tonka fasulyesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tonka fasulyesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Şubat 2023 Perşembe

Giorgio Armani – Code Eau de Parfum (2021)

2004 yılında Giorgio Armani’nin piyasaya sürdüğü Code isimli erkek parfümü, dünya çapında o kadar büyük satış rakamlarına ulaştı ki, markanın toplam satışlarının bir kısmı Code’a aitti. Onun böylesine popüler olması tabii ki aynı isimli devam kokularının arka arkaya gelmesini sağladı.

2023 yılının başları itibariyle Code isimli devam parfümleri otuzu geçti. 2021 yılında bekleneceği üzere ilk Code’un Eau de Parfum versiyonu karşımızdaydı. 2004 çıkışlı Code, Eau de Toilette formundaydı. 2021 çıkışlı Code Eau de Parfum versiyonun tanıtımında oryantal odunsu tarafı vurgulanmış. Ayrıca baştan çıkarıcı, yoğun ve çekici olduğundan bahsedilmiş.

Code Eau de Parfum’un açılışı aromatik ferah lavantaya eşlik eden turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında mandalina ve bergamot bulunuyor. Orta kısımda buruk biberiye ve tozlu vanilya partiye katılıyor. Sonlarda hafiften karanlık tonka fasulyesi ve deri benzeri süet kapanışa imza atıyor.

Code Eau de Parfum, aromatik lavantalı tonka fasulyeli arkadaşa benziyor. Hafiften koyu ve karanlık deriyi andıran yapı, geri planda sabunsu tema ile desteleniyor. Evet, Code hissedilir oranda sabunsuluk hissettiriyor. Tanımlanması zor ana yapı, 2004 yılı çıkışlı ilk Code’a oldukça benziyor.

İyi de 2004 yılındaki Code’un benzerini piyasaya sürmenin anlamı nedir? Parfüm markaları bu tür oyunları epeydir yapıyor. Popüler parfümlerinin Eau de Parfum formunu çıkarıyorlar. Oysa kokuları hemen hemen aynı. Bu tür ünlü erkek devam parfümlerinin Eau de Parfum versiyonları performans anlamında da güçlü olmuyorlar. Code’da durum farklı değil.

Kalıcılığı idare ederken etrafa yayılımı yüksek değil. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. Kokusunu Antoine Maisondieu tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

15 Kasım 2022 Salı

Giorgio Armani – Eau de Nuit (2013)

Giorgio Armani’nin 1984 yılı çıkışlı ünlü klasiği Eau Pour Homme’nin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, aynı şişe tasarımına sahip başka parfümler üretilmeye devam ediliyor. 2013 yılında Eau de Nuit ile tanıştık ve genel olarak oldukça sevildi. Siyah şişeye sahip Eau de Nuit, kokusal olarak da koyu-karanlık tarafa yakın duruyor.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde zarif, yoğun, bağımlılık yapıcı olarak tanımlanmış. Ayrıca İtalyan zarafetini temsil ettiği vurgulanmış. Son olarak sofistike iris, baştan çıkarıcı küçük hindistan cevizi ve yoğun tonka fasulyesi notalarına sahip odunsu oryantal fujer özellikleri öne çıkarılmış.

Eau de Nuit’in başlangıcında koyu ve dolgun pudralı iris çiçeğini görüyorum. Orta bölümde irise yumuşak ve tatlı baharatlar eşlik ediyor. Kakule, biraz biber ve küçük hindistan cevizinden oluşan orta bölüm gayet modern ve şık hissettiriyor. Sonlarda kremsi çikolatamsı vanilyanın artan etkisini algılıyoruz.

Eau de Nuit, 2010’lu yıllardan sonra karşımıza çıkan modern, bolca tatlı, leziz, çiçeksi, hafiften pudralı-karanlık sayılabilecek çarpıcı parfümlerin sıkı bir devamı gibi görünüyor. Burada merkezde iris çiçeği ve keskin olmayan tatlı baharatlar var. Parfümün üzerindeki koyu tatlılık tonka fasulyesinin işi ve baştan sona etkili. Bu haliyle Dior Homme, Dior Homme Intense, Spicebomb, Midnight in Paris ve Bulgari – Man in Black tarafında duruyor.

Baharatlı, tonka fasulyeli ve pudralı çiçeksi erkek parfümlerinin en iyi iki örneği şüphesiz Dior Homme ve Dior Homme Intense. Bu iki parfümü taklit eden çok fazla parfüme rastlıyoruz ve Giorgio Armani’de ezeli rakibi Dior’a Eau de Nuit ile cevap vermişe benziyor. Kullanım döneminde Eau de Nuit’i beğendim ve yeni başlayanlar için iyi seçeneklerden olduğunu düşünüyorum. Kalite anlamında hiç fena değil. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği yapısıyla popüler rakiplerine rahatlıkla ayak uydurabilir.

Yine de Dior Homme ve Dior Homme Intense gibi iki çok sağlam eser varken, Eau de Nuit’in büyük boy şişesini almaya gerek olmayabilir. İşin özeti Armani iyi iş çıkarmış. Çekici, cazibeli ve rahatlıkla seksi olduğunu söyleyebilirim.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Tam bir kış parfümü izlenimi veriyor. Erkek parfümü olarak tasarlanmasına rağmen kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Kokusunu Marie Salamagne tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

2 Haziran 2022 Perşembe

Chanel – Allure Homme Sport (2004)

Chanel’in en ünlü modern klasiklerinden Allure ve erkek versiyonu Allure Homme’nin büyük başarısının ardından onlarca Allure isimli devam parfümü raflardaki yerini aldı. Allure Homme ismine sahip erkek parfümlerinin devam kokularından en popüler olanı şüphesiz Allure Homme Sport oldu. Metalik renkli şişeye sahip bu eser, kokusal anlamda herkese hitap edebilen bir başarı hikayesiydi. Tabii ilerleyen yıllarda, karşısına çıkan güçlü rakiplerinin biraz gerisinde kalmışa benziyor.

Chanel’in internet sitesinde Allure Homme Sport şu cümlelerle tanıtılmış: “Taze ve odunsu bir koku. Sucul, canlı ve şehvetli notaların karışımı, sınırlarını zorlamaya çalışan aksiyon adamını çağrıştırıyor. Tazelik ve duygusallık arasında bir kompozisyon. İtalyan mandalinası sedirin temiz ve yoğun notalarını müjdeliyor. Beyaz misk ile zenginleştirilmiş şehvetli ve bademli tonka fasulyesi, derin ve saran iz oluşturur. Allure Homme Sport, meydan okumayı seven erkeği temsil eder.”

Allure Homme Sport’un açılışı ferah ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Ekşi limon ve taze mandalinayla güzel ve kaliteli başlangıcın ardından keskin olmayan sedir ağacı, vanilya, tonka fasulyesi ve amberle kapanış yapılıyor.

Allure Homme Sport’un neden sevildiği ve popüler olduğu ilk dakikalarda anlaşılıyor. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği güvenli ve modern turunçgillerin tatlı vanilya-tonka fasulyesiyle birleşmesi kuşkusuz ki iyi sonuç veriyor. Kokusal anlamda genele hitap ediyor ve rahatsız edici tarafı bulunmuyor. Zaman zaman turunçgillerden gelen ekşilik bazen de tuzluluk parfümün çok yönlülüğünü vurguluyor. Kullanması kolay ve etraftan bol bol övgüler alabileceğiniz temiz ve lüks kompozisyon, Chanel kalitesini size sunuyor.

Turunçgil parfümleri genellikle sıkıcı, cılız, yapay ve sıradan kokar. Allure Homme Sport ise çekici, züppe ve şık davranıyor. Onu koklayan kadınların hemen hepsinin sevdiğini gözlemledim.

Muhteşem ve yaratıcı olmasa da ilkbahar-yaz akşamları için olabilecek en sağlam seçeneklerden birisi diyebilirim.  Popüler turistik sahil kenarlarında, beach clublarda, akşam çıkmalarında onun verebileceği etkiyi çok az parfüm verebilir.

Kimi kullanıcılar Versace Pour Homme’ye benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Allure Homme Sport hem koku güzelliği hem de verdiği hissiyat bakımından Versace Pour Homme’den birkaç gömlek üstün diyebilirim. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı ilk patlama dışında güçlü sayılmaz. Keşke biraz daha etrafa yayılabilseydi. Kokusunu sektörün en önemli isimlerinden Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

19 Mart 2022 Cumartesi

Maison Francis Kurkdjian – Amyris Homme Extrait de Parfum (2019)

Başarılı tasarımcı Francis Kurkdjian’ın 2012 yılında raflara çıkarttığı erkek parfümü Amyris Homme’nin 2019 yılında Extrait de Parfum versiyonu karşımızdaydı. Francis Kurkdjian ilk çıkardığı parfümlerin bir süre sonra Extrait formunu yapma işini sevmişe benziyor. Bu durumu Baccarat Rouge 540’da görmüştük.

Amyris Homme Extrait de Parfum, ilk Amyris Homme’den küçük nüanslarla ayrılan farklı bir esere benziyor. Markanın internet sitesinde Amyris Homme Extrait de Parfum’un hareketli, çağdaş, şehirli ve Parisli koku alma silueti sunduğu belirtilmiş. Tanıtımında mandalina, safran, vanilya, amyris, tarçın, tonka fasulyesi ve iris çiçeğinden özellikle bahsedilmiş.

