31 Mart 2021 Çarşamba

Rochas – Moustache (2018)

Rochas’ın 1940’lı yıllardan kalma önemli parfüm klasiklerinden Moustache’yi, derin koku bağımlıları iyi bilir. Erkekler için tasarlanan ve efsanevi parfümör Edmond Roudnitska tarafından 1949 yılında tasarlanan Moustache ismi, Van Dyck’ın İngiltere Kralı 1. Charles portresinden esinlenmiş. Rochas’ın erkeksi tarihsel başarı sembolü Moustache, 2018 yılında tamamen yenilenmiş olarak raflardaki yerini aldı.

2018 yılında tamamen farklı bir koku olarak fakat aynı isim ve şişeyle güncellenen Moustache, Rochas’ın internet sitesinde “bugünün özgür ve iddialı erkeğinin gücü ve duyusallığından ilham aldığı” yazılmış. Odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış.

Moustache’nin açılışı tatlı turunçgiller ve nane-mentole benzeyen temayla gerçekleşiyor. Geri planda kremsi vanilyayı andıran tatlılıkla birlikte tanımlanması zor kokuyor. Orta kısımda pembe biberin yerini erkeksi sayılabilecek gül alıyor. Kremsi vanilya, orta bölümde de varlığını hissettiriyor. Sonlarda vanilya geriye çekilirken, sedir ağacı, benzoin ve paçuli son noktayı koyuyor.

Moustache’nin anlaması zor ilk dakikalarında lavantayı andıran sivri bir nota dikkati çekiyor. Pembe biberin yanında yüksek ihtimalle lavanta duruyor. Orta kısımda da lavantayı andıran garip nanemsi yapı devam ediyor. Orta bölümdeki gül, vanilyayla verilmiş ve neredeyse uniseks kullanıma uygun kıvamda. Sonlarda pek enteresan tarafı bulunmuyor.

Ne yazık ki 1940’lı yıllardaki ilk Moustache versiyonu denemedim. Onun için 2018 yılı Moustache ile kıyaslama yapamayacağım. Anladığım kadarıyla ilk Moustache, klasik bir fujer iken, denediğim yeni Moustache, modern sayılabilecek, vanilyamsı, nanemsi, derimsi hoş bir parfüm. Genel olarak hakkında övgü dolu yazılar okuduğum yeni Moustache fena değil ama abartılı derece aşk yaşanacak bir arkadaşa da benzemiyor. Bu modern rönevasyon, tarihi bağlamdan oldukça kopmuş ve farklı yol çizmiş kendisine izlenimi veriyor. Fazlaca erkeksi değil yeni Moustache. Derinlik taşımıyor. Düz çizgide ilerliyor. Kalite anlamında ortanın altında duruyor.

Eau de Parfum formundaki Moustache, performans anlamında harikalar yaratmıyor. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı yüksek değil. Sonbahar-kış döneminde kullanmak daha iyi fikir. Kokusunu Nathalie Gracia-Cetto tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

26 Mart 2021 Cuma

Dolce & Gabbana – The One For Men (2008)

“Dolce & Gabbana The One for Men, modern ama aynı zamanda eşsiz, zamansız klasik olan zarif, şehvetli bir parfümdür. Dolce & Gabbana The One’ın doğal, erkeksi versiyonudur. Tütün notaları ve rafine baharatların uyumundan geliştirilen oryantal baharatlı koku ailesine aittir.”

Dolce & Gabbana’nın sevilen erkek parfümü The One’ın resmi tanıtımının yukarıdaki cümlelerle yapıldığını biliyoruz. 2006 yılı çıkışlı ilk The One kadınlar içindi ve o da aynı erkek versiyonu gibi çok başarılı oldu. Erkekler için The One’ı Olivier Polge gibi önemli ismin tasarladığını baştan belirtmem yerinde olur.

The One For Men’in ilk dakikalarında şekerli lezzetli modern meyvelerin varlığından bahsedebilirim. Açıklanan üst notalarında greyfurt, kişniş ve fesleğenden bahsediliyor. Ağız sulandıran tatlı ve harika turunçgillerden sonra ilerleyen saatlerde baharatlar kendisini gösteriyor. Zencefil, orta bölümdeki baharatların büyük kısmını oluşturuyor. Orta kısımda sıcak baharatlara bir parça tütün ekleniyor. Sonlarda metalik sayılabilecek kadifemsi amber partiye katılıyor.

