Issey Miyake etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Issey Miyake etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2022 Pazartesi

Issey Miyake - L'Eau d'Issey Pour Homme Wood & Wood (2019)

Dünya modasına önemli katkıları olan Japon kıyafet tasarımcısı Issey Miyake’nin 5 Ağustos 2022 tarihinde ölüm haberi büyük üzüntü yarattı. Annesini Hiroşima’ya atılan atom bombası sebebiyle küçük yaşta kaybeden Issey Miyake, büyük yeteneği sayesinde Guy Laroche, Huber de Givenchy gibi önemli tasarımcıların yanında başladığı iş hayatına kendi markasını kurarak devam etti.

Issey Miyake’nin 1990’lı yılların ortalarında piyasaya sürdüğü erkek parfümü L’Eau d’ıssey Pour Homme, çok başarılı oldu ve büyük satış rakamlarına ulaştı. İlerleyen yıllarda birçok L’Eau d’Issey isimli devam parfümü geldi. 2019 yılında Wood & Wood devam parfümü raflardaki yerini aldı.

Wood & Wood, Issey Miyake’nin internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Yoğun ve odunsu: ahşabın güçlü ve ham özü. İlgi çekici, güçlü ve şiirsel doğa şaşırtıcı olmaya devam ediyor. L’Eau d’Issey pour Homme Wood&Wood Eau de Parfum ile kendinizi derin ormanlara ve baharatlara verin. Greyfurt notasının taze kokusuyla dengelenen sedir ağacı ve sandal ağacının yoğunluğunu teninizde hissedin. Ormanda gezintiyi çağrıştıran odunsu narenciye kokusuyla duyularınızı uyandırın.”

Wood & Wood’un başlangıcı yapaylık sınırında dolaşan canlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah greyfurta eşlik eden reçinemsi ambroksan ve kayısı ilk dakikaları herkesin sevebileceği kıvama getiriyor. İlerleyen saatlerde yine yapay davranan sedir ağacıyla kapanışa kadar devam ediliyor.

Karşımızda ferah, aromatik, hafif, kontrollü şekilde yapay, kalite anlamında iyi hissettirmeyen modern bir parfüm var. Yapay suculluğu andıran başlangıçtaki dinamik meyveleri çıkartırsak geriye pek bir şey kalmadığını düşünüyorum. Yeni nesil birçok popüler parfümde bu özensizliği ve sıradanlığı görebiliyoruz. Tatlılık yeterince mevcut.

İsminin güçlü odunsu çağrışım yaptığına bakmayın çünkü keskin ağaçsı gibi davranmıyor. En azından beklediğimiz kalitede sedir ağacı bulamadım. Saf odunsuluktan ziyade aromatik meyvemsi arkadaşa benziyor.

Bu haliyle genç erkekleri hedefleyen, basit ve sıkıcı kokusuyla Issey Miyake’den hayal kırıklığı yaşıyorum ki artık şaşırmıyorum. Eau de Parfum formunda olmasına rağmen etrafa yayılımı oldukça düşük. Kalıcılığı normal seviyede. İlkbahar-yaz döneminde kullanmaya yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/5

23 Mayıs 2022 Pazartesi

Issey Miyake – Fusion d’Issey (2020)

Başarılı Japon markası Issey Miyake’nin ünlü erkek parfümü L’Eau d’Issey Pour Homme’den sonra büyük ses getiren eserler tasarlayamadığını söyleyebiliriz. L’Eau d’Issey Pour Homme’nin büyük başarısının ardından birçok aynı isimli devam kokusu çıkarmakla yetindiler. 2020 yılında yine benzer şişe ve isimle Fusion d’Issey raflara çıktı.

Issey Miyake parfümlerini sevenleri heyecanlandıran erkek kokusu Fusion d’Issey, markanın internet sitesinde anlayamadığım şekilde yanardağla bağdaştırılmış. Bir yanardağın gücünü, enerjisini ve canlılığını Fusion d’Issey’e verdiklerini iddia etmişler ki kokunun bütünüyle bu bağdaştırmayı pek yerine oturtamadım.

Parfümün ilk saniyelerinde limonu andıran turunçgiller ve bir parça aromatik otlar karşımıza çıkıyor. Açıklanan notalarında biberiye var ki otsuluğun sebebi bu muhtemelen. Orta kısımda kremsi hindistan cevizi teması öne çıkıyor. Tatlılık tabii ki mevcut ama çok baymıyor. Sonlarda modern parfümlerin değişmez içeriklerinden dinamik ama yapay hissettiren ambroksanı görüyoruz. Ambroksana bir parça paçuli ve sandal ağacı eşlik ediyor.

Fusion d’Issey, basit, ferah, saldırgan olmayan hoş, modern parfüm denebilir. Sanatsal ya da çok ilginç olmasa da kremsi hindistan cevizi temasını sevenlerin ilgisini çekecektir. Sonlarını pek sevemesem de ortalama kokusunun sıcak günlerde rahatsız etmeyeceğini düşünebiliriz.

