iris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2023 Pazartesi

Atkinsons – Oud Save The King (2013)

Bir zamanlar gözü pek, genç İngiliz beyefendisi Londra’nın ışıltılı kozmopolit sokaklarında şöhret, servet ve muhteşemlik arayışı içinde Kuzey İngiltere’nin vahşi, engebeli coğrafyasını terk etti.

O beyefendinin adı James Atkinson’dı ve 1799’da Londra’da ilk mağazasını açtı. Sabun ve parfüm satılan mağazasının ünü kısa sürede yayıldı ve 1826 yılında İngiliz kraliyet ailesine parfüm tedarik eder hale geldi. 200 yıldan fazla zamandır parfüm üreten Atkinsons markasının 2013 yılında Oud Save The King isimli parfümü dikkat çekti.

Mısır Veliaht Prensi Muhammed Ali İbrahim ile Amerikalı film yıldızı Mabel Normand arasındaki yasak aşk hikayesinden ilham alan Oud Save The King, markaya göre görkemli şekilde duygusal ve lüks olarak tanıtılmış. Oryantal koku sınıfına dahil edilmiş. Açıklanan notalarında çay, oud ve deri öne çıkarılmış.

Oud Save The King’in açılışı sıcak baharatlar ve çay temasıyla gerçekleşiyor. Orta kısma doğru pudralı metalik baharatlara vanilya ve deri ekleniyor. Son kısımda deriye sandal ağacı ve oud eşlik ediyor.

Öncelikle parfümün isminde küçük kelime oyunu yapılmış. İngiltere milli marşında geçen God Save The King terimini Oud Save The King olarak değiştirmişler. Parfümün ismindeki oud, kokuda pudralı, tatlı ve sıcak verilmiş. Keskin baharatların ve hafiften süeti andıran deriyle birleşen oud, ağır Arap temasından ziyade daha modern ve batılı tarafa yakın duruyor.

Parfümün uniseks olarak pazarlandığını görüyoruz. Bana biraz erkek kullanımına yakın gibi geldi. İçerisindeki deriyi beğendim fakat pudralı tarafını pek sevemedim. Garip metalik tarafı var sanki. Kalite anlamında fena değil fakat herkesin sevemeyeceği yapısı ve konforlu sayılamayacak tarzıyla denemeden almanın iyi fikir olmadığını söyleyebilirim.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında kalıyor. Tam bir kış kokusu izlenimi veriyor. Kokusunu Amandine Clerc-Marie tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

16 Aralık 2022 Cuma

Givenchy – Organza (1996)

Givenchy’nin 1990’lı yılların ortasında çıkardığı kadın parfümü Organza büyük başarı yakalayamasa da kimi kadınlar için özel olmayı sürdürüyor. Organza pek ortalarda görünmeyen ama bence gayet başarılı kadın parfümlerinden birisi.

Organza’nın resmi tanıtımında çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Şu cümlelerle pazarlanmış: “Organza, şehvetli kadınlar için sıcak, çiçeksi Eau de Parfum’dür. Zamansız güzelliğin özü, Givenchy Organza, zarafet ve duygusallığın mükemmel karışımıdır. Vanilya ile zenginleştirilmiş beyaz çiçeklerden oluşan bu cazibeli koku, kadınların duygusallığını zarafetle ortaya koyuyor.”

Organza’nın açılışında keskin ve yüksek kaliteli beyaz çiçeklerle karşılaşıyoruz. Pürüzsüz ve kadınsı başlangıcından sonra kuru beyaz çiçeklere kremsi vanilya ve iris ekleniyor. Sonlarda fazlaca şekerli davranmayan vanilyanın varlığına tanık oluyoruz.

Organza basit bir kompozisyona sahip. Yasemin, iris ve vanilyadan oluşan ana yapı baştan sona devam ediyor. Büyük değişim yaşanmıyor ve sürprizler yapmıyor. Düz çizgide ilerliyor.

Bu şık ve zamansız parfüm, yapaylık veya uyumsuzluk barındırmıyor. Beyaz çiçeklerin etkisiyle kadınsı tarafa yakın duruyor. İçeriğindeki vanilya ve irisin verilişini çok beğendim. Yeni nesil parfümlerdeki bıktırıcı şekerli vanilya burada daha kuru verilmiş. Yasemin benzeri çiçekler fazlaca burun tırmalamıyor. Eğer bu tür yumuşak ve kremsi parfümlere ilginiz varsa deneme listenize almanızı önerebilirim.

Eau de Parfum formundaki Organza’nın performansı fena değil. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Sanki otuz yaş üzeri kadınlara daha çok yakışacaktır. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir. Kokusunu Sophie Labbe tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7.5

15 Kasım 2022 Salı

Giorgio Armani – Eau de Nuit (2013)

Giorgio Armani’nin 1984 yılı çıkışlı ünlü klasiği Eau Pour Homme’nin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, aynı şişe tasarımına sahip başka parfümler üretilmeye devam ediliyor. 2013 yılında Eau de Nuit ile tanıştık ve genel olarak oldukça sevildi. Siyah şişeye sahip Eau de Nuit, kokusal olarak da koyu-karanlık tarafa yakın duruyor.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde zarif, yoğun, bağımlılık yapıcı olarak tanımlanmış. Ayrıca İtalyan zarafetini temsil ettiği vurgulanmış. Son olarak sofistike iris, baştan çıkarıcı küçük hindistan cevizi ve yoğun tonka fasulyesi notalarına sahip odunsu oryantal fujer özellikleri öne çıkarılmış.

Eau de Nuit’in başlangıcında koyu ve dolgun pudralı iris çiçeğini görüyorum. Orta bölümde irise yumuşak ve tatlı baharatlar eşlik ediyor. Kakule, biraz biber ve küçük hindistan cevizinden oluşan orta bölüm gayet modern ve şık hissettiriyor. Sonlarda kremsi çikolatamsı vanilyanın artan etkisini algılıyoruz.

Eau de Nuit, 2010’lu yıllardan sonra karşımıza çıkan modern, bolca tatlı, leziz, çiçeksi, hafiften pudralı-karanlık sayılabilecek çarpıcı parfümlerin sıkı bir devamı gibi görünüyor. Burada merkezde iris çiçeği ve keskin olmayan tatlı baharatlar var. Parfümün üzerindeki koyu tatlılık tonka fasulyesinin işi ve baştan sona etkili. Bu haliyle Dior Homme, Dior Homme Intense, Spicebomb, Midnight in Paris ve Bulgari – Man in Black tarafında duruyor.

Baharatlı, tonka fasulyeli ve pudralı çiçeksi erkek parfümlerinin en iyi iki örneği şüphesiz Dior Homme ve Dior Homme Intense. Bu iki parfümü taklit eden çok fazla parfüme rastlıyoruz ve Giorgio Armani’de ezeli rakibi Dior’a Eau de Nuit ile cevap vermişe benziyor. Kullanım döneminde Eau de Nuit’i beğendim ve yeni başlayanlar için iyi seçeneklerden olduğunu düşünüyorum. Kalite anlamında hiç fena değil. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği yapısıyla popüler rakiplerine rahatlıkla ayak uydurabilir.

Yine de Dior Homme ve Dior Homme Intense gibi iki çok sağlam eser varken, Eau de Nuit’in büyük boy şişesini almaya gerek olmayabilir. İşin özeti Armani iyi iş çıkarmış. Çekici, cazibeli ve rahatlıkla seksi olduğunu söyleyebilirim.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Tam bir kış parfümü izlenimi veriyor. Erkek parfümü olarak tasarlanmasına rağmen kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Kokusunu Marie Salamagne tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

27 Ekim 2022 Perşembe

Guerlain – L’Instant de Guerlain (2003)

Guerlain’in 2000’li yılların başında piyasaya sürdüğü kadın parfümü L’Instant, markanın tarihi geri planına küçük bir baş kaldırı olarak düşünülebilir. 2000’li yıllar dünyada birçok şeyi değiştirirken, parfümlerin bundan etkilenmemesi düşünülemezdi. Guerlain’in efsanevi ve nostaljik parfümleri yerini L’Instant gibi modern tatlı kokulara bırakıyor denebilir.