The One For Men’in tatlı baharatlı, tütünsü amber tarzına yakın durduğunu düşünüyorum. İlk saatlerdeki o harika meyvemsi, baharatlı enfes kokuya kadınların bayılacağına bahse girerim. Üzerimdeki aromayı duyan kadınların çok beğendiğini ve övgüler aldığımı gururla söyleyebilirim. Bu anlamda eğer hanımefendiler parfümümü beğensin diyorsanız ve ilk buluşmada hangi kokuyu kullanayım diye düşünüyorsanız The One For Men çok iyi seçeneklerden birisi olarak öne çıkıyor.

İyi de neden bu parfüm böylesine seviliyor? Aklıma ilk gelen cevap, kokusunun genelin beğenisine yakın olması. Basit ve leziz baharatlara eklenen meyvemsi turunçgiller, gerçekten güzel kokuyor. Parfümün problemi sonlardaki amberin metalik verilmesi. Aslına bakılırsa yüksek kaliteli hissiyat vermiyor ve sanatsal tarafı bulunmuyor. Yine de onu kullanmaktan bir şekilde zevk alıyorsunuz.

Bu hissiyatı Dolce & Gabbana’nın bir başka erkek parfümünde daha algılamıştım. Dolce & Gabbana Pour Homme’yi de severek kullanmıştım ve beni çeken bir şeyler vardı. The One For Men’de de bir İtalyan koku tutkusunu hissediyorum.

Sonuç olarak bu çekici arkadaş, hoş ve şık İtalyan erkeklerine benziyor. Kullandığım Eau de Toilette olanıydı. Bir de yeni çıkan Eau de Parfum versiyonu var. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk bir saat şaşırtıcı derecede güçlü.

Koku Güzelliği:10/7

21 Mart 2021 Pazar

Cartier – L’Envol (2016)

Cartier’in parfümler dünyasındaki farklı yerini, yaratıcı kokularla pekiştirdiğini görüyoruz. Genellikle fazlaca piyasa işi trend koku temalarına yönelmeden, ilginç parfümlere imza atıyorlar. 1998 yılı çıkışlı Declaration, tanımlanması zor bir maskülendi. 2016 yılındaysa L’Envol isimli erkek parfümü, Cartier’in dikkat çeken eserlerinden oldu.

L’Envol serisi şu cümlelerle tanıtılmış: “Erkekler için L’Envol de Cartier kokusu, sıra dışı olanı deneyimlemekle ilgilidir. Büyülü bir iksir gibi, ruhunuzun yeni zirvelere yükselmesini sağlar. Koku, şık ve modern bir şişede durur. Tasarım, ünlü guilloche motifine sahip bir tıpa ile Cartier’in stil geleneğinden geliyor.” Parfümün kendisinden şöyle bahsedilmiş: “Narenciye notalarıyla canlandırılan, gaiac ağacıyla zenginleştirilen ve ambrosia temasıyla aydınlatılan benzersiz koku alma deneyimi sunan L’Envol ile tanışın. Ruhun yükselmesini sağlayan enerjik bir erkek kokusu.”

L’Envol’un ilk saniyeleri naneyi çağrıştıran aromatik Akdeniz otları ve erkeksi sayılabilecek çiçeklerle gerçekleşiyor. Yeşil temaya yakın açılışta lavanta, adaçayı ve belki de fesleğen var. İlerleyen dakikalarda orta kısma geçiliyor. Yeşil davranan menekşe bu sefer öne çıkıyor. Şekerli olmayan menekşenin yanına bir parça kuru bal ekleniyor. Sonlarda menekşe geriye çekilirken paçuli ve odunsu notalar devreye giriyor.

L’Envol, günümüzün modern parfümlerine pek benzemiyor. Ne ilk saniyelerinde şekerli turunçgiller var ne orta kısımda tatlı tonka fasulyesi var ne sonlarda mumsu vanilya var. L’Envol daha çok aromatik otsu, hafiften sabunsu çiçeksi parfüme benziyor. Menekşe ilginç şekilde öne çıkıyor tenimde. Oysa kıyafet üzerinde bal notası başrole geçiyor.

L’Envol’u çoğu parfümden ayıran temel nota kuşkusuz ki bal. Cartier’in internet sitesinde de bala vurgu yapılmış. Bal merkezli çok fazla parfümle karşılaşmıyoruz. L’Envol’de geri planda bal öğesinin bulunduğunu düşünüyorum fakat parfümün tamamına hakim olduğunu söyleyemem. L’Envol, 2016 yılında, ilginç bir kokusal deneme olarak görülebilir.