Aromatik meyvemsi yapısı çok erkeksi hissettirmiyor. Kadınların da kullanabileceğini sanıyorum. Kimi zaman yapay sucul parfümleri andırması can sıkıcı olabiliyor. Kimi kullanıcıların duş jeli kokusuna benzetmelerini anlayabiliyorum.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Günlük ve rahat yaz kıyafetlerine uyabilecek yapısıyla plaj parfümü olarak düşünülebilir. Kokusunu sektörün tanınmış isimlerinden Nathalie Lorson tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

13 Mart 2022 Pazar

Issey Miyake - L'Eau Bleue d'Issey Pour Homme (2004)

Japonların moda tasarımı sektöründeki gururu Issey Miyake markasının 1994 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü L’Eau d’Issey Pour Homme büyük başarı yakalamıştı. Sade ve ferah kokusuyla çok sevilen bu eserin ilerleyen yıllarda devam kokuları gelmeye başladı. L’Eau d’Issey isimli birçok devam versiyonunun ardından 2004 yılında mavi şişesiyle Bleue adında yeni parfüm raflara çıktı.

Odunsu aromatik olarak sınıflandırılan L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme’yi ünlü parfümör Jacques Cavallier tasarlamış. Parfüm severlerin ilgi duyduğu eserlerden olan L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme’yi uzun yılların ardından tekrar denemek hoş bir tecrübeydi.

Parfümün ilk saniyelerinde yeşil aromatik şifalı Akdeniz otları (biberiye ağırlıkta) ve bergamot benzeri turunçgillerle karşılaşıyoruz. Hafiften burnu tırmalayan sıcak açılıştan sonra orta bölümde yeşil karakter devam ediyor. Pembe biberin öncülüğündeki keskin baharatlara geri planda servi, ardıç ve lavanta destek veriyor. Sonlarda odunsu karakter belirginleşiyor. Sedir ağacı ve çam ağacını andıran odunsulukla kapanış yapılıyor.

L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme ilk dakikalardan sonlara kadar yeşil kokan bir arkadaş. Şişesinin ve isminin mavi olmasına aldanıp, ferah deniz teması beklemeyin. L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme, sıcak Akdeniz otları ve yine sıcak baharatlardan oluşan çamsı nüanslar barındıran, kimi zaman terebentin yağını andıran yapısıyla Frederic Malle’nin French Lover’ını andırıyor. Bu tür yeşil odunsu kokuları seviyorum ve L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme’yi de oldukça beğendim.

Yeni nesil şekerli vanilyalı erkek parfümlerine hiç benzemiyor. Kendine özgü karakteri olan, koku trendlerine uzak duran, erkeksi ve güçlü tarafını göstermekten çekinmeyen L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme kullandığım en iyi Issey Miyake parfümlerinden birisiydi diyebilirim. Kimi kullanıcıların kokusunu yapay bulduklarını okuyoruz. O kadar da rahatsız edici gelmedi bana yapay tarafı.

Eau de Toilette formunda olmasına rağmen performansı hiç fena değil. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz üzerinde. Serin ilkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/7

25 Eylül 2020 Cuma

Issey Miyake – L’Eau d’Issey Pure (2016)

Issey Miyake’nin sevilen kadın parfümü L’Eau d’Issey, 1992 yılında raflardaki yerini almıştı. Aradan geçen uzun yıllar popülerliğini biraz azaltsa da hala kadınların değer verdiği eserlerden birisi denebilir. Doğal olarak da Issey Miyake bu başarılı parfümün devam kokularını çıkarttı.

2016 yılındaysa Issey Miyake’nin kendi deyimiyle L’Eau d’Issey hikayesinin ikinci bölümü açıldı. L’Eau d’Issey Pure’ün resmi tanıtımında 1992 yılı çıkışlı ablasına yeni soluk getirdiğinden bahsediliyor. Ayrıca Pure isimli parfümün, klasik L’Eau d’Issey’den ilham aldığı belirtilmiş. L’Eau d’Issey Pure’de, özel IFF molekülü olan maritimanın verdiği serin, berrak suları çağrıştıran etki vurgulanmış. Ayrıca içeriğindeki ambergrisin mineral ve hayvansı hissettirdiğinden dem vurulmuş.

L’Eau d’Issey Pure’ün açılışı serin ve hafiften tuzlu sayılabilecek çiçeklerle gerçekleşiyor. Sabunsu beyaz nemli çiçekleri anımsatan ilk saniyeler duru ve temiz gerçekleşiyor. Orta kısımda çiçeklerin payı artarken, su-tuz-deniz temasının gerilerde kaldığını görüyoruz. Orta bölümde sabunsu, kuru beyaz çiçeklerin daha da öne çıktığına şahit oluyoruz. Yasemin ve zambak ikilisinin domine ettiği acımsı, buruk ve şekerli olmayan sabunsu beyaz çiçekler Pure’ün merkezini oluşturuyor. Sonlarda ana hat değişmiyor. Açıklanan alt notalarındaki kaşmir ağacı, kapanışta odunsu efekt veriyor.

