pudra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pudra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2024 Cumartesi

Lacoste – Touch Of Pink (2004)

Başarılı tenisçi Rene Lacoste tarafından 1930’lu yıllarda kurulan Fransa merkezli lüks spor moda şirketi Lacoste’nin parfümleri uzun yıllardır bizimle. Hem kadın hem de erkek parfümleri yüksek fiyatlı rakiplerine nispeten uygun rakamlardan satılır ve kimi kokuları ara ara popüler hake gelir. İlerleyen yılların ardından ise kimi Lacoste parfümlerinin üretimi bitirildi.

Touch Of Pink, markanın en bilinen kadın parfümlerinden birisi olarak öne çıkıyor. Kadınsı meyvelerin ve çiçeksi-pudralı yapının ağırlığı hissediliyor. Parfümün genelinde şeftali-narenciye benzeri meyvelerden ziyade sabunlu-pudralı çiçekler kendisini gösteriyor. Kokusal anlamda pek değişim yaşanmıyor. Başlangıcı ve bitişi aynı parfümleri andırıyor.

Onun kokusunu birçok kadın parfümünde hatta deodorantta kokladığıma eminim. Kimi parfümler, başka kokulara fazlasıyla benzer ve Touch of Pink de bu hissiyatı yaşatıyor.

Hemen her kadının sevebileceği basit ve güvenli yapısı, onun neden bir zamanlar çok sattığını anlatıyor. Kalite anlamında fena değil. Performans olarak ise Eau de Toilette standardının üstüne çıkmıyor.

Eğer günlük kullanım için hoş ve ortalama bir arkadaş arıyorsanız, uygun fiyatıyla size eşlik etmekten memnun olacaktır. Kokusunu Domitille Michalon Bertier tasarlamış. Ilık ilkbahar günlerinde kullanmak iyi fikir.

Koku Güzelliği:10/6

23 Mart 2024 Cumartesi

Calvin Klein – Beauty (2010)

Calvin Klein’in 2010 yılında dünyaya sunduğu kadın parfümü Beauty, hiç de fena işler yapmadı. Markanın eski ünlü klasik parfümleri kadar büyük ses getiremese de geniş kitlelere hitap eden Beauty, Calvin Klein’in iyi becerdiği işi tekrarlıyor: Çok satan parfümler üretmek.

Parfüm üstatları tarafından yeni Calvin Klein parfümleri pek ciddiye alınmaz ve fazlaca piyasa işi bulunur. Oysa biliriz ki hiçbir markayı veya parfümü küçümsememek gerekiyor çünkü hiç beklemediğiniz markalardan gayet başarılı eserler gelebilir.

Beauty, Calvin Klein tarafından şu cümlelerle tanıtılmış: “Zarafet, incelik, zamansızlık ve güzellik ön plandadır. Beauty, Calvin Klein koleksiyonlarının stilinden ve ruhundan keyif alan olgun kadınlar için idealdir. Beauty, 40'lı yaşlarındaki kadını, güzelliğini, olgunluğunu ve özgüvenini temsil eder. Beauty, bir kadının iç güzelliğini, gücünü ve ruhunu anlatır. Koku, Sophie Labbe tarafından, üst kısımda ambrette tohumu, kalpte yasemin ve alt notalarda sedirden yaratılmıştır.”

Parfümün açılışı kadınsı ekşi çiçeklerle gerçekleşiyor. Şekerli çiçekler gayet tanıdık derken orta kısımda sabunlu yasemin devreye giriyor. Parfümün büyük kısmında pürüzsüz yasemin hakimiyet kuruyor.

Yasemini bıktırıcı kullanan çoğu kadın parfümünü kendime yakın bulamıyorum. Beauty’nin başlangıcını vasat bulsam da orta ve alt kısımlarını beğendim. Harika, çok katmanlı ya da sıra dışı kokmuyor fakat herkesin sevebileceği pozitif, temiz ve basit yasemin fikri kötü işlenmemiş. Birçok kadın parfümünü çağrıştıran tanıdık aromasını deneyen çoğu kişi beğenecektir. Uygun fiyatıyla ve güvenli kokusuyla 35 yaş üzeri kadınlara hoş bir hediye olarak da düşünülebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Ilık ilkbahar günlerinde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/7

25 Şubat 2024 Pazar

Davidoff – Zino Davidoff (1986)

Bu hikayenin puro, konyak ve kahve üzerine inşa edildiğini söyleyebiliriz. İsviçre merkezli aile şirketi Davidoff’un kurucusu Zino Davidoff gerçek bir dünya vatandaşıydı. Onun için iyi yaşama ustası da diyebilirim. Zino Davidoff’un Doğu Avrupa’dan Cenevre’ye, oradan da Güney Amerika’ya yolculuklarıyla geçen ömrü, yaşadığı güzelliklerin tadını çıkarmasıyla devam etti ve bu ruhu dünyayla paylaşmak için kendi ismiyle markasını oluşturdu.

Davidoff purolarının ünü dünyaya yayılmış olsa da parfümlere oldukça önem verdi. Davidoff’un en popüler parfümü hiç kuşkusuz Cool Water’dır. Oysa parfüm kültü ile yakından bağlantısı olan erkekler bilir ki 1986 çıkışlı Zino Davidoff, kokular aleminin nirengi noktalarındandır.

Zino Davidoff’un korkutucu şişe rengi, içeriğindeki kokunun içeriğini az çok anlatıyor. Zino Davidoff’un açılışı tozlu kuru lavanta, biraz sabunsuluk ve geri planda karanlık paçuliyle gerçekleşiyor. Aromatik balsamsı ilk dakikalardan sonra paçulinin kokuya iyice yerleştiğini düşünüyorum. Açıklanan notalarındaki gül ve gül ağacı parfümün biraz yumuşamasını sağlıyor. Geri plana yerleşen baharatlar da onu erkeksi tarafa biraz daha yaklaştırıyor. Sonlarda şekerli olmayan vanilya ve paçuliyle kapanış yapılıyor.

Zino Davidoff hiç kuşkusuz erkeksi bir eser. Onun sabunsu-pudralı yönü 1960-70-80’li yıllardaki kokusal trendleri anımsatıyor. Tozlu lavantanın nostaljik-retro hissiyata katkısı büyük. Orta kısımda ara ara hayvansı deriyi andıran tema sürpriz yapıyor. Hepsinin birleşimiyle detaylı, katmanlı ve kendine özgü maskülen bir arkadaşa dönüşüyor.

2020’li yılların koku trendlerine hiç benzemeyen Zino Davidoff’un ana yapısı, herkese hitap etmeyecek tarafa yakın duruyor. Puro içen erkekler kulübünün parfümü olma iddiasında gibi davranıyor. Biraz entelektüel, hafiften karanlık, azıcık da zorlayıcı kokusu bağımsız ve başına buyruk. Onun kimseden övgü almak gibi amacı yok. Size saf bir kokusal deneyim yaşatmak istiyor.