Parfüme ismini veren amyris temasının pek karşımıza çıkmadığını söyleyebiliriz. Amyris yağının odaklanmaya ve zihni berraklaştırmaya yardım eden nadir uçucu yağlardan olduğunu biliyoruz. Francis Kurkdjian amyris bitkisini şöyle tanımlamış: “Adı bir Mısır tanrıçasınınkine benziyor ve Karayipler’e ve özellikle Haiti’ye özgüdür. Oradaki yerel balıkçılar, son derece yanıcı özellikleri sayesinde meşale olarak kullandıkları için şiirsel isimlendirmeyle “mum ağacı” diyorlar. Amyris, bazen Batı Hint Adaları’nda sandal ağacı olarak da anılır. Bunun nedeni muhtemelen damıtıldığında, Amyris balsamifera’nın sedir ve baharatlı, hafif dumanlı sandal ağacı arasında salınan tatlı kokular vermesidir. Botanik cinsi olan ve aynı zamanda turunçgilleri de içeren rutaceae familyası ile odunsuluk arasında bir yerde sınıflandırılır.”

Amyris Homme Extrait de Parfum’un başlangıcında şekerli mandalina ve pudralı çiçekler bize merhaba diyor. Lezzetli ve yüksek kaliteli mandalinalı açılıştan sonra orta kısımda şekerli yapının devam ettiğini görüyorum. Pudralı çiçekler geri plana geçerken tonka fasulyesinin neredeyse kek-çikolata efekti verdiğine şahit oluyoruz. Sonlarda mumsu vanilyayla kapanış yapıyor.

Amyris Homme Extrait de Parfum, günümüzün modern şekerli parfümlerinin aynısı gibi görünüyor. Pudralı çiçekler, şekerli vanilya ve bilindik koku formu sunması benim için parfümden uzaklaşma sebebidir. Tabii burada Francis Kurkdjian’ın ustalığı devreye giriyor. Bu bıktırıcı şekilde tekrar edilen koku formunu oldukça yüksek kalite ve pürüzsüzlükle burnumuza seriyor. Başlangıç ve orta kısımda kullandığı leziz ve şekerli mandalinayı sevdim. Tonka fasulyesi de gayet güzel verilmiş. Parfümün bana göre iki sorunu pudralı yapısı ve tatlılığın biraz fazla verilmesi.

Amyris Homme Extrait de Parfum erkek parfümü fakat bir erkek kokusunda sabunlu-pudralı yapının bu kadar verilmesinin amacını anlayamadım. Eğer erkeksi ve maço parfümleri seviyorsanız Amyris Homme Extrait de Parfum size göre olmayabilir. Kimi kullanıcıların bu arkadaşı şampuan kokusuna benzetmesini ise yanlış bulmuyorum.

Sonuç olarak genele hitap eden, koklayan çoğu kişinin sevebileceği, güvenli liman sayılabilecek modern tema, onun çok satmasına sebep olabilir. Bazı kullanıcılar kokusunun niş parfümlere değil de ana akım parfümlere benzediğini söylemiş ki kullanım döneminde bende de o hissiyat oluştu.

Extrait de Parfum formundaki Amyris Homme Extrait de Parfum’un kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Kokusunu Francis Kurkdjian tasarlamış. Serin ilkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

20 Kasım 2021 Cumartesi

Guerlain – L’Homme Ideal Eau de Parfum (2016)

Guerlain’ın 2014 yılı çıkışlı erkek parfümü L’Homme Ideal, kısa süre içinde yedi parfümlük seriye dönüştü. Markanın yeni nesil parfümlerini temsil eden L’Homme Ideal’lerin 2016 yılında Eau de Parfum versiyonu raflardaki yerini aldı.

Guerlain’in internet sitesinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılan L’Homme Ideal Eau de Parfum, erkeksi, lüks ve zarif kelimeleriyle tanımlanmış. Ayrıca “Büyüleyici badem ile baştan çıkarıcı ılık vanilya tentürü ve gizemli deriyi harmanlayan bir eser. Baştan çıkarma gücünüzü artırmak ve içinizdeki ideal sevgiliyi uyandırmak için üç malzemeyi ve üç akoru birleştiren odunsu oryantal” cümleleriyle tanıtımı yapılmış.

L’Homme Ideal Eau de Parfum’un ilk saniyelerinde şekerli turunçgiller (portakal-mandalinaya benziyor) ve leziz baharatlar bize merhaba diyor. Gayet güzel modern başlangıcından sonra baharatlar yola devam ediyor. Orta bölümde kirazı andıran badem ve bir parça tütün-tütsü var gibi. Hafiften dumansı davranan orta kısımda vanilya tatlılığı devam ediyor. Kapanışta vanilya oldukça öne çıkıyor. Geri planda deri de kendisini gösteriyor.

L’Homme Ideal Eau de Parfum, vanilyalı, baharatlı, dumansı badem parfümüne benziyor. Bu tarzı severim ve Guerlain de kendisine yakışan kaliteye imza atmış. Bu tür parfümlerde genellikle karmaşa ve yapaylık hakimdir ama L’Homme Ideal Eau de Parfum çok başarılı bu anlamda. Hem kaliteli hem de zengin yapısı memnun edici ve adeta bir niş parfüm kullanıyor hissi veriyor.

Niş parfüm demişken, L’Homme Ideal Eau de Parfum, Herod tarzını çağrıştırıyor. Ana akımlardan ise Tom Ford – Noir Extreme ve Pure Havane’yi andırıyor. Guerlain’e göre parfüm badem, vanilya ve deri üzerine inşa edilmiş. Deri büyük yer kaplamasa da kiraz benzeri badem ve vanilya önemli yer tutuyor. Bu anlamda erkekler için pazara sunulsa da uniseks kullanıma yakın duruyor. Onun şık ve lüks kokusu hem resmi hem de günlük kıyafetlerle uyumlu davranacağının sinyalini veriyor.

Kullandığım Eau de Parfum formunun performansı iyiydi. Kalıcılığı yüksek, etrafa yayılımı fena değil. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir. Kokusunu Delphine Jelk ve Thierry Wasser birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8

17 Ağustos 2021 Salı

Chanel – Allure Homme Sport Eau Extreme (2012)

Chanel’in 1996 yılında hayata geçirdiği Allure isimli kadın parfümünden üç yıl sonra Allure Homme olarak erkek versiyonu raflara çıktı. 2000’li yılların sevilen erkek parfümlerinden Allure Homme’nin kısa süre sonra devam kokuları çıkmaya başladı. Allure Homme’nin ilk devam kokusu Allure Homme Sport idi. 2012 yılındaysa Allure Homme Sport Eau Extreme raflardaki yerini aldı.

Allure Homme Sport Eau Extreme, Chanel’in internet sitesinde “yoğun, tavizsiz erkeğin cazibesi” olarak tanıtılmış. Şehvetli ve güçlü tarafından bahsedilmiş. Hayatını sınırsız veya ödün vermeden yaşayan erkeği temsil ettiğine vurgu yapılmış. İlk saniyelerde şekerli dinamik limonla açılış yapılıyor. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği tatlı limondan sonra orta bölümde yumuşak baharatlar ve tonka fasulyesi devreye giriyor. Sonlarda vanilyalı odunsularla kapanış yapılıyor.

Chanel’e göre üst notalarda mandalina ve nane bulunuyor fakat kokusal hissiyat olarak limonatayı andırmayan canlı, kremsi limon var ilk dakikalarda. 2004 çıkışlı Allure Homme Sport’a benzeyen ilk dakikalardan sonra tatlılık biraz artıyor Eau Extreme versiyonda. Tonka fasulyesi ve vanilyanın oldukça kremsi verildiği orta ve son bölüm onu günümüzün modern bolca tatlı erkek parfümlerine yaklaştırıyor.

Chanel’in sanatsallıktan ziyade genç erkeklerin (hatta koklayan kadınların neredeyse tamamı çok sevdi Eau Extreme’yi) sevebileceği, basit, düz, derinliği olmayan hoş ilkbahar-yaz kokusuna yatırım yaptığını görüyoruz. Bu seçimden dolayı Chanel’i suçlamak anlamsız çünkü ticari bir marka ve bolca parfüm satmalı. Oysa Chanel’in tarihsel şöhretli marka algısını düşünürsek Allure Homme Sport Eau Extreme büyük başarı öyküsü değil.

Temiz, giymesi kolay, pozitif ve her ortama uyabilecek Eau Extreme, Eau de Parfum formunda. Kokusunu ünlü burun Jacques Polge tasarlamış. Ilık ilkbaharın onun en güzel tepkileri vereceği mevsim olacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

30 Nisan 2021 Cuma

Guerlain – Mon Guerlain (2017)

Guerlain’in yeni kadın parfümü, markanın kendi ismini taşıyor ve ilhamını ünlü oyuncu Angelina Jolie’den alıyor. Guerlain’in modern parfüm trendlerine uyum sağlaması amaçlanan yeni kadın parfümünün, popüler aktrisle tanıtılması kendi içinde tutarlı görünüyor.

Guerlain’in internet sitesinde Mon Guerlain kısaca şöyle tanıtılmış: “Angelina Jolie’den esinlenen Mon Guerlain, günümüzün güçlü, özgür ve şehvetli kadınsılığına övgüdür.”

Mon Guerlain’in açılışı tatlı ve yeşil temayla gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki tatlı, yeşil lavanta hiç fena değil. Orta kısma geçildiğinde tatlılık, şekerliliğe doğru eviriliyor. Orta bölümde lavantaya tatlı tonka fasulyesi ve vanilya eşlik ediyor. Hatta lavantayı eziyor bile denebilir vanilya. Orta notalarda lavantanın yerini bir parça gül, yasemin ve geri planda iris çiçeği alıyor. Sonlarda tatlı vanilyaya odunsu notalar ekleniyor.

Mon Guerlain, yeni nesil parfümlerde rastladığımız, bolca tatlılık içeren çiçeksi vanilya tarafına yakın duruyor. Şekerli ve neredeyse tozlu vanilyaya eşlik eden lavanta fazlaca baskın ya da ağır değil ki benim için iyi haber. Orta bölümdeki kadınsı sayılabilecek çiçeksi yapı fena değil. Sonlardaysa benzersiz olmayan tema tercih edilmiş.