L’Eau d’Issey Pure, Issey Miyake’nin klasik tarzının tipik örneği. Basit, pürüzsüz, kaliteli ve saf sucul-çiçeksi parfümleriyle öne çıkan Issey Miyake, Pure’de bu geleneğini sürdürüyor. L’Eau d’Issey’in erkek versiyonu da ferah, sucul, çiçeksi-otsuydu. Benzer isimli Pure, sabunsu, kadınsı beyaz çiçekleri merkeze alıyor.

Hemen hemen hiç değişmeyen buruk, inatçı ve dolgun yasemin-zambak ikilisinin yanına eklenen bir parça su-tuz-ambergris temasıyla oluşan Pure çoğu yorumcunun bahsettiği gibi ferah yaz parfümü gibi davranmıyor. Sucul tarafı sınırlı olan Pure, serin ilkbahar-sonbahar dönemine yakışacağını ilan ediyor.

Temiz, kaliteli, feminen ve sağlam duran bir parfüm Pure. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı idare eder. Çok yaratıcı olmasa da, aklınızı başınızdan almayacaksa da, birçok benzer kadın parfümünü hatta deodorantı hatırlatsa da bu tür baskın çiçeksi parfümlere ilgisi olan hanımefendilerin imza kokusu olabilir.

Eau de Parfum formundaki L’Eau d’Issey Pure’ü sektörün tanınmış ismi Dominique Ropion tasarlamış.

Koku Güzelliği: 10/6.5

19 Şubat 2018 Pazartesi

Issey Miyake – Nuit d’Issey (2014)

Başarılı Japon modacı Issey Miyake’nin 1994 yılında piyasaya sürdüğü müthiş erkek parfümü L’Eau d’Issey Pour Homme’nin altından çok sular aktı. 25. yaşına doğru ilerleyen L’Eau d’Issey Pour Homme’nin harika kokusu, kendisinden sonra gelecek Issey Miyake parfümlerine ilham vermeye devam ediyor. Hemen hemen aynı şişe tasarımı ve benzer isimle 2014 yılında yeni üye katıldı aileye.

Nuit kelimesine yapılan vurguyla beraber, Nuit d’Issey’in pazarlanma aşamasında derili, odunsu ve ferah tarafı öne çıkarılmış. Parfümün gece/akşam/karanlık gibi öğelerle birlikte anılması, onun çok da ferah kokmayacağının habercisi gibi adeta. Zaten koyu renkli şişesinden bir yaz kokusu çıkmayacağını tahmin ediyordum. Bakalım Issey Miyake’nin yeni sayılabilecek erkek parfümü Nuit d’Issey nasıl kokuyor?

Parfümün açılışı ferah sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Limon ve greyfurdun önderliğindeki turunçgiller canlı, dinamik ve çarpıcı. Açılışı gayet güzel. Orta kısma doğru ilerlediğimizde turunçgillerin yerini aromatik otların ve şekerli baharatların aldığını görüyoruz. Orta notalarda tatlı portakal da algılıyorum. Orta kısmın sonlarına doğruysa ilginç iki sürprizle karşılaşıyoruz: Deri ve tütsü. Karanlık, koyu ve dumansı verilmemiş tütsü sanki bir adım önde. Kapanışta yine değişim var. Yumuşak ve tatlı odunsu notalar alt notalara hakim olurken, koku epey zayıflıyor son kısımda. Ortalama bir kapanışa sahip denebilir.

Nuit d’Issey, ilk sıkıldığı andan itibaren sürekli bir parfüme benzediği hissiyatı veriyor. Çok tekrar edilen modern, aromatik, odunsu baharatlı tarza yakın diyebilirim. Zaten parfümün iki ünlü tasarımcısı Dominique Ropion ve Loc Dong parfümün, odunsu ve baharatlı notaların üzerini saran deri kullanımından bahsetmişler ki haklılar. “Geceye ışık eklemek” olarak tanımladıkları Nuit d’Issey bence pek de koyu-karanlık bir arkadaş değil. Hatta tersine gayet aromatik (asla ferah değil), yumuşak, tatlı ve pozitif bir esere benziyor.

Nuit d’Issey, çarpıcı, sıra dışı ve yaratıcı bir parfüm olmasa da herkesin benimseyebileceği, makul oranda erkeksi, günümüzün koku trendlerine tamamen uyumlu görüntüde. Üst-orta-alt nota değişimleri algılanabiliyor ki bu da parfümün yeterince zengin ve katmanlı olduğunu gösteriyor ama her zengin parfüm güzel kokar mı?

Nuit d’Issey, içeriğinde her şeyden biraz barındıran piyasaya işi ortalama bir parfüm. Pek riskli olmayan genel yapısı eş-dost-akrabalardan güzel geri dönüşler sağlayacaktır size. Yine hanımefendilerin bu parfümü oldukça beğeneceğini düşünüyorum. Fakat geneline baktığımda kalite anlamında harikalar yaratmayan, pek öyle kendine özgü karakteri olmayan, temiz, hoş kokan tatlı bir parfüm. Uzun süreli kullanımda ondan sıkılacağımı söyleyebilirim.