Herkesin sevemeyeceği tavrıyla eski tarz kokulara meraklıysanız denemeniz gereken karakterlerden birisi. Onu kullanım döneminde konforlu bulmadım ama etrafa yaydığı aurayı sevdim. Uzun kaşe paltoma onu bol bol sıkıp, soğuk günlerde dışarıda yürürken insanların onu koklarken ne düşüneceklerini hayal etmek, benim için işin eğlenceli tarafıydı.

Eau de Toilette formundaki Zino’nun kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Sonbahar hatta kış kullanıma daha yakın duruyor. Kokusunu Michel Almairac tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

10 Kasım 2023 Cuma

Amouage – Opus III (2010)


İnsanlık tarihinin kesintisiz olarak en karmaşık coğrafyalarından Ortadoğu’nun şaşırtıcı derecede istikrarlı ve problemsiz ülkesi Umman çöllerine yolumuz düşüyor. Dünyanın en zengin ülkelerinden Umman’ın niş parfüm sektörüne armağan ettiği Amouage markasının Opus III isimli parfümünü günlerdir kullanıyorum.

Opus serisi yüksek ihtimalle 2010 yılında başlatıldı. İlk üç Opus o yıllarda büyük ses getirmese de Amouage, devamını getirdi. 2023 yılının sonları itibariyle on beşten fazla Opus isimli Amouage parfümü mevcut.

Opus’ların kutuları kitaba benziyor. Amouage, Opus serisini kütüphaneyle ilişkilendiriyor. Opus’ların geneli hiçbir koku trendini dikkate almıyor ve cinsiyetsiz olarak sunuluyor.

Opus III, Amouage tarafından şu cümlelerle tanıtılmış: “Hayal kırıklığının en karanlık anlarından aydınlanmanın ve keşfin parlaklığına kadar, sanat ve bilimin yaratıcı sürecinden ilham alan ışıltılı çiçeksi oryantaldir.”

Opus III’ün ilk saniyeleri yoğun kadınsı çiçekler ve pudralı hissiyatla gerçekleşiyor. Menekşe, ylang ylang ve geri planda portakal çiçeğinin destek verdiği ilk saniyeler yağlımsı Arabik kadın parfümlerine yakın duruyor. Orta kısımda sakinleşen kokusunda pudralı hissiyat azalıyor. Orta bölüm daha unisekse ve genel beğeniye yakın. Orta bölümde kokunun sıcaklığı ortaya çıkıyor. Bu durumun sebebi karanfil ve küçük Hindistan cevizi gibi keskin baharatların kullanılması denebilir. Orta bölüm baharatlar ve çiçeklerin harika uyumunu akla getiriyor. Sonları en güzel yeri. Fazlaca şekerli olmayan vanilya, hafiften çikolatamsı hissiyat veren benzoin, gerilere saklanmış paçuliyle benzersiz kapanış yapıyor.

Opus III, ağır ve zorlayıcı başlayıp, derin ve lüks sona eren sanat eseri gibi. Onu 1-2 defa kullanıp yargılarsanız hata edersiniz. İlk günlerde bıktırıcı Arap kadın parfümü havası veren Opus III, ilerleyen zamanlarda karmaşık bir müzikale dönüşüyor. Onu üzerime giydiğim zamanlar Bentley kullanan orta yaşlı bir Arap soylusu aklıma geliyor. Parfümün detaylı ve her katmanda değişmesi, onun sıradan bir eser olmadığını akla getiriyor.

Herkesin sevemeyeceği ve kullanamayacağı Opus III, kimi zaman fazlaca sabunsu hissettiriyor bazen de eski bir kütüphaneye giden yaşlı Arap hanımefendisini çağrıştırıyor.

Opus III’ün dirençli olduğunu düşünüyorum. Kalıcılığı kıyafet üzerinde günlerce rahatlıkla hissediliyor. Etrafa yayılımı ilk yarım saat oldukça güçlü, sonrasında normale dönüyor. Çok kullanmanız halinde burnunuzu ve etrafınızdaki insanları yorma ihtimaliniz var. Uniseks olarak sınıflandırılsa da yoğun çiçeksi-pudralı yapısı nedeniyle kadın tarafına yakın duruyor. Kokusunu Karine Vinchon Spehner tasarlamış. Eau de Parfum formunda.

Koku Güzelliği:10/8

28 Nisan 2023 Cuma

Blend Oud – Mazyon

Blend Oud’un oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış parfümü Mazyon’un resmi tanıtımında şu ifadelere yer verilmiş: “Mazyon özgünlüğün ve yaratıcılığın simgesidir. Heykel ve resim, müzik veya dansla ifade edilen sanatsal dehadan ilham alan bir koku. İlginçlik, ruhundaki neşenin, yaratıcılığın ve güzelliği kendine çekme ve yaratma yeteneğinin işaretidir.”

Mazyon’un açıklanan notalarında yasemin, okaliptüs, kaşmir, gri amber ve beyaz misk bulunuyor. Parfümün ilk saniyelerinde sabunlu kadınsı çiçeklerle karşılaşıyorum. Yasemini andıran beyaz ve yoğun çiçeksiliğin izleri orta kısımda da devam ediyor. Naneyi andıran okaliptüsü orta bölümde yaseminin yanında algılayabiliyoruz. Sonlarda sabunlu yüksek kaliteli sakin çiçeklere misk eşlik ediyor.

Mazyon, baştan sona kadınsı sayılabilecek beyaz çiçeklere eşlik eden mentollü okaliptüs temasına ağırlık vermiş. Uniseks olarak sunulsa da erkeklere pek uyacağını sanmıyorum. Kimi kullanıcıların Mazyon’u Mugler’in ünlü kadın parfümü Alien’e benzettiklerini okuyorum. Muhtemelen haklılar. Mazyon, Alien’in daha rafine hali denebilir.

Benim için fazlaca çiçekli ve aşırı dozda yasemin barındıran Mazyon, kalitesini hissettiriyor ama severek kullandığımı söyleyemem. Doğru kadında güzel kokacağını düşünüyorum.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk dakikalarda güçlü, kısa süre sonra normale dönüyor. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

19 Mart 2023 Pazar

Lancome – Poeme (1995)

Kozmetik tarihinin en popüler küresel markalarından Lancome’nin parfümleri genel olarak iddialıdır. Yüksek pazarlama bütçelerine sahip modern parfümlerini biliyoruz fakat Lancome’nin şöhretli eski klasik parfümleri de önemlidir.