Markanın ismi Guerlain olunca daha bir dikkat kesiliyoruz ve beklentimiz artıyor. Bu şöhretli parfüm markası, modern koku trendlerine uyumlu ortalama kalitede parfüm meydana getirmiş. Kokusal anlamda farklı ya da ilginç değil. Modern kadın parfümlerindeki şekerli vanilya, Mon Guerlain’de tekrar edilmiş. Bu anlamda küçük hayal kırıklığı yaşatıyor. Benzerine çokça rastlanabilecek çiçeksi vanilya için bu tek düze eseri tercih etmeli misiniz, karar sizin. Eğer bu tarz kadın parfümlerine meraklıysanız tabii ki deneme listenize alabilirsiniz fakat dünyayı sarsacak bir parfüm değil ne yazık ki.

Güvenli sayılabilecek ve deneyen çoğu kişinin sevebileceği Mon Guerlain, Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı harikalar yaratmıyor. Tam bir kış parfümü. Kokusunu Thierry Wasser tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

25 Nisan 2021 Pazar

Xerjoff – Naxos (2015)

Sergio Mamo’nun kurduğu İtalyan niş parfümevi Xerjoff’un göz kamaştırıcı büyümesini izliyoruz. Yüzü aşkın parfüme imza atan Xerjoff’un birçok parfümü koku severler arasında giderek daha çok ilgi görüyor. 2011 yılında piyasaya sürdükleri XJ 1861 isimli seri, 2021 yılı itibariyle dört parfümden oluşuyor. XJ 1861 serisinin en öne çıkan parfümünün Naxos olduğu söylenebilir.

Xerjoff’un internet sitesinde Naxos şöyle tanıtılmış: “Geçmişin mirasına sahip ancak çağdaş dokunuşa sahip bu klasik İtalyan parfümü, temiz havanın parlak ve görkemli nefesidir. Akdenizli ve tutkulu karaktere sahip Naxos, narenciye meyveleri sayesinde, yumuşak çiçeklerle karıştırılmış, değerli baharatların belirleyici ve cesur kontrastıyla zenginleştirilmiş, neşeli bir canlılık yayar. Naxos, İtalyanın azametine ve ihtişamına övgüdür.”

Naxos’un açılışı dumansı lavanta ve ferah olmayan turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk saniyelerdeki dolgun ve ağır yapı, orta kısma da sirayet ediyor. Orta kısımda lavanta etkisini devam ettirirken keskin tarçın ve vanilyamsı tütün merkeze geçiyor. Naxos’u şöhrete kavuşturan dumansı tütün teması orta bölümü nefis hale getiriyor. Sonlarda dumansı tütün geride kalırken, leziz vanilya ve çikolatamsı tonka fasulyesiyle nokta konuluyor.

Çikolatamsı, vanilyalı, dumanlı tütün merkezli parfümlerin en iyi örnekleri Tobacco Vanille, Pure Havane ve Herod olarak zihnimde duruyor. Naxos, bu üç parfümün arasına rahatlıkla giriyor. Koku karakteri olarak en çok Pure Havane’ye benziyor. Tütün ve geri plandaki lavantayla Rochas Men ve Pure Havane’nin yüksek kaliteli birleşimine benziyor. Tabii Pure Tonka’nın harika çikolatamsı yapısı da sonlarda mevcut. Vanilya ise biraz daha geri planda Naxos’ta. Lavantalı kısmı ise hafiften Bogart Pour Homme’yi hatırlatıyor.

Naxos’un başlangıcındaki ve orta kısmın başlarındaki tozlu lavantalı kısmı geçtikten sonra şahane bir pipo kokusuna dönüştüğünü düşünüyorum. İyi kaliteli içkiyle (viski veya konyak) yıkanmış ıslak pipo tütününü andırıyor.

Koyu, karmaşık, dolgun, zengin, entelektüel, modern ama aynı zamanda eskiyi de çağrıştıran, karizmatik ve erkeksi bir parfüm diyebilirim. Barındırdığı notaların çokluğu kimi zaman algılarınızı zorlasa da niş parfüm kalitesini ve sanatsallığını sunuyor. Katmanlı ve güçlü yapısıyla, Naxos’u severek kullandım. Tabii niş parfümlerin çoğunda yaptığım uyarıyı yapmalıyım çünkü tematik kokusu herkesin ilgisini çekemeyebilir. Büyük kitlelerin sevebileceği güvenli kokusu olduğunu söylemek zor. Onu kullanıp, övgüler alırım diye düşünmektense, kendinizi gerçek aristokratların centilmen kulübüne dahil hissedeceğiniz konusunda bahse varım.

Eau de Parfum formundaki Naxos’un kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalama düzeyde. Tam bir kış canavarı. Çok soğuk günlerde daha da ilginç ve sofistike kokacağının ip uçlarını veriyor. Erkek kullanımına yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/8

24 Şubat 2021 Çarşamba

Jean Paul Gaultier – Ultra Male (2015)

1995 yılında kokusal yaratımlar dünyasının en çok ses getiren erkek parfümlerinden birisi hayata geçmişti. Çıplak erkek formunu andıran sıradışı şişe cinsel çağrışımlar yapıyordu ve garip şekilde Le Male’nin eşcinsel erkekler arasında popüler olduğunu hissetmiştik. Muhtemelen parfümün resmi tanıtımında güçlü-kaslı denizci teması, Amerikan popüler kültüründeki cinsel kimlik anlamında sosyal işaret fişeğiydi.

Hem Jean Paul Gaultier parfüm biriminin hem de Francis Kurkdjian’ı kokular evrenin zirvesine çıkardı lavantalı-vanilyalı Le Male. İkonik erkek parfümleri kategorisine rahatlıkla kuruldu ve ilerleyen yıllarda tabii ki devam parfümleri gelecekti. 1995 çıkışlı Le Male’nin yirminci yılını kutsayan devam parfümünün ismi Ultra Male idi. Kokusunu yine Francis Kurkdjian tasarladı ve Le Male’nin şişe formu küçük renk değişikliğiyle tekrar edildi. Ultra Male’nin resmi tanıtımında playboy erkekleri hedeflediğini anlıyoruz.

Ultra Male’nin ilk saniyeleri nedense çikolatalı lavanta gibi geliyor burnuma. Açılışta armut ve nanenin olduğunu öğreniyoruz. Tatlı davranan ve ferah olmayan üst notalardan sonra klasik Le Male’nin hayaletinin ziyarete geldiğini anlıyoruz. Orta bölümde vanilyanın ve tonka fasulyesinin etkisinin arttığını söylemek mümkün. Lavantalı vanilyayı geri planda tarçını andıran baharatlar destekliyor. Sonlarda büyük değişim yok. Odunsu sayılabilecek vanilyayla kapanış yapılıyor.

Ultra Male, 2020’li yılların ilgi çeken parfümlerinden olmayı başardı. Ultra Male, klasik Le Male’nin yirmi yıl sonraki güncellenmiş ve moderniteye teslim olmuş yüzü gibi düşünülebilir. Le Male eski kasa Honda Accord ise Ultra Male sürüş dinamikleri ve konforu arttırılmış, dış tasarımı çok daha dikkat çeken yeni kasa Accord gibi tasvir edilebilir.

Günümüzün yeni nesil erkek parfümlerine benzeyen kremsi tatlılık, vanilya yerine tonka fasulyesi hissinin arttırılması, Le Male’deki nane ve fujer karakterin geri plana alınıp, genç-delikanlı kulüp-popüler mekan kokusuna dönüşmek Ultra Male’nin başardığı iş denebilir. Onu deneyen-kullanan çoğu erkek ve kokusunu algılayan hanımefendilerin oldukça sevecekleri çok açık. Bu anlamda herkese hitap eden, başların size çevrileceği basit ve çekici erkek parfümü nasıl olurun dersini veriyor. O sanatsal mı veya yaratıcı mı sorunsalları Ultra Male’nin ve Gaultier parfüm biriminin pek umurunda değil tabii ki.

Başlangıcını ilginç şekilde paçulisi alınmış Mugler – A Men’e benzettim. Orta bölümde klasik Le Male’nin izlerini ruhunda taşıdığını hissettim. İzlenim olaraksa Givenchy Pi ile Versace – Eros’un yakınlarında duruyor. Rekabet anlamında fazlaca güçlü arkadaşa sahip. Armani’nin Code Profumo’su, Paco Rabanne’nin Pure XS Night’ı, Carolina Herrera’nın 212 Sexy’si ve biraz şartları zorlayarak ambroksan bombaları Dior’un yeni skandalı Sauvage ve Versace’nin Sauvage çakması Dylan Blue’si Ultra Male’yi zorlamaya aday olarak gösterilebilir.

Yine de Ultra Erkeğin şansı yüksek sayılabilir. Genlerindeki efsanevi Le Male DNA’sı, fazlaca yapaylık hissettirmemesi, tasarımcısının müthiş parfümör Francis Kurkdjian olması, onu seçenekler arasında yükseklere çıkartabilir. Tabii tek düze ilerlemesi, nota geçişleri olmaması, başlangıçtaki dinamizmin sonlara doğru azalması eksi yönleri olarak görülebilir. Eğer “sanat halk içindir” görüşünü benimsersek, Ultra Male popüler-endüstriyel modern sanat eseri olarak düşünülebilir.

Gaultier’in internet sitesinde parfümün Eau de Toilette Intense gibi pek karşılaşmadığımız konsantrasyona sahip olduğu vurgulanmış. Kalıcılığı yeterli, etrafa yaylımı ilk dakikalarda saldırgan, ilerleyen zamanlarda sakinleşiyor. Tam bir sonbahar hatta kış parfümü.

Koku Güzelliği:10/6.5

27 Kasım 2020 Cuma

Prada – L’Homme Intense (2017)

Prada’nın 2016 yılı çıkışlı Prada L’Homme ve Prada La Femme parfümleri, markanın oldukça önem verdiği eserlere benziyor. Etkili kampanyalarla tanıtılan yeni Prada’ların devam parfümleri gelmeye devam ediyor. Henüz 2016 yılı çıkışlı olmalarına rağmen onu geçmiş durumda yeni Prada L’Homme ve La Femme serisi. Yakın zamanda denediğim ve pek sevemediğim serinin ilk erkek parfümü L’Homme’den sonra şimdi de 2017 yılı çıkışlı L’Homme Intense ile tanıştım bir süre önce.