Benim kullandığım ilk formülasyon olan EDT versiyonuydu. 2015 yılında EDP formundaki Parfum sürümü raflardaki yerini aldı. Kalıcılığı idare eder, etrafa yayılımı ilk patlama dışında ortalamanın biraz altında. Ilık ilkbahar aylarına uyacağını düşünüyorum Nuit d’Issey’in. Her yaş grubundan erkeğe rahatlıkla önerebilirim.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

18 Ağustos 2016 Perşembe

Issey Miyake – A Scent (2009)

Bu aralar en severek izlediğim kanallardan birisi Japonya’nın dünyaya tanıtımının yapıldığı NHK World. Türkiye merkezli televizyon kanallarının berbat hali, kendimi bir Japonya kanalında bulmamı sağladı. Gerçi yeme-içme tanıtımlarına fazlasıyla yer verselerde, doğa belgeselleri gayet güzel. Hele ki sık ormanlarla kaplı dağların anlatıldığı belgeseller.

Japon tasarımcı İssey Miyake, 2009 yılında “A Scent” isimli kadın parfümünde, memleketi Japonya’nın dağlarından ilham almış. Daha doğrusu Japonya dağlarının kokusundan esinlenmiş A Scent’te. Kimi yerlerde saf ferah havadan kimi yerlerde de yapraklar, çiçekler ve ağaçlardan ilham aldığı yazıyor. Nereden esinlendiği çok önemli olmasa da, aklıma hemen Japonya’yı anlatan belgesellerin gelmesi, bu parfüme olan merakımı arttırdı.

A Scent’in açılışı ferah limonsu yapıyla gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında verbena var. Muhtemelen verbenanın öncülüğünde gerçekleşiyor açılış. Başlangıcı fena değil. Orta kısımda limonsuluk geride kalırken güçlü kadınsı çiçekler ortaya çıkıyor. Ağırlığın yaseminde olduğunu düşünüyorum. Beyaz ve sarı çiçeklerin karmaşık buketi olarak düşünülebilir orta bölüm. Tabii bu kadar çiçeksilik, onu sabunsuluğa doğru taşıyor. Son bölümde sabunsu çiçeklere yapay misk ekleniyor. Kapanışı gayet sıradan.

A Scent demek bana göre sabunsuluk demek, bu çok açık. Orta kısımdan itibaren (hatta açılışta da) sabunsu-pudralı yapı, adeta parfümü ele geçiriyor. Kimilerinin deterjanlara benzettiği bu yapıyı burnumun reddetmesi uzun sürmüyor. Kadınsı çiçeklerin bu kadar abartılması ve fazlaca yer verilmesi, böylesi kokuları sevmeyen benim için fazlasıyla bıktırıcı. Evet, bu parfüm için doğru kelime “bıktırıcı”.

cicek scent yen

Cristalle ve No. 19’a benzetilen A Scent, bu iki klasikten kat kat aşağıda. Hem koku güzelliği olarak hem de kalite anlamında bu iki önemli parfümün çok gerisinde A Scent. Bir kere oldukça yapay ve burun tırmalayıcı A Scent. Bilemiyorum belki de erkek olmanın verdiği içgüdüsel tepkiyle hiç sevemedim onu. Hiç bir özelliği olmayan, her yerde rastladığımız ucuz kadın deodorantlarını andıran tarzıyla, benim için temizlikten ziyade baş ağrısını çağrıştırıyor. İtiraf etmeliyim ki uzun zamandır karşıma çıkan en başarısız parfüm olarak görüyorum A Scent’i. Kokusu aklıma geldikçe bile tuhaf oluyorum.

Sanırım Issey Miyake, A Scent’in üretimini bitirmiş. Yeni sayılabilecek bir parfümün bu kadar kısa sürede üretiminin bitirilmesi ilginç ama bence doğru karar. Muhtemelen istedikleri satış rakamlarına ulaşamadılar ki bu kokuyla zaten pek de mümkün değil. Eğer bu tür sabunsu-çiçeksi kadın parfümlerine meraklıysanız, A Scent hala piyasada bulunabiliyor hem de epey uygun fiyatlara.

Parfümün tasarımını Daphne Bugey yapmış. Şişesinin tasarımına Arik Levy ve Taku Satoh imza atmış. EDT formunda. Kalıcılığı yüksek değil. Fark edilirliği düşük. İlkbahar-sonbahar mevsimleri için daha uygun görünüyor. Genç hanımlardan ziyade, orta yaşa yakın kadınlara yakışacağını düşünüyorum.

resmi scent yen

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/3

17 Haziran 2015 Çarşamba

Issey Miyake - L'Eau d'Issey Pour Homme (1994)


Issey Miyake - L'Eau d'Issey Pour Homme (1994)

CK One'ın, Kenzo Pour Homme'un, Versace - Blue Jeans'in, Ralph Lauren - Safari'nin, Boucheron Pour Homme'un, Paco Rabanne - XS'in, Eau de Rochas Homme'un, Aramis - Havana'nın dönemiydi 1990'ların başları. Tabii bu listeyi uzatmak mümkün. Nişlere ise hiç girmiyorum. Dönemin parfümlerine baktığımızda her tarz kokular mevcut. Aromatik fujer ve şiprelerin ağırlıkta olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Daha gourmand bombardımanına maruz kalınmamış neyse ki 1990'ların başlarında.