Kalite anlamında birçok Cartier gibi iyi yerde duruyor. Koku güzelliği olaraksa çok sevdiğim tarzda değil. Lavanta, bal ve menekşe favori notalarım değiller ve L’Envol’u büyük bir aşkla kullanmadım. Yine de yeni nesil birbirinin aynısı erkek parfümlerinden sıkıldıysanız ve erkeksi seçenek arıyorsanız, en azından deneme listenize alabilirsiniz.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı yeterli denebilir. Serin ilkbahar-sonbahar dönemine uyacağını düşünüyorum. Kokusunu Mathilde Laurent tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

16 Mart 2021 Salı

Zadig & Voltaire – This is Her (2016)

“1997’de kurulduğundan beri, Zadig & Voltaire dualiteyi keşfetmeye çalıştı. Parisli marka, farklılık aşılamaya çalışmıyor, dengeyi birleştiriyor ve destekliyor. Tarzlar, cinsiyetler veya dönemler arasında ayrım yapmaz; benzersiz ürün yaratmak için hepsini bir araya getiriyor. Bu ikilik, hem kurucu Thierry Gillier’in hem sanat direktörü Cecilia Bönström ile birlikte çalıştığı marka yönetiminde hem de ekip seçiminde görülebilir. İkililik ve eşitlik, markanın iç politikasının ayrılmaz parçasıdır ve Fransız cinsiyet eşitliği endeksinde yüz üzerinden seksen iki puan almasına olanak tanır. Zadig & Voltaire, bu sonucu günlük olarak iyileştirmeye çalışmaktadır.”

Fransa merkezli moda markası Zadig & Voltaire’nin resmi tanıtımının yukarıdaki cümlelerle yapıldığını biliyoruz. Kıyafet ve aksesuar tasarımlarından sonra parfüm alanına da el attılar. 2021 yılının başları itibariyle yirmiden fazla parfüm çıkarttılar. 2016 yılından itibaren parfüm sektörüne daha da ağırlık verdikleri söylenebilir. This is Her, 2016 yılındaki atılımın ilk örneklerindendi.

This is Her, markanın internet sitesinde “Arap yasemini, pembe biber, kestane ve vanilyayı karıştıran şehvetli, özgür ve gösterişli çiçek buketi, temel nota olarak sandal ağacı ile ilişkilendirilen Zadig & Voltaire imzası.” cümlesiyle tanıtılmış. Parfümün ilk saniyelerinde çiçeksi vanilyaya şahit oluyoruz. Açıklanan üst notalarında Arap yasemini ve pembe biber bulunuyor. Body Kouros’un başlangıcını andıran garip açılışından sonra orta bölüme geçiliyor. Orta kısımda kremsi, sütsü vanilyanın ön plana çıktığını görüyoruz. Buradaki vanilya hindistan cevizli sütleri andırıyor. Sonlarda yine vanilya var. Kapanışta vanilyaya misk ve bir parça odunsuluk eşlik ediyor.

This is Her, bir türlü alışamadığım başlangıcından sonra lezzetli vanilya parfümüne dönüşüyor. Buradaki vanilya tatlı ama bıktırıcı şekilde şekerli değil. Modern ve kremsi vanilyayı, zaman zaman Gratis’te satılan ucuz cilt kremlerine ya da adı duyulmamış güneş kremlerine benzettim. Yine açıklanan notalarında kestane bulunuyor. Sonbahar aylarında bol bol kestane tüketen birisi olarak, bu parfümde kestane kokusu olmadığını söyleyebilirim. Parfümlerde pek karşımıza çıkmayan kestanenin, dikenli dış kabuğunun ya da acımsı kokan yaprağını andıran yapısı da yok gibi. Belki de ilk saniyelerdeki vanilyanın yanında tanımlayamadığım koku kestane temasıdır.

This is Her bir kadın parfümüne çok benziyor diye kafa yorarken sanırım buldum. Jil Sander – Sun’a (kadın versiyonu) benzettim o garip vanilyamsı yapısını. Umarım burnum beni yanıltmıyordur.

Sonuç olarak kremsi, hoş, basit, tek düze ve vasat kalitedeki This is Her, parfümler dünyasında kendisine büyük yer edinemeyecek gibime geliyor. Kötü değil ama çok sıra dışı ya da farklı tema sunmuyor. Performans anlamında da iyi yerde durmuyor. Eau de Parfum formunda fakat hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı güçlü değil. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir.

