leylak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
leylak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ağustos 2022 Salı

Jean Charles Brosseau – Jasmin Lilas (2006)

“Parlaklık ve ışıltı, Jasmin-Lilas’ın iki ana özelliğidir. Işıltılı beyazlığı sayesinde bu çiçek, bizi tamamen büyülemek için doğuştan gelen gücüne güvenir. Bahçe enfes esanslar sunuyor ve tatlı portakal dalları, yasemin, zambak, leylak ve mevsimin ilk güllerinin yanı sıra yeni, taze yeşil yapraklara öykünüyor.

İspanyol kavunu, şeftali ve ananasla dolu meyve kaselerinin yanında büyük bir beyaz çiçek buketi hayal edin: Jasmin-Lilas sizi bir bahar bahçesinin aydınlık atmosferine sürükleyecek.”

Jean Charles Brosseau’nun Fleurs d’Ombre serisine ait Jasmin Lilas’ın resmi tanıtımı yukarıdaki cümlelerle yapılmış. Markanın pek öne çıkamayan parfümü Jasmin Lilas hakkındaki güzel yorumlar, ilgimi çekmesine yetti. Beyaz çiçekli olarak sınıflandırılan parfümün açılışı tatlı armut benzeri meyvelere eşlik eden zambakla gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki sabunlu kadınsı hissiyat orta bölümde de devam ediyor. Orta kısımda beyaz çiçeklerin hakimiyeti artıyor. Yasemin daha baskın hale geliyor. Sonlarda büyük değişim görülmüyor.

Jasmin Lilas büyük resimde sabunlu beyaz çiçekli (yasemin, leylak ve zambak) kadın parfümü havasında ilerliyor. Baştan sona büyük değişim görülmüyor. Kaliteli sayılabilecek pürüzsüz feminen çiçekler onu safkan kadın parfümü haline getiriyor. Niş parfüm kalitesindeki ana yapı fazlasıyla düz ve bir erkek için kısa süre içinde sıkıcı olma ihtimalini barındırıyor. Bu tür kadın parfümleri genellikle sevilir ve onu üzerinde taşımaktan zevk alacak hanımefendiler muhakkak olacaktır.

Şık ve asil koktuğunu düşünüyorum. Genç kız parfümünden ziyade otuz yaş üzeri kadınlara yakışacağını sanıyorum. Bu tür sabunlu saf beyaz çiçekler ya anaç hissiyat verir ya da iddialı davranır. Jasmin Lilas iki duygunun ortasında duruyor.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare eder. Etrafa yayılımı ortalamanın altında. İlkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu ünlü burunlardan Pierre Bourdon tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

21 Mayıs 2019 Salı

Chloe – Love (2010)

Fransa merkezli modaevi Chloe’nin parfüm serüveni genişleyerek devam ediyor. Dünya çapında kadınlardan büyük beğeni toplayan parfümleriyle Chloe, ciddi anlamda yatırım yapmaya başladı parfümeri sektörüne. 2019 yılının mayıs ayı itibariyle otuzdan fazla parfüm seçeneğiyle rakiplerine direnen Chloe’nin ilginç tarafı hiç erkek parfümüne sahip olmaması. Sadece kadın parfümleri üreten Chloe’nin 2010 yılında başlayan Love isimli parfümleri, yerlerini 2014 yılından itibaren Love Story’lere bıraktı. 2010 çıkışlı Love, en ez Love Story kadar ilgi görmüştü.

Çiçeksi odunsu miskli olarak sınıflandırılan Love’un açılışı portakal çiçeğiyle gerçekleşiyor. Tatlı ve modern çiçeksi açılışı pek ferah sayılmaz. Orta kısma geçildiğinde portakal çiçeği ortadan kaybolurken, kadınsı çiçeklerin ağırlığı artıyor. Sabunsu çiçeklerden iris ve sümbülü ayırt edebiliyorum. Love’un açıklanan notalarında leylak ve mor salkım da buluyor. Sabunsu orta kısım zaman zaman pudralı tarafa doğru da yöneliyor. Kapanışta çiçekler hala varlığını devam ettiriyor. Misk, böylesine çiçeksi bir parfümün kapanışına rahatlıkla uyum sağlıyor.

Love, safkan bir kadın parfümü. Başından sonuna kadar feminen duruşunu değiştirmiyor. Sabunsu hatta pudralı çiçek kokusu denebilir Love için. Çoğu kullanıcı iris çiçeğini öne çıkarsa da leylak, sümbül ve parfümlerde pek rastlamadığımız mor salkım da anlaşılan ana yapıya güçlüce destek veriyor. Miskin verilişini ise pek başarılı bulmadım ne yazık ki.

Love’un resmi olarak açıklanan notalarında iki ilginç sayılabilecek öge var: talk pudrası ve pirinç. Hadi pudra temasının birçok kadın parfümünde kullanıldığını biliyoruz ama pirinç neden eklenmiş nota listesine anlayamadım. Love’un pirinç gibi kokmadığına eminim. Daha çok gül benzeri çiçekleri andırıyor Love’un ana gövdesi.