Prada’nın internet sitesinde L’Homme Intense’nin tanıtımının şu cümlelerle yapıldığını görüyoruz: “Prada L’Homme Intense, erkek kimliğinin çok yönlülüğünü ifade eder:  Kokunun kalbinde bulunan amber, paçuli, iris ve tonka fasulyesi notaları, Prada erkeğinin sonsuz yönlerini vurgular.” Resmi olarak açıklanan notalarıysa şunlar: Amber, paçuli, sadal ağacı, tonka fasulyesi.

L’Homme Intense’nin başlangıcı çikolatamsı, tatlı, lezzetli iris çiçeğiyle gerçekleşiyor. Modern ve gayet başarılı açılışından sonra ilerleyen saatlerde tonka fasulyesinin eşlik ettiği koyu sayılabilecek paçuli karşımıza çıkıyor. İris çiçeğinin geri planda destek verdiği orta kısımda deriyi de algılayabiliyoruz. Orta bölüm çok hoş. Sonlarda modern tatlılık devam ediyor. Sandal ağacı ve amberli kapanışı hiç fena değil.

Karşımızda yeni nesil erkek parfümlerinin tipik örneği var. Ayarında verilmiş tatlılık, çikolatamsı tonka fasulyesi, vanilya, deri, iris çiçeği ve sıcak baharatların karışımından oluşuyor. Görüleceği üzere 2020’li yılların ana akım erkek koku trendleri haline gelen notaların çoğu L’Homme Intense’nin içerisinde var. İşin güzel tarafı yapaylığa yer verilmeden ve bıktırıcı şekilde şekerli olmadan bu öğelerin hepsini başarılı şekilde harmanlamış parfümör Daniela Andrier. Ne iticilik var ne aşırıya kaçma var ne de kalitesizlik hissiyatı mevcut.

Leziz mi leziz L’Homme Intense, herkesin sevebileceği, orta yolu takip eden, kadınlardan övgüler alacağınız, günlük kullanıma ve iş-ofis-resmi ortamlara uyabilecek çok yönlü kokuya sahip. Onu koklayıp da nefret edecek kişi sayısı az olacaktır. Kimi kullanıcıların bu parfümü Dior Homme’ye benzetmesini anlıyorum çünkü ikisinin içeriğinde iris var. Oysa Dior Homme, pudramsı makyaj malzemesi-ruj-deri gibi kokarken, L’Homme Intense daha karanlık, çikolatamsı sıcak davranıyor. Dior Homme Intense’ye daha yakın L’Homme Intense’nin genel yapısı.

2016 çıkışlı ilk L’Homme’yi hiç sevememiştim fakat Intense versiyonu çok hoş olmuş. İki parfümün benzer yönleri olsa da Intense kesinlikle birkaç gömlek üstün koku güzelliği, yaratıcılık ve kalite anlamında. Biraz Roberto Cavalli Uomo’ya benzettiğim L’Homme Intense, ilk dakikalarda azıcık Thierry Mugler – A Men’e de benziyor.

Eau de Parfum formundaki L’Homme Intense’nin kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Performans anlamında bence yeterli. Tam bir kış parfümü olduğunu düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7.5

14 Mayıs 2020 Perşembe

Jean Paul Gaultier – Le Beau (2019)

“Bir sabah, Jean Paul Gaultier, fabrikasının içine doğru yürüdü. Fabrikası geniş, canlı ve mutluydu. Gaultier, kadına baktı ve sonra erkeğe baktı. Ve dedi ki, “kadınlar ve erkekler birlikte vakit geçirmeli, böylesi daha iyi olur”. Birinci günde bahçeyi yarattı. Bahçe büyülü ve büyüleyiciydi. İkinci gün La Belle ve Le Beau’yu yarattı. Bu iki parfüm Jean Paul Gaultier’in klasikleşmiş eserlerinden Le Male ve Classic’ten doğdular. La Belle ve Le Beau, dünyadaki ilk günlerinde çıplaktılar. Üçüncü günde en hoş, ilahi ve nefis günahları yarattı. Dördüncü günde dinlendi. Onun bahçesinde partiler yapılırdı. Herkes, kendilerini ve birbirlerini keşfetmek havasındaydı. Ve kokusu neredeyse ilahiydi!”

Jean Paul Gaultier’in garip internet sitesinde Le Beau isimli erkek parfümünün tanıtımında yukarıdaki cümlelere rastlıyoruz. Gaultier’in efsaneleşmiş erkek parfümü Le Male’nin devam kokularından olan Le Beau, resmi tanıtımında bahçe temasını öne çıkartmış. Tabii buradaki bahçe sıradan bir mekan değil. Tanıtım cümlelerinden anladığım kadarıyla cennet bahçelerine ve Tanrı’nın dünyayı yaratma sürecine esprili olarak gönderme yapmışlar. Le Beau’nun tanıtımında üç tema öne çıkarılmış: Bergamot, hindistan cevizi ağacı ve tonka fasulyesi. Ayrıca odunsu aromatik olarak sınıflandırmışlar.

Le Beau’nun açılışı ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Hoş, modern ve nanemsi turunçgiller bergamot-portakal ikilisine benziyor. Yaz parfümü ferahlığında ve basitliğindeki başlangıcını beğendim. İlerleyen saatlerde nanemsi turunçgillerin hakimiyeti devam ediyor. Orta kısımda turunçgillere hindistan cevizi ekleniyor. Buradaki hindistan cevizi fazlaca baskın, yağlı veya ağır değil. Turunçgillerin gerisinde kalmaya çalışan hindistan cevizi güzel verilmiş. Sonlarda ana yapı değişmiyor. Naneli turunçgiller ve hindistan cevizi son bölümde de etkili. Bir parça tonka fasulyesinin katılımıyla gerçekleşen alt notalar oldukça zayıf denebilir.

Le Beau, anlaşılacağı üzere tam ferah yaz parfümü. Gaultier’in şöhretli erkek kokusu Le Male’nin devamı olduğuna bakmayın çünkü çok benzer tarafı yok. Le Beau, naneli tropikal kokteylleri andırıyor. Uzak Doğu Asya ülkelerinde, okyanusun ortasında bulunan ve bembeyaz kumsalları olan, sahillerde hindistan cevizi ağacının altında uyuklanılan, tropik cennet gibi adalardan birisindeymiş gibi hissettiriyor. Nane, sıcak yaz günlerinde serinletici etki yapıyor. Biliyoruz ki birçok yaz kokteylinde nane kullanılıyor. Le Beau’daki lezzetli bergamot ve hoş hindistan cevizi aroması da sizi Mauritius adasındaki bir otelin havuz başında içilen rengarenk kokteyllere götürebilir.

Le Beau, birçok yaz parfümü gibi basit, derinlikten yoksun, turunçgilli, zayıf, yapaylık sınırında, uzun süreli kullanımda sıkılabileceğiniz ve performans sorunu yaşayan bir arkadaş. Aynı zamanda sevmesi ve kullanması kolay, sizi koklayan çoğu kişinin beğeneceği ve övgüler alabileceğiniz, burnu ve algıları zorlamayan, leziz, deniz kenarını hatırlatan, tatil hayalleri kurduran, ağır ve bıktırıcı kış parfümlerinden kurtulmanın sevincini yaşatan bir arkadaş. Bardağın hangi tarafına bakacağınıza en iyisi siz karar verin.

Le Beau’nun beni en çok heyecanlandıran tarafı orta kısımda bulunduğu söylenen hindistan cevizi temasıydı. Gaultier’in internet sitesinde hindistan cevizi değil de hindistan cevizi ağacından bahsedilmesi biraz tuhaf. Hindistan cevizli harika parfümler arayan birisi olarak merakla kullandım Le Beau’yu. Aşırı dozda hindistan ceviziyle karşılaşmadım. Geri planda hissediliyor hindistan cevizi ama bence büyük resim nanemsi turunçgil formuna yakın.

EDT olan Le Beau’nun kalıcılığı eh işte, etrafa yayılımı güçlü değil. Biraz Guerlain Homme’nin EDT versiyonunu hatırlattı bana Le Beau. Ayrıca Virgin Island Water’ın vasat benzeri olarak da düşünülebilir. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayacaktır. Kokusunu Quentin Bisch tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

8 Mart 2020 Pazar

Versace – Eros Flame (2018)

“Yeni nesiller için sevginin asaleti ve çeşitliliğin gücü hakkında önemli mesaj taşıyan, sizi kalpten vuran bir koku. Versace Eros Flame, duygularıyla derinden temas halinde olan güçlü, tutkulu, kendine güvenen erkek içindir. Versace Eros Flame’in koku notaları, en değerli ve zarif malzemelerin bir diğerini zenginleştirdiği ve geliştirdiği güçlü kontrastlarla karakterize edilir. Erkeksi, tutkulu önsezi ve duyusal olarak kendinden geçmenin kutlaması olan kalıcı bir koku.”

Versace’nin Eros Flame isimli devam parfümünün resmi tanıtımı bu cümlelerle yapılmış. Versace’nin 2012 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Eros’un büyük ticari başarı yakalamasının ardından, doğal olarak aynı isimli devam parfümleri gelmeye başladı. İlk Eros’tan altı yıl sonra Eros Flame, kırmızı şişesiyle raflardaki yerini aldı. Versace’nin, Eros’un şöhretinden faydalanmak istemesi kendileri açısından gayet normal. Bizim için önemli olansa ortaya çıkacak parfümün kalitesi ve içeriği.