Kokusunu Michel Almairac, Sidonie Lancesseur gibi tecrübeli iki parfümör tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

11 Mart 2021 Perşembe

Blend Oud – Santal Pondicherry (2019)

“Hindistan’a, kozmopolit ve çifte ruha sahip büyüleyici bir şehir olan Pondicherry’ye yolculuğun hatıraları. Üç yüz yıllık Fransız kolonisi, mükemmel uyum içinde bir arada var olan farklı mahallelere ve kültürlere sahiptir: Blanche, düzen, serinlik, Akdeniz mimarisi, sömürge villaları, pastel renkler, begonvillerle karakterize edilen Fransız mahallesi. Özenle bakılan bahçeler, küçük restoranlar ve dükkanlar. Ve hayat, sesler, kokular, canlı renkler, pazarlar ve tapınaklarla dolu Hint mahallesi Noire ville. Bengal Körfezinde bohem ve jet sosyete tatil yeri, aynı zamanda büyük bir maneviyat merkezi.”

Blend Oud’un bu aralar kullandığım parfümü Santal Pondicherry’nin yukarıdaki tanıtım cümleleri, uzun zamandır karşılaştığım en güzel pazarlama cümleleri diyebilirim. Şiirsel ve adeta pastoral bir masalın içine giriyorsunuz bu sözlerle ki harika parfümün amacı da bu değil mi? Anlaşılacağı üzere Santal Pondicherry, Hindistan’ın bir şehrinden ilham almış ve sandal ağacını merkeze yerleştirmiş eser gibi görünüyor.

Parfümün açılışı tütsü ve sıcak baharatlarla gerçekleşiyor. İlk saniyelerde dumansı hissiyat ve sandal ağacının o kırmızı meyveleri andıran ilginç kokusu size merhaba diyor. İlerleyen saatlerde tütsü geri plana geçerken, sıcak baharatlar ve yüksek kaliteli sandal ağacı parfümün tek hakimi haline geliyor. Sonlarda bir parça sedir ağacı ve sanki deriyi andıran temayla kapanış yapılıyor.

Santal Pondicherry, ne ferah, ne turunçgilli, ne çiçeksi ne de bolca tatlı-vanilyalı tarafa yakın duruyor. Parfümün ana eksenini sıcak sandal ağacı oluşturuyor. Açıklanan notalarında safran ve kakuleden bahsedilmiş. Safran baskın değil fakat kakule ara ara kendisini gösteriyor. Resmi alt notalarında vanilya bulunsa da baskın vanilya kokusuna sahip değil.

Santal Pondicherry, niş parfüm kalite çizgisini koruyor. Yapaylık ya da uyumsuzluk hissedilmiyor. Burada tek problem, sandal ağacı notasının çok farklı karakteristiğe sahip olması. Herkesin sevip, beğenemeyeceği sandal ağacı kokusu, güvenli sularda yüzmek isteyen ve çoğu kişi parfümümü beğensin diyen koku severlerin ilgisini ne kadar çeker emin değilim. Hafiften Samsara’yı andıran yapısıyla, tematik ve bazı kullanıcılara ağır gelebileceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

Sonuç olarak hoş odunsu baharat parfümü ama denemeden almanın iyi fikir olduğunu sanmıyorum. Hem kadın hem de erkek kullanımına yakın duruyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde daha iyi sonuç verebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı zayıf ne yazık ki.

Koku Güzelliği:10/6.5

6 Mart 2021 Cumartesi

Lancome – Hypnose Homme (2007)

Lancome’nin 2000’li yılların ortasında başlattığı Hypnose parfüm projesi, özellikle kadın versiyonu sayesinde oldukça ses getirdi. 2005 yılı çıkışlı kadınlar için Hypnose, modern parfüm klasikleri arasında gösterilebilir. Hemen iki yıl sonra erkek Hypnose raflardaki yerini aldı.

Lancome’nin internet sitesinde Hypnose Homme şu cümlelerle tanıtılmış: “Hypnose Homme ile çekici erkek gücünün baştan çıkarıcılığını öne çıkarın. Hypnose Homme saf bir erkek kokusudur. Taze kakule ve nane karışımı, Endonezya silhatı ve miskle birleşerek baharatlı ve baştan çıkarıcı bir parfüm meydana getirir. Özenle üretilmiş şişesindeki saf çizgiler ve şehvetli vücut, gizemli erkekliği çağrıştırır. Şişesi, kadınlar için yaratılan Hypnose’dan esinlenmiştir. Saf arzu nesnesinin biçim almış halidir. Güçlü ve gizemli erkeğin maskülenliğini ortaya çıkarır.”

Hypnose Homme’nin ilk saniyeleri nane ve sıcak, yeşil lavantayla gerçekleşiyor. Geri planda kakulenin destek verdiği naneli lavanta teması orta bölümde de devam ediyor. Yeşil ve sıcak lavantanın ferah olduğu söylenemez. Kapanışta büyük değişim yok. Alt notalarda kakuleli lavantaya paçuli, deri, vetiver ve misk ekleniyor.