Sonuç olarak tahmin edersiniz ki benim için fazlaca çiçeksi ve fazlaca kadınsı bir arkadaş Love. Erkek tenimde tabii ki pek iyi durmadı ama doğru kadında ve doğru yerde hoş ve çarpıcı olacağını sanıyorum. Kimi yorumcuların eski kadın parfümlerine benzettiği Love, biraz üst yaş gruplarına yakın gibi duruyor. On sekiz yaşındaki genç hanımefendilerden ziyade, otuz yaş ve üzerindeki kadınlara uyum sağlar sanki.

Kalite anlamında harikalar yaratamasa da performans kısmında iyi iş çıkarıyor. EDP formunda. Kalıcılığı gayet yeterli. Etrafa yayılımı ilk yarım saat yüksek. İlkbahar-sonbahar döneminde kullanmaya daha yakın gibi geldi bana.

Bir Chloe parfümünü daha kendime yakın bulamadım ne yazık ki. Oysa kokusunu, oldukça popüler olmuş parfümlere imza atan Louise Turner ve Nathalie Gracia-Cetto birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

18 Ocak 2018 Perşembe

Dolce & Gabbana – The One (2006)

Dolce&Gabbana modaevinin 2006 yılında piyasaya sürdüğü The One isimli parfümlerinin iddiasını anlamak için markanın tanıtım yüzüne gözlerimizi çevirmemiz gerekiyor. Dünyaca ünlü aktris Scarlett Johansson’un reklam yüzü olduğu The One, bu anlamda büyük bir pazarlama kampanyasıyla gün yüzüne çıktı. Anlaşılan Dolce&Gabbana’nın The One’dan beklentileri oldukça yüksekti.

Beklentilerini karşıladı mı bilemiyoruz fakat 12 yıl içinde The One parfümleri seri haline geldi. İki yıl sonra çıkan The One For Men ve devamlarıyla birlikte 16 parfüme ulaştı The One ismi. Artık The One serisine ismini veren ilk parfüme yer vermenin zamanı gelmişti Parfüm Merakı’nda.

Kendi sitelerinde çiçeksi oryantal olarak sınıflandırdıkları The One’ın açılışı kadınsı çiçekler ve tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Pek başarılı bulmadığım turunçgillere litçi isimli tropikal meyve eşlik etse de sevemedim ilk saniyeleri. Orta kısımda meyvelerin rolü azalırken çiçeklerin gücü giderek artıyor. Çiçekler derken oldukça kadınsı ve burnu-algıları tırmalayan beyaz çiçeklerden bahsedebilirim. Açıklanan orta notalarında leylak var. Muhtemelen yasemin de destek veriyor leylağa. Orta bölüm benim için fazla yapay, zor ve kadınsı. Kapanış neyseki durumu kurtarmaya çalışıyor. Çiçeklerin ve meyvelerin neredeyse kalmadığı alt notalarda kremsi leziz vanilya tek hakim diyebilirim. Kremsi vanilyaya aynı şekilde kremsi ve neredeyse tropikal denebilecek sütsü misk eşlik ediyor. Parfümün en sevdiğim yeri kapanışı oluyor.

The One hiç şüphesiz ki meyveli-çiçeksi kokuyor. Modern, yapay, kadınsı meyveler ve çiçekler üst-orta notaları fena halde domine ediyor. Bu tür ağır kadınsı çiçekler çoğu zaman başımı ağrıtır ve The One’da bu kuralı değiştirmiyor. Kapanışta huzura ve olgunluğa ulaşan The One için saatlerce eziyet çekmenin benim için anlamı yok.

Evet tam bir kadın parfümüyle karşı karşıyayız. O, her şeyiyle baskın bir dişi. Her ne kadar etrafa yayılım olarak saldırgan davranmıyorsa da oldukça iddialı bir parfüm. Onu kullandığınızda gerçek bir parfümü üzerinizde taşıdığınızı hissediyorsunuz. Buraya kadar pembe hayallerle geldik. Şimdi gerçeklere geçeyim.

The One, kaliteli ve doğal kokan bir parfüm değil. Üst-orta bölümdeki sıradan şekerli meyveler ve çiçekler onlarca yeni nesil kadın kokusunda karşımıza çıkacak türden. Son bölümdeki başarılı kremsi vanilyaya ulaşana kadar baş ağrısından ölmezseniz şanslısınız. Allah’tan performansı yüksek değil The One’ın. Bir de çok kalıcı ve fark edilirliği yüksek olsaydı, o vasat aromaya saatlerce nasıl dayanabilirdim bilemiyorum.

The One benim için hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Doğru kadında çok daha ilginç kokacak The One benim üzerimde başarısızdı. Bolca tatlı ve piyasa işi gibi davranan kokusunu kadınların seveceğini görmek zor değil. Kullanım döneminde orta kısımdaki çiçekleri biraz Coco Mademoiselle’e benzettim. O parfümü de sevememiştim The One’ı da sevemedim.