Eros Flame’i üzerime sıktığımda beni tatlı, lezzetli turunçgiller karşılıyor. 2010’lu yıllardan sonraki birçok erkek parfümünde karşılaşabileceğimiz ferah sayılamayacak mandalina-portakal ikilisini beğendim. İlerleyen dakikalarda şekerli turunçgillere tatlı baharatlar ekleniyor. Karabiber olduğunu tahmin ettiğim baharatın, turunçgillerle uyumunu başarılı buldum. Orta kısımda aromatik biberiye ilginç şekilde ortaya çıkıveriyor. Orta bölümü de fena değil. Kapanışta tatlılık artıyor. Son bölümde tonka fasulyesi bütün ağırlığını koyuyor. Alt notalarda kremsi vanilya, tonka fasulyesine güçlü şekilde destek veriyor.

Eros Flame, turunçgilli, baharatlı, tonka fasulyeli, vanilyalı bir arkadaş. 2010’lu yılların koku trendinin klişe tekrarından ibaret. Baştan sona kadar bolca tatlılık içeriyor hatta kapanışta şekerliliğe doğru eviriliyor. Çoğu kişinin sevebileceği, uniseks kullanıma uyabilecek, hafiften yapaylık sınırında, canlı, dinamik, neşeli, leziz, hoş parfüm. Yaratıcı veya sıra dışı değil. Dünyayı yerinden oynatmaya talip olmadığı görülüyor. Sanatsal yanı pek olmasa da, kullanması ve sevmesi kolay forma sahip. Bu anlamda konforlu yapısı olduğu iddia edilebilir.

Eros Flame, Eros’un devam parfümü. Biliriz ki her devam parfümü abisine/ablasına benzer. Eros Flame tabii ki Eros’a benziyor. İki parfüm de tatlı turunçgilleri, şekerli baharatları ve tonka fasulyesini içeriğinde cömertçe kullanmış. Eros Flame bana göre abisi Eros’tan daha başarılı kokusal anlamda. Flame’in açılışındaki turunçgiller daha doğal ve güzel klasik Eros’a göre. Flame’in orta kısmı da abisine göre daha özenli. Son bölümdeyse iki parfüm de hemen hemen aynı denebilir. Bu anlamda, Eros Flame’i daha çok beğendiğimi söyleyebilirim.

Eros Flame, Eau de Parfum formunda.  Kalıcılık anlamında yeterli, etrafa yayılımı ortalamanın altında. Sonbahar-kış dönemine uygun olduğunu düşünüyorum. Kokusunu Olivier Pescheux tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

17 Şubat 2020 Pazartesi

Elie Saab – Girl of Now (2017)

Elie Saab’ın dünya çapında büyük başarı gösteren kadın parfümü Le Parfum’un ardından aynı isimli birçok devam kokusu gelmişti. Elie Saab’ın Le Parfum serisinden farklı olarak piyasaya sürdüğü yeni parfüm ailesinin ismi Girl of Now olarak belirlenmiş. Markanın internet sitesinde Girl of Now parfümünün hedefinin “anı yaşayan kızlar” olarak belirlediğini öğreniyoruz. 2017 yılı çıkışlı ilk Girl of Now’un tanıtımında “‘Şu anın neslinin’ ruhunu yakalayan yeni parfüm. Kendiliğinden, eğlenceli ve kaygısız” cümlelerini görünce 2020’li yılların modern apolitik hanımefendilerinin hedeflendiğini düşündüm nedense.

Girl of Now’un açıklanan notalarında acı badem, antep fıstığı, armut ve daha önce hiç duymadığım ormond çiçeği gibi farklı öğelerden bahsedilmiş. Parfümün açılışı şekerli, lezzetli, karamelli meyvemsi notalarla gerçekleşiyor. Üst notalarda turunçgil esintileri var. Muhtemelen armut ve portakal çiçeği ilk saniyelerde çikolatamsı notalarla kaynaşıyor. Bolca tatlılık barındıran başlangıcı lezzetli, modern, tanıdık ve fena değil. Orta bölümde vanilya-çikolata hissi veren notalar ağırlığını arttırıyor. Armut geride kalırken, portakal çiçeği geri planda ara ara kendisini gösteriyor. Şekerli yapı orta kısımda oldukça etkili. Sonlarda kremsi vanilya hissiyatı devam ediyor. Kapanışta amberli ve tonka fasulyeli yönünü gösteriyor Girl of Now.

Karşımızda yeni nesil popüler koku temasını tekrar eden meyveli gurme tarzında parfüm var. Meyvemsilik başlangıçta armuda yakınken, orta kısımdan itibaren incelikli portakal çiçeği derinlerden geliyor ki Elie Saab’ın imza notasıdır. Garibim portakal çiçeği orta kısımda öyle bir şekerli yapının altında eziliyor ki sormayın. Tonka fasulyeli-kremsi vanilyalı ana yapı, baştan sona azalmadan devam ediyor. 2010’lu yıllardan sonra karşımıza çıkan bir çok kadın parfümünde bu koku formu küçük nüans farklılıklarıyla tekrarlandı.

Lancome – La Vie est Belle, Prada – Candy, Jean Paul Gaultier – Scandal, Carolina Herrera – Good Girl, YSL – Black Opium ve daha onlarca benzer örneğin üzerine bir de Girl of Now’u ekleyebiliriz. Çılgınca şekerli, meyvemsi (ağırlık ferah olmayan portakal-mandalinada), baharatlı, tonka fasulyeli, amberli, vanilyamsı bu koku formu yukarıda saydığım kadın parfümlerinde var hatta Tom Ford – Noir Pour Femme’de bulunuyor. Girl of Now, bu anlamda parfüm dünyamıza yenilik sunmuyor, bizi şaşırtamıyor. Yapaylık sınırındaki kokusu pürüzsüz şekilde kaliteli sayılmayabilir.

Yine de Girl of Now’u rakiplerinden daha çok beğendim. Ondaki turunçgillerin verilişini ve kremsi, neredeyse hindistan cevizimsi vanilyanın kullanılışı diğer genç kız parfümlerinden başarılı. Azıcık da olsa Noir Pour Femme ve garip şekilde Emporio Armani’nin erkek parfümü Stronger With You’daki turunçgil-vanilya kullanımlarını andırıyor Girl of Now’un geri planı. Tabii harika koktuğunu söylemek zor.

Geleyim son gözlemime. Parfümde iki dikkat çeken nota var: Badem ve Antep fıstığı. Antep fıstığı tadını fazla alamasam da badem algılanıyor. Fakat Girl of Now, asla Hypnotic Poison’daki kadar ağır, baskın ve zorlayıcı badem aromasına sahip değil. Girl of Now’u safkan badem parfümü olarak görmüyorum. Eğer acı badem kokusu arıyorsanız Serge Lutens’in Louve’sine bakabilirsiniz. Girl of Now bademi, Antep fıstığını burnunuza dayamıyor. Onun amacı genç, modern, bakımlı, modayı takip eden hanımefendiler.

Hafiften burun tırmalayan tonka fasulyesi ve ambersi yapı, baş ağrısı yapma potansiyeline işaret ediyor. Düz çizgide ilerlemesi ve pek değişim göstermemesi üzücü. İyi taraflarından birisi performansı fena değil. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı iyi denebilir. Tam bir kış parfümü olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Canlı, olumlu, dikkat çeken ve ofis dostu koktuğunu söyleyebilirim. Onu kullanan veya etrafta algılayanların büyük kısmı beğenecektir. Bu anlamda kullanması ve sevmesi kolay yapıda şeytan tüyüne sahip Girl of Now.

Kokusunu ünlü iki parfümör Dominique Ropion ve Sophie Labbe birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

30 Ocak 2020 Perşembe

Carolina Herrera – Bad Boy (2019)

2016 yılında kadın ayakkabısı formundaki şişesiyle ve hoş ismiyle adından söz ettirmişti Carolina Herrera’nın feminen parfümü Good Girl. Her ne kadar 212 serisinin popülaritesini yakalaması zor görünse de Good Girl, pazarlama anlamında başarılı bir işti. Çok büyük ihtimalle Good Girl’ün sıradışı şişesiyle yakalanan başarının benzeri, 2019 yılında bu sefer erkek parfümüyle yakalanmak istendi. Yine Carolina Herrera’dan ilginç bir şişe ve dikkat çekici ismiyle, pazarda yer almaya başladı Bad Boy isimli erkek parfümü.

Carolina Herrera’nın internet sitesinde Bad Boy’un, “modern erkeksiliğin sembolü” olarak tanıtıldığını görüyoruz. Bad Boy, hem modernliği yansıtırken bir taraftan da güçlü, kendisine güvenen erkeği karakterize ediyormuş. Aynı zamanda kendi yolunu çizen asi erkeğin parfümüymüş. Hatta Bad Boy’un modern kahramanların kokusu olduğundan bile bahsedilmiş ki artık ne diyeyim bilemedim. Bütün bu pazarlama cümlelerinin hengamesinde, açıklanan notalarındaki kakao en çok ilgimi çeken unsur oldu.

Bad Boy’un açılışı metalik ve modern yapay turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarındaki bergamot ilk saniyelerde hissediliyor fakat bergamot notası keşke daha kaliteli ve gerçekçi verilseymiş. Bir süre sonra şekerli bergamota yeşil tema eşlik ediyor geri planda. Orta kısma geçildiğinde yeşil bergamot kokusuna şekerli baharatlar ekleniyor. Buradaki baharatlar keskin ve burun yakan cinsten değil. Kenarları törpülenmiş tatlı baharatlar muhtemelen biber notasını karşılıyor. Orta kısımda kakao ekleniyor kompozisyona ama bildiğimiz lezzetli bir kakao kokusu beklemeyin. Sonlarda odunsu tarafa kayıyor Bad Boy. Yüzlerce yeni nesil erkek parfümündeki yapay ve şekerli sedir ağacı, bize yeni bir tat sunmuyor.

