osmantus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
osmantus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Şubat 2021 Salı

Salvatore Ferragamo – Signorina Eleganza (2014)

“Zarafet her zaman Salvatore Ferragamo kreasyonlarının belirleyici unsuru olmuştur. Zarafet ve incelikle dolu olan bu ürünler, Floransalı markanın dünya çapında ünlü olduğu kusursuz tarzı ile daha da zenginleşiyor. Salvatore Ferragamo, sofistike bir hediye olarak kadınsı zarafeti ve baştan çıkarıcılığı kutlayan lüks koku Signorina Eleganza’yı sunar.

Greyfurt ve armutun taze notaları canlı ve teşvik edici giriş niteliğindedir. Badem pudrası ve altın osmanthus yaprakları narin ama yoğun bir kalp oluşturarak hoş, lüks dokunuş katar. Alt notalarda paçuli ve beyaz deri, ciltte tatlı ve kalıcı koku bırakan kuruma etkisi yaratır.”

Salvatore Ferragamo’nun 2011 yılında başlattığı kadın parfümü serisi Signorina, on yıl içinde limitli üretimlerle beraber on beş kokuya ulaştı. İlk Signorina’dan üç yıl sonra Eleganza sürümü raflardaki yerini aldı. İlk iki paragraftaki Signorina Eleganza tanıtım cümlelerinde en ilgimi çeken kısım, alt notalarda bulunduğu iddia edilen beyaz deri notasıydı. Bakalım Signorina Eleganza bize neler vaat ediyor.

Parfümün ilk saniyeleri meyveli paçuliyle gerçekleşiyor. Açılışta, turunçgiller ve mayhoş-leziz erik-vişneyi anımsatan aromayla hoş birkaç saniye yaşatıyor. Armut ve greyfurttan bahsediliyor resmi tanıtımda ama yeni nesil armut merkezli kokulardaki şekerlilik neyse ki pek yok burada. Yine de tatlı, modern, canlı, pozitif ve agresif gerçekleşen ilk dakikalardan sonra yasemin benzeri çiçeklerle köksü olmayan kadifemsi paçuli öne çıkıyor. Bu andan itibaren hafiften yapaylık sınırına yaklaşan nane-calone benzeri geri plan kurgusu, paçuli ve pudralı badem benzeri yapının altında eriyip gidiyor. Sonlarda safkan deriye rastlayamadım. Çiçeksi-meyveli miskli paçuli kapanışta etkili gibi görünüyor.

Signorina Eleganza çiçeksi şipre olarak sınıflandırılsa da bazı yorumcuların dediği gibi fruitchouli temasına sahip denebilir. Ne demek fruitchouli derseniz meyveli paçuli parfümlerini tanımlamak için söylenen bir kısa yol. Daha çok Mugler – Angel’i tanımlamak için söylenen fruitchouli, Signorina Eleganza için daha uygun gibi. Açıklanan orta notalarında badem pudrası ve osmantus çiçeği olsa da badem büyük yer tutmuyor bence. Sonlarda bahsedilen beyaz deriyi merak ettim fakat kendisiyle tanışamadım.

Signorina Eleganza, modern-yapay, çarpıcı-seksi, dikkat çekici ve burunları/yüzleri size çevirtecek potansiyele sahip. Kokusu genelin sevmesine/kullanmasına uygun. Yasemin benzeri kuru beyaz çiçekler (muhtemelen osmantus) ve paçulinin hırslı, heyecanlı ve frapan tavrı Signorina Eleganza’nın kokusal/pazarlamasal temelini oluşturuyor.