1995 yılında çıkan Poeme, kadın parfüm severlerin oldukça iyi bildiği bir eser. Markanın eski yüzünü yansıtan eserlerden Poeme şu cümlelerle tanıtılmış: “Bu baştan çıkarıcı kokuyla tek bir kelime etmeden her şeyi söyleyin! Coşkulu mavi Himalaya gelinciği kokusuyla, boru çiçeğinin sihirli kokusunun eşsiz zıtlığı… Bu ikilinin etrafında beyaz çiçeklerle sarı çiçeklerin neşeli dansı. Poême’de her söz bir çiçektir ve her çiçek söylenmeyeni söyleyen bir şiirdir. Gölge ve ışığın Doğulu kokusuyla, Poême zıtlık sanatında bir numaradır. Güneşli ya da buzlu, mavi ya da sarı, heyecanlı ya da sakin; onun kokusu şiirsel bir koku şöleni sunar.”

Poeme’nin başlangıcı yoğun kadınsı çiçeklerle gerçekleşiyor. Portakal çiçeğini andıran biraz meyvemsi ilk dakikalardan sonra orta kısımda kremsi çiçeklerin etkisi artıyor. Orta bölümde tatlı sümbülteber ve farklı beyaz-sarı kır çiçekleri karşımıza çıkıyor. Sonlarda vanilya biraz daha etkin hale geliyor.

Poeme baştan sona kadınsı, anaç, temiz, sabunsu çiçekleri merkeze alıyor. Şekerli değil de baldan gelen tatlılığa sarmalanmış beyaz ve sarı çiçekler genel olarak tek düze ilerliyor. Parfümde büyük değişim görülmüyor. Kalite anlamında gayet iyi. Bu tür baskın çiçekli parfümleri pek sevemiyorum ama Poeme’i beğendim.

Onun 1990’lı yılların ortasından çıkıp geldiğini biliyoruz. Kokusal anlamda modern parfümlerden ziyade 1980’li yılların eski tip kokularını andırıyor. Biraz tozlu, buğulu ve nostaljik hissettiriyor. Eğer yaşınız kırkın üzerindeyse Poeme size hitap edebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Serin ilkbahar günleri için gayet uygun. Kokusunu Jacques Cavallier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

13 Mart 2023 Pazartesi

Atkinsons – Oud Save The King (2013)

Bir zamanlar gözü pek, genç İngiliz beyefendisi Londra’nın ışıltılı kozmopolit sokaklarında şöhret, servet ve muhteşemlik arayışı içinde Kuzey İngiltere’nin vahşi, engebeli coğrafyasını terk etti.

O beyefendinin adı James Atkinson’dı ve 1799’da Londra’da ilk mağazasını açtı. Sabun ve parfüm satılan mağazasının ünü kısa sürede yayıldı ve 1826 yılında İngiliz kraliyet ailesine parfüm tedarik eder hale geldi. 200 yıldan fazla zamandır parfüm üreten Atkinsons markasının 2013 yılında Oud Save The King isimli parfümü dikkat çekti.

Mısır Veliaht Prensi Muhammed Ali İbrahim ile Amerikalı film yıldızı Mabel Normand arasındaki yasak aşk hikayesinden ilham alan Oud Save The King, markaya göre görkemli şekilde duygusal ve lüks olarak tanıtılmış. Oryantal koku sınıfına dahil edilmiş. Açıklanan notalarında çay, oud ve deri öne çıkarılmış.

Oud Save The King’in açılışı sıcak baharatlar ve çay temasıyla gerçekleşiyor. Orta kısma doğru pudralı metalik baharatlara vanilya ve deri ekleniyor. Son kısımda deriye sandal ağacı ve oud eşlik ediyor.

Öncelikle parfümün isminde küçük kelime oyunu yapılmış. İngiltere milli marşında geçen God Save The King terimini Oud Save The King olarak değiştirmişler. Parfümün ismindeki oud, kokuda pudralı, tatlı ve sıcak verilmiş. Keskin baharatların ve hafiften süeti andıran deriyle birleşen oud, ağır Arap temasından ziyade daha modern ve batılı tarafa yakın duruyor.

Parfümün uniseks olarak pazarlandığını görüyoruz. Bana biraz erkek kullanımına yakın gibi geldi. İçerisindeki deriyi beğendim fakat pudralı tarafını pek sevemedim. Garip metalik tarafı var sanki. Kalite anlamında fena değil fakat herkesin sevemeyeceği yapısı ve konforlu sayılamayacak tarzıyla denemeden almanın iyi fikir olmadığını söyleyebilirim.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında kalıyor. Tam bir kış kokusu izlenimi veriyor. Kokusunu Amandine Clerc-Marie tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

22 Aralık 2022 Perşembe

Montale – Roses Elixir (2010)

Montale’nin kadın parfümlerinden Roses Elixir, markanın yıllar içinde oluşturduğu tuhaf estetiği çağrıştırıyor: Güllü misk.

Montale parfümlerinin neredeyse değişmez notaları gül ve oud çoğu eserde büyük yer kaplar. Bu iki temayı genellikle burnu zorlayan saldırganlıkta ve algıları şaşırtan özensizlikte sunar. Bu anlamda Roses Elixir de tipik Montale parfümüdür ve denemeden alınması asla tavsiye edilmez.

Bizzat Montale’nin, Roses Elixir’i manyetik gül olarak tanımlaması tabii ki abartılıdır. Resmi olarak açıklanan notalarında çilek yaprakları, yasemin, amber, portakal çiçeği, misk ve vanilya görülüyor. Bu notalardan gül, çilek, yasemin ve misk ön planda diyebilirim.

Roses Elixir baştan sona kadar düz çizgide ilerleyen meyveli-çiçekli temaya sahip. Gül ve çileğin birleşimi rafinelikten uzak ve yapay hissettiriyor. Yasemin geri planda kadınsı vurguyu arttırıyor. Sonlarda tabii ki bu tür parfümlerin değişmez üyesi misk yerini alıyor.

Gül ve çileğin birleşimi güzel fikir ve bunu yüksek kaliteyle yapabilen pek örnek yok. Montale bu alana her zaman ki özensizliği ve aceleciliğiyle girmiş. Parfümdeki burun tırmalayan çiçeksilik bir süre sonra baş ağrısı yapmaya doğru evriliyor. Kompozisyonun geneli ultra kadınsı ve bir erkek için hafiften bıktırıcı. Kalite hissiyatı böylesi niş marka için düşük. Performansıysa tatminkar.

Eğer Christian Dior’un ünlü Miss Dior’unu seviyorsanız ilginizi çekebilir. Miss Dior’un çiçekleri Roses Elixir’deki kullanıma oldukça benziyor.