Ferah parfümlerde ise CK One ve Kenzo Pour Homme gibi devrimci sayılabilecek iki örnek mevcut. Sucul parfümlerin erken dönem hitlerinden olan CK One ve Kenzo Pour Homme'a 1994 yılında çok güçlü bir rakip meydan okudu. İlk olarak 1992 yılında piyasaya sürülen L'eau d'Issey, kadın parfümü olarak hayata geçirilmişti. İki yıl sonra L'eau d'Issey Pour Homme ismiyle erkek versiyonu da gün yüzüne çıktı.

"İssey'in Suyu" anlamına gelen L'eau d'Issey'ler, ilerleyen yıllarda başarılı satış rakamlarına ulaşınca farklı türevleri çıkarıldı. 2015 yılı itibariyle yirmiden fazla L'eau d'Issey isimli parfüm var. 1994 çıkışlı bugünkü yazı konum, bunların arasında en başarılısı olarak düşünülebilir. Odunsu-sucul olarak sınıflandırılabilecek L'eau d'ıssey Pour Homme, bir dönemin en sevilen parfümleri arasında yer alıyordu. Bugün itibariyle hala en çok satan parfümler listesine girmekte zorlanmıyor. Müthiş bir ticari başarı yakaladığını söylemek yanlış olmaz.


Daha önce pek benzerine rastlanmamış kokusuyla bütün sektörün ilgisini çeken L'eau d'Issey Pour Homme'u, uzun zaman önce kullanmış ve beğenmiştim. Yine ilerleyen yılların bende ne gibi değişiklikler yarattığını görmek için tekrardan kullanmak istedim onu. Sanırım bu tür geriye dönüşleri ve eskiye bakmayı seviyorum. Yoksa ben de iflah olmaz bir nostalji meraklısı mıyım?

Parfümü üzerime sıktığımda karşıma ferah nüanslar çıkıyor. Limon ve buruk turunçgillerin birlikteliği modern ve lezzetli üst notalara sebep oluyor. Açıklanan üst notalarında yuzu meyvesinden bahsediliyor. Muhtemelen başlangıçtaki o buruk turunçgil yuzu esansına ait. Açılışı ferah, canlı ve gayet güzel. Orta kısma çabucak geçiliyor. Parfümün diğer yüzlerce rakibinden ayrılan karakteri ortaya çıkıyor. Orta bölümde aromatik Akdeniz otları, erkeksi çiçekler ve odunsu notalar parfümü çok ilginç yere doğru taşıyor. Bahsettiğim yapılar gayet ferah ve kesinlikle ağır değil. Otlardan kastım ıhlamur, kekik, biberiye hatta adaçayı. Erkeksi çiçekler ise çözülmesi zor kısım. Açıklanan orta notalarında su leylağı ve lotus var fakat kadınsı çiçeksilik beklemeyin. Gayet erkeksi çiçeklerden bahsediyorum. Odunsu notalar ise gayet net. Guiac ağacı olabilir. Belki de kuru sedir hatta hafiften bambu. Orta kısım biraz karmaşık ve soyut. Başlangıçtaki herkesin sevebileceği yapı, orta kısımda çok karakteristik hale geliyor. Geleyim sonlara. Alt notalarda fazlasıyla zayıflıyor kokusu. Algılayabildiğim kadarıyla odunsu notalar var. Vetiver de söz sahibi kapanışta. Çok ilgi çekici değil alt notalar.

Bir taraftan ferah sucul ve turunçgilli yapı, diğer taraftan kuru odunsu, erkeksi çiçeksi, otsu benzersiz karakter. L'eau d'Issey Pour Homme'un neden bu kadar başarılı olduğunu ve sevildiğini aradan geçen yılların ardından daha iyi anlıyorum. İki farklı tarafı bir arada uzlaştırıyor ve onlardan anlamlı bütün çıkarıyor. Normalde bahsettiğim her birimin karışımından kaos çıkma olasılığı yüksekken, Jacques Cavallier, benzerine az rastlanacak kompozisyona imza atmış 1994 yılında. Hatta 1994 yılından sonra piyasaya sürülen ve kullanma şansına eriştiğim birçok parfümden hala çok farklı ve kendine özgü. Evet sanırım onun sırrı, daha önce yapılmış hiç bir parfüme benzememesi ve farklı bir yol açması geriden gelenlere.


Onun için ne tam olarak sucul ne odunsu ne de çiçeksi diyemem. Hepsinin basit ve sıra dışı karışımı adeta. Evet o, çok katmanlı ve derin değil ama özellikle orta kısımdan itibaren başlayan o eşsiz aroma şaşırtıcı ve dikkat çekici. Çoğu kişinin aksine ben bu parfümde Akdeniz otlarının büyük rol aldığını düşünüyorum. Sanki ıhlamur tarlasında dolaşıyorken denizden esen hafif rüzgarın tenime değişinin kokusu L'eau d'Issey Pour Homme. Bambu ağacından ve palmiye yapraklarından yapılmış bungalovun altında uzanıp, bin bir çeşit aromatik otların kokusuyla mutluluğun kapısını aralama parfümü L'eau d'Issey Pour Homme.

