Gianfranco Ferre – GF Ferre Lui (2004)
1944 yılında İtalya'nın
Milano şehri yakınlarında doğmuş Gianfranco Ferre. Nasıl bir çocukluk geçirmiş
bilemiyorum ama üniversitede mimarlık fakültesini tercih ettiğini biliyoruz.
1969 yılında okulunu bitirip, mimar ünvanını almış. Evet mimarlık okumuştu ama
gönlü her zaman moda sektöründeydi. Tasarımcılığa ilgi duyuyordu. İlk işlerini
Walter Albini için takı, Fiorucci için tişörtler tasarlayarak yapmıştı.
1978 yılında kadın
koleksiyonunu çıkaran Ferre, İtalyan moda sanayisinin dikkatini çekmeyi
başarmıştı. 1982 yılında ilk erkek koleksiyonunu da çıkardı. 1989 yılındaysa
Ferre'nin hayatının dönüm noktalarından birisi gerçekleşecekti.
Ünlü moda evi Christian
Dior, stil yöneticisi Marc Bohan'ın yerine daha iyi bir aday arıyordu
bünyesinde çalıştırmak için. Bu göreve kısa süre içinde Gianfranco Ferre
seçilmişti. Oysaki Fransa moda dünyasına bomba gibi düşmüştü bu haber.
Christian Dior gibi önemli bir markanın koleksiyonlarının tasarımı bu İtalyan'a
emanet edilecekti! Fakat Ferre, başarılı tasarımlarıyla, Dior markasına büyük
katkılar yaptı. Sekiz yıl boyunca Dior markasının bünyesinde önemli işlere imza
atan Ferre, 1997 yılında artık ayrılma vakti geldi dedi ve kendi markasını
oluşturdu. Yine önemli başarılar kazandı ismiyle. 2007 yılındaysa ani bir
şekilde hayata gözlerini yumdu.
Onun için "modanın
mimarı" tanımlaması hafızalara kazınmıştır. Bir söyleşisinde bu tanımı
doğrulayan şu sözleri söylemiş: "Mimarlık, biçim, şekil ve renge çözüm
bulmayı araştırır. Moda da öyledir. İkisi de işe bir hikayeyle başlar."
İşte Gianfranco Ferre'nin kısaca hikayesi de böyle denebilir.
Gianfranco Ferre'nin ilk
parfümü 1984 yılına kadar gidiyor. Kendi ismiyle çıkardığı ilk kadın
parfümünden bu yana yirmiden fazla kokuya imza atmış marka. Bugün inceleyeceğim
parfümüyse çok bilinmeyen ama benim başarılı bulduğum erkek kokusu GF Ferre
Lui-Him.
Fragrantica'da odunsu
baharatlı olarak sınıflandırılmış GF Ferre Lui. Üzerime ilk sıktığımda biraz
bergamot ve keskin odunsu notalar karşıma çıkıyor. Oldukça keskin ve yoğun
odunsular, biraz ıslak ve karanlık. Hoşuma gitti başlangıcı. İlerleyen
dakikalarda kokusu çok değişmiyor. O dolgun ağaç reçinesi kokusuna biraz da
tatlı olmayan baharatlar ekleniyor. Kakule, küçük hindistan cevizi ve kara biber
olabilir. Hala başarılı bence. Sonlarda bu baharatlı-odunsu kokuya tütsü de
ekleniyor. Gayet erkeksi ve resmi. Böylece de tenden ayrılıyor.
Fragrantica'nın odunsu
baharatlı tanımına tamamen katılıyorum. GF Ferre Lui'nin kokusu yoğun ağaçsılık
ve kuru baharatlar ağırlığında ilerliyor. 2004 yılı çıkışlı olmasına rağmen çok
az tatlılık kullanılmış. Zaman zaman evlerimizde yakılan tütsüleri hatırlattı
bana.
Evet başarılı
sayılabilecek bir parfümle karşı karşıyayım. Bu parfümün neden bu kadar geri
planda kaldığını pek anlayamadım. Gayet güzel ve doğal sayılabilecek rahiyaya
sahip. Tatlılık barındırmayan servi ağacı, çam ve tütsü güzel kullanılmış.
Baharatlarda olumlu anlamda destek vermiş. Ve ortaya ana akım markaların bir
şişesi alınabilecek seviyede odunsu parfüm çıkmış.
Kimi zaman yeni yağmur
yağmış ormanda dolaşıyor hissi veriyor. Kimi zaman meditasyon yapılan bir
stüdyo daire gibi kokuyor. Üzerinize sıktığınızda modunu değiştiren parfümler
vardır. Sizi farklı hissettirir. Bende öyle bir durum oluştu diyebilirim.
Bir süredir denediğim en
güzel odunsu parfümlerden diyebilirim. Yapaylığa rastlanmayan, niş parfüm
kalitesinde olmayan, ortalama fiyatıyla cebinizi yakmayacak bir seçenek olarak
düşünülebilir. Erkeksi, çamsı, ağır başlı, olgun ve sade bir hali var. Takım
elbise giyen bir erkeğe çok yakışacağını düşünüyorum. Günlük spor kıyafetlerle
kombinlemeye pek uymaz sanki.
Eminim ki bu parfümün
üzerindeki Gianfranco Ferre etiketini çıkarıp, Comme des Garçons etiketi yapıştırsak,
daha ses getirecek bir parfüm olacaktı. Sanırım burada biraz da insanların ana
akım markalara ve onların parfümlerine ön yargıyla yaklaşmalarının etkisi var.
Biraz Lalique'in Encre
Noir'ine benzettim. Encre Noir, daha kaliteli ve lüks kokarken, GF Ferre Lui,
daha sevilebilir ve günlük kullanıma uyabilir. Hatta Kenzo - Tokyo'yu da
andırıyor hafiften.
Biraz da beğenmediğim
taraflarından bahsedeyim. İlk olarak çok değişmiyor kokusu. Oldukça tek düze.
Başından sonuna kadar neredeyse aynı. Bu bence en büyük zaafı. İkinci olarak da
kalıcılık ve fark edilirliği iyi olmadı bende. İlk sıktıktan yarım saat sonra
pek duyulmaz oluyor. Keşke daha güçlü olabilseymiş.
Parfümü ismi pek
duyulmamış burunlardan Jean-Charles Niel
tasarlamış. EDT olarak satılıyor. Erkek parfüm olarak çıkarılmış. Bence de
kesinlikle doğru. Oldukça erkeksi ve modern koktuğunu hatırlatmamda fayda var.
Soğuk kış günleri için daha uygun olacağını düşünüyorum.
Koku Güzelliği:10/7