Deneyimli burunların bir süre sonra yapaylığından sıkılabileceği Signorina Eleganza, etrafa hayat enerjisi saçan havasıyla genç-orta yaşlı kadınların ilgisini çekecektir. Günlük kullanıma, şık Avm gezilerine, serin öğleden sonlarında arkadaşlarla içilen kahvelere memnuniyetle eşlik edecektir. Sıcak yaz günleri için biraz ağır kaçabileceğini düşünüyorum. Serin-ılık ilkbahar günleri onu kullanmak için ideal olabilir. Eau de Parfum formundaki Signorina Eleganza’yı sektörün tanınmış ismi Sophie Labbe tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

29 Mayıs 2020 Cuma

By Kilian – Good Girl Gone Bad (2012)

By Kilian’ın 2012 yılında ortaya çıkardığı parfüm serisinin ismi In The Garden of Good & Evil idi. Üç parfümle başlayan bu seriye 2013 yılında dördüncü parfüm eklendi. Serinin isminin By Kilian’ın internet sitesinde The Narcotics koleksiyonu olarak geçtiğini görüyoruz. Tanıtımıyla Adem ile  Havva’nın İncil’deki hikayesinden esinlendiği izlenimi veren bu parfüm serisinin bir parça da olsa ilgi çektiği söylenebilir. By Kilian’ın son yıllarda çılgınlar gibi sürekli yeni parfümler piyasaya sürdüğünü düşünürsek az da olsa geri planda kalmaya başladığını düşünüyorum bu serinin.

By Kilian’ın yeni parfümlerinde karşımıza çıkan abartılı ve uzun isimli konsepti, giderek popülist niş parfümevi olma yolunda ilerlediği izlenimi veriyor. Yoksa ağırlığı olduğu düşünülen niş markalarla dalga mı geçmeye çalışıyor tam anlaşılmıyor. Belki de Bay Hennesey’in çalıştığı pazarlama ajansı bu tüyoları kulağına fısıldıyor. Esprili/mesaj veren isimler bulalım da biraz tepki çekelim, reklamın kötüsü olmaz diye düşünüyorsa da şaşırmam. Sonuçta niş parfüm pazarında sürekli yeni rakipler çıkıyor ve arena giderek sertleşiyor.

Good Girl Gone Bad, By Kilian’ın meyveli-çiçeksi kadın parfümlerinden birisi olarak öne çıkıyor. Parfümün açıklama bölümünde üç anahtar kokudan bahsedilmiş: Portakal çiçeği, osmantus ve sümbülteber. Detaylardaysa gül, gardenya, nergis, yasemin ve kayısıdan söz edilmiş. Parfümün açılışı buruk, ekşi meyveler ve çiçeklerle gerçekleşiyor. Üst notalarda ekşi kayısı ve portakal çiçeği algılanıyor. Tanıdık gelen başlangıçtan sonra orta bölüme geçiliyor. Orta notalarda büyük değişim yaşanmıyor. Mayhoş meyvelerle kadınsı beyaz çiçeklerin dansı orta bölümde devam ediyor. Kapanışta yine değişim yok. Düz çizgide ilerleyen parfümün kayısı-çiçeksi arka planı hemen hemen aynı kalıyor.

Good Girl Gone Bad, By Kilian’ın da vurguladığı gibi meyveli-çiçeksi koku kalıbına ait. Pek ferah olmayan olgun meyvemsiliğin ekşi şeftali-kayısı aksına yakın durduğunu düşünüyorum. Parfümün ikinci büyük kısmını oluşturan çiçekler ağır ya da bıktırıcı tarzda verilmemiş. Meyveli sümbülteberin ilginç hal aldığı kokunun geneli çok tanıdık ama hangi parfüme benziyor bir türlü bulamadım.

By Kilian’ın internet sitesinde Good Girl Gone Bad için “yarı-masum, yarı-şehvetli” denmiş. Kimi kullanıcıların içeriğindeki çiçekleri sabunsu bulması, masum yönüne işaret edebilir. Leziz meyvelerinse şehvetli davrandığı düşünülebilir. Oysa kalite anlamında harikalar yaratamıyor. Koku profili basit, yaratıcılık yok, ilginç/sıradışı değil. Diğer taraftan kokladıkça seviyorsunuz ve özlüyorsunuz. Öteki taraftan da bu kadar basit parfüm nasıl niş diye düşünüyorsunuz. Bu haliyle internet sitesindeki 50 ml için istenen 240 dolarlık fiyata şaşırıyorum.