Hypnose Homme, aromatik baharatlı ve lavantalı bir parfüm olarak öne çıkıyor. Baharatlar burun tırmalayan tarzda verilmemiş. Kakulenin hüzünlü ve sakin kokusal formu Hypnose Homme’nin genel yapısıyla uyumlu. Kakule ve nanenin birleşimi fena değil ki naneyi parfümlerde pek sevemiyorum. Orta bölümdeki metalik tarafa yakın duran steril lavanta gayet modern profil çiziyor.

Hypnose Homme, erkeksi sayılabilecek modern bir parfüm. Tatlılık var ama vanilya ya da tonka fasulyesi bombası yeni nesil parfümlerdeki gibi iç bayan şekerlilik yok. Bu anlamda şekerli erkek parfümlerinden bıkan beyefendilerin kaçış noktası olabilir. Piyasadaki onlarca birbirine benzeyen parfümden ayrışan ve kendisine yeni yol çizmeye çalışan tavrı takdire şayan.

İyi de kokusu güzel mi? Güzelliğin hayatın her alanında göreceli olduğunu biliyoruz. Lavantayı ve naneyi parfümlerde pek benimseyemiyorum ve ne yazık ki Hypnose Homme de lavanta ve nane epey yer kaplıyor. Kokusal anlamda rahatsız edici yapaylık olmasa da garip, metalik sterillik var. Çok doğal kokmuyor. Tek düze ilerlediği söylenebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı ortalamanın biraz altına. Sonbahar-kış dönemlerine uyum sağlayabilir. Kokusunu Maurice Rouchel tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

1 Mart 2021 Pazartesi

Marc Jacobs – Decadence (2015)

Parfümler konusunda oldukça aktif görüntü çizen Marc Jacobs markasının toplamda yüzden fazla parfümü olduğunu biliyoruz. Her ne kadar büyük ses getiren ve çok satan eserlere imza atamasa da kokular evreninin bilinen markalarından birisi. 2015 yılında harika şişeye sahip kadın parfümü Decadence, dünya pazarlarına sunuldu. Nispeten başarılı olan ve ilgi çeken Decadence, Marc Jacobs’un internet sitesinde şehvetli, lüks ve odunsu olarak tanıtılmış.

Üst notaları ihtiraslı, orta bölümü lüks, sonlarıysa anlayışlı olarak tanıtılan Decadence’in açılışı meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında İtalyan eriği, safran ve iris çiçeği bulunuyor. Kırmızı leziz erik ilk saniyeleri domine ediyor. Ferah sayılamayacak meyvemsiliğe ilerleyen saatlerde yasemin-gül ikilisi katılıyor. Orta bölümden itibaren meyveli-çiçeksi tarafa yakın duruyor. Kapanışta şekerli vanilya bize selam gönderiyor. Vasat vanilyaya bir miktar miskin eşlik ettiğini söylemek yanlış olmaz.

Decadence, meyveli-çiçeksi hissiyata sahip olsa da meyvemsiliğin biraz daha ön planda durduğunu düşünüyorum. Genel anlamıyla sıradan-vasat meyveler, sıkıcı/kalitesiz çiçekler ve bıktırıcı vanilyayla bize büyük umutlar vaat etmiyor. Ortalama bir anaakım kadın parfümü formunu sunuyor. Yaratıcılık ve ilginçlik bulunmuyor.

Yeni nesil modern kadın parfümlerindeki tatlılık tabii ki Decadence’de var. Şekerli meyvemsilik ilgi çekici değil. Zaman zaman ucuz kadın deodorantlarını anımsatan Decadence’i kullanım döneminde pek sevemedim. Evet, kokusu herkese uygun olabilecek yapıda ve berbat değil fakat kalite anlamında iyi iş çıkarılmamış. Uzun süreli kullanımda rahatlıkla sıkılacağımı sanıyorum.

Oysa ki çok güzel şişesini sevmiştim. Yeşil temaya sahip olacağını sandığım kokusunu merakla bekledim fakat pek istediğim gibi çıkmadı. Bazı parfümler vardır, içinizden onunla ilgili söyleyecek fazla şey bulamazsınız, Decadence o duyguyu bana yaşatıyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Serin ilkbahar-sonbahar dönemine uyacağını sanıyorum. Kokusunu Ann Gottlieb tasarlamış.

Koku Güzelliği: 105.5