Ahhh Bad Boy. Evet, şişen gayet şekilli ve raflarda seni görenleri kendisine çekecektir. Kötü oğlan anlamına gelen ismiyle, ergen genç erkekleri hedefleyeceği varsayılabilir. Görüleceği üzere pazarlama anlamında sorunu bulunmuyor Bad Boy’un. İyi de her şeyden önemlisi şişenin içindeki sıvı nasıl kokuyor derseniz büyük hayal kırıklığı olduğunu söyleyebilirim.

Sanırım 2010’lu yıllardan sonra girdi bu tarz kokular parfümeri dünyasının gündemine. Bolca tatlı hatta şekerli turunçgiller, şekerli aromatik baharatlar, abartılı tonka fasulyesi kullanımı ve yapay/bıktırıcı şekerli sedir ağacı kombosu, sinir bozucu şekilde, popüler ana akım parfümcülük sektörünü sarıyor. Modern şekerli, aromatik, metalik turunçgilli, jenerik ve sıkıcı erkek parfümlerinin kötü bir devamı Bad Boy. Yenilik yok, ilginçlik yok, kalite yok, performans yok, ne var bilemiyorum. Sanırım markaların amacı 12-22 yaşındaki erkekleri tavlamak bu tür parfümlerle.

Bad Boy’un koku formu o kadar tanıdık ki… Azzaro – Wanted, Paco Rabanne – Incivtus/Pure XS, Versace Pour Homme Dylan Blue, Yves Saint Laurent – Y Pour Homme, Acqua di Gio Absolu, yeni Givenchy – Gentleman parfümlerinin sıradan karışımı denebilir Bad Boy’a. Tabii aynı zamanda bu popüler parfümlerin de doğal rakibi kötü oğlan. Kimi kullanıcılar 1 Million’a benzetmiş ama bence büyük benzerlik yok aralarında. 1 Million çok daha güzel kokusal anlamda.

Burnum her kullanımda kakaoyu aradı ama pek başarılı olamadı ne yazık ki. Kakao varsa da tonka fasulyesinin ağırlığı altında ezilmiş büyük ihtimalle. Bad Boy’u kıyafetlerim üzerinde koklarken bir taraftan da çamaşır yumuşatıcılarının o garip aroması aklıma geliyor.

Daha da bahsedecek tarafını bulamadığım Bad Boy, EDT formunda. Kalıcılığı idare eder, etrafa yayılımı güçlü değil. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine uyacağını düşünüyorum. Çok sıkmamak kaydıyla serin yaz akşamlarında da fena olmaz.

Koku Güzelliği:10/4

14 Ocak 2020 Salı

Thierry Mugler – Pure Tonka (2016)

2018 yılının kasım ayıydı muhtemelen. Karşıma ansızın çıkan Karmaşa’nın ilerleyen zamanlarda hayatım için hoş bir sürprize dönüşeceğini tahmin bile edemezdim. İnsanın bazen hayatının akışını kadere bırakmanın rahatlığıyla geçirdiği dönemler olur. Benliğimizin üzerindeki ruhani gücün konforlu yumuşaklığına teslim oluruz. Belki fazlasıyla yalnızsınızdır tek başınıza yaşadığınız evinizde başınızı yastığa koyarken, belki de hayal ettiğiniz şeylerin bir türlü gerçekleşmemesinin yorgunluğuyla tefekküre verirsiniz kendinizi…

2016 yılındaysa Thierry Mugler’in bir başka “Pure” isimli parfümü çıktı. Pure Malt ve Pure Havane’nin başarısının ardından parfümseverlerin merakla beklediği seriye dönüşen “Pure” isimli delikanlıların son örneği Pure Tonka oldu. Pure Tonka, isminden de anlaşılacağı üzere tonka fasulyesi notasını öne çıkarmış tanıtımında.

Thierry Mugler’in internet sitesinde oryantal gurme olarak sınıflandırılmış Pure Tonka. Resmi tanıtımında ferah lavanta ve biberiyenin, tonka fasulyesi ve gurme baharatlarla karışımından oluştuğu vurgulanmış. Yine kendi sitelerinde açıklanan notalarında bir sürpriz var: Kapuçino.

Pure Tonka’nın açılışı tatlı, lezzetli, koyu çikolata ve lavantayla gerçekleşiyor. İlerleyen dakikalarda lavantaya biberiye de ekleniyor. Başlangıcı çikolatalı lavanta gibi denebilir. Orta kısma geçildiğinde başlangıçtaki tatlılık ve çikolatamsı hissiyat devam ediyor. Orta notalarda bitter çikolatadan ziyade vanilyamsı sütlü çikolata efekti verilmiş. Orta bölümde dumansı kuru tütün hiç beklemediğim şekilde kendisini gösteriyor. Arka planda A Men parfümlerinin değişmez üyeleri koyu paçuli ve vanilya yerini alıyor. Sonlarda çok güzel vanilyalı paçuli yoluna devam ediyor.

Pure Tonka, ilk saniyelerden itibaren serinin diğer parfümlerini çağrıştırıyor. A Men, Pure Malt ve Pure Havane’nin karışımı gibi davranıyor. Başlangıcı A Men’i andırırken, orta kısımda karşıma çıkan tütünde Pure Havane esintileri var sanki. Bu tarz kokuları sevdiğim için Pure Tonka’yı oldukça beğendim. Genel olarak düz çizgide ilerlediği ve fazlaca değişim geçirmediği söylenebilir.

Pure Tonka, kardeşleri gibi koyu, karanlık, gotik bir sütlü çikolata, kahve, vanilya ve paçuli merkezinde dolaşıyor. Lavanta, biberiye ve tonka fasulyesi ikinci planda kalmış sanki. Açıklanan notalarındaki kapuçino temasıysa ara ara burnunuza geliyor. Eğer siz de benim gibi A Men ve Pure serisi parfümlerini seviyorsanız, sağlam bir seçeneğiniz daha oldu.

Pure Tonka’yı kullananlar ağırlıklı olarak onu üç parfüme benzetmiş. Rochas Man, New Haarlem ve Tobacco Vanille’ye benzetilen Pure Tonka bu parfümlerden en çok New Haarlem’e benziyor bence. New Haarlem’deki o dolgun ve güçlü acımsı kahve-kakao aroması, Pure Tonka’yı andırıyor. Tobacco Vanille ile büyük benzerlik taşımıyor. Thierry Mugler’in parfümlerinden ise klasik A Men’e yakın duruyor.

Pure Tonka’yı kimler kullanır? Yalnızlığının hafiflemesine ihtiyacı olan, geceleri uyumadan önce hayaller kuran, kokular dünyasında araştırma yapmayı seven sosyologlar veya psikologlar kullanabilir. Bir kadının kahramanı olduğunu bilen veya bir kadın tarafından gururla izlenen erkekler onu üzerinde taşıyabilir.

EDT formundaki Pure Tonka’nın performansı harikalar yaratmıyor. Klasik A Men ve Pure Malt kadar kalıcılığı yüksek değil sanki. Etrafa yayılımı ortalama düzeyde. Tam bir kara kış parfümü. Ilık sonbaharda bile ağır kaçabilir. Kokusunu Thierry Mugler için birçok parfüme imza atmış Jacques Huclier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

25 Aralık 2019 Çarşamba

Christian Dior – Hypnotic Poison EDP (2014)

1998 yılında Dior’un piyasaya sürdüğü Hypnotic Poison’un inanılmaz başarısının ardından, Hypnotic isimli devam parfümleri gelmeye devam ediyor. Kendisi Poison’un devam parfümü olan Hypnotic, öylesine büyük satış rakamlarına ulaştı ki Poison’u gölgede bırakmakla yetinmedi, Hypnotic isimli de yeni seri oluşmasına vesile oldu. 2019 yılının son günleri itibariyle yedi parfüme ulaştı Hypnotic Poison’lar.

İlk Hypnotic Poison EDT formundaydı. 2014 yılında akıllıca bir hamleyle EDP versiyonu raflardaki yerini aldı. Hypnotic Poison Eau de Parfum’un resmi tanıtımında Arap yasemini, tonka fasulyesi ve vanilya öne çıkarılmış. Şişesinin ise yasak meyvenin ihtiraslı örneği olduğu söylenmiş.

Parfümün açılışı portakal çiçeği ve meyan kökü-badem temasıyla gerçekleşiyor. Mentollü meyan kökünü andıran üst notalar ablası Hypnotic Poison EDT’yi hatırlatıyor fakat pek bana göre değil. Orta kısımda bademli meyan kökü daha sakinleşiyor ve tonka fasulyesiyle koku formu yumuşuyor. Tabii tonka fasulyesinin etkisiyle orta bölümde tatlılık artıyor. Oysa başlangıcı kuru denebilir. Sonlarda harika vanilya görevi devralıyor. Meyan kökü ve bademin zayıflamasıyla kendisini gösteren yumuşak ve kaliteli vanilya hem gerçekçi hem de lezzetli.

Hypnotic Poison EDP, doğal olarak 1998 çıkışlı ilk Hypnotic Poison’a benziyor. Buradaki benzerlik EDP’nin olgun ve ayakları daha fazla yere basan tavrıyla ilginçleşiyor. İlk Hypnotic Poison EDT, vamp, seksi ve gem vurulamaz genç kadını simgelerken, EDP versiyonu daha modern, sakin, rafine ve görmüş geçirmiş hanımefendiyi çağrıştırıyor.

Hypnotic Poison Eau de Parfum’u, hiç kuşkusuz ki ilk Hypnotic Poison EDT ile karşılaştıracağım. Başka hangi parfümle rekabet edebilir ki bu koku formu. Ancak kendisiyle yarışabilir. Saldırgan, koridor kokusu formundaki EDT, benzersiz karakteriyle hayranlık uyandırmıştı fakat birçok kişi tarafından da fazlaca iddialı ve itici bulunmuştu. EDP, daha yuvarlak hatlara sahip Hypnotic Poison olarak düşünülebilir. Gerçi yeni EDP’nin içeriğindeki meyan kökü ve bademi parfümlerde hiçbir zaman sevemiyorum. Benim için bu iki itici içeriğe sahip parfümü burnumun sahiplenmesi çok mümkün görünmüyor. Siz yine de Hypnotic Poison EDT’yi kullanması zor buluyorsanız, EDP versiyonuna şans verin. Belki ona aşık olanlar kervanına katılırsınız.