Aklıma takılan bir konu var. Yıllar önce kullandığım L'eau d'Issey Pour Homme ile bugünlerde kullandığım arasında farklar olduğunu hissettim. Gerçi aradan dört yıldan fazla zaman geçmiş. Yanılıyor da olabilirim. Eskiden kullandığımda orta kısımdaki erkeksi otlar ve odunsuluk çok daha güçlü, bariz ve baskındı. Bu aralar kullandığım L'eau d'Issey Pour Homme'da o keskin, net ve bariz yapı yok. Daha karmaşık ve yumuşatılmış halde orta bölüm. Eski hali çok daha rafine ve pürüzsüzken, bu sefer o özeni göremedim. Zaten parfüm platformlarında reformülasyon geçirdiği söyleniyor. Muhtemelen haklılar. Açıkçası eskiden aldığım tadı alamadım.

Fakat benim için olumlu bir tarafı da oldu. Geçtiğimiz yıllarda her kullandığımda baş ağrılarına sebebiyet veren kokusu, bu sefer fazla fazla kullanmama rağmen baş ağrısı yapmadı. Bu anlamda sevinçliyim ama eski karakterini biraz kaybetmiş gibime geldi. Ayrıca eski hali çok kalıcı ve fark edilirdi. Bu sefer hem kalıcılığı hem de fark edilirliği vasatı aşamadı. Parfümün gücünde ciddi düşme olduğunu söyleyebilirim. Bu yönde de şikayetler var çoğu parfüm severden.

Sonuç olarak o yakın dönemin en ilginç ve kendine özgü modern klasiği. Erkeksi minimal yapısı, özelde Issey Miyake'nin genelde Japon modacıların estetik tarzlarıyla uyumlu. Şişesinin de çok basit formda olduğunu düşünürsek, Issey Miyake kendi tarzıyla ilgili mesajlarını vermişe benziyor bu parfümle.


Luca Turin'in kitabında gazoza benzetilmiş ve beş üzerinden üç puan verilmiş. İncelemeyi Tania hanım yapmış ve DKNY Women'ı andırdığı söylenmiş. Parfümün tasarımını ünlü isim Jacques Cavallier yapmış.

EDT konsantrasyonuna sahip. İlkbahar-yaz kullanımı için daha uygun. Yirmi yılı aşkın yaşına rağmen hala modern kokması, genç-yaşlı herkese önerme sebebim. Günlük kullanıma, spor kıyafetlere, gündüz gezmelerine, plaj kenarına çok yakışacaktır.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6.5

10 Ekim 2014 Cuma

Issey Miyake – Pleats Please (2012)


Issey Miyake – Pleats Please (2012)

İlk defa 1989 yılında ortaya çıkan bir kavram Pleats Please. İssey Miyake modaevinin, üzerine yeni tasarımlar ekleyerek geliştirdiği bu kıyafet serisi, 1993 yılında görücüye çıkmaya hazır hale gelmişti. Markanın ilkbahar-yaz koleksiyonunda kendi ayakları üzerinde duran bir kıyafet serisi olarak dünyaya sunumu yapılmıştı.

Bizler parfüm meraklıları olarak İssey Miyake ismini duyduğumuzda aklımıza piyasaya sürdükleri parfümleri gelir. Oysa Japonya'nın dünyaya mal olmuş en büyük küresel markasını düşünmemiz gerekir. Modern hayat tarzının kıyafet tasarımlarını yapmanın peşinde koşan İssey Miyake'nin, 2012 yılında çıkarttığı yeni kadın parfümü Pleats Please'de, anlaşılacağı üzere, bu kıyafet serisinden ilhamını ve ismini almış.

Parfümün resmi tanıtımının, kokuyu tasarlayan genç burun Aurelien Guichard tarafından Japonya'daki Tokyo Mid Town'da yapıldığını biliyoruz. Karşılıklı konuşma şeklinde geçen tanıtımda Guichard, markanın ve sektörün üst düzey yöneticilerine, parfümünün geri planını anlatmış. Hatta çocukluğuna gidip, küçükken futbolcu olmak istediğini, fakat parfümör babası ve heykeltıraş annesinin etkisiyle parfümörlük mesleğini seçtiğini bile anlatmış çok sayıdaki konuğa.


Kendi sitelerinde Pleats Please kısaca şöyle tanıtılmış: "Bu parfüm, markanın en ikonik kıyafet tasarım çizgisinden ilhamını almıştır: Pleats Please. Neşeli, keyifli, kararlı modern moda. Ünlü Pleats serisinin ilk parfümü. İyimser, dinamik ve canayakın ruha sahip enerjik, renkli Pleats Please; eğlenceye bir davettir. Eğlenceyi etrafa yay!"

Resmi tanıtımında çiçek buketinden, alt notalardaki vanilya ve canlı odunsu notalardan bahsedilmiş. Ayrıca "nashi" denilen melez bir Japon meyvesinin kullanıldığı söylenmiş. Üzerime ilk sıktığımda gerçekten de meyvelerle karşılaşıyorum. Armudun etkisinin hissedildiği tatlımsı modern meyveler gayet güzel ve neredeyse ferah. İlerleyen dakikalarda kokusuna şekerli çiçekler hakim olmaya başlıyor. Meyveler hala orada. Çiçeksilik ise artık ön planda. Beyaz çiçeklerden oluşan çiçek demeti, kokuyu ciddi anlamda kadınsılığa doğru çekiyor. Orta bölümü pek sevmedim. Son bölümde çiçekler geriye çekiliyor. Tatlı paçuli, misk ve azıcık da vanilya var artık kapanışta. Sıradan ve yapay alt notalar, ilgi çekici değil ne yazık ki.

