Carolina
Herrera – 212 Sexy Men (2006) Markanın popüler erkek parfümü.
Parfüm Merakı:
Ah o moda dergileri yok mu? Bütün suç onların.
Parfüm Merakı
okuyucusu: Niye ki Parfüm Merakı. Ne yapmışlar?
Parfüm Merakı:
Her şeyin en,en, en bilmem bir şeylerini yayınlıyorlar ya oradan diyorum. En
iyi buluşma mekanları, partnerini çıldırtmanın en iyi 10 yolu (bir insan neden
partnerini çıldırtmak istesin onu da anlayamadım ya :)), en
iyi espresso içilecek yerler. Köpeğinizi gezdireceğiniz en iyi parklar ve daha
onlarcası.
İşin şakası
bir tarafa, son yıllarda “trend” olayı almış başını gidiyor. Modadan sinemaya,
eğlence mekanlarından müziğe kadar her şeyin en trend olanına meyil etme durumu
sanırım günümüz insanının açmazlarından olsa gerek. Hele ki değerli
kadınlarımız bu trendlere uyma işinin biraz suyunu çıkarmaya da meraklılar. Bir
ayakkabı moda olmasın. Amanın. Her üç kadının iki buçuğunda o ayakkabı.
Hatırlarsanız bir aralar Puma’nın siyah boksör ayakkabıları gibi bir modeli
çıkmıştı. Herkes de ondan oluvermişti bir hafta içinde. Tabiki üç ay sonra
modası geçince canım kardeşlerimiz olan “apaçilerin” ayaklarını süslemeye
başladı bu sefer.
Yahu Parfüm
Merakı şu “Ugg” modasını da ıskalama dediğinizi duyar gibiyim. Hani şu ayı
patisine benzeyen bol tüylü botlar. Ve modası geçince aynı hızla yok olup
gidiyorlar. En ilginci de o. E şimdi moda diye aldın ayakkabıyı. Üç kere
giydin. Modası birden geçiverdi. Daha yepyeni. Ne yapıyorlar öyle durumlarda
merak ediyorum. Hani şehirlerimizde geri dönüşüm kutuları var. Öyle bir şey
yapılabilir bu tür modası geçmiş yepyeni kıyafetler ve diğer bilumum şeyler
için. Modası geçen ayakkabı ya da ojeyi at “Moda Dönüşüm Kutusu”na. Sevgili
okuyucular görüyorsunuz fikir var ama uygulama yok.
Madem trendler
ve moda hayatımızın bu kadar içinde. O zaman bizde ilgi ve sevgi alanımız olan
parfümlere bakalım kısaca. Özellikle 1990’lı yılların ortalarından itibaren
sanırım parfüm trendleri de değişmeye başladı. Belki de dünyadaki “gurme
turizminin” de artmasıyla parfümlerde yiyecekler gibi kokabilir fikri öne
çıktı. Ama yiyecek derken hünkar beğendi ya da zeytinyağlı enginar değil
tabiki. Ağırlık tatlı yiyeceklerden yana oldu. Çikolata, süt, kahve, karamel,
kakao, gofret, kek, pasta vb. gibi besinlerin kokuları parfümlere uyarlanmaya
başlandı. Bu akımın kuşkusuz ilk ve en önemli parfümleri Thierry Mugler’den
geldi. Çok kısa arayla çıkan A Men (Angel Men) ve Angel parfümleri parfüm
dünyasında küçük çaplı bir sarsıntı yarattı diyebiliriz. Çikolata ile silhatı
(paçuli) birleştiren bu iki parfüm ilk çıktıkları andan itibaren büyük ses
getirdi. Özellikle kadın versiyonu olan Angel şimdiden “kült parfümler”
listesine adını yazdırmış gibi görünüyor.
Parfüm
trendlerindeki bu radikal değişim, normal olarak diğer markaları da etkiledi.
Ve bir çok parfüm üreticisi yönünü tatlı kokan (şekerli bile diyebiliriz),
karamelize, çikolatamsı, vanilyalı aromalara çevirdi. Yani rekabet artık
burada. Ve bu rekabet bir çok yeni ve birbirini andıran parfümün ortaya
çıkmasıyla devam ediyor. Tabiki markalarda bu pazardan en büyük payı kapmanın
peşindeler.
Bu konudan
sanırım daha önce de bahsetmiştim. Çünkü önemli bir yanı var. Adeta parfüm
endüstrisinin seyrini değiştiren bir durum diyebilirim. Fakat niche markalar
nispeten popüler markalara göre daha özgür olduklarından farklı yorumlara yer
veriyorlar. Ama gördüğüm kadarıyla önümüzdeki yıllarda bu tip gourmand denilen
parfümler ağırlıklı olarak görülecek. Arada çıkacak farklı istisnalara da
muhakkak şahit olacağız.
Yabancıların
gourmand dedikleri parfümlerden birisi ile karşınızdayım. Başarılı modacı
Carolina Herrera’nın büyük iş yapan parfümü 212 ülkemizde de çok
kullanılıyordu. Hala da oldukça seveni olduğunu düşünüyorum. 2006 yılında ise
sanırım 212 isminin gücünü kullanarak yeni bir parfüm çıkardılar. 212 Sexy Men,
abisi 212 Men’e hiç benzemiyor dersem yanlış olmaz. Yani tamamen farklı
tarzdalar. Kendi sitelerinde parfümlerini “ferah fujer” olarak
sınıflandırmışlar. Ve şöyle bir pazarlama yazısına imza atmışlar:
“Seksi,
gizemli, erkeksi... 212 Sexy Men, mandalina ve bergamotla belirginleştirilmiş
enerjik bir tazeliğin kombinasyonu. Kakuleyle harmanlanmış biber ve çiçeklerin
taç yapraklarına ait notalar zarif ve baharatlı bir çekicilik yaratıyor.