Hoş, cazibeli, kullanması ve sevmesi kolay, çoğu kadının övgüler alabileceği güvenli bir eser. Kokusunu dünyaca ünlü parfümör Alberto Morillas tasarlamış. Soğuk kış mevsimi dışında her zaman kullanılabilir. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı yüksek değil.

Koku Güzelliği:10/6.5

11 Temmuz 2019 Perşembe

Gucci – Flora (2010)

1966 yılında Gucci’nin Montenapoleone mağazasını ziyaret eden Monako prensesi Grace ile başlıyor kısa hikayemiz. Eşi prens Rainier’le mağazadan alışveriş yapan prenses Grace’in şerefine Rodolfo Gucci, bir anı olması için prensese hediye vermek ister. Mağazadaki herhangi istediği ürünü seçmesini ister Rodolfo Gucci. Prenses Grace bir eşarp ister fakat bay Rodolfo, prensese özel, çok daha güzel bir hediye vermek ister.

Hemen ressam ve illüstratör Vittorio Accornero ile iletişime geçilir ve eşarbının üzerine işlenmek üzere motifler tasarlaması istenir. Vittorio Accornero, Gucci markasının kimliğine uygun, rengarenk çiçek desenler tasarlar ve eşarpların üzerine işlenir. Bu desenlerin ismi Flora motifi olarak belirlenir. İlginç olan ise Flora motifinin daha sonraki yıllarda Gucci’nin birçok farklı ürününde kullanılmasıdır. Hatta 1970’li yılların ortalarında Floransalı bir şirket tarafından seramik tabaklara bile işlenerek satılır.

2005 yılına kadar unutulmuş gibi görünen Flora motifi, bu senede Gucci’nin çantalarına işlenerek tekrar popüler olması sağlanır. 2009 yılındaysa tabii ki Flora isimli parfüm piyasaya sürülür. Gucci’nin böylesine fırsatı kaçırması olası değildir. Flora parfümleri kadınlar için üretiliyor ve kutusunun üzerinde de Flora motifi işlenerek satışı yapılıyor. 2019 yılının temmuz ayı itibariyle beş parfümlük seri haline geldi Flora parfümleri. Ben de bir süredir Flora’nın EDP versiyonunu kullanıyorum. Bakalım bana neler hissettirmiş bu renkli kız.

Flora’nın açılışı parlak ve sabunsu meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalarda kayısı-şeftaliye benzettiğim buruk ve hüzünlü meyvelere bir parça da turunçgiller eşlik ediyor. Orta bölümde kadınsı hissiyat ve çiçeksilik biraz daha artıyor. Saldırgan olmayan kadınsı çiçeklerden şakayık ve gül ayırt edilebiliyor. Şakayığın kokusunu parfümlerde pek sevemiyorum ne yazık ki. Onun dışında orta bölümde sabunsuluk biraz daha artıyor. Son bölümde sabunsu çiçeklere paçuli kucağını açıyor. Alt notalarda kadifemsi ve yapay paçuli adeta tek yetkili diyebilirim.

Flora’yı meyveli-çiçeksi paçuli parfümü olarak tanımlayabilirim. Ferah sayılamayacak tatlı ve neredeyse tozlu meyvelere eşlik eden, uysal ve yapay çiçeklere eklenen yine yapay paçuli, parfümün kalite hissiyatını ne yazık ki düşürüyor. Yeni nesil tek düze ilerleyen yapay çiçeksi paçuli fikri eski değil ama uygulaması daha iyi yapılabilirdi. Gucci’nin yeni nesil kadın-erkek parfümlerindeki yapaylık Flora’da da var.