Pleats Please'in başlangıcı fena değil. Lezzetli meyvemsilik, armudun ağırlıklı olduğunu düşündürtüyor. Tatlımsı meyveler doğal ve canlı. Orta kısımda çiçeklerin devreye girmesiyle artık iyice karakterini belli ediyor. Son kısımlarda yapaylık hissediliyor. Paçulinin kullanımı, miskin verilişi ve muhtemelen ambergris, hiç bana göre değil. Alt notalardaki yapaylık, bende ciddi baş ağrısı yaptı her seferinde.


Pleats Please, hiç şüphesiz ki tam bir meyve-çiçek kombinasyonu. Örneğine çokça rastlayabileceğimiz modern tatlımsı yumuşak meyveler ve çiçekleri merkeze almış. Bu anlamda çok özgün ve radikal bir yanı yok. Fakat kullanan çoğu kadının kendisinden bir şeyler bulabileceği güvenli koku forumuna sahip parfümlerden olduğu söylenebilir. Yani bu anlamda riskli bir seçim olmayacaktır.

Tatlı, meyveli-çiçeksi, genç kızları hedefleyen, modern, pozitif, hayat dolu bir parfüm Pleats Please. Genel beğeniye uygun olduğunu sanırım söylememe gerek yok. Zaten Issey Miyake gibi ana akım markanın, çok riskli bir koku formuna imza atması beklenemez. Fazlaca bir numarası olmayan, tek düze, kalite hissi vermeyen, vasat piyasa parfümü olarak düşünülebilir. Bir şişesini alıp kullanmaya değeceğini sanmıyorum. Yine de seçim ve karar sizin.

Orta kısmın sonlarından itibaren karşıma çıkan, o tuhaf yapaylık, parfümün en başarısız yeri. Sonlarda da sanırım ambergristen gelen o metalik koku, migren hastalarına hiç de iyi gelmeyecek. Daha önce denediğim diğer Issey Miyake parfümlerinin tamamında baş ağrısı ile karşılaşmıştım. Yıllar içinde değişen bir şey yok. 2012 çıkışlı yeni parfümleri de baş ağrısı atakları haline geldi bende. İssey Miyake bunu nasıl beceriyor bilemiyorum ama her parfümü beni rahatsız etmeyi başarıyor. Oysaki yıllar önce kullandığım L'Eau d'Issey Pour Homme ne de güzel parfümdü.


Geçtiğimiz haftalarda kullandığım Montale'in Wild Pears'ına benziyor Pleats Please. Özellikle başlarındaki armut, iki parfümü birbirine yaklaştırıyor. Hatta Pleats Please'in başlangıcı daha güzel. Son kısımlardaysa ayrı yollara sapıyorlar. Yine de Wild Pears, bir adım daha önde koku güzelliği olarak. En azından Montale, baş ağrısına sebep olmuyor. Tatlılık kullanımında ise iki parfüm birbiriyle yarışıyor adeta. Şekerli denebilecek kadar tatlılık barındıran kokusu, benim için bile rahatsız edici.

Sanıyorum ki Pleats Please, doğru kadında, doğru zamanda ve doğru yerde kullanılınca hoş etkiler yayacak etrafa. Günlük kullanımda rahatlıkla kullanılabilecek parfüm, bende beklediğim sonuçları vermese de, kadınların üzerinde çok daha heyecan verici olacağı düşünülebilir.

Çoğu yorumcu ilkbahar-yaz dönemine uygun olduğunu belirtmiş. Serin ilkbahar mevsimine katılırım ama sıcak yaz günlerinde biraz fazla şekerli gelebilir. Bu dönem dışında her zaman kullanılabilir. 15-30 yaş arası kadınları hedeflediğini düşünüyorum. Benim kullandığım ilk çıkan EDT versiyonuydu. Sonradan bir de EDP (Eau de Parfum) olanı çıkmış. Onu ise denemediğim için aradaki farkı bilemeyeceğim.



Koku Güzelliği:10/6

25 Nisan 2014 Cuma

Issey Miyake – L’Eau d’Issey Pour Homme Sport (2012)


Issey Miyake – L’Eau d’Issey Pour Homme Sport (2012)

Dior Homme Sport, The One Sport, Allure Homme Sport, Roadster Sport, Chrome Sport, Habit Rouge Sport, Guerlain Vetiver Sport, L'Homme Sport ve diğerleri... Aklıma gelen ve isminin sonunda "Sport" olan parfümler bunlar. Dikkatinizi çektiyse saydığım parfümlerin tamamı, ticari anlamda başarılı arkadaşların isimlerine "Sport" eklenerek piyasaya sürülen kokular.

