ve L’Homme Prada’nın reklam yüzü olarak üç genç Hollywood yeteneğinin seçildiğini söylemek gerekiyor. Basın açıklamasının, Milano’nun dünyaca ünlü alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele’deki efsanevi Prada mağazasında yapılması da markanın bu iki parfüme verdiği önemi gösteriyor. Bu iki parfümden erkek olanı yani Prada L’Homme’u bir süredir kullanıyorum. Bakalım kokusu, parfümün pazarlaması kadar başarılı mı?

Prada L’Homme’nin açılışı şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Bir parça limon ve daha önemlisi aşırı tatlı neroliyle başlangıcı yapıyor. Fazlasıyla modern ve tanıdık üst notaları pek sevemedim. Orta kısımda sevdiğim bir öğe sevmediğim şekilde verilmiş. Leziz bir iris çiçeği hafiften Dior Homme esintisi yaratsa da yanındaki vetivere alışamadım. Orta bölümde şekerli yapı devam ederken, hafiften koyu hale geliyor L’Homme. Tabii bunda menekşenin ve karabiberin etkisi var. Orta notaları başlangıcına göre daha sevilebilir buldum. Sonlardaysa tatlılık yine aşırı dozda. Alt notalarda tonka fasulyesi muhtemelen tatlılığı arttırıyor. Bir parça vanilya ve sedir ağacıyla kapanışı yapan L’Homme’nin genelinde ambersi bir hava var.

Prada L’Homme, yeni yeni trend olmaya başlayan bir koku formuna sahip gibi görünüyor. Sanırım gourmand fırtınası artık bitti ve yeni koku modamız şekerli turunçgiller, tonka fasulyesi ve aşırı tatlı menekşe-iris birlikteliği. Garip, ucuz ve burnu zorlayan bu fujer tarzına her zaman için mesafeli duruyorum. Her ne kadar içeriğinde iris çiçeği olsa da Prada L’Homme, insanın içini ve ruhunu bayıyor. O güzelim iris bile kompozisyonu kurtaramıyor.

Bu tür parfümlerde beni rahatsız eden yapaylık veya düşük kalite hissiyatı değil. Market parfümlerini veya 5 TL’lik deodorantları anımsatan koku formuyla problemim var. Fujerin en sevmediğim versiyonu olan tonkalı, menekşeli, sedir ağaçlı, bol şekerli karışım, ilginç bir şekilde daha kısa süre önce yine karşıma çıkmıştı, hem de niş bir markada.

Zaman zaman böyle tesadüfler oluyor. Bir parfümü kullanırım ve 2-3 hafta sonra o parfüme çok benzeyen bir koku profiliyle tekrar karşılaşırım. 1-2 hafta önce kullandığım Francis Kurkdjian’ın Amyris Homme’sine yeniden ışınlandım, Prada L’Homme’yle birlikte. Benzer kokuları olmasının dışında aralarında pek yaş farkı da olmaması gerçekten ilginç. Sanırım yeni nesil erkek parfümleri bu türde gelecek önümüzdeki yıllarda. Eyvah ki ne eyvah.

Prada’nın genel tarzına benzeyen L’Homme, temiz, steril, iyi aile çocuğu rolünü iyi oynuyor. Kimi yorumcuların Prada Amber Pour Homme’a benzettiği L’Homme, bence hafiften Yves Saint Laurent – L’Homme’ye de hem isim olarak hem de koku olarak benziyor. Ne sabunsu ne pudralı kokuyor ama iris çiçeğinin kadifemsi, rahatlatıcı etkisiyle temiz hissiyat veriyor. Koku formu olarak hiçbir özel ve benzersiz yanı bulunmuyor. Bu anlamda bir hayal kırıklığı da Prada’dan gelmiş gibi görünüyor.

Sonuç olarak almadan önce denemenizi öneririm. Tarzı bana hitap etmese de genel beğeniye uyacağını sanıyorum. EDT formundaki Prada L’Homme’nin performansı zayıf. Kalıcılığı iyi fakat fark edilirliği yüksek değil. Sıcak havalardan ziyade serin ilkbahar-sonbahar dönemine yakışacağını düşünüyorum.