L’Instant’ın kadın versiyonu Guerlain’in internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Büyük bir final. Her şeyin değişebileceği bir an. İki ruh ve iki beden bir araya geldiğinde, zaman aniden durmuş gibi hissettiğinde… Yeni koku ailesini başlatan samimi, güneşli, şehvetli bir koku olan L’Instant de Guerlain’in arkasındaki hikaye: Kristal amber ailesi. L’Instant, Guerlain’in ünlü Guerlinade’si narenciye balı, manolya akorları ve yoğun, şehvetli amberle kaplıdır. Kadifemsi ve gurme, yeni kadınlığın sembolü olan L’Instant de Guerlain, sonsuza kadar parıldamak için yalvaran ışıkla dolu cilt kokusudur.”

L’Instant de Guerlain’in açılışı pudralı ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk dakikalarda fazlaca tatlı mandalina-portakal-limon üçlüsü kısa süre içinde yerini pudralı kadınsı çiçeklere bırakıyor. Orta kısımda manolya, yasemin ve iris çiçeğini andıran şekerli çiçekler, onu günümüzün modern kadınsı parfümlerine yaklaştırıyor. Sonlarda lezzetli çikolatamsı vanilyayla kapanış yapılıyor.

Karşımızda 2000’li yıllardan itibaren bolca rastladığımız meyveli-çiçekli-şekerli-vanilyalı yapı bulunuyor. Burada meyveler az yer kaplarken pudralı çiçekler daha baskın diyebilirim. Birçok ana akım markanın fazlaca derinliğe sahip olmayan bu koku formunu tekrarladığını biliyoruz. Şekerli turunçgilli çiçekler pek yaratıcı değiller ve benim için aşırı dozda pudralılık içeriyor. Kullanım döneminde kendime yakın bulamadığım L’Instant de Guerlain, birçok hanımefendinin ilgisini çekebilir.

Bu popüler koku formunu çoğu parfüm sever Guerlain’in tarihi köklerine yakıştıramasalar da ana akım trendlerle rekabet etmeye çalışan bir markadan beklenebilecek hamle gibi görünüyor. İlginç ya da sıradışı davranmıyor. Açıkçası çok yapay ve bıktırıcı da değil. Bana biraz ağır ve orta yaş kadın kokusu gibi geldi. Onu koklattığım kimi hanımefendiler de bu yönde düşündüler.

Yüksek olan beklentimi karşılayamayan L’Instant de Guerlain, Maurice Roucel tarafından tasarlanmış. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı normal seviyenin biraz altında.

Koku Güzelliği:10/6

14 Nisan 2022 Perşembe

Nicolai Parfumeur Createur – Baikal Leather Intense (2019)

Başarılı parfümör Patricia de Nicolai’nin niş markası küçük bir isim değişikliğiyle Nicolai olarak anılıyor. Parfümlerinin çoğunu kendisinin tasarladığını bildiğimiz Patricia de Nicolai, koleksiyonunu genişletmeyi sürdürüyor. Baikal Leather Intense’nin 2019 yılında, Nicolai markasının otuzuncu kuruluş yıl dönümü sebebiyle tasarlandığı gibi bir bilgi dolaşıyor internette. Ayrıca Rusya’daki Baykal gölü yöresini çağrıştıran ismiyle Rus derisine de gönderme yaptığını söyleyebiliriz.

Nicolai’nin internet sitesinde Baikal Leather Intense’nin deriyi çağrıştırmasına rağmen iki kuru odunsu temanın harmanlanmasıyla oluşturulduğu vurgulanmış. Gaiac ağacı ve çam ağaçlarının özlerinden meydana geldiği söylenen Baikal Leather Intense’nin arka planında tonka fasulyesi ve beyaz misk bulunuyormuş.

Parfümün açılışı tatlı ve pudralı çiçeklerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yuzu isimli meyve bulunsa da ilk dakikalarda pudralı sayılabilecek menekşe ve iris çiçeğiyle karşılaştım. İlerleyen saatlerde pudralı hissiyat biraz azaldı. İris ve menekşeye eklenen yumuşak deri hoş ama çok ilginç değil. Sonları en sevdiğim bölümü oluyor. Pudralı ve çiçeksi hissiyat yok denecek kadar az kapanışta. Güzel odunsu notalar, kaliteli deri ve misk son kısmı sevmeme sebep oluyor.

Baikal Leather Intense, kendi internet sitesinde deri, baharat, odunsu olarak sınıflandırılmış. Bana göre çiçeksi deri parfümü. Kadınsı sayılabilecek modern çiçeklerin çekingen ve sert olmayan deriyle birleşmesi benim için ilgi çekeci değil. Buradaki çiçeklerin biraz fazla verilmiş olması onu kadın parfümü sınıfına koymama yeterli oluyor. Her ne kadar uniseks olarak geçse de erkek kullanımına yakın durmadığını düşünüyorum.

İris ve deri birleşimini severim ama araya karışan şekerli, pudralı menekşenin çekici tarafını bulamıyorum. Açıklanan notalarında gül mevcut. Baskın gül kullanımına rastlamıyoruz. Yine de geri planda gül var gibi.

Sonuç olarak niş parfüm kalitesini veriyor ama kokusal anlamda kendime yakın bulamadım. İsminden dolayı ağır ve sert deri kokusu beklerken, yumuşacık feminen yapıyla karşılaştım.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı normal seviyede. Serin havalarda kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu Patricia de Nicolai tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

30 Mart 2022 Çarşamba

Blend Oud - Hour (2015)

İtalya merkezli niş parfüm evi Blend Oud’un Original serisine ait parfümlerden Hour, markanın internet sitesinde oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış. Parfümün resmi açıklaması şu cümlelerle yapılmış: “Hour baştan çıkarmanın özüdür. Aşık olan iki kişiden esinlenen çiçeklerin hoş bir kombinasyonu. Bu kokudaki tüm elementler mükemmel bir denge içinde olduğunda, bu kıvılcım ve kimya anının bir göstergesidir.”

Hour’un açıklanan notalarında ananas, iris ve pembe biber gibi sevdiğim öğeler bulunuyor. Parfümün ilk saniyelerinde saydam meyveler karşımıza çıkıyor. Açıklanan üst notalarda ananas var ki burada Aventus benzeri ananas bulunmuyor. Hour’un meyvemsiliği çiçeksi, olgun meyveliliğe yakın duruyor. İlerleyen saatlerde meyveli çiçekli yapı devam ediyor. Bir parça iris ve yaseminle hafiften sabunlu hale geliyor. Sonlarda ana yapı fazlaca değişmiyor.

Hour, duru, sade, dingin, temiz, düz çizgide ilerleyen bir parfüm. Sevmesi ve kullanması kolay denebilir. Ferah sayılabilecek meyveler ve kaliteli çiçeklerle süslenen ana aks, yapaylık barındırmıyor. Uniseks olarak sunulsa da kadın kullanımına yakın duruyor.

Hour’un en ilginç tarafı Chanel’in sevilen parfümü Chance’ye benzetilmesi. Kullanım döneminde ben de Chance’ye benzettim. Hour daha nötre yakın dururken, Chance daha kadınsı ve ekşi kokuyordu. Hour için Chance’nin niş benzeri denebilir.

Sonuç olarak hoş ve duru bir eser. Dünyayı sarsmayacağı bir gerçek. Benzersiz ya da sıra dışı değil. Performans anlamında sınıfı geçemiyor. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı eh işte, etrafa yayılımı düşük sayılabilir. Ilık ilkbahar-yaz günleri için fena olmaz.

Koku Güzelliği:10/6.5

19 Mart 2022 Cumartesi

Maison Francis Kurkdjian – Amyris Homme Extrait de Parfum (2019)

Başarılı tasarımcı Francis Kurkdjian’ın 2012 yılında raflara çıkarttığı erkek parfümü Amyris Homme’nin 2019 yılında Extrait de Parfum versiyonu karşımızdaydı. Francis Kurkdjian ilk çıkardığı parfümlerin bir süre sonra Extrait formunu yapma işini sevmişe benziyor. Bu durumu Baccarat Rouge 540’da görmüştük.