Bu yapay, canlı ve pozitif arkadaş, çok kalıcı ve etrafa yayılım anlamında ortalama seviyede geziniyor. Eau de Parfum formunda. Serin ilkbahar döneminde iyi iş çıkarabilir. Kokusunu Pierre Montale tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

15 Kasım 2022 Salı

Giorgio Armani – Eau de Nuit (2013)

Giorgio Armani’nin 1984 yılı çıkışlı ünlü klasiği Eau Pour Homme’nin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, aynı şişe tasarımına sahip başka parfümler üretilmeye devam ediliyor. 2013 yılında Eau de Nuit ile tanıştık ve genel olarak oldukça sevildi. Siyah şişeye sahip Eau de Nuit, kokusal olarak da koyu-karanlık tarafa yakın duruyor.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde zarif, yoğun, bağımlılık yapıcı olarak tanımlanmış. Ayrıca İtalyan zarafetini temsil ettiği vurgulanmış. Son olarak sofistike iris, baştan çıkarıcı küçük hindistan cevizi ve yoğun tonka fasulyesi notalarına sahip odunsu oryantal fujer özellikleri öne çıkarılmış.

Eau de Nuit’in başlangıcında koyu ve dolgun pudralı iris çiçeğini görüyorum. Orta bölümde irise yumuşak ve tatlı baharatlar eşlik ediyor. Kakule, biraz biber ve küçük hindistan cevizinden oluşan orta bölüm gayet modern ve şık hissettiriyor. Sonlarda kremsi çikolatamsı vanilyanın artan etkisini algılıyoruz.

Eau de Nuit, 2010’lu yıllardan sonra karşımıza çıkan modern, bolca tatlı, leziz, çiçeksi, hafiften pudralı-karanlık sayılabilecek çarpıcı parfümlerin sıkı bir devamı gibi görünüyor. Burada merkezde iris çiçeği ve keskin olmayan tatlı baharatlar var. Parfümün üzerindeki koyu tatlılık tonka fasulyesinin işi ve baştan sona etkili. Bu haliyle Dior Homme, Dior Homme Intense, Spicebomb, Midnight in Paris ve Bulgari – Man in Black tarafında duruyor.

Baharatlı, tonka fasulyeli ve pudralı çiçeksi erkek parfümlerinin en iyi iki örneği şüphesiz Dior Homme ve Dior Homme Intense. Bu iki parfümü taklit eden çok fazla parfüme rastlıyoruz ve Giorgio Armani’de ezeli rakibi Dior’a Eau de Nuit ile cevap vermişe benziyor. Kullanım döneminde Eau de Nuit’i beğendim ve yeni başlayanlar için iyi seçeneklerden olduğunu düşünüyorum. Kalite anlamında hiç fena değil. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği yapısıyla popüler rakiplerine rahatlıkla ayak uydurabilir.

Yine de Dior Homme ve Dior Homme Intense gibi iki çok sağlam eser varken, Eau de Nuit’in büyük boy şişesini almaya gerek olmayabilir. İşin özeti Armani iyi iş çıkarmış. Çekici, cazibeli ve rahatlıkla seksi olduğunu söyleyebilirim.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Tam bir kış parfümü izlenimi veriyor. Erkek parfümü olarak tasarlanmasına rağmen kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Kokusunu Marie Salamagne tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

27 Ekim 2022 Perşembe

Guerlain – L’Instant de Guerlain (2003)

Guerlain’in 2000’li yılların başında piyasaya sürdüğü kadın parfümü L’Instant, markanın tarihi geri planına küçük bir baş kaldırı olarak düşünülebilir. 2000’li yıllar dünyada birçok şeyi değiştirirken, parfümlerin bundan etkilenmemesi düşünülemezdi. Guerlain’in efsanevi ve nostaljik parfümleri yerini L’Instant gibi modern tatlı kokulara bırakıyor denebilir.

L’Instant’ın kadın versiyonu Guerlain’in internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Büyük bir final. Her şeyin değişebileceği bir an. İki ruh ve iki beden bir araya geldiğinde, zaman aniden durmuş gibi hissettiğinde… Yeni koku ailesini başlatan samimi, güneşli, şehvetli bir koku olan L’Instant de Guerlain’in arkasındaki hikaye: Kristal amber ailesi. L’Instant, Guerlain’in ünlü Guerlinade’si narenciye balı, manolya akorları ve yoğun, şehvetli amberle kaplıdır. Kadifemsi ve gurme, yeni kadınlığın sembolü olan L’Instant de Guerlain, sonsuza kadar parıldamak için yalvaran ışıkla dolu cilt kokusudur.”

L’Instant de Guerlain’in açılışı pudralı ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk dakikalarda fazlaca tatlı mandalina-portakal-limon üçlüsü kısa süre içinde yerini pudralı kadınsı çiçeklere bırakıyor. Orta kısımda manolya, yasemin ve iris çiçeğini andıran şekerli çiçekler, onu günümüzün modern kadınsı parfümlerine yaklaştırıyor. Sonlarda lezzetli çikolatamsı vanilyayla kapanış yapılıyor.

Karşımızda 2000’li yıllardan itibaren bolca rastladığımız meyveli-çiçekli-şekerli-vanilyalı yapı bulunuyor. Burada meyveler az yer kaplarken pudralı çiçekler daha baskın diyebilirim. Birçok ana akım markanın fazlaca derinliğe sahip olmayan bu koku formunu tekrarladığını biliyoruz. Şekerli turunçgilli çiçekler pek yaratıcı değiller ve benim için aşırı dozda pudralılık içeriyor. Kullanım döneminde kendime yakın bulamadığım L’Instant de Guerlain, birçok hanımefendinin ilgisini çekebilir.

Bu popüler koku formunu çoğu parfüm sever Guerlain’in tarihi köklerine yakıştıramasalar da ana akım trendlerle rekabet etmeye çalışan bir markadan beklenebilecek hamle gibi görünüyor. İlginç ya da sıradışı davranmıyor. Açıkçası çok yapay ve bıktırıcı da değil. Bana biraz ağır ve orta yaş kadın kokusu gibi geldi. Onu koklattığım kimi hanımefendiler de bu yönde düşündüler.

Yüksek olan beklentimi karşılayamayan L’Instant de Guerlain, Maurice Roucel tarafından tasarlanmış. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı normal seviyenin biraz altında.

Koku Güzelliği:10/6

30 Ağustos 2022 Salı

Jean Charles Brosseau – Jasmin Lilas (2006)

“Parlaklık ve ışıltı, Jasmin-Lilas’ın iki ana özelliğidir. Işıltılı beyazlığı sayesinde bu çiçek, bizi tamamen büyülemek için doğuştan gelen gücüne güvenir. Bahçe enfes esanslar sunuyor ve tatlı portakal dalları, yasemin, zambak, leylak ve mevsimin ilk güllerinin yanı sıra yeni, taze yeşil yapraklara öykünüyor.

İspanyol kavunu, şeftali ve ananasla dolu meyve kaselerinin yanında büyük bir beyaz çiçek buketi hayal edin: Jasmin-Lilas sizi bir bahar bahçesinin aydınlık atmosferine sürükleyecek.”