Flora, bana garip biçimde Gucci’nin efsane kadın parfümlerinden Rush’ı hatırlattı. Rush’ın o şuh, cüretkar, saldırgan ve aykırı şekerli, yapay meyveli kokusu ile Flora’nın sakin meyveli-çiçeksiliği karşılaştırılamaz olsa da Flora’nın orta kısmından itibaren algıladığım plastiğimsi, şekerli, yapay tozlu meyveleri sanki Rush’ın modern hayaleti gibi geri plana gömmüş Gucci ustaca.

Fakat… Yine evin ablasının oldukça sevdiği Flora, bu haliyle çoğu kadının kalbini kazanabilir. Eğer sizde Gucci kadınıysanız, bir şekilde dikkat çekici ve çarpıcı kadın parfümü arıyorsanız, genç kızı işi gibi kokmasın diyenlerdenseniz, Flora emrinize amade şekilde parfümeri raflarında sizi bekliyor. Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağını düşündüğümü, yapaylığın bir süre sonra plastiğimsi hal aldığını ve dikkatli/titiz burunları rahatsız edeceğini baştan söyleyeyim. Gerisi size kalmış.

İlk çıkan Flora EDT olanıydı. Ben EDP’yi kullandım. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı normal düzeydeydi. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor gibi.

Koku Güzelliği:10/5

6 Ekim 2018 Cumartesi

Hugo Boss – The Scent For Her (2016)

Almanya merkezli moda devi Hugo Boss’un Coty işbirliğiyle piyasaya sürdüğü 2015 çıkışlı “The Scent” isimli parfümler üç yıl içinde dokuz üyeye ulaştı. İlk The Scent 2015’te erkekler için çıkarıldı. Bir yıl sonra The Scent’in kadın versiyonu raflardaki yerini aldı. Hatta son dönemlerde iki The Scent parfümün Intense versiyonları dünya kokuseverlerinin beğenisine sunuldu.

Bugünkü yazı konuğumuz 2016 çıkışlı kadınlar için pazarlanan The Scent. Tam ismi The Scent For Her olan parfüm için Hugo Boss’un internet sitesinde “kadınlar için yeni, baştan çıkarıcı parfüm” ifadesi kullanılarak bizim gibi deneyimli sayılabilecek parfümseverleri hiç şaşırtmayan promosyon cümlesiyle karşımıza dikilivermiş. Dünyada piyasaya sürülen kadın parfümlerinin muhtemelen büyük çoğunluğunda bu pazarlama cümlesine rastlamak artık normal bizim için. Tamam, iddialı olmak iyidir ama bari şu birbirinin aynısı “kadınlar için cazibeli, baştan çıkarıcı parfüm” gibi klişeleri değiştirin. Neyse geçelim detaylara.

The Scent For Her’in açılışı tatlı ve berrak meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarındaki şeftali ilk saniyelerde kendisini gösteriyor. Buradaki şeftali dolu dolu meyvemsi değil de daha böğürtlensi, miskli ve transparan tarafa yakın. Orta kısımda meyvemsi yapı devam ederken tabii ki bu tür parfümlerin değişmezi çiçeksiler yardıma yetişiyor. Orta bölümden itibaren farklı tarafı olmayan meyveli-çiçeksi tarafa yakın duran parfümümüz, sonlarda yumuşak, seyreltilmiş miskle ve odunsularla kapanışı yapıyor.

The Scent For Her, anlaşılacağı üzere miskli bir meyve parfümü. Başlangıçtaki şeftali ve geri plandaki leziz, sulu, tatlı, kırmızı meyvelerin hakimiyetindeki ana yapı parfümün genelinde hissediliyor. Başrol oyuncu şeftali ama burada Mitsouko’daki kadar kaliteli ve gerçekçi şeftali beklemek hata olabilir. Vasat sayılabilecek meyvelere eşlik eden misk, garip bir sulandırılmışlık algısı yaratıyor. Orta kısımdan itibaren eklenen çiçekler abartılı şekilde pudralı ve ağır değiller neyse ki. Yine de pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim.