Parfümün kokusunu, birçok esere imza atmış çalışkan isim Daniela Andrier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

31 Ağustos 2017 Perşembe

Maison Francis Kurkdjian – Amyris Homme (2012)

Fransa merkezli havalı niş parfümevi Maison Francis Kurkdjian, 2012 yılında piyasaya sürdüğü Amyris Homme ile hem epey ilgi gördü, sonrasındaysa oldukça eleştiri aldı. Hem erkek hem de kadın versiyonları piyasaya sürülen Amyris’lerden beklenti büyüktü fakat gördüğüm kadarıyla hayal kırıklığı yaşanıyor bu eserlerle ilgili. Parfüme ismini veren Amyris ağacının kokusunun sandal ağacına benzediği söyleniyor. Küf gibi koktuğu ve sabun, tütsü, mum yapımında kullanıldığını bildiğimiz Amyris ağacını merkeze alan bir parfümle ilk defa karşılaşıyorum.

Maison Francis Kurkdjian’ın Amyris Homme’sinin resmi tanıtımı şu ifadelerden oluşuyor: “Modern odunsular, Brezilya Tonka ağacının özütü, Floransa irisi, Jamaika Amyris’i, Sicilya mandalinası, Fas biberiyesi… Nadir bulunan Floransa süsen çiçeği ve Jamaika Amyris ağacının karşılaşmasıyla doğan, ışık saçan bir eau de toilette…”

Amyris Homme’nin açılışı buruk ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Fazlaca tatlı, ferah olmayan mandalina ve ona eşlik eden şekerli biberiye üst notaları oluşturuyor. Ucuz berber parfümlerini andıran başlangıcı hiç bana göre değil. Orta bölümde benzer yapı devam ediyor. Orta kısımda tonka fasulyesi güçlü şekilde kendisini gösteriyor. Tabii bu durum parfümün tatlılık eşiğini daha da yukarı taşıyor. Bir parça da vanilya var sanki orta kısımda. Benim için hala vasat Amyris Homme. Kapanışta tatlılık azalırken odunsular ortaya çıkıyor. Vanilya sanki etkisini arttırıyor. Bana göre en sevilesi yeri alt notalar.

Amyris Homme, “garip erkeksi fujer” diye bir gruplandırma olsa muhtemelen oraya çok yakışırdı. Yukarıda da bahsettiğim gibi kokusunu genel olarak değerlendirdiğimde erkeklerin iyi bileceği bir koku formuyla karşı karşıyayım. Hani erkek berberlerine girdiğinizde sizi anlatılması zor bir koku karşılar. Ucuz ve berbat kokan, acayip isimli, şekerli erkek parfümleriyle, yeni fön çekilmiş saçın birleşimiyle oluşan kokuyu nasıl tanımlayabilirim bilemiyorum çünkü benim kelimelerim yetersiz kalıyor.

Genellikle şöyle olur. Berberiniz saç kesiminizi bitirdiğinde ve siz artık koltuktan kalkmak üzereyken, sizi memnun etmek adına hemen hamle yapar ve daha önce ismini hiç duymadığınız siyah şişeli bir parfümü üzerinize sıkmaya başlar. İşin komik tarafı o gün belki de üzerinizde oldukça pahalı bir niş parfüm vardır ya da çok sevdiğiniz bir kokuyu sürmüşsünüzdür. Daha “dur sıkma” demeye kalmadan berberiniz o garip ve burun sızlatan şekerli vanilyalı kokuyu üzerinize sıkıverir. İşte Amyris Homme’yi kullandığımda her seferinde böyle hissettim. Ve o berberlerde rastladığım siyah şişeli tuhaf isimli bir parfüme benzettim kokusunu.