Jean Charles Brosseau’nun Fleurs d’Ombre serisine ait Jasmin Lilas’ın resmi tanıtımı yukarıdaki cümlelerle yapılmış. Markanın pek öne çıkamayan parfümü Jasmin Lilas hakkındaki güzel yorumlar, ilgimi çekmesine yetti. Beyaz çiçekli olarak sınıflandırılan parfümün açılışı tatlı armut benzeri meyvelere eşlik eden zambakla gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki sabunlu kadınsı hissiyat orta bölümde de devam ediyor. Orta kısımda beyaz çiçeklerin hakimiyeti artıyor. Yasemin daha baskın hale geliyor. Sonlarda büyük değişim görülmüyor.

Jasmin Lilas büyük resimde sabunlu beyaz çiçekli (yasemin, leylak ve zambak) kadın parfümü havasında ilerliyor. Baştan sona büyük değişim görülmüyor. Kaliteli sayılabilecek pürüzsüz feminen çiçekler onu safkan kadın parfümü haline getiriyor. Niş parfüm kalitesindeki ana yapı fazlasıyla düz ve bir erkek için kısa süre içinde sıkıcı olma ihtimalini barındırıyor. Bu tür kadın parfümleri genellikle sevilir ve onu üzerinde taşımaktan zevk alacak hanımefendiler muhakkak olacaktır.

Şık ve asil koktuğunu düşünüyorum. Genç kız parfümünden ziyade otuz yaş üzeri kadınlara yakışacağını sanıyorum. Bu tür sabunlu saf beyaz çiçekler ya anaç hissiyat verir ya da iddialı davranır. Jasmin Lilas iki duygunun ortasında duruyor.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare eder. Etrafa yayılımı ortalamanın altında. İlkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu ünlü burunlardan Pierre Bourdon tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

3 Mayıs 2022 Salı

Estee Lauder - Sensuous Nude (2011)

Estee Lauder’in 2008 yılı çıkışlı kadın parfümü Sensuous büyük çıkış yakalayamasa da kısa süre içinde aynı isimli devam kokuları geldi. Sensuous’un en bilinen devam parfümü Sensuous Nude olarak göze çarpıyor. 2011 yılında çıkan Sensuous Nude, en az Sensuous kadar ilgi gördü.

Parfümün tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Kendinden emin ve zarif. Duygusallığın yeni ve modern tanımı. Bir kadının en sıcak ve feminen yönlerini ortaya çıkarmak için ferahlatıcı çiçeklerle sarılı odunsular ve amberin bal ile buluşmasından ilham aldı. Kendine olan güvenin göstergesi.

Sensuous Nude’un ilk saniyeleri modern, ferah ve tatlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Şekerli mandalinayı andıran açılıştan sonra kremsi beyaz çiçeklerin varlığını arttırdığını görüyoruz. Pudralı sayılabilecek beyaz çiçeklerden yasemin öne çıkıyor. Sabunlu yasemine bir parça hindistan cevizi eşlik ediyor. Balı andıran tatlılık orta kısımda oldukça hissediliyor. Sonlarda sandal ağacı, vanilya ve miskle kapanış yapılıyor.

Sensuous Nude, kremsi beyaz çiçeklerin hakimiyetindeki bir arkadaşa benziyor. Sabunlu hatta pudralı yapısı tabii ki kadınsılığı artırıyor. Vanilyamsı hindistan cevizi parfüme hoş bir hava veriyor. Kalite anlamında fena iş çıkarmıyor. Lezzetli sayılabilecek kokusu pozitif mesajlar veriyor. Eğer kremsi, vanilyamsı, çiçeksi hindistan cevizi kokusu arıyorsanız, hoş bir örnekle karşı karşıyasınız.

Onun sanatsal sayılamayacak düz kokusu dünyayı değiştirmeyecektir fakat güzel, temiz ve çoğu kişinin sevebileceği yapısıyla günlük kullanıma rahatlıkla uyacaktır.

İlkbahar-yaz döneminde kullanmanın iyi fikir olduğunu düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

14 Nisan 2022 Perşembe

Nicolai Parfumeur Createur – Baikal Leather Intense (2019)

Başarılı parfümör Patricia de Nicolai’nin niş markası küçük bir isim değişikliğiyle Nicolai olarak anılıyor. Parfümlerinin çoğunu kendisinin tasarladığını bildiğimiz Patricia de Nicolai, koleksiyonunu genişletmeyi sürdürüyor. Baikal Leather Intense’nin 2019 yılında, Nicolai markasının otuzuncu kuruluş yıl dönümü sebebiyle tasarlandığı gibi bir bilgi dolaşıyor internette. Ayrıca Rusya’daki Baykal gölü yöresini çağrıştıran ismiyle Rus derisine de gönderme yaptığını söyleyebiliriz.

Nicolai’nin internet sitesinde Baikal Leather Intense’nin deriyi çağrıştırmasına rağmen iki kuru odunsu temanın harmanlanmasıyla oluşturulduğu vurgulanmış. Gaiac ağacı ve çam ağaçlarının özlerinden meydana geldiği söylenen Baikal Leather Intense’nin arka planında tonka fasulyesi ve beyaz misk bulunuyormuş.

Parfümün açılışı tatlı ve pudralı çiçeklerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yuzu isimli meyve bulunsa da ilk dakikalarda pudralı sayılabilecek menekşe ve iris çiçeğiyle karşılaştım. İlerleyen saatlerde pudralı hissiyat biraz azaldı. İris ve menekşeye eklenen yumuşak deri hoş ama çok ilginç değil. Sonları en sevdiğim bölümü oluyor. Pudralı ve çiçeksi hissiyat yok denecek kadar az kapanışta. Güzel odunsu notalar, kaliteli deri ve misk son kısmı sevmeme sebep oluyor.

Baikal Leather Intense, kendi internet sitesinde deri, baharat, odunsu olarak sınıflandırılmış. Bana göre çiçeksi deri parfümü. Kadınsı sayılabilecek modern çiçeklerin çekingen ve sert olmayan deriyle birleşmesi benim için ilgi çekeci değil. Buradaki çiçeklerin biraz fazla verilmiş olması onu kadın parfümü sınıfına koymama yeterli oluyor. Her ne kadar uniseks olarak geçse de erkek kullanımına yakın durmadığını düşünüyorum.

İris ve deri birleşimini severim ama araya karışan şekerli, pudralı menekşenin çekici tarafını bulamıyorum. Açıklanan notalarında gül mevcut. Baskın gül kullanımına rastlamıyoruz. Yine de geri planda gül var gibi.

Sonuç olarak niş parfüm kalitesini veriyor ama kokusal anlamda kendime yakın bulamadım. İsminden dolayı ağır ve sert deri kokusu beklerken, yumuşacık feminen yapıyla karşılaştım.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı normal seviyede. Serin havalarda kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu Patricia de Nicolai tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

30 Mart 2022 Çarşamba

Blend Oud - Hour (2015)

İtalya merkezli niş parfüm evi Blend Oud’un Original serisine ait parfümlerden Hour, markanın internet sitesinde oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış. Parfümün resmi açıklaması şu cümlelerle yapılmış: “Hour baştan çıkarmanın özüdür. Aşık olan iki kişiden esinlenen çiçeklerin hoş bir kombinasyonu. Bu kokudaki tüm elementler mükemmel bir denge içinde olduğunda, bu kıvılcım ve kimya anının bir göstergesidir.”