Vanilya ve miskle harmanlanmış odunsu alt notalarla da erkeksilik dışa
vuruluyor. Şişenin kapanışı ve açılışı, patlıcanın ve koyu pembe tonlarının
duyusal karakterini tamamlayan güç, dayanıklılık ve kalite duygusu veriyor.”
Resmi tanıtım
cümlelerini bir kenara bırakalım ve kokumuza geçelim. İlk sıktığımda kremsi ve
biraz vanilyamsı turunçgil beni karşıladı. Açıklanan notalarında mandalina var.
Evet muhtemelen hafif tatlı bir mandalina olmalı bu koku. Bana nedense Paco
Rabanne – 1 Million’ı hatırlattı. Yani son zamanlarda bolca duymaya alıştığım
bir koku. Üst notaları fena değil. Orta notalarına geçildiğinde doğal olarak
turunçgiller geri plana düşüyor. Ve ortaya tatlımsı baharatlar, biraz vanilya
ve amber geçiyor. Baharat derken tarçın, kakule ve biber olabilir. Bu kısım
parfümün en sevmediğim yeri diyebilirim. Normalde sevmem gereken orta notalar
oldukça yapay kokuyor. Hatta biraz baş ağrısı bile yaptı her seferinde. Alt
notalarına gelindiğinde vanilya daha baskın hale geliyor. Kremsi vanilyaya bu
sefer de yumuşak tatlımsı odunsu notalar ekleniyor. Alt notalar daha tahammül
edilebilir. Ama hala çok sevdiğimi söyleyemem. Yani özetle, tatlı turuçgiller
(ağırlık portakal-mandalina), tatlı baharatlar (tarçın, kakule ve biber),
vanilya, amber ve odunsu notalar. İşte 212 Sexy Men.
Kısa bir
düşünme sürecinden sonra 212 Sexy Men’i onlarca yeni, popüler parfüme
benzetebilirim. Sanki hepsinden birer parça araklamış ve ortaya geniş
kitlelerin sevebileceği, yüksek satış rakamlarına ulaşabilecek, kadınların
hoşuna gidebilecek bir parfüm meydana getirilmeye çalışılmış. Fakat sanırım
artık kantarın topuzu kaçmaya başlıyor. Çünkü her marka birbirinin aynısı
tatlı, baharatlı, vanilyalı, gourmand tarzında parfümler piyasaya sürmeye
başladı. Ne yazık ki kalite ise giderek düşüyor. Ve ben sıkılmaya başladım.
212 Sex Men’i
uzun uzun anlatmaya gerek yok. Yves Saint Laurent – Body Kouros ve La Nuit de
L’Homme, Jean Paul Gaultier – Le Male, Rochas Men, Bond No.9 – New Haarlem,
Lanvin – Arege Pour Homme, Gucci – Envy For Men, Paco Rabanne – 1 Million,
Guerlain – L’Instant de Guerlain Pour Homme ve aklıma gelmeyen onlarca örnek
daha. Emin olun 212 Sexy Men bu parfümlerden çok farklı değil. Genel olarak
birbirinin aynı kokmaya başlayan tatlı, baharatlı vanilyalı parfümler kervanına
katılmış bulunuyor.
212 Sexy Men,
yaşı çok genç erkeklerin piyasa yapmak için kullanacakları bir parfümden daha
fazlasını vaat etmiyor. Hiçbir yeni tarafı yok. Piyasada onlarca aynı kokan
parfümün bir başka tekrarı olarak karşımıza çıkıyor. Hatta biraz ucuz kokan
açık parfümlere de benzettim.
Sıcak,
vanilyalı, baharatlı, yapay, vasat bir kokuya sahip. Kimi kullanıcılar Le
Male’ye benzetmişler. Fakat ben aralarında çok büyük benzerlikler görmedim.
Keşke Le Male’ye benzeseymiş. Bence La Nuit de L’Homme, Body Kouros ve Le
Male’yi birleştirin. Alın size 212 Sexy Men. Daha ne diyeyim bilmiyorum ki.
Hatta başka bir şeyler söylemeye gerek yok. Benim için kesin bir hayal
kırıklığı. Denemeden almayın derim. Çünkü bu tarzın çok daha iyi seçenekleri
mevcut.
Luca Turin 212 Sexy Men’i miskli oryantal
olarak sınıflandırmış. Ve en düşük notu olan beş üzerinden bir vermiş. Sanırım
yine Luca Turin ile hem fikiriz bu konuda. Haa yok ben onun kadar acımasız
olmaz ve beş üzerinden en fazla iki yıldız verirdim. Daha fazlası ise mümkün
değil.
Parfümün tasarımını ünlü burunlardan
Alberto Morillas ile Rosendo Mateu yapmışlar. Morillas üstada yakışıyor mu
böyle bir parfüm şimdi hıı?
15-25 yaş arası erkeklerin kullanımına daha
uygun gibi görünüyor. Sonbahar-kış mevsiminde kullanmak gerek. Sıcak havalarda
boğucu olabilir.
Artıları:
+ Başlangıcı fena değil
+ Kızların hoşuna gidebilecek bir tarafı
olabilir.
Eksileri:
- Orta notalarını sevmedim.
- Genel olarak yapaylık rahatsız ediyor.
- Vasat kelimesinin karşılığı adeta.
Koku Güzelliği:10/5