The One, EDP formunda. Kalıcılığı idare eder, fark edilirliği zayıf. Sonbahar-kış mevsimine uyacağını düşünüyorum. Genç kız arkadaşlardan ziyade 25 yaş üzeri hanımefendiler kullansa belki de daha iyi olur.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5

6 Ekim 2017 Cuma

Azzaro – Mademoiselle (2015)

Şöhretli erkek parfümleriyle tanınan Azzaro’nun, kadın parfümleri alanında biraz geride kaldığını söylemek yanlış mı olur acaba? Azzaro’nun erkek parfümleriyle anılır olmasını Chanel’in kadın parfümleriyle anılır olmasına benzetiyorum. Tabii markaların böyle tercihleri olacağını sanmıyorum fakat gerçekler değil algılar çağındayız artık.

Açıkçası Azzaro’nun Mademoiselle isimli yeni bir kadın parfümü olduğunu gördüğümde şaşırdım. 2015 yılında piyasaya sürülmesine rağmen hiç haberim olmamış meğer. Gerçi o kadar çok yeni parfüm piyasaya sürülüyor ki artık takip etmek mümkün değil. Azzaro’nun Mademoiselle’ini merak ettim ve denemeye karar verdim. Tabii bu ismin Chanel’in ünlü Mademoiselle serisine benzediği dikkatlerden kaçmamıştır. Burada Azzaro, Chanel’i taklit etmiştir yargısına ulaşmak doğru olmayabilir. Sonuçta Mademoiselle, hangi marka için olursa olsun kadın parfümü anlamında harika bir isim.

Azzaro’nun sitesinde Mademoiselle’in Parisli ruhu vurgulanmış. Ferah, şık ve cazibeli tarafı unutulmamış. Kokusunda üç notaya özel önem verilmiş: Şeftali, leylak ve iris ağacı. Parfümün açılışı meyvelerle gerçekleşiyor. Bahsedilen şeftali ilk saniyelerde karşımıza çıkıyor. Leziz, canlı ve modern şeftali oldukça kadınsı verilmiş. Orta bölümde şeftalinin etkisi devam ederken çiçekler yavaş yavaş nüfuz etmeye başlıyorlar. Yasemin benzeri feminen çiçekler artık başrolde orta kısımda. Tabii orta notalar için meyveli-çiçeksi diyebiliriz rahatlıkla. Kapanışta büyük değişim yok. Yumuşak odunsular çok ilginç değil. Orta bölümle paralel ilerliyor alt notalar.

Azzaro’nun Mademoiselle’si, ismi gibi tam bir genç hanımefendi parfümü. Tanıdık meyveli-çiçeksi hissiyat benzersiz ya da farklı değil. Bir kadın parfümü nasıl kokarsa Mademoiselle aynen öyle. Turunçgillerden ziyade çiçeksi meyveli yapının önde olduğu Mademoiselle, genç hanımefendiler ve başlangıç seviyesindeki parfümseverler için fena seçenek değil.

Mademoiselle’nin sıradışı olmadığını ve piyasadaki diğer orta kalite kadın parfümlerine benzediğini söylemek gerekiyor. Her ne kadar kullanmadan önce Azzaro ismi biraz heyecan yaratsa da vasat bir deneme benim için. Bu tür baskın kadınsı parfümlerde yanılabilirim. Çünkü hem bu tarz kokuları pek benimseyemiyorum hem de bir erkeğin üzerinde böylesi feminen çiçekler iyi durmayabiliyor. Onun için bu tür genç kız kokusu meyveli-çiçeksi parfümleri bir de siz deneyin, belki hoşunuza gider. Bu tarz birbirine benzeyen yüz tane parfüm denesem muhtemelen yine aynı uyumsuzluğu yaşayacağım.

Mademoiselle ismini ilk gördüğümde hemen aklıma Chanel’in Coco Mademoiselle’si geldi. Chanel’in Coco Mademoiselle’sine benziyor mu diye hafızamı yokladım. Coco Mademoiselle orta kısımdan itibaren öne çıkan parlak ve yapay paçulisiyle Azzaro’nun Mademoiselle’sinden epey farklı bir yolda ilerliyor. Aralarında sadece isim benzerliği olsa da iki parfümün yoğun kadınsı-çiçeksi yönü bir parça benzetilebilir. Zaten mutlaka benzerlik bulma çabasını fazla zorlamamak gerekiyor.

Mademoiselle birçok kadın parfümünün aksine EDT formunda. Kalıcılığı ve fark edilirliği normal seviyelerde. Sıcak yaz günlerinde biraz içinizi bayabilir. Ilık ilkbahar onu kullanmak için en güzel dönem diyebilirim. Otuz yaş altı genç hanımefendi kokusu gibi duruyor. Günlük kullanıma gayet uygun.

Koku Güzelliği:10/5