Fakat yurtdışında “berber salonu kokusu” olarak kalıplaşmış koku formu veya hafızası vardır. Daha çok Azzaro Pour Homme gibi eserleri berber salonu kokusu olarak tanımlar batı dünyası. Oysa bizim berber salonu kokularımız Amyris Homme gibidir. Acaba neden?

Sonuç olarak Amyris Homme, şekerli ferah olmayan turunçgiller, tatlı ve buruk aromatik otlar, tonka fasulyesi ve odunsulardan oluşuyor. Bence parfümün ana öğesi Tonka. Oldukça şekerli ve rahatsız edici koku formu bazı parfümleri andırıyor. Özellikle bir tanesini sonunda buldum. Tom Ford’un Oud Wood’una benzettim Amyris Homme’yi. Tabii birebir aynı değiller ama o garip fujer karakteri ikisine de sirayet etmiş sanki. Ha bir de Scentstory’nin 24 Classic’ine de benziyor Amyris Homme. Tabii kalite anlamında ikisinden de iyi.

Benim sevmediğim bir koku formu. Dünyanın en iyi ve kaliteli içeriklerini kullansalar da sevemiyorum. Onun içindir ki Amyris Homme’la tamamen ayrı dünyalara aidiz. Amyris Homme, çoğu deneyimli parfümsever tarafında da epey eleştiriliyor. Kimileri kokusunu beğenmezken bazıları da basit ana akım parfümlere benzediğini söylüyorlar ki haklılar. Böyle bir niş marka, çok daha yaratıcı ve farklı kokulara imza atmaya neden üşenir acaba?

Parfümün tasarımcısı, markanın da kurucusu Francis Kurkdjian. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği orta seviyede. İlkbahar-sonbahar kullanımına yakın duruyor. Günlük kullanımda sırıtmayacaktır.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/4

28 Şubat 2016 Pazar

Costume National – 21 (2007)

Kim sever ki sıkıcı matematiği. Sinemanın insanı içine çeken büyüsünün, edebiyatın ve okuma bağımlılığının anlatılmaz tadının, müziğin içimize işleyen sihirli ezgilerinin yanında matematik, anlamsız sayı karmaşası gibi gelir bana çoğu zaman. Neyse ki ilkokul seviyesindeki matematik bilgimle şu hesabı yapabiliyorum: 1986+21: 2007.

Yok, hayır, kabalaya, astro numerolojiye ya da ebcet hesaplarına kafayı takmadım. Gerçi Edip Yüksel’in 19 konusundaki çabasını takdir etsem de subliminal mesaj vermeye çalışmıyorum. Aslında konu basit. Costume National markasının kuruluş tarihi olan 1986’ya 21 rakamını eklediğiniz zaman karşımıza markanın 21 isimli parfümünün piyasaya sürülüş tarihi 2007 çıkar. İşte size Parfüm Merakı’nın kozmik bir hizmeti daha 🙂

Laf kalabalığını bırakırsam, Costume National’ın 21 parfümü, markanın kuruluşunun 21. yılını kutlamak amacıyla piyasaya sürülmüş tam da 2007 yılında. Tabii genellikle bu tür kutlamalar 10-20-25-50-100 gibi yıllarda yapılır ama Costume National’ın 21. yıllarını kutlamak nereden akıllarına geldi açıkçası bizi pek ilgilendirmiyor. Biz öze bakalım.

21’in eski tanıtımlarında parfümün uniseks olarak piyasaya sürüldüğü belirtilmesine rağmen çoğu yerde inatla kadın parfümü kategorisinde gösterilmesini anlayabilmiş değilim. Hatta çoğu mağazada kadın parfümü olarak satılmaya çalışılmasını, bembeyaz ve masum şişesine bağlamaya çalışmak istiyorum. İyi de şişesi beyaz parfümler mutlaka kadın parfümü mü olmalı. O zaman Kouros gibi bir canavarı nereye koyacağız?