Sakinleşmiş ve yumuşamış hali bile genel beğeniye uyar mı emin değilim. EDP’nin konforlu koktuğunu ve etraftan övgüler alıp, alamayacağınız konusunda şüphelerim var.

Sonuç olarak dikkat çekici ve çarpıcı Hypnotic DNA’sını sürdüren EDP versiyonu, ablası EDT kadar agresif değil. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı beklediğimden düşük oldu. Sonbahar-kış dönemi için kullanmayı düşünmenizde fayda var.

EDP’nin kokusunu ünlü burun Francois Demachy tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

15 Aralık 2019 Pazar

Nikos – Sculpture Homme (1995)

Yunanistan doğumlu Nikos Apostolopoulos’un, Paris Sorbonne’da siyaset bilimi okumasının ardından, uluslararası hukuk alanında doktora yapması onun ne kadar zeki ve başarılı olduğunu gösteriyor bize. Böylesi eğitimden sonra tamamen farklı alana yönelip, kariyerine 1985 yılında erkekler için özel giyim koleksiyonu tasarlayarak başlaması herkes için şaşırtıcı olmuştu muhtemelen. Sonrasında mayo, erkek ve kadın hazır giyim tasarımlarıyla markasını büyüttü Nikos. 1990’lı yılların ortalarında da parfüm işine girdi.

Markasının ismini Nikos olarak belirleyen bay Apostolopoulos, ilk parfümünü 1994 yılında Sculpture Femme ismiyle piyasaya sürdü. Hemen ardından Sculpture Homme adıyla erkek parfümü raflardaki yerini aldı. İlk çıktığı zamandan itibaren büyük başarı sağlayan ve çok satan Sculpture Homme, resmi tanıtımında erkeksilik temasını pazarlama kampanyasında öne çıkarıyor. Nikos markasının internet sitesinde Homoerotik mitolojik tanrılara atıf yapılan Sculpture Homme ve onun kokusu, tanıtımda maskülenlik temasını sonuna kadar kullanıyor. Parfümün reklam afişlerinde bu durumu rahatlıkla görebiliriz.

Sculpture Homme’nin açılışı tatlı ve buruk limonla gerçekleşiyor. Üst notalarda ekşi ve şekerli limon baskın. Normalde limonu sevmeme rağmen buradaki şekerli limon pek ilgimi çekemedi. Orta bölümde limon geri çekilirken erkeksi çiçekler ve tonka fasulyesi partiye katılıyor. Başlangıçtaki tatlılık orta bölümde de devam ediyor. Son bölümde amber ve vanilyayla kapanışı yapıyor. Alt notaları muhtemelen parfümün en güzel tarafı diyebilirim.

Sculpture Homme, 1990’lı yılların ortalarında dünyaya gelmesine rağmen hala modern ve yeni nesil erkek parfümlerini andırıyor. Bu da döneminin ötesinde tasarıma sahip olduğunu gösteriyor. Parfümün genelinde şekerli turunçgiller, tonka fasulyesi ve erkeksi çiçekler rol alıyor. Büyük resimde fazla değişmeyen, düz çizgide ilerleyen, herkese hitap edebilecek koku formuna sahip denebilir.

Yine söyleyeyim, limonu, tadını, kokusunu ve hatta rengini bile çok severim. Onun içindir ki limon merkezli parfümlere ayrı ilgim olduğu söylenebilir. Sculpture Homme, başlangıçta limonla gerçekleşiyor ama sevmek ne mümkün üst notaları. Sinir bozucu şekilde şekerli ve buruk verilen açılıştaki turunçgillerden sonra karşımıza çıkan tonka fasulyesi, onu modern parfümlere yakınlaştırabilir ama tatlılığı artırıyor. Ne başlangıçtaki limonu ne de orta kısımdaki tonka fasulyesini sevemedim. Parfümün hoşuma giden tek yeri sonları oldu.

Sculpture Homme, daha önce denediğim şu üç parfüme benziyor: Diesel – Plus Plus Masculine, 24 Perfumes ve Montale – Wood & Spices. Azıcık da Versace Pour Homme’ye benziyor sanki. Başta saydığım üç parfümü de çok sevememiş, itici bulmuştum. Sculpture Homme de benzer hisleri uyandırdı. Garip şekilde gıcık olan kokusu iddia edildiği gibi fazlaca erkeksi sayılmaz çünkü içeriğindeki tatlılık, onu eski tarz maskülen şiprelerden uzaklaştırıyor. Aramın pek iyi olmadığı fujerlere yakın diyebilirim.

1990’lı yılların bu ünlü parfümü, bugün için eski popülerliğini kaybetmiş gibi görünse de hala onu severek kullanan erkekler mevcut. EDT formundaki Sculpture Homme’nin performansı ortalama seviyede denebilir. Kalıcılığı idare eder, etrafa yaylımıysa ilk patlamada güçlü fakat ilerleyen saatlerde zayıflıyor. Ilık ilkbahar-sonbahar dönemine uyacağını düşünüyorum. Serin yaz akşamlarında kullanmak için de ideal.

Kokusunu bugün de başarılı ve bazı çok popüler işlere imza atan parfümör Michel Almairac tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

1 Aralık 2019 Pazar

Giorgio Armani – Code Absolu (2019)

Giorgio Armani’nin 2004 yılında başlayan Code isimli parfüm macerası büyümeye devam ediyor. Her yıl, piyasada tutunamayan yüzlerce parfümün üretiminin sona erdiği sektörde, Code isimli kokulara yenileri ekleniyor. 2019 yılında en yeni Code aramıza katıldı. Absolu ismiyle hem kadın hem de erkek versiyonu raflardaki yerini alan Code Absolu’nun erkek olanına değineceğim.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde Code Absolu (erkek için) hakkında yine kısa tanıtım cümlelerine rastlıyoruz. Code Absolu’nun cesurca baştan çıkaran yeni parfüm olduğu söylenmiş. Ayrıca gözü pek, erkeksi, sofistike, kendine güvenen yönü vurgulanmış. Bakalım bahsettikleri kadar başarılı mı?

Code Absolu’nun açılışı oldukça tatlı, lezzetli turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında portakal çiçeği, mandalina ve elma görünüyor. Şekerli mandalina ve portakal çiçeğine yakın duruyor üst notalar. Mayhoş meyveleri andıran başlangıcı, 2000 yılı sonrası üretilen birçok yeni nesil modern erkek parfümüne benziyor. Orta bölüme geçildiğinde tatlı-şekerli yapı devam ediyor. Lezzetli meyvelere eklenen baharatlar ve tonka fasulyesi, parfümün ana aksını oluşturuyor. Orta kısımda tonka fasulyesinin büyük ağırlığı olduğunu söyleyebilirim. Sonlarda yine değişim yok. Tonka fasulyesi biraz geri çekilirken, şekerli, lezzetli ve kremsi vanilya ekleniyor partiye. İşte size Code Absolu’nun kısa özeti.

Karşımızda lüks ana akıma hizmet eden Giorgio Armani markası ve onun popüler olması, çok satılması için kurgulanmış parfümü Code Absolu var. Bu pencereden bakacak olursak, Code Absolu’yu koklayan kadın-erkek çoğu kişinin beğenmesi üzerine tasarlanmış koku formunu sunduğunu anlamak zor değil. Code Absolu, modern, tiki ve bolca şekerli erkek parfümü enflasyonuna küçük bir katkı yapıyor sadece. Otuz yaş altına hitap edebilecek, ilk koklandığında oldukça beğenilip satın alınabilecek, güvenli denebilecek tarza sahip bu arkadaş yeni yol sunmuyor hayat ve koku yolculuğumuza.

Code Absolu açıkça diyor ki, “Sanatla işim yok. İdealist değilim. Vasat çoğunluğa hitap ediyorum. Derin, farklı veya sıradışı olmak başka parfümlerin işi. Görevim çok satmak, popüler olmak, suya sabuna fazla dokunmamak ve bol bol milyon Euro’lar kazandırmak Giorgio Armani’ye”. Tırnak içinde yazılan cümleler benim iç sesim mi yoksa Giorgio Armani parfüm birimi yöneticilerinin iç sesi mi tahmini size bırakıyorum.

Birçok ana akım moda markasının parfümlerini beğenmeyen ukala burnum, Giorgio Armani’nin parfümlerinin bir kısmını gayet sever. Si, She, He, Stronger With You ve Armani Eau Pour Homme beğendiğim Armani’ler ama Code Absolu’yu çok sevebildiğimi söyleyemem. Nefret etmedim ama bir şişesinin alınmaya değer olduğunu sanmıyorum. Kokusu fazlaca şekerli ve bu durum bir süre sonra zorlayıcı-bıktırıcı olabiliyor.

Geleyim devam parfümü meselesine. Code Absolu, bildiğiniz üzere Giorgio Armani’nin ünlü modern klasiği ve süper starı Code For Men’in devam kokusu denebilir. Her devam parfümü, çoğunlukla ilk versiyonuna benzer. Code Absolu da, 2004 çıkışlı ilk Code For Men’i andırıyor. Tabii ki birebir benzemiyorlar. Absolu, orijinal Code’a göre daha az karanlık. Ayrıca Absolu versiyonunda vanilya ve tonka fasulyesi daha baskın verilmiş. Baharatlar geri planda kalmış. Yine de Absolu’yu kokladığınızda, klasik Code For Men’den izler dikkatinizi çekecektir. Giorgio Armani’nin internet sitesinde Code Absolu’nun tanıtımında Rom (içki) notasından bahsedilmiş ama bence büyük oranda alkol-içki kokmuyor Absolu.

