Viktor&Rolf – Spicebomb (2012) Markanın
erkek parfümü.
Viktor Horsting ve Rolf
Snoeren isimli iki gencin yolu, Hollanda'daki Arnhem Sanat ve Tasarım
Akademisi'nde kesişmiş. Hayat da zaten çoğu zaman rastlantılarla şekillenmez mi?
1969 doğumlu bu iki genç tanışıp, arkadaş oluverirler. Arkadaşlıkları okulun
bitimine kadar sürer. Ve okul bitince iş hayatına atılmaya karar verirler.
Henüz yirmili yaşların başındaki iki arkadaş beraber kıyafet tasarımları
yaparlar. Bakarlar ki memleketleri olan Hollanda, meslekleri için uygun yer
değildir. Onlar modanın kalbi sayılan Paris'e gitmeye karar verirler. Ve ilk
kreasyonlarını 1992-1993 yıllarında görücüye çıkarırlar. Bu tarihler onların
markalarının da temellerinin atıldığı yıllar olur.
Viktor&Rolf, moda
sektörüne hizmet veren hazır giyim markası. Hatta Hollanda'nın bu alanda gururu
bile denilebilir. İki genç adam, 2005 yılında markalarına parfüm koleksiyonu da
eklemeye karar verirler. İlk parfümleri kadınlara yönelik olarak çıkan
Flowerbomb olur. Şimdiye kadar on sekiz kadar parfüme imza atmışlar. Anlaşılan parfüm
işini fazlasıyla sevmişler. Viktor&Rolf, 2012 yılında oldukça ilgi çeken
bir erkek parfümüne imza attı. Güçlü bir pazarlama kampanyasıyla satışa sunulan
Spicebomb, hem ismi hem de farklı şişesiyle amaçladığı ilgiyi yakaladı. Bir
süredir yurt dışındaki parfüm platformlarında en çok ismi geçen arkadaşlardan
olan Spicebomb, bugünkü konuğum.
Fragrantica'da odunsu
baharatlı olarak sınıflandırılmış Spicebomb. Parfümü ilk sıktığımda modern
tatlı turunçgiller (portakal yada mandalina olabilir), tatlımsı yumuşak baharatlar
(tarçın, biber veya küçük hindistan cevizi) ve tatlımsı modern meyveler (kiraz,
vişne veya erik) ile size merhaba diyor. Başlangıcı çok modern ve sevilesi.
Fena değil üst notalar. Bir süre sonra orta kısma geçiliyor. Burada tatlımsı
baharatlar daha da kendisini gösteriyor. Baharatlara yapay-yeşil tütün ve kabe
samanı (vetiver) ekleniyor. Orta kısım hayal kırıklığı. Geçelim sonlara. Alt
notalarda büyük değişikliğe uğramıyor kokusu. Aynı yapay-yeşil tütün ve kabe
samanına bir parça deri ve odunsu notalar ekleniyor. Böylece de tenden ayrılıyor.
Spicebomb'ı uzun zamandır
kullanıyorum. Gerek soğuk günlerde gerek dışarıda gerekse ten üzerinde
defalarca deneme şansım oldu. Bu parfümü iki kısma ayırıyorum kendimce. İlk
kısım başlangıcı. Günümüzün modern tatlı baharatlı parfümlerine çok benziyor
üst notalar. Tatlı turunçgiller çok ilginç değil. Aynı şekilde tatlı baharatlar
da ayrıcalıklı kokmuyor. Fakat yine de güzel bir başlangıç. Canlı, enerjik,
neşeli ve pozitif. Açılışını sevdim.
Geleyim ikinci kısma.
Başlangıçtaki tatlı turunçgiller burada kayboluyor. Bir tek tatlımsı modern
baharatlar kalıyor. Ona çok yapay yeşil tütün-kabe samanı benzeri koku ekleniyor.
Evet Spicebomb orta notalarından itibaren güçlü yeşil tonlar barındırıyor. Ama
yeşil çiçekler gibi değil. Yapay kabe samanı yeşilliği gibi. Açıklanan
notalarında safran görünüyor. Belki ondan geliyor bu tuhaf his. Zaten parfümden
soğumamın, tahammül edilmez bulmamın sebebi de burası. Spicebomb orta kısımdan
itibaren çok vasat ve yapay kokuyor. Hatta L'Artisan Parfumeur'un Tea for Two'suna
biraz benziyor orta kısmı. Ama ondan daha kötü. Açıkçası şaşkınım. Bu mu
böylesine hakkında konuşulan ve övgüler alan parfüm? Bu bir şaka mı? Bu kadar
yapaylığa ve sinir bozucu kokuya nasıl dayanılır bilemiyorum. Belki de doktara
gidip antidepresan alarak mümkün olur. Çünkü Spicebomb gerçekten de başarısız
genel anlamda.