Amyris Homme Extrait de Parfum, ilk Amyris Homme’den küçük nüanslarla ayrılan farklı bir esere benziyor. Markanın internet sitesinde Amyris Homme Extrait de Parfum’un hareketli, çağdaş, şehirli ve Parisli koku alma silueti sunduğu belirtilmiş. Tanıtımında mandalina, safran, vanilya, amyris, tarçın, tonka fasulyesi ve iris çiçeğinden özellikle bahsedilmiş.

Parfüme ismini veren amyris temasının pek karşımıza çıkmadığını söyleyebiliriz. Amyris yağının odaklanmaya ve zihni berraklaştırmaya yardım eden nadir uçucu yağlardan olduğunu biliyoruz. Francis Kurkdjian amyris bitkisini şöyle tanımlamış: “Adı bir Mısır tanrıçasınınkine benziyor ve Karayipler’e ve özellikle Haiti’ye özgüdür. Oradaki yerel balıkçılar, son derece yanıcı özellikleri sayesinde meşale olarak kullandıkları için şiirsel isimlendirmeyle “mum ağacı” diyorlar. Amyris, bazen Batı Hint Adaları’nda sandal ağacı olarak da anılır. Bunun nedeni muhtemelen damıtıldığında, Amyris balsamifera’nın sedir ve baharatlı, hafif dumanlı sandal ağacı arasında salınan tatlı kokular vermesidir. Botanik cinsi olan ve aynı zamanda turunçgilleri de içeren rutaceae familyası ile odunsuluk arasında bir yerde sınıflandırılır.”

Amyris Homme Extrait de Parfum’un başlangıcında şekerli mandalina ve pudralı çiçekler bize merhaba diyor. Lezzetli ve yüksek kaliteli mandalinalı açılıştan sonra orta kısımda şekerli yapının devam ettiğini görüyorum. Pudralı çiçekler geri plana geçerken tonka fasulyesinin neredeyse kek-çikolata efekti verdiğine şahit oluyoruz. Sonlarda mumsu vanilyayla kapanış yapıyor.

Amyris Homme Extrait de Parfum, günümüzün modern şekerli parfümlerinin aynısı gibi görünüyor. Pudralı çiçekler, şekerli vanilya ve bilindik koku formu sunması benim için parfümden uzaklaşma sebebidir. Tabii burada Francis Kurkdjian’ın ustalığı devreye giriyor. Bu bıktırıcı şekilde tekrar edilen koku formunu oldukça yüksek kalite ve pürüzsüzlükle burnumuza seriyor. Başlangıç ve orta kısımda kullandığı leziz ve şekerli mandalinayı sevdim. Tonka fasulyesi de gayet güzel verilmiş. Parfümün bana göre iki sorunu pudralı yapısı ve tatlılığın biraz fazla verilmesi.

Amyris Homme Extrait de Parfum erkek parfümü fakat bir erkek kokusunda sabunlu-pudralı yapının bu kadar verilmesinin amacını anlayamadım. Eğer erkeksi ve maço parfümleri seviyorsanız Amyris Homme Extrait de Parfum size göre olmayabilir. Kimi kullanıcıların bu arkadaşı şampuan kokusuna benzetmesini ise yanlış bulmuyorum.

Sonuç olarak genele hitap eden, koklayan çoğu kişinin sevebileceği, güvenli liman sayılabilecek modern tema, onun çok satmasına sebep olabilir. Bazı kullanıcılar kokusunun niş parfümlere değil de ana akım parfümlere benzediğini söylemiş ki kullanım döneminde bende de o hissiyat oluştu.

Extrait de Parfum formundaki Amyris Homme Extrait de Parfum’un kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Kokusunu Francis Kurkdjian tasarlamış. Serin ilkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

5 Ocak 2022 Çarşamba

Givenchy – Gentleman Eau de Parfum (2018)

Givenchy’nin şöhretli erkek parfüm klasiği 1974 yılı çıkışlı Gentleman’ın devam kokuları gelmeye devam ediyor. Givenchy, Gentleman ismini kullanarak ilerleyen zamanlarda yeni parfümlere de yer verecek gibi görünüyor. Oysa yeni Gentleman’ların, ilk Gentleman ile yakından uzaktan ilgisi yok.

2018 yılında Gentleman’ın Eau de Parfum formu raflardaki yerini aldı. Ünlü klasiklerin Eau de Parfum versiyonlarını üretmek, çoğu ana akım markada gelenek haline geldi. Givenchy’e göre Gentleman Eau de Parfum, odunsu çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Güçlü iris ile karabiber ve derin vanilya ağacını birleştiren patlayıcı bir koku. Givenchy, bu çekici parfümde Centilmen’in özgür ruhunu ve karizmatik çekiciliğini kutluyor.”

Gentleman EDP’nin ilk dakikalarında tatlı ve modern biberle lavanta bize merhaba diyor. Leziz ve çekici başlangıcından sonra tatlılık devam ediyor. Orta kısımda canlı baharatlara iris çiçeği ekleniyor. Sonlarda ana yapı değişmiyor. Kapanışta çikolatamsı vanilyaya paçuli eşlik ediyor.

Genteleman EDP, günümüzün modern tatlı baharatlı parfümlerinin güzel örneklerinden birisi. Orta kısımdan itibaren karşımıza çıkan iris çiçeği, genellikle parfümlere kadınsı hissiyat verir fakat burada baharatlarla gayet iyi dengelenmiş. Orta kısımdan sonlara geçerken hafiften deriyi andıran temayı da algılıyorum. Her şeyden biraz var gibi onda neyse ki karmaşık ve dağınık değil. Gayet hoş bir modern zaman parfümü diyebilirim.

Hafiften karanlık hissettiren iris çiçeği şaşırtıcı şekilde erkeksi verilmiş. Onu deneyen ya da kullanan çoğu kişinin rahatlıkla seveceğini düşünüyorum. Bu anlamda herkese hitap edebilecek tarzıyla hedef kitlesi geniş bir parfüme benziyor.

Gentleman EDP, tabii ki 1974 yılı çıkışlı ilk Gentleman’a hiç benzemiyor. Eau de Parfum versiyonu eski, tozlu ve nostaljik davranmıyor. Canlı ve dinamik tarzıyla cumartesi akşamı gezmelerine ve gece kulübü partilerine göz kırpıyor. Yeni nesil Gentleman isimli parfümlerin denediğim en iyi örneği Eau de Parfum versiyonu diyebilirim.

Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı fena değil. İlk bir saat etrafa yayılması ve ara ara kendisini size hissettirmesi güzel haber olarak verilebilir. Sonbahar-kış parfümü olduğu açık. Kokusunu sektörün iki önemli ismi Nathalie Lorson ve Olivier Cresp birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7.5

5 Aralık 2021 Pazar

Jean Paul Gaultier – Le Male Le Parfum (2020)

Jean Paul Gaultier’in 1995 yılında dünya parfüm endüstrisine armağan ettiği Le Male’nin modern zamanların kült eserlerinden olduğunu biliyoruz. Şöhretli ve tartışmalı Le Male’nin yıllar içinde bir çok devam kokusu çıktı. Le Male isimli devam parfümlerine 2020 yılında siyah şişesiyle Le Male Le Parfum eklendi.

Son zamanlarda çoğu ana akım markanın popüler parfümlerinin Le Parfum isimli devam kokuları çıkardıklarını görüyoruz. Jean Paul Gaultier’in internet sitesinde Le Male Le Parfum, pek alışıldık olmayan şekilde Eau de Parfum Intense olarak lanse edilmiş. Odunsu oryantal sınıfa dahil edilmiş. İlk Le Male’nin modernleştirilmiş hali olduğundan bahsedilmiş. Yine resmi tanıtımında dört öğe vurgulanmış: kakule, lavanta, iris çiçeği ve vanilya.

