Penhaligon’s –
Sartorial (2010)
1821
yılında Walter Norton isimli erkek terzisi, Londra'nn merkezinde ilk mağazasını
açar. Londra'nın işlek bir caddesi olan Strand'da iken, işlerini büyütür ve bir
süre sonra Londra'nın en tanınmış erkek terzilerinden olur. 1800'lu yılları
gözümüzün önüne getirdiğimizde bugünkü gibi yüksek kapasiteli sanayi üretimi ve
tekstil fabrikaları olmadığını düşünürsek, o zamanın kalburüstü erkeklerinin
hepsi bu tür özel sipariş üzerine çalışan terzilerin müşterileriydi.
Markalarının
ismini kurucusundan esinlenerek Norton & Sons koydular. 1860'lı yıllarda,
ikinci adresleri olan Savile Row'a taşındılar. Savile Row, o dönemin erkek kıyafetleri
satan mağazalarının en önemli merkeziydi. Tabii 2014 yılında artık o eski
popülaritesi kalmasa da, İngiliz yakın tarihi için mihenk taşlarından birisi
Savile Row.
1820'li
yıllardan 2010'a geldiğimizde ise pek de alışık olmadığımız bir şey oldu.
İngiltere'nin tarihi niş parfümevi Penhaligon's, bir başka İngiliz ikonu haline
gelen Norton & Sons'dan esinlenerek bir parfüme imza attı. Bu parfümün
kompozisyonu için ünlü parfümör Bertrand Duchaufour ile işbirliği yapmaya karar
verdiler. Bay Duchaufour, ünlü Norton & Sons terzisinin atölyesini dolaştı,
bir tarihe tanıklık etti, belki de oranın kokusunu bol bol içine çekti. Ve
hafızasında kalanları not aldı.
1820'li
yıllardan günümüze gelen bir terzi atölyesi nasıl kokar? Bir fikriniz var mı? Açıkçası
benim yok. Belki tahmin edebiliriz, hayalimizde canlandırabiliriz. İşte bu zor
görevi Bertrand Duchaufour gerçekleştirecekti 2010 yılında. İlhamını Norton
& Sons'tan alan Sartorial, markanın yeni sayılabilecek parfümü olarak
raflardaki yerini aldı.
Sartorial,
markanın "yeni nesil erkek parfümü" olarak tanıtılıyor. Parfümün
"klasik erkeksi koku ailesi olan fujerin yeni ve çağdaş yorumu"
olduğunun altı çiziliyor. Sartorial'in meşe yosunu, lavanta ve tonka fasulyesi
gibi geleneksel notalar ile odunsuluk, metalik ve ozonik efektin, deri, menekşe
yaprağı, bal ve baharatların karışımından oluştuğu vurgulanmış. Özetle
Sartorial'ın, eski tarz erkeksi fujer karakterinin modern hale getirildiği
söylenmek istenmiş. Buradan erkeksilik vurgusunun güçlü olduğu ve onun gerçek
bir centilmen parfümü olduğu sonucu çıkarılabilir tanıtımlardan.
Artık
geçelim detaylara. Sartorial'ı üzerime sıktığımda beni tanıdık bir koku
karşılıyor. Sanırım bir çok yorumcu haklı çünkü Faberge'in ünlü Brut'u parfüm
vardır. İşte karşımda neredeyse Brut'ün hayaleti dolaşıyor. İlk saniyelerde çok
erkeksi, biraz sert ama aynı zamanda aromatik bir koku beni karşılıyor. Üst
notalarda baharatlar (karanfil ağırlıklı karabiber ve kakule), resmi tanıtımda
bahsedilen tuhaf metalik koku ve biraz menekşe algılayabildiklerim arasında.
Çok hareketli ve zengin üst notalara sahip. Kaliteli, karmaşık ve retro.
Herşeye rağmen başlangıcını sevemedim bir türlü. Orta bölüme geçildiğinde koku
formu daha sakinleşiyor, efendileşiyor, olgunlaşıyor ve ağır abi oluyor. Orta
notalarda başlangıçtaki karmaşanın yerini dinginlik alıyor. Burada lavantanın
rolü çok büyük. Evet orta kısmın ana oyuncusu lavanta. Caron Pour Homme'u
andıran eski lavantaya tatlı olmayan kuru baharatlar eşlik ediyor. Harika bir
sürpriz ile meşe yosunu ortaya çıkıyor ve lavantanın yanında savaşa katılıyor.
En büyük şaşkınlığı ise anasonla yaşıyorum. Orta bölümde lavantanın hemen
yanındaki anason, parfümü neredeyse bizim milli içkimiz "rakıya" yaklaştırıyor.
Orta kısım hala derin, yüksek kaliteli ve neyse ki başlangıcına göre çok daha
sevilebilir. Geleyim kapanışa. Alt notalar büyük oranda orta bölümün kopyası.
Derinlerden amber, reçinemsilik, balmumu, deri ve bal hissediliyor ek olarak.
Son kısmını da sevdim Sartorial'ın.