resmi 21 yen

21, kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: “Beyaz saflık ve derin gizem.” Parfümden ziyade ruhani bir varlıktan bahsedildiği hissi veren 21’in başlangıcı mistik şekilde gerçekleşiyor. Egzotik ve derin amber, tam sevdiğim gibi. Biraz kremsi, tatlı ve vanilyamsı. Orta kısımda amberin etkisi devam ediyor. Ambere dumansı tütün ve baharatlar ekleniyor. Baharat derken kimyon, tarçın ve biber akla gelebilir. Tabii tonka fasulyesi önemli rol oynuyor orta bölümde. Karmaşık ve yoğun orta notalar. Son kısımda bir parça sakinleşme söz konusu. Vanilya kapanışta da etkili. Hatta alt notaları domine ediyor tatlımsı, yarı pudralı vanilya. Ortalama şekilde gerçekleşiyor son bölüm.

21, şaşırtıcı derecede baskın bir amber parfümü. Oysa açıklanan notalarında bulunan süt, aklımda tamamen farklı imaj çizmesini sağlamıştı 21’in. Kullanım döneminde gördüm ki, 21 süt teması üzerine kurgulanmamış. 21, kesinlikle egzotik amber kokusu. Baharatlı, tütünlü bir amberden bahsedilebilir.

Geleyim süt meselesine. Açıklanan notalarında süt görülüyor. Büyük ihtimalle süt hissiyatını verecek olan nota vanilyadır. Bazı yorumcuların bahsettiği üzere süt kokmuyor ama vanilya her daim hissediliyor. Hatta daha da ileri gidilip pirinçli, sütlü pudinglere benzetilmesini, bir sütlaç sever olarak kafamda oturtamadım.

21, bence epey zengin kokuyor. Birçok nota, zaman zaman kendisini gösteriyor. Fakat bu kadar çok nota hafiften bir karmaşa da yaratıyor. 21 ismini, parfümün 21 adet notadan oluştuğuna bağlayanlar da var. Her ne kadar 21 farklı koku burnunuza gelmiyorsa da, bence anlaşılması zaman isteyen parfümlerden.

costume_national_21 yen

Bırakın kadın parfümü olmayı, uniseks bile denmez bence 21 için. Erkek kullanımına çok daha yakın. Ve tam soğuk hava parfümü. Kimilerinin Prada Amber’e (kadın versiyonu) benzettiği 21, muhtemelen içeriğindeki paçuli sayesinde bu algıyı oluşturuyor. Başlangıcını ve tonka fasülyesi kullanımını Bogart Pour Homme’a benzettiğimi belirtmeliyim. Umarım yanılmıyorumdur.

Sonuç olarak 21, fena parça değil. Her ne kadar günlük kullanıma çok uyacağını düşünmesem de, nişlere yaklaşan kalitesi ve koku karakteriyle iyi seçim olabilir. Fakat Costume National’ların fiyatlarının ana akım rakiplerinden bir parça yüksek olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Ayrıca kimilerinin modern olarak tanımlamasına da katılamayacağım. Bence hafiften eski-tozlu yapısı başlangıç ve orta kısımda hissedilebiliyor. Bu da onu eski erkeksi fujerlere yaklaştırıyor.

Luca Turin’in kitabında anasonlu oryantal olarak sınıflandırılan 21, beş üzerinden üç puan alabilmiş. Tania hanım da Prada Amber’e (kadın versiyonu) benzetmiş 21’i.

EDP formundaki 21’in fark edilirliği ilk anlarda oldukça yüksek. Bence genel performansı yeterli. Daha fazlası rahatsız edici olabilir. Çok genç arkadaşların denemesinden ziyade, otuz yaş üzerindeki arkadaşlara tavsiye ederim.

blogcuaary yen

Bir diğer tartışmalı konu parfümün tasarımcısı. Kimi kaynaklarda Juliette Karagueuzoglou kimi kaynaklarda Laurent Bruyere ismi geçiyor. Açıkçası tam çözebilmiş değilim bu durumu. Bu arada parfümün şişesinin, Costume National’ın kurucusu Ennio Capasa tarafından tasarlandığı söyleniyor.

Koku Güzelliği:10/7