Le Male Le Parfum’un açılışı klasik Le Male’ye benziyor. Bir parça nanemsi vanilya ve hafiften çikolatamsı lavanta ilk dakikalarda Le Male ruhunu hissetmenizi sağlıyor. Orta kısımda büyük değişim yaşanmıyor. Lavanta biraz daha hissedilir hale geliyor. Geri planda lezzetli vanilya desteğini devam ettiriyor. Sonlarda lavanta geride kalırken iris çiçeği kremsi ve vanilyayla kapanış yapılıyor.

Le Male Le Parfum, Gaultier’in tanıttığı gibi odunsu oryantal değil de lavantalı, baharatlı vanilya tarafına yakın duruyor. 1995 çıkışlı Le Male’ye tabii ki benziyor. Küçük farklarla abisinden ayrılıyor Le Parfum. Klasik Le Male’de naneli vanilya varken, Le Parfum’de lavanta biraz daha baskın. Le Parfum’un vanilyası daha karanlık ve çikolataya yakın duruyor. Kakule geri planda var fakat baskın rolde değil. İris çiçeği ise onu kadınsı tarafa taşımıyor.

Karşımızda 2020’li yılların modern, tatlı, leziz, vanilyalı trendlere uyan bir arkadaş var. Günümüzün çoğu şekerli, baharatlı, vanilyalı parfümünü andırıyor Le Male Le Parfum. Bu anlamda çok yaratıcı, farklı veya sanatsal değil. Herkesin sevebileceği basit koku formu, Gaultier’in güçlü rakiplerine gözdağı verme amacını taşıyor olabilir.

Le Male Le Parfum’un rakipleri kimler? Versace – Eros,  Armani Code serisi, Victor & Rolf – Spicebomb, Chanel Allure Homme Sport ve diğerleri. Bu sert rakiplerin karşısında şansı yükseğe benziyor Le Male Le Parfum’un. Benim için bir süre sonra tatlılığı fazla geldi ve büyük boy şişesini alacağımı pek sanmıyorum. Yine de yeni nesil güncellenmiş Le Male’nin neye benzediğini merak ederseniz, Le Parfum versiyonu kollarını açmış sizi bekliyor.

Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı yüksek değil. Tam bir sonbahar-kış parfümüne benziyor. Kırk yaş altı genç arkadaşlar severek giyebilir. Kokusunu Quentin Bisch ve Nathalie Gracia-Cetto birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

10 Kasım 2021 Çarşamba

Ermenegildo Zegna – Haitian Vetiver (2014)

Ermenegildo Zegna’nın 2012 yılında başlattığı Essenze isimli parfümleri, markanın özel serisi olarak düşünebiliriz. Yüksek kaliteli içeriklerle niş parfümlere rakip fiyatlara satılan Essenze serisinin kimi kokularının oldukça ilgi çektiğini görüyoruz. Zegna’nın internet sitesindeki 250 dolarlık fiyat etiketi Essenza’ların neredeyse Creed’lerle yarışmaya çalıştığını gösteriyor.

Haitian Vetiver, Essenze serisinin biraz geri planda kalmış eserlerinden birisi. Vetiver merkezli parfümlerin kaderinin çoğu zaman geri planda kalmak olduğunu iddia etmek yanlış olmayabilir. Haitian Vetiver’de kullanılan vetiverin Zegna için Haiti’nin güneybatısındaki Les Cayes’de özel üretildiğini öğreniyoruz. Haitian Vetiver’de ayrıca, diğer Essenze parfümlerinde kullanılan ve Zegna bergamotu olarak bilinen öğe de kullanılmış. Açıklanan notalarındaki en ilginç kısım ise havuç tohumu.

Haitian Vetiver’in ilk saniyeleri tabii ki bizi şaşırtmıyor. Yüksek kaliteli, nemli, taze, köksü ve yeşili andıran temiz vetiver karşımıza çıkıveriyor. Şık ve cansız vetivere orta kısımda biraz iris çiçeği ekleniyor. Parfümün yönünü iris çiçeğine çeviremeyen bu dokunuşun ardından kapanışta kuru paçuli noktayı koyuyor.

Vetiver merkezli parfümlerle aram harika olmasa da kötü de diyemem. Vetiver temalı parfümler genellikle aynı kokar bana ve sıra dışı örnekler dışında temiz, köksü, sabunsu, nemli vetiverle karşı karşıya kalırız. Haitian Vetiver’de gelenek bozulmuyor. Basit, düz, zarif vetiver öğesi çarpıcı ya da yaratıcı değil. Sakin, barışçıl, odunsu sayılabilecek vetiver, bu temanın sevenleri tarafından muhtemelen talep görecektir. Bu tür davranan vetiver parfümlerini hemen her kıyafetle giymek kolaydır ve çoğu ortama uyum sağlar.

Vetiver parfümlerinin bir diğer kaderi ise Guerlain’in efsanevi vetiver parfümüyle kıyaslanmaktır. Haitian Vetiver kimi kullanıcıların belirttiği gibi Guerlain – Vetiver’e benziyor. Oysa Encre Noire gibi daha ilginç vetiver yorumlarına öykünmesini isterdim. Bu haliyle denediğim en şık ve kaliteli vetiver parfümlerinden birisi olduğunu itiraf edebilirim. Büyük boy şişesini almak için peşinde koşmaya ise değeceğini sanmıyorum.

Eau de Toilette formundaki Haitian Vetiver’in performansını beğendim. Kalıcılığı yeterli, tende ise yeterince dirençli duruyor. Erkek kullanımına yakın sayılır. Kokusunu Marie Salamagne ve Harry Fremont’un birlikte tasarladığına yönelik bilgiler var. Aromatik ve neredeyse ferah yapısı düşünülünce ilkbahar-yaz döneminde kullanmanın iyi sonuç vereceğini söylemek isterim.

Koku Güzelliği:10/7

16 Ekim 2021 Cumartesi

Prada – Infusion d’Iris (2015)

Prada’nın 2007 yılında çıkan kadın parfümü Infusion d’Iris, ilk çıktığı dönemde parlamış, sonrasında yıldızı sönmeye başlamıştı. Prada, 2015 yılında Infusion d’Iris’i reformüle edip tekrardan piyasaya sürdü.

2015 yılı çıkışlı Infusion d’Iris, Prada’nın internet sitesinde turunçgil çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Resmi tanıtımında “Değerli ve bulunması zor Les Infusion De Iris, İtalyan mandalinası, tunus nerolisi, galbanum, orris, sedir ağacı, benzoin ve tütsü temel notalarının karışımıyla irisin şehvetli yorumudur” cümlesiyle lansmana çıkmış. Açıklanan notalarında en ilgi çekici öğe sakız ağacı teması denebilir.

Parfümün ilk saniyelerinde sabunsu ve damla sakızını andıran tozlu turunçgiller bizi karşılıyor. Açıklanan notalarında mandalina ve neroli var ki ilk saniyelerdeki ferah sayılamayacak turunçgillerin kaynağı muhtemelen bu notalar. Orta kısımda sabunsuluk devam ederken bu sefer tozlu iris çiçeği partiye katılıyor. Geri planda yüksek ihtimalle vetiver bulunuyor ama açıklanan notalarında yer verilmemiş. Sonlarda odunsu yapıyla kapanış yapılıyor.

Infusion d’Iris, basit, sakin, yumuşak ve barışçıl bir parfüm. Derin değil, karmaşık davranmıyor, rahatsız etmiyor. Fazlasıyla durgun, iddiasız, uysal ve hatta huzurlu denebilir. Onun hareketsiz ve pasif kokusu bir süre sonra konforlu hale de gelebilir uyuşuk da hissettirebilir. Bu anlamda düz çizgide devam eden sabunsu-çiçeksi kadın parfümü arıyorsanız şık ve kaliteli seçim olacaktır.

Kimi kullanıcıların yeni yıkanmış kıyafet kokusuna benzettiği Infusion d’Iris, temizlik hissi veren genel yapısıyla beyaz gömlek üzerine sıkılabilecek en hoş eserlerden birisi.