Hour’un açıklanan notalarında ananas, iris ve pembe biber gibi sevdiğim öğeler bulunuyor. Parfümün ilk saniyelerinde saydam meyveler karşımıza çıkıyor. Açıklanan üst notalarda ananas var ki burada Aventus benzeri ananas bulunmuyor. Hour’un meyvemsiliği çiçeksi, olgun meyveliliğe yakın duruyor. İlerleyen saatlerde meyveli çiçekli yapı devam ediyor. Bir parça iris ve yaseminle hafiften sabunlu hale geliyor. Sonlarda ana yapı fazlaca değişmiyor.

Hour, duru, sade, dingin, temiz, düz çizgide ilerleyen bir parfüm. Sevmesi ve kullanması kolay denebilir. Ferah sayılabilecek meyveler ve kaliteli çiçeklerle süslenen ana aks, yapaylık barındırmıyor. Uniseks olarak sunulsa da kadın kullanımına yakın duruyor.

Hour’un en ilginç tarafı Chanel’in sevilen parfümü Chance’ye benzetilmesi. Kullanım döneminde ben de Chance’ye benzettim. Hour daha nötre yakın dururken, Chance daha kadınsı ve ekşi kokuyordu. Hour için Chance’nin niş benzeri denebilir.

Sonuç olarak hoş ve duru bir eser. Dünyayı sarsmayacağı bir gerçek. Benzersiz ya da sıra dışı değil. Performans anlamında sınıfı geçemiyor. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı eh işte, etrafa yayılımı düşük sayılabilir. Ilık ilkbahar-yaz günleri için fena olmaz.

Koku Güzelliği:10/6.5

7 Mart 2022 Pazartesi

Blend Oud – Oud Sapphire (2018)

“Oud Sapphire, ilk maceracıların dünyanın en büyük safir alanını keşfettiği Ilakaka köyünde Madagaskar’ın kalbine yolculuktur. Parfüm, ömür boyu aradığı mavi mücevheri bulan ve ona sunmak için sevgilisine koşan madencinin hikayesini anlatıyor. O zaman gerçek hazineyi bulur, aşkın zenginliğini. Kompozisyon bir koku şiiridir: güllerin, rüzgarın, bir kadın teninin kokusunu hatırlatır. Genç ve çiçek açan duyguların sembolü menekşe ve daha olgun aşkı temsil eden gül notalarıyla açılıyor. Son bölüm, Oud’un derinliğini ve hikayenin cevherinin bulunduğu büyülü yeri kutlayan yoğun ve hafif dumanlı koku alma törenidir.”

Blend Oud’un 2018 yılı çıkışlı parfümü Oud Sapphire’nin resmi tanıtımı yukarıdaki cümlelerle yapılmış. Markanın Voyage serisine ait Oud Sapphire’nin açıklanan notalarında Türk gülünün yanısıra Bulgar gülü, menekşe ve oud yer alıyor.

Oud Sapphire’nin ilk saniyelerinde pudralı çiçekler karşımıza çıkıyor. Ağır ve kadınsı menekşeye şekerli vanilyalı gül eşlik ediyor. Orta kısımda menekşenin etkisi azalırken şekerli ve pudralı gül merkeze geçiyor. Sonlarda bu sefer gül geri çekiliyor. Gülün yerine oud, benzoin ve amber geliyor. Kapanışı en güzel bölümü diyebilirim.

Ağır, çiçeksi, pudralı ve şekerli ilk iki saate tahammül edebilirseniz, sonlarıyla küçük çaplı şölen yaşatıyor Oud Sapphire. İlk saatlerin yağlımsı, güllü yapısı Arap-Ortadoğu temasını hatırlatıyor. İlk bir saati gül sularını ya da gül lokumunu andırıyor. Pudramsılığın fazla olması kadınsı hissiyat veriyor. Parfümün tanıtımındaki ipuçlarını incelersek, kadın kokusu olduğu sonucu çıkıyor. Erkek kullanımına uyacağını pek sanmıyorum.

Parfümün genel yapısı yoğun güllü kokularıyla ünlü Montale parfümlerini anımsatıyor. Blend Oud, parfümünü oryantal odunsu olarak sınıflandırmış. Bu doğuya öykünen parfümü denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Kalite anlamında sorun görünmüyor. Günlük kullanıma uymayabilecek tematik yapısı, bu tür eserleri seven koleksiyonerlere hitap ediyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın üzerinde diyebilirim. Performans anlamında sizi üzmeyeceği kesin. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir. Yaz sıcaklarında boğucu ve ağır kaçabilir.

Oud Sapphire’yi kullanan kimi yorumcular kokusunu Maison Francis Kurkdjian’ın son zamanlarda dikkat çeken parfümü Oud Satin Mood’a benzetmiş. Bunu da küçük bir bilgi olarak vereyim.

Koku Güzelliği:10/6

5 Kasım 2021 Cuma

Gucci - Memoire d’une Odeur (2019)

Gucci’nin 2010’lu yıllardaki parfümlerinin pek ses getiremediğini farkeden markanın yaratım yöneticisi Alessandro Michele muhtemelen harekete geçmiş. Alessandro Michele, sadece parfümler anlamında değil, Gucci’nin son dönemdeki küresel marka imajına da önemli katkı yaptı. Gucci’nin rakipleri karşısındaki gerileyen imajına iyi gelmişe benziyor Alessandro Michele.

2019 yılında Alessandro Michele’in öncülüğündeki Gucci tasarım ekibi, yepyeni parfüm oluşturmaya karar verdi. Şişesi eski parfümleri andıran Memoire d’une Odeur, Gucci’ye göre cinsiyetsiz ve zamansız bir eser. Parfümün mineral aromatik isimli yeni koku ailesine ait olduğu vurgulanmış. Resmi tanıtımda papatya çiçeğinin vurgulandığını görüyoruz. Parfümün ünlü tasarımcısı Alberto Morillas ise şöyle demiş: “Miskli mineral akoru, kokunun temel taşıdır. Diğer tüm kokusal elementleri saf yumuşaklıkla birleştirir.”

Memoire d’une Odeur’un başlangıcı ferah sayılamayacak kremsi çiçeklerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında Roma papatyası var fakat burada daha çok vanilyamsı pudralı yasemini andıran beyaz çiçekleri algılayabilirsiniz. Orta bölüme geçildiğinde kremsi, tatlı vanilyalı beyaz çiçekler devam ediyor. Gucci’nin internet sitesinde orta kısımda Hindistan yasemininden bahsedilmiş. Orta bölümde büyük değişim yaşanmıyor. Sonlarda vanilya yoluna devam ederken sandal ağacı da kendisini güçlü şekilde hissettiriyor.