The Scent For Her, onlarca örneğine rastladığımız canlı ve cıvıl cıvıl, basit bir genç kız parfümüne benziyor. Yaratıcı tarafı olmayan, kullanımı kolay, uzun süreli kullanımlarda sıkılacağınız, kalite anlamında iddialı olmayan tam bir piyasa parfümü diyebilirim. Ona berbat de denemez harika da denemez. Ortalarda dolaşan bir arkadaş sadece.

Bu parfümde ilgimi çeken şeyse açıklanan notalarındaki iki sevdiğim içerik yani şeftali ve kakao. Şeftalinin verilişini pek başarılı bulmadım. Kakaoya ise rastladığımı söyleyemem. Varsa bile geri planda olduğunu düşündüğüm kakao, parfüme büyük etki etmiyor.

Bir yorumcunun onu şeftali aromalı şampuanlara benzetmesi ne kadar da doğru. Çok bir esprisi olmayan The Scent For Her’in kokusunu otuz yaş altı genç hanımefendiler sevebilir. İlkbahar-yaz mevsiminde kullanmak iyi fikir olabilir. Ayrıca günlük kullanıma ve spor kıyafetlere de uyum sağlayacaktır. Genel beğeniye uygun bu hanımefendinin performansı zayıf. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı sınırlı.

Koku Güzelliği:10/5

2 Nisan 2018 Pazartesi

Oliver & Co. – Vetiverus (2012)

2009 yılında çığır açan parfümler yaratmak için Madrid’te kurulan niş parfümeviyle tanışıyoruz bugün. Oliver Valverde’nin temellerini attığı Oliver & Co. parfümevi, bilinmeyenleri keşfetmek ve parfümcülük alanındaki kuralları yıkmak için çaba sarf edeceğini kendi sitesinde ilan etmiş. Böylesine iddialı hedefleri olan markanın kurucusu Oliver Valverde’nin herhangi bir parfümörlük eğitimi almadığını ve tamamen kendisini yetiştirdiğini not edelim. Bu durum kendi ifadesiyle “Eğitimli bir parfümör olmamak mevcut endüstrinin önceden tasarlanmış fikirleriyle sınırlı kalmamayı, onun yerine tutku ve içgüdülerimle yarattığım parfümlerimde devrim yaratmayı düşünmemi sağlıyor” minvalindeki sözlerini de anlamlı kılıyor.

Vetiverus, Oliver & Co.’nun muhtemelen en popüler parfümü. Hatta markayı dünyaya tanıtan eser dersem abartmış olmam. “Illustrated” serisinin üyesi olan Vetiverus için kendi sitelerinde iki nota vurgulanmış: Vetiver ve osmantus çiçeği. Ayrıca kuru kayısı, deri, bal ve laktontan da bahsedilmiş. Son olaraksa kokunun karanlık, sofistike ve erotik berekete sahip olduğu söylenmiş ki kulağa gayet ilgi çekici geliyor.

Vetiverus’un başlangıcı oldukça garip gerçekleşiyor. Dünyasal ve neredeyse tozlu, kuru baharatlı (kakule olabilir) vetiver karşımıza çıkıyor. Kendi sitelerinde bahsettikleri kayısı notası aklıma geliyor fakat bildiğimiz anlamda bir meyvemsilik yok açılışta. Tuhaf üst notaları hakkında ne düşüneceğimi bilemedim fakat çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Orta bölüme geçildiğinde başlangıçtaki soyut kokunun yerine daha anlaşılabilir vetiver aroması yerleşiyor başrole. E sonuçta parfümün ismi vetiverle ilgili ve orta notalarda vetiverin önde olması normal. Buradaki vetiver hala sıradışı. Köksü ve neredeyse nanemsi verilmiş vetivere eşlik eden o enteresan çiçek büyük ihtimalle osmantus. Orta kısım da benim için harika değil. Kapanışta büyük değişim olmuyor. Orta notaların paralelinde ilerleyen ana yapı, köksü ve yüksek kaliteli vetiverle kapanışı yapıyor.