Eau de Parfum olmasına rağmen performansı kötü ne yazık ki. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı zayıf. Ilık ilkbahar günlerine daha çok yakışacağını sanıyorum. Kokusunu Daniela Andrier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

25 Mayıs 2021 Salı

Chanel – Bois des Iles (1926)

“Kükreyen Yirmiler (Roaring Twenties), batı toplumunda ve batı kültüründe 1920’li yıllara işaret eder. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da, özellikle de Berlin, Chicago, Londra, Los Angeles, New York, Paris ve Sidney gibi büyük şehirlerde belirgin kültürel üstünlüğe sahip ekonomik refah dönemidir. 1922’de Paris’te “Bœuf sur le Toit” kabaresi açıldı ve hemen gece hayatının merkez üssü oldu. Dumanlı, bohem atmosferinde Flappers, Charleston ve Black Bottom’da doğaçlama caz müzikleriyle dans edildi. Kükreyen Yirmili yılların geceleri, caz ve java müziğinin ritmine göre hareket ediyordu. Bu egzotik enerji dalgasından ilham alan Coco Chanel, sizi egzotik çiçekler ve afyonlu kokularla dolu uzak adaların sakin, bilinmeyen sularına götüren duyusal ve baharatlı Bois des Iles’i piyasaya sürdü.”

Chanel’e göre kadınlar için tasarlanan ilk odunsu parfüm Bois des Iles, kokular evreninin önemli klasiklerinden birisi olarak tarihteki yerini aldı. Chanel’in bu ünlü kadın parfümü, ilerleyen yıllarda tabii ki reformülasyonlar geçirdi. Chanel’in internet sitesinde Bois des Iles için sandal ağacı, ylang ylang ve tonka fasulyesi notaları öne çıkarılmış.

Bois des Iles’in açılışı tatlı ve eski meyvelerle gerçekleşiyor. Tozlu şeftali ve neroliyi andıran meyvelere tabii ki aldehitler eşlik ediyor. Orta kısımda meyvemsilik devam ederken, çiçekler karşımıza çıkıyor. İris çiçeği ve gülü andıran çiçeklere sanki menekşe de destek veriyor. Sonlarda harika sandal ağacı, vanilya ve meşe yosunu sizi mest ediyor.

Bu parfümün 1920’li yıllardan günümüze geldiğini biliyoruz. Kokusal anlamda kullandığım çok eski ve tarihi parfümleri hem andırıyor hem de günümüzde kullanıma yakın duruyor. Parfümün üzerinde baştan sona dolaşan sabunsu-pudralı aldehitler onu, 1920’lere geri götürüyor. Oysa neredeyse baharatlı ve hatta şaşırtıcı şekilde dumansı tütünsü (umarım yanılmıyorumdur) tarafı 1980’li yılların erkek kokularını bile hatırlatıyor. Hatta çoğu kullanıcının Bois des Iles’i, Chanel’in ünlü erkek parfümü Egoiste’ye benzetmesi yeterince enteresan. Kullanım döneminde ben de azıcık benzerlik hissettim Egoiste ile Bois des Iles arasında. Hatta bazı parfüm severlerin Bois des Iles’i, Guerlain’in Samsara’sına benzetmesi daha da ilginç. Evet, Bois des Iles’de sandal ağacı var ama Samsara’daki kadar yoğun ve burun yakıcı olarak kullanılmamış.

Bois des Iles, çok güzel bir Chanel parfümü. Tabii ki kadın kullanımına yakın. Yüksek kaliteli ve nostaljik kokuyor. Bu haliyle yirmili yaşlarındaki hanımefendilerden ziyade, kırk yaş ve üzeri kadınlara uyum sağlayacağını düşünüyorum. Derin ve retro kokusu, denemeye değer.

Efsanevi parfümör Ernest Beaux’un tasarladığı Bois des Iles’i sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak iyi fikir. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı ilk saniyeleri saymazsak biraz düşük kalıyor.

Koku Güzelliği:10/7.5

30 Nisan 2021 Cuma

Guerlain – Mon Guerlain (2017)

Guerlain’in yeni kadın parfümü, markanın kendi ismini taşıyor ve ilhamını ünlü oyuncu Angelina Jolie’den alıyor. Guerlain’in modern parfüm trendlerine uyum sağlaması amaçlanan yeni kadın parfümünün, popüler aktrisle tanıtılması kendi içinde tutarlı görünüyor.

Guerlain’in internet sitesinde Mon Guerlain kısaca şöyle tanıtılmış: “Angelina Jolie’den esinlenen Mon Guerlain, günümüzün güçlü, özgür ve şehvetli kadınsılığına övgüdür.”

Mon Guerlain’in açılışı tatlı ve yeşil temayla gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki tatlı, yeşil lavanta hiç fena değil. Orta kısma geçildiğinde tatlılık, şekerliliğe doğru eviriliyor. Orta bölümde lavantaya tatlı tonka fasulyesi ve vanilya eşlik ediyor. Hatta lavantayı eziyor bile denebilir vanilya. Orta notalarda lavantanın yerini bir parça gül, yasemin ve geri planda iris çiçeği alıyor. Sonlarda tatlı vanilyaya odunsu notalar ekleniyor.

Mon Guerlain, yeni nesil parfümlerde rastladığımız, bolca tatlılık içeren çiçeksi vanilya tarafına yakın duruyor. Şekerli ve neredeyse tozlu vanilyaya eşlik eden lavanta fazlaca baskın ya da ağır değil ki benim için iyi haber. Orta bölümdeki kadınsı sayılabilecek çiçeksi yapı fena değil. Sonlardaysa benzersiz olmayan tema tercih edilmiş.

Markanın ismi Guerlain olunca daha bir dikkat kesiliyoruz ve beklentimiz artıyor. Bu şöhretli parfüm markası, modern koku trendlerine uyumlu ortalama kalitede parfüm meydana getirmiş. Kokusal anlamda farklı ya da ilginç değil. Modern kadın parfümlerindeki şekerli vanilya, Mon Guerlain’de tekrar edilmiş. Bu anlamda küçük hayal kırıklığı yaşatıyor. Benzerine çokça rastlanabilecek çiçeksi vanilya için bu tek düze eseri tercih etmeli misiniz, karar sizin. Eğer bu tarz kadın parfümlerine meraklıysanız tabii ki deneme listenize alabilirsiniz fakat dünyayı sarsacak bir parfüm değil ne yazık ki.

Güvenli sayılabilecek ve deneyen çoğu kişinin sevebileceği Mon Guerlain, Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı harikalar yaratmıyor. Tam bir kış parfümü. Kokusunu Thierry Wasser tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

27 Kasım 2020 Cuma

Prada – L’Homme Intense (2017)

Prada’nın 2016 yılı çıkışlı Prada L’Homme ve Prada La Femme parfümleri, markanın oldukça önem verdiği eserlere benziyor. Etkili kampanyalarla tanıtılan yeni Prada’ların devam parfümleri gelmeye devam ediyor. Henüz 2016 yılı çıkışlı olmalarına rağmen onu geçmiş durumda yeni Prada L’Homme ve La Femme serisi. Yakın zamanda denediğim ve pek sevemediğim serinin ilk erkek parfümü L’Homme’den sonra şimdi de 2017 yılı çıkışlı L’Homme Intense ile tanıştım bir süre önce.

Prada’nın internet sitesinde L’Homme Intense’nin tanıtımının şu cümlelerle yapıldığını görüyoruz: “Prada L’Homme Intense, erkek kimliğinin çok yönlülüğünü ifade eder:  Kokunun kalbinde bulunan amber, paçuli, iris ve tonka fasulyesi notaları, Prada erkeğinin sonsuz yönlerini vurgular.” Resmi olarak açıklanan notalarıysa şunlar: Amber, paçuli, sadal ağacı, tonka fasulyesi.