Memoire d’une Odeur, baştan sona pek değişmeyen şekerli, pudralı, vanilyalı, kremsi beyaz çiçekli misk parfümüne benziyor. Her ne kadar Gucci bu arkadaşı cinsiyetsiz olarak sınıflandırsa da kadınsı tarafı önde diyebilirim. Gucci bu parfümde papatya öğesini öne çıkarmış. Genel yapısı bana daha çok vanilyalı beyaz çiçekleri andırdı. Eğer papatya ağırlıktaysa da fazlaca tatlı ve pudralı papatyadan bahsedilebilir. Çok sıra dışı ya da ilginç değil. O harika şişesine bakıp, retro koku formu beklerseniz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

Memoire d’une Odeur’u büyük umutlarla denemeye başladım fakat sıradan sayılabilecek basit formla karşılaştım. Kalite anlamında kötü değil ama böylesine üzerinde çalışıldığı iddia edilen parfümün daha ilginç davranmasını beklerdim. Hafiften Comme des Garçons’un garip parfümü Odeur 53’e benzeyen Memoire d’une Odeur, bu tür eserleri seven koku bağımlılarının ilgisini çekebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı fena değil. Gün içinde ara ara size kendisini hissettiriyor ki bu durum hoşunuza gidebilir. Sonbahar-kış dönemine yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

16 Ekim 2021 Cumartesi

Prada – Infusion d’Iris (2015)

Prada’nın 2007 yılında çıkan kadın parfümü Infusion d’Iris, ilk çıktığı dönemde parlamış, sonrasında yıldızı sönmeye başlamıştı. Prada, 2015 yılında Infusion d’Iris’i reformüle edip tekrardan piyasaya sürdü.

2015 yılı çıkışlı Infusion d’Iris, Prada’nın internet sitesinde turunçgil çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Resmi tanıtımında “Değerli ve bulunması zor Les Infusion De Iris, İtalyan mandalinası, tunus nerolisi, galbanum, orris, sedir ağacı, benzoin ve tütsü temel notalarının karışımıyla irisin şehvetli yorumudur” cümlesiyle lansmana çıkmış. Açıklanan notalarında en ilgi çekici öğe sakız ağacı teması denebilir.

Parfümün ilk saniyelerinde sabunsu ve damla sakızını andıran tozlu turunçgiller bizi karşılıyor. Açıklanan notalarında mandalina ve neroli var ki ilk saniyelerdeki ferah sayılamayacak turunçgillerin kaynağı muhtemelen bu notalar. Orta kısımda sabunsuluk devam ederken bu sefer tozlu iris çiçeği partiye katılıyor. Geri planda yüksek ihtimalle vetiver bulunuyor ama açıklanan notalarında yer verilmemiş. Sonlarda odunsu yapıyla kapanış yapılıyor.

Infusion d’Iris, basit, sakin, yumuşak ve barışçıl bir parfüm. Derin değil, karmaşık davranmıyor, rahatsız etmiyor. Fazlasıyla durgun, iddiasız, uysal ve hatta huzurlu denebilir. Onun hareketsiz ve pasif kokusu bir süre sonra konforlu hale de gelebilir uyuşuk da hissettirebilir. Bu anlamda düz çizgide devam eden sabunsu-çiçeksi kadın parfümü arıyorsanız şık ve kaliteli seçim olacaktır.

Kimi kullanıcıların yeni yıkanmış kıyafet kokusuna benzettiği Infusion d’Iris, temizlik hissi veren genel yapısıyla beyaz gömlek üzerine sıkılabilecek en hoş eserlerden birisi.

Eau de Parfum olmasına rağmen performansı kötü ne yazık ki. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı zayıf. Ilık ilkbahar günlerine daha çok yakışacağını sanıyorum. Kokusunu Daniela Andrier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

13 Ağustos 2021 Cuma

Tiziana Terenzi – Casanova (2014)

İtalyan aile niş parfüm evi Tiziana Terenzi’nin büyümesi hız kesmeden devam ediyor. 2021 yılı ortası itibariyle seksenden fazla parfüme sahip olan Terenzi, 2014 yılında ilhamını Venedik ve Kazanova’dan alan kokusu Casanova’yı piyasaya sürdü.

Venedik’in romantik sokaklarının anlatıldığı resmi tanıtımına bakarak Casanova’nın aşktan esinlendiğini bile düşünebiliriz. Parfümün ilk saniyeleri çiçeksi pudralı yapıyla gerçekleşiyor. Oldukça tatlı pudramsı koku, kadınsı ve temiz denebilir. Orta bölümde pudralı kısım devam ederken çiçeklerin yerini bir parça baharat ve deri alıyor. Sonlarda pudralı taraf geride kalıyor. Alt notalarda amber, odunsular ve miskin hakimiyetinden bahsedebiliriz.

Casanova, ilk anlardan itibaren fazlaca baskın ve oldukça şekerli pudralı çiçeklerin başat rol oynadığı sabunsu oryantale benziyor. Parfümün genelinde baharatlar baskın olmasa da orta bölümde pudranın etkisini kırması açısından olumlu denebilir. Geri planda hissedilen şekerli deri kadınsı hissiyatı azaltmıyor.

Casanova ismi, çapkın bir erkeği çağrıştırıyor ve iddialı adına binaen karşımıza cazibeli erkek parfümü çıkacağı algısı yaratıyor. Oysa daha ilk saniyelerde erkeksi tavırla ilgisi olmadığını anlıyoruz. Casanova, uniseks olarak konumlandırılmasına rağmen şaşırtıcı derecede kadınsı davranıyor. Parfüme kadınsılığı tabii ki temiz sabunsu yapı sağlıyor. Pudranın yanında beliren çiçeklerin de erkeksi olduğunu söyleyemem. Vanilyayı andıran son bölümün, parfümün en sevdiğim yeri olduğunu düşünüyorum.

Pudralı parfümlere hiç alışamıyorum ve Casanova’yı da pek severek kullanmadım. Rahatsız edici derecede baskın sabunsuluk ve şekerli çiçeklerin oldukça yüksek kaliteli verildiğini anlıyoruz. Evet, yapaylık hissedilmiyor fakat kokusal anlamda herkesin sevemeyeceği feminen hissiyat orta yaşlı kadınlarda iyi durabilir.

Onun sanatsallık ve uç yaratıcılık barındırdığını söyleyemeyiz. Niş parfüm sıra dışılığını size yansıtmıyor. Büyük potansiyeli bulunmuyor. Sadece temiz ve pürüzsüz kokuyor.