Güzel taraflarından birisi EDP olması. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Kimi kullanıcılar oldukça güçlü ve ağır demiş yayılımına ama bana o kadar saldırgan gelmedi. Tam bir kış parfümü. Ilık havalara bile uymaz Absolu. Barındırdığı fazlaca tatlı-şekerli hissiyata binaen çok erkeksi koktuğu söylenemez. Uniseks olarak bile kullanılabilir.

Kokusunu, 2004 yılı çıkışlı Code For Men’e imza atan Antoine Maisondieu tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

25 Eylül 2019 Çarşamba

Giorgio Armani – Acqua di Gio Absolu (2018)

Erkek parfümleri tarihinin en meşhur modern klasiği Acqua di Gio, yirmi yaşını devirmesine rağmen hala bize küçük numaralar yapmaya devam ediyor. Acqua di Gio serisi Essenza ve Profumo ile derinlik kazanırken, 2018 yılında sahneye Absolu çıktı. Odunsu-deniz temasına yönelik olarak tanıtımı yapılan Absolu’da meyveler ve paçuli de vurgulanmış. Erkeksi ve sofistike verildiği iddia edilen deniz kokusuyla paçuli ve odunsuların karışımından söz edilmiş.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde sıcak ve tensel olarak nitelendirilen Absolu, klasik Acqua di Gio’nun cesur yorumu olarak öne çıkarılmaya çalışılmış ve rafine erkeklere uygunluğu üzerinde durulmuş. Ayrıca ilk Acqua di Gio’yu yaratan parfümör Alberto Morillas, devam parfümü Absolu’yu da tasarlamış. Bu anlamda Giorgio Armani hoş bir devamlılık durumuna imza atmış.

Absolu’nun açılışı ferah ve canlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Modern ve tatlı narenciyelerden limon, bergamot ve greyfurt ayırt edebildiklerim. Açıklanan notalarında elma ve armut bulunuyor. Başlangıçtaki tatlılığın armuttan geldiğini varsayabiliriz. Üst notaları fena değil. Orta bölüme ilerledikçe turunçgilli yapının devam ettiğini görüyoruz. Orta kısımda parfümün ana omurgasını oluşturan deniz temasının karşımıza çıktığına şahit oluyoruz. Bu andan itibaren biraz daha tatlılığın arttığını görüyorum. Tatlılığı muhtemelen tonka fasulyesi veriyor. Sonlarda turunçgilli deniz esintisine odunsu notalar ekleniyor. Kapanışı klasik modern odunsuluğu çağrıştırıyor ama yine de hoş diyebilirim.

Absolu’nun nasıl koktuğuna dair yukarıda verdiğim tanımı biraz daha genişleteyim: Tatlı turunçgilli, şekerli sucul, tonka fasulyeli sedir ağacı. Absolu, lezzetli turunçgillerle başlayıp, fazlaca tatlılaşan sucul parfüm tarafına yakın duruyor. Aromatik otlar, meyveler (armut ve elma), sardunya ve diğerleri ikinci planda kalmayı usulca kabulleniyorlar.

Absolu, ferah ve basit yaz parfümü karakterine sahip. Onun içindir ki yüksek kalite veya çok katmanlı yapı beklemek abartılı olacaktır. Absolu, Alberto Morillas gibi ustanın elinden çıktığını hissettiriyor ve hoş kokuyor. Günlük kullanım için ideal ama aynı zamanda büyük kitlelere hitap eden vasat koku formu sunduğunu da aklınızdan çıkarmayın. Anladığım kadarıyla Absolu’nun yaklaşımı “Sanat halk içindir”.

Kötü parfüm değil Absolu ama bir şişesini almaya değer mi emin değilim. Sıradışı, farklı ya da yaratıcı tarafı bulunmuyor. Diğer şekerli, sucul rakiplerine benziyor. Aklıma ilk gelen Versace Pour Homme oldu. Hatırladığım kadarıyla Versace Pour Homme, hemen hemen Absolu’nun vermeye çalıştığı temanın üzerinde yükseliyordu. Yeni nesil fenomenlerden Invictus’u da andırıyor Absolu.

Bir önemli durumdan daha bahsedeyim son olarak. Bu tür devam parfümleri genellikle ilk esere kokusal olarak benzer. Absolu ilginç şekilde Acqua di Gio’nun -benim için- süper itici kokusundan oldukça farklı ve adeta başlı başına yeni deneme gibi. Evet, abisi Acqua di Gio’nun ferah ve deniz esintili tarafına fikren öykünmüş ama kokusal olarak çok büyük benzerlik yok neyse ki. Bu haliyle klasik Acqua di Gio’dan daha kullanılası buldum Absolu’yu.

Parfümün ilginç taraflarından biriyse EDP formunda olması. Ana akım bir markanın EDP formunda erkekler için yaz parfümü piyasaya sürmesine sık rastlamıyoruz. Performansı beklediğimden iyi çıktı. Kalıcılığı hem ten hem de kıyafette iyi. Etrafa yayılımı ortalama seviyelerde. Genç-yaşlı herkesin kullanabileceği, kadınların da sevebileceği, rahat, taze, ferah, modern ve serin Absolu, deniz kenarında, ılık yaz akşamlarında, plaj partilerinde ve sahillerdeki tekne gezintilerinde memnuniyetle size eşlik edecektir.

Koku Güzelliği:10/6

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Cerruti Pour Homme (2007)

1930 yılında İtalya’da doğan Nino Cerruti, henüz yirmili yaşlarındayken babasını kaybediyor ve aile mesleği olan tekstil işinin ortasında buluyor kendisini. Felsefe ve gazetecilik okullarını bırakıp, moda ve hazır giyim alanında aile şirketini daha iyi yerlere taşımanın çabasına girişiyor. 1950’li yıllarda kıyafetler genellikle terzilere, sipariş yöntemiyle diktiriliyordu. Nino Cerruti ise tekstil sektöründeki yeni dalgayı iyi okudu ve seri üretime geçmeye başladı o yıllarda.

1957 yılında ilk defa bir erkek giyim koleksiyonu başlattığında moda dünyasında büyük ses getirdi. Kökleri olan İtalya’dan modanın merkezi Fransa’ya yerleşen Nino Cerruti, geleceğin erkek giyiminin temellerini atmıştı adeta o yıllarda. Karizmatik ve yetenekli Nino Cerruti, 1967 yılında erkekler için lüks hazır giyim markası olan Cerruti 1881’i kurdu. Bugün için Cerruti markası, geniş hazır giyim ürün çeşidine sahip. Ayrıca parfüm, deri eşya, saat, mücevher, gözlük, ayakkabı, kravat ve yazı gereçleri alanlarında da ürünler veren bir marka.

Cerruti ilk parfümünü 1979 yılında piyasaya sürdü. 2019 yılının haziran ayı itibariyle otuzdan fazla parfüme sahip. Bir süredir kullandığım Cerruti Pour Homme, 2007 yılı çıkışlı bir eser. Aromatik fujer olarak sınıflandırılan parfümün açılışı güzel ve ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Buruk limon ve portakallı açılışı modern ve oldukça tatlı şekilde gerçekleşiyor. Sevdim üst notalarını. Orta kısımda biraz kakule ve fesleğenle aromatik baharatlı tarafa doğru yöneliyor. Bu kısım da oldukça tanıdık, modern ve genel beğeniye uygun denebilir. Tatlılık hala fazla ve sanırım bu şekerli yapı tonka fasulyesinden geliyor. Son kısım klasik odunsu kapanışla gerçekleşiyor. Oldukça zayıflayan alt notalarda yapaylık ya da rahatsız edici taraf yok neyse ki.

Cerrutti Pour Homme’nin mavi şişesine bakarak onun deniz temalı bir parfüm olduğu aklımıza gelebilir. Aslında genel tarzı Akdeniz sahil kasabası havasını anımsatıyor. Bu anlamda İtalyan markaların ferah erkek parfümlerinde gördüğümüze yakın bir koku formu kullanılmış. Tabii Nino Cerruti’nin İtalyan köklerine bir gönderme de olabilir bu durum. Limonlu, turunçgilli, aromatik otsu, tonka fasulyesi-baharatlı yapısıyla herkesin sevebileceği, basit, yumuşak ve sakin bir parfüm. Geri planda hafiften sabunsu yanı kendisini gösteriyor. Şekerli sayılabilecek üst-orta notalar, birçok yeni nesil ferah parfümü hatırlatıyor. Aklıma ilk gelense Versace Pour Homme. Ayrıca Allure Homme Sport’a da benziyor. Anlaşılan Cerruti, bu iki parfüme rakip olması için tasarlanmış ama güçlü ve şöhretli rakiplerinin karşısında fazla tutunamamış ne yazık ki.

Kalite anlamında hiç fena değil Cerruti Pour Homme. Rahatsız edici yapaylığa rastlanmayan kokusu, hoş, modern ve düz bir ilkbahar-yaz parfümü olarak değerlendirilebilir. Bence ılık ilkbahar günlerinde daha iyi sonuçlar verebilir. Çok sıcak yaz günlerinde tatlılığı bıktırıcı olabilir. Başarısız taraflarından birisi tahmin edebileceğiniz gibi performansı. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı oldukça az. Bu anlamda iyi bir tercih olur mu emin değilim.

Başlangıç seviyesindeki genç erkek parfümseverlere uyabilecek bu eser, güzel bir hediye alternatifi olarak da düşünülebilir çünkü onu koklayan kadın-erkek çoğu kişi sevecektir. Günlük kullanıma, yaz akşamlarına hatta deniz kenarında bile size rahatlıkla eşlik edecektir.

Kokusunun tasarımını Michel Girard ve Gilles Romey birlikte yapmış. EDT formunda olduğunu da son not olarak belirteyim.

Koku Güzelliği:10/6.5