L’Homme Intense’nin başlangıcı çikolatamsı, tatlı, lezzetli iris çiçeğiyle gerçekleşiyor. Modern ve gayet başarılı açılışından sonra ilerleyen saatlerde tonka fasulyesinin eşlik ettiği koyu sayılabilecek paçuli karşımıza çıkıyor. İris çiçeğinin geri planda destek verdiği orta kısımda deriyi de algılayabiliyoruz. Orta bölüm çok hoş. Sonlarda modern tatlılık devam ediyor. Sandal ağacı ve amberli kapanışı hiç fena değil.

Karşımızda yeni nesil erkek parfümlerinin tipik örneği var. Ayarında verilmiş tatlılık, çikolatamsı tonka fasulyesi, vanilya, deri, iris çiçeği ve sıcak baharatların karışımından oluşuyor. Görüleceği üzere 2020’li yılların ana akım erkek koku trendleri haline gelen notaların çoğu L’Homme Intense’nin içerisinde var. İşin güzel tarafı yapaylığa yer verilmeden ve bıktırıcı şekilde şekerli olmadan bu öğelerin hepsini başarılı şekilde harmanlamış parfümör Daniela Andrier. Ne iticilik var ne aşırıya kaçma var ne de kalitesizlik hissiyatı mevcut.

Leziz mi leziz L’Homme Intense, herkesin sevebileceği, orta yolu takip eden, kadınlardan övgüler alacağınız, günlük kullanıma ve iş-ofis-resmi ortamlara uyabilecek çok yönlü kokuya sahip. Onu koklayıp da nefret edecek kişi sayısı az olacaktır. Kimi kullanıcıların bu parfümü Dior Homme’ye benzetmesini anlıyorum çünkü ikisinin içeriğinde iris var. Oysa Dior Homme, pudramsı makyaj malzemesi-ruj-deri gibi kokarken, L’Homme Intense daha karanlık, çikolatamsı sıcak davranıyor. Dior Homme Intense’ye daha yakın L’Homme Intense’nin genel yapısı.

2016 çıkışlı ilk L’Homme’yi hiç sevememiştim fakat Intense versiyonu çok hoş olmuş. İki parfümün benzer yönleri olsa da Intense kesinlikle birkaç gömlek üstün koku güzelliği, yaratıcılık ve kalite anlamında. Biraz Roberto Cavalli Uomo’ya benzettiğim L’Homme Intense, ilk dakikalarda azıcık Thierry Mugler – A Men’e de benziyor.

Eau de Parfum formundaki L’Homme Intense’nin kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Performans anlamında bence yeterli. Tam bir kış parfümü olduğunu düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7.5

2 Temmuz 2020 Perşembe

Blend Oud - Tupai Love (2019)

Tupai, Büyük Okyanus’ta bulunuyor ve Fransa’ya bağlı adalar topluluğu Fransız Polinezyası’nda yer alıyor. Ada hatta küçük bir mercan adası olan Tupai’nin son yıllarda evlenmek için gelen çiftler tarafından tercih edildiğini öğreniyoruz. Okyanusun ortasındaki bu minicik mercan adası, İtalya merkezli yeni sayılabilecek niş parfümevi Blend Oud’a ilham vermiş.

Blend Oud’un Voyage koleksiyonuna ait Tupai Love, kendi internet sayfasında çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Açıklanan notalarında iris, artemisya, yasemin, karabiber ve elemi gibi birbirinden oldukça farklı öğelerden bahsedilmiş. Tupai Love’un açılışı plastiğimsi odunsularla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında turunçgiller ve yasemin görünüyor ama durum pek öyle değil. Plastiğimsi garip öd veya sedir ağacını andıran yapıdan sonra orta kısma geçiliyor. İlk yarım saatten sonra iris çiçeği kendisini göstermeye başlıyor. Arka plandaki plastiğimsi odunsuluk devam ederken, ufak çaplı karabiber algılanıyor. Orta bölümde Arabik olmayan gül de bulunuyor. Orta notalarda artemisyadan bahsedilmiş ama pek algılayamadım. Sonlarda büyük değişim yok. Odunsulara eşlik eden vanilyayla birlikte misk etkili denebilir.

Tupai Love, Blend Oud’un da dediği gibi çiçeksi bir parfüm. Şekerli çiçeksilerden sonra en güçlü aktör odunsular ve reçinemsilik. Buradaki çiçekler kadınsı beyaz-sarı çiçekler kıvamında değil. Unisekse yakın odunsuların egemenliğindeki çiçekler kaliteli ve tanıdık, diğer taraftan steril/kontrollü yapaylığa sahip. Başlangıçtan sona kadar tanıdık kokular burnunuza geliyor hatta bazen meyveler de bulunuyor mu diye düşünmedim değil.

Tupai Love, ilhamını tropikal mercan adasından almış fakat kokusu ferah, okyanus, iyotlu deniz veya hindistan cevizi temalarını barındırmıyor. Hafiften sıcak ve egzotik kokuyor ne tam turunçgilli ne baharatlı ne de meyveli. İlk kullanımda biraz yadırgıyorsunuz, ilerleyen günlerde alışabiliyorsunuz. Yine de ona aşık olduğumu hiç sanmıyorum.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında diyebilirim. Serin günlerin kokusu bence. Günlük kullanıma uyabileceğini düşünüyorum. Hem erkekler hem de kadınlar rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6

22 Haziran 2020 Pazartesi

Franck Boclet – Icon (2018)

Franck Boclet’in Rock&Riot Black serisine ait Icon isimli parfümü zarif çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Markanın internet sitesinde Icon şu cümlelerle tanıtılmış: “Kahraman kadına övgü gibi, 1980’li yılların Rock müzik ikonları gibi, çıplaklığa ve saflığa sahip kadının heykeli gibi Icon, üst notalarda misket limonu ve greyfurt notalarıyla tensel harmoniye sahiptir. Sonrasında çok çiçeksi notalardan süsen (iris), menekşe, gül ve nemli meyveler bulunur. Misk, vanilya gibi oryantal notalarla baharatları çağrıştıran karanfil temasıyla alt notalar yüceltilmiştir.”

Icon’un açılışı şekerli turunçgiller ve pudralı tozlu yapıyla gerçekleşiyor. Tatlı meyvelerin devamında kendisini hissettirdiği parfümün orta kısmında menekşe-süsen çiçekleri başrole geçiyor. Bir parça pudralı gülün de hissedildiği orta kısım kadınsı denebilir. Sonlarda vanilya ve miske eşlik eden tatlı çiçekler parfümün en sevdiğim yeri oluyor.

Icon, kimi kaynaklarda uniseks olarak sunulsa da resmi tanıtımındaki kadınlara yönelik güçlü vurgudan anlıyoruz ki o kadın parfümü. Sadece tanıtımından değil, kokusundan da anlaşılıyor onun feminen tarafı. Parfümün genelinin şekerli, pudralı meyveli-çiçeksi temaya yakın durduğunu düşünebiliriz. Kimi kullanıcıların meyveli sakızlara benzettiği Icon’un kokusu, menekşe-gül-süsen çiçeği etrafında dolanıyor. Tabii ki şekerli meyveleri de unutmamak gerekiyor.

Icon bu haliyle kimi zaman eski-tozlu pudralı kadın parfümlerini çağrıştırırken, bazen de modern şekerli genç kız parfümlerini anımsatıyor. Franck Boclet’in Rock&Riot serisindeki birçok parfümün benzer tozlu-pudralı temayı yansıttığını biliyoruz. Icon da bu geleneği bozmuyor. Kör alışa uygun olmayacak tarzıyla, herkese hitap etme olasılığı düşük denebilir. Hele ki benim için fazlaca kadınsı ve pudralıydı. Pek anlaşamadık Icon ile.

Exrait de Parfum formundaki Icon, kalıcılık olarak iyi ama etrafa yayılımı beklediğim kadar güçlü değil. Sonbahar-kış dönemine yakın duruyor. Üst yaş grubu kadınlar kullansa daha iyi olabilir.