Extrait formunda ve performansı fena değil. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı iyi. Sonbahar-kış dönemine uyum sağlayacaktır. Kokusunu Paolo Terenzi tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

3 Ağustos 2021 Salı

Acqua di Parma – Mandorlo di Sicilia (1999)

Acqua di Parma’nın 1999 yılında başlattığı Blu Mediterraneo serisinin ilk eserlerinden birisiydi Mandorlo di Sicilia. Acqua di Parma’nın Akdeniz ve İtalyan köklerine bağlılığını pekiştirdiği Blu Mediterraneo serisi parfümleri, deniz mavisini çağrıştıran şişeleri ve çoğunlukla ferah-yazlık temalarıyla parfüm severlerin büyük beğenisini kazanıyor.

Mandorlo di Sicilia, Acqua di Parma’nın internet sitesinde kısaca şöyle tanıtılmış: “Acqua di Parma, Sicilya yaşam tarzının tatlı anılarını çağrıştıran, sizi yumuşak şekilde kucaklayan kokuya sahip Eau de Toilette yarattı: Blu Mediterraneo Mandorlo di Sicilia.” Açıklanan notalarında yıldız anason, yeşil badem gibi parfümlerde az rastladığımız öğelerden bahsedilmiş.

Mandorlo di Sicilia’nın açılışı lezzetli ve yüksek kaliteli turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk saniyelerde tatlı ve neredeyse şekerli turunçgiller çok güzeller. Orta bölüme geçildiğinde tatlı ve leziz narenciyeler azalırken, pudramsı yumuşacık vanilya ve bir parça badem yönetimi ele alıyor. Sonlarda pudralı vanilyaya misk ve sedir ağacı eşlik ediyor.

Mandorlo di Sicilia, tatlı, turunçgilli vanilya parfümüne benziyor. Blu Mediterraneo serisinde rastladığımız ferah ve yazlık narenciyeler burada bulunmuyor. Modern şekerli parfümlerin açılışını andıran neşeli ve canlı turunçgillerden bahsedilebilir. Bu serideki taze ve ferah hava Mandorlo di Sicilia’da yok denebilir. Onun yerine kışın bizi saran modern pudralı vanilyalı parfümleri andırıyor. Çok katmanlı ve derin kokmasa da çoğu kişinin sevebileceği güvenli sularda yüzüyor.

Kalite anlamında iyi yerde dursa da örneğine son yıllarda fazlaca rastladığımız şekerli turunçgiller ve tatlı vanilya kombinasyonu Blu Mediterraneo serisinin genel konseptiyle uyumsuz olmuş. Kokusal anlamda fena değil fakat artık klişe denebilecek bu form, bana fazlaca tatlı geldi.

Sanırım şanssızlığım Mandorlo di Sicilia’yı çok sıcak Temmuz günlerinde kullanmam oldu. Kimi kullanıcılar onu yaz gurmesi olarak nitelese de serin sonbahar günlerine daha çok yakışacağını sanıyorum. Mavi şişesine aldanıp da temmuz sıcaklarında onu bol bol kullanmaya kalkmamanızı öneririm.

Eau de Toilette formunda. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı vasatı aşamıyor. Uniseks olarak pazarlanıyor ki hem kadınlar hem de erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

25 Mayıs 2021 Salı

Chanel – Bois des Iles (1926)

“Kükreyen Yirmiler (Roaring Twenties), batı toplumunda ve batı kültüründe 1920’li yıllara işaret eder. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da, özellikle de Berlin, Chicago, Londra, Los Angeles, New York, Paris ve Sidney gibi büyük şehirlerde belirgin kültürel üstünlüğe sahip ekonomik refah dönemidir. 1922’de Paris’te “Bœuf sur le Toit” kabaresi açıldı ve hemen gece hayatının merkez üssü oldu. Dumanlı, bohem atmosferinde Flappers, Charleston ve Black Bottom’da doğaçlama caz müzikleriyle dans edildi. Kükreyen Yirmili yılların geceleri, caz ve java müziğinin ritmine göre hareket ediyordu. Bu egzotik enerji dalgasından ilham alan Coco Chanel, sizi egzotik çiçekler ve afyonlu kokularla dolu uzak adaların sakin, bilinmeyen sularına götüren duyusal ve baharatlı Bois des Iles’i piyasaya sürdü.”

Chanel’e göre kadınlar için tasarlanan ilk odunsu parfüm Bois des Iles, kokular evreninin önemli klasiklerinden birisi olarak tarihteki yerini aldı. Chanel’in bu ünlü kadın parfümü, ilerleyen yıllarda tabii ki reformülasyonlar geçirdi. Chanel’in internet sitesinde Bois des Iles için sandal ağacı, ylang ylang ve tonka fasulyesi notaları öne çıkarılmış.

Bois des Iles’in açılışı tatlı ve eski meyvelerle gerçekleşiyor. Tozlu şeftali ve neroliyi andıran meyvelere tabii ki aldehitler eşlik ediyor. Orta kısımda meyvemsilik devam ederken, çiçekler karşımıza çıkıyor. İris çiçeği ve gülü andıran çiçeklere sanki menekşe de destek veriyor. Sonlarda harika sandal ağacı, vanilya ve meşe yosunu sizi mest ediyor.

Bu parfümün 1920’li yıllardan günümüze geldiğini biliyoruz. Kokusal anlamda kullandığım çok eski ve tarihi parfümleri hem andırıyor hem de günümüzde kullanıma yakın duruyor. Parfümün üzerinde baştan sona dolaşan sabunsu-pudralı aldehitler onu, 1920’lere geri götürüyor. Oysa neredeyse baharatlı ve hatta şaşırtıcı şekilde dumansı tütünsü (umarım yanılmıyorumdur) tarafı 1980’li yılların erkek kokularını bile hatırlatıyor. Hatta çoğu kullanıcının Bois des Iles’i, Chanel’in ünlü erkek parfümü Egoiste’ye benzetmesi yeterince enteresan. Kullanım döneminde ben de azıcık benzerlik hissettim Egoiste ile Bois des Iles arasında. Hatta bazı parfüm severlerin Bois des Iles’i, Guerlain’in Samsara’sına benzetmesi daha da ilginç. Evet, Bois des Iles’de sandal ağacı var ama Samsara’daki kadar yoğun ve burun yakıcı olarak kullanılmamış.

Bois des Iles, çok güzel bir Chanel parfümü. Tabii ki kadın kullanımına yakın. Yüksek kaliteli ve nostaljik kokuyor. Bu haliyle yirmili yaşlarındaki hanımefendilerden ziyade, kırk yaş ve üzeri kadınlara uyum sağlayacağını düşünüyorum. Derin ve retro kokusu, denemeye değer.

Efsanevi parfümör Ernest Beaux’un tasarladığı Bois des Iles’i sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak iyi fikir. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı ilk saniyeleri saymazsak biraz düşük kalıyor.

Koku Güzelliği:10/7.5