Spicebomb, ismi ile
çelişkiye düşmüyor. Ciddi oranda baharatlı bir koku. Modern baharatlar kimi
zaman öyle tatlanıyor ki neredeye şekerli hale geliyor. Can sıkıcı taraflarından
birisi de bu şekerlilik. Benim gibi parfümlerde tatlılığı seven birisine bile
aşırı geldi. Ayarı kaçırmış Olivier Polge ne yazık ki. Yeşil tütün
yaprakları-çay-odunsu notalar karışımı, benim hiç de beklediğim gibi sonuçlar
vermiyor anlaşılan.
Bu parfümün neden piyasaya
sürüldüğü çok açık. Herkesin sevebileceği ve popüler olma ihtimali yüksek
tarzda. Ortalama parfüm kullanıcısı için olabilir ama Parfüm Merakı'nın
karşısına böyle bir parfümle çıkmak hiç de iyi fikir değil. Bir parça Paco
Rabanne - 1 Million, bir parça Yves Saint Laurent - La Nuit de L'Homme, azıcık
Gucci Pour Homme II, hatta Van Cleef&Arpels - Midnight in Paris ve diğer
modern-yapay baharatlı popüler parfümlere öykünmüş. Hiç bir yaratıcı ve
yenilikçi yönü yok. Bol bol satılıp, yüksek karlar sağlanması amaçlanmış.
Tamamen ticari, derinlikten yoksun ve kötü bir taklitten öteye gidebilmesi zor.
Yine aynı oyun. Parfümün
başlangıcını modern ve güzel baharatlar-turunçgiller ile süsle. İnsanlar
mağazalarda kollarına bir kere sıkıp, başlangıcına mest olsunlar. Ve hemen parfümü
alsınlar. Fakat 3-4 gün kullandıktan sonra "bu ne biçim koku yahu"
diyerek ellerindeki şişeye bakakalsınlar. Ve dolaplarının ücra köşesine
atsınlar. Olacak olan budur sevgili parfüm severler.
Sizlere tavsiyem bu
parfümün başlangıcındaki güzelliğe aldanıp, satın alma kararı vermeyin. Yoksa
pişman olabilirsiniz. Çünkü bu pazarlama oyunu can sıkıcı olmaya başladı. Bir
çok marka bu işlere merak sardı. Hatta Yves Saint Laurent ve Gucci bile yeni
parfümlerinde bu uyanıklığı sıkça yapar oldular. Ne yazık ki parfüm sektörünün gittiği
yer kocaman bir uçurum. Umarım markalar bu yaptıkları yanlışlardan dönüp, doğru
düzgün kokular tasarlama başlarlar. Çünkü artık yeni çıkan çoğu parfüm banyolarda
yada odalarda havaya sıkmak için bile yeterli güzellikte değil. Mutlaka 2-3
defa farklı zamanlarda deneyin almadan önce. Sadece başlangıcındaki kokuyu
değil, 1-2 saat sonra ortaya çıkan kokuyu da dikkatlice değerlendirin. Paranıza
yazık etmeyin.
Spicebomb'un hedef
kitlesi belli. 15-25 yaş arası fazla parfüm deneyimi olmayan gençler, ilginç
şişesine ve ismine bakıp alacaklardır muhtemelen. Fakat Parfüm Merakı okuyucularının
bu hataya düşmeyeceğine adım gibi eminim.
Bir başka konu ise bu
parfümün Tom Ford'un nefis parfümü Tobacco Vanille ile karşılaştırılması. Yurt
dışındaki bazı parfüm platformlarında Spicebomb ile Tobacco Vanille birbirine
çok benzetilmiş. Hatta Tobacco Vanille'ye alternatif olarak gösterilmiş.
Aslında biraz ağır konuşacaktım ama yine kendimi tutayım. Spicebomb ile Tobacco
Vanille'yi karşılaştırmak en hafif tabiriyle ayıptır. Tobacco Vanille'nin o
müthiş kalitesini, rafineliğini ve cazibeli yapısını, böylesine vasat, sıradan
ve yapay parfümle kıyaslamak abesle iştigal değil de ne. Herkesin
anlayabileceği şu örneği vererek konuyu uzatmayayım: Eğer Tobacco Vanille BMW
M5 ise Spicebomb Toyota Corolla'dır. Benim açımdan durum bu kadar net ve
berrak. Spicebomb için benim alternatif isim önerim şudur
"Syntheticbomb".
İşin acı tarafı bu kadar
sıradan bir parfümü Dior Homme gibi şahesere imza atmış Olivier Polge'nin
tasarlamış olması. Sonbahar-kış mevsiminde kullanmak daha uygun. Yaz mevsiminde
boğucu ve bıktırıcı olacaktır. Denemeden almayın alana da mani olun.
Spicebomb'un belki de en
başarılı tarafı şişesi. El bombasına benzeyen bu ilginç şişe tam koleksiyonluk.
Bu farklı şişeyi Fabien Baron tasarlamış.
Artıları:
+ Başlangıcı güzel.
Eksileri:
- Orta notalarını
sevmedim.
- Son kısmı da başarısız.
- Yapaylık can sıkıcı ve
sinir bozucu.
- Hiç bir yeni tarafı
olmayan, piyasadaki rakiplerini taklit etmekten öte gidemeyen kokusu.
Koku Güzelliği:10/4.5