Kokusunu Bruno Herve tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

7 Haziran 2020 Pazar

Jean Charles Brosseau – Ombre Rose (1981)

“Paris Yüksek Moda okulundan mezun olan Jean-Charles Brosseau kendi markasını yarattı ve 1955’te Paris’te Rive Gauche’de modaevini kurdu. 1970 yılında Paris’teki salonunu, moda tasarımcılarının yeni trendi haline gelen Place des Victoires’a taşıdı. 1981’de Fransa, ABD, Orta Doğu ve Uzak Doğu’da hızla en çok satan haline gelen ilk parfümü Ombre Rose’u yarattı.

Ombre Rose, artık yüksek parfümerinin klasiklerinden kabul ediliyor ve haklı olarak şimdiye kadar ki en iyi kokuların arasında kendisine yer buluyor: Chanel – No.5 , Guerlain – Samsara, Yves Saint- Laurent, Dior – Diorissimo, Nina Ricci – L’Air du Temps ve Balenciaga – Le Dix.”

Jean-Charles Brosseau markasının internet sitesinde, kısa tarihi böyle anlatılıyor ünlü modaevinin. Ombre Rose isimli parfüm, markanın en önemli eseri olarak öne çıkıyor. Ayrıca parfüm endüstrisinde kadın kokuları arasında klasikleşmiş eserlerden olduğu söylenebilir. Ombre Rose, yine markanın internet sitesinde basit, sade ve zamansız olarak tanıtılmış. Bu tozlu, şehvetli kombinasyonun ilk kısmı, kibar, orijinal tavrıyla kadınları büyülediğinden bahsedilmiş. İncelik ve klasik zarafetin kişisel cazibeyle rekabet ettiği yaşam tarzına aşina olan tüm kadınları memnun ettiğinden de dem vurulmuş.

Ombre Rose’nin açılışı tatlı, tozlu ve nostaljik pudramsı hissiyatla gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında bulunan aldehitler, ilk dakikalardaki pudralı, orta yaş üzeri kadın kokusu temasını güçlüce hissettiriyor. Orta bölümde tozlu ve eski yapı devam ediyor. Orta notalarda kremsi ve tatlı gül ile iris çiçeği partiye katılıyor. Orta kısımdan itibaren tozlu, pudralı gül kokusuna doğru evriliyor. Sonlarda gül yine algılanıyor. Pudramsılık neyse ki kapanışta azalıyor. Misk burada daha etkili. Bir parça sandal ağacının algılandığı alt notalarda tatlılık azalıyor. İris çiçeğinin artmasıyla şık ve olgun kadın parfümüne dönüşüyor.

Ombre Rose’nin ismine binaen, gül kokan kadın parfümü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Buradaki gül yeni nesil modern kadın parfümlerindeki gül temasına hiç benzemiyor. Ombre Rose’nin gülü, ağır derecede pudralı, fazlasıyla süslü, modası geçmiş ve başlarda fazlaca tatlı denebilir. Bugün Ombre Rose’u denettiğiniz çoğu kadının onu kendisine yakın bulamayacağı iddia edilebilir. Oldukça baskın pudralı, makyaj malzemesi algısı yaratan ana yapı, büyük değişim geçirmeden sonlara kadar geliyor. Bu anlamda tekdüze koktuğunu söyleyebilirim.

Ombre Rose, elli yaşın üzerindeki kadınlara hitap edebilecek, modern olmayan, 1970’li yılların trendlerini çağrıştıran, kaliteli, süper-feminen, nostaljik, anaç, frapan bir parfüm. Günlük spor kıyafetler onun için uygun olmayabilir. Kullanım alanı dar olmasına rağmen eğer Chanel – No.5, Guerlain – Samsara veya L’Heure Bleue gibi parfümleri seviyorsanız Ombre Rose çok sağlam bir seçenek. Her ne kadar genel tarzı bana uymasa da, tarihi öneme sahip klasik ve ikonik kadın parfümleri arasında Ombre Rose her zaman olacaktır, buna şüphe yok.

Kullandığım Eau de Parfum versiyonuydu. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı güçlü değil ne yazık ki. Sonbahar-kış dönemi için düşünülebilir. Kokusunu Francoise Caron tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

31 Temmuz 2019 Çarşamba

Baldi – Ametista (2013)

İtalya merkezli iç tasarım markası Baldi için 2013 yılında hazırlanan dört parfümlük koleksiyonunun geçtiğimiz haftalarda ilkini yani Lapislazzuli’yi denemiştim. Sıra Baldi’nin diğer parfümü Ametista’ya geldi. Baldi için tasarlanan dört parfüme de Enzo Galardi imza atmıştı. Enzo Galardi, İtalya’nın önemli niş parfüm markalarından Bois 1920’den tanıdık geliyor bize. Bois 1920’nin 2005 yılından itibaren piyasaya sürdüğü birçok parfümün geri planında Enzo Galardi bulunuyor. Ayrıca Odori markasıyla da farklı koku deneyimleri sunuyor niş parfüm meraklılarına. Arada da Baldi gibi firmalara dışarıdan parfüm üretimi yapıyor anladığımız kadarıyla.

Ametista’nın resmi numunesinin üstündeki tanıtım cümlelerine göre parfümün içeriğinde daha önce hiç duymadığım bir nota olan Litsea Cubeba var. Tam Türkçe karşılığı var mı emin olmamakla birlikte bazı yerlerde dağ biberi olarak geçen Litsea Cubeba’nın, Lauraceae familyasında 5-12 metre yüksekliğinde yaprak dökmeyen bir ağaç veya çalı olduğu ve Çin, Endonezya, Tayvan ve Güneydoğu Asya’nın diğer bölgelerinde yetiştiğini öğreniyoruz. Bu çalıdan yapılan May Chang yağının, hafif, tatlı ve şerbetli kokusu ile güçlü bir meyve aromasına sahip olduğunu modern aromaterapide moral ve motivasyonu arttırmak, gerginliği ve sinirleri yatıştırmaya yardımcı olmak amacı ile kullanıldığını da bilmiyordum tabii ki. Bakalım parfümün genelinde bu duruma rastlayacak mıyım?

Ametista’nın açılışı tatlı ve neredeyse şekerli meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yeşil limon, bergamot, portakal gibi ferah notalar olmasına rağmen, üst notalar şeftali-erik gibi olgun meyveleri hatırlatıyor. Lezzetli ve kaliteli üst notalarını sevdim. Orta bölümde şekerli meyveler konsepti devam ediyor. Orta kısmında pudralı hissiyat biraz artıyor. Her ne kadar resmi olarak açıklanan notalarında menekşe varsa da iris çiçeği algısı hissediyorum ciddi anlamda. Orta notalar pudralı, şekerli meyveler ve iris çiçeği ekseninde ilerliyor sanki. Kapanışta kremsi vanilya ve odunsu notalarla tenden ayrılıyor Ametista.

Karşımızda modern, lezzetli, şekerli, meyveli, kremsi, vanilyamsı menekşe-iris kompozisyonu var gibi. Şekerli kremsi vanilya ve pudramsı hissiyatla birlikte kadın kullanımına yakın duruyor. Parfümün tekdüze ilerleyişiyse pudralı, rujumsu meyveleri andırıyor. Bu tarz parfümlerin en müthiş örneklerinden Dior Homme ilk anda aklıma geliyor. Ametista ile Dior Homme’nin büyük benzerlik taşıdığını söyleyemesem de “ruj, kozmetik ürünü, makyaj malzemesi çantasının içi” teması anlamında yakın kurgu taşıdığını düşündürtüyor. Dior Homme oldukça karanlık ve deri kokusuna sahip. Ametista ise tatlı şeftali-böğürtlen meyvelerini merkeze almış gibi. İki parfümün de pudralı yapısı benziyor. Ametista en çok Putain des Palaces’e benziyor sanki. Gerçi Ametista’da deri yok ama benzer meyveli-pudralı tema Putain des Palaces’e ışınladı beni adeta. Ha bir de Histoires de Parfums’ün 1889 Moulin Rouge’sini ciddi anlamda akla getiriyor kokusal bakımdan.