İlk kullandığım dönemde açılışını nane şekerlerine benzettiğim Vetiverus’a ilerleyen günlerde bir parça da olsa alıştım ama yine de şu vetiver kokusuna bir türlü ısınamıyorum. Sanırım Sycomore ve Encre Noire dışında da alışamayacağım vetivere.

Şimdi parfümün ismi direkt kokunun temasını zaten belirliyor. Vetiverus, oldukça farklı bir vetiver parfümü. Kimi yorumcuların bahsettiği karanfili benim burun algılayamadı ki üzüldüm çünkü parfümlerde seviyorum karanfili. Ayrıca bahsedilen turunçgil kabuğu benzeri kokuyu ben de zaman zaman alıyorum Vetiverus’tan ama tam anlamıyla narenciye gibi de davranmıyor. Meyveli desen değil, çiçeksi desen tam değil. Sanırım köksü ve odunsu bir vetiver diyebiliriz Vetiverus için. Ya da boş verelim bu sınıflandırma hevesini.

Vetiverus, oldukça olumlu yorumlar alıyor yurtdışı merkezli parfümseverlerden. Parfümün genelini düşündüğümde çok çarpıcı koku profiliyle karşılaşmasam da (benim vetivere olan ilgisizliğimi hesaba katınız) oldukça farklı tarzını ve kalite hissiyatını takdir ettim. Her ne kadar tam anlamıyla kokusal bütünlük algılayamasam da Vetiverus, modern vetiver denemesi olarak arşivlerde ve zihnimizin kokuyla ilgili bölümünde yerini alabilir. Birbirinin aynısı vetiver parfümlerine yenilik getirmeye çalışan Vetiverus’un bu cüretine ve iddiasına saygı duymaya çalışsam da osmantus ve vetiverin birleşimi olarak özetlenebilecek büyük resimde benim için kullanması zor bir parfüm olacak.

Bilemiyorum, vetivere geçmişten gelen bir gıcığım var mı fakat erkek kullanımına yakın duran bu yaramaz çocuk, İspanya’nın niş parfüm sektöründeki öncülerinden olacağa benziyor. Tabii İspanyolların komşuları ve ezeli rakipleri Fransızlar kadar niş parfüm sektöründe varlık gösteremediklerini de ne yazık ki görüyoruz. Belki de Oliver & Co ve onun Vetiverus’u bu döngüyü kırabilir.

EDP formundaki Vetiverus’un kalıcılığı idare eder. Kimi kullanıcılar onu ağır bulurken bende etrafa yayılımı yüksek olamadı. Fark edilirliği ortalamanın altında kalıyor. Bahsettikleri kadar karanlık kokmayan fakat hafiften dumansı hissiyat veren Vetiverus’u ilkbahar-sonbahar döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. En iyisi siz beni dinlemeyin ve ne zaman isterseniz kullanın.

Koku Güzelliği:10/6

30 Ocak 2018 Salı

Narciso Rodriguez – Narciso Rodriguez For Her (2003)

Başarılı modacı Narciso Rodriguez’in 2003 yılında giriş yaptığı parfüm sektörünü sevdiğini görüyoruz. 2003 yılından beri on yedi milyon şişeden fazla parfüm sattığını öğrendiğimiz markanın satışlarının büyük kısmını ilk parfümü Narciso Rodriguez For Her oluşturuyor. Bol ödüllü bu kadın parfümü hem markanın ilk kokusu olma özelliği taşıyor hem de kendi ifadeleriyle “ilk modern miskli şipre” sınıflandırması yapılan eser olarak karşımıza çıkıyor. Parfüm Merakı’nda sırada kadınların oldukça sevdiği bir arkadaş var anlaşılacağı üzere.