Yukarıda yazdığım kokunun analiz paragrafının ne kadar uzun olduğunu farkediyorum
aniden. Çünkü Sartorial çok detaylı, bol notalı, zengin, fazla ve farklı
çağrışımlı, ilginç bir parfüm. Penhaligon's'un resmi tanıtımındaki cümlelerin
doğru ve yerinde olduğunu farketmek zor değil. Sartorial, eski kafa aromatik
fujerlere esaslı bir göndermeler manzumesi gibi. 2010 yılında piyasaya sürülen
parfümün bu kadar eski/tarihi/nostaljik kokması garip ötesi olsa da onun
aromatik yönüyle günümüzün modernliğine dümen kırmış olması anlamlı.
Sartorial
konusunda haklılar. O, başlangıçta şanlı Brut'un neredeyse aynısı. Tabii
Brut'un çok daha kompleks ve yüksek kaliteli hali gibi. Biraz da baharat oranı arttırılmış
2.0 versiyonu gibi düşünülebilir. Zaten genel anlamda kokusu lavanta-kuru
baharatlar-meşe yosunu-garip metalik koku-anason etrafında şekillendirilmiş izlenimi
veriyor. Orta kısımda lavantanın dümene geçmesiyle Brut benzeri koku ortadan
kaybolurken, bu sefer de antik bir lavanta kolonyasına dönüşüyor adeta. “Back to
The Future" filminin setindeyim sanki. Zaman makinesinin sensörlerini
1940'lı yıllara ayarlıyorum ve çılgın profesör sayesinde geçmişe ışınlanıyorum.
Evet Sartorial gerçekten de günümüzün parfüm karakterinden çok uzakta.
21.
yüzyılın başlarındaki tatlımsı, sıkıcı, baharatlı, yapay odunsulu erkek
parfümlerine isyan bayrağını çekmiş bir Kara Murat ya da Haçlı Şövalyesi gibi
Sartorial. Onun yeri, 1.000 odalı, konforlu, kibirli, statükoyu temsil eden bol
israflı devlet sarayları değil, 14. yüzyılın dar sokaklı, veba salgınlı, cadı
avlı, nemli, kasvetli Avusturya Kraliyet şatosu. Ya da ekmeğini taştan çıkaran,
güçlü, kaslı, sert, maço bir demir-çelik fabrikası işçisinin yorgun bilekleri
onun asıl yuvası. Belki de Opus Dei tarikatının veya İlluminati'nin
karargahındaki çok gizli bir toplantıda, dünyanın üzerindeki değişiklikler
konusunda çok kritik kararlar alan az sayıda elitin, Viktorya dönemi eski mobilyalarla
döşenmiş, yüksek tavanlı bir odada, yanan şöminenin önünde, Brandy'lerini
içerken üzerlerinden gelen "İngiliz Züppe" parfümün kokusu Sartorial.
Sartorial,
çok güçlü alfa erkeği çağrışımı yapan, berber dükkanı temalı, günümüzün
gerçekçi retro-modern denemelerinden birisi gibi görünüyor. Hatta onun için Neo-Vintage
mi desem? Kelimelerin öneminin azaldığı, kaba kuvvetin egemen olduğu çağların
parfümü desem abartmış mı olurum? Kadınların çalışmasının hayal bile edilmediği,
erkeğin evin geçimini sağladığı, kadının ev işlerini yaptığı, kadın-erkek
eşitliği düşüncesinin bile bulunmadığı, acımasız, skolastik bir çağın kokusu
mu?
Sartorial
aynı tanıtımındaki gibi geçmiş dönemlerin erkeksi, Brutvari, güçlü, sağlam
parfümlerini; aromatik otlar, baharatlar, bal, amber ve tonka fasulyesi ile harmanlayan
çok farklı bir deneyim. Bu anlamda büyük usta Bertrand Duchaufour'un en dikkat
çekici eserlerinden birisi gibi görünüyor. Parfümün genel tarzının "ya aşık
ol, ya da nefret et" klişesine yakın olduğu söylenebilir. İşin komik yanı
ben ne aşık oldum ne de nefret ettim. Başlangıcını sevmedim. Orta kısmını
sevdim. Sonlarını başarılı buldum. Sonuç olarak Sartorial gerçek bir üst düzey
aromatik fujer. Kalite hissiyatı yüksek, şaşırtıcı ve çarpıcı bir arkadaş. 1-2
kullanımda ona hemen burun kıvırmayın bence. Anlamaya çalışın. Belki
seversiniz.
Sartorial,
bir çok niş parfümün aksine EDT formunda. Kalıcılığı ve fark edilirliği iyi
denebilir. Tam bir sonbahar-kış parfümü. Yaş olarak ise üst grubu hedeflediği
sır değil. Ben diyeyim 35 siz deyin 40 yaş ve üzerindeki beyefendilerin, yeni
nesil zıpır şeker bombası parfümlerden kaçış rotalarından birisi olabilir
Sartorial. Denemeden almayın cümlesini yazmaya gerek bile duymuyorum.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/6.5