Ametista, kadın kullanımına yakın, modern bir arkadaş. Kimi kaynaklarda meyveli şipre olarak sınıflandırılmış. Şipre kısmına katılamasam da bu leziz meyveli parfüm, hem gayet kaliteli hem de ne yazık ki tatlılığı ilerleyen günlerde bıktırıcı oluyor. Son yıllarda fazlasıyla şekerli parfümlere maruz kaldım. Sanırım artık bu tür parfümler itici oluyor zihnimde. Keşke tatlılığı biraz daha az olsaymış ve mayhoş meyvemsi tarafı öne çıkarılsaymış müthiş bir eser ortaya çıkabilirmiş. Bu hali bile gayet güzel Ametista’nın.

EDP formundaki parfümün kalıcılığı fena değil fakat etrafa yayılımı ilk on beş dakikadan sonra oldukça zayıflıyor ve konforlu ten kokusuna dönüşüyor. Çok sıcak yaz günleri dışında her zaman kullanılabilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

21 Mayıs 2019 Salı

Chloe – Love (2010)

Fransa merkezli modaevi Chloe’nin parfüm serüveni genişleyerek devam ediyor. Dünya çapında kadınlardan büyük beğeni toplayan parfümleriyle Chloe, ciddi anlamda yatırım yapmaya başladı parfümeri sektörüne. 2019 yılının mayıs ayı itibariyle otuzdan fazla parfüm seçeneğiyle rakiplerine direnen Chloe’nin ilginç tarafı hiç erkek parfümüne sahip olmaması. Sadece kadın parfümleri üreten Chloe’nin 2010 yılında başlayan Love isimli parfümleri, yerlerini 2014 yılından itibaren Love Story’lere bıraktı. 2010 çıkışlı Love, en ez Love Story kadar ilgi görmüştü.

Çiçeksi odunsu miskli olarak sınıflandırılan Love’un açılışı portakal çiçeğiyle gerçekleşiyor. Tatlı ve modern çiçeksi açılışı pek ferah sayılmaz. Orta kısma geçildiğinde portakal çiçeği ortadan kaybolurken, kadınsı çiçeklerin ağırlığı artıyor. Sabunsu çiçeklerden iris ve sümbülü ayırt edebiliyorum. Love’un açıklanan notalarında leylak ve mor salkım da buluyor. Sabunsu orta kısım zaman zaman pudralı tarafa doğru da yöneliyor. Kapanışta çiçekler hala varlığını devam ettiriyor. Misk, böylesine çiçeksi bir parfümün kapanışına rahatlıkla uyum sağlıyor.

Love, safkan bir kadın parfümü. Başından sonuna kadar feminen duruşunu değiştirmiyor. Sabunsu hatta pudralı çiçek kokusu denebilir Love için. Çoğu kullanıcı iris çiçeğini öne çıkarsa da leylak, sümbül ve parfümlerde pek rastlamadığımız mor salkım da anlaşılan ana yapıya güçlüce destek veriyor. Miskin verilişini ise pek başarılı bulmadım ne yazık ki.

Love’un resmi olarak açıklanan notalarında iki ilginç sayılabilecek öge var: talk pudrası ve pirinç. Hadi pudra temasının birçok kadın parfümünde kullanıldığını biliyoruz ama pirinç neden eklenmiş nota listesine anlayamadım. Love’un pirinç gibi kokmadığına eminim. Daha çok gül benzeri çiçekleri andırıyor Love’un ana gövdesi.

Sonuç olarak tahmin edersiniz ki benim için fazlaca çiçeksi ve fazlaca kadınsı bir arkadaş Love. Erkek tenimde tabii ki pek iyi durmadı ama doğru kadında ve doğru yerde hoş ve çarpıcı olacağını sanıyorum. Kimi yorumcuların eski kadın parfümlerine benzettiği Love, biraz üst yaş gruplarına yakın gibi duruyor. On sekiz yaşındaki genç hanımefendilerden ziyade, otuz yaş ve üzerindeki kadınlara uyum sağlar sanki.

Kalite anlamında harikalar yaratamasa da performans kısmında iyi iş çıkarıyor. EDP formunda. Kalıcılığı gayet yeterli. Etrafa yayılımı ilk yarım saat yüksek. İlkbahar-sonbahar döneminde kullanmaya daha yakın gibi geldi bana.

Bir Chloe parfümünü daha kendime yakın bulamadım ne yazık ki. Oysa kokusunu, oldukça popüler olmuş parfümlere imza atan Louise Turner ve Nathalie Gracia-Cetto birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

29 Aralık 2018 Cumartesi

Giorgio Armani – Armani Eau de Nuit Oud (2016)

İlki 1984 yılında piyasaya sürülen Giorgio Armani’nin klasik erkek parfümü Armani Eau Pour Homme, kokular dünyasındaki eşsiz yerini hala koruyor. 1980’li yılların bu başarılı klasiğinin 2010’lı yıllarda devam parfümleri gelmeye başladı. Armani Eau serisinin son üyesi 2016 yılında raflardaki yerini aldı. Öd temalı yeni Armani’nin ismi Armani Eau de Nuit Oud olarak karşımıza çıktı ve erkek kullanımına yönelik olarak pazarlandı.

Anlaşılan o ki Giorgio Armani, parfümcülüğün son yıllarda parlayan yıldızı öd esansına yatırım yapıyor. Tabii bu alandaki rekabetten geri kalmaması gerektiğinin de farkında muhtemelen. Versace, Hugo Boss ve diğer ana akım markaların öd temalı parfümlerine bir cevap olarak görebiliriz Armani Eau de Nuit Oud’u. Giorgio Armani’nin internet sitesinde “zarif, yoğun, bağımlılık yaratan” olarak tanımlanmış ve oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış. İtalyan şıklığını yansıttığı söylenmiş ve iris çiçeğiyle odunsu notalar vurgulanmış.

Armani Eau de Nuit Oud’un açılışı tatlı gül/baharat ve öd ağacıyla gerçekleşiyor. Leziz baharatlardan biber öndeyken, gül gayet doğal ve baş döndürücü verilmiş. Orta kısımda gülün etkisi bir parça azalırken baharatlar varlığını devam ettiriyor. Kakule orta notalarda ağırlığını arttırırken ona safran eşlik etmeye başlıyor. Tabii öd ağacı da geri planda destek veriyor bu ikiliye. Kapanışta safran yok, az miktarda baharat var. Bir parça iris çiçeği ve tonka fasulyesiyle hoş bir kapanış yapıyor.

Armani Eau de Nuit Oud, ismindeki öd ağacının hakkını veriyor kokusunda. Parfümün genelinde öd ağacı, gül, baharatlar ve safranın etkisi oldukça fazla. Ara ara devreye giren iris çiçeği hoş bir sürpriz olarak kompozisyondaki yerini alıyor. Açılışını sevdim, orta kısımdaki safranı tabii ki sevemedim sonlarını başarılı buldum.

Kalite anlamında fena yerde durmuyor Armani Eau de Nuit Oud. Öd ve safran kullanımını başarılı bulmadım, gül, biber ve irisin verilişini sevdim. Tabii ki birçok öd merkezli parfüm gibi karanlık, koyu ve baskın temaya sahip. Parfümün genelinde ödün verdiği sıcaklık hissediliyor. İris ve safran parfüme çiçeksi hava katsa da burada kadınsı çiçeksilikten bahsetmek mümkün değil.

Son olarak Armani Eau de Nuit Oud’u çok sevdiğimi söyleyemem. Biraz Montale’nin parfümlerindeki öd kullanımına benzettim buradaki ödün verilişini. Bence bir şişesini almaya değmez ama tabii ki seçim sizin. Denemeden almayın derim.

EDP formundaki parfümün performansı sınıfta kalıyor. Etrafa yayılımı düşük, kalıcılığı idare eder. Her ne kadar erkek kullanımı için piyasaya sürüldüyse de kadınlar şans verebilir tabii öd temasını seviyorlarsa. Tam bir kış parfümü olduğunu sanırım söylememe gerek yok. Günlük kullanıma da gece çıkmalarına uyum sağlayabilir.

Koku Güzelliği:10/6