Narciso Rodriguez For Her ilhamını, markanın kurucusu bay Rodriguez’in gençken bir arkadaşının ona verdiği Mısır’dan gelen misk yağından almış. Kendi sitelerinde siyah şişesinin New York’taki binalardan esinlendiği vurgulanmış. Bay Rodriguez bu ilk parfümü için şöyle söylemiş: “Narciso Rodriguez For Her bütün kadınlar içindir. Kadınlara benim için özel olan bir şey vermek istedim ve onlara bu parfümü armağan ediyorum.”

Parfümün başlangıcı yüksek kaliteli acımsı çiçeklerle gerçekleşiyor. Çok kadınsı olmayan miskli beyaz çiçekler az da olsa karanlık hissiyat veriyor. Açıklanan notalarından osmantus isimli çiçek var. Muhtemelen ondan gelen ilk patlama fena değil. İlerleyen dakikalarda karanlık taraf azalırken kremsi portakal çiçeği kendisini gösteriyor. Buradaki portakal çiçeği pek ferah verilmemiş. Başlangıçtaki misk hala parfümün üzerinde dolaşıyor. Orta bölümü kendime yakın bulmadım. Son kısım müthiş. Çiçekler geri çekilirken, harika, lezzetli, sütsü vanilya son bölümü domine ediyor. Buradaki vanilya ne çok kadınsı ne de çok tatlı. Alt notalarını sevdim.

Narciso Rodriguez For Her kadın parfümü buna şüphemiz yok fakat kokusu alışık olduğumuz burun tırmalayan feminen çiçeksilik olarak verilmemiş. Daha nötr ve yüksek kaliteli çiçekler, hayvansı olmayan sucula yakın miskle birleşmiş ve gayet şık kadın parfümü kompozisyonu oluşmuş. Buradaki çiçekler yasemin-gül-portakal çiçeği olarak tanımlanabilir. Fakat sanmayın ki gül veya yasemin baskın. Her çiçek ve hatta her nota gayet dengeli ve sakince verilmiş. Yapaylık varsa da kontrollü ve steril şekilde mevcut. Parfümün ustaca tasarlandığı belli oluyor.

Tasarım derken şunu da ekleyelim, 2003 yılındaki bu parfüme Francis Kurkdjian ve Christine Nagel imza atmış. Bu iki önemli parfümörden özellikle Francis Kurkdjian’ın elinden çıktığı belli olan şık ve yüksek kaliteli aroma, kadınların neden onu sevdiğini anlamamızı sağlıyor.

Tabii her şey harika mı? Değil. Narciso Rodriguez For Her, oldukça basit yapıda. Derin ve katmanlı koktuğu söylenemez. Etrafa yayılımı sınırlı, kalıcılığı eh işte. Bu anlamda performansı bende yüksek olmadı. Ayrıca kokusuna aşık olduğumu ve çok ilginç bulduğumu söyleyemem. Temiz bir çiçeksi-miskli eser, daha fazlası değil.

Sonuç olarak abartılı şekilde kadınsı olmayan, kullanımı ve sevmesi kolay, üzerinden on beş yıla yakın zaman geçmesine rağmen hala modern çizgisini koruyan, güzel bir çiçeksi miskli parfüm. Tatlılık abartılı değil, notaların uyumu iyi, malzeme kalitesi bir ana akım marka için idare eder.

Parfümün ilk çıkışı EDT versiyonuyla oldu. Siyah şişedeki EDT’den iki yıl sonra pembe şişeli EDP raflardaki yerini aldı. Benim kullandığım EDT olanıydı. Her yaş grubuna ve her ortama uyabileceğini düşündüğüm Narciso Rodriguez For Her, bir hanımefendiye hediye etmek için iyi seçenekler arasında yer alıyor. Kullanım dönemi olarak ılık-serin ilkbahar-sonbahar daha makul gibi görünüyor. Sıcak yaz mevsiminde fazla kaçabilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6