Anladığım kadarıyla parfüm sektörünün yeni eğlencesi "Sport" isimli kokular. Çok başarılı olan bir parfümün 2-3 sene sonra sonuna Sport ekle. Kokusunu turunçgiller ile destekle. Biraz ferah hale getir. Yazlık kullanıma uysun. Oldu size "Sport" bir parfüm.

Tabii ki burada parfüm üreticilerinin işin kolayına kaçma merakları var. Sıfırdan yeni bir konsept bulup, onunla uğraşacaklarına hazır çok tutmuş bir parfüm ismine Sport ekle gitsin. E böyle olunca da popüler parfümün isminden yararlanarak daha çok şişe satmakta işin kreması. Ne yazık ki parfüm üreticileri artık bu tür kurnazlıkları ve kolyacılıkları sıkça yapar oldu. Hatta Guerlain ve Chanel gibi önemli üreticiler bile bu trende karşı koyamamış görünüyor.

İyi de isminin sonunda her "Sport" yazan parfüm kötü müdür? Böyle bir genelleme yapmak muhakkak ki doğru değil. Sport olarak çıkarılan başarılı parfümler olabilir. Vasat parfümler de olabilir. Bunun ayrımını bizler zaten rahatlıkla yapıyoruz. Fakat parfümlere ilgisi fazla olmayan insanlar için ciddi kafa karışıklığına sebep olması muhtemeldir.

Bugün çok ünlü ve başarılı bir parfüm olan L'eau d'Issey Pour Homme'un, 2012 yılında piyasaya sürülmüş Sport modelini inceleyeceğim. Bakalım büyük abisi kadar güzel mi kokuyor yoksa sıradan bir flanker olarak yok olup gidecek mi?


L'eau d'Issey Pour Homme Sport, Fragrantica'da odunsu aromatik olarak sınıflandırılmış. Kendi sitelerinde kısaca şöyle tanıtılmış: "Bir dağın zirvesindeki ferah nefes gibi tazelik ve enerji duygusu. Nefesinizi tutun ve sporun bütün heyecanını tecrübe edin. Keskin, enerji veren ferahlık. Modern, erkeksi tasarımın ilhamını spor dünyasından almıştır."

Parfümü üzerime sıktığımda çok ferah narenciyeler ile karşılaştım. Bergamot ve greyfurtun birleşimi olduğunu düşündüğüm üst notalar çok doğal, ferah ve güzel. Gayet başarılı açılışa sahip. İlerleyen dakikalarda aynı ferah turunçgillere serinlik hissi veren Calone ekleniyor. Günümüzün bir çok modern ferah-akuatik parfümünde karşımıza çıkan Calone kimyasalını pek sevdiğim söylenemez. Calone'ye ferah baharatlar da eşlik ediyor. Orta kısmı çok sevdiğimi söyleyemem. Son kısımda da kokusu değişmiyor. Orta notalarla paralel devam eden kokuya, biraz odunsu notalar ve vetiver ekleniyor. Alt notaları da çok ilgi çekici değil.

İssey Sport, anlaşılacağı üzere ferah, yazlık, aromatik turunçgilli bir odunsu olarak düşünülmüş. Başlangıçtaki nefis greyfurt-bergamot ikilisi ne yazık ki ilerleyen saatlerde geride kalıyor ve parfümün kalitesi orta kısımdan itibaren düşüyor. Bunun sebebi yapaylık sınırındaki o serin/soğuk hissi veren Calone. Bu haliyle ortalama yapay akuatikler sınıfına alabiliriz onu.


Orta bölüm ile sonların fazla değişmemesi iyi olmamış. Tamam bir Sport flanker'ından fazla şey beklememek lazım fakat yine de biraz daha özenli bir koku olsa fena mı olurdu. İssey Sport, aynı rakipleri Bulgari - Aqua, Aqua Marine gibi yapaylık sınırında dolaşan bir deneme olmuş. Kokusunun genelini biraz Bulgari - Aqua'ya benzettim. Fakat İssey Miyake'de deniz hissi Aqua kadar yoğun değil.

Başlangıcıyla çok umutlandığım İssey Sport, orta kısımdan itibaren hayal kırıklığı yaşattı. Keşke başladığı gibi devam edebilseydi. Bu haliyle şöhretli abisi L'eau d'ıssey Pour Homme'un epey uzağında görünüyor. Kokusunun biraz abisini andırdığını da belirtmem gerek. Bu anlamda erkeksi yapısı olduğunu söyleyebilirim.

İssey Sport, daha çok 15-25 arası genç arkadaşların ilgisini çekecek gibi. Üst yaş grupları için fazlasıyla basit ve sıradan kaçabilir. Sıcak yaz günlerinde giymesi kolay, güvenli, ferah, vasat kalitede, derinliği olmayan, fazla şey beklenmeyecek, ortalama bir plaj kokusu karakterine sahip. Onun dışında fazla öne çıkan yanı yok. Zaten öyle bir amacı da yok gördüğüm kadarıyla.


Parfümün tasarımını piyasanın sevilen isimlerinden  Jacques Cavallier yapmış. EDT olarak satılıyor. Denemeden almamanızı önermek durumundayım. 

Koku Güzelliği:10/5.5